gmsi 2018 / NAZALI GUNDEM | MATRAH VE VERGİ ARTIRIMININ ESASLARI VE MÜKELLEFLERE SAĞLAYACAĞI AVANTAJLAR-II

Gmsi 2018

gmsi 2018

MATRAH VE VERGİ ARTIRIMININ ESASLARI VE MÜKELLEFLERE SAĞLAYACAĞI AVANTAJLAR-II

İmdat TÜRKAY/Mükellef Hizmetleri Grup Başkanı

                                                                                                               

Özet: sayılı Yapılandırma Kanunu ile toplumun genelini ilgilendiren ve vergi dairelerine ödenmesi gereken vergi ve cezalar, her türlü idari ve adli para cezaları, MTV, öğrenim kredisi ve katkı kredisi borçları ve ecrimisiller ile diğer borçlara sağlanan ödeme kolaylığının yanında gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin işletme kayıtlarını düzeltmesi, devam eden vergi incelemeleri ve takdir işlemleri, geçmiş dönemlere ilişkin beyan edilmemiş veya eksik beyan edilmiş vergiler için pişmanlıkla ya da izaha davet kapsamında veya kendiliğinden beyan edilmesi ile belki de en önemlisi yılları için gelir ve kurumlar vergisi matrah artırımında, gelir/kurumlar stopaj vergisi ve katma değer vergisi için de vergi artırımında bulunabilme imkanı getirmektedir. Hiç vergi mükellefiyeti olmayanlar ile mevcut mükellefler matrah ve vergi artırımında bulunmak suretiyle, geçmişe dönük olarak artırımda bulundukları yıllara ve vergi türlerine ilişkin olarak herhangi bir vergi incelemesine ve cezalı tarhiyata muhatap olmayacaklar ve geçmişin risklerinden kurtulmuş olacaklardır.

 

Anahtar kelimeler: sayılı Yapılandırma Kanunu, matrah/vergi artırımı, vergi incelemesinden ve vergi tarhiyatından kurtulma, başvuru ve ödeme.

1. Giriş

Önceki yapılandırma kanunlarında olduğu gibi sayılı Yapılandırma Kanunu da vergi idaresinin tahsil güçlüğü çektiği kesinleşmiş vergi ve cezaların bir an önce peşin veya taksitler halinde Hazineye intikalini sağlamak suretiyle vatandaşların Kamuya olan borç yükünü azaltmayı amaçlamaktadır. Vergi mükellefleri ise birikmiş vergi/ceza borcundan kurtulmanın yanında vergi ihtilaflarının sulh yoluyla sonlandırılması, vergi incelemelerinde tespit edilen vergilerin dava yoluna gidilmeksizin ödenmesi, stokların, kasa ve ortaklardan alacaklara ilişkin işletme kayıtlarının düzeltilerek gerçek duruma uygun hale getirilmesi ile yıllarına ilişkin matrah ve vergi artırımı koşuluyla geçmiş yıllara ilişkin vergi incelemesinden kurtulma imkanına kavuşmaktadırlar.

 

Bilindiği üzere, sayılı Yapılandırma Kanunu 12/3/ tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve Kanunun getirdiği avantajlardan yararlanmak isteyenler açısından başvurular başlamış ve 31 Mayıs tarihinde sona erecektir. Ancak, Cumhurbaşkanının başvuru ve ilk taksit ödeme süresini bir ay uzatma yetkisi bulunmaktadır. Yapılandırma için daha uzun bir başvuru süresi olmasına rağmen, kamuoyuna yansıyan bilgilerden, başvuru sayına ve yapılandırılan borç tutarına baktığımızda ciddi bir ilgi olduğu anlaşılmaktadır. 

 

Yapılandırma Kanunu ile getirilen imkan ve kolaylıklara ana hatlarıyla baktığımızda; kesinleşmiş vergi ve cezalar ile diğer borçların yapılandırılması ve ödeme kolaylıkları, yılları arasındaki dönemlere ilişkin olarak matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflere sağlanan avantajlar, işletme kayıtlarının gerçek duruma uygun hale getirilmesi, yargı safhasında bulunan ihtilaflı alacakların yeniden yapılandırılması ve sulh yoluyla çözüme kavuşturulması, geçmiş dönemlere ilişkin olarak süresinde beyan edilmemiş veya eksik beyan edilmiş gelir ve kazançların zam ve faizsiz pişmanlıkla ya da izaha davet kapsamında veya kendiliğinden beyan edilmesi gibi imkânlar bulunmaktadır.

 

Yapılandırma Kanunu ile vergi mükelleflerine sağlanan imkan ve kolaylıkları kapsamlı olarak anlatan 1 Seri seafoodplus.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun Genel Tebliği 25/03/ tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

 

Kuşkusuz sayılı Yapılandırma kanunu ile getirilen imkanların her biri kendi içinde mükellefleri rahatlatan düzenlemeler olmakla birlikte içlerinde vergi dünyasında en çok tartışılan ve gündemde olan husus, mükelleflere vergi incelemesinden ve vergi tarhiyatından kurtulma imkanı sağlayan geçmişe yönelik olarak matrah ve vergi artırımında bulunmak olmuştur.

 

Mükellefler , , , ve takvim yıllarına ilişkin olarak gelir ve kurumlar vergisi matrah artırımı, gelir ve kurumlar stopaj vergisi artırımı, katma değer vergisi artırımı yapmak suretiyle gerçekten de geçmişin risklerinden büyük oranda kurtulmuş olmaktadır. Ancak, çalışmanın ilerleyen bölümlerinde de belirtileceği üzere matrah ve vergi artırımı vergi incelemesinden kurtulmak için her zaman mutlak bir koruma sağlamamaktadır.

2. Matrah ve Vergi Artırımının Kapsamı/Avantajları/Genel Esasları

Matrah ve vergi artırımı konusu, bugüne kadar yürürlüğe giren tüm yapılandırma kanunlarında mükellefler tarafından en çok yararlanılan imkanlardan birisi olmuştur. Nedeni ise bu imkandan yararlanan mükellefler vergi incelemesinden kurtulmaktadır. sayılı Yapılandırma Kanununda da belirtildiği üzere, mükelleflerin ila yıllarında beyan ettikleri; gelir vergisi, kurumlar vergisi, gelir/kurum stopaj vergisi, katma değer vergisi matrahlarını/vergilerini, Kanunda öngörülen oranlarda artırmaları ve Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödemeleri durumunda, bu vergi türleri nedeniyle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır.

 

Gelir/kurumlar vergisi mükellefleri, gelir/kurumlar stopaj vergisi mükellefleri, katma değer vergisi mükellefleri matrah ve vergi artırımında bulunabilmektedir. Beyanname vermekle birlikte; zarar, indirim ve istisnalar nedeniyle matrah ve vergi beyan etmeyen ya da ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar da dahil olmak üzere hiç beyanname vermemiş olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri de matrah ve vergi artırımı yapabileceklerdir. Adi ortaklıklar ve kollektif şirketlerde ortaklar, komandit şirketlerde komandite ortaklar ile adi komandit şirketlerde komanditer ortaklar da anılan yıllar için matrah ve vergi artırımından yararlanabileceklerdir.

 

Kurumlar vergisi mükellefleri, yıllarında vermiş oldukları beyannamelerinde kurum kazancından indirilen ve Gelir Vergisi Kanununun geçici 61 inci maddesine göre tevkifata tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının bulunması hâlinde, bu tevkifat tutarlarını da artırabileceklerdir. Kurumlar vergisinden muaf bulunan ve bu nedenle kurumlar vergisi beyannamesi ile muhtasar ve prim hizmet beyannamesini vermemiş olan kooperatifler de matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.

 

Matrah artırımı talebinde bulunulan yıllarla ilgili olarak gelir vergisi mükelleflerinin ölümü veya gaipliği hâlinde, bu mükelleflerin varisleri, muris adına matrah artırımında bulunabilirler. Bu takdirde, tüm mirasçıların birlikte matrah artırımında bulunması gerekmektedir. Ancak şahsi ticari işletmenin faaliyetinin mirasçılar tarafından sürdürülmesi hâlinde, bu faaliyeti devam ettiren mirasçı veya mirasçıların matrah artırımında bulunması yeterli olacaktır.

 

Matrah ve vergi artırımında veya beyanında bulunacak mükelleflerin, matrah ve vergi artırımında bulundukları yıllarda işe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle, kıst dönemde faaliyette bulunmuş olmaları hâlinde, ilgili yıllar için belirlenen ve asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı dikkate alınarak hesaplanacaktır. Bu hesaplamada ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınacaktır.

 

Kurumlar vergisi mükelleflerinin tasfiyeye girmeleri hâlinde kıst dönem hesaplaması yapılmayacaktır. Ancak, tasfiyeleri sonuçlanarak ticaret sicilinden silinen kurumlar vergisi mükelleflerinin nihai tasfiye dönemi ile kurumların devir veya tam bölünme hallerinde kıst dönem hesaplaması yapılacaktır. Yıllara sari inşaat ve onarım işi bulunan mükellefler, her bir inşaat itibarıyla işin bittiği yıl esas alınmak suretiyle matrah ve vergi artırımında bulunabileceklerdir. Özel hesap dönemi tayin edilen gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, ilgili özel hesap dönemlerinin kapandığı yıl itibarıyla matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.

 

sayılı Kanun kapsamındaki matrah ve vergi artırımına ilişkin genel esaslar şöyledir;

 

  • Matrah ve vergi artırımlarında, artırıma esas alınacak matrah ve vergi tutarlarının tespitinde Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan beyannameler ve kesinleşen tarhiyatlar esas alınacaktır.
  • Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmayacak ve tahsil olunmayacaktır.
  • Matrah ve vergi artırımı dolayısıyla ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet kabul edilmeyecek, indirim, mahsup ve iade konusu yapılmayacaktır.
  • Daha önce haklarında vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda bulunabileceklerdir.
  • Matrah ve vergi artırımı dolayısıyla verilen beyannameler için TL damga vergisi alınacak ve bu tutar ilk taksit ödeme süresi içinde ödenecektir.
  • Matrah ve vergi artırımı yapılan dönemlere ait kanuni süresinde verilmeyen beyannameler için usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları uygulanmayacaktır.
  • Matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin, artırıma konu dönemlere ilişkin olarak vermiş oldukları “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu” (Form Ba) ile “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu”nu (Form Bs) artırım nedeniyle düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır.
  • Matrah veya vergi artırımında bulunulması, Vergi Usul Kanununun defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.
  • sayılı Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulmuş olması sayılı Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımda bulunulmasına engel değildir.
  • Matrah ve vergi artırımı yapılacak yıllarda faaliyette bulunmuş ve gelir elde etmiş olmakla birlikte bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakan gelir vergisi mükellefleri T.C. kimlik numaralarını, yabancı gerçek kişiler ise varsa yabancı kimlik numaralarını kullanarak artırımda bulunabileceklerdir. Yabancı kimlik numarası olmayan yabancı gerçek kişiler ile kurumlar vergisi mükellefi olması gerekenler ise vergi dairelerine başvurmak suretiyle alacakları vergi kimlik numaralarını kullanarak artırımda bulunabileceklerdir.
  • Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmaları, vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan %5 vergi indiriminden yararlanmalarına engel teşkil etmeyecektir.
  • Matrah artırımı tutarları gider olarak kabul edilmediğinden, KKEG olarak yılı beyannamelerine eklenecektir.
  • Artırımda bulunulan yıllara ait zararların % 50’si, yılı ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilebilecek, kalan %50’si mahsup edilemeyecektir.
  • yılına ilişkin artırımda bulunulması halinde bu yıla ilişkin zararların tamamı yılı ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilemeyecektir.
  • Yılın belli bir kısmında faaliyette bulunmuş mükellefler ile daha önce mükellefiyet tesis ettirmemiş kişiler de matrah artırımında bulunabilecektir.
  • Matrah veya vergi artırımına ilişkin hükümlerinden sayılı Kanunda belirtilen suçları işleyenlerin yararlanması mümkün değildir.
  • Matrah ve vergi artırımları 31 Mayıs tarihine kadar yapılabilecektir. Matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergiler, peşin veya ilk taksit Haziran ayından başlamak üzere aylık dönemler halinde azami 12 taksitte ödenebilecek. Bu tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu vergi türlerinden inceleme ve tarhiyata muhatap olunmayacaktır.
  • Mükelleflerin sayılı Yapılandırma Kanuna kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunduktan sonra ödeme şartlarını yerine getirmemesi durumunda, matrah ve vergi artırımı imkânının sağladığı avantajları kaybedecekler, dolayısıyla haklarında artık vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılabilecektir. Matrah ve vergi artırımı sonucunda beyan edilen ancak ödenmeyen vergiler de vergi dairesi tarafından gecikme zammıyla birlikte tahsil edilecektir.
  • sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında yapılan matrah ve vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi halinde bu vergilerden (damga vergisi hariç) de %10 indirim yapılacaktır. Taksitle ödeme seçeneği tercih edilmesi ve birinci taksit süresinde ödendikten sonra geri kalan taksitlerin tamamının birinci taksiti izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde katsayı alınmayacak, ancak %10’luk peşin ödeme indiriminden yararlanılamayacaktır.

 

3. Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde Matrah Artırımı

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri; , , , ve takvim yıllarına ilişkin yıllık beyannamelerinde beyan ettikleri matrahlarını, ilgili yıllar için belirlenen matrah artırım oranlarından az olmamak üzere artıracaklardır. Ayrıca, anılan yıllara ilişkin olarak belirlenen oranlarda artırılan matrahların tutarı, ilgili yıllara ilişkin belirlenmiş asgari matrah tutarlarından da az olamayacaktır. Ancak, mükelleflerin takvim yılına yönelik matrah artırımında bulunabilmesi için bu yıla ilişkin gelir/ kurumlar vergisi beyannamesinin verilmiş olması gerekmektedir.

 

yılına ilişkin matrah artırımında bulunulmak istenmesi halinde sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinde belirtilen kıyaslamanın yapılması ve kıyaslama sonucunda anılan madde hükmü nedeniyle, yılına ilişkin beyannamelerde düzeltme yapılarak beyan edilen matrahın artırılması gerektiği hallerde, matrah artırımı hükümlerinden yararlanılabilmesi için öncelikle yılına ilişkin gelir veya kurumlar vergisine yönelik düzeltme beyannamesi verilmesi gerekmektedir.

 

Düzeltme beyanının yıllık gelir/kurumlar vergisi beyanname verme süresi içinde yapılmış olması halinde tahakkuk eden vergi, yıllık gelir/kurumlar vergisi ödeme süreleri içinde, bu süre geçtikten sonra yapılmış olması halinde ise bu beyanname üzerine ödenmesi gereken verginin tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde (gelir vergisinin ilk taksiti bir ay içinde ikinci taksiti kanuni süresinde) ödenmesi gerekmektedir. Düzeltme beyannamesi, kanun hükmünden yararlanılabilmesi için getirilen yasal zorunluluk olduğundan, bu beyanların kanuni süre geçtikten sonra 31/5/ tarihine kadar yapılması durumunda vergi cezası kesilmeyecek ve gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

 

Artırımında bulunulan yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış ila yıllarına ait geçmiş yıl zararlarının yarısı ile yılına ait zararının tamamı, ve müteakip yıl karlarından mahsup edilemeyecektir. Söz konusu zararların ilgili yılların mali bilançolarına göre doğmuş olması veya indirim ve istisna uygulamalarından kaynaklanmış olması durumu değiştirmemektedir.

 

Mükelleflerin matrah ve vergi artırımında bulundukları yıllara ilişkin olarak daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerden kaynaklanan iade alacakları, matrah ve vergi artırımı nedeniyle ödenecek vergilerden mahsup edilebilecektir. yılına yönelik matrah artırımında bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince, bu yıla ilişkin yıllık beyannamelerinde hesaplanan vergilerinden mahsup edilemeyen geçici vergiler iade edilmeyecektir.

 

Artırılan veya beyan edilen matrahlar üzerinden %20 oranında vergi ödenecektir. Ancak; matrah artırımında bulunulan yıla ait yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerini kanuni süresinde vermiş ve bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergiler ile ilgili beyannameler üzerinden tahakkuk eden damga vergisini süresinde ödemiş ve de bu vergi türleri için Kanunun kesinleşmiş alacaklar ile kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklara ilişkin hükümlerinden yararlanmamış olan uyumlu mükellefler için bu oran %15 olarak uygulanacaktır. İstisna, indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması indirimli oranının (%15) uygulanmasına engel olmayacaktır. Artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi yönünden kesinlikle vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

 

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri daha önceki beyanlarını belli oranlarda arttırırlarsa o takdirde geçmişe dönük olarak herhangi bir vergi incelemesine muhatap olmayacaklardır. Mükellefler zarar beyan ettiyse veya hiç matrah beyan etmemişse, bu durumda da kanunda öngörülen asgarî tutarlar üzerinden matrah artırımında bulunabilecektir. Mükelleflerin takvim yılına yönelik matrah artırımında bulunabilmesi için öncelikle bu yıla ilişkin gelir vergisi veya kurumlar vergisi beyannamesini vermiş olmaları gerekmektedir.

TBMM’ne verilen Kanun teklifinin ilk halinde yer almayan ve genel kurulda verilen bir önerge ile daha sonra eklenen düzenleme ile yılı da matrah ve vergi artımı kapsamına alınmış ancak uygulamadan yararlanmanın şartları biraz zorlaştırılmıştır. yılı stopaj ve KDV beyanları/tahakkukları oluştuğundan bu vergilerin matrah artırımına dahil edilmesi normal karşılanmakla beraber, yılı kurumlar vergisi beyanları verilmeden yani sonuçları ortaya çıkmayan bir dönemle ilgili matrah artırımı yapılması vergi tekniği açısından uygun olmadığını ileri süren görüşler de bulunmaktadır.

Gelir Vergisi Mükelleflerinde Matrah Artırımı

Verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamelerinde vergiye tabi gelir yani matrah beyan eden gelir vergisi mükelleflerinin bu yıllara ilişkin vergi matrahlarının; yılı için %35, yılı için %30, yılı için %25, yılı için  %20, yılı için  %25 oranlarından az olmamak üzere artırılması gerekmektedir. Ancak artırılan matrah tutarları, ilgili yıllar için gelir türleri itibarıyla belirlenmiş olan asgari matrah artırım tutarlarından az olamayacaktır. Ayrıca , , , ve takvim yıllarına ilişkin olarak;

  • Yıllık gelir vergisi beyannamelerinde zarar beyan eden mükellefler,
  • Yıllık gelir vergisi beyannamelerinde indirim ve istisnalar nedeniyle matrah beyan etmeyen mükellefler,
  • Mükellefiyet kayıtları olup da beyanname vermemiş olan mükellefler,
  • İlgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar,

ilgili yıllar için belirlenmiş olan asgari matrah artırım tutarlarını esas alarak matrah artırımından yararlanabileceklerdir. Görüldüğü üzere, matrah artırımında bulunmak için gelir vergisi mükellefi olmak şart değildir. dönemlerinde yedi gelir unsuruna ilişkin olarak gelir elde edip de beyan etmeyen yani mükellefiyet aştırmayan kişilerde matrah artırımında bulunabileceklerdir.

Mükelleflerce ilgili yıllarda düzeltme beyannamesi verilmiş ve düzeltme işlemlerinin Kanunun yayımlandığı tarihe kadar sonuçlandırılmış olması hali de dahil olmak üzere, ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlar üzerine Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, matrah artırımına esas ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır.

 

Verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamesinde birden fazla gelir unsuru bulunan mükellefler, matrah artırımlarını yıllık beyannamelerinde yer alan toplam matrah üzerinden yapacaklar, gelir unsurlarının bir kısmı itibarıyla artırımda bulunmayacaklardır.

 

Örneğin yıllarında ücret, kira, menkul sermaye iradı, değer artış kazancı açısından beyan edilmesi gereken geliri olmasına rağmen yıllık beyanname vermeyen veya eksik beyan eden mükellefler beş yıllık dönem için matrah artırımında bulunmaları durumunda geriye doğru beş yıllık dönem için haklarında vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır. Ancak, burada önemli olan dönemi için bir veya birkaç yıllık matrah artırımında bulunmak vergi incelemesinden kurtulmak için mutlak bir koruma sağlamayacaktır. Şöyle ki, döneminde beyana tabi kira geliri elde eden ve beyan etmeyen bir mükellefin, sadece yılları kira geliri için matrah artırımında bulunması durumunda, mükellefin incelemeden muaf tutulacağı yıllar sadece yılları olacaktır, diğer yıllar için vergi incelemesine ve vergi tarhiyatına muhatap olabilecektir.

Ayrıca, sadece kira geliri olması durumu ile kira gelirinin yanında ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarında olması durumunda aşağıdaki tabloda da belirtildiği üzere uygun sütunlardaki açıklamalara göre matrah artırımında bulunulması gerekmektedir.

takvim yılı için beyan edilen matrahın, sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca yapılacak olan kıyaslama sonucunda tespiti aşağıdaki tabloda yer alan açıklamalar çerçevesinde yapılacaktır.

 

yılı için matrah artırımında bulunacak gelir vergisi mükelleflerinin matrahının tespitinde gerekli olan şartlar ve kıyaslamalar şöyle yapılacaktır.

  • Öncelikle, yılına ilişkin gelir vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulunabilmesi için Gelir Vergisi beyannamesinin verilmiş olması şarttır.
  • takvim yılında beyan edilen matrahın %,93 oranında artırılması suretiyle bulunan tutar ile,
  • takvim yılı üçüncü geçici vergilendirme döneminde beyan edilen matrahın %40 oranında artırılması suretiyle bulunan tutar,
  • Üçüncü geçici vergilendirme dönemine ait beyannamesinin verilmemiş olması durumunda; ikinci geçici vergilendirme dönemi beyannamesinde beyan edilen matrahın % oranında artırılması suretiyle bulunan tutar,
  • Sadece birinci geçici vergilendirme dönemi beyannamesinin verilmiş olması durumunda ise bu beyannamede beyan edilen matrahın % oranında artırılması suretiyle bulunan tutar,

kıyaslanacak ve tutarı en yüksek olanı gelir vergisi matrahı olarak dikkate alınacaktır. Öte yandan, yılına ilişkin olarak, matrah artırımına ilişkin kıyaslama hükümleri dikkate alınmadan önceki takvim yılında beyana konu edilecek gelir vergisi matrahları kıyaslama sonucu ortaya çıkan tutardan fazla ise, bu fazla olan tutar ilgili dönem beyannamesinde vergiye esas matrah olarak dikkate alınacaktır. , , , ve takvim yıllarına ilişkin olarak gelir vergisi mükelleflerinin yapacakları matrah artırımları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

GELİR VERGİSİNDE MATRAH ARTIRIMI

Yıl

Matrah Artırım Oranları
(%)

Asgari Matrah Artırım Tutarı (TL)

Vergi Oranı (%)

Bilanço Esasına Göre Defter Tutan Mükellefler ile

Serbest Meslek Erbabı

İşletme Hesabına Göre Defter Tutan Mükellefler

Sadece
 Basit Usulde Vergilendirilen/ Kazancı

Basit Usulde Tespit Edilen Mükellefleri

Sadece Gayrimenkul Sermaye İradı Mükellefleri

Diğer Gelir Unsurları
(Ücret, Menkul Sermaye İradı ile Diğer Kazanç ve İratlar)

Nedeniyle Beyanname Veren Mükellefler

Uygulanacak Vergi Oranı

Uyumlu Mükellefler İçin Uygulanacak Vergi Oranı

35

 

 

 

20

15

30

 

 

 

25

 

20

 

-

25

-

Gelir vergisi matrah artırımında yukarıdaki tabloda da belirtildiği üzere dikkat edilecek hususlar şöyledir;

  • Ticari veya zirai kazancı bilanço esasına veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri ile serbest meslek erbabının, beyannamelerinde diğer gelir unsurlarının da (ücret, kira, menkul sermaye iradı, diğer kazanç ve iratlar gibi) bulunması hâlinde, asgari matrah tutarı üzerinden artırımda bulunan söz konusu mükellefler, diğer gelir unsurları nedeniyle de vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaktır.
  • Ticari kazancı basit usulde tespit edilmekle birlikte, bu kazancının yanında beyannamelerinde vergiye tabi başka gelir unsurları beyan eden mükellefler ile gayrimenkul sermaye iradının yanında ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat beyan eden gelir vergisi mükellefleri de işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahları esas alacaklardır. Dolayısıyla, bu şekilde matrah artırımında bulunan mükellefler hakkında, sayılan gelir unsurları itibarıyla vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.
  • Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20/A maddesi ile 1/1/ tarihinden itibaren kazançları basit usulde tespit olunan mükelleflerin bu kazançları gelir vergisinden istisna edilmiştir. Dolayısıyla bu mükelleflerin istisna edilmiş kazançları nedeniyle ve takvim yıllarına ilişkin matrah artırımında bulunmaları söz konusu değildir. Ancak, istenirse yılları için matrah artırımında bulunabileceklerdir.
  • yılları için matrah artırımında bulunan gelir vergisi mükellefleri, mesken olarak kiraya verilen binalardan elde edilen kira gelirlerine ilişkin olmak üzere o yıl için belirlenen istisna tutarlarını matrah artırımı yaparken dikkate almayacaklardır.
  • Verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamesinde birden fazla gelir unsuru bulunan mükellefler, matrah artırımlarını yıllık beyannamelerinde yer alan toplam matrah üzerinden yapacaklar, gelir unsurlarının bir kısmı itibarıyla artırımda bulunmayacaklardır.
  • yılına ilişkin matrah artırımında bulunmak isteyen gelir vergisi mükellefleri tarafından takvim yılı ve yılının üçüncü geçici vergilendirme dönemine ilişkin;
  • Gelir vergisi beyannamesinde zarar beyan edilmiş olması,
  • İndirim ve istisnalar nedeniyle verdikleri beyannamelerinde matrah oluşmaması veya
  • Hiç beyanname verilmemiş olması,

durumunda kıyaslama yapılamayacağından, yılı gelir vergisi matrah artırımına ilişkin tutarların belirlenmesinde yılı için belirlenen asgari matrah tutarından az olmamak üzere bu yıla ilişkin beyan edilen matrah tutarının %25’i dikkate alınacaktır.

Matrah artırımında dikkat edilmesi gereken bir husus da sürekli olarak gelir vergisi mükellefiyeti olmayan ve sadece beyanname vermeleri gereken bir gelirleri olduğunda yıllık beyanname vermeleri gereken kira, ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlardan oluşan kişilerin yılları arasında beyanı gereken kazanç ve iratları olmasına rağmen şayet yıllık beyanname vermedilerse, mutlaka matrah artırımında bulunmak suretiyle geçmişin risklerinden kurtulmaları yani bir vergi incelemesine muhatap olmadan cezalı vergi tarhiyatından kurtulmaları mümkün bulunmaktadır.

 

Gelir vergisi mükelleflerinin matrah artırımına ilişkin olarak 1 seri seafoodplus.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun Genel Tebliğinde yer alan örneklere bakılmasında fayda vardır. Ayrıca konu hakkında Gelir İdaresinin internet sayfasındaki (seafoodplus.info) mikro sitede bulunan Matrah ve Vergi Artırımı Rehberinden de yararlanılmasında fayda vardır.

 (seafoodplus.info)

Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde Matrah Artırımı

sayılı KVK’na göre verdikleri kurumlar vergisi beyannamelerinde vergiye tabi kurum kazancı (matrah) beyan eden kurumlar vergisi mükelleflerinin bu yıllara ilişkin vergi matrahlarının; yılı için %35, yılı için %30, yılı için %25, yılı için  %20, yılı için  %25 oranlarından az olmamak üzere artırılması gerekmektedir. Ancak artırılan matrah tutarları, ilgili yıllar için belirlenmiş olan asgari matrah artırım tutarlarından az olmayacaktır.

 

Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında; devir işleminde, devir suretiyle infisah eden ve ticaret sicilinden silinerek mükellefiyet kayıtları kapatılan kurumlar adına devralan kurumlar tarafından matrah artırımında bulunmak mümkün bulunmaktadır. Tam bölünme işlemlerinde ise, bölünen kurum adına bölünen kurumun varlıklarını devralan kurumlar birlikte matrah artırımında bulunabilecektir.

Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan bir şirket adına, matrah artırımında bulunmak üzere bildirim veya beyanda bulunulması mümkün değildir. Ancak, söz konusu kurumların kanuni temsilcilerinin veya tasfiye memurlarının anılan Kanun kapsamında kendileri tarafından bildirim veya beyanlar ile artırımdan yararlanmaları mümkün bulunmaktadır. Bu çerçevede, tasfiye öncesi dönemler için, kanuni temsilciler hep birlikte; tasfiye dönemleri için, tasfiye memuru veya birden fazla tasfiye memuru varsa tüm tasfiye memurları birlikte matrah artırımında bulunabilecektir.

, , , ve takvim yıllarına ilişkin olarak kurumlar vergisi mükelleflerinin yapacakları matrah artırımları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.

 

 

KURUMLAR VERGİSİ MATRAH ARTIRIMI

Yıl

Matrah Artırım Oranı

(%)

Asgari Matrah Tutarı

(TL)

Vergi Oranı

(%)

Uyumlu Mükellefler

İçin Uygulanacak

Vergi Oranı (%)

35

20

15

30

25

20

25

 

Basit bir anlatımla, örneğin bir kurumlar vergisi mükellefi yılında TL kazanç beyan etmesi sonucunda Nisan tarihinde kurumlar vergisi beyannamesini verdiği varsaydığımızda; şayet yapılandırma kapsamında hesaplarında her hangi bir eksiklik olduğunu düşünerek matrah artırımında bulunmak istemesi halinde yılı için (X%25=) lira ilave beyanda bulunacak, bu tutar üzerinden %20 oranında hesaplanan (X%20=) TL vergi ödeyerek yılı için vergi incelenmesine tabi olma riskinden kurtulacaktır. Şayet mükellef Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer ’inci maddesinde düzenlenen “vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi” uygulamasından yararlanan bir mükellef ise ilave matrah artırımı sonucunda beyan edilen tutar üzerinden %20 yerine %15 oranında vergi hesaplanacak ve bu durumda (X%15=) TL vergi ödeyecektir.

takvim yılı için beyan edilen matrah, sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca yapılacak olan kıyaslama sonucunda bulunacaktır.

 

Yılı İçin Matrah Artırımında Bulunacak Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin Matrahının Tespiti

Öncelikle, yılına ilişkin kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulunabilmesi için kurumlar vergisi beyannamesinin verilmiş olması şarttır.

  • takvim yılında beyan edilen matrahın %,93 oranında artırılması suretiyle bulunan tutar ile,
  • takvim yılı üçüncü geçici vergilendirme döneminde beyan edilen matrahın %40 oranında artırılması suretiyle bulunan tutar,
  • Üçüncü geçici vergilendirme dönemine ait beyannamesinin verilmemiş olması durumunda; ikinci geçici vergilendirme dönemi beyannamesinde beyan edilen matrahın % oranında artırılması suretiyle bulunan tutar,
  • Sadece birinci geçici vergilendirme dönemi beyannamesinin verilmiş olması durumunda ise bu beyannamede beyan edilen matrahın % oranında artırılması suretiyle bulunan tutar,

kıyaslanacak ve tutarı en yüksek olanı kurumlar vergisi matrahı olarak dikkate alınacaktır.

sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında matrah artırımında bulunmak aynı zamanda yılı kurumlar vergisinin beyanname verme dönemine de denk gelmiş olduğundan, yılı için matrah artırımı yapılabilmesi için önce kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi tercih edilen bir yöntem olmaktadır. Matrah artırımı yapacak mükellefler, kurumlar vergisi beyannamesini verirken ( yılı matrahının artırılmış tutarını, yılı 3. geçici vergi matrahını artırılmış tutarını ve yılı defter kayıt ve belgelerine göre belirledikleri matrahı dikkate alarak) kıyaslama yapıp, yılı kurumlar vergisi beyanlarını vermişlerdir. Beyanın bu şekilde verilmesi durumunda sonradan düzeltme beyannamesi verilmesine gerek kalmayacaktır. Ancak, matrah artırımının 31 Mayıs tarihine kadar yapılma imkanı bulunduğundan, 5 Mayıs tarihine kadar kurumlar vergisi beyannamesini vermiş olan, ancak gerekli kıyaslamayı yapmamış olan mükellefler de kıyaslama yaparak varsa eklemeleri gereken bir tutar olması durumunda, düzeltme beyannamesi vererek kurumlar vergisi beyanlarını düzeltebilir ve ardından da matrah artırımında bulunabilirler. 

Kanuni düzenlemede, 31/05/ tarihine kadar düzeltme beyannamesi verilirse ceza ve gecikme faizi hesaplanmayacağı belirtildiğinden; kurumlar vergisi beyanname verme süresi geçtikten sonra verilen düzeltme beyannameleri, sayılı Kanunun matrah artırımı hükümlerinden faydalanmak amacıyla verildiğinden, ek matrah üzerinden hesaplanacak kurumlar vergisi için vergi ziyaı cezası kesilmeyecek, tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi kaydıyla faizi de hesaplanmayacaktır.

Öte yandan, yılına ilişkin olarak, matrah artırımına ilişkin kıyaslama hükümleri dikkate alınmadan önceki takvim yılında beyana konu edilecek kurumlar vergisi matrahları kıyaslama sonucu ortaya çıkan tutardan fazla ise, bu fazla olan tutar ilgili dönem beyannamesinde vergiye esas matrah olarak dikkate alınacaktır. Kurumlar vergisi yönünden yılı için matrah artırımında bulunmak mükellefleri ilgili yıl için vergi incelemesinden korumaktadır, ancak yılına ilişkin kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulması, sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrası uyarınca hesaplanacak ek vergiye ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmeyecektir.

yılına ilişkin matrah artırımında bulunmak isteyen kurumlar vergisi mükelleflerinden;

  • takvim yılına ilişkin kurumlar vergisi yönünden ve yılı geçici vergilendirme dönemlerine ilişkin kurum geçici vergi yönünden beyanname vermeyenler,
  • ve takvim yıllarında faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar,
  • takvim yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde ve yılı üçüncü geçici vergi beyannamesinde zarar beyan edenler,
  • takvim yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde ve yılı üçüncü geçici vergi beyannamesinde indirim ve istisnalar nedeniyle matrahı oluşmayanlar,

için kıyaslama yapılmayacak, yılı kurumlar vergisi matrah artırımına ilişkin tutarların belirlenmesinde asgari tutarlardan az olmamak üzere yılına ilişkin beyan edilen matrah tutarının %25’i dikkate alınacaktır.

sayılı Kanun kapsamında matrah artırımında bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin, aynı zamanda sayılı GVK’nın geçici 61 inci maddesi kapsamında vergi tevkifatına tabi kazançlarının bulunması hâlinde, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için, bu kazançlar hakkında da belirlenen esaslara göre vergi artırımı veya matrah beyanında bulunmaları gerekmektedir.

4. Gelir/Kurumlar Stopaj Vergisi Artırımı

Bilindiği üzere, vergi tevkifatı yapmakla sorumlu olanlar, sayılı GVK’nın 94 üncü maddesinin birinci fıkrası ile sayılı KVK’nun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılmış bulunmaktadır. Buna göre, yılları ile ilgili olarak; ücret ödemeleri, serbest meslek erbabına yapılan ödemeler, kira ödemeleri, yıllara sari inşaat ve onarım işlerine ilişkin hak ediş ödemeleri, çiftçilere yapılan ödemeler, vergiden muaf esnafa yapılan ödemeler ile kar payı ödemeleri üzerinden gelir veya kurumlar vergisi tevkifatı yapmakla sorumlu olanlar vergi artırımında bulunulabilecektir. Yaptıkları ödemeler üzerinden stopaj yapmak durumunda olan mükellefler, ila yılları arasında söz konusu ödemeler üzerinden, beyan ettikleri stopajları da artırılabilecektir.

 

Gelir stopaj ve kurumlar stopaj vergisi yönünden artırımda bulunulması durumunda, ayrıca gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartı aranmayacaktır. Ancak, kar payı ödemeleri kapsamında vergi artırımında bulunulması durumunda, kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunulması şarttır. Gelir stopaj ve kurumlar stopaj vergisi artırımında bulunan mükelleflerin artırıma esas ücret tutarları ve artırılan matrahlar ile bu ücret ve matrahlar üzerinden ödenen gelir vergisi tutarları, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacaktır.

 

Ücret ödemelerinin yıllık toplamı üzerinden, belirtilen oranlarda stopaj artırımı yapılacaktır. Ücretli olarak çalışanlardan vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde beyan edilen ücret ödemelerinin gayrisafi tutarlarının yıllık toplamı üzerinden belirtilen oranlarda gelir stopaj vergisini artırmaları halinde, ilgili dönemlere ilişkin ücret ödemeleri yönünden gelir stopaj vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır. İlgili yıllarda muhtasar beyanname vermemiş mükellefler, asgari işçi sayıları ve asgari ücret tutarlarına göre artırım yapabilecektir.

 

Diğer taraftan, serbest meslek ve kira ödemeleri üzerinden tevkifatta vergi artırımı, yıllara sari inşaat ve onarım işlerine ilişkin ödemeler üzerinden tevkifatta vergi artırımı, çiftçilere yapılan ödemeler üzerinden tevkifatta vergi artırımı ve vergiden muaf esnafa yapılan ödemeler üzerinden tevkifatta vergi artırımı belirlenen esaslara göre yapılacaktır. Gelir/kurumlar stopaj vergisi artırımına ilişkin özet tablo şöyledir.

 

GELİR/KURUMLAR STOPAJ VERGİSİ ARTIRIMI

Yıl

Artırıma İlişkin Yılda Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Verilmişse

 

Artırıma İlişkin Yılda Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Verilmemişse

(TL)

Serbest Meslek Ödemeleri

Kira Ödemeleri

Kar Payı Ödemeleri

Beyan Edilecek
Asgari Matrah

Ödenecek

Vergi Tutarı

(%15)

Beyan Edilecek
Asgari Matrah

Ödenecek

Vergi Tutarı

(%15)

Beyan Edilecek
Asgari Matrah

(Kurumlar Vergisi Yönünden Asgari Matrah Tutarları Üzerinden Artırım Yapıldığı Varsayımı Altında)

Ödenecek

Vergi Tutarı

(%15)

6

 

 

 

5

 

 

 

4

 

 

 

3

 

 

 

2

 

Hiç Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Verilmemiş veya

Ödeme Türünün Beyannamede Bulunmaması Halinde Stopaj Artırımı (TL)

Yıl

Beyan Edilecek
Asgari Matrah

Yıllara Sari İnşaat ve Onarım İşleri Hakediş Ödemelerinde

Zirai Mahsuller ve Hizmetler İçin Yapılan Ödemelerde

Esnaf Muaflığından Yararlananlara Mal ve Hizmet Alımları Karşılığında Yapılan Ödemelerde

Ödenecek

Vergi Tutarı

(%3)

Ödenecek

Vergi Tutarı

(%2)

Ödenecek

Vergi Tutarı

(%5)

 

 

 

Beyanname verilmemiş olması veya beyanname verilmekle birlikte artırılması istenilen ödeme türünün beyannamede bulunmaması hâlinde;

  • Serbest meslek ödemeleri için bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrahı tutarının % 50’si,
  • Kira ödemeleri için GMSİ mükellefler için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı,
  • Kar payı ödemeleri için artırılan kurumlar vergisi matrahlarının %80’i,
  • Yıllara sari inşaat işleri ödemeleri için bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı,
  • Zirai kazanç kapsamındaki ödemeler için bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı,
  • Esnaf muaflığı ödemeleri için bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı,

esas alınarak artırımda bulunulacaktır.

Kar Payları Ödemeleri Üzerinden Tevkifatta Vergi Artırımı

Bilindiği üzere, daha önceki yapılandırma kanunlarında kar payı ödemelerinde vergi artırımı imkanı yoktu. sayılı Kanunla bu imkan mükelleflere sağlanmıştır. sayılı GVK’nın 94/6 numaralı bendi ile sayılı KVK’nun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yaptıkları kar payı ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde beyan edilen kar payı ödemelerinin gayrisafi tutarlarının yıllık toplamı üzerinden belirtilen oranlardan az olmamak üzere hesaplanacak vergiyi ödemeleri halinde, ilgili dönemlere ilişkin kar payı ödemeleri yönünden gelir stopaj/kurum stopaj vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

 

Şayet ilgili yıllarda hiç muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmemiş olması ya da beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen ödeme türünün (kar payı) beyannamede bulunmaması halinde de kurumlar vergisi mükelleflerince sayılı Kanun kapsamında ilgili yıllar için artırılan kurumlar vergisi matrahlarının %80’inden az olmamak üzere belirlenen gelir stopaj veya kurum stopaj vergisi matrahı üzerinden artırım imkânı getirilmiştir. Dolayısıyla, bu kapsamda matrah artırımında bulunulması durumunda, kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunulması şarttır (seafoodplus.info ve Broşürler, Matrah ve Vergi Artırımı Rehberi, Nisan/, Yayın No: ).

 

Öte yandan, Yapılandırmaya ilişkin Kanun Teklifinin matrah ve vergi artırımına ilişkin 5 inci maddesinin madde gerekçesinde yer alan açıklamada; “…Aynı fıkrada ayrıca, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları uyarınca kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı ödemeler üzerinden yapılması gereken vergi tevkifatı hükümlerine istinaden, bu fıkra kapsamında matrahlarım artıranların, kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunmaları gerektiği hususu düzenlenmektedir.” ifadesi yer almaktadır.

 

Ancak, sayılı Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerinin yer aldığı 5. maddesinde ve konu hakkında yayımlanan 1 Seri seafoodplus.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun Genel Tebliğinde bu konuda bir  açıklama bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, normal dağıtılan kar paylarından tevkifat GVK’nın 94/6 numaralı bendi ile sayılı KVK’nun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yapılmaktadır. Oysa, sayılı KVK’nun 30/6. maddeye göre; yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdan ana merkeze aktardıkları tutar üzerinden, kurum bünyesinde kurumlar vergisi kesintisi yapılmaktadır. Bu durumda, ana merkeze aktarılan tutardan sayılı KVK’nun 30/6. maddeye göre vergi kesintisi yapıldığından vergi artırımında bulunulmasına engel bir durum olmadığı düşünülebilir. Yine de bu hususta tereddüt edilmesi halinde Gelir İdaresinden görüş alınmasında fayda vardır. Bu konuda hızlı geri bildirim alınması için Vergi İletişim Merkezi () aranabilir.

 

Öte yandan, 1 Seri seafoodplus.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun Genel Tebliğinde de açıklandığı üzere,  sayılı Kanunlar kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulmuş olması, sayılı Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımda bulunulmasına engel değildir. Bu nedenle, her kanuni düzenlemenin kendi içinde değerlendirilmesi ve yeni düzenleme ile önceki düzenlemeler arasında bir bağ kurulmaması gerekmektedir. Bu durumda , ve takvim yıllarında hem hem de sayılı Kanunlar kapsamında matrah artırımı yapılmış olabilecek ve daha önce yapılan matrah artırım tutarlarının mahsubu da söz konusu olmayacaktır.

5. Mükelleflerin Katma Değer Vergisi Artırımında Bulunma Esasları

yıllarına ilişkin katma değer vergisi artırımında bulunan mükellefler için, artırımda bulundukları yıllara ait vergilendirme dönemleriyle ilgili olarak KDV yönünden inceleme ve tarhiyat yapılmayacaktır. Ancak, mükelleflerin KDV artırımında bulunmuş olmaları, artırımda bulunulan dönemler için “Sonraki Dönemlere Devreden KDV”, iade hakkı doğuran işlemler ya da ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iade ve terkin talepleri, Katma Değer Vergisi Kanunun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki işlemler veya müteselsil sorumluluk kapsamındaki işlemlere ilişkin olarak vergi incelemelerinin yapılmasına engel olmayacaktır.

 

Katma değer vergisi mükelleflerinin, ilgili yıllarda her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerde “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırlarında yer alan tutarlarının yıllık toplamı üzerinden aşağıdaki tabloda belirtilen artırım oranlarından az olmamak üzere hesaplanan KDV’yi artırmaları gerekmektedir.

 

Katma Değer Vergisi Artırım Oranları

Yıl

Vergi Artırım Oranları

%3,0

%3,0

%2,5

%2,0

%2,0

 

Katma değer vergisi mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Ancak, mükelleflerin yıl bazında seçimlik hakları bulunmaktadır. Örneğin mükellefin ve yılları için KDV vergi artırımında bulunması durumunda, ve yıllarında vergi artırımında bulunmayabilecektir. yılları için KDV vergi artırımında bulunma konusunda yıl bazında tercih hakkı mükellefe aittir. Ancak, bir takvim yılı için vergi artırımında bulunma konusunda karar verilmesi halinde o yıla ilişkin tüm dönemler için artırımda bulunulması şarttır.

 

Konu hakkında yayımlanan 1 seri seafoodplus.info Genel Tebliğde yapılan açıklamaya göre; KDV Kanununun (11/1-c) ve geçici 17 nci maddeleri uyarınca tecil-terkin uygulaması kapsamında teslimleri bulunan mükelleflerde, tecil edilen vergiler, ilgili dönem beyannamesinde yer alan “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırındaki tutardan düşülecek ve yıllık toplama dahil edilmeyecektir. Bu şekilde hesaplama yapılabilmesi için, KDV Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında teslim edilen malların süresi içinde ihracının gerçekleştirilmiş olması gerekmekte olup geçici 17 nci maddesi kapsamında teslimleri bulunanlarda ise bu şart aranmayacaktır.

 

Kısmi vergi tevkifatında, işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen kısmı sorumlu sıfatıyla alıcı tarafından, kalan kısmı ise satıcı tarafından beyan edilmektedir. Bu tür işlemleri bulunan satıcıların yapacakları KDV artırımları ile ilgili “Yıllık Hesaplanan KDV" tutarının belirlenmesinde, alıcı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilen KDV dikkate alınmadan, kendileri tarafından beyan edilen kısım hesaplamaya dahil edilecektir. Ayrıca, 2 seafoodplus.info KDV Beyannameleri için katma değer vergisi artırım imkânından yararlanılması mümkün değildir. KDV’de vergi artırımı yapılmasının esasları, ilgili yıllardaki KDV beyannamelerinin verilme/verilmeme durumuna göre belirlenmektedir.

KDV Beyannamelerinin Tamamını Vermemiş Ancak En Az Üç Beyanname Vermiş Mükelleflerde Vergi Artırımı

Matrah artırımının yapıldığı ilgili dönemlere ilişkin verilmiş olan KDV beyannamelerinin  “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırlarında yer alan tutarlar toplanacak ve beyanname verilen dönem sayısına bölünerek ortalaması bulunacaktır. Bu ortalama tutar 12 ile çarpılarak 1 yıla iblağ edilerek bulunacak toplam tutara ilgili yıl için belirlenen katma değer vergisi artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanacaktır. Ayrıca, bu mükelleflerin, katma değer vergisi artırım imkânından yararlanmaları için ilgili yıla ilişkin olarak gelir/kurumlar vergisi bakımından matrah artırımında bulunma zorunluluğu yoktur.

KDV Beyannamesi Hiç Vermemiş veya En Fazla İki Dönem KDV Beyannamesi Vermiş Mükelleflerde Vergi Artırımı

Hiç beyanname vermemiş veya en fazla iki dönemde beyanname vermiş olan mükellefler, KDV artırım hükümlerinden yararlanabilmek için ilgili yıla ilişkin olarak gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları zorunludur. Mükellefler, artırdıkları gelir veya kurumlar vergisi matrah tutarı üzerinden %18 oranında hesaplanacak KDV’yi, Kanunda öngörüldüğü süre ve şekilde ödemeleri hâlinde, KDV artırım hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları gerekmektedir. Ortaklık yapısının tamamen gerçek kişilerden oluşması durumunda, bilanço esasında gelir vergisi mükellefleri için belirlenen matrah artırımına ilişkin asgari tutar; adi ortaklığın ortaklık yapısında en az bir kurumlar vergisi mükellefi bulunması durumunda, kurumlar vergisi matrah artırımına ilişkin asgari tutar, ortaklık için KDV artırım tutarının tespitinde dikkate alınacaktır.

1 veya 4 seafoodplus.info KDV Beyannamelerinde, Hesaplanan KDV Bulunmayan veya Hesaplanan KDV Beyanları Sadece Tecil-Terkin Uygulaması Kapsamındaki Teslimlere İlişkin Olanlar ile KDV Beyannamelerinin Bazılarında Hesaplanan KDV Bulunanlarda Vergi Artırımı

KDV beyannamelerinde, hesaplanan KDV bulunmayan veya hesaplanan KDV beyanları sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlere ilişkin olan mükelleflerde vergi artırımında bulunmak mümkündür. Bu durumda, ilgili takvim yılı içindeki işlemlerinin tamamı; istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşan veya diğer nedenlerle hesaplanan KDV beyanı bulunmayan mükellefler ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşan mükellefler ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olmaları şartıyla KDV artırımından faydalanabileceklerdir.

Buna göre, ilgili yıl içinde en az üç dönemde KDV beyannamesi veren ve hiçbir dönemde hesaplanan vergisi çıkmayan veya sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimleri nedeniyle hesaplanan vergi beyanı bulunan mükelleflerin artırım taleplerinde,  bu bölümüne göre işlem yapılacaktır. Bu mükelleflerin, KDV artırım talepleri nedeniyle ödeyecekleri vergi, gelir veya kurumlar vergisi bakımından artırılan matrahlara %18 oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.

Öte yandan, KDV beyannamelerinin bazılarında hesaplanan KDV bulunan mükelleflerde vergi artırımında bulunabileceklerdir. Bu durumda, mükelleflerin KDV artırımından yararlanmak istedikleri yıl içindeki bazı dönemlerine ait beyannamelerinde, tecil-terkin uygulaması kapsamındaki işlemler dışındaki işlemleri dolayısıyla “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” yer alması durumunda, vergi artırımı nedeniyle ödemeleri gereken verginin tespiti için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulundukları tutarın %18’i ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir.

Buna göre, yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin bazılarında “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” bulunmayan mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları hâlinde, hesaplanan vergi bulunan beyannamelerindeki hesaplanan vergiler toplanacak ve bu toplama, ilgili yıl için öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanacaktır. Ancak bu tutar, mükellefin gelir/kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutardan küçük olursa büyük olan tutar dikkate alınacaktır. Bu kapsama giren mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmaları zorunludur.

Katma Değer Vergisi artırımına ilişkin özet tablo şöyledir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ ARTIRIMI

Yıl

1, 3 veya 4 seafoodplus.info KDV Beyannamelerinin Tamamını Vermiş Olan Mükellefler

1, 3 veya 4 seafoodplus.info KDV Beyannamelerinin Bir Kısmını veya Tamamını Vermemiş Olan Mükellefler

1 veya 4 seafoodplus.info KDV Beyannamelerinde

En Az Üç Döneme Ait KDV Beyannamesi Vermiş Olanlar

Hiç Beyanname Vermemiş veya

En Fazla İki Dönemde Beyanname Vermiş Olanlar

(3 seafoodplus.info KDV mükellefleri hariç)

Hesaplanan KDV’si Olanlar

Hiçbir Dönemde Hesaplanan KDV’si Olmayan

Hesaplanan KDV Olmayanlar

Sadece

Tecil-Terkin Uygulaması Kapsamındaki Teslimlere İlişkin Hesaplanan KDV Olanlar

Beyannamelerinin Bazılarında Hesaplanan KDV Bulunanlar

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü

1 Yıla İblağ Edilerek

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü Kıyaslanır Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü

1 Yıla İblağ Edilerek

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü Kıyaslanır Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2,5’i

1 Yıla İblağ Edilerek

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2,5’i

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2,5’i Kıyaslanır, Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si

1 Yıla İblağ Edilerek

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si Kıyaslanır Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si

1 Yıla İblağ Edilerek

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i

Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile

Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si Kıyaslanır Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır

        

 

 

6. Kanunun Yayımı Tarihinden Önce Başlanılan Vergi İncelemelerinde Matrah ve Vergi Artırımı

Matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında 12 Mart tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 21 Mart tarihine kadar sonuçlandırılması gerekmektedir. 12 Mart tarihinden önce başlanılmış vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 21 Mart tarihine kadar tamamlanamaması hâlinde mükelleflerin, başvuru süresinin sonuna (31 Mayıs ) kadar matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmaları şartıyla, 21 Mart tarihinden sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden raporlar ve kararlar üzerine tarhiyat yapılamayacağından, vergi incelemesi ve takdir işlemlerine devam edilmeyecektir. Mükellefler sadece artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan veya artırılan vergileri ödeyeceklerdir.

İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, vergi inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir. Bununla birlikte, söz konusu inceleme ve takdir işlemleri 21 Mart tarihine kadar sonuçlandırılırsa ve mükellef inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunmuş ise; inceleme ve takdir sonucunda bulunan matrah farkı ile mükellefin artırımda bulunduğu matrah tutarı karşılaştırılacaktır. Bu durumda mükellefin artırdığı tutar:

  • İnceleme ve takdir sonucu ulaşılan matrah farkından az ise aradaki fark tutar kadar matrah veya vergi farkı üzerinden mükellef hakkında gerekli vergi tarhiyatı yapılacak ve ceza uygulanacaktır. Ancak mükellefin talep etmesi halinde Kanunun 4 üncü maddesi hükmünden faydalanarak ödeme yapılabilecektir.
  • İnceleme sonucu ulaşılan matrah farkından fazla veya eşit ise mükellef hakkında ayrıca vergi tarhiyatı yapılmayacak ve ceza uygulanmayacaktır.

Diğer taraftan, mükellefler 21 Mart tarihinden önce matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmakla birlikte artırımlar, vergi inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten sonra yapılmışsa, yukarıdaki mahsup imkânından yararlanamayacaklardır. Ancak, söz konusu inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatlar için sayılı Kanunun 4 üncü maddesi (İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler) hükümlerinden faydalanabileceklerdir.

 

7. Matrah ve Vergi Artırımından Yararlanamayacak Olan Mükellefler

sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 12 Mart tarihi itibarıyla;

  • sayılı Kanunun uncu maddesinin (b) ve (ç) fıkrasına göre; defter, kayıt ve belgeleri yok edenler, defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler ile ödeme kaydedici cihazlara yetkisiz ya da yetki sınırlarını aşarak müdahale eden mükellefler,
  • Terör suçundan hüküm giyenlerin,
  • Haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenlerin,

matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanmaları mümkün değildir.

Bununla birlikte, 12 Mart tarihi itibarıyla haklarında, Vergi Usul Kanununun uncu maddesinin (b) ve (ç) fıkralarında yer alan fiillerden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin, matrah ve vergi artırımında bulunmaları halinde, bunların matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabilmelerine yönelik detaylı açıklamalara, 1 Seri seafoodplus.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Sayılı Kanun Genel Tebliğinin (V/E-7) kısmında yer verilmiştir. Özetle, inceleme neticesinde bu fiillerin varlığı tespit edilmezse, mükellefler bu durumdan haberdar edilecek ve artırıma istinaden hesaplanan vergileri ödemeleri durumunda matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanılabileceklerdir.

8. Matrah ve Vergi Artırımında Başvuru ve Ödeme

döneminde faaliyette bulunan mevcut mükellefler ile ilgili yıllarda beyanı gereken kazançları olmasına rağmen mükellefiyet açtırmayan ve beyan etmeyen kişi ve kurumların matrah ve vergi artırımını 31 Mayıs tarihine kadar yapmaları gerekmektedir. Ancak Cumhurbaşkanının, başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar uzatma yetkisi bulunmaktadır. Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde mükellefiyet kaydı bulunanların matrah ve vergi artırımından yararlanmak istemeleri halinde 31/10/ tarihine kadar beyan veya bildirimde bulunmaları gerekmektedir.

Elektronik ortamda beyanname ve bildirim verme zorunluluğu bulunanlar elektronik ortamda; bulunmayanlar ise gelir, kurumlar veya katma değer vergileri mükellefiyeti yönünden bağlı olunan ya da muhtasar beyannamelerini vermiş oldukları vergi dairelerine kâğıt ortamında başvuru yapılabilecektir. Matrah ve vergi artırımına ilişkin bildirimlerin ölüm, gaiplik, tasfiye veya devir ya da tam bölünme gibi durumlarda birden fazla kişi tarafından birlikte verilmesinin gerekli olduğu hallerde, söz konusu bildirimlerin kâğıt ortamında verilmesi gerekmektedir.

, , , ve yıllarında gelir, kurumlar veya katma değer vergileri ile gelir stopaj/kurum stopaj vergisi yönünden farklı vergi dairelerinin mükellefi olanların matrah ve vergi artırımına ilişkin bildirimleri, en son mükellefiyetleri bulunan vergi dairelerine verilmesi gerekmektedir. Vergi artırımı kapsamına giren dönemler için muhtasar ve prim hizmet beyannamesi yönünden merkez veya şubeleri için ayrı ayrı mükellefiyetleri bulunan ve vergi artırımından yararlanmak isteyen mükelleflerin, merkez ve her bir şube için ayrı ayrı vergi artırımında bulunmaları gerekmektedir. Mükelleflerin vergi dairesine gitmeden seafoodplus.info de yer alan İnteraktif Vergi dairesinden (seafoodplus.info) elektronik ortamda yapmaları mümkün bulunmaktadır. Mükelleflerin sayılı Yapılandırma Kanunundan yararlanmak için sisteme 'Kullanıcı Girişi' alanından giriş yapması gerekmektedir. Giriş yapılabilecek bir kullanıcı olmaması durumunda 'Kayıt Ol' butonuna tıklayarak kayıt olabilir ve yapılandırmadan hemen başvurup faydalanabilirler.

Mükellefler, matrah ve vergi artırımına ilişkin hesaplanan vergi tutarlarını 3 Temmuz tarihine kadar peşin ödeyebilecekleri gibi talep etmeleri hâlinde ilk taksiti Haziran/ ayından başlamak üzere aylık dönemler halinde on iki eşit taksitte ödeyebilirler. Mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde mükellefiyet kaydı bulunanların matrah ve vergi artırımına ilişkin hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergisi ile gelir stopaj ve kurumlar stopaj vergisi tutarları 30/11/ tarihine kadar tamamen veya talep etmeleri hâlinde ilk taksiti Kasım/ ayından başlamak üzere aylık dönemler halinde on iki eşit taksitte ödenebilecektir.

Matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamının 3 Temmuz tarihine kadar peşin olarak ödenmesi hâlinde, bu vergilerden (damga vergisi hariç) %10 indirim yapılır ve katsayı uygulanmaz. Matrah ve vergi artırımı dolayısıyla verilen beyannamelere ait damga vergisi, 3 Temmuz tarihine kadar ödenmesi şarttır. Taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi durumunda ödenecek tutara, Kanunda 12 eşit taksit için öngörülmüş olan () katsayısı uygulanacaktır.

Matrah ve vergi artırımına ilişkin hesaplanan vergilerin sayılı Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi durumunda, ödenmeyen vergi tutarları ilk taksit ödeme süresinin son günü (mücbir sebep kapsamında olanlar için 30 Kasım ) tarihi vade tarihi kabul edilerek gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsil edilecektir. Ancak, mükellefler bu durumda vergi incelemesinden kurtulma başta olmak üzere matrah ve vergi artırımının sağladığı avantajlardan yararlanılamayacaktır.

Peşin veya taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi ve ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi gereken tutarların ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, hesaplanan tutarların tamamının ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla katsayı uygulanmaksızın Kanundan yararlanılacak, ancak %10 indirimli ödeme imkânından yararlanılamayacaktır.

Taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi ve ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi gereken tutarların süresinde ödenmesi halinde, kalan taksitlerin tamamının ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaksızın Kanundan yararlanılacak, ancak %10 indirimden yararlanılamayacaktır. Taksitli ödeme seçeneği tercih edilmiş olması ve birinciyle ikinci taksitin ödeme sürelerinde ve tam ödenmesi koşuluyla, bir takvim yılında en fazla üç taksitin süresinde ödenmesi şartı aranılmayacak, kalan taksitlerden süresinde ödenmeyen veya eksik ödenenlerin son taksiti izleyen ayın sonuna kadar hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır.

Ayrıca, matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve ödenmemesi hâlinde sayılı Kanuna göre takip edilir. Ancak, Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması şartıyla mükellefe bildirimde bulunularak eksik tahakkuk eden tutarın bir ay içinde geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi istenir, verilen sürede ödeme yapılması hâlinde eksik tahakkuk eden vergiler açısından Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.

9. Matrah ve Vergi Artırımında Bulunmanın Vergi İncelemesinden Korumayacağı Haller

sayılı Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulması durumunda, matrah ve vergi artırımında bulunulan yıllar için gelir veya kurumlar vergisi yönünden vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacaktır. Ancak, matrah ve vergi artırımının mükellefleri mutlak olarak vergi incelemesinden koruyabilmesi için bazı şartlar vardır. Ticari veya zirai kazancı bilanço esasına veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri ile serbest meslek erbabının, beyannamelerinde diğer gelir unsurlarının da bulunması hâlinde, asgari matrah tutarı üzerinden artırımda bulunan söz konusu mükellefler, diğer gelir unsurları nedeniyle de vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaktır.

 

Bilindiği üzere, beyannamelerinde ticari ve zirai kazanç ile serbest meslek kazancı dışında kalan ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat (bu kazanç veya iratların birkaçının elde edilmiş olması hali dâhil) beyan eden gelir vergisi mükellefleri için, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahlar esas alınacaktır. Bu şekilde matrah artırımında bulunan mükellefler sayılan gelir unsurları itibarıyla vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaklardır.

 

Ticari kazancı basit usulde tespit edilmekle birlikte, bu kazancının yanında beyannamelerinde vergiye tabi başka gelir unsurları beyan eden mükellefler ile gayrimenkul sermaye iradının yanında ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat beyan eden gelir vergisi mükellefleri de işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahları esas alacaklardır. Dolayısıyla, bu şekilde matrah artırımında bulunan mükellefler sayılan gelir unsurları itibarıyla vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaklardır.

 

Örneğin, mükellefin yılında kira geliri elde etmiş olduğu halde, bu gelirini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakması ve mükellefiyet tesis ettirmemesi durumunda, yılı için gelir vergisi matrahını, sayılı Kanun hükümlerinden yararlanarak matrah artırımında bulunmak için başvuru süresi içinde ilgili vergi dairesine, sadece gayrimenkul sermaye iradı elde ettiğini belirterek başvuracaktır. Mükellefin ilgili yıl için belirlenen asgari matrahtan az olmamak üzere matrah beyan etmesi gerekmektedir. Ancak, mükellefin yılında kira gelirinin yanında beyan etmediği ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat elde etmiş olması durumunda, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahları esas alarak matrah artırımında bulunması durumunda ilgili yıl için vergi incelemesinden kurtulacaktır. Şayet yılı için sadece kira gelirini beyan ederse, diğer gelir unsurlarını dikkate almadan matrah artırımında bulunursa bu durum ileride vergi idaresince tespit edildiğinde, kira geliri dışındaki gelirleri için vergi incelemesinden kurtulamayacaktır.

 

Tasfiye hâlinde bulunan kurumların tasfiye dönemlerine ilişkin yıllar için matrah artırımında bulunmaları, tasfiye bitiş beyannamesinin verilmesi üzerine yapılacak incelemelere engel teşkil etmeyecektir. Bilindiği üzere tasfiye beyannamesinin verilmesiyle birlikte tasfiye memurları, işlemlerinin vergi kanunları yönünden incelenmesini bir dilekçe ile istemekte ve dilekçenin verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemesine başlanmaktadır. İnceleme sonucunda ise vergi tarhiyatı önerilebilmektedir. Ancak, sayılı Kanuna göre matrah artırımı sonucu ödenen vergiler, tasfiye kârı üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilebilir.

 

yılına ilişkin kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulması, sayılı Kanunun maddesinin yirmi yedinci fıkrası uyarınca hesaplanacak ek vergiye ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmeyecektir. Yine, sayılı Kanun kapsamında matrah artırımında bulunmuş olan mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisine mahsuben yıl içinde ödemiş oldukları vergilerin nakten iadesiyle ilgili talepleri ile sınırlı olmak üzere inceleme ve tarhiyat yapılabilmektedir. Örneğin yılında tevkif suretiyle kesilen vergiler Mart-Nisan/ aylarında verilen gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan gelir/kurumlar vergisinden mahsup edilmekte ve kalan tutarın mahsuben iadesinde inceleme söz konusu olmazken, nakten iade talebi halinde belirli limitlerin aşılması durumunda vergi incelemesi yapılması söz konusu olabilmektedir.

 

sayılı Kanuna göre vergi artırımından yararlanmak isteyen mükellefler nezdinde, artırımda bulundukları yıl veya yılların kapsadığı dönemler itibarıyla KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamaz. Ancak artırımda bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırımda bulunulan dönemler için “Sonraki Dönemlere Devreden KDV” yönünden vergi incelemesi yapılabilir. Bu incelemelerde artırımda bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez ancak elde edilen bulgular artırımda bulunulmayan dönemlerdeki tarhiyatlar için kullanılabilir. 

 

Artırımda bulunulan dönemler için iade hakkı doğuran işlemlerden ya da ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iade ve terkin taleplerine ve sayılı Kanunun 9. maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki işlemlere veya müteselsil sorumluluk kapsamındaki işlemlere ilişkin olarak vergi incelemesi ve/veya tarhiyat yapılabilir. KDV Genel Uygulama Tebliği kapsamında haklarında özel esaslar uygulanan mükelleflerin genel esaslara geçme taleplerine yönelik inceleme yapılması mümkün olmakla birlikte, bu incelemeler sonucunda artırımda bulunulan yıllarla ilgili tarhiyat yapılamayacaktır.

 

Matrah ve vergi artırımından yararlanılması, matrah ve vergi artırımında bulunulan dönemler de dâhil olmak üzere, sayılı VUK’nun maddesinde yer alan kaçakçılık fiillerinin işlenip işlenmediğinin tespiti yönünden inceleme yapılmasına engel teşkil etmez. Yürütülen bu incelemeler sırasında söz konusu fiillerin işlendiğinin tespit edilirse, Cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah ve vergi artırımında bulunulan dönem ve vergiler için tarhiyat yapılamaz.

 

sayılı Kanunun 5. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan düzenleme uyarınca matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler bu vergileri, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödememeleri halinde artırım hükümlerinden yararlanma hakkını kaybederler. Bu durumdaki mükelleflerin incelenmeme koruması ortadan kalkmaktadır. Ayrıca Kanuna göre taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemeyeceğinden defter ve belgeleri inceleme hakkı süresi de uzamaktadır. Bu nedenle taksit ödemelerini süresinde yapmak büyük önem taşımaktadır. Matrah artırımında bulunulmayan vergi türleri ve dönemleri için vergi incelemesi yapılabilir. Üçüncü kişilerle ilgili olarak karşıt incelemeler yapılması, mahkemelerce belli konulara bakılması veya bilirkişilerce ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle defter ve belgeler her zaman incelenebilir (Mustafa Ak, Matrah Artırımı Hangi Durumlarda İşletmeleri Korumaz?, seafoodplus.info, ).

 

/1 Seri seafoodplus.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun İç Genelgesi

Matrah ve vergi artırımı başta olmak üzere sayılı Yapılandırma Kanununda yer alan imkan ve kolaylıklar hakkında uygulamaya yönelik olarak bazı açıklamalar, Gelir İdaresi tarafından yayımlanan tarih ve /1 Seri seafoodplus.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun İç Genelgesinde yapılmış bulunmaktadır. Söz konusu İç Genelgede; başvuruda bulunan mükelleflere ilişkin haciz işlemleri, emanetteki paralar ile cebren tahsil edilen paraların mahsubu, ilgili mevzuat gereği yapılan iadelere ilişkin tutarların mahsubu, borcun bulunmadığına dair belge talepleri, kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacakları, inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler, tarhiyat öncesi uzlaşma talepli vergi inceleme raporları ile ilgili işlemler, haklarında sayılı Kanunun uncu maddesinin (b) ve (ç) fıkrasında yer alan fiillerden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenler ile diğer bazı hususlar hakkında açıklamalar yer almaktadır. Mükelleflerin sayılı Yapılandırma Kanununa ilişkin olarak her türlü ikincil mevzuat düzenlemeleri, rehber ve broşürlere Gelir İdaresinin internet sayfasında (seafoodplus.info) yer alan sayılı Kanun mikro sitesinden ulaşılması mümkün bulunmaktadır.

Sonuç

sayılı Yapılandırma Kanunu ile vergi mükelleflerine getirilen imkanlar arasında en önemlileri kesinleşmiş vergi ve ceza borçlara büyük ödeme kolaylığı, işletme kayıtlarının düzeltilmesi ile matrah ve vergi artırımında bulunmak suretiyle ilgili yıllar ve vergi türleri için vergi incelemesinden ve vergi tarhiyatından kurtulmalarıdır. Matrah ve vergi artırımından sadece mevcut mükellefler değil, yılları arasında beyana tabi gelir elde etmesine rağmen mükellefiyet kaydı açtırmayan ve bu gelirlerini beyan etmeyen ücret geliri sahipleri, değer artış kazancı sahipleri, kira geliri elde edenler ile menkul sermaye iradı sahipleri de yararlanabilecektir.

 

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ile katma değer vergisi mükellefleri , , , ve takvim yılları için matrah ve vergi artırımından yararlanabileceklerdir. Aynı şekilde, gelir veya kurumlar vergisi tevkifatı yapmakla sorumlu olanlar da bu ödemelerine ilişkin olarak bu yıllarla ilgili vergi artırımında bulunabileceklerdir.

 

Beyanname vermekle birlikte zarar, indirim ve istisnalar nedeniyle matrah ve vergi beyan etmeyen ya da ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar da dâhil olmak üzere hiç beyanname vermemiş olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri de matrah ve vergi artırımında bulunabileceklerdir. Matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler adına, hesaplanan vergilerin ödenmesi şartıyla, ilgili dönemler için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacaktır.

 

sayılı Kanunun hükmünden yararlanılarak artırımda veya beyanda bulunan mükellefler hesaplanan veya artırılan tutarları, 30/6/ tarihine kadar peşin ödeyebilecekleri gibi talep etmeleri hâlinde ilk taksiti Haziran/ ayından başlamak üzere aylık dönemler halinde 12 eşit taksitte ödeyebilirler. Ancak ilk taksit vadesi olan 30/6/ tarihinin resmi tatile denk gelmesi sebebiyle bu kapsamdaki ödemeler 3/7/ tarihine kadar yapılabilecektir. İkinci taksit Temmuz ayının sonuna kadar,  diğer taksitler ise izleyen ay sonlarına kadar ödenebilecektir. Bununla birlikte artırım sonucu hesaplanan vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak ödenmesi hâlinde de, damga vergisi hariç bu vergilerden %10 indirim sağlanacaktır.

 

Matrah ve vergi artırımları üzerine tahakkuk eden vergilerin, taksitle ödenmesinin tercih edilmesi durumunda; birinci ve ikinci taksitlerin süresinde ve tam ödenmesi şartıyla, bir takvim yılında üçten fazla taksitin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde yapılandırmanın ihlal olacağına yönelik düzenleme matrah ve vergi artırımı hükümlerine göre beyan edilen vergiler açısından geçerli olmayacak ve diğer taksitlerin son taksiti izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme zammıyla birlikte ödenmesi halinde Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır. Cumhurbaşkanının, başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar uzatma yetkisi bulunmaktadır.

 

Sonuç olarak, yılında uygulanan sayılı Yapılandırma Kanunundan bu yana çıkan düzenlemeler içerisinde belki de en kapsamlı düzenleme olan sayılı Yapılandırma Kanununun getirdiği imkan ve kolaylıklardan yararlanmak için vergi mükelleflerinin geçmişin risklerinden kurtularak geleceğe daha güvenle bakmaları imkan dahilindedir. Özellikle işletme kayıtlarını düzeltmek, yargıdaki vergi ihtilaflarından kurtulmak ve de matrah ve vergi artırımında bulunmak suretiyle vergi incelemesinden kurtulma imkanına kavuşmak mükellefler açısından çok ama çok önemli bir avantajdır. Mükelleflerin Yapılandırma Kanununa ilişkin her türlü soruları için Vergi İletişim Merkezini () aramaları, Gelir İdaresinin seafoodplus.info adresinde yer alan mikro siteyi ziyaret etmeleri ve de yeni hizmete giren Dijital Vergi Asistanı (GİBİ) den yardım almaları mümkün bulunmaktadır.

 

Sayılı Yapılandırma Kanunu yazı dizimizin ÜÇÜNCÜ bölümünde görüşmek üzere…

 

KAYNAKÇA

 

  1. sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
  2. 1 Seri seafoodplus.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun Genel Tebliğ
  3. seafoodplus.info Erişim/ sayılı Kanun mikro site
  4. tarih ve /1 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun İç Genelgesi
  5. seafoodplus.info Sayılı Yapılandırma Kanunu mikro sitesi
  6. seafoodplus.info ve Broşürler, Matrah ve Vergi Artırımı Rehberi, Nisan/, Yayın No:

 

"Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez."

 

NAZALI VERGI & HUKUK

[email protected]

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz

EY Vergi Rehberi

2. Gelir vergisi

Verginin konusu

Gerçek kişilerin gelirleri, gelir vergisine tabidir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde vergiye tabi gelirin tanımı yapılırken, 2. maddesinde ise vergiye tabi gelir unsurları sayılmıştır. Buna göre gerçek kişilerin, Kanun’un 2. maddesinde sayılan gelir kaynaklarından elde ettikleri gelirler, gelir vergisine tabidir. Daha açık bir ifade ile vergiye tabi gelir, gerçek kişilerin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.


Gelirin unsurları

Gelir vergisine tabi gelir unsurları aşağıda sayıldığı gibidir:

  1. Ticari kazançlar
  2. Zirai kazançlar
  3. Ücretler
  4. Serbest meslek kazançları
  5. Gayrimenkul sermaye iratları
  6. Menkul sermaye iratları
  7. Diğer kazanç ve iratlar

Mükellefiyet türleri

Gelir vergisi uygulamasında mükellefler, tam mükellef ve dar mükellef olarak iki genel kategoriye ayrılmıştır.


Tam mükellefler


Türkiye’de yerleşmiş olan veya yerleşmiş sayılan kişiler Gelir Vergisi Kanunu açısından “tam mükellef” kabul edilmektedir. Bu kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler.

  • İkametgahı Türkiye’de bulunanlar ve
  • Bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez),

Türkiye’de yerleşmiş sayılır.

Öte yandan, resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları da tam mükellef olarak vergilendirilirler.

Dar mükellefler

Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişiler Gelir Vergisi Kanunu açısından “dar mükellef” kabul edilmektedir. Bu kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.

Belli ve geçici bir görev veya iş için Türkiye’ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle tahsil veya tedavi veya istirahat veya seyahat maksadıyla gelenler, tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan sebeplerle Türkiye'de alıkonulmuş veya kalmış olan kimseler ise Türkiye’de altı aydan fazla kalsalar dahi Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar. Dolayısıyla bu kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.

Yurt dışında çalışma ve oturma izni olan Türk vatandaşları da vergi uygulamaları bakımından “dar mükellef” olarak kabul edilirler.

Dar mükellefiyete tabi kişilerin, Türkiye’de kazanç ve irat elde etmesine ilişkin koşullar, Gelir Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinde;

  1. Ticari kazançlarda; kazanç sahibinin Türkiye’de işyerinin bulunması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtası ile sağlanması,
  2. Zirai kazançlarda; zirai faaliyetlerin Türkiye’de icra edilmesi,
  3. Ücretlerde; hizmetin Türkiye’de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye’de değerlendirilmesi,
  4. Serbest meslek kazançlarında; serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye’de icra edilmesi veya değerlendirilmesi,
  5. Gayrimenkul sermaye iratlarında; gayrimenkulün Türkiye’de bulunması ve bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye’de kullanılması veya değerlendirilmesi,
  6. Menkul sermeye iratlarında; sermayenin Türkiye’de yatırılmış olması,
  7. Diğer kazanç ve iratlarda; bu kazanç ve iratları doğuran işin veya muamelenin Türkiye’de ifa edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesi,

olarak belirtilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalarda geçen, “Türkiye’de değerlendirme” ifadesi ile kastedilen, ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yabancı ülkede yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır.

Gelir vergisi oranları

Gelir vergisi, bir tarifeye göre hesaplanmaktadır. Bu tarifede yer alan vergi oranları, vergiye tabi gelirin miktarı yükseldikçe artmaktadır. Artan oranlı vergi tarifesi uygulamasının altında, yüksek gelir gruplarının vergi ödeme güçlerinin daha fazla olduğu ve bu sebeple de daha yüksek miktarda vergi ödemeleri gerektiği düşüncesi yatmaktadır.

Gelir türlerine göre belirlenen gelir vergisi tarifeleri

Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesi uyarınca, ücret gelirleri ile ücret dışındaki gelirler iki ayrı tarifeye göre vergilendirilmektedir. Bu iki tarifenin aslında alt gelir dilimleri değil, sadece en üst gelir dilimleri birbirinden farklılaştırılmakta, ücret gelirleri için % 27’lik dilim biraz daha geniş olarak uygulanmaktadır.

Gelir dilimlerinin hesaplanma esasları ve uygulanacak tarife

Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer maddesi uyarınca, ilgili yılda uygulanacak olan gelir vergisi tarifesindeki gelir dilimleri, bir önceki yıl uygulanan gelir dilimlerinin, aynı yıl için açıklanan yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle hesaplanmakta ve bu şekilde hesaplanan tutarların % 5’ini aşmayan kesirler dikkate alınmamaktadır. Diğer taraftan gelir dilimlerinin belirlenmesi konusunda mükerrer madde ile ayrıca Bakanlar Kuruluna da yetki verilmektedir.

yılı yeniden değerleme oranı, 11 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile % 14,47 olarak açıklanmıştır.

yılında ücret ve ücret dışındaki gelirler için uygulanacak olan vergi tarifelerinin gelir dilimleri, Maliye Bakanlığı tarafından bu oran dikkate alınmak suretiyle hesaplanmış ve 29 Aralık tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile duyurulmuştur. Buna göre oluşturulan gelir vergisi tarifeleri aşağıda dikkatinize sunulmuştur.

Ücret gelirlerine uygulanacak gelir vergisi tarifesi

Gelir dilimi

Vergi oranı

TL’ye kadar

% 15

TL’nin TL’si için TL, fazlası

% 20

TL’nin TL’si için TL, fazlası

% 27

TL’den fazlasının TL’si için TL, fazlası

% 35

 

Ücret dışındaki gelirlere uygulanacak gelir vergisi tarifesi

Gelir dilimi

Vergi oranı

TL’ye kadar

% 15

TL’nin TL’si için TL, fazlası

% 20

TL’nin TL’si için TL, fazlası

% 27

TL’den fazlasının TL’si için TL, fazlası

% 35

 

Ticari kazançların vergilendirilmesi

Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerinden doğan kazançlar ticari kazançtır.

Ticari kazancın tespit usulleri

Ticari kazanç gerçek veya basit usule göre tespit edilmektedir.

Gerçek usulde ticari kazancın tespiti

Gerçek usulde ticari kazancın tespiti iki şekilde yapılabilir:
 

  1. Bilanço esasında ticari kazancın tespiti: Bilanço esasında, ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Ticari kazancın tespiti sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ilişkin hükümleri ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ve maddeleri uygulanır.
  2. İşletme hesabı esasında ticari kazancın tespiti: İşletme hesabı esasında, ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır. Bu usulde de ticari kazancın tespiti sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ilişkin hükümleri ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ve maddeleri uygulanır.

Basit usulde ticari kazancın tespiti
 

Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılattan giderler ve satılan malların alış bedellerinin düşülmesi suretiyle tespit edilir. Bu mükellefler, mal alışları, giderleri ve hasılatlarını gösteren belgeleri ayrı ayrı dosyalarda saklamak zorundadırlar.

10 Şubat tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun'un 2. maddesiyle Gelir Vergisi Kanunu'nun “Diğer indirimler” başlıklı maddesine yeni bir bent eklenmiştir. 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yürürlüğe giren bu bent uyarınca, basit usulde tespit edilen ticari kazançların yıllık TL'ye kadar olan kısmı gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen gelirlerden indirilebilmektedir. Bu tutar her yıl yeniden değerleme oranında artırılmış olup, yılı gelirleri için TL olarak uygulanmaktadır.

Yıllar itibarıyla uygulanan indirim tutarları, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Basit usulde ticari kazançlarda indirim tutarı” başlığı altında dikkatinize sunulmuştur.

Aşağıda sayılan işleri yapanların basit usulden faydalanmaları mümkün değildir:

  1. Kolektif şirket ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortakları;
  2. İkrazat işleriyle uğraşanlar;
  3. Sarraflar ile kıymetli maden ve mücevherat alım satımı ile uğraşanlar;
  4. GVK’nın maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişi ve kurumlara karşı inşaat ve onarma işini taahhüt edenler ile bu mükelleflere karşı derece derece taahhütte bulunanlar;
  5. Sigorta prodüktörleri;
  6. Her türlü ilân ve reklâm işleriyle uğraşanlar veya bu işlere tavassut edenler;
  7. Gayrimenkul ve gemi alım satımı ile uğraşanlar;
  8. Tavassut işi yapanlar (dayıbaşılar hariç);
  9. Maden işletmeleri, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları işletenler;
  10. Şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahip veya işleticileri; (Yapısı itibarıyla sürücüsünden başka on dört ve daha aşağı oturma yeri olan ve insan taşımaya mahsus motorlu kara taşıtları ile yolcu taşıyanlar hariç);
  11. Maliye Bakanlığınca teklif edilen ve Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan iş grupları, sektörler, il ve ilçeler, büyükşehir belediyeleri dâhil olmak üzere il ve ilçelerin belediye sınırları (mücavir alanlar dâhil), belediyelerin nüfusları, yöreler itibarıyla veya sabit bir işyerinde faaliyette bulunulup bulunulmadığına göre gerçek usulde vergilendirilmesi gerekli görülenler.

Diğer taraftan basit usulde vergilendirme için, bazı şartların gerçekleşmiş olması da gerekmektedir. Bunlar, Kanun’da, genel ve özel şartlar olarak iki başlık altında toplanmıştır. Genel ve özel şartlar, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Basit usule tabi olmanın şartları” başlığı altında dikkatinize sunulmuştur.

Ticari kazançtan indirilebilecek giderler

Ticari kazanç elde eden mükelleflerin gelir vergisi matrahlarının hesabında, aşağıdaki giderler, hasılatlarından indirilebilmektedir:

  1. Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler (İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler),
  2. Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (Bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla), Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde yazılı giyim giderleri,
  3. İşle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar,
  4. İşle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderleri (Seyahat maksadının gerektirdiği süreyle sınırlı olmak şartıyla),
  5. Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dâhil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri,
  6. İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar,
  7. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar (İşletmeye dâhil olan gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar, yapıldığı yılda doğrudan gider yazılabilir),
  8. İşverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar (şu kadar ki; ödenen aidatın bir aylık tutarı, işyerinde işçilere ödenen çıplak ücretin bir günlük toplamını aşamaz),
  9. İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (Ödenen ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılacak katkı paylarının toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin % 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını* ( yılı için TL) aşamaz. Gerek işverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, gerekse GVK’nın maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında indirim konusu yapılacak prim ödemelerinin toplam tutarı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin % 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.),
  10. Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli,
  11. Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programlarından faydalananlara, programı yürüten işverenlerce fiilen ödenen tutarlar (Bu kapsamda işverenler tarafından ticari kazancın tespitinde ücretle ilişkilendirilmeksizin her bir katılımcı itibarıyla indirim konusu yapılacak tutar aylık olarak asgari ücretin brüt tutarının yarısını aşamaz.).
    * Yıllık brüt asgari ücret tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Yıllık asgari ücret tutarları” başlığı altında yer verilmiştir.

Ticari kazançtan indirilemeyecek giderler

Ticari kazanç elde eden mükelleflerin, gelir vergisi matrahlarının hesabı sırasında, aşağıdaki giderleri hasılatlarından indirmeleri mümkün değildir:

  1. Teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aynen aldıkları sair değerler (Aynen alınan değerler emsal bedeli ile değerlenerek teşebbüs sahibinin çektiklerine ilave olunur.),
  2. Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar,
  3. Teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faizler,
  4. Teşebbüs sahibinin, eşinin ve küçük çocuklarının işletmede cari hesap veya diğer şekillerdeki alacakları üzerinden yürütülecek faizler,
  5. Yukarıda yer verilen işlemler hariç olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişiler ile emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılmaktadır.
    Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dâhil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler kanun maddesinde ilişkili kişi olarak tanımlanmıştır.
    İmalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler, her hâl ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilmelidir.
    İşletmeden çekilmiş sayılan farklar, ilişkili kişi tarafından beyan edilmiş gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış ise ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilir. İlişkili kişiler ve bu kişilerle yapılan işlemler hakkında Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde yer almayan hususlar bakımından, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun maddesi hükmü uygulanır.
  1. Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar (Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.),
  2. Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderlerinin % 50'si (Bakanlar Kurulu, bu oranı % 'e kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye yetkilidir),

Bakanlar Kurulu tarafından bu yetki 27 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 90/ sayılı Kararname ile kullanılmış ve yukarıda yer alan % 50 oranı % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderlerinin tamamının kurum kazancının tespiti sırasında indirimi mümkün bulunmaktaydı.

 

Ancak sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun’un 4. maddesinde yapılan ve 19 Mayıs tarihi itibarıyla yürürlüğe giren değişiklikle, Gelir Vergisi Kanunu’nun yukarıda belirtilen hükmündeki ilan ve reklam giderlerinin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı hükmü Kanun’a eklenmiştir.

 

Bu değişiklik kapsamında Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan 2 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde, her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerinin tanıtımına yönelik bu tür reklam harcamalarının, kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

 

Ancak Danıştay 4. Dairesi’nin 25 Ekim tarih ve Esas No: /, Karar No: / sayılı kararı ile 2 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan yukarıdaki açıklama, her türlü alkol ve alkollü içkilere ait ilan ve reklam giderleri yönünden iptal edilmiştir.

 

Söz konusu iptal kararı Maliye Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (DVDDK) tarafından Bakanlığın temyiz isteminin kabulüyle, Danıştay 4. Dairesi kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına karar verilmiştir. DVDDK’nın 28 Eylül tarihli bu kararı (Esas No: / ve Karar No: /) çerçevesinde 2 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin ilgili bölümleri tekrar yürürlüğe girmiştir.

 

Bu kapsamda Rehber’imizin hazırlandığı tarih itibarıyla alkol ve alkollü içkilere ilişkin reklam ve ilan giderlerinin kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

 

  1. Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları,
  2. Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının % 10’unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı.

Bu hüküm 1 Ocak tarihinde yürürlüğe girmiş olmakla birlikte uygulanabilmesi için aynı zamanda, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin ne kadarının kazançtan indirilemeyeceğinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, kurum kazancından indirilemeyecek finansman giderlerinin tespitinde kullanılacak oran Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmediğinden, Rehber’imizin hazırlandığı tarih itibarıyla bu hükmün uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

 

  1. Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddî ve manevî zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri.

Yukarıda yer verilen düzenlemelerin uygulanmasında, kollektif şirketlerin ortakları ile adi ve eshamlı komandit şirketlerin komandite ortakları teşebbüs sahibi sayılır.


Ücretlerin vergilendirilmesi

Gelir Vergisi Kanunu’nda ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler şeklinde tanımlanmıştır.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık ilişkisi niteliğinde olmaması şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tespit edilmiş olması, ücret niteliğini değiştirmemektedir.

Gerçek ücret


Ücretin gerçek safi değeri, ücretin tanımında yer alan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimlerin yapılması sureti ile hesaplanır.

  1. sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre yapılan kanuni kesintilerle, Ordu Yardımlaşma Kurumu ve benzeri kamu kurumları için yapılan kanuni kesintiler,
  1. Kanunla kurulan emekli sandıkları ile sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler,
  1. Ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin % 50’si ile ölüm, kaza, sağlık, hastalık, engellilik, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler. Ancak bu primlerin indirim olarak dikkate alınabilmesi için bazı koşullar mevcuttur. Bunlar:

- Sigortanın Türkiye’de kurulu ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması,

- İndirim konusu yapılacak primler toplamının, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını* ( yılı için TL) aşmamasıdır.

  1. Çalışanlar tarafından Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar (aidatın ödendiğinin belgelendirilmesi şarttır).
    * Yıllık brüt asgari ücret tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Yıllık asgari ücret tutarları” başlığı altında yer verilmiştir.

İstisnalar

Gelir Vergisi’nden istisna olan ücretlerden bazılarına aşağıda yer verilmiştir.

  1. Köylerde veya son nüfus sayımına göre nüfusu ’i aşmayan yerlerde faaliyet gösteren ve el dokuma halı ve kilim imalatında çalışan işçilerin ücretleri,
  2. Gelir vergisinden muaf olanların veya gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin yanında çalışan işçilerin ücretleri,
  3. Madenlerde çalışan işçilerin maden cevheri istihsali ile ilgili yeraltında çalıştıkları zamanlara ait ücretleri,
  4. Köy muhtarı ile köylerin katip, korucu, imam, bekçi vb. hizmetlilerine köy bütçesinden ödenen ücretler,
  5. Hizmetçi ücretleri (mürebbiyelere ödenen ücretler hariçtir),
  6. Sanat okulları ve bu mahiyetteki enstitülerde, ceza ve ıslah evlerinde, darülacezelerin atölyelerinde çalışan öğrencilere, hükümlü ve tutuklulara ve düşkünlere verilen ücretler,
  7. İşverence işyerinde yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler. İşverenlerce çalışanlara işyerinde yemek verilmemesi durumunda ise çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin, her yıl için ayrıca belirlenen tutarı ( yılında 16 TL) aşmaması ve yemek bedeli ödemesinin yemek verme hizmetini sağlayan mükellefe yapılması şartıyla bu ödemeler de gelir vergisinden istisna olarak değerlendirilmektedir. Örneğin personele yemek fişi veya yemek kartı verilmesi suretiyle yapılan ödemeler bu kapsamdadır.
    Gelir vergisinden istisna edilen günlük yemek yardımı tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Gelir vergisinden istisna günlük yemek yardımı” başlığı altında yer verilmiştir.
  1. Genel olarak maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan hizmet erbabına konut tedariki ve bunların elektrik, ısınma gibi masrafları ile mülkiyeti işverene ait olan ve brüt alanı m2’yi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler (Aşan kısma isabet eden menfaat için istisna uygulanmaz),
  2. İşçilerin işe topluca gidip gelmeleri için işveren tarafından yapılan taşıma giderleri,
  3. Çırakların asgari ücreti aşmayan ücretleri,
  4. İşverenlerce, kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce bu hizmetlerin verilmediği durumlarda, ödemenin doğrudan bu hizmetleri sağlayan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine yapılması şartıyla, her bir çocuk için aylık, asgarî ücretin aylık brüt tutarının % 50*’sini aşmamak üzere bu istisnadan yararlanılır. Kreş ve gündüz bakımevi hizmetini sağlayanlara yapılan ödemelerin belirlenen istisna tutarını aşan kısmı ile hizmet erbabına bu amaçla nakden yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir.),
    * Bu oran, 5 Mayıs tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan / sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yayım tarihinden geçerli olmak üzere % 15’ten % 50’ye çıkarılmıştır.
  1. İşle ilgili yapılan seyahatlerdeki gerçek yol giderlerinin tamamı ile yemek ve yatmak giderlerine karşılık hizmet erbabına verilen gündelikler. (Aynı aylık seviyesindeki devlet memuru gündeliğini aşmamak üzere),
  2. Devlet Memurları Kanunu’na göre ödenen yakacak yardımları,
  3. Hizmet erbabına ödenen çocuk zamları, (Devletçe verilen tutarı aşmayan kısım için) evlenme ve doğum yardımları, (hizmet erbabının iki aylığına tekabül eden tutarı aşmaması koşulu ile),
  4. Evlenme ve doğum münasebetiyle hizmet erbabına yapılan yardımlar,
  5. İş Kanunu’na göre ödenmesi gereken kıdem tazminatları,
  6. Nafakalar,
  7. Demirbaş olarak verilen giyim eşyası,
  8. Spor yarışmalarına katılan amatör sporculara ödenen ödül ve ikramiyeler,
  9. Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler,
  10. Sosyal sigortalar kurumları tarafından sigortalılara yapılan ödemeler,
  11. İlim ve fenni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini ve memleket bakımından faydalı olan diğer işleri teşvik etmek amacıyla verilen ikramiye ve mükafatlar,
  12. Yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, maluliyet, dul ve yetim aylıkları,
  13. Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler,
  14. Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve Ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar,
  15. Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele; fiilen uçuş hizmeti, deniz altına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla verilen tazminat, gündelik, ikramiye ve zamlar.

Engellilik indirimi

Çalışma gücünün;

  • Asgarî % 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece engelli,
  • Asgarî % 60'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece engelli,
  • Asgarî % 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece engelli,

sayılır. yılı için engellilik dereceleri itibarıyla belirlenen ve hizmet erbabının ücretinden indirilebilecek olan tutarlar Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Engellilik indirimi tutarları” başlığı altında dikkatinize sunulmuştur.

Asgari geçim indirimi

Asgari geçim indiriminin hesabında öncelikle, ilgili çalışana uygulanacak asgari geçim indirimi oranının bulunması ile başlanmalıdır. Bu oran çalışanın medeni durumu ve çocuk sayısına göre değişmekte olup aşağıda dikkatinize sunulmaktadır:

- Mükellefin kendisi için % 50,

- Çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10,

- Çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere;

  • İlk iki çocuk için % 7,5,
  • Üçüncü çocuk için % 10,
  • Diğer çocuklar için % 5.

İkinci aşamada, ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan asgarî ücretin yıllık brüt tutarı ile ücretlinin şahsi ve medeni durumu dikkate alınarak yukarıdaki şekilde hesaplanan oranın çarpılması gerekmektedir. Bu şekilde bulunan tutarın gelir vergisi tarifesinin ilk diliminde yer alan oran (% 15) ile çarpılması sonucu yıllık asgari geçim indirimi tutarı hesaplanmış olmaktadır. Bu tutarın bir aylık kısmı (1/12'si), aylık olarak ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecek olan asgari geçim indirimi tutarını vermektedir. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılması söz konusu değildir.

Asgari geçim indiriminin yıllık tutarı, her ücretli için asgarî ücret üzerinden hesaplanan yıllık vergi tutarını aşamaz. Ayrıca yıl içerisinde asgari ücret tutarında meydana gelen değişiklikler, asgari geçim indirimi uygulamasında dikkate alınmaz.

İndirimin uygulamasında “çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, “eş” tabiri ise aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade etmektedir.

Ücret geliri elde eden eşler dışındaki eşler, uygulama sırasında, çalışmayan ve geliri bulunmayan eş olarak kabul edilmektedir.

İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanmalıdır. Boşananlar için ise indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınmalıdır.

Asgari geçim indirimine ilişkin örnek hesaplama ile medeni durum ve çocuk sayısına göre uygulanan asgari geçim indirimi tutarları Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Asgari geçim indirimi” başlığı altında dikkatinize sunulmuştur.

İlave asgari geçim indirimi

ve yıllarına ilişkin olarak geçici maddeler kapsamında uygulanan “İlave asgari geçim indirimi” uygulaması, 27 Mart tarihli 2. mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun’un 6. maddesiyle kalıcı hale getirilmiştir. Buna göre net ücretleri, gelir vergisi tarifesi nedeniyle, sadece kendisi için asgarî geçim indirimi hesaplanan asgarî ücretlilere (bekâr), içinde bulunulan yılın Ocak ayına ilişkin ödenen net ücretin ( için ,12 TL) altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir.

İlgili yılda geçerli asgari ücretin dönemsel olarak farklı tutarlarda belirlenmiş olması halinde, yeni asgari ücretin geçerli olduğu aylar için artışın uygulandığı ilk aydaki ücret üzerinden gelir vergisi tarifesinin ilk dilimindeki oran baz alınarak hesaplanan net ücret dikkate alınacaktır.

27 Mart tarihinde yürürlüğe giren bu uygulama açısından net ücret; yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgarî geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade etmektedir.

Diğer ücretler

Aşağıda sayılan kişilerin safi ücretleri takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının % 25'idir.

  1. Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabının yanında çalışanlar,
  2. Özel hizmetlerde çalışan şoförler,
  3. Özel inşaatlarda çalıştırılan işçiler,
  4. Gayrimenkul sermaye iradı sahibinin yanında çalışanlar,
  5. Gerçek ücretlerinin tespitine imkân olmaması sebebiyle, Danıştay'ın olumlu görüşü ile Maliye Bakanlığınca bu kapsama alınanlar.

Diğer ücretler için yıllık beyanname verilmesine gerek yoktur. Ayrıca, başka gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde de diğer ücretler beyannameye dâhil edilmeyecektir.

Diğer ücretlerde gelir vergisi, hizmetin ifa edildiği takvim yılının ikinci ayında tarh edilir. Takvim yılı içerisinde işe başlanması durumunda ise bu tarhiyat işe başlama tarihinden itibaren bir ay içerisinde gerçekleştirilir.

Diğer ücretlerin vergisinin ise;

- Öteden beri işe devam edenlerde, yıllık verginin yarısı 2. ayda, diğer yarısı 8. ayda,

- Takvim yılının birinci yarısı içinde işe başlayanlarda, yıllık verginin yarısı verginin karneye yazıldığı ayda, diğer yarısı takvim yılının 8. ayında,

- Takvim yılının ikinci yarısı içinde işe başlayanlarda, verginin karneye yazıldığı ayda,

ödenmesi gerekmektedir.

Serbest meslek kazançlarının vergilendirilmesi

Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti ise;

  • Sermayeden çok kişisel çalışmaya, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan,
  • Ticari mahiyette olmayan,
  • İşverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılan,

faaliyettir.

Serbest meslek erbabı

Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır. Ayrıca;

  1. Gümrük komisyoncuları, borsa ajan ve acenteleri, noterler,
  2. Serbest meslek kazancından hisse alanlar,
  3. Serbest meslek faaliyetinde bulunan kollektif ve adi şirketlerde ortaklar, adi komandit şirketlerde komanditeler,
  4. Dava vekilleri, müşavirler, kurumlar ve tüccarlarla serbest meslek erbabının ticari ve mesleki işlerini takip edenler ve konser veren müzik sanatçıları,
  5. Vergi Usul Kanunu’nun maddesinde sayılan koşullardan en az ikisini taşımaları şartı ile ebe, sünnetçi, sağlık memuru, arzuhalci, rehber gibi mesleki faaliyette bulunanlar,

serbest meslek erbabı kabul edilmektedir.

Vergi Usul Kanunu’nun maddesinde sayılan ve serbest meslek erbabı için işe başlamayı gösteren haller aşağıdadır:

  • Muayenehane, yazıhane, atelye gibi özel işyerleri açmak,
  • Çalışılan yere tabelâ, levha gibi meslekî faaliyette bulunulduğunu ifade eden alâmetleri asmak,
  • Her ne şekilde olursa olsun devamlı olarak meslekî faaliyette bulunduğunu gösteren ilânlar yapmak,
  • Serbest olarak mesleki faaliyette bulunmak üzere mesleki teşekküllere kaydolunmak.

Serbest meslek kazancının tespiti

Serbest meslek kazancı, bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden, bu faaliyetler dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan fark olarak hesaplanmaktadır.

Mesleki giderler

Serbest meslek kazancının tespitinde, hasılattan, aşağıdaki giderler indirilebilmektedir:

  1. Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgahlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgah için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İşyeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgahı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler).
  2. Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatındaki iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (bu primlerin ve aidatın geri alınmamak üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla) ile demirbaş olarak verilen giyim eşyalarına ait giderler.
  3. Mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderleri (seyahat maksadının gerektirdiği süre ile sınırlı olmak şartıyla).
  4. Mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve envantere dâhil taşıtlar için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar (amortismana tabi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde aynı Kanun’un maddesine göre hesaplanacak zararlar dâhil).
  5. Kiralanan veya envantere dâhil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri.
  6. Alınan mesleki yayınlar için ödenen bedeller.
  7. Mesleki faaliyetin ifası için ödenen mal ve hizmet alım bedelleri.
  8. Serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla emekli sandıklarına ödenen giriş ve emeklilik aidatları ile mesleki teşekküllere ödenen aidatlar.
  9. Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen meslek, ilan ve reklam vergileri ile iş yerleriyle ilgili ayni vergi, resim ve harçlar.
  10. Mesleki faaliyetle ilgili olarak kanun, ilam ve mukavelenameye göre ödenen tazminatlar.

İndirilemeyecek giderler

Aşağıdaki giderlerin, serbest meslek kazancının tespiti sırasında hasılattan indirilmesi mümkün değildir:

  1. Her türlü para cezaları,
  2. Vergi cezaları,
  3. Serbest meslek erbabının suçlarından doğan tazminatlar.

Serbest meslek kazançlarında istisnalar

Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde belirtilen, müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam ve bestekar, bilgisayar programcısı, mucitler ve bunların kanuni temsilcilerinin eserlerini satmak veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden istisnadır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler de istisnaya dâhildir.

Ancak sayılan serbest meslek kazançlarının gelir vergisinden istisna edilmiş olması, bu kazançlar üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesine göre yapılacak tevkifata engel değildir. Tevkifatın oranı % 17 olarak uygulanmaktadır.

Kanun’un maddesinde sayılan serbest meslek faaliyetlerinden elde edilen gelirler, gelir vergisinden istisna olduğundan, bu kişilerce belirtilen gelirler için gelir vergisi beyannamesi verilmez.

Gayrimenkul sermaye iratlarının (kira gelirlerinin) vergilendirilmesi

Gayrimenkul sermaye iradı, Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde sayılan mal ve hakların gerçek kişiler tarafından kiraya verilmesinden sağlanan gelirleri ifade eder. Söz konusu maddede sayılan mal ve haklar aşağıda sıralanmıştır:

  • Arazi ve bina gibi gayrimenkuller,
  • Gemi ve gemi payları,
  • Motorlu nakil ve cer vasıtaları,
  • Maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatları,
  • Voli mahalleri ve dalyanlar,
  • Gayrimenkullerin ayrı olarak kiraya verilen mütemmim cüzileri ve teferruatı ile bilumum tesisatı, demirbaş eşyası ve döşemeleri,
  • Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar (irtifak, intifa ve kaynaklardan yararlanma hakkı gibi),
  • Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı, alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan, sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı,
  • Telif hakları.

Yukarıdaki mal ve hakların sadece sahipleri tarafından değil, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri tarafından kiraya verilmesinden elde edilen gelirler de gayrimenkul sermaye iradı sayılmaktadır. Hatta bu mal ve hakların kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen gelirler de gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilmektedir.

Gayrisafi hasılat

Gayrimenkul sermaye iratlarında gayrisafi hasılat, yukarıda sayılan mal ve hakların kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde (o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak), nakit veya ayın olarak tahsil edilen kira bedellerinin tutarıdır.

Gayrimenkul sermaye iradında gelirin elde edilmesinde “tahsilat esası” benimsenmiştir. Bu esas uyarınca, kira gelirlerinin vergiye tabi olabilmesi için mutlaka tahsil edilmiş olması gerekmektedir.

Buna göre gayrimenkulünü kiraya verenin;

  • Bilgisine girmiş olması kaydıyla, bu kişi adına, bankaya, kamu müessesesine, icra dairesine, notere veya postaya para yatırılması,
  • Kira alacağının, kiracının talebi doğrultusunda başka bir kişiye devredilmesi veya kiracıya olan borçla takas edilmesi,

hallerinde, kira geliri tahsil edilmiş sayılmaktadır.

Geçmiş yıllara ilişkin olarak tahsil edilen kiralar

Kira gelirlerinde elde etme “tahsil esası”na bağlanmış olduğu için, herhangi bir sebeple tahsil edilmemiş olan kira bedelleri yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmez. Bu kiraların sonraki yıllarda tahsil edilmesi durumunda, tahsilatın gerçekleştiği yılın gelirine dâhil edilmesi gerekmektedir.

Örnek

Ücretli çalışan biri tarafından kiraya verilen bir konuttan yılında TL kira geliri elde edilmiştir. Bu tutarın;

  • TL’si yılına,
  • TL’si ise yılına,

ilişkindir. Bir başka deyişle, kiracı yılında ödemediği kirayı da yılında ödemiştir.


yılında kiralar tahsil edilemediği için, TL’lik kiranın yılında beyan edilmesi söz konusu değildir.

Diğer taraftan tahsil edildiği yılın gayrisafi hasılat tutarına önceki yıllara ilişkin olarak tahsil edilen tutarların da dâhil edilmesi gerekmektedir. Buna göre ve yılına ilişkin olarak yılında tahsil edilen toplam TL tutarındaki kira bedeli, yılına ilişkin beyanname ile beyan edilecektir.

Beyan sırasında TL tutarındaki toplam gayrisafi hasılattan, yılı için geçerli olan istisna tutarı ( TL) ile giderler düşülecek, kalan tutar, yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesi ile Mart döneminde beyan edilerek hesaplanan vergi Mart ve Temmuz aylarında iki taksitte ödenecektir.

Gelir vergisinden istisna edilen hasılat tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Konut kira geliri istisnası” başlığı altında yer verilmiştir.


Peşin tahsil edilen kiralar

Gelecek yıllara ait olup peşin tahsil edilen kiralar ilgili oldukları yılın/yılların geliri olarak dikkate alınır. Bu nedenle bu tutarlar tahsil edildikleri yılın gayrisafi hasılatına dâhil edilmezler.

Ancak bu uygulamanın iki istisnası vardır. Ölüm veya memleketi terk halinde peşin tahsil edilen kiraların da, söz konusu olayların meydana geldiği yılın geliri olarak beyan edilip, vergilendirilmesi gerekmektedir.

Örnek

Bay (B) sahip olduğu gayrimenkulü yılının başında aylık TL’den kiraya vermiş ve kiracıdan 2 yıllık kirayı 2 Ocak tarihinde peşin olarak tahsil etmiştir.

Bu durumda TL ( x 12) yılının, TL de yılının hasılatı kabul edilecektir. Ancak Bay (B) yılı içerisinde ölürse veya memleketi terk ederse, tahsil ettiği kira bedelinin tümü ( TL) yılının hasılatı sayılacaktır.


Döviz cinsinden tahsil edilen kiralar

Kira bedelinin miktarı gibi ödemenin yapılacağı para cinsi de taraflar arasında serbestçe belirlenebilir. Kira bedelinin yabancı para cinsinden belirlendiği durumlarda, gayrisafi hasılat, bedelin tahsil edildiği tarihte geçerli olan T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru kullanılmak suretiyle Türk Lirasına çevrilerek hesaplanır.

Örnek

/Nisan ayının başında kiraya verilen bir gayrimenkulden, 2 Nisan tarihinde ilk kira bedeli olarak ABD Doları tahsil edilmiştir. 2 Nisan tarihindeki Merkez Bankası döviz alış kuru 1 $ = 3, TL’dir.

Buna göre Nisan ayında elde edilen kira bedelinin TL karşılığı ,80 TL ( x 3,) olarak hesaplanacaktır.


Aynî olarak tahsil edilen kiralar

Bazı durumlarda kira bedelinin nakit olarak değil de ayın (nesne) olarak tahsil edildiği görülmektedir. Aynî olarak tahsil edilen kiraların beyanında dikkate alınacak tutarın, Vergi Usul Kanunu’nun “emsal bedel”e ilişkin düzenlemeleri kapsamında tespit edilmesi gerekmektedir.

Kiracı tarafından gayrimenkulü genişletecek veya gayrimenkulün iktisadi değerini devamlı surette artıracak şekilde gayrimenkule eklenen kıymetler, kira dönemi sonunda bedelsiz olarak gayrimenkul sahibine bırakılırsa, bu kıymetlerin emsal bedeli de devir tarihi itibarıyla aynî olarak elde edilmiş kira bedeli sayılır.

Örnek

Emekli Bayan (C)’nin sahibi bulunduğu apartman dairesini konut olarak kiraya verdiğini kabul edelim. Bayan (C) uzun yıllardır evinde oturan kiracısı ile yılı başından itibaren aylık TL kiraya anlaşmıştır. Kiracı kendi kusurundan dolayı kullanılamaz hale gelen dairenin ahşap kapısını, /Temmuz ayında değiştirerek yerine çelik kapı taktırmıştır. Ancak kiracının Eylül ayında tayini çıkmış ve çelik kapı bedelini ev sahibinden tahsil etmeden, 30 Eylül tarihinde evi boşaltmıştır. Kiracı bütün kiralarını zamanında ödemiştir. Ev sahibi 1 Kasım’da evini tekrar kiraya vermiş ve yeni kiracıdan Kasım ve Aralık aylarına ilişkin toplam TL kira tahsil etmiştir.

Ev sahibi kiracı tarafından taktırılmış olan çelik kapının değerinin tespiti için Takdir Komisyonuna başvurmuş ve Takdir Komisyonu tarafından çelik kapının değeri TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda ev sahibi tarafından yılında elde edilen gayrisafi hasılat aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
 

İlk kiracıdan tahsil edilen kiralar ( x 9)

Çelik kapının emsal bedeli

İkinci kiracıdan tahsil edilen kiralar ( x 2)

Toplam gayrisafi hasılat


Kiranın banka aracılığıyla ödenme zorunluluğu


İşyeri kiralamalarında, herhangi bir tutar sınırlaması olmaksızın kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerin, banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT) Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu vardır.

Konutlarda ise bu zorunluluk (her bir konut için) TL ve üzerindeki kira ödeme ve tahsilatları için geçerlidir.

Ancak 9 Haziran tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan seri numaralı Tebliğ'le konutlarını haftalık, günlük veya benzeri şekilde kısa süreli olarak kiraya verenlerin bu konutlardan elde ettikleri kira gelirlerine ilişkin tahsilatlarını tutarına bakılmaksızın banka veya PTT Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri gerektiğine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme 1 Temmuz tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Banka veya PTT Genel Müdürlüğü aracı kılınmak suretiyle, para yatırma veya havale, çek veya kredi kartı gibi araçlar kullanılmak suretiyle yapılan tahsilat ve ödemeler karşılığında dekont veya hesap bildirim cetvelleri düzenlendiğinde, bu belgeler tevsik edici belge kabul edilmektedir. Bankaların internet şubeleri üzerinden yapılan ödeme ve tahsilatlar da aynı kapsamdadır.

Söz konusu zorunluluklara uymayanlara Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer maddesinde mükellefiyet türüne göre ayrı olarak belirlenen tutarlardan az olmamak üzere, her bir işlem için bu işleme konu tutarın % 5’i oranında özel usulsüzlük cezası kesilir. VUK’un mükerrer maddesi kapsamında yılında uygulanacak özel usulsüzlük cezası tutarlarına Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Özel usulsüzlük cezaları-VUK mük. md. ” başlığı altında yer verilmiştir.

Emsal kira bedeli esası

Emsal kira bedeli uygulaması, gayrimenkul sermaye iratlarının vergilendirilmesinde kullanılan bir vergi otokontrol müessesesidir. Uygulama; beyan edilecek gayrimenkul sermaye iratlarının, kiraya verilen bina veya arazinin özel yetkili mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirasının, bu suretle tespit edilmiş kira mevcut değilse, vergi değerinin % 5’i olarak tanımlanan bir sınırdan daha düşük olamayacağı esasına dayanmaktadır.

Örneğin yılı emlak vergisine esas değeri TL olan bir gayrimenkulden, aynı yıl 12 aylık kira alınmış olması durumunda, beyan edilecek kira gelirinin (Özel yetkili mercilerce veya mahkemelerce kirası takdir veya tespit edilmemişse) kural olarak TL’den ( x % 5) daha az olmaması gerekir.

Gayrimenkulün 12 aydan kısa süreli olarak kiraya verilmesi durumunda ise emsal kira bedeli karşılaştırması yapılırken, kiraya verilen ay sayısının dikkate alınması gerekmektedir. Örneğin yukarıdaki gayrimenkulün yılında aylık TL’den 9 ay kiraya verilmesi durumunda, elde edilen TL’lik kira bedeli, yıllık emsal kira bedeli olan TL ile değil, yıllık emsal kira bedelinin 9 aylık kısmı olan TL ( / 12 x 9) ile karşılaştırılacaktır. Buna göre beyan edilen 9 aylık kira bedeli olan TL, 9 aylık emsal kira bedeli olan TL’den daha yüksek olduğundan, vergileme TL üzerinden yapılacaktır.

Kiralamaya konu edilen bina ve arazi dışındaki mal ve hakların emsal kira bedeli ise bu mal ve hakların maliyet bedelinin ya da bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanunu’nun servetlerin değerlemesi ile ilgili hükümlerine göre tespit edilmiş değerlerinin % 10’udur.

Maliye Bakanlığı tarafından tarihli ve /1 sayılı İç Genelge’de emsal kira bedeli esasının uygulanmasına ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Buna göre elde edilen gerçek kira gelirinin, kira sözleşmesi, ödemeye ilişkin banka dekontu veya havale makbuzu gibi belgelerle veya kiracının ifadesi ile ispat edilebildiği durumlarda, ayrıca emsal kira bedeli karşılaştırılması yapılmamaktadır. İç genelgeye göre emsal kira bedeli, sadece kira bedelinin bilinmediği ya da muvazaalı olduğu durumlarda dikkate alınmaktadır.

Yargı organlarınca verilen çeşitli kararlarda da,

  • Emsal kira bedeli ölçüsünün, kanuni ölçüt olduğu, bu esasa göre ikmalen tarhiyat yapılması gerekirken, Takdir Komisyonunca yetkisiz olarak matrah takdir edilemeyeceği,
  • Beyan edilen kira gelirinin doğru olduğunun ispatlanması halinde, emsal kira bedelinin uygulanamayacağı,
  • Beyanda bulunulan kira gelirinden daha fazla gelir elde edildiği saptanmadan, emsal kira bedeline göre tarhiyat yapılamayacağı,

vurgulanmıştır.


Gelir Vergisi Kanunu’nda, emsal kira bedeli uygulamasının istisnaları 4 başlık altında sayılmıştır. Buna göre aşağıdaki durumlarda emsal kira bedeli karşılaştırılması yapılmayacaktır:

  • Boş kalan gayrimenkullerin muhafazaları maksadıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması,
  • Binaların, mal sahiplerinin çocuklarının, ana-babalarının veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi (her biri için ancak bir konut tahsisi için uygulanmaktadır),
  • Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede ikamet etmeleri,
  • Genel bütçeye dâhil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalar.

Örneğin sahibi olduğu konutu çocuğunun oturması için tahsis eden ve kira almayan bir baba emsal kira bedeli uygulaması kapsamında değildir.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kiralamalar hariç, emsal kira bedeli esasının uygulanmayacağı belirtilen kiralamalarda, kira alınmayan gayrimenkulün konut olarak kullanılması zorunluluğudur. Örneğin sahibi olduğu bir işyerini kira almadan çocuğunun kullanımına tahsis eden kişinin, işyerinin emsal kira bedeli üzerinden gayrimenkul sermaye iradı beyan ederek, bu gelirin vergisini ödemesi gerektiği unutulmamalıdır.

Konut (mesken) kira gelirlerinde istisna uygulaması

İstisnanın uygulanacağı gelirler ve istisna tutarı

Kira gelirlerinde sadece, gayrimenkullerin mesken olarak kiraya verilmesinden sağlanan hasılat için bir istisna uygulaması söz konusudur. Buna göre mesken olarak kiraya verilen gayrimenkullerden takvim yılı içinde elde edilen hasılatın TL’si gelir vergisinden istisnadır.

Gelir vergisinden istisna edilen hasılat tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Konut kira geliri istisnası” başlığı altında yer verilmiştir.

Buna göre, kiraya verdikleri meskenlerden yılında elde ettikleri (tahsil ettikleri) kira gelirleri toplamı yılı için belirlenen istisna tutarından ( TL) daha düşük olanlar, bu gelirleri için beyanname vermeyeceklerdir. İstisna tutarını aşan konut kira gelirleri elde edilmesi durumunda ise aşan tutarın beyan edilmesi gerekmektedir.

İşyeri olarak kiraya verilen gayrimenkuller ile hakların kiralanmasından elde edilen gelirler için istisna uygulaması söz konusu değildir.

İstisna uygulamasında özellikli durumlar

Ortak konuttan elde edilen kiralarda istisna uygulaması

Aynı konuta birden fazla kişinin sahip olması durumunda (karı-koca olmaları durumu değiştirmez), yılında bunların her birinin hissesine düşen kira payının, TL’yi aşması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu doğmaktadır. Toplam kira bedeli istisna tutarının üzerinde olsa bile, her bir ortağın payına düşen gelirin TL’lik istisnanın altında kalması durumunda, ortaklardan hiçbiri yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyecektir.

Birden fazla konuttan elde edilen kiralarda istisna uygulaması

Bir kişi tarafından beyan edilmesi gereken konut kira gelirlerinin toplamına tek bir istisna tutarı uygulanabilir. Yani birden fazla konuttan kira geliri elde edilmesi halinde, bunların her biri için ayrı ayrı istisnadan yararlanılması mümkün değildir. Bu durumda olan kişiler, sahip oldukları tüm konutlardan elde ettikleri kira gelirleri toplamı için tek bir istisna tutarından yararlanabileceklerdir.

Örnek

Sahibi bulunduğu 5 adet konuttan elde ettiği kiradan başka geliri olmayan bir kişi, bu konutlardan yılında toplam TL kira geliri elde ettiğinde, TL’den ( - ), giderleri de düştükten sonra kalan tutar üzerinden hesaplanan vergiyi ödeyecektir.

Yıl içerisinde kiraya verilen konutlarda istisna uygulaması

Kiralama yılın başında ya da içinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, o yıl elde edilen kira gelirinden istisna tutarın tamamı düşülebilir.

Örnek

yılının Eylül ayında aylık TL’ye kiraya verilen bir konuttan, yılsonuna kadar (4 aylık sürede), TL kira geliri elde edilmiş olsun. Gayrimenkul sahibinin bu gelirini, istisna tutarının üzerinde olması sebebiyle beyan etmesi gerekmektedir. Yılın sadece 4 aylık döneminde elde edilmiş olmasına rağmen bu tutardan, TL’lik istisnanın tamamını indirebilir.

Götürü gider yönteminin seçilmiş olması durumunda ödenecek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:

Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat)

İstisna tutar (-)

İstisna sonrası kalan konut kira geliri ( - )

Götürü gider ( x % 15)* (-)

60

Gelir vergisi matrahı ( - 60)

Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15)

51


* 5 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun ile götürü gider oranı % 25’ten % 15’e düşürülmüştür. Yeni oran 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İstisna uygulamasından yararlanamayacak olan mükellefler

Sadece, gayrimenkullerin mesken olarak kiraya verilmesinden sağlanan hasılat için geçerli olan ve yılında TL olarak uygulanan istisnadan yararlanamayacak olan mükellefleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

a. Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar,

b. İstisna haddi üzerinde konut kira geliri elde edilip beyan etmeyen veya eksik beyan edenler,

c. İstisna haddinin üzerinde konut kira geliri elde edenlerden, beyana tabi olup olmadığına bakılmaksızın, elde ettikleri gelirlerin (ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlar) gayri safi tutarları toplamı TL’yi aşanlar.

Örnek 1

Bay (A) yılında, çalıştığı işyerinden TL ücret geliri elde etmiştir. İşveren tarafından ücret üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmıştır. Bu kişi ayrıca yılında satın aldığı konutu 1 Ekim tarihinde aylık TL’ye kiraya vermiştir. Beyana tabi başka bir geliri bulunmamaktadır.

Gelirlerin beyanına ilişkin açıklamalar

  • yılında tek işverenden elde edilen ve stopaj yoluyla vergilendirilmiş ücretler tutarı ne olursa olsun yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmez.
  • Bay (A)’nın yılında elde ettiği TL’lik ( x 3) konut kira geliri TL’lik istisna tutarından düşüktür. Bundan dolayı yılında elde ettiği toplam gelirin, TL’lik sınırı aşıp aşmadığının kontrolü yapılmayacaktır.

Sonuç olarak mükellef istisna haddi altında kalan TL’lik konut kira geliri dolayısıyla beyanname vermeyecektir.

Örnek 2

Bayan (B), sahibi bulunduğu 6 adet konuttan yılında TL kira geliri elde etmiştir. Başka bir geliri ve kiraya ilişkin belgeli gideri bulunmamaktadır.

Gelirlerin beyanına ilişkin açıklamalar

  • Konut kira geliri toplamı, yılı için geçerli olan TL’lik istisna tutarından fazla olduğundan beyan edilmesi gerekmektedir.
  • Bayan (B)’nin yılında elde ettiği TL’lik konut kira geliri, yılı için geçerli olan TL’lik sınırı aştığından, bu gelirin beyanında istisnadan yararlanılması mümkün değildir.

Gelirin beyanı ve ödenecek vergi hesabı

Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat)

İstisna tutar (-)

Kalan

Götürü gider ( x % 15)* (-)

Gelir vergisi matrahı ( - )

Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi

      TL için TL

      ( - ) x % 35 = TL


Örnek 3

Bay (C) 1 Kasım ’de aylık TL’ye kiraya verdiği konuttan yılında toplam TL kira geliri elde etmiştir. Ayrıca, tamamı stopaj yoluyla vergilendirilmiş TL mevduat faizi ve tek işverenden TL tutarında stopaja tabi tutulmuş ücret geliri de bulunmaktadır.

  • yılında tek işverenden elde edilen ve stopaj yoluyla vergilendirilmiş ücretler ile yine stopaj yoluyla vergilendirilmiş mevduat faizleri, tutarı ne olursa olsun yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmez.
  • Elde edilen konut kira geliri yılı için geçerli olan TL’lik istisna haddinin altında kaldığından bu gelir de beyan edilmeyecektir.

Örnek 4

Bir çalışan yılında tek işverenden stopaj yoluyla vergilendirilmiş brüt TL ücret geliri, bankadan yine stopaj yoluyla vergilendirilmiş TL tutarında mevduat faizi, BİST’te yaptığı hisse senedi alım satımlarından TL kâr ve konut olarak kiraya verdiği gayrimenkulden TL kira geliri elde etmiştir. Bu kişinin başka bir geliri ve kiraya ilişkin belgeli gideri bulunmamaktadır.

Gelirlerin beyanına ilişkin açıklamalar

  • yılında tek işverenden elde edilen ve stopaj yoluyla vergilendirilmiş ücretler ile yine stopaj yoluyla vergilendirilmiş mevduat faizleri ve hisse senedi işlemlerinden sağlanan kazançlar (BİST’te) tutarı ne olursa olsun yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmez.
  • Konut kira geliri yılı için belirlenen TL’lik istisna tutarından fazla olduğundan, bu gelirin beyan edilmesi gerekmektedir.
  • yılında elde edilen toplam TL’lik ( + + + ) gelir, yılı için geçerli olan TL’lik sınırı aştığından, konut kira gelirinin beyanında TL’lik istisnadan yararlanılamayacaktır.

Gelirin beyanı ve ödenecek vergi hesabı

Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat)

İstisna tutar (-)

Kalan

Götürü gider x % 15)* (-)

Gelir vergisi matrahı ( - )

Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15)


* 5 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun ile götürü gider oranı % 25’ten % 15’e düşürülmüştür. Yeni oran 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İşyeri kira gelirlerinde beyan sınırı uygulaması

Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesi uyarınca işyeri olarak kiraya verilen gayrimenkullerden sağlanan kira gelirleri üzerinden, % 20 oranında tevkifat (vergi kesintisi) yapılması gerekmektedir. Gayrimenkul sahibi adına kiracı tarafından yapılan bu tevkifat, gayrimenkul sahibinin izleyen yılda gelir vergisi beyannamesi vermesi halinde, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilmektedir.

Ancak basit usulde vergilendirilen bir gelir vergisi mükellefine işyeri olarak kiralanan gayrimenkulün kira bedeli üzerinden, bu mükellef tarafından gelir vergisi tevkifatı yapılmaz.

Bir takvim yılı içerisinde elde edilen işyeri kira gelirlerinin beyanında herhangi bir istisna tutar söz konusu değildir. Ancak tevkifat yoluyla vergilendirilmiş olmak şartıyla, gayrisafi tutarı ilgili yıl uygulanan gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı ( yılı için TL) aşmayan işyeri kira gelirleri beyan edilmemektedir. Bu durumda kesilen vergiler nihai vergi kabul edilmektedir.

Söz konusu beyan sınırının hesabında tevkifata tabi tutulmuş olan diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının da dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca, diğer kazanç ve iratlar sebebiyle beyanname verilmesi halinde bile, o yıl için belirlenen beyan sınırını aşmayan ve tevkif yoluyla vergilendirilmiş gayrimenkul sermaye iratları beyannameye dâhil edilmeyecektir.

Kiraya verilen işyerinden bir takvim yılında elde edilen ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan kira gelirinin (brüt) o yıl için belirlenen beyan sınırını aşması durumunda ise kira gelirinin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, yıl içerisinde kesinti yolu ile ödenen vergiler mahsup edilebilmektedir.

Tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan gayrimenkul ve menkul sermaye iratlarına ilişkin beyan sınırı tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Tevkifata tabi tutulmuş menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında beyan sınırı” başlığı altında yer verilmiştir.

Vergi kesintisine ve istisna uygulamasına konu olmayan kira gelirlerinde (Örneğin basit usuldeki mükellefe kiraya verilen işyerinden elde edilen kira gelirleri) ise söz konusu beyan sınırı çok daha düşüktür. yılı gelirleri için bu tutar TL olarak uygulanmaktadır. Bu sınırı aşan işyeri kira gelirlerinin tamamının beyan edilmesi gerekir.

Söz konusu beyan sınırı tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında beyan sınırı” başlığı altında yer verilmiştir.

Örnek 1

Gerçek kişi (D) kiraya vermiş olduğu konuttan yılında TL kira geliri tahsil etmiştir. Ayrıca (D) sahibi bulunduğu işyerini de aylık brüt TL’den bir şirkete kiralamıştır. yılında kiracı şirket tarafından her ay kira ödenirken % 20 oranında TL ( x % 20) vergi kesintisi yapılarak, aylık net TL kira tutarı (D)’nin banka hesabına yatırılmıştır. Başka geliri olmayan mükellef tarafından götürü gider yöntemi benimsenmiştir.

(D) tarafından konuttan elde edilen TL’lik kira geliri yılı için geçerli olan TL’lik istisna tutarından fazla olduğundan, aşan kısım için gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekmektedir.

Bu beyannameye işyeri kira gelirinin dâhil edilip edilmeyeceğine ilişkin olarak; elde edilen brüt işyeri kira geliri ile istisna sonrası konut kira gelirinin toplamının yılı için geçerli olan TL’lik beyan sınırı ile karşılaştırılması gerekmektedir.

Konut kira geliri

İstisna tutar (-)

İstisna sonrası kalan konut kira geliri (1)

Brüt işyeri kira geliri ( x 12) (2)

Beyan sınırı ile karşılaştırılacak toplam gelir (1+2)


Stopaj yolu ile vergilendirilmiş olan işyeri kira geliri (brüt) ile istisna sonrası kalan konut kira gelirinin toplamı olan TL, yılı için belirlenen TL’lik beyan sınırının altında kaldığından, işyerinden elde edilen kira geliri, konut kirası için verilen beyannameye dâhil edilmeyecektir. İşyeri kirası üzerinden kesilen vergiler (tevkifat) işyeri sahibi açısından nihai vergi kabul edilecektir.

Buna göre konut kirası için verilecek gelir vergisi beyannamesi kapsamında ödenmesi gereken vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:

Konut kira geliri

İstisna tutar (-)

İstisna sonrası kalan konut kira geliri ( - )

Götürü gider ( x % 15*) (-)

Gelir vergisi matrahı ( - )

Hesaplanan (Ödenecek) gelir vergisi (% 15)


Örnek 2

Emekli Bayan (E) sahip olduğu gayrimenkulü, basit usulde vergilendirilen bir mükellefe işyeri olarak aylık TL’ye kiraya vermiştir. Bu işlemden dolayı yılında TL ( x 12) kira geliri elde etmiştir. Kiracı tarafından kira ödenirken herhangi bir vergi kesintisi (tevkifat) yapılmamıştır.

Mal sahibinin emekli maaşı ile bu kiradan başka bir geliri ve kiraya ilişkin belgeli gideri bulunmamaktadır (götürü gider yöntemi kullanılacaktır).

Gelirlerin beyanına ilişkin açıklamalar

Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin işyerleri için ödedikleri kiradan tevkifat yapma (vergi kesme) zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu yüzden söz konusu kiracı da kirasını öderken vergi kesintisi yapmamıştır.

İşyeri kira gelirleri için geçerli olan TL’lik beyan sınırı, kiracı tarafından vergi kesintisi yapılmış olan kiralar için geçerlidir. Bu nedenle vergi kesintisine tabi olmayan işyeri kira gelirleri için bu beyan sınırından yararlanılması mümkün değildir. yılında tevkifata tabi olmayan işyeri kira gelirlerinde beyan sınırı TL olarak uygulanmaktadır.

Emekli Bayan (E) tarafından yılında elde edilen TL’lik işyeri kirası, aynı yıl için belirlenen TL’lik beyan sınırını aştığından, tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

Gelirin beyanı ve ödenecek vergi hesabı

İşyeri kira bedeli (Gayrisafi hasılat)

İstisna tutar (-) (İşyeri olduğu için)

Kalan tutar

İndirilebilecek giderler ( x % 15)* (-)

Gelir vergisi matrahı ( - )

Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15)

,50


* 5 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun ile götürü gider oranı % 25’ten % 15’e düşürülmüştür. Yeni oran 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İndirilebilecek giderler

Kira gelirlerinin vergilendirilmesinde elde edilen gelirin safi tutarı dikkate alınmaktadır. Bunun anlamı elde edilen kira gelirlerinden, bu gelirin elde edilebilmesi için yapılan giderlerin düşülmesidir. Bir başka anlatımla safi irat, tahsil edilen kira bedellerinden Gelir Vergisi Kanunu’nda indirimi kabul edilen giderlerin indirilmesinden sonra kalan tutarı ifade etmektedir.

Beyan edilen kira gelirinin tespitinde dikkate alınabilecek giderler iki farklı yöntemle tespit edilebilmektedir. Bunlar “götürü gider” ve “gerçek gider” yöntemleridir. Bu yöntemlerin seçimi konusunda mükellefler serbest bırakılmışlardır. Ortaya çıkacak vergi yükünü dikkate alarak belirtilen gider usulleri arasında serbestçe tercih yapabilirler.

Gerçek gider yöntemini seçen mükelleflerin, yaptıkları giderlerle ilgili belgeleri zamanaşımı süresince (5 yıl) saklamaları ve vergi idaresince istendiğinde ibraz etmeleri gerekmektedir. Ayrıca bu yöntemin seçilmesi durumunda, varsa istisna kazanca isabet eden giderlerin indirimi de mümkün bulunmamaktadır.

Götürü gider usulünü tercih eden bir mükellefin ise iki yıl geçmedikçe bu usulden gerçek gider usulüne geçmesi mümkün değildir.

Seçilen gider usulünün, mükellefin sahip olduğu gayrimenkullerden elde ettiği gelirlerin tamamı için uygulanması zorunludur. Bu gayrimenkullerden bir kısmı için gerçek gider, diğer kısmı için ise götürü gider yöntemi uygulanamaz.

Ancak tercih hakkının mükellef bazında kullanılması gerektiği de unutulmamalıdır. Bu nedenle aynı gayrimenkule müştereken sahip olan iki kişinin tercih edecekleri gider usulü konusunda bir sınırlama bulunmamaktadır. Bu iki mükellef dilerlerse, aynı gayrimenkulden elde ettikleri kira gelirlerinin beyanı sırasında, farklı gider yöntemlerini tercih edebileceklerdir.

Götürü gider yöntemi

Götürü gider yönteminde mükellefler, tahsil ettikleri kira bedelinin % 25’ini gider olarak indirebilmekteydiler. 5 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun’un maddesiyle bu oran % 15’e düşürülmüştür. Söz konusu düzenleme 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu nedenle ve takip eden yıllarda elde edilen kira gelirlerinin beyanında, götürü gider yöntemini tercih eden mükellefler gelir vergisi beyannamelerinde bu yeni oranı (% 15) kullanacaklardır. Bu yöntemde gider olarak indirilen tutarın belgelendirilmesine ihtiyaç yoktur.

Gayrimenkullerin mesken olarak kiraya verilmesinden sağlanan gelirler için geçerli bir istisna uygulaması bulunmaktadır. Bu istisnadan yararlanma hakkı olan mükellefler konut kira gelirlerinin beyanı sırasında, alınan kira bedelinden önce istisna tutarını ( yılı gelirlerinde TL) düşecekler, götürü gideri kalan tutar üzerinden hesaplayacaklardır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde yer alan hakların kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerin beyanında götürü gider yöntemi kullanılamamaktadır. Yasada bunun dışında bir sınırlama olmadığından, konutların yanında işyerlerinden elde edilen kira gelirlerinin beyanında da götürü gider yöntemi kullanılabilmektedir.

Götürü gider yönteminin seçilmesi durumunda % 15’lik giderden ayrı olarak, Kanun’da sayılan gerçek gider kalemlerinin (boya, badana, tamir, sigorta, yönetim gideri ya da amortisman gibi) indirimi de mümkün bulunmamaktadır.

Bu usulü seçen mükelleflerin iki yıl geçmedikçe, gerçek gider usulüne dönemeyecekleri de unutulmamalıdır.

Örnek

Sahibi olduğu konuttan, yılında, TL ( x 12) kira geliri elde eden bir emekli, bu gelirin beyanı sırasında götürü gider yöntemini seçmiştir. Bu kişinin kira geliri ve emekli maaşından başka geliri bulunmamaktadır.

Tahsil edilen kira tutarından, önce TL’lik istisna tutarı düşülecek, kalan tutarın da % 15’i götürü gider olarak kazançtan indirilecektir.

Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat)

İstisna tutar (-)

Kalan ( - )

Götürü gider ( x % 15) (-)

Beyan edilecek kira geliri ( - )

Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15)


Yukarıdaki kişinin serbest meslek erbabı, örneğin serbest çalışan bir avukat olması durumunda ise serbest meslek kazancı dolayısıyla verilen beyannameye dâhil edilecek kira geliri aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:

Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat)

İstisna tutar (-)

Kalan

Götürü gider ( x % 15) (-)

Beyannameye dâhil edilecek kira geliri ( - )


Gerçek gider yöntemi

Gelir Vergisi Kanunu’nda (madde 74) gayrimenkul sermaye iradının beyanı sırasında, belgelendirilmek şartıyla gayrisafi hasılattan indirilebilecek olan giderler tek tek sayılmıştır. Bunlardan bir kısmı gider fazlalığı sayılan gider, bir kısmı da gider fazlalığı sayılmayan gider olarak sınıflandırılmaktadır.

Elde edilen kira gelirinden öncelikle gider fazlalığı sayılan giderler, ardından diğer giderler düşülebilmektedir. Gider fazlalığı sayılan giderler düşüldükten sonra kalan tutarın, gider fazlalığı sayılmayan giderlerden daha az olması durumunda sadece kalan tutar kadar gider indirimi mümkündür. Başka bir ifadeyle, gider fazlalığı sayılmayan giderler dolayısıyla oluşan zarar, beyan edilen diğer gelirlerden düşülemez. Bu durumda beyana tabi GMSİ sıfır (0) kabul edilmektedir. Ayrıca bu tutarın sonraki yıllarda beyan edilecek olan gelirlerden indirimi de söz konusu değildir.

Gayrimenkullerin kısmen kiraya verilmesi halinde, aşağıda yazılı giderlerden yalnız bu kısma isabet edenler hasılattan indirilebilir.

Gerçek gider yöntemi seçildiğinde, aşağıdaki masrafların muhakkak surette ödenmiş olma zorunluluğu bulunmamakla birlikte, indirilebilmesi için belgelerinin temin edilmiş olması şarttır. Ayrıca bu belgelerin 5 yıl süresince saklanması ve vergi idaresi tarafından istenmesi durumunda ibraz edilmesi zorunluluğu da bulunmaktadır.

Bir diğer önemli konu da, elde ettiği konut kira gelirlerinin beyanında istisna uygulamasından yararlanma hakkı olan mükellefler için geçerlidir. Bu mükellefler gerçek giderlerinin tamamını değil, sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmını indirebilmektedirler. Konuya ilişkin örnekli açıklamalar Rehber’in “ İndirilecek gerçek gider tutarının hesaplanması” bölümünde dikkatinize sunulmaktadır.

Gider fazlalığı sayılan veya sayılmayan giderler aşağıda dikkatinize sunulmaktadır:

Gider fazlalığı sayılan giderler

Kira gelirlerinin beyanı sırasında gerçek gider yönteminin seçilmesi durumunda, hasılattan öncelikle aşağıdaki giderlerin indirilmesi gerekmektedir:

  1. Kiraya veren tarafından ödenen aydınlatma, ısıtma, su ve asansör giderleri,
  2. Kiraya verilen malların idaresi için yapılan ve gayrimenkulün ehemmiyeti ile uyumlu olan idare giderleri,
  3. Kiraya verilen mal ve haklara ilişkin sigorta giderleri,
  4. Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan borçların faizleri,
  5. Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen vergi, resim, harç ve şerefiyelerle, kiraya verenler tarafından ödenmiş olmak şartıyla belediyelere ödenen harcamalara iştirak payları,
  6. Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar ile kiraya veren tarafından yapılan ve gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar (Bu harcamalar bir takvim yılı içerisinde amortisman sınırını* ( yılı için TL) aşıyorsa maliyet olarak dikkate alınabilir),
  7. Kiraya verenin yaptığı onarım giderleri (Gayrimenkulün iktisadi değerini artıracak surette tevsii, tadili veya bunlara ilaveler yapılması için ihtiyar olunan giderler onarım gideri sayılmaz),
  8. Kiraya verilen mal ve haklara ait bakım ve idame giderleri,
  9. Kiraladıkları mal ve hakları kiraya verenlerin ödedikleri kiralar ve diğer gerçek giderler,
  10. Kiraya verilen mal ve haklarla ilgili olarak sözleşmeye, Kanun’a veya mahkeme kararına istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar.

* Amortisman sınırı tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Fatura düzenleme ve amortisman sınırı” başlığı altında yer verilmiştir.

Gerçek gider usulü kapsamında indirilebilecek olan giderlerin bazılarına ilişkin açıklamalarımız aşağıda dikkatinize sunulmaktadır:

  • Amortisman ve ısı yalıtımı giderleri

Kiraya verilen gayrimenkullerden elde edilen iradın safi tutarının tespiti sırasında indirim konusu yapılan giderlerden biri de amortismanlardır. Amortisman gayrimenkulün;

  • Biliniyorsa, maliyet bedeli üzerinden,
  • Bilinmiyorsa, bina ve araziler için emlak vergisi değeri, diğer mallar için emsal değeri üzerinden,

hesaplanmalıdır. Amortisman oranı % 2’dir.

Örneğin TL’ye alınmış bir konutun kiraya verilmesinden elde edilen 1 yıllık kira bedelinin beyanı sırasında, gayrisafi hasılattan TL ( x % 2) amortisman gideri düşülebilecektir.

Kiralamaya konu olan boş arazi ve arsalar, amortismana tabi değildir. Dolayısıyla bunlarla ilgili olarak maliyet bedeli üzerinden amortisman hesaplanması ve bu giderin, elde edilen kira gelirinden indirilmesi mümkün değildir.

7 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun ile gerçek giderlerin sayıldığı Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesine ısı yalıtımına ilişkin giderlerin de indirilebileceğine ilişkin hüküm eklenmiştir. Buna göre kiraya veren tarafından yapılan ve gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar da kira gelirinden indirilebilmektedir. Diğer taraftan bu harcamaların bir takvim yılı içerisinde amortisman sınırını* ( yılı için TL) aşması durumunda maliyet olarak dikkate alınabilmesi de mümkündür.

* Amortisman sınırı tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Fatura düzenleme ve amortisman sınırı” başlığı altında yer verilmiştir.

Amortisman veya ısı yalıtımına ilişkin harcamaların gider olarak düşülebilmesi için; beyannamede “gerçek gider” yönteminin seçilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca diğer gerçek gider kalemlerinde olduğu gibi bu giderin de sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmının indirimi mümkündür.

Gayrimenkulün kısmen kiraya verilmesi durumunda ise yapılan giderlerin ancak kiralanan kısma isabet eden tutarı indirim konusu yapılabilir.

Safi iradın tespitinde indirimine izin verilen onarım gideri, gayrimenkulün iktisadi değerini artıracak surette, tevsi, tadil veya bunlara ilaveler yapılması için katlanılan giderler dışındaki giderlerdir. Kalorifer veya elektrik tesisatının onarılması, boya-badana vb. için yapılan harcamalar, bu kapsamda değerlendirilebilir.

Bu tutarın gider olarak düşülebilmesi için; beyannamede “gerçek gider” yönteminin seçilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca diğer gerçek gider kalemlerinde olduğu gibi bu giderin de sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmının indirimi mümkün bulunmaktadır.

Gayrimenkulün kısmen kiraya verilmesi durumunda ise yapılan giderlerin ancak kiralanan kısma isabet eden tutarı indirim konusu yapılabilir.

  • Kiracısı tarafından kiraya verilen gayrimenkul için ödenen kiralar

Kiraladığı gayrimenkulü bir başkasına kiraya veren kiracı, elde ettiği kira gelirini gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan etmek zorundadır. Böyle bir durumda gerçek gider yöntemini seçen kiracının, tahsil ettiği kira bedelinden, aynı gayrimenkul için ödediği kira bedelini indirme hakkı bulunmaktadır.

Bu giderin de, diğer gerçek gider kalemlerinde olduğu gibi sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmının indirimi mümkündür.

Gayrimenkulün kısmen kiralanması durumunda ödenen kira tutarının ancak kiralanan kısma isabet eden tutarının indirim konusu yapılabileceği unutulmamalıdır.

Gider fazlalığı sayılmayan giderler

Kira gelirlerinin beyanı sırasında gerçek gider yönteminin seçilmesi durumunda, hasılattan öncelikle yukarıdaki giderler düşüldükten sonra bir kazanç kalması halinde aşağıdaki giderlerin indirimi de mümkündür. Ancak gider fazlalığı sayılmayan aşağıdaki giderler dolayısıyla oluşan zarar, beyan edilen diğer gelirlerden düşülemez. Bu durumda beyana tabi GMSİ sıfır (0) kabul edilmektedir. Ayrıca bu tutarın sonraki yıllarda beyan edilecek olan gelirlerden indirimi de söz konusu değildir. Gider fazlalığı sayılmayan giderler aşağıda yer almaktadır:

  1. Konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap yılından itibaren beş yıl süre ile iktisap bedelinin % 5'i (Bu indirim, sadece ilgili gayrimenkule ait hasılata uygulanır).
  2. Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedeli (Kira indirimi gayri safi hasılattan yukarıda sayılan giderler düşüldükten sonra, kalan miktar üzerinden yapılır).

Söz konusu giderlere ilişkin açıklamalarımız aşağıda dikkatinize sunulmaktadır:

  • Gayrimenkulün iktisap bedelinin yüzde beşi

Gelir Vergisi Kanunu uyarınca konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap (satın alma) yılından itibaren 5 yıl süre ile iktisap bedelinin % 5'i, elde edilen kira gelirinden düşülebilmektedir. Söz konusu hüküm uyarınca bu indirim hakkından yararlanabilmenin şartlarını şöyle sıralayabiliriz:

  • Kira gelirinin beyanı sırasında gerçek gider yönteminin seçilmiş olması gerekir.
  • Kira gelirinin konut olarak kiraya verilen gayrimenkulden elde edilmiş olması gerekir. (İşyeri kirasından böyle bir indirim yapılamaz.)
  • Birden fazla konuttan kira geliri elde edilmesi durumunda, bu indirim sadece bir konuttan elde edilen gelire uygulanabilir.
  • Bu indirim kiraya verilen gayrimenkulün iktisap tarihinden itibaren en fazla 5 yıl süreyle uygulanabilir.
  • Bu indirim hakkının bir veya birkaç yıl kullanılmamış olması 5 yıllık süreyi uzatmaz.
  • Bu giderin de diğer gerçek gider kalemleri gibi sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmının indirimi mümkündür.
  • Bu şekilde hesaplanan gider tutarının, indirim uygulanacak konut kira gelirinden daha fazla olması durumunda artan tutar diğer gelirlerden indirilemez, gelecek yıllara devretmez.
  • Kısmen kiraya verilen bir gayrimenkulden elde edilen gelirden, söz konusu giderin, sadece kiraya verilen kısma isabet eden bölümü indirilebilir.

Örnek

Bay (D) Nisan ’de TL’ye bir gayrimenkul satın almıştır. Gayrimenkulün badana ve boyasını yaptırmış, bunun için TL ödemiş ve faturasını almıştır. Söz konusu gayrimenkulü 1 Mayıs tarihinden itibaren aylık TL’den konut olarak kiraya vermiş ve yılında 8 aylık kira bedelini tahsil etmiştir. Beyannamede gerçek gider yöntemini seçmiştir.

Bu kişi yılında ayrıca tek işverenden TL ücret geliri elde ettiği için kira gelirinin beyanında TL’lik istisnadan yararlanamayacaktır. (Hangi hallerde istisnadan yararlanılıp yararlanılamayacağı Rehber’in “ Konut (mesken) kira gelirlerinde istisna uygulaması” başlıklı bölümünde açıklanmıştır.)

Çözüm

Tek işverenden elde edilen ve stopaj yoluyla vergilendirilmiş olan ücret gelirleri beyan edilmez. Beyan edilecek gayrimenkul sermaye iradının tespiti sırasında ise indirilebilecek gerçek gider tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır. Bunun için öncelikle yapılan giderlerin gider fazlalığı sayılan ve sayılmayan giderler olarak ayrılması gerekmektedir.

Gider fazlalığı sayılan giderler

    - Boya badana masrafı                                   

    - Amortisman gideri ( x % 2)              

Gider fazlalığı sayılmayan giderler

    - İktisap bedelinin % 5’i ( x % 5)        

Giderler toplamı


Elde edilen kira gelirinden öncelikle gider fazlalığı sayılan giderler, ardından diğer giderler düşülecektir. Ancak gider fazlalığı sayılan giderler ( TL) düşüldükten sonra kalan tutarın, diğer giderlerden daha az olması durumunda sadece kalan tutar kadar gider indirimi mümkün olacaktır. Başka bir ifadeyle, gider fazlalığı sayılmayan giderler dolayısıyla oluşan zarar, beyan edilen diğer gelirlerden düşülemeyecek, bu durumda beyana tabi GMSİ sıfır (0) kabul edilecektir. Ayrıca bu tutarın sonraki yıllarda beyan edilecek olan gelirlerden indirimi de söz konusu değildir.

Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat) ( x 8)

İstisna tutar (-)

           

Kalan

İndirilebilecek giderler (-)

    - Gider fazlalığı sayılanlar                              

    - Gider fazlalığı sayılmayanlar                       

Gelir vergisi matrahı ( - )

0

Hesaplanan gelir vergisi

0

 

Gelir Vergisi Kanunu uyarınca, sahibi oldukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedelini elde ettikleri kira gelirinden düşme hakları bulunmaktadır. Söz konusu hüküm uyarınca bu indirim hakkından yararlanabilmenin şartlarını şöyle sıralayabiliriz:

  • Kira gelirinin beyanı sırasında gerçek gider yönteminin seçilmiş olması gerekir.
  • Kira gelirinin konut olarak kiraya verilen gayrimenkulden elde edilmiş olması gerekir. (İşyeri kirasından böyle bir indirim yapılamaz.)
  • Ödenen kiranın da oturulan konuta ilişkin olması gerekir. (İşyeri veya yazlıkların kirası düşülemez)
  • Bu giderin de diğer gerçek gider kalemleri gibi sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmının indirimi mümkündür.
  • Ödenen kira, Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde sayılan giderlerin tamamı düşüldükten sonra kalan gelirden düşülebilir.
  • Hesaplanan gider tutarının, indirim uygulanacak konut kira gelirinden daha fazla olması durumunda artan tutar diğer gelirlerden indirilemez, gelecek yıllara devretmez.
  • Kısmen kiraya verilen bir gayrimenkulden elde edilen gelirden, söz konusu kira giderinin, sadece kiraya verilen kısma isabet eden bölümü indirilebilir.

Oturulan lojman için ödenen kiralar da yukarıdaki şartlar dâhilinde konut olarak kiraya verilen gayrimenkulden elde edilen kira gelirinden düşülebilmektedir.

İndirilecek gerçek gider tutarının hesaplanması

Gerçek gider yönteminin seçilmesi durumunda, tahsil edilen kira bedelinden belgelendirmek koşuluyla yukarıda sayılan giderlerin tümünün düşülebilmesi mümkündür. Ancak yararlanılan bir istisna tutarı varsa, bu tutara isabet eden giderlerin indirimi mümkün bulunmamaktadır.

Örneğin bazı mükellefler açısından geçerli olmak üzere gayrimenkullerin mesken olarak kiraya verilmesinden yılında elde edilen hasılatın TL’si gelir vergisinden istisnadır. Buna göre söz konusu istisnadan yararlanma hakkı olan mükellefler konut kira gelirlerinin vergilendirilmesinde, gayrisafi hasılattan indirilebilecek gerçek giderleri, aşağıdaki formüle göre hesaplayacaktır:
 

 

   İstisna düşüldükten sonraki gayrisafi hasılat

 

İndirilebilecek gider=

        x 

Gerçek giderler

 

Gayrisafi hasılat

 

 

Mükellefin bu istisnadan yararlanma hakkı olmaması durumunda ise yukarıdaki hesaplama yapılmadan Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde sayılan giderlerin tamamının indirilebilmesi mümkündür.

Örnek 1

yılında aylık TL’den TL kira geliri elde eden kişinin, bu yıl içinde yaptığı indirilebilir nitelikteki harcamaların toplamı TL’dir. Bu kişi yılı için TL olarak uygulanan istisnadan yararlanabilme şartlarını haizdir.

Bu giderlerin istisna düşüldükten sonra kalan gelire isabet eden kısmı, yani hasılattan indirilebilecek olan gerçek gider tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:

 

  -

 

 

İndirilebilecek gider=

   x

        = 

 TL

 

        

 

 

 

Buna göre beyan edilmesi gereken kira geliri ile ödenecek gelir vergisi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:

Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat)

İstisna tutar (-)

Kalan ( - )

İndirilebilecek gider (-)

Beyan edilecek kira geliri ( - )

Gelir vergisi matrahı

Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15)

,50


Geliri elde eden kişinin serbest meslek erbabı, örneğin serbest çalışan bir diş hekimi olması halinde, bu istisnadan yararlanılamayacaktır. Bu durumda gerçek giderlerin tamamının, gayrisafi hasılattan indirilmesi mümkündür.

Söz konusu diş hekiminin serbest meslek kazancı dolayısıyla vermiş olduğu gelir vergisi beyannamesine dâhil edeceği kira geliri aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır. (Gider indirimine ilişkin hesaplamanın daha iyi anlaşılabilmesi için serbest meslek kazancının sıfır olduğu varsayılmıştır.)

Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat)

İstisna tutar (-)

           

Kalan

İndirilebilecek gider (-)

Gelir Vergisi Beyanname Verme Sınırları

Tek işverenden alınan ücretler

(TL)

Birden fazla işverenden alınan ücretler

(TL)

Birden fazla işverenden alınan ücret, MSİ ve GMSİ

(TL)

Tevkifata ve istisnaya konu olmayan MSİ ve GMSİ

(TL)

İlgili Gelir Vergisi Genel Tebliği

-

,00

,00

,00

Seri No:

,00

,00 ve

,00[1]

,00

,00

Seri No:

,00

,00 ve

,00[2]

,00

,00

Seri No:

,00

,00 ve

,00[3]

,00

,00

Seri No:

,00

,00

,00[4]

,00

,00

Seri No:

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir