her iki maksiller sinüste mukozal kalınlaşma nedir / Sinüzit - seafoodplus.info TATLIPINAR

Her Iki Maksiller Sinüste Mukozal Kalınlaşma Nedir

her iki maksiller sinüste mukozal kalınlaşma nedir

Sınıflandırma

Sinüzitler

Dr. Özcan Çakmak*, Dr. Cüneyt Yılmazer*, Dr. Haluk Yavuz*, Dr. Tan Ergin**

* Uzm.; Başkent Ü. Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Arş. Hast. KBB Bölümü

**Doç.; Başkent Ü. Ankara Hast. KBB AD

 

Paranazal sinüsler herbiri değişik boyutta 4 çift olup içlerinde bulundukları kemiğin adıyla anılırlar: Maksiller, etmoid, frontal ve sfenoid sinüsler (Şekil 1). Paranazal sinüslerin solunum havasını nemlendirme, mukus salgılama, kafa kemiklerini hafifletme, sesin rezonansına katkı yapma, beyin içi ısısının izolasyonu gibi tartışmalı işlevleri vardır.

 

Sinüzit sağlık kuruluşlarına yapılan başvuruların en sık nedenlerindendir ve sıklıkla antibiyotik reçete edilen hastalıkların da başında gelmektedir. Aynı zamanda, önemli bir morbidite kaynağı ve önemli bir ekonomik kayıp nedenidir. Amerika'da yılda ortalama 50 milyon kişinin sinüzitten etkilendiği, yılında 73 milyon gün işgücü kaybı ve milyar dolar tıbbi (cerrahi ve radyolojik işlemler dışında) tedavi giderine yol açtığı ve hastaya sinüzit nedeniyle endoskopik sinüs cerrahisi yapıldığı bildirilmiştir.

 

1- Akut sinüzit:Ani başlayan, dört haftadan daha kısa sürede tamamen iyileşen sinüzitlerdir. Sıklıkla viral üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası gelişir.

2- Subakut sinüzit: Dört haftadan daha fazla, 12 haftadan daha az süreyle seyreden akut rinosinüzitler için kullanılır.

3- Yineleyen sinüzit: Bir yıl içerisinde olup herbiri 7 gün ya da daha fazla süren, dörtten fazla atak geçirildiği durumlardır.

4- Kronik sinüzit: 12 hafta ya dadaha fazla süren sinüzitlerdir. Kronik sinüzitlerin seyri sırasında akut ataklar gelişebilir.

 

Etiyopatogenez:

Paranazal sinüslerin burun mukozasına yakın komşuluğu dolayısıyla sinüzit ve rinit genelde birlikte bulunur ve bazı yazarlarca sinüzit yerine rinosinüzit terimi daha sıklıkla kullanılır. Paranazal sinüs ve burun mukozasının enfeksiyona karşı mukosilier sistem aktivitesi, epiteldeki mukus örtüsü, mukustaki antimikrobial ajanlar, mukustaki immünoglobulinler gibi savunma sistemleri vardır. Özellikle mukosilier aktivitenin bozulması sinüs içerisinde sekresyon birikimine ve enfeksiyona yol açarak sinüzit oluşumunda önemli rol oynar.

 

Ön etmoid, maksiller ve frontal sinüsler orta meatusta osteomeatal kompleks denilen bir bölgeye drene olurlar (Şekil 2).

 

Osteomeatal kompleksteki darlıklar sinüzit için hazırlayıcı ortam yaratır. Etmoid sinüs genellikle hastalığın ilk başladığı ve en çok tutulan sinüstür. Osteomeatal komplekste tıkanıklık yapan nedenler arasında anatomik bozukluklar (septal deviasyonlar, polipler, etmoid sinus ve orta konka varyasyonları, yabancı cisimler, tümörler, burun yan duvar anomalileri), mukoza ödemi (viral üst solunum yolu enfeksiyonları, alerji, hormonal bozukluklar) sayılabilir. Osteomeatal kompleks tıkanıklığında hipoksi gelişir, mukosilier aktivite azalır, sinüste drenaj bozulur, sekresyonlar kalınlaşır, mukus stazı oluşur. Tüm bunlara bağlı olarak ikincil bakteriyel çoğalma için uygun bir zemin hazırlanır ve sinüzit başlar.

 

Akut sinüzitlerde en sık etkenler sırasıyla Streptokokus pnomonia, Hemofilus influenza ve Moraxella catarhallis’tir. Kronik sinüzitlerde ise Hemofilus influenza, Stafilakoklar ve anaeroblar önemli etkenler olarak öne çıkar. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, kronik sinüzitlerin önemli bir bölümünün fungusa ikincil olduğu düşünülerek alerjik fungal sinüzit terimi ortaya atılmıştır. Nazal polipozis, astım ve atopi varlığı, koyu mukoid sekresyon varlığı, mukoza invazyonu olmadan sekresyonlarda fungusun gösterilmesi, serumda fungusa özgü antikorların varlığı, tomografide sinüslerde kalsifikasyonların izlenmesi, alerjik fungal sinüziti akla getirmelidir. Diyabetik ve immün yetmezlikli hastalarda ise invaziv funguslarönemli bir sinüzit nedenidir.

 

Sinüzitler başağrısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ağız kokusu, öksürük, kulak ağrısı, diş ağrısı, ateş, hyposmi-anosmi, yorgunluk,gibi belirtilere yol açabilir. Kronik sinüzitler genellikle daha hafif belirtilerle seyreder. Belirtiler sıklıkla gece ve sabah erken saatlerde (yatar pozisyonda paranasal ödemin artması ve dolayısıyla mukosilier aktivitenin azalmasına bağlı olarak) daha fazladır.

 

Sinüzit tanısında KBB uzmanı tarafından yapılacak anterior rinoskopik ve nazal endoskopik muayenenin önemli bir yeri vardır. Özellikle orta meatusta pürülan drenajın gözlenmesi sinüzit düşündürür. Burun muayenesi, sinüzite yol açan anatomik anomalilerin ortaya konulmasına, etkilenen sinüsün belirlenmesine, nazal polip, tümöral oluşumlar ya da fungal enfeksiyonların saptanmasına, alerjik durumların enfektif olaylardan ayırt edilmesine de olanak sağlar. Ayrıca fizik incelemede yüzde ödem, dolgunluk, servikal adenopati, postnazal akıntı, farenjit saptanabilinir.

 

Waters, Caldwell ve yan kafa grafisi gibi rutin radyolojik incelemeler tanıya yardımcı yöntem olarak uzun yıllardır kullanılmaktadır. Grafilerde maksiller, frontal ve sfenoid sinuslerin akut enfeksiyonlarında görülecek opasifikasyon, hava-sıvı düzeyleri tanıyı kolaylaştıracaktır.

 

Rutin grafilerin farklı yorumlara açık olmaları, etmoid sinüslerin ve osteomeatal kompleksin değerlendirilmesinde yetersiz kalmaları, kronik sinüzitli hastalarda yararını kısıtlamaktadır. Tedaviye dirençli kronik sinüzitlerde, cerrahi girişimi gerekebilecek hastalarda, komplikasyon varlığında, tümoral oluşum kuşkusunda koronal ve gerekirse aksial planda çekilmiş paranazal sinüs tomografisinden yararlanılmalıdır.

 

Pürülan sinüzitlerin tıbbi tedavisi antibiyotik, dekonjestan, mukolitik, diğer nazal sekresyonları temizleme yöntemleri ve gerekirse topikal steroidlerin uygun olarak eklenilmesini içerir. Antibiyotik seçimi sıklıkla neden olan organizmalara ve klinisyenin deneyimine göre ampirik olarak yapılır.

 

Akut sinüzitlerin üçte ikisinin Streptokokus pnemönia ve Hemafilus influenza'ya ikincil geliştiği düşünüldüğünde, öncelikle bu mikroorganizmalara etkili olabilecek antibiyotiklerin seçimi uygun olacaktır. Bu amaçla en sık olarak reçete edilen antibiyotikler: Amoksisilin, amoksisilin klavunat, klaritromisin, trimetoprim/sülfamethaksole, sefuroksime, sefrozil, lorakarbef, sefodoksim, siprofloksasin, levofloksain'dir. Penisilin, sefaleksin, eritromisin, ve tetrasiklin sinüzitte rol oynayan major mikroorganizmaları kapsamaz.

 

Bazı toplumlarda dirence bağlı olarak amoksisilin'in etkinliğinin %70'in altına düşmesi kullanımını sınırlamaktadır. Komplikasyonsuz sinüzitlerde antibiyotik tedavi süresi on ile 14 gündür.

 

Antibiotik tedavisine ek olarak mukozal ödemi azaltıp, sinüs osteumunun açılmasını sağlayan dekonjestanlar topikal ya dasistemik olarak eklenebilir. Topikal dekonjastanların uzun süre uygulanması ribaund mukozal ödem yaparak rinitis medikamentozaya yol açabileceğinden, günden daha uzun kullanılmaması gerektiği unutulmamalıdır.

 

Koyu sekresyonun sinüs kavitesinden uzaklaştırılması, serum fizyolojikle fizikseltemizlikle ve gerekirse tedaviye mukolitik ajanlar da eklenerek artırılabilir. Alerjik durumlar dışında sekresyonları kurutucu etkileri dolayısıyla antihistaminiklerin kullanımından kaçınmak gereklidir. Kronik sinüzit ve atopi durumlarında topikal steroidler de tedaviye eklenebilir.

 

İlaç tedavisine dirençli subakut ve kronik sinüzitlerde, yineleyen akut sinüzit ataklarında cerrahi endikasyon ortaya çıkar. Sinüzit cerrahisinde amaç ventilasyonun düzeltilmesi, sinüslerin drenajının ve normal işlevlerin yeniden sağlanmasıdır. Osteomeatal komplekste tıkanıklığın düzeltilerek patolojilerin temizlenmesi cerrahinin temelini oluşturur. Son yıldır bu amaçla yaygın olarak kullanıma giren endoskopik sinüs cerahisiyle %90'a ulaşan başarılı sonuçlar sağlanabilmektedir.

 

Nazal polipozis, mukosel, mukopüyosel, invaziv ya da alerjik fungal sinüzit, sinüs tümörleri akut komplike sinüzit (subperiostal ya da orbital abse, beyin absesi, menenjit) gibi durumlarda kesin cerrahi endikasyonu vardır. Sinüzit komplikasyonu gelişmişse geniş spektrumlu IV antibiyotik başlanması, zaman geçirilmeden acil cerrahi girişimi açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

Yaygın bir hastalık olan sinüzitin birinci basamakta tedavisi pratisyen hekimler tarafından yapıldıktan sonra, tedaviye dirençli olgularda hastanın bir KBB uzmanı tarafından değerlendirilmesi uygun olacaktır.

 

Sinüzit çok sık karşılaşılan bir hastalık olmasına karşın, etkili antibiyotiklerin ve cerrahinin gelişmesine bağlı olarak sinüzit komplikasyonlarına ender olarak rastlanmaktadır. Ancak, uygun tedavi edilmemiş sinüzitlerin ölümcül komplikasyonlara yol açabileceği de unutulmamalıdır.

 

Sinüzit komplikasyonları 3 grupta incelenebilir:

1. Lokal komplikasyonlar: Osteomyelit, mukosel, piyosel

2. Orbital komplikasyonlar: İnflamatuvar ödem, orbital sellülit, subperiostal abse, orbital abse, kavernöz sinüs trombozu

 

3. İntrakranial komplikasyonlar: Beyin absesi, menenjit.

 

Şekil 1:

 

Şekil 2: Osteomeatal kompleks anatomisi.

1. Maksiller sinüs osteumu, 2. Frontal reses

3. Etmoid bulla, 4. Unsinat proses, 5. Orta konka

 

 

 

 

1- Anon J: Report of Rhinosinusitis Task Force Comitte Meeting. Otolaryngol Head Neck Surg (suppl),

2- Evans K:Diagnosis and managament of sinusitis BMJ ;,

3-Fergusen BJ, Mabry R: Laboratory diagnosis. Otolaryngol Head Neck Surg ,

4- Hadley J, Schaefer S: Clinical evaluation of rhinosinusitis. Otolaryngol Head Neck Surg ,

5-Hahn D, Dlefkowitz D: Annual expenses and sources of payment for health care services. Washington, DC, National expenditure survey research findings 14, agency for health care policy and resarch, Publication ,

6- King HC, Mabry RL: A practical Guide to the management of nasal and sinus disorders, medical managemant of sinusitis. Thieme Medical Publishers Inc, New York.

 

AŞAĞIDAKİ AÇIKLAMALARI OKUMADAN BU ALANA GÖNDERİ YAPMAYINIZ :

  • Soru-Cevap yazma: Başka bir ziyaretçinin alanına cevap şeklinde yeni bir soru yazmayınız. Kendi sağlık sorunlarınızla ilgili soru sormak için BURAYA TIKLAYINIZ. Kendi sorularınız ile ilgili konularda yeni bir soru başlığı oluşturmayınız, var olan soru başlığınıza cevap olarak eklemeler yapabilirsiniz.
  • Gerekli bilgiler: Şikayetlerinizin neler olduğunu, bunların özelliklerini, ne kadar süredir var olduğunu, başka sağlık sorunlarınız olup olmadığını, daha önce hekime başvurduysanız neler yapıldığını detaylı açıklamalı ve somut bir soru sormalısınız. "Niçin oluyor?, niçin geçmiyor?" gibi yanıtı belirsiz sorular sormayınız. Bu bir forum ortamı da değildir, şikayet ve sohbet amaçlı, durum bildirir mesajlar göndermeyiniz.
  • Şu isteklere yanıt veremiyoruz: BT, MR, ultrasonografi gibi görüntüleme raporlarının yorumlanması, şikayetlerden veya fotoğraflardan teşhis tahmini, tedavi ve ilaç adı önerilmesi, başka hekimlerin önerdiği tedaviler hakkında görüş istenmesi, tıbbi işlemlerin maliyeti, uzmanlık alanı dışındaki konular.
  • Kişisel bilgiler: Adınız ve soyadınız, dosya ekleyerek gönderdiğiniz fotoğraflar ve belgeler sorduğunuz soru ile birlikte görünür olacaktır. Bunu arzu etmiyorsanız kimliğinizi ortaya koyar nitelikte içerik kullanmamanız veya kimlik bilgilerinizi gizlemeniz önerilir.
  • Soruların yanıtlanma süresi birkaç günü bulabilir. Acil sağlık sorunlarınız için Acil Çağrı Merkezi'ni arayınız.

merhaba hocam,

maksiler sinüslerde görülen mukozal kalınlaşma ilaçla tedavi gerektirir mi? ve bu kalınlaşmanın nedeni bir enfeksiyon mudur? alerjim yok. teşekkürler.

  • Tugrul Öz , 4 sene önce sordu.
  • son düzenleme 4 sene önce

Sağ üst çeneden bir diş çekimi yapıldı mı? Diş kökü sinüs içindeyse bu tür mukoza kalınlaşmaları görülebilir. Bunlar çoğunlukla bir şikayete neden olmaz ve tedavi gerektirmez.

Geçmiş olsun.

Prof. Dr. İrfan Yorulmaz

Yüklediğiniz tek görüntü karesinde sadece sağ maksiller sinüsteki kist görülüyor. Raporda belirtilen diğer hususlar bu görüntüde yok.

Şikayetlerinizi bilmeden, muayenede burun içinde ne göründüğünü bilmeden bir öneride bulunamam. Ancak, genel olarak buna benzer kistlere sık rastlandığını, bunların hiç bir şikayete neden olmayacağını ve çoğunlukla sizde olduğu gibi küçük kistlerin tedavi gerektirmediğini söyleyebilirim.

Geçmiş olsun.
Prof. Dr. İrfan Yorulmaz


hocam merhaba size mr sonuç fotoğrafı gönderdim dosya eklede rica etsem bakıp cevap seafoodplus.infoşekkür ederim.

  • emre KERVAN cevapladı 4 sene önce
  • son düzenleme 4 sene önce

Sinüzit lehine belirtiler ve muayenede bunu destekleyen bulgular varsa MR raporunda yazanlar anlamlı olabilir. Bunlar yoksa ve filmlerdeki mukoza kalınlaşmaları hafif dereceliyse önemsizdir. Sizi muayene etmeli ve filmleri bizzat görmeliyiz.

Geçmiş olsun.
Prof. Dr. İrfan Yorulmaz

Merhaba! Hocam

annem 2 gun once kalkti ve agzi sag Tarafa dogru Kaymisti hemen emar cektik ve sonucu bu bize bilgi verir misiniz?

  • Songul gunaydin cevapladı 4 sene önce
  • son düzenleme 4 sene önce

Anneniz muhtemelen yüz felci geçiriyordur. Maksiller sinüste mukozal kalınlaşma bunun nedeni değildir. Tesadüfen MR&#;da görülmüş olan bir film bulgusudur, hiç bir şikayete neden olmaz ve tedavi gerektirmez.

Bu tomografi değil, MR raporudur. KBB ile ilgili önemli bir sorun raporlanmamış ancak, filmleri bizzat görmeden kesin bir yorum yapılamaz.

merhaba hocam bundan 10 sene once bır burun amelıyatı oldum 6 ay dır burnumda ufak bir sısme oldu tomografi çekildim yorumlarsanız sevinirim

  • MUHAMMET AYDIN cevapladı 4 sene önce
  • son düzenleme 4 sene önce

Gösterilen Sonuç: 1 - 10 / Toplam 40 sonuç bulundu.

Cevabınız

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir