kurban ailede kime düşer / Kurban kime düşer? Kimler kurban kesmekle yükümlüdür? Diyanet bilgileri

Kurban Ailede Kime Düşer

kurban ailede kime düşer

Kurban kesmek kimlere vaciptir? Kimler kurban keser?

Değerli kardeşimiz,

Hanefi mezhebinde servet kiminse kurban borcu da onun olduğundan, aile içinde kimin şahsına ait parası varsa onun kurban kesmesi gerekir. Bu ister erkek ister kadın olsun. Şayet bir ailede hem kadının hem de erkeğin ayrı ayrı sermayeleri varsa, dinen zengin sayılan kişi kurban kesmelidir. Her ikisi de zengin ise, ikisi de kurban kesmelidir.

Kurban kesmek dinen zengin sayılan Müslümanlara vaciptir. Kurbanda zenginliğin ölçüsü ise şöyledir:

Zaruri ihtiyaçlarından fazla olarak, elinde 85 gram altın veya bunların değerinde para ve mal bulunan kimse zengindir.

Zekâtta olduğu gibi, kurban nisabı üzerinden bir sene gibi bir müddetin geçmesi şart değildir. Ayırca koyun, keçi ve sığır gibi otlayan hayvanlar ve ticaret malları nisap miktarında hesaba dahil edilir. Bu malların çoğalan ve artan cinsten olması da şart değildir. Mesela yirmi tane koyunu olan bir kişinin koyunlarının toplam tutarı altın nisap miktarını buluyorsa, bu insan zengin demektir. Yine elinde nisap miktarına ulaşan ticaret malı bulunan bir kimse de kurban hususunda zengin sayılır ve kurbanı keser.

Diğer taraftan oturduğu evden başka bir gayrimenkulu olan bir insan, onun kira geliriyle aylık ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra elinde nisap miktarına ulaşan bir meblağ mevcut olursa ona da kurban kesmek vacip olur.

Bunun gibi, borçlu olan bir insan elindeki malını borcuna verdiği takdirde geriye nisap miktarı kadar bir meblağ kalabiliyorsa, buna da kurban kesmek icap eder. Hatta yazlık ve kışlık olarak iki takım elbisesinin dışında nisap miktarına ulaşabilecek başka elbiseleri olan kimse de bu hususta zengin sayılmaktadır. Bazı fıkıh kitaplarımızda şöyle bir hüküm de vardır:

"Bir kimsenin kendi oturduğu evden başka bir evi olursa, onu ticaret veya kira için kullanmasa bile yine onun için kurban vacip demektir."

Kurban kesmesi vacip olan kimsenin Kurban Bayramı'ndan önce olduğu gibi, Kurban Bayramı'nın 1., 2. ve 3. günleri içinde de nisap miktarına ulaşan bir mala sahip olması yeterlidir. Yâni, nisap miktarını tutan malın üzerinden bir yılın geçme şartı aranmaz. Meselâ Kurban Bayramı'nın birinci günü ihtiyaçlarının dışında eline nisap miktarına ulaşan bir para geçen kimsenin kurban kesmesi vâciptir.

Zekâtta olduğu gibi, zarurî (aslî) ihtiyaçlar şunlardır:

Oturulan ev, evde kullanılan eşya, binek vasıtası, iş ve sanatta kullanılan malzeme ve âlet, kışlık ve yazlık elbise, bir aylık, başka bir görüşe göre bir senelik yiyecek ve içecek gibi erzak.

İşte bunlardan fazla olarak elinde nisap miktarı kadar malı olan kimseye kurban kesmek vaciptir.

Ayrıca, “Kurbansız olur mu, kurban insanın sağlığına düşer.” sözünün dinî bir dayanağı yoktur. Hattâ insan zengin olsa da sağlıklı olmayıp hasta veya sakat olsa bile, yine kurban kesmesi vaciptir. Diğer yönden kurbanın şartları arasında hiçbir yerde “sağlık” aranmaz. Yalnız kurban kesecek kimse, şu niyette bulunabilir:

“Ya Rabbi, aslında bize ihsan ettiğin bu kadar nimetin karşılığında kendimi sana kurban etmem gerekirdi, yalnız sen insan kurban edilmesini haram kıldın. Benim yerime bu hayvanı kesiyorum.”

Bu sözler kişinin hâlis niyetini ve ihlâsını gösterir.

Borç para alınarak kurban kesilmez. Şayet insan Kurban Bayramı günlerinde kurban kesebilecek bir zenginliğe ulaşırsa, ancak o zaman kurban kesmesi vacip olur.

“Mahalleden, komşulardan ayıp oluyor.” diye borca girip kurban kesmek de doğru değildir. Çünkü Cenab-ı Hak, kula takatının üstünde bir mükellefiyet yüklemez.Böyle bir düşünce ihlâsı da zedeler. Çünkü bu takdirde başkaları görsünler, onlara karşı ayıp olmasın diye kurban kesilmektedir ki, kulluk şuuruna aykırı düşer.

Fakat, zengin olmamakla beraber kurbanlık bir hayvan alacak kadar parası olan kimse kurbanı alır, keser, etini de çoluk çocuğuyla birlikte yer. Bununla yine sevaba girer.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Kurbanı koca, kendisine kesmeden eşine kesebilir mi?

 

İslamiyet’te kurban, maddi güç ve zenginlik ile orantılıdır. Bu doğrultuda kurban kesmek isteyen kişilerin kurbanı hangi şartlarda kesebileceği detaylı olarak belirtilmiştir. Kurban kesiminde aynı zamanda kişilerin eşine ve çocuğuna da kurban kesebilmesi söz konusudur. Bu nedenle kurbanı koca kendisine kesmeden eşine kesebilir mi gibi pek çok farklı soru işareti İslamiyet’te yer bulmaktadır. Bu tür durumlarda resmi kaynaklara ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan resmi açıklamalara dikkat edilmeli ve bu yönde karar alınmalıdır.

 

Kurbanı kim kesebilir?

 

Kurban kesiminde aile içerisindeki zengin olan kişi kurban kesmekle yükümlü olmaktadır. Kurbanda kişi mülkiyeti esası doğrultusunda belirlenen bu kural, özellikle ailedeki geçim kaynağını sağlayan kişinin kurban kesme yükümlülüğünü de almasını sağlamaktadır. Kocalar evin gelirini sağlayan tek kişi ise kurban kesmek durumundadır. Özellikle kurban kesim şartlarını taşıyan eşlerin kurban kesiminde kendi tercihleri ön plandadır. İster erkek, ister kadın olsun, kişiler en yüksek geliri ve kurban kesme şartlarını taşıyorsa kurban kesmekle yükümlü olacaktır. Ancak eşlerin ikisi de gelir sahibiyse ve zengin olarak kurban kesme şartlarını taşıyorsa 2 kişinin de kurban kesme yükümlülüğü olacaktır. 

Kurban kesimi sırasında kurbanın eşi ve çocuklar için kesilmesi söz konusu olduğundan dolayı bu konuda kişiler istediği şekilde karar verebilmektedir. Bu kararda herhangi bir öncelik, sıralama ya da kısıtlama bulunmamaktadır. Eşler istedikleri takdirde birbirleri ya da çocukları için kurban kesme hakkına sahiptir. Bu bakımdan kurbanı koca kendisine kesmeden eşine kesebilir mi gibi soru işaretlerini bulunan kişiler, diledikleri şekilde kurban yükümlülüğünü yerine getirme şansına sahiptir. 

 

Bir ailede kaç kurban kesilmeli?

 

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan resmi açıklamalarda bir ailenin kaç kurban kesmesi konusunda net bir şekilde ifadeler yer almıştır. Bu doğrultuda evde kaç zengin varsa o kadar kurban kesilmesinin uygun olacağı belirtilmektedir. Bu konuda kurban nisabına malik olma şartına bakılması yeterlidir. Anne babası üzerinden elde etmiş olduğu zenginlikler zenginlik olarak sayılmayacağından dolayı kendi parasını kazanamayan ya da kurban kesmek için yeteri kadar malı mülkü olmayan ergenlik çağını geçmiş çocuklar, kurban kesme yükümlülüğünden muaf tutulmaktadır. 

Kurban Bayramı'nda artan yardımlaşmayla birlikte, ihtiyaç sahibi binlerce vatandaşın sofrası bereketlenecek. Kurban kesme ibadetini yerine getirecek vatandaşlar ve kurban kesme imkanı olmayan vatandaşlar kurban kesmenin yükümlerini araştırmaya devam ederken; kurban kesmenin kimlere farz olduğuna dair detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz

KİMLER KURBAN KESEBİLİR, KURBAN KESMEK KİMLERE FARZ KILINMIŞTIR?

Diyanete göre; kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir.

Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekmektedir. Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.

KURBAN İBADETİNİN ANLAM VE ÖNEMİ NEDİR? KURBAN KESEMEYENLER NE YAPABİLİR?

Sözlükte yaklaşmak, Allah'a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dinî bir terim olarak, Allah'a yaklaşmak ve O'nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Kurban bayramında kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir.

Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakk'a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır.

Bu ibadetin ruhunda Hakk'a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban, bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.

Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur. Kurban, -fıkhî hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır.

KURBAN KESERKEN NELERE DÄ°KKAT EDÄ°LMELÄ°?

  • Usulüne göre bir kesim yapmış olmak için hayvanın yemek ve nefes borularıyla, iki atardamarından en az birinin kesilmesi gerekir. Bu ÅŸekilde yapılan bir kesim sırasında, hayvanın omuriliÄŸinin kesilmesi mekruhtur. Bu konuda etlik kesim ile kurbanlık kesim arasında bir fark yoktur.
  • Hayvanın canı çıkmadan başının gövdesinden ayrılmamasına özen gösterilmelidir.
  • Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet edilmemelidir. Bu nedenle hayvanlar ehil kiÅŸiler tarafından kesilmeli ve boÄŸazlama iÅŸlemi süratli bir ÅŸekilde yerine getirilmelidir.
  • Çevre temizliÄŸi için gerekli tedbirler alınmalıdır.
  • Hayvanların bir diÄŸerinin kesimini görecek ÅŸekilde yan yana bulundurulmamalarına azami özen gösterilmelidir.

Kurban kime d&#;şer? Kimler kurban kesmekle y&#;k&#;ml&#;d&#;r? Diyanet bilgileri

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 24,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Kimler kurban kesmelidir sorusu, bayram günleri yaklaşırken Müslüman aleminin merak ettiği konular arasında yer aldı. Maddi ve manevi imkanlar dahilinde kimlerin kurban kesebileceğini sorgulayan binlerce vatandaş, konuyla ilgili araştırmalarını sürdürüyor. İşte, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre kurban kesimi hakkında bazı bilgiler

Haberin Devamı

Kurban, İslam dininde imkanı olan Müslümanlar için vacip kılınan ibadetler arasında yer almaktadır. Allah-ü Teala'ya yakınlık sağlamak amacı ve udhiyye manasıyla kesilen hayvanı tanımlayan kurban, büyükbaş ve küçükbaş hayvanların kanının akıtılmasıyla idrak edilmektedir. Peki, kurban kimlere düşer? Kimler kurban kesmelidir? İşte, her yıl yüz binlerce Müslümanın merakla araştırdığı kimler kurban kesmelidir sorusunun Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan cevabı ve detaylı bilgiler

Hanefîler, Kur’an’da Hz. Peygamber’e hitaben, “Rabbin için namaz kıl, kurban kes” (el-Kevser /2) buyrulmasının ümmeti de kapsadığı ve gereklilik bildirdiği görüşündedir. Ayrıca Resûl-i Ekrem’in birçok hadisinde hali vakti yerinde olanların kurban kesmesi emredilmiş veya tavsiye edilmiş, hatta, “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın” (Müsned, II, ; İbn Mâce, “Eđâĥî”, 2); “Ey insanlar, her sene her ev halkına kurban kesmek vâciptir” (İbn Mâce, “Eđâĥî”, 2; Tirmizî, “Eđâĥî”, 18) gibi ifadelerle bu gereklilik önemle vurgulanmıştır.

Haberin Devamı

Öte yandan kurban kesmeyi Hz. Peygamber hiç terketmemiştir. Bu ve benzeri delillerden hareket eden fakihler, gerekli şartları taşıyanların kurban bayramında kurban kesmesini vâcip görürler. Sünnet olduğunu ileri sürenler ise Kur’an’da bu konuda açık bir emrin bulunmayışından, Resûl-i Ekrem’in devamlı yapmış olmasının kurbanın sünnet olmasıyla da açıklanabileceği noktasından, ayrıca bu yöndeki sahâbe uygulamasından hareket ederler.

KİMLER KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü sayılması için aranan şartlara kurbanın vücûb şartları denilir. Kurban kesmenin sünnet olduğunu söyleyenlere göre ise bunlar sünnet oluşun şartlarıdır. Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü olabilmesi için müslüman, akıl bâliğ (ergen), mukim ve zengin olması şartları birlikte aranır.

Hanefîler’den Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf ile Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre kurbanla yükümlü sayılmak için akıl ve bulûğ şart olmayıp gerekli malî güce sahip olan küçük çocuklar ve akıl hastaları adına kanunî temsilcileri tarafından kurban kesilmesi dinî hükmü konusundaki görüş farklılığına bağlı olarak gereklidir veya sünnettir.

Bu fakihler, kurbanın malî bir ibadet oluşunu ve başta fakirler olmak üzere üçüncü şahısların hakkının gözetilmesi hususunu ön planda tutmuşlardır. Hanefî fakihlerinden İmam Muhammed ve Züfer ile Şâfiîler’e göre kurban mükellefiyeti için akıl ve bulûğ şarttır. Hanefî mezhebinde bu konuda fetva İmam Muhammed’in görüşüne göre verilmiş ve uygulamada bu görüş ağırlık kazanmıştır.

Haberin Devamı

KURBAN KESMEK İÇİN MADDİ GELİR NE KADAR OLMALIDIR?

Kurban kesme mükellefiyeti için bir diğer şart malî imkânın bulunmasıdır. İslâm’da zekât, fitre (sadaka-i fıtr) ve kurban gibi malî yönü bulunan ibadetlerle yükümlülük belli bir asgari zenginlik ölçüsüne ulaşmış olmaya bağlanmıştır. Dinen asgari zenginlik ölçüsü olarak belirlenen bu miktara “nisab” denir.

Hanefî mezhebine göre kurban kesmeyi vâcip kılan zenginliğin ölçüsü zekâtta ve fıtır sadakasında aranan zenginlik ölçüsüyle aynı olup kişinin borçları ve aslî ihtiyaçları dışında 85 gr. (20 miskal) altınaya da buna denk bir paraya veya mala sahip olmasıdır.

Klasik fıkıh doktrininin oluştuğu dönemde fazladan bu miktar malı olan kimsenin kurban kesme imkânına sahip olduğu düşünülmüş, ancak kurban nisabında zekâtta olduğu gibi bir yıl devam etmiş bir zenginlik olması şartı aranmayarak bayrama erişen kişinin o günlerde bu zenginliğe sahip bulunması yükümlülüğün doğması için yeterli görülmüştür. Böyle bir malî imkâna sahip her müslümanın akıl bâliğ olması kaydıyla kurban kesmesi gerekir. Bu durumdaki kadın ve yetişkin çocuklar bizzat mükellef olmakla birlikte kocası veya babası bunlar adına -hibe yoluyla- kurban keserse o da yeterli olur. Diğer mezhepler kurban kesmeyi sünnet saydıklarından kurban mükellefiyeti için ayrıca bir zenginlik ölçüsü tesbit etmemişlerdir.

Haberin Devamı

Ekonomik güç ve zenginlik, hem içinde bulunulan şartlara hem de yükümlülüğün konusuna göre değişkenlik gösterdiği ve bir yönüyle örfî olduğu için günümüzde kişilerin yukarıda zikredilen ilke ve ölçüler ışığında hareket etmesi, kendi bütçe imkânları çerçevesinde sıkıntı çekmeden kurban ücretini ödeyip ödeyemeyeceğini göz önünde bulundurması ve ona göre karar vermesi gerekir

Hanefîler, yükümlülük şartlarını taşıyan herkesin ayrı ayrı kurban kesmekle yükümlü olduğunu (aynî vâcip) ileri sürerken Mâlikîler, kurban kesen kimsenin niyet etmesi halinde aynı kurbanın sevabına nafaka halkası içinde bulunan birlikte oturduğu yakınlarını da iştirak ettirebileceği ve bu kurbanın onlar için yeterli olacağı görüşündedir (İbn Rüşd, III, ; Karâfî, IV, ).

Şâfiîler ve Hanbelîler de benzeri bir yaklaşımla kurbanın kesen açısından aynî sünnet, nafakalarını sağlamakla yükümlü olduğu aile fertleri açısından kifâî sünnet olduğunu ileri sürerler. Aynî oluş gücü yeten her ferdin kesmesinin sünnet olduğu, kifâî oluş da içlerinden biri kesmekle diğer aile fertlerinden talebin sâkıt olduğu ve sünnetin yerine gelmiş olacağı şeklinde açıklanır (İbn Kudâme, IX, ; Nevevî, II, ; Şemseddin er-Remlî, VIII, ). Bu görüşteki fakihler delil olarak genelde Hz. Peygamber’in böyle bir yoruma açık uygulamasını (İbn Mâce, “Eđâĥî”, 1, 5; Şevkânî, V, ), Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin, “Biz bir tek koyun keserdik. Kişi onu kendisi ve aile fertleri için keserdi; yerlerdi ve ikram ederlerdi. Sonra insanlar bununla övünür oldular” şeklindeki açıklamasını alırlar (el-Muvaŧŧaǿ, “Đaĥâyâ”, 4; Tirmizî, “Eđâĥî”, 10).

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir