sefil baykuş türküsünün hikayesi / Aşık Gülabi Sefil Baykuş Mp3 İndir Dinle - Mp3 İndir Dur

Sefil Baykuş Türküsünün Hikayesi

sefil baykuş türküsünün hikayesi

Sefil Baykuş Ne Gezersin Bu Yerde

Sivas/Şarkışla-Ali İzzet Özkan-Muzaffer Sarısözen

Sefil Baykuş Ne Gezersin Bu Yerde
Yok Mudur Vatanın İllerin Hani
Küsmüş Müsün Selamımı Almazsın
Şeyda Bülbül Gibi Dillerin Hani

Aç Kapıyı Emmim Kızı Gireyim
Hasta Mısın Halin Sual Edeyim
Susuz Değil Misin Bir Su Vereyim
Çaylarda Çalkanan Seslerin Hani

Civan Da Canına Böyle Kıyar Mı
Hasta Başın Taş Yastığa Koyar Mı
Ergen Kıza Beyaz Bezler Uyar Mı
Al Giy Allı, Balam Şalların Hani

İlginç Youtube Videları - İstanbul - Maltepe Şehir Parkı - Drone Çekimi

Blog Kategorileri

Linux , Bilim , Ekonomi , Sanat , Alışveriş , Edebiyat , Seyahat , Hobi , Tarih , Din , Dünya , Kitap , Sağlık , Genel , Teknoloji , Reklam , Eğitim , İnternet , Doğa

Filmler - Sefil Baykuş - Kanal 7 TV Filmi

Hz. Muhammed’in “Cennet cömertler yurdudur” hadisi ışığında senaryolaştırılan TV Filmi “Cimri ile Cömert”te bir balığın karnından çıkan eşsiz incinin bir kasaba halkının duygularını nasıl değiştirdiği ve zıt karakterde iki kardeşin eşsiz inci için kavgaları ve ibretli sonu işleniyor.

Harun ve Cemal zıt karakterde iki kardeştir. Harun ne kadar cömert ve eli açıksa, balıkçı Cemal de o kadar cimri ve eli sıkıdır. Pintiliğinden dolayı çok zeki olan oğlu Ali'yi üniversiteye göndermez. Ali, kıt kanaat geçinen amcası Harun ve yengesi Asiye’nin gönderdikleriyle son sınıfa gelebilmiştir. Ali, birikmiş borçlarını ödeyebilirse mezun olabilecek ve memleketine dönecektir. Harun ve Asiye son çare olarak Pinti Cemal'in kapısını çalarlar fakat Cemal para vermeye yanaşmaz. Pinti Cemal onlara bir kaç kasa balık verir ve bunları satıp parasını oğluna göndermelerini önerir. Cemal, kardeşini kandırmış, bozuk balıkları yutturmuştur. Gel gelelim çöpe gidecek balıklardan birinin karnından eşsiz güzellikte büyük bir inci çıkar. Harun ve Asiye, en çaresiz zamanlarında yüzlerini güldüren bu sürprizi Ali’nin kısmeti sayarlar. İnciye paha biçilememektedir. Cemal balıkları kendisinin Harun'a verdiğini ve incinin kendi malı olduğunu düşünmektedir. Hırsızlıkla suçladığı kardeşi Harun'u hapse attırır. Ali'ye para göndermek artık Asiye'nin görevidir. Asiye, Ali'nin mezun olabilmesi için çalışırken başına talihsiz bir olay gelir… ‘Cennet cömertlerin yurdudur’ hadisi ışığında ibret dolu bir hikaye; ‘Cimri ile Cömert’…

Yönetmen- Yapımcı: Nazif Tunç

Senaryo: Mehmet Uyar- Mustafa Baydemir

Öykü: Hülya Tunç, Ensar Kaygusuz

Oyuncular:  Yusuf Ekşi, Pervin Mert, Ertaç Ünsal, Gül Kahyaoğlu, Ayşe Örgün, Ali Akdal, Yılmaz Fidan, Şükran Çağman, Volkan Tan, Celal Bekiroğlu, Nurhayat Örgün, Recep Aksu, Fatih Gözen, Tunahan Ören ve Batuhan Çakırca

Müzik: Gündoğar

Görüntü Yönetmeni: Turgay Aksoy

Kurgu  Yönetmeni: Necdet Tok

Uygulayıcı Yapımcı: Arif Hakverdi

Yardımcı Yönetmen; Emre Karataş, Begül Şen

Işık Şefi: İsmail Akhan

Sanat Yönetmeni: Ömer Elaçmaz

Kurgu:  Mehmet Atan, Kostüm: Tülin Beceren, Ses Tasarım: İhsan Küpçü

Yapım: Halk Film, 86’, 2013

İzle

Sefil Baykuş Ne Gezersin Bu Yerde'nin öyküsü

Hafız Hıfzı hem öksüz, hem de yetimdir. Anası babası Hıfzı daha küçükken bu alemden göçüp gitmişler. Kimsesiz kalan Hıfzı'yı amcası yanına alır. Ona babalık yapar. Zaten amca baba yarısıdır demezler mi ? Hıfzı da kimsesiz kalınca amcasının yanına, yuvasına sığınır. Hıfzı biraz büyüyünce, onu bir hocanın yanına vermeyi düşünür amcası ve yengesi. Hıfzı hocanın yanında ders görmeye başlar. Hocası onu çok sever. Çünkü o hem çok zeki, çok saygılı, görgülü, hem de çok yetenekli bir çocuktur. Hocası da bu durumu çok geçmeden farkeder... Hıfzı'nın asıl adı Recep'tir. Ona Hafız Hıfzı adını işte bu çok sevdiği hocası verir. Köylüler de bu adı ona daha uygun bulup Hıfzı diye, hatta Hafız Hıfzı diye hitap ederler. Ay geçer, yıl geçer Hıfzı okumaya, öğrenmeye devam eder. Amcasının, teyzesinin çocuklarıyla birlikte oynayarak yılları geçirir... Yanında kaldığı amcasının bir kızı vardır ki, işte o Hıfzı'nın yüreğine sevda ateşini taa çocuk yaşlarda düşürür... Daha küçükken birbirlerine gönül veren bu oğlanla kız zamanla büyüyüp serpilirler... Çocukların birbirlerine ilgilerinin olduğunu amcası ve yengesi de öğrenir.

Amcası bu duruma pek aldırmaz. Belki de çocukları evlendirirsek çok iyi olur," diye düşünür. Fakat yengesi "Aman kapımızda büyüyen bir sefile mi ben gül gibi kızımı vereceğim. İki cihan bir araya gelse ben kızımı o sefile vermem. Kimi yok, kimsesi yok. Kapımızda büyümüş; şimdi de kızımı istiyor. Meğer koynumuzda yılan beslemişiz" gibi sözlerle eşini etkilemeye çalışır. "Nasıl edip bu oğlanı buralardan uzaklaştırırım" diye planlar kurmaya çalışır. Boşa koyar dolmaz, doluya koyar almaz... O yıllarda da ulaşım çok zor. En yakın şehre çalışmaya giden birisi, neredeyse bir yıl sonra dönüyor. Kars bu, dağlık, karlık bir memleket. Hele bir kış bastırdı mı aylarca köyden şehre, şehirden de köye gidip gelen olmazmış. Yengesinin aklına, Hıfzı'yı hem biraz çalışsın, hem de postaya gitsin diye Kağızman'dan Kars'a göndermek, gelir... "Hıfzı Kars'a giderse, dönene kadar ben kızımı başka biriyle başgöz ederim" diye düşünür... Gayesi Hıfzı'yı başından savmaktır. Oğlanı gurbete gönderelim şimdilik. Sonra da ardı sıra bir haber göndeririz o da geri dönmez, diye hayaller... Hıfzı'yı yola vururlar. Mevsim kış başlangıcıdır. Hıfzı geçidi aşar ama tipiye tutulur. Zorluklar içinde tipiden kurtulup Kars'a ulaşır. (Bir rivayete göre de Hıfzı Kars'a okumaya gönderilir). Uzun bir süre şehirde hasta yatar. O uzaklara gittikten sonra köyde de birileri yatağa düşer. O da amcasının kızıdır. Kız meğer Hıfzı'nın gidişiyle, kavuşamamanın ıstırabı içinde ince hastalığa tutulmuş. Bu hastalıktan kurtulamaz ve ölür. Bu arada baharın ilk ayları gelmiş, karlar erimiş; Hıfzı da Kars'tan dönmektedir. Köye giderken mezarlıkta bir kalabalık görür. Kalabalığa yaklaşır ve kimin öldüğünü sorar. Gözleri yaşlı insanlar, "Amcanın kızı öldü" derler. İşte o an Hıfzı"nın dizlerinin bağı çözülür. Yığılır yere... Bir an sessiz, sakin dalar gider. Hiç ses duyulmaz ama gözlerinden boncuk boncuk yaşlar süzülür... Yüreği daha fazla dayanmaz. Alır sazını eline haykırırcasına, yalvarırcasına bir divane gibi hem ağlar hem çalar hem söyler... Öyle acı, öyle içli, öyle yanık söyler ki, bu sesi duyup da ağlamayan, sızlamayan, yaka yırtıp yaş dökmeyen kalmaz köyde. Hıfzı'nın yürekleri parçalayan yalvarış türküsü yankılanır Kağızman'ın dağlarında, yaylalarında. Hatta öyle anlatılır ki bu acı feryadı duyan kuzular, kurtlar kuşlar bile kendi dillerince ağlayıp yaş dökmüşler.

Kaynak:Güven, Merdan (2005). "Türkiye Sahasındaki Hikâyeli Türküler Üzerine Bir Araştırma (Doktora Tezi)"(PDF). Erzurum. 14 Kasım 2020 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. 
Telif durumu:

Bu maddede yer alan eser anonimdir

Anonim eser, sahibinin kim olduğu bilinmeyen/tespit edilemeyen eserdir. Telif hakkı koruması, genellikle eserin sahibinin bilindiği durumlarda geçerli olur. Bu nedenle sahibi bilinmeyen, anonim eserler telif hakkıyla korunmaz, yani kamu malıdır. Yine de, aksi durumun öngörüldüğü hâllerde bu durumun sayfada belirtilmesi ve ilgili telif şablonunun konulması gereklidir. Aksi takdirde Vikikaynak telif hakkı politikasının ihlali söz konusu olabilir ve sayfa silinebilir.

Sefil Baykuş Türkü Sözleri ve Notaları

Sefil Baykuş Türkü Sözleri

Sefil baykuş ne gezersin bu yerde
Yok mudur vatanın illerin hani
Küsmüş müsün selamımı almadın
Şeyda bülbül şirin dillerin var mı

Ecel tuzağını açamaz mısın
Açıp da içinden kaçamaz mısın
Azat eyleseler uçamaz mısın
Kırık mı kanadın kolların hani

Bir kuzu koyundan ayrı mı durdu
Yemez mi dağların kuşuyla kurdu
Katardan ayrıldın şahin mi vurdu
Turnam teleklerin tellerin hani

Aç mısın yok mudur ekmeğin aşın
Odan ne karanlık yok mu ataşın
Hanidir güveyin hani yoldaşın
Hani kapın bacan yolların hani

Kara yerde mor menevşe biter mi
Yaz baharda ishak kuşu öter mi
Bahçede alışan çölde yatar mı
Uyan garip bülbül güllerin hani

Burda yorgan döşek yastık var mıdır
Bu geniş dünyada yerin dar mıdır
Dalın tahta duvar önün yar mıdır
Yeşil başlı sunam göllerin hani

Körpe maral idin dağlarımızda
Dolanırdın sol u sağlarımızda
Taze fidan idin bağlarımızda
Felek mi budadı dalların hani

Düğününde acı şerbet içildi
Gelinlik esvabın dar mı biçildi
İlikle düğmele göğsün açıldı
N'oldu kemer beste bellerin hani

Alışmış kaşların var mı kınası
Ala idi gözlerinin binası
Kocaldın mı onbeş yılın sunası
Yok mudur takatın hallerin hani

Emmim kızı aç kapıyı gireyim
Hasta mısın halin hatrın sorayım
Susuz değil misin bir su vereyim
Çaylarda çalkalanan sellerin hani

Yatarsın gaflette gamsız kaygusuz
Ninni balam ninni kalma uykusuz
Hem garip hem çıplak hem aç susuz
Felek fukarası malların hani

Her gelip geçtikçe selam vereyim
Nişangah taşına yüzüm süreyim
Kaldır nikabını yüzün göreyim
Ne çok sararmışsın halların hani

Civan da canına böyle kıyar mı
Çıkıp da bağlara bakamaz mısın
Kaldırsam ayağa kalkamaz mısın
Ver bana tutayım ellerin hani

Sen de Hıfzı gibi tezden uyandın
Uyandın da taş yastığa dayandın
Aslı Hanım gibi kavruldun yandın
Yeller mi savurdu küllerin hani

Recep Hıfzı



nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir