petra antik kenti / Petra Antik kenti nerede, nasıl gidilir? Petra Antik Kenti özellikleri - Yaşam Haberleri

Petra Antik Kenti

petra antik kenti

Ürdün’ün Antik Kenti Petra Hakkında Bilgiler

Pembe kızıl kayaların oyulmasıyla kurulan destansı kent Petra, hakkında her şey ile dünyanın en etkileyici lokasyonlarından birisidir. Ürdün'ün güneyindeki Büyük Rift Vadisi'nde bulunan bu antik kent, Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olmasıyla dikkat çekmekte ve günümüzde en önemli arkeolojik alanlardan biri olarak kabul edilmektedir. MÖ ve MS yılına kadar Nebati Krallığı'na başkentlik yapmış olan Petra, döneminin kervan yolları ile meşhur olan en önemli ticaret merkezlerinden birisi olmuştur. Zaman içerisinde ise ekonomik durumlar ve doğal afetler sebepleriyle şehir, çoğu yerli tarafından terk edilmiştir. Petra ile ilgili bilgilerden bir diğeri ise bölgenin Batılılar tarafından ancak yılında keşfedildiği için Kayıp Şehir olarak da bilinmesidir.

Petra'da kayıtlı site bulunmaktadır. Bu sayı da yalnızca arkeolojik çalışmalarla gün yüzüne çıkarılanları kapsamaktadır. Henüz yalnızca yüzde 15'lik bir kısmı keşfedilen bu şehrin günümüzde en dikkat çeken yerleri arasında da jeolojik bir harika olan ve Siq adı verilen geçit yer almaktadır. Bunun yanı sıra yaklaşık 43 metre yüksekliğindeki Hazine isimli yapı da bölgenin en popüler yerleri arasında başı çekmektedir. İhtişamıyla herkesi kendisine hayran bırakan Hazine, akşamları belirli saat aralıklarında çevresine konulan yüzlerce mumla aydınlatılmakta ve unutulmaz bir manzaraya sahne olmaktadır. Bu sebeple Petra'yı ziyaret eden herkesin bu saat aralıklarında Hazine'yi görmeleri tavsiye edilmektedir.

Petra her ne kadar Siq ve Hazine ile bilinse de bunların yanında daha nice güzelliğe sahiptir. Oldukça büyük bir alanı kapsayan bu antik kent ziyaretçilerine; mezarlar, anıtlar, tapınaklar ve yollar gibi yüzlerce görkemli yapı sunmaktadır. Bu da turistlerin Petra'da bolca yürümesi gerektiği anlamına gelmektedir. Bu sebeple turistler Petra'ya gitmeden önce muhakkak rahat ayakkabılarını seyahat çantalarına eklemelidir. Ek olarak ziyaretçileri güneşten ve tozdan koruyacak eşarplar ve cilt koruyucu kremler de Petra gezilerinin olmazsa olmazlarındandır.

Petra'nın Tarihi

Yunanca kaya anlamındaki "petros" kelimesinden adını alan Petra, Ürdün'ün güneybatısında bulunan ve tarih sayfalarında oldukça önemli bir yere sahip olan antik kenttir. Kızıldeniz ve Ölü Deniz arasındaki Büyük Rift Vadisi'nde bulunan bu antik şehrin tarihi ise Paleolitik ve Neolitik dönemlere kadar uzanmaktadır. Günümüzde dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biri olarak kabul edilen bölgenin ilk sakinlerinin de MÖ civarlarında bölgeyi işgal eden Edomitler olduğu söylenmektedir. Petra'nın kuruluşu ise MÖ 'lü yılların başlangıcında bir Arap Bedevi kabilesi olan Nebatiler tarafından gerçekleştirilmiştir. MÖ ve MS yıllarına kadar Nebati Krallığı'nın başkenti olan şehir, bu süreç içinde döneminin en önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur.

MS yılına gelindiğinde Petra, Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olmuştur. Bu dönem içerisinde şehir, kayadan oyulmuş ya da ayrı olarak inşa edilmiş mezarlar ve anıtlarla gelişmeye devam etmiştir. 'lu yıllarda ise Bizans İmparatorluğu’nun bölgede Hristiyanlığı yaymasıyla Petra, Pagan tanrılarını yavaş yavaş terk etmeye başlamıştır. Bu yüzyılın sonlarında da Roma yönetimi çökmüştür. Bundan sonraki süreçte de bölgenin ticaret yollarının değişmesi ve yaşanan doğal afetlerin yıkıcı etkisi Petra'nın önemini kaybetmeye başlamasının sebepleri olmuştur. 'lü yılların başında da Petra, İslami yönetime geçmiştir. Fakat doğal afetler ve ekonomik yetersizlik doğrultusunda 'lü yıllarda bölgede yaşayan çoğu kişi şehri terk etmiş ve Petra eski ışıltılı günlerini geride bırakarak çoğu kişi için bir yaşam yeri olmaktan çıkmıştır.

Petra'nın Batılı kaşifler tarafından yeniden keşfedilmesi ise yıllık bir süreç sonrasında gerçekleşmiştir.

yılında UNESCO Dünya Miras Alanı olarak kabul edilen bu kent, eşsiz mimarisi ve anıtlarıyla sanat tarihi açısından da oldukça önemli kabul edilmektedir.

Petra Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Petra, Ürdün'ün güneybatısında bulunan ve eşi benzeri olmayan güzelliği ile tüm ziyaretçilerinin başını döndüren bir antik kenttir. Bu nefesleri kesen kentin en belirgin özellikleri arasında ise doğası, gizemli tarihi, "Gül Şehri" olarak anılmasına sebep olan pembe kızıl kayaları, görkemli anıtları, mezarları, tapınakları, yolları ve cepheleri yer almaktadır. metrelik yüksekliği ve bir kilometreyi aşkın uzunluğuyla Petra'nın ana girişi olan Siq ise bölgenin en dikkat çeken yerleri arasında başı çekmektedir.

Bahsedilen geçitin sonu ise Al- Khazneh yani Hazine olarak bilinen ve bölgedeki en önemli anıt olarak dikkat çeken yapının önünde bitmektedir.

Kumtaşı kaya yüzeyine oyulmuş olan ve 43 metre yüksekliğe ulaşan Hazine, hiç şüphesiz ki Petra denilince akıllara gelen ilk yapı olmaktadır.

Antik mezar olduğu düşünülen bu iki katlı yapının cephesi ise Mısır, Helenistik ve daha pek çok farklı tarzlardaki mimari stilleri içermektedir. Hazine'den sonra kentte dikkatleri çeken bir diğer anıt ise 45 metre yüksekliğiyle Ad Deir ya da al-Deir olarak bilinen Manastır'dır.

Petra'da öne çıkan bir diğer yapı ise Roma Tiyatrosu'dur. Adından bağımsız olarak yıldan fazla bir süre önce Nebatiler tarafından yapılmış olan bu eşsiz tiyatro, bölge Roma egemenliği altındayken iyice genişletilmiştir. Tiyatronun yapıldığı dönemde mevcut mağara ve mezarlara zarar verilmiş ve günümüzde de tiyatronun bazı yerlerinde bu mezar kalıntılarına rastlamak mümkündür. Tüm bunlara ek olarak Petra'da Kraliyet Mezarları, Bizans Kilisesi, Büyük Tapınak ve Yüksek Kurbanlık Yeri gibi daha nice cazibe merkezi bulunmaktadır.

Petra'ya Gideceklere Tavsiyeler

Ürdün'ün en etkileyici şehri olarak dikkatleri çeken Petra, çöl kanyonları ve dağları arasında yer alan Dünyanın Yedi Harikasından birisidir. Bir zamanlar Nebati Krallığı'nın başkenti olan bu büyüleyici antik kenti ziyaret etmek isteyen tüm ziyaretçilere öncelikli olarak bölgeyi doyasıya keşfedebilmeleri için iki ya da üç gün ayırmaları tavsiye edilmektedir. Çünkü dünyanın bu en meşhur antik kentini bir günde gezmek neredeyse imkansıza yakındır. Ayrıca bölgenin en meşhur iki noktasının mumlarla aydınlatılarak tarifsiz bir atmosfer sunduğu Petra by Night'a şahit olmak için de en azından bir geceyi bölgede geçirmek gerekmektedir. Bunun yanı sıra konaklama için de imkanı olan ziyaretçilerin Petra'nın yakın civarlarındaki otelleri tercih etmelerinin çok daha avantajlı olduğunu da unutmamaları gerekmektedir.

Petra'ya gidecek turistlerin dikkat etmesi gereken bir diğer konu ise kenti erken saatlerde ziyaret etmeye gayret etmeleridir. Giriş kapısı genellikle saat sabah 6'da açılmaktadır. Bu zaman aralığında giriş yapan ziyaretçiler hem daha az kalabalıkla kenti gezme imkanı yakalamakta hem de uzun yürüyüşlerle dolu olacak olan ziyaretlerini sıkıştırmak zorunda kalmamaktadırlar.

Petra'da kayıtlı site bulunmaktadır. Bu da bölgede keşfedilecek çok fazla yer olduğu ve turistlerin bolca yürümeleri gerektiği anlamına gelmektedir. Fakat tercih eden ziyaretçiler antik kentin içerisinde bulunan at, eşek ve deve gibi hayvanlarla da kenti gezebilirler. Bu tarz bir yolculuğu tercih eden turistlerin ise hayvan sahipleriyle bahşiş konusunda pazarlık yapmaları önerilmektedir. Lakin tüm bunlara ek olarak mecbur kalmadıkça sağlığı elveren ziyaretçilerin kenti yürüyerek keşfe çıkmaları da özellikle tavsiye edilmektedir. 

Petra'ya Giderken Alınması Gerekenler

  • Dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biri olan Petra'da kayıtlı site bulunmaktadır. Oldukça büyük bir alanı kapsayan bu antik kentte turistler yalnızca Siq ve Hazine gibi bölgenin en popüler yerlerini gezmek istese bile birkaç kilometre yol yürümeleri gerekmektedir. Bu sebeple Petra ziyaretleri için rahat ayakkabılar bir zorunluluktur. Seyahatlerin gerçekleşeceği dönem de eğer yağmurlu günleri kapsıyorsa turistlerin yürümeleri gereken kayalıkların kaygan olacağını unutmamaları ve ayakkabı tercihlerini bu yönde yapmaları önerilmektedir.
  • Bölgeyi ziyaret edecek olan turistlerin yanlarında getirmeleri tavsiye edilen bir diğer şey ise yerliler tarafından da sıklıkla kullanılan bandana ya da eşarplardır. Bu tarz parçalar hem Petra'nın büyüleyici atmosferine çok yakışmakta hem de ziyaretçileri tozlardan ve güneşin zararlı ışınlarından korumaya yardımcı olmaktadır.
  • Buna ek olarak erken saatlerde geziye başlanması gerektiği tavsiye edilen Petra, sabahın ilk ışıklarında oldukça serin olabilmektedir. Bu sebeple bölge yaz döneminde ziyaret edilse dahi turistlerin yanlarında ceket götürmeleri gerekmektedir.
  • Tüm bunlara ek olarak ziyaretçilerin her ihtimale karşı ekstra kıyafet ve su taşımak için de sağlam bir sırt çantasını yanlarında götürmeleri önerilmektedir. Bu bağlamda bel kayışlı çantaların çok daha konforlu bir gezi sunduğu da unutulmamalıdır.
  • Ziyaretçilerin unutmaması gereken bir diğer ürün ise güneş koruyucuları ve dudak nemlendiricileridir. Bu tarz cilt koruyucu ürünler, yalnızca yazın değil kışın da ziyaretçileri istenmeyen durumlardan korumaktadır. 

Petra Hakkında İlginç Bilgiler

Ürdün'ün en ihtişamlı bölgesi Petra, hakkında bilinmeyenlerle tüm ziyaretçilerini şaşırtmaktadır. Kızıldeniz ve Ölüdeniz arasındaki Büyük Rift Vadisi'nde bulunan Petra'nın MÖ 'de kurulduğuna inanılmaktadır. Bu da onu dünyanın en eski şehirlerinden biri yapmaktadır. Nebati Krallığı'na başkentlik etmiş olan bu nefes kesici antik kentin kurulduğu yüzyılda yaklaşık kişiye ev sahipliği yaptığı düşünülmektedir. Kervan yollarıyla döneminin en önemli ticaret merkezi olarak görülen Petra, çöl arazisinde bulunmasına rağmen oldukça gelişmiş su toplama sistemleriyle de bilinmektedir. Öyle ki zamanında bölgede çeşitli bahçeler bile yetiştirilmiştir.

Petra, dik yamaçların yüzüne oyulmuş ve Gül Şehri olarak anılan bir antik kenttir. Şehrin bu şekilde anılmasının sebebi ise bölgedeki kayalıkların pembe, kırmızı ve turuncu tonlarında olması ve özellikle günbatımı gibi günün belirli saatlerinde bölgenin kızıl görünmesidir. Kentin bilinen bir diğer lakabı ise Kayıp Şehir'dir. Bunun sebebi ise şehrin yerliler tarafından terk edildikten sonra ancak yılında Batılılar tarafından keşfedilebilmiş olmasıdır.

Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan Petra, aynı zamanda yılında UNESCO Dünya Miras Alanı olarak da kabul edilmiştir.

Bu nefes kesici kent, her ne kadar zamanının olumsuz şartları yüzünden terk edilmiş olsa da bazı yerli Bedeviler bölgeden ayrılmamayı tercih etmişlerdir. Öyle ki günümüzde hala bazı Bedeviler bölgede yaşam sürdürmektedir. Ayrıca bugün yediden yetmişe herkesi kendisine hayran bırakan bu antik kentin daha yalnızca yüzde 15'lik bir kısmının ortaya çıkarılmış olması da ziyaretçileri şaşırtan bir başka ayrıntıdır.

kaynağı değiştir]

Petra antik kentinde tiyatro, tapınak, ev gibi yapılar kireç taşına oyularak yapılmıştır. El-Hazne ve Roma döneminde yapılan amfitiyatro en bilinen yapılardır.

Kum taşından oluşan kaya bloklarına oyulmuş tapınaklar, amfi tiyatro, mezarlar ve rölyeflerden oluşan yapı, yaklaşık kilometre kare alana yayılmaktadır.

Yakın dönemde verilen değer[değiştir kaynağı değiştir]

Etkileri[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır