Yeni bir edebiyat çığırının başlangıcı olan İslamiyetle birlikte verilen ilk eserler oldukça kıymetlidir. Geçiş dönemi olarak adlandırılan bu dönemde verilen ilk eserler İslami ve İslam öncesi edebiyatının özelliklerini bir arada barındırmakla birlikte yeni denen ve uygulanan ölçü ses sitemi nedeniyle de çeşitli bakımlardan hatalar ihtiva eder. Karahanlı dönemine denk gelen bu eserlerden Atabetül-Hakayık dini içeriği ve dili kullanışı bakımından dikkat çekicidir.
Edebiyat tarihçileri tarafından Hibetül-Hakayık , Aybetül-Hakayık ve Gaybetül-Hakâyık adları ile adlandırılan eser onu edebiyatımıza ilk kazandıran isim olan Reşit Rahmeti arat tarafından Atebetül Hakayık (Hakikatlerin Eşiği) olarak isimlendirilmiş ve birçok kaynakta da bu isimle anılır olmuştur. Yüzyılda Yüknekli Edip Ahmet tarafından Karahanlı beylerinden Meliküll Azam Sipehsalsar Emir Muhammed Dada ithafen yazılan eser edebiyatımızda yeni başlayan dini temelde edebiyatın ilk örneklerindendir.
Eserin Yapı Özellikleri
Türk edebiyatının İslam medeniyet dairesinin etkisine girmesinin ilk numuneleri olan eserlerden biridir. Bu bapta Kutadgu Bilig Türk edebiyatında bu çerçevedeki (İlk mesnevi, aruzla yazılan ilk eser, ilk alegorik eser gibi) birçok ilki temsil etmektedir. Atabetül Hakayık İslam etkisine giren edebiyatımızın en esaslı örneklerinden birini temsil etmektedir. Eseri teknik olarak incelediğimizde: Atabetül-Hakayık on dört bölümden oluşur. Baştaki beş bölüm giriş bölümünü teşkil ederken Yüknekinin nevi adını verdiği sonraki sekiz bölüm asıl konuyu en sonda yer alan bir bölüm de bitiriş bölümünü oluşturur.
Giriş bölümleri kaside biçimiyle (aa ba ca da) beyitler halinde yazılmışken asıl konu ile ilgili bölümler ve bitiriş bölümü ise Türk edebiyatının milli nazım birimi olan dörtlüklerle (aaba) yazılmıştır. Giriş bölümünde toplamda 40 beyit, asıl konu ve bitiriş bölümlerinde dörtlük bulunmaktadır. Eserin tamamı ise toplamda dizeden oluşur. Eser Türk edebiyatının yeni ölçüsü olan aruz ölçüsüyle yazılmıştır. Ayrıca eserin yazım düzenine bakıldığında ise mesnevi nazım şekline uyularak bölümlerin sıralandığı görülmektedir. Beyitlerin kafiye şeması gazel düzenindeyken (aa, ba,ca,da..) dörtlüklerin ise yine oldukça yerli ve eski olan mani ( aaxa) kafiye şemasıyla yazıldığı görüseafoodplus.info yazıldığı dönemde oldukça yaygın olan Şehname vezni diye bilinen aruzun feulün feulün feûlürı feûl vezniyle yazılmıştıseafoodplus.infou Biligin de aynı aruz vezniyle yazılmış olması geçiş dönemin özelliklerini göstermesi adına dikkat çekicidir.
Eserin Dil ve Üslup Özellikleri
Dil ve üslup özellikleri bakımından esere baktığımızda geçiş dönemi eseri olarak bu dönemi en iyi yansıtan eserlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Yükneki, eserini özellikle İslamla yeni tanışan kitlelere İslamı en anlaşılır ve sade dille anlatmak istemiştir. Bu bakımdan Atabetül-Hakayıkın müellifi eserini kaleme alırken sanatsal olmasını değil anlaşılır olmasını öncelemiştir. Eser bu yönüyle dil araştırmaları bakımından da oldukça faydalı ve önemli bir eserdir. Geçiş dönemi eserleri içerisinde Uygurca yazılması yönüyle de ayrıca önemlidir. Eser Hakaniye Türkçesiyle yazılmıştır.* Eserede Karahanlı Türkçesinin tüm dil özelliklerini görmek mümkündür. Aruza ve İslami edebiyatın nazım şekillerine yeterince hakim olunmadığı için eserde aruz kusurlarına çokça rastlanır. Yine İslamiyet Öncesi Türk edebiyatında görülen dize başı kafiyelerine rastlanılması ayrı bir özelliktir. Edebi sanatlar bakımından da eserin oldukça yalın olduğu söylenebilir, sadece halk edebiyatında ve İslamiyet öncesi edebiyatta oldukça yaygın olan aliterasyon ve asonanslar tercih edilmiş yanı sıra şair beyit ve dörtlüklerini dini olay bilgi ve şahıslarla destekleyerek anlamı güçlendirmek için sık sık telmih (hatırlatma) sanatından istifade etmiştir. Eseri günümüz Türkçesine çeviren Reşit Rahmeti Arata eserin dil özelliklerini şöyle tarif etmektedir: Umumiyetle kuru, en mütevazı duygu parıltılarından uzak, kendi işini bilen ve vazifeşinas bir ahlak hocası gibi, malum bir programı sonuna kadar takrir eden, sert ve bir dereceye kadar kaba ve cansız bir ifade tarzı
Eserin İçerik Özellikleri
Eser İslamiyetle tanışan Türk toplumuna İslamiyeti en sade en anlaşılır dille anlatılmak amacıyla yazılmıştır. Eserin yazılış amacına baktığımızda Kutadgu Bilig gibi tamamen didaktik bir üslupla insanlara doğruluk ,iyilik, cömertlik ve cimrilik gibi iyi insan olmanın ve olumlu sağlıklı insan ve aile ilişkilerinin nasıl olması gerektiği üzerinde durulmuştur. Kutadgu Bilig daha sanatlı ve alegorik bir dille daha yüksek ve eğitimli zümrelere hitaben yazılmışken Atabetül Hakayık doğrudan doğruya eğitimsiz halk kitlelerinin anlayacağı bir dille yazılmıştır. Eser, hikmet tarzı şiirleriyle eksiksiz bir doğru yaşam ve ahlak kitabıdır. Eserde sık sık hadis ve surelerle desteklenen sözlerle dindarlığın faziletlerinden, ilmin mutluluğa götüren yol oluşundan, cömertliğin bütün ayıpları, kirleri yıkayan, hatta şeref, şan ve güzellik artırıcı bir tabiat olduğundan, tevazuun iyiliğinden, kibrin ve ihtirasın kötülüğünden bahsedilmiştir. Susmanın erdemlerinden ve insana kazandırdıklarından ayrıca bahsedilmiş ve diline sahip olabilen insan övülmüştür. Yine sağlam iman sahibi olmanın Allaha layık bir kul olmanın gereklerinden ve üstünlüklerinden bahsetmiştir. Aşağıdaki şiirde de Allaha olan kulluk vazifesinin değer ve öneminden gayet anlaşılır bir dille bahsetmiştir.
Yok erdim yarattın yana yok kılıb
İkinç bar kılur-sen mukir men muna
İlahi öküş hamd ayur men sana
Senin rahmetin din umar men ona
Senin barlıkınta tanıklık birür
Cemad canvar uçgan yürürgen nene
Senin birikinke delil arkagan
Bulur bir nen içre deliller mine
Bu kudret idisi uluğ bir bayat
Ölüglerini tirgüzmek asan ana
Yok idim yarattın, yine yok kılıp
Yine var edeceksin, bunu ikrar ederim
Allahım! sana çok hamd ederim
senin rahmetinden hayır umarım
Senin varlığına tanıklık verir
Cansız canlı uçan ve koşan her şey
Senin birliğine delil arayan
Bir tek şey içinde binlerce delil bulur
O kudret sahibi ulu bir tanrıdır
Ölüleri diriltmek onun için kolaydır
Edip Ahmet Yüknekinin Hayatı ve Kişiliği
Yüzyılın sonlarında yaşayıp Yüzyılın ikinci yarısında hayatını kaybeden Yüknekinin hayatı hakkında pek bilgi bulunmamaktadır. Kaynaklar doğuştan kör olduğunu belirtse de tahminimizce kısmi görme bozukluğu yaşadığı yönündedir. Hayatını tümüyle İslama ve esaslı bir Müslüman olmaya adayan Edip Ahmet , şimdiki Özbekistanın Samerkand iline bağlı bir nahiye olan Yüknekte doğduğu için doğduğu şehre izafeten kendisine Yükneki denilmiştir. Ayrıca dini temelde yazması ve parmakla gösterilen bir zahid olmasının yanında edebi,yatla uğraşan bir şahıs olmasının verdiği namla kendisi Edip unvanıyla anılmıştır. Eğitimi konusunda pek bilgi olmasa da eserindeki bilgi birikiminden hareketle , tefsir , hadis , fıkıh ve kelam ilimlerinde kendini iyice yetiştirdiği sonucu çıkarılabilir. İnanç olarak tasavvufa yakınlığı nedeniyle hakkında çeşitli iddialar olmakla birlikte eserlerinde peygamberi ve dört halifeyi övmesi münasebetiyle ehlisünnet inancına mensup bir sufi olduğu belirtilmektedir. Ayrıca uzun yıllar İmam-ı Azama talebelik yaptığı da bilinen bir gerçektir.
* Karahanlı Türkçesi, Hakaniye Türkçesi veya Hakaniye lehçesi Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olan tarihî dönemlerinden biridir. Türk dilini, eski, orta, yeni olarak üç döneme ayıran Türkologlara göre Karahanlı Türkçesi, Orta Türkçenin ilk dönemini oluşturur.
Kaynakça:
seafoodplus.info
Atabetül-Hakâyık, Çeviren: Ayşegül Çakan, İş Bankası Kültür Yayınları, İst.
seafoodplus.info%C3%BC%27l-Hakay%C4%B1k
Yazar:Erdal Uğur
Geçiş dönemi eseri olan ve "Gerçeklerin eşiği" anlamına gelen Atabetü'l Hakayık, yüzyılda Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmıştır. Bir ahlak ve öğüt kitabı olan Atabetü'l Hakayık, tarihi kişiliği hakkında fazla bilgi bulunmayan Muhammed Dad İspehsalar Bey'e sunulmuştur.
On dört bölümden oluşan eserin her bir bölümü farklı bir konuyu işler. Eser, ayet ve hadislere dayanarak iyilikten, ahlaktan, cömertlikten ve dindar olmanın faziletlerinden söz eder. Eserde, bilginin faziletleri ön plana çıkarılıp bilgisizliğin de zararları dile getirilir.
Eserde, Allah'ı bilmenin yalnızca bilim yoluyla olabileceği anlatılır. Atabetül Hakayık'ın ne zaman ve nerede yazıldığı tam olarak bilinmemektedir.
Edip Ahmet Yükneki, Atabetül Hakayık eserine yüce Allah'a övgüyle başlar. Bu övgüden sonra peygamber, dört halife övülür. Sonrasında kitabın yazılış amacı belirtilir.
Bilginin faydası, cehaletin kişilere verdiği zarar, cimriliğin yerilmesi, cömertliğin ön plana çıkarılması, dünyanın aldatıcılığı, kibrin zararları hem eserin yazılış amacını dile getirir hem de eserde önemle üzerinde durulan konuları oluşturur.
İnsanın diline sahip olması gerektiği hususu da eserde çok fazla dile getirilir. Atabetül Hakayık eserinde bütün erdemin, edebin başı olarak dil gösterilir. Eserde insanın pişman olmaması için mutlaka düşünerek konuşması gerektiği hususu üzerinde durulur.
Edip Ahmet'e göre doğru konuşmak, yalandan kaçınmak ve güzel söz söylemek kişiyi yüceltir.
Atabetül Hakayık'ın Özellikleri
Örnek
Doğru söz bal, yalan söz soğan gibidir; soğan yeyip, ağzı acılandırma, bal ye.
Yalan söz hastalık, doğru söz şifa gibidir; bu söz eskiden söylenmiş bir masaldır.
Doğru ol, doğruluk yap ve adın doğruya çıksın; insanlar seni doğru olarak bilsinler,
Eğriliği bırakıp, doğruluk giysini giy; elbiselerin en iyisi, doğruluk giysisidir.
Ayrıca bakınız