hurriyet kasidesi turkce / Hürriyet Kasidesi - Vikipedi

Hurriyet Kasidesi Turkce

hurriyet kasidesi turkce

kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir kaynağı değiştir]

Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten

Çekildik izzet ü ikbal ile bâb-ı hükûmetten

Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten

Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten

Hakîr olduysa millet, şânına noksan gelir sanma

Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten

Vücûdun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır

Ne gâm râh-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten.

Muini zâlimin dünyada erbâb-ı denaettir

Köpektir zevk alan, sayyâd-ı bi-insâfa hizmetten

Hemen bir feyz-i bâkî terk eder bir zevk-i fânîye

Hayatın kadrini âli bilenler, hüsn-i şöhretten.

Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler

Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten.

Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim

Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten

Felekten intikam almak, demektir ehl-i idrâke

Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedâmetten

Durup ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i millette

Çıkar âsâr-ı rahmet, ihtilaf-ı rey-i ümmetten

Eder tedvîr-i âlem bir mekînin kuvve-i azmi

Cihân titrer sebât-ı pây-ı erbâb-ı metânetten

Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar

Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten

Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı

Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten

Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir

Hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten

Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim

Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten

Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim

Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten

Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette

Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten

Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet

Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten

Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın

Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten

Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin

Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten

Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler

Ki ednâ zevki âlâdır vezâretten sadâretten

Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim

Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten

Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir

Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükûmetten

Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ey bidâd

Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten

Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet

Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten

Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret

Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten

Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet

Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten

Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme

Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten

Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl

Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten

Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et

Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten

Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar

Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten

Günümüz Türkçesi[değiştir
HÜRRİYET KASİDESİ

Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten

Asrın hükümlerini sadakat ve selametten çıkmış görüp
Çekildik izzet ve talih ile hükümet kapısından


Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten

Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten

Kendini insan bilenler halka hizmetten usanmaz
İnsanlık sahibi olanlar mazluma yardımdan el çekmez


Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten



Millet hakir olduysa şanı eksilir sanma
Cevher yere düşünce kadir ve kıymetten de düşmez


Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten



Vücudun ki hamuru ve mayası vatan toprağındandır
Vatan yolunda çile ve sıkıntı ile toprak olursa gam değildir


Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten


Zalimin yardımcısı dünyada alçaklık erbabıdır
Acımasız avcıya hizmet etmekten zevk alan ancak köpektir [av köpeği]


Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten


Sonsuza kadar kalacak bir feyzi terk eder geçici bir feyze
Şöhretin güzelliğinden hayatın kadrini daha üstün görenler


Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten


Halkta hayatın uzunluğuna bunca rağbet nedendir
Emaneti saklamaktan insana menfaat getiren nedir ki? (Emanet, burada, Tanrı emaneti, "can" anlamında)


Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten


O ki, cihanda kendini her fertten alçak görür
Kendi nefsinden utanmaz da utanır kınanmaktan


Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten


Anlayan için, felekten intikam almak demektir
Gayreti artırıp utanç/pişmanlık duygusundan faydalanmak


Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten


Zafer/başarı hükümleri milletin kalbinin birleşmişliğinde durur
Rahmet eserleri, milletin oylarının ihtilafından / farklılığından çıkar


Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten


Bir iktidar sahibinin azminin kuvveti alemi dolaşır
Cihan, metanet sahiplerinin ayaklarının kararlılığından titrer



Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten



Kader, her feyzini, her lütfunu bir vakit için saklar
Milletteki zaaf ve gevşeklik yüzünden ümitsizliğe kapılma


Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten



Zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir
Felekte talih utansın nasipsiz himmet erbabından


Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
Hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten




Işık henüz en yüksek makamından uzaksa, mecburiyetindendir
Tabiat yerde kalan kabiliyetten utansın

Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten



Biz o Osmanlı soyunun yüce ocağındanız
Baştan ayağa mayamız hamiyet kanıyla mayalanmıştır


Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten


Biz o himmet ailesi gayret ve ciddiyet erbabıyız ki
Bir küçük aşiretten cihana meydan okuyan bir devlet çıkardık


Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten


Biz o yüce yaratılışlılarız ki hamiyet meydanında
Zelil olarak ayak altında toprak olmak, mezar toprağından daha kötüdür bizim için


Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten


Hürriyet savaşı korkulu ateşlerle dolu olsa gam değil
Yiğit olan bir can için gayret meydanından kaçar mı?


Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten



Celladın cana kast eden kemendi insafsız bir ejder de olsa
Esaret zincirinden yüz bin defa daha iyidir




Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten

Felek bütün cefa sebeplerini toplasın gelsin
Millet yolunda çalışmaktan dönersem kahpeyim


Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten

Süreç boyunca çektiğim sıkıntı ve zorluklar anılsın
Ki bunun en kötü zevki dahi vezirlik, sadrazamlık zevkinden yücedir


Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten


Vatan vefasız, alaycı bir nazlı kıza dönmüş ki
Ayırmıyor aşkının sadıklarını gurbetin elemlerinden


Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten



Korkunun ve yalvarmanın uzağındayım
Benim indimde görevim menfaatten, hakkım da hükümetin kötülüklerinden üstündür




Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ey bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten

Ey zalim, milletin civanmertleriyle kavgadan kaçın
Hamiyet kanının ateşiyle erir zulüm kılıcın


Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten


Adaletsizlik ile, zulüm ile hürriyeti imha etmek ne mümkündür
Eğer gücün yetiyorsa çalış, insanlıktan idrak yeteneğini kaldır


Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten


Gayret cevheri gönülde elmasa benzer
Tazyiğin şiddetinden ağırlığın tesirinden ezilmez


Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten


Ey hürriyetin güzel yüzü, ne büyülüymüşsün ki
Esaretten kurtulduysak da aşkının esiri olduk


Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten



Şimdi kalbi cezbedecek güç sendedir, güzelliğini örtme
Güzelliğin, milletin bakışlarından ebediyyen yok olmasın.


Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten


Ey gelecek ümidi, ne candan sevgili imişsin
Cihanı bin türlü ümitsizlik ve dertten senmişsin azad eden


Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten


Hüküm çağı senindir hükmünü dünyaya yay
Tanrı talihini her türlü afetten korusun


Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten

Zulmün köpeklerine kaldı gezdiğin güzel ovalar
Uyan ey yaralı kükreyen arslan, uyan bu gaflet uykusundan


HÜRRİYET KASİDESİ : NAMIK KEMAL

GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİNE AKTARAN: M BAHADIRHAN DİNÇASLAN

Hürriyet Kasidesi Kimin Eseridir, Kısaca Özellikleri Nelerdir?

Son Dakika Haberler

EğitimHürriyet Kasidesi Kimin Eseridir, Kısaca Özellikleri Nelerdir?

16.05.2021 - 04:11

nest...

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.