Tansu Çiller Muazzez Çiller
kaynağı değiştir]
RP, Çiller'i, TEDAŞ ve TOFAŞ dosyalarıyla zorlarken, ANAP da Örtülü Ödeneği usulsüz kullandığı gerekçesiyle Çiller'e karşı bir araştırma önergesi vermişti. Zor durumda kalan Çiller RP ile koalisyon kurmayı kabul etti. 29 Haziran 1996'da Erbakan'ın başbakanlığı altında kısaca Refahyol olarak adlandırılan RP-DYP koalisyon hükûmeti kuruldu, Çiller de başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı oldu. 19 Haziran 1996'da, Çiller için verilen "örtülü ödenek" önergesi RP'nin desteğiyle TBMM'de reddedildi. 25 Kasım'da, Çiller'in TEDAŞ ihalelerinde görevini kötüye kullandığı iddiasıyla oluşturulan TBMM Soruşturma Komisyonu RP'li ve DYP'li sekiz üyenin oyuna karşılık yedi oyla Çiller'in Yüce Divan'a sevkine gerek olmadığına karar verdi. 28 Kasım tarihinde de TOFAŞ Soruşturma Komisyonu yine Refahyol ortaklarının oylarıyla Çiller'i akladı. Soruşturma komisyonlarına önceleri destek verip daha sonra da Çiller'i aklayan RP'nin bu tavrı, komisyonları koalisyonun kurulması konusunda koz olarak kullandığı biçiminde yorumlandı.
Tansu Çiller'in 1995 seçim kampanyasında kendisini Türkiye'nin Batılı, modern yüzü olarak sunarak, RP tehlikesine karşı laikliğin güvencesi olduğunu söylemiş olmasına rağmen, seçimlerden yalnızca altı ay sonra bu partiyle koalisyon kurması DYP içinde küçük çaplı bir depreme yol açtı. 10 DYP milletvekili yeni hükûmete güvenoyu vermedi, 5'i çekimser kaldı. Temmuz 1996'da, sadece eleştirilerini dile getirmek için aday olan Mehmet Dülger dışında neredeyse rakipsiz olarak yarıştığı DYP 5. Olağan Büyük Kongresi'nde tekrar genel başkan seçildi. Parti içi muhalefetin bir kısmı DYP'den istifa ederek Hüsamettin Cindoruk'un liderliği altındaki DTP'ye katıldı.[24] Genel ülke siyasetinde ise ilk defa İslamcı bir partinin liderinin başbakan olması, Erbakan'ın ekonomiden dış politikaya kadar, Türkiye'nin egemen sınıflarına son derece uzak ve yabancı görüşlere sahip olması toplumun laik kesimlerinin, TSK dahil devlet aygıtının önemli bir kısmının, büyük sermayenin (İstanbul sermayesi) ve merkez medyanın Erbakan'a karşı tavır almasına neden oldu.
Susurluk Kazası[değiştir Baba dostlarından Çiller'e tepki
DYP Lideri Tansu Çiller'in babası Hüseyin Necati Çiller'in yaşadığı maddi sıkıntıya ve şikayetlerine tanık olan yakın arkadaşları Demokrat Parti (DP) eski milletvekillerinden Enver Kaya ve Yaşar Bir, Özer Uçuran Çiller'in "Servetimizin kaynağı kayınvalidemin çıkını" açıklamasına sert tepki gösterdi.
Türk Parlamenterler Birliği'ne ait Filizi Köşk'te Milliyet'ien sorularını yanıtlayan 11. dönem İstanbul Milletvekili Kaya ile 3. dönem Sakarya Milletvekili Bir, Çiller'in açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını belirtirken, Hüseyin Necati Çiller'in çektiği sıkıntıları anlattı. Çiller'in Bilecik Valisi olması için dönemin Başbakanı Adnan Menderes'le konuştuğunu kaydeden Kaya şunları söyledi:
"İstanbul Belediye Başkanı Muavini olan Necati Bey, bana gelip sık sık `Geçinemiyorum, bu kızı nasıl okutacağım?' derdi. Parasızlıktan sık sık şikayet ederdi. Kirada oturuyordu. Kirasını dahi zor ödüyordu. Milas'taki zeytinliğinden başka hiçbir şeyi yoktu. Satmasını söylediğimde de, zeytinliğin para etmediğini belirtirdi.
Vali Fahrettin Kerim'in de desteğiyle durumunu Menderes'e aktardık. Menderes, Çiller'in Halk Partili olmasından endişe ettiyse de, çok ısrar ettim. Çiller, Halk Partisi'yle ilişkisini keseceği yönünde söz verdi. Sonra Bilecik Valisi oldu. Ancak sözünü tutmadı, ilk seçimlerde Halk Partisi'nden aday oldu, ama kazanamadı. Menderes'e mahçup oldum.
Ben sadece bir devlet adamına yardımcı olmak istemiştim. Ancak o politikada böyle şeylerin olabileceğini söyledi. Şimdi ise yapılan açıklamalara dayanamıyorum."
83 yaşındaki Kaya, Özer Çiller'in TBMM Soruşturma Komisyonu'na ifade verirken servetlerinin kaynağı olarak kayınvalidesi Muazzez Çiller'in çıkınını göstermesine şöyle tepki gösterdi:
"Bir kapıcının senelerce baktığı bir kadının çıkınından dolar ve markların çıkması mümkün mü? Tansu Çiller gelip karşıma çıkıp söylesin. Bu yaşlı kadın, nereden getirmiş o kadar parayı? Böyle bir servetin aileden kalması mümkün değil. Çiller çocuklarını şaibeden kurtarsın. Biz onu affetmiyoruz. Çiller bu milleti aldatmasın."
DP kurucularından, 78 yaşındaki Bir de, "Yakın dostum Hüseyin Necati Çiller yaşamı boyunca para sıkıntısı çekti. Bu servetin Muazzez Hanım'ın çıkınından çıkması mümkün değil. Böyle hokkabazlık, yalancılık görmedim. Gerçekleri bildiğimiz için bize bu yalanlar ağır geliyor" diye konuştu.
Çiller'in annesi Muazzez Çiller'in Üsküdar, Arakiyeci Sokak'taki evi uzun süredir boş duruyor. Harabe halindeki iki katlı evin altında mermercilik yapan Ziya Öztürk, "20 yıldır bu eve kimse gelip gitmez. Biz buraya gelmeden önce taşınmış. Yalnızca birkaç kez avukatlar geldi" dedi.
BAYINDIRLIK Bakanlığı, DYP Lideri Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller'in Kuşadası'ndaki 90 dönümlük çiftliklerine kaçak yapılan ev ve havuza yasal gerekçe uydurmak için kullandıkları ifraz (bölme) işlemini iptal etti. İptal, iki dönümlük arazi üzerindeki ev ve çiftliğin yıkılmasını gündeme getirdi.
Kuşadası Belediyesi, Bayındırlık Bakanlığı'nın ifraz işlemini iptal etmesi üzerine çiftliği tekrar tek parsel haline getirince, Çillerler'in çiftlikteki binaları kaçak konumundan kurtarma girişimi sonuçsuz kaldı.
Tansu ve Özer Çiller yarı yarıya ortak oldukları, kamuoyunda "Pelister çiftliği" olarak bilinen 90 dönümlük çiftliğin iki dönümlük alanına yapılan ev ve havuzu kaçak konumundan kurtarmak amacıyla Temmuz 1997'de avukatları Levent Göktuna aracılığıyla Kuşadası Belediyesi'ne başvurdu. Çillerler, Kuşadası Belediyesi Encümeni'nin kararıyla ifraz hakkı, bunun sonucu olarak 250'şer metrekare üzerindeki arsalara bina yapma hakkı kazandı. Ancak Türkiye Harita ve Kadastro Mühendisler Odası'nın Bayındırlık Bakanlığı'na yaptığı ihbar, planı bozdu.
Bayındırlık Bakanlığı Teknik Araştırma Genel Müdürlüğü, yaptığı inceleme sonucunda ifraz işlemini yasalara aykırı bularak iptal etti. Çillerler'in ifraz işlemiyle sekiz parçaya bölünen çiftliği, Kuşadası Encümeni'nin kendi kararını iptal ettiği 11 Temmuz 1998 tarihli toplantısıyla birlikte 90 dönümlük tek parsel haline geldi.
HAKSIZ ve gayri ahlaki olarak mal ediniminde bulunduğu iddiasıyla hakkında Meclis soruşturması açılan DYP Lideri Tansu Çiller'in eşi Özer Uçuran Çiller'in soruşturma komisyonuna "Jetskileri ben aldım" diye ifade verirken gerçeği söylemediği ortaya çıktı.
Çiller'in ifadesinin aksine iki jetski'nin Turban'ın demirbaşları arasında yer aldığı, Kuşadası Marina eski Genel Müdürü Haydar Mengi'nin emriyle Çiller Ailesi'ne tahsis edilmek üzere alındığı belirlendi. Aydın Cumhuriyet Savcılığı'nın Ağır Ceza Mahkemesi'ne açtığı "zimmet" davasında da Mengi, Turban'ın aldığı jet - ski'leri Çiller ailesine tahsis etmekle suçlandı.
Bu arada Turban'da 1996'da Mengi'nin işe aldığı Okan Ünalmışlar'ın ise Tansu ve Özer Çiller'in oğlu Mert Çiller'e sadece tenis hocalığı yaptığı belirlendi. Ünalmışlar'ın Turban'la ilgili yolsuzluk soruşturmasının başlamasının ardından işten çıkartıldığı öğrenildi.
Komisyona "Turban'ın Oteli'nde hiç kalmadım" diye ifade veren Özer Çiller'in iki yıl önce her hafta sonu Kuşadası Turban Marina'nın lüks villasında kaldığı görgü tanıklarının ifadeleriyle belirlendi.
Turban'a borcumu ödediğini belirten Özer Çiller'in Turban Yolsuzluklarını Araştırma Komisyonu'nun yolsuzluğu ortaya çıkarması üzerine başlatılan icra takibinin ardından 85 bin 449 mark borcunu "Eşimin siyasi açıdan yıpratılmasını istemiyorum" diyerek ödediği bildirildi.
Turban müfettişlerinin yaptığı araştırmada ise Kuşadası Marina'nın lüks restoranınından Çiller'in çiftliğine özel servis yapıldığı, hiçbirinin ücretinin ödenmediği dikkat çekti. Çiller Ailesi'nin yapılan servisten kalabalık misafirleri ağırladığı, bunlar için Turban tarafından tek tek adisyon kesildiği belirlendi. Çiftliğe 18.3.1995'te 15 kişilik bonfile, 30 kişilik şiş, 30 kişilik pirzola, 30 kişilik köfte, 20 kişilik piyaz ve 10 kişilik piyaz servisi yapıldı. Adisyonlar, Aydın'daki duruşma dosyasına delil olarak verildi.
nest...
Baba dostlarından Çiller'e tepki
DYP Lideri Tansu Çiller'in babası Hüseyin Necati Çiller'in yaşadığı maddi sıkıntıya ve şikayetlerine tanık olan yakın arkadaşları Demokrat Parti (DP) eski milletvekillerinden Enver Kaya ve Yaşar Bir, Özer Uçuran Çiller'in "Servetimizin kaynağı kayınvalidemin çıkını" açıklamasına sert tepki gösterdi.
Türk Parlamenterler Birliği'ne ait Filizi Köşk'te Milliyet'ien sorularını yanıtlayan 11. dönem İstanbul Milletvekili Kaya ile 3. dönem Sakarya Milletvekili Bir, Çiller'in açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını belirtirken, Hüseyin Necati Çiller'in çektiği sıkıntıları anlattı. Çiller'in Bilecik Valisi olması için dönemin Başbakanı Adnan Menderes'le konuştuğunu kaydeden Kaya şunları söyledi:
"İstanbul Belediye Başkanı Muavini olan Necati Bey, bana gelip sık sık `Geçinemiyorum, bu kızı nasıl okutacağım?' derdi. Parasızlıktan sık sık şikayet ederdi. Kirada oturuyordu. Kirasını dahi zor ödüyordu. Milas'taki zeytinliğinden başka hiçbir şeyi yoktu. Satmasını söylediğimde de, zeytinliğin para etmediğini belirtirdi.
Vali Fahrettin Kerim'in de desteğiyle durumunu Menderes'e aktardık. Menderes, Çiller'in Halk Partili olmasından endişe ettiyse de, çok ısrar ettim. Çiller, Halk Partisi'yle ilişkisini keseceği yönünde söz verdi. Sonra Bilecik Valisi oldu. Ancak sözünü tutmadı, ilk seçimlerde Halk Partisi'nden aday oldu, ama kazanamadı. Menderes'e mahçup oldum.
Ben sadece bir devlet adamına yardımcı olmak istemiştim. Ancak o politikada böyle şeylerin olabileceğini söyledi. Şimdi ise yapılan açıklamalara dayanamıyorum."
83 yaşındaki Kaya, Özer Çiller'in TBMM Soruşturma Komisyonu'na ifade verirken servetlerinin kaynağı olarak kayınvalidesi Muazzez Çiller'in çıkınını göstermesine şöyle tepki gösterdi:
"Bir kapıcının senelerce baktığı bir kadının çıkınından dolar ve markların çıkması mümkün mü? Tansu Çiller gelip karşıma çıkıp söylesin. Bu yaşlı kadın, nereden getirmiş o kadar parayı? Böyle bir servetin aileden kalması mümkün değil. Çiller çocuklarını şaibeden kurtarsın. Biz onu affetmiyoruz. Çiller bu milleti aldatmasın."
DP kurucularından, 78 yaşındaki Bir de, "Yakın dostum Hüseyin Necati Çiller yaşamı boyunca para sıkıntısı çekti. Bu servetin Muazzez Hanım'ın çıkınından çıkması mümkün değil. Böyle hokkabazlık, yalancılık görmedim. Gerçekleri bildiğimiz için bize bu yalanlar ağır geliyor" diye konuştu.
Çiller'in annesi Muazzez Çiller'in Üsküdar, Arakiyeci Sokak'taki evi uzun süredir boş duruyor. Harabe halindeki iki katlı evin altında mermercilik yapan Ziya Öztürk, "20 yıldır bu eve kimse gelip gitmez. Biz buraya gelmeden önce taşınmış. Yalnızca birkaç kez avukatlar geldi" dedi.
BAYINDIRLIK Bakanlığı, DYP Lideri Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller'in Kuşadası'ndaki 90 dönümlük çiftliklerine kaçak yapılan ev ve havuza yasal gerekçe uydurmak için kullandıkları ifraz (bölme) işlemini iptal etti. İptal, iki dönümlük arazi üzerindeki ev ve çiftliğin yıkılmasını gündeme getirdi.
Kuşadası Belediyesi, Bayındırlık Bakanlığı'nın ifraz işlemini iptal etmesi üzerine çiftliği tekrar tek parsel haline getirince, Çillerler'in çiftlikteki binaları kaçak konumundan kurtarma girişimi sonuçsuz kaldı.
Tansu ve Özer Çiller yarı yarıya ortak oldukları, kamuoyunda "Pelister çiftliği" olarak bilinen 90 dönümlük çiftliğin iki dönümlük alanına yapılan ev ve havuzu kaçak konumundan kurtarmak amacıyla Temmuz 1997'de avukatları Levent Göktuna aracılığıyla Kuşadası Belediyesi'ne başvurdu. Çillerler, Kuşadası Belediyesi Encümeni'nin kararıyla ifraz hakkı, bunun sonucu olarak 250'şer metrekare üzerindeki arsalara bina yapma hakkı kazandı. Ancak Türkiye Harita ve Kadastro Mühendisler Odası'nın Bayındırlık Bakanlığı'na yaptığı ihbar, planı bozdu.
Bayındırlık Bakanlığı Teknik Araştırma Genel Müdürlüğü, yaptığı inceleme sonucunda ifraz işlemini yasalara aykırı bularak iptal etti. Çillerler'in ifraz işlemiyle sekiz parçaya bölünen çiftliği, Kuşadası Encümeni'nin kendi kararını iptal ettiği 11 Temmuz 1998 tarihli toplantısıyla birlikte 90 dönümlük tek parsel haline geldi.
HAKSIZ ve gayri ahlaki olarak mal ediniminde bulunduğu iddiasıyla hakkında Meclis soruşturması açılan DYP Lideri Tansu Çiller'in eşi Özer Uçuran Çiller'in soruşturma komisyonuna "Jetskileri ben aldım" diye ifade verirken gerçeği söylemediği ortaya çıktı.
Çiller'in ifadesinin aksine iki jetski'nin Turban'ın demirbaşları arasında yer aldığı, Kuşadası Marina eski Genel Müdürü Haydar Mengi'nin emriyle Çiller Ailesi'ne tahsis edilmek üzere alındığı belirlendi. Aydın Cumhuriyet Savcılığı'nın Ağır Ceza Mahkemesi'ne açtığı "zimmet" davasında da Mengi, Turban'ın aldığı jet - ski'leri Çiller ailesine tahsis etmekle suçlandı.
Bu arada Turban'da 1996'da Mengi'nin işe aldığı Okan Ünalmışlar'ın ise Tansu ve Özer Çiller'in oğlu Mert Çiller'e sadece tenis hocalığı yaptığı belirlendi. Ünalmışlar'ın Turban'la ilgili yolsuzluk soruşturmasının başlamasının ardından işten çıkartıldığı öğrenildi.
Komisyona "Turban'ın Oteli'nde hiç kalmadım" diye ifade veren Özer Çiller'in iki yıl önce her hafta sonu Kuşadası Turban Marina'nın lüks villasında kaldığı görgü tanıklarının ifadeleriyle belirlendi.
Turban'a borcumu ödediğini belirten Özer Çiller'in Turban Yolsuzluklarını Araştırma Komisyonu'nun yolsuzluğu ortaya çıkarması üzerine başlatılan icra takibinin ardından 85 bin 449 mark borcunu "Eşimin siyasi açıdan yıpratılmasını istemiyorum" diyerek ödediği bildirildi.
Turban müfettişlerinin yaptığı araştırmada ise Kuşadası Marina'nın lüks restoranınından Çiller'in çiftliğine özel servis yapıldığı, hiçbirinin ücretinin ödenmediği dikkat çekti. Çiller Ailesi'nin yapılan servisten kalabalık misafirleri ağırladığı, bunlar için Turban tarafından tek tek adisyon kesildiği belirlendi. Çiftliğe 18.3.1995'te 15 kişilik bonfile, 30 kişilik şiş, 30 kişilik pirzola, 30 kişilik köfte, 20 kişilik piyaz ve 10 kişilik piyaz servisi yapıldı. Adisyonlar, Aydın'daki duruşma dosyasına delil olarak verildi.