29 ekim hutbe / Diyanet, 29 Ekim hutbesi okuttu

29 Ekim Hutbe

29 ekim hutbe

Diyanet İşleri Başkanlığı, 29 Ekim'in hemen öncesine denk gelen 28 Ekim Cuma hutbesini yayınlandı. Aile olmanın konu edindiğini hutbede Gazi Mustafa Kemal Atatürk veya Cumhuriyet'in anılmaması sosyal medyada tepki dolu paylaşımlar yapılmasına neden oldu.

AİLE KONU EDİNİLDİ

"Aile Olmak: İlahi Lütuf" başlıklı hutbede "Aile, Cenâb-ı Hakkın lütfettiği eşsiz bir nimettir. Hayatta sahip olabileceğimiz en değerli hazinedir. Aile, temiz bir neslin devamını, güvenli bir toplumun inşasını sağlayan en kadim kurumdur. İnancımızın, karakterimizin ve hayat tarzımızın şekillendiği en değerli okuldur. Aile, Allah'ın rahmeti ile korunan, onun bahşettiği çocuklar ile gelişen ve güzelleşen sevgi, huzur ve güven ortamıdır" ifadelerine yer verildi.

Yazıyı Paylaş:

Cuma Hutbesi-Cumhuriyetin Kuruluşu

Muhterem Müslümanlar!
Cenab-ı Hakk'a sayısız hamd'ü senalar olsun ki, Cumhuriyetin 91. yılına erişmiş bulunuyoruz.
EditörEditör

Tarihle var olan ve her zaman, hürriyetin, adaletin ve faziletin örneğini veren, Allah'ın rahmetine, Peygamberinin methine eren büyük milletimizin esir olacağını sananlar, nasıl aldandıklarını bugün daha iyi anladılar. 91 yıl önce 29 Ekim 1923'de üzerimize doğan Cumhuriyet güneşi maddi ve manevi bütün hayatımızı aydınlattı. Cumhuriyetle biz idarede kendi sesimizi duyduk. Yerinde saymaktan, geri kalmaktan kurtulduk. Milletçe en güzel nimete, Cumhuriyet ve demokrasi faziletine erdik.
Aziz Cemaat!
Cumhuriyet, milletin irade ve yetkisini, seçtiği temsilcileri vasıtası ile kullandığı bir yönetim tarzı, milletin danışarak ve görüşerek kendi kendisini idare etme biçimidir. Cumhuriyet, istişarenin esas kabul edildiği insan hak ve hürriyetlerinin ifadesini bulduğu bir idare şeklidir. Dinimizin bize hayat düsturu olarak telkin ettiği istişareyi en güzel biçimde Cumhuriyet idaresinde bulduk.

Cenab-ı Hak, istişareyi işlerine esas alan mü'minleri Şüra Suresi 38 ayette şöyle açıklar: "Onların işleri aralarında istişare iledir." Cenab-ı Mevla bu ayet-i kerimede mü'minlerin işlerinin danışmaya dayandığını ifade buyurarak, keyfiliğin ve zorbalığın gerçek mü'minlerin işi olmadığını açıklamış oluyor.

Dinimizde bu danışma ruhu, imanlı insanların kalplerine yerleştirilmiştir. Allah'ü Teala sevgili Resulüne hitaben "Ey Resulüm! Allah'ın rahmetinden dolayı sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer katı yürekli olsaydın etrafındakiler dağılır giderlerdi. Onları affet, onlara mağfiret dile, iş hakkında onlara danış." buyuruyor. Böylece sevgili Peygamberimize ne olursa olsun istişareden ayrılmaması emrediliyor.

Peygamberimiz her işinde istişareyi gözetirdi. Peygamber Efendimiz dünya ile ilgili işlerde ashabı ile istişare eder, onların görüş ve düşüncelerine büyük değer verirdi. Danışmadan bir iş yapmazdı. Nitekim Bedir, Uhud ve Hendek savaşları gibi pek çok önemli konularda ashabıyla istişare ederek, genelde çoğunluğun fikrine göre karar vermiş ve bu konuda da insanlığa örnek olmuştur.

Ashabı kiramdan Ebu Hureyre (r.a.) buyuruyor ki: "Ashabı ile Peygamberimizden daha çok istişare eden hiçbir kimse görmedim" yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de "Danışma" anlamına gelen "Şura" adında müstakil bir surenin bulunması, dinimizde kamuyu ilgilendiren işlerin yürütülmesinde ve problemlerin çözümünde danışmaya ne derece önem verildiğinin çok açık bir delilidir.

Peygamberimizin vefatından önce, hastalığı sırasında devlet başkanlığı için yerine vekil bırakmayıp böyle önemli bir konunun çözümünü Müslümanlara bırakması devleti idare edecek kişinin seçimle işbaşına gelmesine, yani milletin Cumhuriyetle yönetilmesine çok açık bir işarettir.

Muhterem Cemaat!

Milletçe gösterilen, büyük fedakarlıklar neticesinde kazandığımız Kurtuluş Savaşından sonra kurduğumuz Devlet, millet iradesine dayanan ve günümüzde en gelişmiş idare şekli olan Cumhuriyettir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun bu yıl 91. yılını idrak etmiş bulunuyoruz.
Şehitlerimizin kanlarıyla sulanan vatan toprakları üstünde, rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde bugün huzur ve güven içinde yaşıyorsak bunu, bugünleri bize hazırlayan maneviyat dünyamızın gönül adamlarına, milli kahramanlarımıza şehit ve gazilerimize borçluyuz.

Bağımsız bir devleti olmayan, istiklal ve hürriyeti alınan milletler ne dünyada rahat edebilir ne de yeterli olarak dini görevlerini yerine getirebilirler. Bu sebeple her köşesinden binbir bereket fışkıran cennet vatanımızın ve sahip olduğumuz istiklal ve hürriyetin değerini çok iyi bilelim ve bizlere bu nimetleri lütfeden Rabbimize şükredelim.

Sahip olduğumuz nimetlerin korunması ve ülkemizin kalkınması, el ve gönül birliği içinde çalışmamıza ve kardeşçe birbirimizle geçinmemize bağlıdır.

Varlığımızı devam ettirebilmek için başkalarının insaf ve merhametine değil, önce Allah'ın yardımına, sonra kendi gücümüze güvenelim ve bu gerçeği hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmayalım.

Milli varlığımız yönünden önemi çok büyük olan bayramları kutlarken bu günleri bize armağan edenleri ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'Ü onun silah arkadaşlarını ve bu uğurda canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
İstiklal Marşımızın şu bölümü kahraman milletimizin hürriyet ve istiklal aşkını bakınız ne güzel dile getirmektedir.

'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner. aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal,
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal."

Cenab-ı Hak vatanımızı ve Cumhuriyetimizi her türlü tehlike ve düşmanlardan korusun. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.

Mustafa Hamdullah ERGİN

GEYVE HABER

Kaynakça:
1- Kur'an-ı Kerim; Al-i imran Süresi 159
2- Tirmizi, Sünen, c 4 s.314
 

#

Aziz müminler; aile olmak, kadın ve erkeğin meşru nikahla bir yuva kurmasıdır. İki ömrün bir bütün olması, iki gönlün bir can olmasıdır. Aile olmak, Yüce Rabbimizin, ‘Eşleriniz sizin için bir elbisedir, siz de eşleriniz için birer elbisesiniz’ ayetine gönülden bağlanıp tıpkı bir elbise gibi örtücü, koruyucu ve uyumlu olmaktır. Aile olmak kadar, aileyi korumak da önemlidir. Aileyi korumak, eşlerin şefkat, merhamet ve sadakatle birbirlerine bağlanmalarıdır. Her türlü günah ve haramdan birbirlerini korumaları, iffet ve onurlarını muhafaza etmeleridir.

“AİLE KURUMUNA YÖNELİK FITRATA AYKIRI HER TÜRLÜ TAHRİBATIN HIZLA YAYILDIĞI BİR ÇAĞDA YAŞIYORUZ”

Kıymetli Müslümanlar; aile kurumuna yönelik fıtrata aykırı her türlü tahribatın hızla yayıldığı bir çağda yaşıyoruz.

Ailenin insanın özgürlüğünü kısıtladığı, sorumluluk üstlenmeden tek başına yaşamanın daha cazip olduğu fikri özendiriliyor. Halbuki aile olmak, Yüce Rabbimizin emri, Peygamberimizin sünneti, insan fıtratının bir gereğidir. Nitekim Cenabı Hak, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: ‘İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda, düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.’ Allah Resul’ü (s.a.s) ise bizleri aile kurmaya şöyle teşvik etmektedir: ‘Nikah benim sünnetimdir. Benim sünnetime uygun davranmayan benden değildir.’

“ALLAH’IN EMRİNE VE FITRATIMIZA UYGUN NEZİH BİR AİLE HAYATI YAŞAMAYA GAYRET EDELİM”

Değerli müminler; yüce dinimiz İslam’ın hayat veren ilkelerine hep birlikte sımsıkı sarılalım. Allah’ın emrine ve fıtratımıza uygun, nezih bir aile hayatı yaşamaya gayret edelim. El ele, gönül gönüle vererek var gücümüzle aile kurumunu ve değerlerini ayakta tutmak için çaba gösterelim. Unutmayalım ki sağlıklı, güçlü ve huzurlu bir toplum, ancak meşru nikahla kadın ve erkeğin kurduğu aile ile mümkündür.

Aziz Müslümanlar; ailenin kurulması, korunması ve güçlendirilmesi noktasında her birimize ayrı ayrı görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu doğrultuda müftülüklerimiz bünyesinde Aile ve Dini Rehberlik Merkezleri bulunmaktadır. Bu merkezlerde genci, yaşlısı, kadını ve erkeğiyle toplumumuzun bütün fertlerine, alanında uzman hocalarımız ve manevi rehberlerimiz tarafından aileye yönelik dini rehberlik hizmeti sunulmaktadır. Ayrıca Başkanlığımız tarafından yazılı ve görsel yayınlar marifetiyle aile konusunda toplumumuz nezdinde bilinç ve duyarlılık oluşturulmaya devam edilmektedir. Bu vesileyle Başkanlığımız tarafından aileye yönelik sunulan bu hizmetleri siz değerli kardeşlerimize bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Hutbemi, Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen şu dua ile bitiriyorum: ‘Ey Rabbimiz, eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.’”

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır