söylev türünde eser veren sanatçılar / Türk ve Dünya Edebiyatında Söylevin Temsilcileri

Söylev Türünde Eser Veren Sanatçılar

söylev türünde eser veren sanatçılar

Bu yazımızda Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı söylev (nutuk) ünitesi özet ders notu (PDF) yer alıyor. Söylev (nutuk) türünün genel özellikleri, Cumhuriyet Dönemi&#;nde söylev türü, İslamiyet&#;in kabulünden önceki söylev türü ve İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatında söylev türü gibi konularını özlü bir biçimde bu ders notunda bulabilirsiniz

Sınıf Nutuk Ünitesi Ders Notu

EDEBİYAT FATİHİ SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI

SÖYLEV (NUTUK) ÜNİTESİ

ÜNİTE KONULARI
  • Söylev türünün özellikleri
  • Cumhuriyet Dönemi&#;nde söylev türü
  • İslamiyet&#;in kabulünden önceki söylev türü
  • İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatında söylev türü
SÖYLEV (NUTUK) TÜRÜ VE ÖZELLİKLERİ



Söylev Nedir? 

Bir topluluk önünde belirli bir konuda yapılan etkili ve inandırıcı konuşmalara söylev (nutuk) denir.

BİLGİ: Söylev kavramı eskiden nutuk terimiyle karşılanır; topluluk önünde konuşma sanatına hitabet, söylevciye de hatip denirdi.


Özellikleri
  • Söylevci söylevin çeşidine ve konuya bağlı olarak anlaşılır sözcükler seçmeli; cümleler kısa, yalın, akıcı, içten ve etkili olmalıdır.
  • Söylevcinin, konuştuğu konuyu çeşitli yönleriyle iyice bilmesi ve söyleyeceklerine inanması gerekir.
  • Söylev veren kişi konuşmasını duruş, jest ve hareketleriyle desteklemelidir.
  • Söylevcilerin en önemli yeteneği toplulukları inandırmadaki güçleridir. Ayrıca iddiaları kanıtlaması ve dinleyicide oluşacak kuşkuları ortadan kaldırması gerekir.
  • Söylev, tiyatro ile birlikte gelişmiştir.
  • Hemen her yazı türü yeri gelince söylevden yararlanır.
  • Sesi topluluğun sesine dönüştürme, coşturma, toplulukta duygusal doruklar ve insanda tartışma atmosferi yaratmak söylevin önemli özelliklerindendir. (seafoodplus.info)
  • Söyleyişte yersiz ve gereksiz vurgular, anlaşılmaz ve abartılı sözler, aşırı ses yükseltmelerinden kaçınılır.
  • Dilin alıcıyı harekete geçirme işlevi ile heyecana bağlı işlevi birlikte kullanılır.
  • Dinleyicilerin zevk, kültür düzeyleri ve gereksinimleri konuşmacı tarafından dikkate alınır.
  • Etkili, heyecanlı ve açık cümlelerle söylev bitirilir.

Söylevde amaç, dinleyenleri kendi düşüncesinden yana çekmektir. Bu nedenle söylenen sözler ve söyleyiş biçimi inandırıcı, etkileyici, coşturucu nitelikler taşımalıdır.
İnsanları heyecanlandırmak, bir fikri, bir kanaati insanlara aşılamak ve benimsetmek önemlidir.


Konularına Göre Söylevler

a. Siyasî söylev:Genellikle parlamentolarda, diplomatik toplantılarda, mitinglerde söylenen siyasî amaçlı söylevlerdir. (Atatürk&#;ün Nutuk&#;u siyasî söylev örneğidir.)
b. Dinsel söylev: Tapınaklarda bireysel ve toplumsal sorunları dinsel açıdan yorumlayan söylevdir. İslâmî toplumlarda bu tür söylevlere hutbe denir.
c. Hukuksal söylev:Mahkemelerde, yargılama sırasında suçlamak ya da savunmak amacıyla söylenen söylevdir.
d. Akademik söylev: Akademilerde, bilim toplantılarında söylenen söylevdir. Akademik kabullerde, açılış, kapanış ve ödül törenlerinde yapılan bilimsel içerikli söylevler de vardır.
e. Askerî söylev: Ordunun moral gücünü yükseltmek ve güven duygusunu artırmak için askerlere yönelik verilen söylevdir. (Bir savaş öncesinde Oğuzhan'ın, Şalon'da Atilla'nın, Niğbolu'da Yıldırım'ın, Çaldıran'da Yavuz'un ve nihayet Çanakkale başta olmak üzere çeşitli cephelerde Mustafa Kemâl Atatürk'ün söylediği hitâbetler bunun en güzel örnekleridir.)

Söylev Türünün Gelişimi

Dünya Edebiyatında

Söylev türü önce Yunan edebiyatında başlamıştır.

  • Yunan edebiyatının ünlü söylevcileri arasında Demosthenes (Demosten)
  • Latin edebiyatında Cicero
  • Fransız edebiyatında Bousset (Buse), Mirabeau (Mirabu), Danton (Danton), Robespierre (Robespiyer) sayılabilir.
  • Demosthenes&#;in Kata Philoppo, Cicero&#;nun In Verrem adlı eserleri bu türün önemli örneklerindendir.

Türk Edebiyatında Söylev

Edebiyatımızda Kök Türk Kitabeleri söylev türünün ilk örnekleridir.
Söylev türü Türk edebiyatında II. Meşrutiyet Dönemi&#;nden sonra gelişmeye başlamıştır. Rıza Tevfik Bölükbaşı, Ömer Naci, Selim Sırrı Tarcan, Mehmet Âkif Ersoykonuşmalarıyla ilgi çeken kültür ve siyaset adamları olmuşlardır.
Cumhuriyet Dönemi&#;ndeMustafa Kemal Atatürk&#;ten başka Behçet Kemal Çağlar, Halide Edip Adıvar, Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Emin Yurdakul, Ruşen Eşref Ünaydın&#;  gibi isimler geniş kitlelere yaptıkları konuşmalarıyla tanınmışlardır.

ÖNEMLİ SÖYLEV ÖRNEKLERİ

  • Mustafa Kemal ATATÜRK- NUTUK
  • Mustafa Kemal Atatürk'ün Ekim tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi İkinci Kurultayı'nda saat süreyle okuduğu Nutuk'u, Gençliğe Hitabesi ve Cumhuriyet&#;in yılında okuduğu Yıl Nutku önemli birer söylev örneğidirler.
  • Nutuk, bizzat Atatürk'ün ağzından Türk Kurtuluş Savaşı&#;nın gerçek öyküsüdür. Mustafa Kemal Atatürk bu eseriyle bir milletin kurtuluşunun ne kadar zor ve çetin şartlarda kazanıldığının gelecek kuşakların da bilmesi için bu eseri yazmıştır. (seafoodplus.info)
  • Kök Türk Kitabeleri: Edebiyatımızda Kök Türk Kitabeleri söylev türünün ilk örnekleridir. Bilge Kağan Kitabesi&#;nde beylerine ve halkına seslenen Bilge Kağan, onlara Türk halkını birleştirmek ve halkı, başta Çinliler olmak üzere düşmanlarına karşı güçlendirmek için nasıl mücadele vermesi gerektiğini anlatmıştır. Kök Türk Kitabeleri Türk adının geçtiği ilk metindir. Türk dilinin ilk yazılı belgeleridir. Günümüzde Moğolistan sınırları içindedir.
  • Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan&#;ın Bizans İmparatorluğu ile 26 Ağustos &#;de yapılan Malazgirt Meydan Muharebesi&#;nde askerlerine etkili bir konuşma yapmıştır.
  • Halide Edip Adıvar, özellikle Mondros Mütarekesi&#;nden sonra İstanbul ve İzmir'in işgal edildiği sıralarda, 16 Mayıs 'da İstanbul Sultanahmet'te düzenlenen protesto mitingindeki söylevi
  • Hamdullah Suphi Tanrıöver'in hitabeleri Dağ Yolu 1,2 () adlı kitapta toplanmıştır.
  • Mehmet Emin Yurdakul 23 Mayıs günü Sultanahmet Meydanı'nda kişiye yaptığı konuşma
  • Süleyman Nazif 'de İstanbul Üniversitesi konferans salonunda düzenlenen Piere Loti gününde yaptığı konuşmayı Hitabe () adıyla yayımlamıştır.
Söylev Örneği
(Türkiye Cumhuriyeti&#;nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk&#;ün ile yılları arasındaki dönemi anlattığı Nutuk adlı eserinden alınmıştır. Bu metin, Atatürk&#;ün Cumhuriyet&#;in kuruluşunun onuncu yılı dolayısıyla yaptığı Onuncu Yıl Nutku olarak tarihe geçen konuşmasıdır.)

Türk Milleti!
Kurtuluş Savaşı&#;na başladığımızın on beşinci yılındayız.
Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!
Şu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti&#;dir. Bundaki muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli
ordusunun bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi
göremeyiz! Çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.


Kaynakça:

&#; Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı, MEB Yayınları, Ankara
&#; seafoodplus.info

Tüm Üniteler Özet Ders Notları İçin

seafoodplus.info


Söylev (Nutuk) Türünün Özellikleri
(Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri)

seafoodplus.info


NUTUK TÜRÜ VE ÖZELLİKLERİ

Söylev nedir?, Söylev türleri, Söylevin özellikleri

Nutuk kelimesi Arapçadan dilimize girmiştir. Arapçada &#;nutk&#; kökünden türetilmiş bir kelime olan nutuk günümüzde &#;söylev&#; olarak adlandırılmaktadır. Bu kelime coşkun, söz tiradlı söz, kuvvetli söyleyiş anlamlarında kullanılmaktadır.

Küçük ya da büyük bir insan topluluğu önünde coşkulu bir dille konuşmalara, bu konuşmalara ait metinlere &#;söylev&#; denilmektedir. Söylevde sıradan bir konu dahi uygun bir üslupla kalabalıkları coşturmaya yetecektir. Söylevler amaçlı konuşmalardır. Bu amaç kalabalıkları coşturarak söylevcinin düşüncesini ve inancını insanlara kabullendirmektir. Söylev türü hitabet sanatından ayrı düşünülemez. İyi bir söylev iyi bir hitabete bağlıdır. Böylelikle söylevlerde konuşma, ifade gücü, hitabet yeteneği konunun önüne geçmektedir.

Söylev türünde ifade özgürlüğü söylevin etki gücünü artıracaktır.

Söylev Türünün Özellikleri:

1-         Söylevlerde coşkulu bir dil kullanılır.

2-         Dil alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.

3-         Söylevlerde hitabet gücü önemlidir.

4-         Söylevler genellikle siyasi ve askeri konulu metinlerdir.

5-         Söylevlerde cümleler kısa tutulur.

6-         Söylevlerde sık sık özlü sözlere yer verilir.

7-         Söylev metinlerinde anlatıcının tavrı özneldir.

Söylevler amaçları yönü ile türlere ayrılır. Söylev türleri şunlardır: Askeri- Siyasi söylev, dini söylev, hukuki söylev, akademik söylev.

a-         Askeri &#; Siyasi söylev:

Meclislerde, siyasi amaçlı yapılan toplantılarda, vakıf, dernek, birlik, oda, baro gibi toplumsal ve ekonomik kuruluşların toplantılarında yapılan siyasi, yönetimsel içerikli konuşmalara denir. Bu söylev türü türler arasında en yaygın olanıdır. Eski dönemlerde kralların savaş öncesi yaptıkları coşkulu konuşmalar siyasi söylev türündedir.

b-         Dini söylev:

Kalabalıkları coşturmak için yapılan konuşmalarda kavram, olgu ya da olayların din ile temellendirilip aktarıldığı konuşmalardır. İbadethanelerde, dini vakıf ve dernek benzeri mekanlarda yapılan bu tür konuşmalar dini söylev olarak değerlendirilir. Mehmet Akif Ersoy&#;un çeşitli Anadolu coğrafyalarında yaptığı konuşmalar bu türdendir.

Kurtuluş savaşı yıllarında çeşitli halk toplantılarında yapılan konuşmalar bu türdendir. Örnek için Halide Edip Adıvar&#;ın &#;Sultanahmet Mitingi&#;nde yaptığı konuşma metnine bakınız.

c-          Hukuki söylev:

Hukuksal davalarda hakim ve savcıların ya da sanık ile avukatların yaptığı konuşmaların bazıları hukuki söylev olarak değerlendirilir. Özellikle sanık avukatlarının olay ve durumları açıklarken kullandıkları hitabet şekline denilmektedir. Edebiyatta farklı edebi türlerde hukuki söylev olayları dramatik hale getirmek için kullanılmaktadır. Necip Fazıl Kısakürek &#;Reis Bey&#; adlı eserinde bu söylev türünü ustalıkla kullanmıştır:

Hukuki söylev örneği:

&#;Sanık parmaklığı içinde ve ayakta, Reis bey.. Kravatlı Gerisinde, sağlı, sollu iki jandarma Solda, avukat masalarında, Birinci ve ikinci Avukatlar.. Kapıda Mübaşir Sağda, kürsüsünde, savcı.. Dinleyiciler yeri tıklım tıklım dolu.. Ön sıralarda, Dadı, Katil, Kumarhane Garsonu, Hapishane Müdürü, Yeldirmeli Kadın, Taşralı Müşteri, Köylü Bitirim yeri tipleri, Sivil Komiser ve her sınıf ve kılıktan renk renk insan.. Ön planın sağ ve sol uçlarında gazete fotoğrafçıları Görünmeyen bir yerde çalışan daktilo makinasının sesi Daktilo makinası durur. Reis Bey, cepheye görünmeyen hakimlere karşı)

GÖRÜNMEYEN HAKİMİN SESİ- izah ediniz! Bu tezi

REİS BEY &#; Merhamet!.. Lügat kitabında bir kelime! Onu öğretmek.. İnsanlara acımayı belletmek.. Acımanın usullerini, ana mektebi programına eş yürütmek Bütün cemiyeti mahşer arsasına benzer, bir acıma ve bağışlama zemininde toplamak, oradaki bir milyon bacalı, bilmem kaç milyon çarklı merhamet kombinasında çalıştırmak.. (Durak) İnsanda kötülük iktidarını döve döve pekleştirmek yerine, hohlaya hohlaya yumuşatmak, insanı kötülüğe iktidarsız kılmak..

GÖRÜNMEYEN HAKİMİN SESİ &#; Buna bir hayal mi, hezeyan mı, ne gözle bakıyorsunuz?

REİS BEY &#; Kaskatı bir gerçek gözüyle bakıyorum! Boyuna fedakarlık, durmadan fire isteyen, hatta sermayeyi tehlikeye atan bir gerçek.. Fakat uğrunda kaybedildikçe, kazancının büyüklüğünü gösteren, yalanı meydana çıktıkça doğruluğu sağlamlaşan bir gerçek.. Ben, bu gerçeğe kurbanım!

GÖRÜNMEYEN HAKİMİN SESİ &#; Şu halde kanun, ceza ölçüsü, hak ve adalet terazisi lüzumsuz. Öyle mi?

d-         Akademik söylev:

Üniversiteler vb. eğitim öğretim kuruluşlarında, bilim derneklerinde yapılan konuşmalardır. Sempozyumlar, kabul, devir teslim, mezuniyet, açılış, ödül gibi törenlerde coşkulu konuşmalar bu türdendir.

Söylev Türünün Tarihsel Gelişimi:

Eski dönemlerde topluluklar karşısında konuşmak pek rastlanan bir olay değildir. Bu sebeple eski metinlerde söylev türünün dili daha yalındır. Birçok felsefi eser söylev türünün özelliklerini kısmi olarak taşımakla birlikte bu isimle anılmıştır. Descartes&#;ın metod üzerine Söylev, Rousseau&#;nun Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev vb. eserler buna örnektir.

Eski dönemlerde özellikle Yunan ve Roma medeniyetlerinde söylev türüne büyük önem verilmiştir. Roma saraylarında yapılan siyasi toplantılarda hitabet gücü yüksek insanlar sözcü alarak kullanılmıştır. Grek edebiyatında Demosthenes; Latin edebiyatında Cicero; Frenk Edebiyatında Bossuet önemli söyevcilerdir.

Söylev türü Türk Edebiyatında ilk defa Milli Edebiyat döneminde görülür. Bu dönemde siyasal söylevler ağırlıklıdır. Tanınmış yazarlardan Ömer Naci ve Hamdullah Suphi önemli söylev yazarlarıdır. Cumhuriyet yıllarında türün en büyük yazarı bilindiği üzere Mustafa Kemal Atatürk&#;tür. (Bkz. Nutuk)

Söylevler duygusal metinlerdir. Söylevlerde amaç duygu yoğunluğu ile dinleyiciyi coşturup fikir aşılamaktır. Peygamber Efendimiz S.A.S. Veda Hutbesi&#;nde insanlığa bu türün özelliğini kullanarak mesaj göndermiş, öğüt vermiştir. Yine çok eski dönemlerde &#;Göktürk Yazıtları&#;nda söylev özelliği görülür.

Örnek:

TÜRK GENÇLİĞİNE BIRAKTIĞIM EMANET ATATÜRK

Muhterem efendiler, sizi, günlerce işgal eden, uzun ve teferruatlı beyanatım, en nihayet, mazi olmuş bir devrin hikâyesidir. Bunda, milletim için ve müstakbel evlâtlarımız için dikkat ve tayakkuzu davet edebilecek bazı noktalar tebarüz ettirebilmiş isem, kendimi bahtiyar addedeceğim.

Efendiler, bu beyanatımla, millî hayatı hitam bulmuş farz edilen büyük bir milletin; istiklâlini nasıl kazandığını ve ilim ve fennin en son esaslarına müstenit, millî ve asrî bir devleti nasıl kurduğunu ifadeye çalıştım.

Bugün vasıl olduğumuz netice, asırlardan beri çekilen millî musibetlerin intibahı ve bu aziz vatanın, her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu neticeyi, Türk gençliğine emanet ediyorum.

Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Bknz: CİCERO (Marcus Tullius)

Tek kişinin izleyici önünde olanları bilgilendirmek daha çok da coşturmak amacıyla yaptığı uzun konuşmalara denir. Söylev verene söylevci denir. Burada asıl amaç konferanstaki gibi bilgi vermek, izleyenleri duygulandırıp coşturmaktır. Konferansla söylevi bir birinden ayıran en önemli özellik sesin olanaklarıdır. Sesin olanaklarının kötü kullanılması iyi bir söylevi konferans havasına sokabilir. Bunun için sesin olanaklarının iyi kullanılması gerekmektedir.

Söylev (nutuk / hitabet): &#;Bir topluluğa düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel söz, nutuk, hitabe.&#; &#;Bir topluluğa, bir konu üzerinde görüş ve inançlarını aşılamak amacıyla yapılan konuşma; bilimsel konular üzerindeki konuşmalara göre kişisel biçem ve coşku taşır. Konularına göre siyasal, dinsel söylev, hukuk söylevi, tören söylevi&#; olarak çeşitli adlar alır.&#;

Bir gerçeğe inanan bir insanın toplumu bu gerçeğe inandırmak için özünün bütünü ile yaptığı telkin sürecine hitabet; bir fikri, bir davayı karşısındaki insanlara dil ustalığı ile açıklamaya hitabet sanatı; toplum önünde bu konuşmayı yapana hatip; bir insan topluluğuna bir fikri vermek bir ülküyü aşılamak amacıyla söylenen sözlere ise nutuk veya söylev denir.

Nutuk, kelime anlamı olarak, &#;söz, lakırdı; söyleyiş, söylemek kuvveti&#; demektir. Türkçede bu kelime daha çok &#;bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet&#; karşılığında kullanılmaktadır.

Dinleyenleri coşturmak ve belli bir amaca yöneltmek; onlara bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir ülküyü aşılamak; önemli açıklamalarda bulunmak için yapılan etkili, coşkulu konuşmalara Söylev (Nutuk) denir.

söylevler; dinleyenlerin zekâ durumlarına, hayal güçlerine, duygularına, ilgilerine göre hazırlanır. Dinleyenleri düşündürür, onlarda ilgi uyandırır, onları coşturur, onlara beklenen davranışı yaptırır.

Söylevde; konuşmacıyı ve dinleyenleri yanılgıya düşürmemek için aceleye getirmeden düşünerek konuşmak, dinleyenlere karşı iyi niyet beslemek, dinleyenlerin inanmasını sağlayacak biçimde dürüst konuşmak, dinleyicilere karşı yaşının verdiği olgunluk içinde konuşmak, dinleyenleri kıracak biçimde konuşmamak, gerekirse kendini dinleyicilerin yerine koymasını bilmek, basmakalıp sözler kullanmamak, abartarak konuşmamak gibi ahlâk ölçülerine önem verilmeli, özen gösterilmelidir. (S. SARICA &#; M. GÜNDÜZ, Güzel Konuşma Yazma, s. )

Söylev (Nutuk), aslında bir sözlü kompozisyon ürünüdür. Yalnıznutuk, yazıya geçmişse ve kitabî özelliği varsa aynı zamanda yazılı kompozisyon ürünü olarak da kabul görür. Türk edebiyatının en güçlü söylev (nutuk = hitabet) örneği Atatürk&#; ün &#;Büyük Nutku&#;dur.

Hatiplik sanatı, insanlık tarihinin en eski sanatlarındandır. Bu sanatla peygamberler ve din adamları insanları doğru yola davet etmişler; padişahlar, krallar ve kumandanlar ordularına bu sanatla hükmetmiş ve savaşlar kazanmıştır. Hatip olmak isteyen kişi iyi düşünen, çok okuyan, çok tecrübeli, gözlemi kuvvetli, içerisinde bulunduğu toplumu çok iyi bilen, bilgili, ileri görüşlü, söz kurallarına gerektiği kadar önem veren kişi olmalıdır. Hatip, gür sesli, özgür yaratılışlı, sevimli ve cana yakın olmalıdır. Derin hissilik, canlı hayat, sağlam yapılı bulunmak, inanç ve fikirlerde içtenlik, gür bir anlatım şeklihatibin belirgin özellikleridir. Hatibin dört temel amacı vardır.

* Bir fikri veya bir meseleyi açık bir şekilde anlatmak
* Dinleyiciler üzerinde bir iz bırakarak onları ikna etmek
* Dinleyicileri harekete geçirmek
* Dinleyicileri eğlendirmek

Hitabet aslında bir hazırlık konuşmasıdır. Zaten yukarıda tanımladığımız üzere hatip önceden hazırlanan nutku okuyan kişidir. O yüzden öncelikle bir nutuk hazırlanırken dikkat edilecek hususları ele almalıyız.

Nutku hazırlayan konuyu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Konuşma sırasında ise yazılı metni yanında bulundurmalı; fakat konuşma sırasında kâğıda fazla bakmamalıdır. Konusuna iyi hazırlanan hatip kağıda göz ucuyla baktığı zaman konuşmasını hatasız yapacaktır.

İçten konuşma yapmak kolay değildir. Büyük hatiplerin bile daha önceden konusunu hazırladıkları ve yanlarındaki küçük notlarından faydalandıkları ve o andaki konunun ahengine göre konuşmalarını değiştirdikleri görülmüştür. Bu yüzden hatip, konuşma sırasında her zaman metne bağlı kalmayabilir. Nutkun giriş cümlesi toplumun dikkatini çekecek türden olmalıdır. Hatta ilk cümleler şiirsel bir üslupta olabilir. Düşüncelerin planı iyi yapılmalı ve kullanılacak üslup iyi seçilmelidir.

Gelişme bölümünde ise konu her türlü belgelerle konu açılır, örneklendirilir ve ispatlanmaya çalışılır. Dinleyicinin tansiyonunu yükseltecek fikirlerle sorulu cevaplı cümlelerle sonuç bölümüne geçiş sağlanır. Sonuç bölümünde ise işlenen konunun önemi ve toplumdaki tesirleri kesin ve etkili bir dil ile anlatılır. Hatip işleyeceği konuyu çok iyi savunabilmelidir. Bunun için de konuşma sanatının inceliklerini ve toplum psikolojisini çok iyi bilmelidir. Seçtiği kelimeleri ve kurduğu cümleleri en tesirli şekilde kullanmalıdır. Ses tonu, jest ve mimikler konuşmasının akışına uygun olmalıdır.

Türk Edebiyatında Söylev: Edebiyatımızdaki ilk söylev olarak, Bilge Kağan&#;ın Orhun Abideleri&#;nde TürkBudunu&#;na seslenişi olarak kabul edilmektedir. Türk Edebiyatı boyunca ortaya konulan söylevleri iki başlık altında inceleyebiliriz.

- Siyasi Söylev: Türk edebiyatında ise ilk siyasî söylev örneği Orhun Yazıtlarıdır. Bunlar, &#;de dikilen Kül Tigin, &#;te dikilen Bilge Kağan, yıllarında dikilen Tonyukuk Yazıtlarıdır. Siyasî söylev örneği olarak ayrıca şu kişilerin söylevlerini de verebiliriz: İttihat ve Terakki&#;nin hatibi Ömer Naci, Selânik&#;te &#;da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti&#;nin bir toplantısında Atatürk&#;e hitaben şöyle der: &#;Mustafa Kemal! Arkandayız, seni takip edeceğiz! Ölümler, cellâtlar, işkenceler bile bizi bu azmimizden çeviremeyecektir. Hürriyet verilmez, ancak alınır. Zulüm ve istibdad altında inleyen bu masum ve bîçâre milleti kurtaracağız, yaşasın hürriyet ve istiklâl!&#; (Fethi Tevetoğlu, Ömer Naci, Ankara ()

Halide Edip Adıvar (), özellikle Mondros Mütarekesinden sonra İstanbul ve İzmir&#;in işgal edildiği sıralarda, 16 Mayıs &#;da İstanbul Sultanahmet&#;te düzenlenen protesto mitinginde şöyle der: &#;Kardeşler, Vatandaşlar! Yedi yüz yılın şerefi, göğe yükselen bu minarelerin tepesinden Osmanlı tarihinin yeni faciasını seyrediyor, bu meydanlardan çok zaman alay hâlinde geçmiş olan büyük atalarımızın ruhuna hitabediyor, başımı bu görünmeyen ve yenilmez ruhlara kaldırarak diyorum ki: Ben İslâmiyet&#;in bedbaht bir kızıyım ve bugünün talihsiz fakat aynı derecede kahraman anasıyım. Atalarımızın ruhları önünde eğiliyor, onlara bugünün yeni Türkiyesi adına hitabediyorum ki, silâhsız olan bugünkü milletin kalbi de onlarınki gibi yenilmez kudrettedir, Allah&#;a ve haklarımıza iman ediyoruz.&#;

Yine aynı şekilde;

Hamdullah Suphi Tanrıöver () de 30 Mayıs &#;da İkinci Sultanahmet Mitingi&#;nde İzmir&#;in Yunanlılar tarafından işgalini protesto konuşmasını şöyle bitiriyordu: &#;Sevgili millettaşlarım! Dualarınızı, dileklerinizi, iradenizi kendi sesimde toplayarak bütün dünyaya haykırıyorum: Esarete razı değiliz. Biz esir olamayız, Türk vatanına karşı hazırlanan su-i kastı biliyoruz ve reddediyoruz. İstanbul ve Anadolu
Türk kalacaktır!&#;.&#; Hamdullah Suphi Tanrıöver&#;in hitabeleri Dağ Yolu 1,2 () adlı kitapta toplanmıştır.

Mehmet Emin Yurdakul da 23 Mayıs günü Sultanahmet Meydanı&#;nda kişiye şöyle hitap ediyordu: &#;Kardeşler, Keşke asırların geceleri ve dünyaların mezarları gözlerime dolarak bir kör olsaydım. Sokak sokak dilense idim de milletimin, kulağımı parçalayan bu felâket seslerini işitmeseydim, bu kara günleri görmeseydim. Keşke göğün yıldırımları, yerin canavarları birleşerek beni kanlar içinde topraklara yuvarlasaydı da vatanımın bu musibeti huzurunda bulunmasaydım ve bu azapları çekmeseydim. Zira bugün uğradığı felâket ve musibetler o kadar acı!&#;&#;

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk&#;ün Ekim tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi İkinci Kurultayı&#;nda saat süreyle okuduğu Nutuk&#;u, Gençliğe Hitabe&#;si ve Cumhuriyetin yılında okuduğu  Yıl Nutku önemli birer söylev örneğidirler.

Süleyman Nazif de 23 Kanun-ı Sani &#;de Cuma gün, İstanbul Üniversitesi Konferans salonunda düzenlenen Piere Loti gününde yaptığı konuşmayı Hitabe () adıyla yayınlamıştır.

Rıza Tevfik Bölükbaşı, Süleyman Nazif, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı&#; gibi siyasi kimliği olan kişiler siyasal söylevlerinde başarılı sayılabilir.

- Bilimsel ve Kültürel Söylev: Örgün eğitim kurumlarında ders veren öğretmen ve öğretim üyeleri de öğrencilerin karşısında bir anlamda hatiptirler. Eğitimciler de derslerinin etkili olabilmesi için hitabet sanatının inceliklerine baş vururlar. Ayrıca genele açık bilimsel toplantı, panel ve konferanslarda yapılan konuşmalar da bu gruba girmektedir. Belli bir kültürel derinliğe sahip düşünce adamları ve sanatçıların fikir; sanat ve kültür konularında verdikleri konferanslar da hitabet türü içinde değerlendirilirler.

Fazıl Ahmet Aykaç Hitabeler (), Hamdullah Suphi Tanrıöver (), Necip Fazıl KısakürekMüdafaa (), Sahte Kahramanlar (), Yolumuz Halimiz Çaremiz ()&#; Osman Yüksel Serdengeçti()&#;

Kaynak: seafoodplus.info

Nutuk &#; Söylev

Söylev (Nutuk) Nedir? Söylev Nutuk Özellikleri Hakkında Kısaca Özet Bilgi

Bir kişinin topluluk önünde bir düşünceyi açıklamak, bir inancı savunmak, bir görüşü benimsetmek amacıyla yaptığı coşkulu ve etkileyici konuşmalara söylev (nutuk/hitabet); konuşmayı yapan kişiye de hatip denir.

Söylev Nutuk genel özellikleri:
&#; Dinleyicileri yakından ilgilendiren bir konu ele alınır.
&#; Düşünceye dayalı bir yazı planına göre oluşturulur.
&#; Konuyla ilgili soyut düşünceler değil, somut örnekler verilir.
&#; Genellikle söyleşmeye bağlı anlatım biçimi kullanılır. Konuya göre emredici anlatım, coşku 
ve heyecana bağlı anlatım biçimleri gibi farklı anlatım biçimlerinden de yararlanılabilir.

&#; Sade, açık, etkileyici ve heyecan verici bir dil kullanılır.
&#; Dil alıcıyı harekete geçirme işlevi ve heyecana bağlı işlevinde kullanılır.
&#; Ünlem cümlelerine sıkça yer verilir, uzun cümlelerden ve basmakalıp ifadelerden kaçınılır.
&#; Etkili ve vurgulu bir cümle ile bitirilir.
Topluluk önünde bir düşünceyi açıklamak, bir inancı savunmak, bir görüşü benimsetmek amacıyla yapılan söylevlerin belli başlı çeşitleri şunlardır:

Siyasi söylev: Daha çok devlet adamları ile parlamento üyeleri tarafından siyasi konularda yapılan konuşmalardır. Bu tür konuşmalar genellikle millet meclislerinde, seçim meydanlarında, siyasi toplantılarda ve mitinglerde yapılır.

Askerî söylev: Komutanların askerlerini duygulandırıp coşkulandırmak, onlara cesaret vermek amacıyla yaptıkları konuşmalardır. Bu tür konuşmalar savaşlarda, kışlalarda yapılır.

Hukuki söylev: Hukuk konularında özellikle mahkemelerde görülen davalarla ilgili yapılan konuşmalardır. Hukuki kavram ve terimlere çokça yer verilir. Savcıların iddianameleriyle avukatların savunmaları bu türün en yaygın örnekleridir.

Akademik söylev: Bir bilim ve bilgi dalında uzmanlaşmış kişiler tarafından akademi ve üniversitelerde, bilimsel toplantılarda yapılan konuşmalardır. Bilimsel toplantıların açılış konuşmaları, bilimsel ödüllerin dağıtım törenlerinde yapılan konuşmalar bu türün ilginç örnekleridir.

Dinî söylev: Peygamberler ve din adamları tarafından mabetlerde dinî ve ahlaki konularda yapılan konuşmalardır. Bu tür konuşmaların amacı insanları dinin temel ilkeleri hakkında aydınlatmak; doğruluğu, iyi ve güzel ahlakı aşılamaktır. Din adamlarının hutbeleri, vaazları, sohbetleri ile radyo ve televizyonda yapılan ahlaki konuşmalar bu tür söylevlerin örnekleridir.

Dünya Edebiyatında Söylev:

Batıda söylev türünün ilk örneklerini veren sanatçılar

Söylev türünün dünya edebiyatında ilk örnekleri Eski Yunan Edebiyatı&#;da ortaya çıkmıştır. Eski Yunan hatiplerinden en meşhurları Perikles, Demosthenes (Demostes) ve Eschıne’dir (Eşin). Perikles’in söylevleri günümüze ulaşmamıştır. “Hatiplerin Sultanı” diye bilinen Demosthenes&#;in en önemli söylevi ise Yunanistan’ı ele geçirmeye çalışan Makedonya hükümdarı Filip’e karşı yaptığı konuşmalardır.

Romalıların Yunanistan’ı ele geçirmesiyle, Latin edebiyatında da söylev gelişmeye başlamıştır. Hitabet eğitimini Yunanistan&#;da yapmış olan Çiçero bu türün en iyi örneklerini vermiş ve hatipler hakkındaki fikirlerini, “De Oratore” adlı kitapta toplamıştır. Fransız edebiyatında ise Bossuet (Bosse), Mirabeau (Mirabu) ünlü hatiplerdir.

Arap edebiyatında İslamiyet öncesinde hitabete büyük önem verilmiş ve meşhur hatipler yetişmiştir. İslamiyet’in doğuşu ile hitabet çok daha gelişmiş bir nesir türü hâline gelmiş ve birçok hatip yetişmiştir. Hz. Muhammed’in insanları dine çağırmak ve muhataplarını etkileyip ikna etmek için yaptığı konuşmalar ile Veda Haccı esnasında yaptığı konuşma (Veda Hutbesi) Arap edebiyatının ve İslam dünyasının önemli örneklerindendir. Bu dönemle birlikte İslam dünyasında hutbe geleneği oluşmuş ve buna bağlı kurallar belirlenmiştir.

Türk Edebiyatında Söylev:

Türk edebiyatında Bilge Kağan’ın Türk milletine seslendiği Orhun Abideleri (Göktürk Yazıtları) ilk söylev olarak kabul edilir. İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatında daha çok askerî ve dinî söylevler dikkat çeker. Ancak bunların birçoğu günümüze ulaşmamıştır.

Türk edebiyatında Batılı anlamda söylevin ilk örnekleriTanzimat Edebiyatı Dönemi’nde verilmeye başlanır. Mustafa Reşit Paşa’nın Tanzimat Fermanı’nın ilanı için Gülhane’de toplanan kalabalığa yaptığı konuşma bu dönemin meşhur söylevidir. Türk edebiyatında söylev türü, İkinci Meşrutiyet&#;ten () sonra gelişmeye başlar. Maliye Nazırı Cavit, Lütfi Fikri, İzmir Mebusu Seyit, İsmail Hakkı, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Ömer Naci bu dönemin önemli hatiplerden bazılarıdır.

Millî Mücadele Dönemi’nde Mehmet Akif Ersoy, Halide Edip Adıvar, Hamdullah Suphi Tanrıöver söylevleriyle öne çıkan hatiplerdir. Mehmet Akif Ersoy’un Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu&#;da çeşitli camilerde verdiği vaazlar halk üzerinde çok etkili olmuştur. İzmir’in işgalini protesto etmek için Sultanahmet Meydanı&#;nda düzenlenen mitinglerde Halide Edip ve Hamdullah Suphi yaptıkları konuşmalar ile Türk milletinin duygularını tüm dünyaya haykırmışlardır.

Cumhuriyet Dönemi’nde Atatürk&#;ün hayatı boyunca, çeşitli vesilelerle yaptığı konuşmalarla Türk edebiyatında söylev türünün en güzel ve başarılı örneklerini vermiştir. Bu dönemin önemli hatiplerinden bazıları şunlardır: Hamdullah Suphi, Mustafa Necati, Mahmut Esat Bozkurt, Ruşen Eşref Ünaydın, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı&#;

İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatında Söylev:

Bu dönemde söylev türü diğer millet ve medeniyetler ile mukayese edildiğinde bir edebî tür olarak dinî ve askerî çeşitlerinin dışında çok fazla gelişmemiştir. Divan edebiyatında daha çok şiir türüne ve belli başlı nesir türlerine ağırlık verilmesi, halk edebiyatının ise sözlü geleneğe dayanması bu türün gelişimini olumsuz etkilemiştir. Bu dönemden günümüze söylev türünde çok fazla metin ve bilgi ulaşmamıştır.

Padişahların, sadrazamların, komutanların özellikle savaş meydanlarında yaptıkları konuşmalar bu dönemin askerî söylevlerine örnek gösterilebilir. Sultan Alparslan, I. Murat, Fatih Sultan Mehmet, Kanunî Sultan Süleyman, Sadrazam İbrahim Paşa, III. Selim’in bu tür söylevlerinden bazıları dönemin tarihçileri tarafından kayıt altına alınmıştır. Bu dönemin en karakteristik söylevleri camilerde yapılan hutbe ve vaaz türündeki dinî söylevlerdir. Bunların dışında tasavvuf ve tarikatların yaygınlaşmasıyla birlikte tekkelerde yapılan konuşmalar (sohbetler) da bu türün örnekleri sayılır.

Tezkiretü&#;l evliya türündeki eserlerde tanınmış büyük mutasavvıfların sohbetlerinden parçalar nakledilmiş, kimi zaman da bu sohbetler müritleri tarafından derlenerek kitap hâline getirilmiştir. İlk büyük Türk mutasavvıflarından Ahmet Yesevi dinî söylev türünde en eski ve başarılı örnekleri vermiştir. Mevlâna&#;nın Konya&#;da yaptığı yedi vaazından meydana gelen “Mecâilis-i Seb&#;a”, Aziz Mahmut Hüdayi’nin “el-Mecâlisü&#;l-va&#;ziyye” ve “Nesâih ve Mevâiz” adıyla derlenen vaazları bu dönemin önemli dinî söylevleridir.

NUTUK (SÖYLEV) NASIL YAZILIR?

Bu yazımızda, güncel bir konudan yola çıkarak bir söylev metni yazacaksınız. Bir söylev yazarken aşağıda belirtilen esaslara uyulması gereklidir:
• Dinleyicileri yakından ilgilendiren bir konu ele alınmalıdır.
• Dinleyicilerin dikkatini söylev üzerine çekmek için konu açık, sade ve inandırıcı biçimde ortaya konmalıdır.
• Konu hakkında önceden geniş bir hazırlık yapılmalıdır.
• Konuyla ilgili bütün bilgi ve belgeler toplandıktan sonra söylevin planı hazırlanmalıdır:

Giriş bölümü: Konuya giriş yapılır. Söyleve etkili bir başlangıç yapmak için içeriğe uygun soru sorma, şiir okuma; bir fıkra, hikâye, anı anlatma gibi tekniklere başvurulabilir.

Gelişme bölümü: Konunun temel nitelikleriyle ortaya konduğu bölümdür. Bu bölümde önce problemle ilgili bir öneri ya da tez ileri sürülür. Sonra problemle ilgili olay ve düşünceler açıklanır, konu geliştirilir. Konuyla ilgili iddia ve ispatlara değinilerek karşıt fikirler çürütülür.

Sonuç bölümü: Bu bölümde son ve kesin yargı belirtilir.
• Söylevlerde genellikle söyleşmeye bağlı anlatım biçimi kullanılabilir ancak söylevin konusuna bağlı olarak emredici anlatım, coşku ve heyecana bağlı anlatım biçimlerinden de yararlanılabilir.
• Söylevlerde dil alıcıyı harekete geçirme ve heyecana bağlı işlevlerinde kullanılmalı, kısa cümleler tercih edilmeli ve basmakalıp ifadelerden kaçınılmalıdır. Söylev etkili ve vurgulu bir cümle ile bitirilmelidir.

NUTUK SÖYLEV NASIL SÖYLENİR?

Söylevler, topluluk önünde yapılan konuşmalardan biridir. Yazmış olduğunuz söylevi arkadaşlarınıza sunmadan önce yazınızı tekrar gözden geçiriniz. Konuşma metninizi planlayarak buna uygun konuşma kartları hazırlayınız ve konuşmanızı mutlaka prova ediniz.

Söylevler dinleyicilerin zevkleri, kültür düzeyleri, gereksinimleri dikkate alınarak oluşturulmalı; konuşmanın üslubu buna göre belirlenmelidir. Konuşmanıza dinleyicilerinize uygun bir hitap cümlesi ile başlayınız. Etkili ve kısa cümlelerle konuya giriş yaptıktan sonra sözü uzatmadan asıl konuya geçiniz.

Söylevlerde inandırıcı olmak ve dinleyicilere güven vermek önemlidir. Bunun için hatip her şeyden önce anlattıklarına kendi inanmalı, samimi olmalıdır. Dinleyicilerin dikkatini konuya çekebilmek için sesinizi çok iyi kullanmalı, vurgu ve tonlamalara özen göstermelisiniz. Söylev veren kişinin duruşu, jest ve mimikleri, hareketleri çok önemlidir. Bu nedenle beden dilini etkili kullanmaya çalışınız.

Konuşmanızda akıcılığı bozacak davranışlardan kaçınınız. En çok yapılan söylev kusurları; söyleyişte yersiz ve gereksiz vurgular, anlaşılmaz ve abartılı sözler, yersiz bağırtılardır. Hatip bunlardan uzak durmalıdır. Konuşma sırasında dinleyicilerle devamlı göz teması kurmalı, metne mümkün olduğunca az bakmalısınız. Konuşmanızı dinleyicilerle iletişimi kesmeden devam ettirmelisiniz.

İyi bir hatip, söylevin amacını gerçekleştirmek için dinleyicileri düşündürebilmeli, onlarda ilgi uyandırabilmeli, hedeflediği davranışlar için onları harekete geçirebilmelidir. Size ayrılan süreyi verimli kullanarak söylevinizi konuşmayı özetleyici ve zihinde kalabilecek heyecanlı ve açık cümlelerle bitiriniz.

NUTUK (SÖYLEV) ÖRNEĞİ

III. SELİM’İN NUTKU

Atalarım ve dedelerim savaşçı ve akıncı Padişahlar olup kırk elli şahlık yerleri, başta Allah’ın yardımı, sonra da din yolunda düşman silâhlarına kendini siper eden yeniçeri ocakları gazilerinin gösterdiği gayret ve sebatla fethettiler.
O gaziler, o yiğitler padişahlarını baba gibi bilip “Allah’a, Resulüne ve onun Halifelerine itaat” âyetine uyarak düşman karşısında demir duvar gibi dururlar, şiddetlere ve mihnetlere dayanıp katlandılar. Hak din uğrunda, aslanlar gibi çarpışanları Allah da muvaffak kıldı.

Bu yüzdendir ki adları kıyamete kadar rahmetle yâd edilecektir. Esirgeyen ve bağışlayan Allah her birinin yerini Cennet etsin âmin. Allah’a hamd ederiz ki zamanımızdaki askerler de onlardan farksızdır. Belki de içlerinde öyle yiğitler vardır ki gözü peklikte ve fedakârlıkta eskileri de geride bıraksalar yeridir. Bu nasıl oluyor da, Allah ve Muhammed düşmanı bir avuç din düşmanları memleketlerimizi elimizden almaya başlıyor. Kur’an, Müslüman’a zafer vaat etmiştir ama şu şartlarla:

Birincisi; dünyanın bütün hırslarını ve bağlarını unutup bir kenara itmesini, ya gazi ya şehit rütbesine erişilmesini gönlünde duymuş ve aklına koymuş olmak.

İkincisi; askerin kumandanına bütün gönlüyle bağlı ve itaatli olması, onun dur dediği yerde durup, yürü dediği yerde yürümesidir.

Üçüncüsü; ecel gelmeyince ölmeyeceğini, eceli yetmişse rahat döşeğinde bile gelip kendini bulacağını bilmesidir. Bu şartları yerine getiren orduya Allah’ın zaferi bağışlamadığı görülmemiştir.
Moskoflar, (&#;) açlığa da susuzluğa da katlanarak yaraya, bereye aldırmayarak, beş yüz yıldan beri kâfirlerin sırtını yere getirmeyi adet edinmiş Osmanlı Devleti’ne zarar verip, haraplık getirip durmaktadırlar.

(&#;) Çok küçük olanları da sürüp götürüp Hristiyan yapmaya çabaladılar. Yazık, çok yazık, din gayreti, yeniçeri yiğitliği ne oldu. Ben şehzade iken böyle kara haberler işitir de kan ağlardım, gözlerime uyku girmez olurdu. Şimdi padişahım, hâlimi bir düşünün.

Mert olup, başa gelenleri duyup, dinleyip de gayretlenmeyen, Yüce Allah&#;tan zafer dileyip de cenge atılmayan, yarın mahşer günü ulu divanda, Allah’a ve Resûlullah’a ne cevap verecek? İslâm olanlara bu hakaretleri reva gören düşmanların isteğini, amacını bilmeyecek ne var? Dünyada herkes gelip geçici, konup göçücüdür. Ne kadar yaşasak eninde sonunda ölecek değil miyiz? Ölümün elinden kurtulan var mı? Düşman elinde esir düşen kızlar, çocuklar, yaşlılar, yarın mahşer günü yakamıza yapışırlarsa ne yapacağız? Ahirette azap çekmek çok zordur.

Benim sizlerden bir esirgediğim yok. Elimden geleni, devletin gücü yettiğince size ulaştırıyorum. Padişahların boynuna borç olanı ben de yapıyorum. Kıyamet gününde bana sizlerin yüzünden bir soru yönelirse “Ya Rabbi, ben kulun, senin dinine can baş koyacak gazilere gereken nasihati ettim.&#; derim o zaman elbette Allah beni affeder; “Peki, ya sizler ne cevap vereceksiniz?

Yiğit kullarım, aslan kullarım, hepinizden isterim ki gayret kemerini belinize birkaç yerden bağlayıp düşman üzerine gözlerinizi kırpmadan, korkaklık ve alçaklık edenleri adamdan saymadan Allah’ı yanı başınızda hissederek atılın. Benim duam hep sizinle beraberdir. Büyüğünüz, küçüğünüz berhudar olasınız.”

Yukarıda okuduğunuz metin, III. Selim’in Osmanlı-Rus Savaşı’nda askerlere cesaret vermek amacıyla söylediği nutuktan alınmıştır. III. Selim yılında tahta çıkınca halk arasında heyecan yaratmıştır. Devletin bozulan düzeni için birtakım tedbirler almaya başlamış, orduyu iyileştirmeye çalışmıştır.

III. Selim tahta çıktığı vakit Osmanlı Devleti Rusya ile savaş hâlindeydi. Osmanlı ordusunun durumu iyi değildi, yeniçeriler arasında başıbozukluk hâkimdi. İstanbul’daki saray ve devlet adamları ordunun bu fena durumunu bilmedikleri için savaşa devam etmek taraftarı idiler; padişah da bu yolda orduya teşvik edici ve cesaret verici fermanlar göndermekte idi.

Kemankeş Mustafa Paşa komutasındaki kuvvetler Yaş üzerine yürürken Fokşani civarında Rus kuvvetlerine yenilmiştir (1 Ağustos ). Bunun üzerine III. Selim morali bozulan askere cesaret vermek üzere bir konuşma hazırlar. Bu konuşmayı bir ferman ile orduya okunmak üzere gönderir. Padişahın konuşması orduya okunur ve çoğaltılarak her tarafa dağıtılır.

III. Selim Kimdir Hakkında Kısaca Özet Bilgi ()

III. Mustafa ve Mihrişah Sultan&#;ın çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Küçük yaştan itibaren babasının, babasının ölümünden sonra da amcasının nezaretinde iyi bir eğitim aldı. III. Selim, 7 Nisan tarihinde 28 yaşındayken amcasının vefat etmesi üzerine tahta çıktı. Osmanlı Devleti’nde köklü bir yapısal değişikliğe gerek olduğu inancına sahip olan III. Selim, yenileşme hareketlerini başlattı.

III. Selim tahta çıktığında Osmanlı Devleti hem Avusturya hem de Rusya’yla savaş hâlindeydi. Başarısızlıkla sonuçlanan bu savaşlar yılında Avusturya’yla yapılan Ziştovi Antlaşması ve yılında Rusya’yla yapılan Yaş Antlaşmasıyla son buldu. Edebiyatı, şiirleri, yazmayı çok seven III. Selim aynı zamanda iyi derecede Farsça ve Arapça bilmekteydi.

« Cezmi ÖzetiYaban Romanı Özeti »

Alt Kategoriler:PDF, Sözlü Anlatım

Verilenlerden hangisi söylev (nutuk) türünün tarihî gelişimi ile ilgili söylenemez? A) Batı'daki ilk örneklerini eski

Soru:

Verilenlerden hangisi söylev (nutuk) türünün tarihî gelişimi ile ilgili söylenemez? A) Batı'daki ilk örneklerini eski Yunan edebiyatında Demosten vermiştir. B ) İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatında daha çok dinî ve askerî söylevler

Verilenlerden hangisi söylev (nutuk) türünün tarihî gelişimi ile ilgili söylenemez? A) Batı'daki ilk örneklerini eski Yunan edebiyatında Demosten vermiştir. B ) İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatında daha çok dinî ve askerî söylevler görülür. C) Bilge Kağan'ın Göktürk Yazıtları'nda Türk milletine seslenişi ilk söylev kabul edilir. D) Türk edebiyatında Tanzimat Dönemi'nde Ömer Naci ve Hamdullah Suphi Tanriöver gibi sanatçıların öncülüğünde gelişmiştir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir