fatma aliye hayattan sahneler pdf / Levayih-i Hayat - Fatma Aliye Hanım Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Fatma Aliye Hayattan Sahneler Pdf

fatma aliye hayattan sahneler pdf

Levayih-i Hayat Hayattan Sahneler (Günümüz Türkçesiyle) kitabını Türkçe olarak Edebiyat Kitapları Kategorisi altında PDF olarak indirebilirsiniz. Ayrıca kitapokupdfindir.com arşivlerinden PDF, ePUB, Rar ve Zip formatlarında da indirebilir online olarak okuyabilirsiniz.

Sayfa içindekiler

Levayih-i Hayat Hayattan Sahneler (Günümüz Türkçesiyle) KİTAP AÇIKLAMASI

Fatma Aliye’nin yazarı olduğu Hanımlara Mahsus Gazete’de tefrika edilip kitaplaşan Levâyih-i Hayat –Hayattan Sahneler- adlı mektup romanı, Osmanlı kadınlarının gözünden aşk ve evlilik sorunsalına ışık tutar. Fatma Aliye, farklı kadınlıkları ve erkeklikleri ele alarak evlilik kurumunu, aile içi şiddeti sorgular; kadınların insanca yaşamalarının yolunun ekonomik özgürlük ve eğitimden geçtiğine vurgu yaparken aşk üzerine de felsefi bir tartışma yürütür.
Fatma Aliye (Topuz) (1862-1936) 1889’da “Bir Kadın” imzasıyla çevirdiği, George Ohnet’den Meram romanıyla edebiyat dünyasına ilk adımını atar. 1891’de yayımlanan ikinci yapıtı Hayal ve Hakikat’i Ahmet Mithat’la yazar. Çok geçmeden sırasıyla Muhadarat,Refet, Levayih-i Hayat, Udi ve Enin romanları kendi adıyla yayımlanır. Refet ve Udi Türk edebiyatının çalışıp ayakları üzerinde duran ilk kadın karakterlerini anlatır. Romanlarındaki başkarakterlerin hepsi mücadeleci ve güçlü kadınlardır. Yapıtları yurtdışında ilgi görür. Udi romanı 1899’da Gustave Séon tarafından Fransızcaya çevrilir. Ev ziyaretleri yapan Avrupalı kadın gezginlerin Osmanlı kadını hakkındaki yanlış izlenimlerini değiştirmek için kaleme aldığı Nisvan-ı İslam 1894’te Rus şarkiyatçısı Olga de Lebedef ve Nazimé Roukié tarafından Fransızcaya ve Beyrut’ta tefrika edilmek üzere Arapçaya çevrilir. 1893 Chicago Kitap Fuarı için hazırlanan The Woman’s Library ofThe World’s Fair kataloğunda biyografisi ve kitapları yer alır. Filozofların biyografilerinden oluşan Teracim-i Ahval-i Felasife adlı yapıtıyla felsefi bir deneme olan Tedkik-i Ecsam Türkiye’de bir kadın kaleminden çıkan ilk felsefe yapıtlarıdır. Kosova Zaferi ve Ankara Hezimeti ile yarım kalan Ahmet Cevdet Paşa ve Zamanı bir kadın yazara ait ilk tarih yapıtlarıdır. İslam’ın ilk zamanlarında yaşamış kadınların biyografilerini yazdığı Nâmdârân-ı Zenân-ı İslâmiyân çalışması ise bugün yeni yeni oluşmaya başlayan feminist tarih bilincinin erken örneğidir. Kadınlara ait en uzun süreli yayın olan Hanımlara Mahsus Gazete’nin ilk günden itibaren etkin bir kalemi olan Fatma Aliye, makalelerinde İslam’ı ataerkil yorumlarından sıyırarak yorumlamayı önerir ve çokeşliliği, evlilik ve örtünmeyi bu yaklaşımla ele alır. Fatma Aliye, döneminde büyük bir cesaret, inat ve direniş sergileyerek kalemi elinden bırakmamış, kendinden sonra gelen kadın edebiyatçıları da yazılarıyla desteklemiştir.

Levayih-i Hayat Hayattan Sahneler (Günümüz Türkçesiyle) KİTABINI PDF, EPUB İNDİR OKU

Levayih-i Hayat Hayattan Sahneler (Günümüz Türkçesiyle) yayınını online olarak okumak için indirmeniz gerekmektedir. PDF formatındaki dosyaları Adobe programı ile ePUB formatındaki dosyaları Microsoft EDGE ile açabilir yada kindle’ınızda okuyabilirsiniz.
İndirme linkine ulaşabilmek için sosyal medya paylaşım yöntemlerini kullanabilir yada 90 saniye beklemelisiniz. Eğer beklemek istemiyorsanız yada indiremiyorsanız lütfen konuya yorum bırakın

PDF İndirme ButonuePUB İndirme Butonu

Levayih-i Hayat Hayattan Sahneler (Günümüz Türkçesiyle) İLE İLGİLİ TÜRDE FARKLI YAYINLAR

Edebiyat Kitapları türleri hakkında diğer yayınları göz atmak için buradan.

Levayih-i Hayat Hayattan Sahneler (Günümüz Türkçesiyle) kitabını PDF, ePUB, RAR, ZIP formatlarında indirmeye çalışırken herhangi bir sorun ile karşılaştıysanız lütfen sorunu anlatan yorumunuzu bırakın.

Musa Koçoğlu TK221.31 Levayih-i Hayat Üzerine Birçok roman ve çeviri eserin sahibi olsa da Fatma Aliye Hanım, 1897’de yayımlanmış olan Levayih-i Hayat’ın hem türünün farklı oluşundan(mektuplaşma) hem de yazarın o dönemdeki birçok yazarın aksine olay örgüsüne müdahale etmemesi açısından önemlidir. Bu sayede karakterlerin iç dünyası, düşünceleri, ilişkileri ve davranışları daha gerçekçi durmaktadır. Bunu, hitap ettiği kitlenin yani kadınların gözünden yine kadınları anlatması ise, yazdığı döneme göre, gerçek anlamda yeni bir yaklaşım olmasından anlayabiliriz. Yazarın döneminde yaşanan kadın-erkek ilişkisindeki çağdaşlaşmalar yine de bütün kadınları kapsayan, tam bir “kadın” hareketine dönüşememiştir. Bunu kitaptaki karakterlerin seçiminden de anlayabiliriz. Romanda birbiriyle mektuplaşan beş kadın karakterin hepsi de göreceli olarak iyi eğitimli okur-yazar, müzikten ve edebiyattan da anlayan kişiler. Bu da hitap edilen kesimin orta-üst mevkilerde bulunan kadınlardan ibaret kalabildiği düşüncesini güçlendirmektedir. Mehabe, Fehame, Sabahat, Nebahat ve İtimad’ın benzer sosyal çevrelerden geldikleri görülebilir. Temelde yaşadıkları sıkıntılar da o dönemin ve sosyal çevrenin kadınlar açısından en önemli unsuru olarak görünen “evlilik” üzerinedir. Karakterlerden ilk üçü olan Mehabe, Fehame ve Sabahat sırasıyla; evli-mutlu-çocuklu, mecburiyetten -özellikle maddi anlamda- ve çocukları için evliliğine katlanan fedakâr bir anne ve kocasını seven ama bunun karşılığını hiçbir şekilde alamayan hatta aldatılan kadınlar olarak tasvir edilmişlerdir. Yazar, Mehabe örneği ile Tanzimat dönemi ideal eş modeli olan; bilgili, kültürlü ve eşine sadık olan üst sınıf mensubu kadını vermiştir. Bunun yanında Fehame ile daha gerçekçi bir portre olan, görücü usulü ile zorunluluktan evli olan kadın modelini başarıyla vermiştir. Bu iki kadının aynı şartlar altında yetiştirilmeleri ve kuzen olmalarına karşın evlilik yaşantılarına bu derece farklılığı yazarın bir nevi toplumsal eleştirisini yapabilmek için arka plan oluşturma çabası olarak sayılabilir. Bu iki kuzenin mektuplaşması aynı zamanda kitabın ana parçasını oluşturmaktadır. Bir tarafta toplumun, bir kadın olarak yarattığı rol model olan Mehabe, diğer tarafta ise Fatma Aliye’nin eleştirisi olarak öne sürülen daha gerçekçi Fehame vardır. Bu zıtlık, o dönemde sık görülen bir teknik olarak gözükse de (bknz. Felatun Bey ile Rakım Efendi), Fatma Aliye’nin karakterlerinde daha yumuşak geçişler olarak görünmekte ve farklılıkların dikkat çekmesi ön plandayken benzerlikleri de göz ardı edilmemiştir. Bu sayede daha gerçekçi bir üslup ve karakter altyapısı oluşturulduğu da aşikardır. Mehabe’nin her şeye rağmen bir eşin sevilebileceği ve bu sayede mutluluğa Musa Koçoğlu TK221.31 ulaşılabileceği düşüncesi karşısında yazar, Fehame’nin eşinin tavırlarıyla beraber toplumsal bir zorunluluk olan evliliği, riskleri düşünülmeden hatta aceleye getirilen bu kararın sevgiyle çözülemeyeceğini ve bunun sosyo-kültürel arka planını daha çok dikkat çekmek istemiştir. Fehame’nin çocuklarını bir dayanak noktası olarak görmesi, ayrılmak istese dahi onların temel ihtiyaçlarını gideremeyeceği düşüncesi ile sabretmesi ise Türk aile kültüründe çağdaş anlamda hiçbir şeyin değişemediğinin vurucu bir örneğidir. Fehame’nin Mehabe’ye yazdığı mektupta atıfta bulunduğu Sabahat ise daha naif ve kocasını seven, saf bir karakter olarak ele alınabilir. Yıllarca kocasını sevgiyle beklemesine rağmen karşılığını alamayıp üstüne aldatıldığını öğrenen bir kadın olarak evlilikte bağlılığın ne raddeye kadar belirleyici olduğu, ayrıca yazar tarafından; aldatılan kadın ne yapar ya da yapabilir soruları tartışmaya açılmıştır. Burada da Fehame’nin yapamadığını Safahat’ın yapabilme özgürlüğünü, aralarındaki ekonomik bağımsızlık farkı ile gösterilmiştir. Son iki karakter ise birbirlerine birer mektup yollamış genç ve terbiyeli ‘kızlardan’ oluşmaktadır. Nebahat, Sabahat’ın kocasının kardeşi olan, dostu İtimad’a mektup yollar. Kafasındaki soru ise neredeyse dönemin üst sınıf ‘kadın’ sorusuna bir örnek niteliğindedir. Kadınlar neden erken yaşlardan itibaren iyi bir eğitime tabii tutulmaktadırlar? Koca adaylarına ve ailelerine kendini beğendirmek için mi? Bunun yanında Nebahat’ın kafasında hala bir evlilik anlayışı bulunmaktadır ve İtimad’ın cevabı ise Fatma Aliye Hanım’ın düşünceleriyle dikkat çekici ölçüde paraleldir. Eğitimin; dünyayı, insanları ve kendilerini anlamak için önemli olduğu cevabını verir. Burada ve genel olarak kitapta, bir öğrenme hevesi ve özgürlük fikri bulunsa da evli olmayan kadının tam olarak mutlu olamayacağı düşüncesi de sezilebilmektedir. Buradan Fatma Aliye’nin ne kadar Batı eğitimi almış, eğitimli ve bir kadın olarak kendinin farkında olmasına rağmen toplum tarafından dikte edilen ideal kadın figürünü tam olarak yok edemediği ya da yok sayamadığı görülmektedir ancak kitabında gösterdiği gibi karakterlerin varlığını, sorunlarını, düşünüş tarzlarını ve umutlarını konu edişi yönünden, kendi dönemi için devrimci bir kadın hakları savunucusu olduğu söylenebilir. Musa Koçoğlu TK221.31 Kaynakça Esen, Nüket. «Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu: Fatma Aliye.» Türklük Bilgisi Araştırmaları, 2000: 115-120. Topuz, Fatma Aliye. Levayih-i Hayat(Hayattan Sahneler). 1. Düzenleyen: Tülay Gençtürk Demircioğlu. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2017. Zihnioğlu, Yaprak. «Erken Dönem Osmanlı Hareket-i Nisvanı’nın İki Büyük Düşünürü Fatma Aliye ve Emine Semiye.» Tarih ve Toplum, 1999: 337-339.

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 13 Year: 2010 WOMAN STUDIES (Special Issue) HAYATTAN KURMACAYA: FATMA ALİYE HANIM’IN DÖRT ROMANINDA METİNLERARASI İLİŞKİLER∗ FROM LIFE TO FICTION: INTER-TEXTUAL RELATIONS BETWEEN FATMA ALIYE HANIM’S FOUR NOVELS Tülay GENÇTÜRK DEMİRCİOĞLU** Özet Tanzimat döneminin tanınmış yazarı ve aydını olan Fatma Aliye Hanım, kadınlara yönelik yayımlanan gazete ve dergilerdeki makaleleri ve beş romanı ile edebiyatımızda ilk kadın romancı olarak kabul edilir. Her yönden kadın sorununu dile getirmesi nedeniyle, Fatma Aliye Hanımın roman, makale, şiir ve konferansları, bastırılan, kamusal ve özel hayatta erkeklerle eşit olma hakkı elinden alınarak toplumsal hayatın dışına itilen Osmanlı kadınının ilerlemesi yolunda eğitimli bir yazarın verdiği mücadelenin belirgin örnekleridir. Bu makale, Fatma Aliye Hanım’ın Levâyih-i Hayât, Enin, Refet ve Udi, isimli romanlarını inceleyecektir. Bu romanların her biri gerek metin gerekse altmetin düzeyinde kadın sorunlarına eğilerek, zorla evlendirme, karı-koca ilişkileri, aşk, evlilik dışı ilişkiler, aldatma, sadakat ve kadınların hor görülmesi gibi temaları öne çıkarmaktadır. Ancak romanlarda asıl dikkat çeken şey, yazarın birinden ötekine açık bağlantılar kurmamızı sağlayacak metinsel ilişkilere yer vererek bu romanlar arasında metinlerarasılığı bir anlatı stratejisi olarak kullanmasıdır. Bu nedenle, Fatma Aliye, benzer yaşantıları olan aynı karakterlere, isimlere yer vererek döngüsel bir metinlerarasılık oluşturmuştur. Makale, bu bakımdan bu romanların neden öteki romanlarla açık bağlantılar kurduğu sorusuna yanıt arayacaktır. Temel savımız, metinlerarasılığın 19. yüzyıl sonu Osmanlı kamusal ve özel alanında kadın sorunu konusundaki farkındalığı artırmak ve gerçek yaşamdaki kadın deneyimlerini hayattan kurmacaya taşıyarak bir gerçeklik izlenimi uyandırmakta edebî bir araç işlevi görmesidir. Anahtar Kelimeler: Tanzimat Romanı, Kadın, Metinlerarasılık Abstract Being a well-known intellectual and activist of the Tanzimat (Administrative Re-organization) period, Fatma Aliye is regarded in Turkish literature as the first woman novelist who produced five novels as well as numerous articles which appeared in newspapers and magazines addressing to women readers. Articulating women’s problems at all levels, her novels, articles, poems and conferences can be considered as solid examples of a struggle of a well-educated figure for the progress of Ottoman women who were suppressed and hence marginalized in the social life with no right for self-decisions to take her place alongside her male partner in the public and private realms. This paper attempts to make an in-depth approach to Fatma Aliye’s four novels, Levâyih-i Hayât, Enin, Refet and Udi, all of which are engaged powerfully in women’s problems at the level of literary text or subtext, bringing to the forefront the themes such as early or forced marriage, husband-wife relations, love, extra-marital relations, cheating, loyalty, men’s disrespect to women etc. What seems interesting is the narrative strategy she sets up between these novels as inter-textual links which include a series of textual relationships and borrowings leading apparent references from one novel to another. Thus, she creates cyclical inter-textuality by way of generating identical protagonists and characterization framed within analogous lives. Hence, the paper will focus on the question of why these novels appear as texts consisting of apparent links to other novels of the author, claiming that inter-textuality serves as a narrative tool for strengthening public awareness on women’s problems in the Ottoman public and private domain of the late 19th century, and for creating an impression of reality through conveying from life to fiction actual life experiences of women. Key Words: Tanzimat Novel, Woman, Inter-textuality ∗ Bu makale 8 Mart 2007’de Erciyes Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Kadın-Edebiyat İlişkileri ve Fatma Aliye Hanım Sempozyumu’nda sunulan bildirinin genişletilmiş şeklidir. ** Yard. Doç. Dr., Boğaziçi Üniversitesi. [email protected] - 105 - Giriş T anzimat döneminin önemli bir yazar ve aydını olan Fatma Aliye Hanım (1862-1936), konusunu kadınların oluşturduğu beş roman, ayrıca dönemin gazete ve dergilerinde kadın sorununu ele alan çok sayıda makale yazmıştır. Bunların yanı sıra, konferanslarıyla ve hatta çoğu yayımlanmamış şiirleriyle de, toplumsal hayatta yerini alamamış, haklarını elde edememiş Osmanlı kadınının ilerlemesi yolunda mücadele vermiştir. Dolayısıyla Fatma Aliye Hanımın romanları hem kendi hayatından hem de dönemin toplumsal yaşantısından izler taşır, ondan beslenir. Daha da önemlisi yazarın kurgusal eserlerinde, aynı veya benzeşen karakterler, isimler, yaşantılar karşımıza çıkar. Bu yönüyle Fatma Aliye Hanım, kurmacaları arasında bir çeşit metinlerarasılık kurgulayan bir Tanzimat yazarı olarak dikkat çeker. Bu bilinçli bir tercih midir? Bu makalede, yazarın Levâyih-i Hayât (1897-98), Enin (1910), Udi (1897-98) ve Refet (1896-97) isimli romanlarının tür ve içeriğinde görülen benzerliklere ve bağlantılara odaklanılarak bu tür bir metinlerarasılık ve olası nedenleri tartışılacaktır. Bu bağlamda makalemizin temel savı şudur: Roman türü, Fatma Aliye Hanıma Osmanlı kadınlarının sorunlarını tartışmakta vasıta olmuş, kendisine kadın sorununu tartışacağı rahat bir zemin sağlamıştır. Bu nedenle metinlerarasılığı da bilinçli bir strateji olarak kullanmış, bu yolla birbirine zincirlediği romanları, yazarın kurmacalarında gerçeklik izlenimi ve süreklilik duygusu oluşturmasına olanak vermiştir. Başka bir deyişle yazar, metinlerarasılık yoluyla hayatı kurmacaya taşıma ve kadın sorununu daha güvenli bir zeminde tartışma imkânını elde etmiştir. Burada, bağlamın kurulması amacıyla dönemin sosyal yapısına kısaca bir göz atmamız gerekir: Osmanlı toplumunda kadın sorununun gündeme gelmesi, 1839’dan sonra, yani Tanzimat Fermanı ile başlayan yeni bir döneme rastlar. Tanzimat’a gelinceye kadar kadın toplum hayatında yer alamamış, eğitimden yoksun bırakılmış, toplumsal, ekonomik ve siyasi haklarını elde edememiş durumdadır. Modernleşme sürecindeki Osmanlının içinde bulunduğu zor şartlar, kadının yavaş yavaş toplum hayatında yer alması ve eğitilmesi gerektiği düşüncesini gündeme getirmiştir. Böylece, Osmanlı kadınları hakları için dönemin bazı aydınlarının da desteğini alarak mücadeleye başlamıştır. Bu tür kadın hareketlerinin bir göstergesi, şüphesiz, dönemin gazete ve dergilerinde, özellikle de kadın dergilerinde Osmanlı kadınının aile ve toplumdaki konumu üzerine yayımlanan sayısız yazılardır. Bu mücadelelerde, genellikle üst sınıfa mensup eğitimli kadınlar öncü olmuşlardır. İşte bu öncü kadınların, yazın sahasında en önde gelenlerinden biri de, -Zafer Hanımı ve Aşk-ı Vatan’ını (1877) saymazsak -edebiyat tarihçilerince kadın olarak ilk roman yazan Fatma Aliye Hanımdır. Fatma Aliye Hanım, döneminde çok popüler olmuş bir yazardır. Öyle ki ismi yeni doğan kız çocuklarına verildiği gibi, makaleleri, romanları, çevirileri, tarih ve felsefe gibi sahalarda verdiği eserleriyle de deyim yerindeyse fırtınalar estirmiş, tartışmalar yaratmıştır. Örneğin, Fransız yazarı George Ohnet’in Volonté adlı romanını 1889-90 yılında Meram adıyla Türkçe’ye çevirdiğinde, bu çeviriyi “bir kadın” adıyla yayımlayabilmiş; bir makalesinde ismini açıkladığında ise böyle bir çeviriyi bir kadının yapabileceğine kimse inanmamış, çeviriyi ya babası Ahmet Cevdet Paşa’nın ya da ağabeyi Ali Sedat Beyin yaptığı ileri sürülmüştür. Osmanlı yazınında, gerek kadının henüz adının bile anıl(a)maması gerekse eğitimden, sosyal hak ve özgürlüklerden mahrum kalması, Fatma Aliye Hanımı kadınlar için yazmak zorunda bırakmıştır, diyebiliriz. Ancak talihin bir cilvesi olsa gerek, yazarın eşi Faik Paşa, uzunca bir süre onu yazmaktan da alıkoymuş, Fatma Aliye Hanım ancak on yıllık bir aradan sonra eşinin izniyle yazmaya başlayabilmiştir. Romanlardaki Metinlerarası İlişkiler Fatma Aliye Hanımın romanlarındaki metinlerarasılık konusu irdelendiğinde, yazarın dördüncü romanı Levâyih-i Hayât ile son romanı Enin öne çıkmaktadır. Levâyih-i Hayât, yazarın kadın sorununu en detaylı olarak işlediği romanıdır ve Tanzimat romanlarında pek yaygın olmayan mektup tarzında (epistolary novel) kurgulanmıştır. Emel Kefeli’ye göre: Fatma Aliye Hanımın günlük yaşamın akışına en uygun tür ve “ruhun tasviri” gibi özellikleri olan mektubu Levâyih-i Hayât’ta anlatım tekniği olarak kullanması anlamlıdır. - 106 - Mektuplar yazara, evliliği aynı anda farklı açılardan inceleme ve kadın ruhunu tahlil etme olanağı verirler. Mektup sözcüğündeki samimiyet, içtenlik, duygu aktarımı gibi anlamlar ve zarf içindeki mektubun sunuş biçimindeki kapalılık ve gizlilikle, kadının bastırdığı, gizlemek zorunda kaldığı duygular arasında biçimsel bir ilgi kurulabilmektedir. Roman kuramı bağlamında, mektup tarzında yazılan romanlar kadının iç dünyasını ve birey olma sürecindeki iç çatışmasını ortaya koyabilecek en iyi tekniklerden biridir. Aldığı terbiye ve geleneksel davranış biçimi olarak susmak/katlanmak zorunda kalan kadın, sorunlarını paylaşma ihtiyacı hisseder. Bu paylaşım, kadının iç sesi ve dışa açılma aracı olarak nitelenen mektuplar aracılığıyla kadın-evlilik ilişkisine aynı anda farklı açılardan bakar, bu ilişkiyi nesnel bir biçimde yargılama olanağını bulur (Kefeli, 2005: 195). Öte yandan bizce mektubun çok fazla olay örgüsü veya kurgu gerektirmemesi ve yazarın söylemek istediklerini gerçeklik duygusu uyandırarak doğrudan söyleme özgürlüğünü vermesi de yazarın bu türü tercih etmesinde etkendir. Gerçekten de Levâyih-i Hayât’taki birbirinden bağımsız olmayan mektuplar okunduğunda, kadınların samimi bir tarzda birbirlerine tüm duygu ve düşüncelerini, kalplerini açtığı, dertlerini döktüğü içten bir dünyayla karşılaşırız. Bu kadar içten, lirik ve gerçekçi bir anlatım, mektup tarzı dışındaki bir teknikle herhalde pek de iyi ifade edilemezdi. Ayrıca, bu tekniğin okuru romanın sorunsalına çekmekteki başarısında şüphesiz, Fatma Aliye Hanımın gerçek yaşamda benzer bir kadın dünyasının içinde olmasının ve kimi sorunları kendisinin de yaşamasının etkisi olmalıdır. Levâyih-i Hayât, üçü akraba olan beş kadının birbirlerine gönderdikleri on bir mektuptan oluşur. Kahramanların karakterlerine uygun isimlerle adlandırıldığı romanda, evlilikteki mutsuzluk ve mutluluk, eşler arasındaki uyum, gayrımeşru aşkların çirkinliği, eğitimin önemi, kocasını sevmeden kendi rızası dışında evlendirilen kadınların yaşadığı sorunlar, aşk ve muhabbet kavramları, kocanın sadakatsizliği gibi konular tartışılır. Nüket Esen, mektup tarzında kurgulanması dolayısıyla Levâyih-i Hayât’ta hiçbir aksiyonun bulunmadığını, evlilik konusunun çeşitli cephelerinin durağan olarak tartışıldığını, bu yönüyle de romanın bir tür makaleler dizisi izlenimi verdiğini belirtir (Esen, 2003: 49). Ancak biçimsel değil de içerik açısından bakıldığında romanda belirli bir süreklilik ve bütünlüğün bulunduğu da göz ardı edilmemelidir. Romanda aksiyonlardan çok yaşantılar betimlenmekte; mektuplar, okura kadın duyarlılığı ile dolu anlatılar sunmaktadır. Kahramanlar, kendi dolayısıyla kadın sorunlarıyla ilgili görüşlerini yaşamlarından yola çıkarak ortaya koyarlar. Bu da romana hem toplumsal hem de bireysel bir dram katmakta ve romana gerçeklik duygusu vermektedir. Hayat-kurmaca ilişkisi bağlamında İnci Enginün ise şu yorumu yapmaktadır: Roman, evlilikteki mutluluğun çok zor yakalandığını, kadınların da bu durum karşısında farklı düşüncelere kapıldıklarını göstermektedir. Ona göre, eserin gerçekçi yönü yazarın kendisinin de evlilik hayatında mutlu olamayışıdır (Enginün, 2006: 289). Bu bağlamda, eserin isminin Levâyih-i Hayât yani “Hayattan Sahneler” olarak seçilmesi de hayat-kurmaca ilişkisini pekiştirmesi bakımından önemlidir. Gérard Genette edebi metinlerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında kapak, başlık, iç kapak, önsöz, sonsöz, dipnot ve atıflar gibi “paratext” yani “metin-yanı ve dışı” ögelerin önemli açılımlar getirdiğini belirtir (Genette, 1997: 1). Bu çerçeveden bakıldığında romanın başlığı, öteki kadınların hayatlarından sahnelere gönderme yapmasının yanında yazarın otobiyografisi düşünüldüğünde kendi hayatından kimi sahnelere de işaret etmektedir. Bu yönüyle Levâyih-i Hayât, Fatma Aliye Hanımın romanlarındaki metinlerarasılığın, kendi hayatıyla da kurulduğuna dikkatimizi çeker. Bu bir anlamda, yazarın yaşam deneyiminin de bir alt-metin olarak kurmaca malzemesine dönüşmesidir. Levâyih-i Hayât’ta Tanzimat döneminde kadının iyi bir eş, iyi bir anne olmak için eğitilmesi anlayışı, eserdeki mutsuz evlilik örnekleriyle eleştirilir. Romandaki iyi eğitimli, üstsınıfa mensup kadınlardan Nebahat, İtimad’a yazdığı mektupta, bu konuyu eleştirerek eğitimin kadınların kendi kişisel gelişmeleri için olması gerektiğini haykırır: Hep düşünüyorum, evet bu tahsil ve tedris, bu emek ne için! Bir gün olup da eş, yoldaş olacağımız bir adama beğendirmek, dinletmek, onun takdirine mazhar olmak için değil mi? ... Gelinliğin tellerinden, pullarından başkasını düşünmeyen, kocaların boylarından poslarından, kaşlarından, gözlerinden, hulâsa hüsn-i cemallerinden başka şeyleri hatırlarına gelmeyen kızlar ne bahtiyardırlar! Bahtiyar olmak, rahat yaşamak için işte erkekler de böyleleriyle izdivaç etsinler! Şöyle güzel olsun, böyle olsun diye anlattıkları taallûkatlarına şu kadar budala olsun, bu kadar hissiz fikirsiz olsun diye de ısmarlasınlar! Bunları istedikleri gibi aldatırlar, bildikleri gibi yaşatırlar (Levâyih-i Hayât: 90-91). - 107 - Bu “feryat”, aslında eşi tarafından uzun bir süre yazmasına izin verilmeyen Fatma Aliye Hanım için de geçerlidir. Emel Kefeli’nin de değindiği gibi kendisine uygun görülüp Faik Paşa ile evlendirilen yazarın bu durumu ile örneğin romandaki Mehabe isimli kahramanın durumu arasında bir benzerlik bulunmaktadır (Kefeli, 2005: 197). Bu bağlamda yazar, kendi hayatından bir kesiti yine kurmacaya taşımış görünmektedir. İnci Enginün’ün de belirttiği gibi birbirleriyle tanışan yakın kişiler arasındaki mektuplaşmalarla ve bu mektuplarda zikredilen kadınların hayatlarından örneklerle genişleyerek evlilikteki mutluluğun çok zor yakalandığını ve kadınların bu durum karşısında farklı düşüncelere kapıldıklarını gösterir. Yazarın gerçekçi yönü yazarın da evlilik hayatında mutlu olamayışıdır (Enginün, 2006: 289). Yine Enginün’ün değindiği gibi, erkek yazarların kadın eğitimini çok önemsemeleri, fakat onları sadece aile içinde görmeleri, şahsiyetlerini kazanan bu eğitimli kadınlara yetmemektedir. Kadınlara evin dışında görevler yükleyecek olan sosyal gelişmeler ise henüz yoktur. Eserde, ‘eğitilen bu kadınları onları anlamayan erkeklerle evlendirerek mutsuz kılıyorsunuz’ feryadı vardır. Nitekim Levâyih-i Hayât’taki kadın kahramanların hemen hepsi iyi eğitimli, üstsınıftan kadınlardır; onlardan biri arkadaşına yazdığı mektuba (yukarıdaki alıntıda öne sürülen fikre) cevaben şöyle feryat etmektedir: Tahsil, tederrüs ne için diye olan sözlerinize derim ki, insanın kendisi tam insan olmak, insanlığı anlamak, içinde yaşadığı cihanı öğrenmek için, yani kendimiz için değil mi? Erkeklerin zevce intihabı meselesindeki hükmünüzde dahi pek haklı olabilir misiniz? Bahtiyar olmak için budalalarını, cahillerini alsınlar öyle mi? Lâkin hepsini bu hal bahtiyar eder mi? Bunun aks-i suretini isteyenleri dünyada bundan daha ziyade bedbaht edecek şey olabilir mi? (Levâyih-i Hayât, s.92) Bu “feryat” Fatma Aliye Hanımın aynı anlama gelen Enin isimli romanında da metinlerarası göndermeleri olan bir roman başlığıyla tekrar karşımıza çıkmaktadır. Fatma Aliye Hanım 1910 yılında yayımlanan Enin’inde de Levâyih-i Hayât’ta ele aldığı konulara tekrar vurgu yapar. Evlilik hayatı, evlilik öncesi aşk, sadakat, aldatma, aşk ve sevgi kavramı, görücü usulü ile evlilik, birbirini tanıyarak evlenmenin önemi, kadının toplum ve aile içindeki yeri gibi konuları genç kızlar ve kadınlar etrafında anlatır. Levâyih-i Hayât’a kıyasla Enin, kalabalık bir kadroyla yazılmış uzunca bir romandır. Ayrıca bu romanda birçok erkek karakter karşımıza çıkar. Diğer romanlarının aksine Enin’de erkek karakterlerin duygularına, evliliğe, aşka ve sadakate ilişkin düşüncelerine yazar geniş olarak yer verir. Romandaki kimi bölümler üç erkek kahramanının duygu ve düşünceleri etrafında anlatılır. Bu üç erkeğin duygu ve düşünceleri, aşk acıları ve çektikleri ıstırabı Fatma Aliye Hanım, kadın sorununun ortaya konulmasına hizmet etmesi için okura ayrıntılarıyla göstermektedir. İsimlerdeki ve içerikteki metinlerarasılık bağlamında, yazarın Levâyih-i Hayât ve Enin isimli romanları oldukça dikkat çekmektedir. Ayrıca bu iki eserde kadın tipolojileri açısından da bazı yakın ilişkiler görülür. Örneğin Sabahat (güzellik, letafet), Fehame (anlayışlılık), Nebahat (şan, şeref, onur), İtimat (güven) ve Müeyyet (sağlam) her iki romanın ortak isimleridir. Her iki romandaki Sabahat da, zengin ve aldatılmış kadınlardır. Öte yandan, Levâyih-i Hayât’ta Sabahat’ın kocasından ayrılabileceği ima edilirken Enin’deki Sabahat’ın büyük bir kararlılıkla nişanlısını terk ettiği görülür. Bu haliyle Enin’deki Sabahat daha güçlü ve cesur bir kadın olarak çizilir. Fehame de Levâyih-i Hayât ve Enin’de ortak olan ikinci isimdir. Her iki romandaki Fehame, ailesinin zoruyla, sevmediği -hatta Enin’de görmediği- birisiyle evlendirilmiştir. Her iki kadın da başka çareleri olmadığı için mutsuz evliliklerini sürdürmek zorunda bırakılmıştır. Fehame Levâyih-i Hayât’ta eşinin ailesinin, Enin’de ise kendi ailesinin bütün kötülüklerine göğüs germek zorunda kalır. Nebahat ile İtimat isimleri de yine her iki romanda karşımıza çıkar. Her ikisi de Levâyih-i Hayât’ta önlerinde kötü evlilik örnekleri gördüklerinden evlenmekten korkan genç kızlar olarak öne çıkar. Enin’deki Nebahat ise, Sabahat’in nişanlısını elinden alan, kötü kalpli ve fettan bir üvey kardeş olarak, İtimat ise Sabahat’in kendisine gönülden bağlı cariyesi olarak çizilir. Yine, her iki romanda çok az yer almakla birlikte, kendisinden akraba olarak bahsedilen Müeyyet isimli bir kadın karakter daha bulunur. Fatma Aliye Hanımın, bu iki romanda ısrarla aynı isimleri kullanması yazarın Levâyih-i Hayât’ta birbirleriyle mektuplaşan kadınları Enin’de daha ayrıntılı bir şekilde yeniden kurgulamak istediğini düşündürmektedir. Başka bir deyişle Levâyih-i Hayât’ta sunduğu sahneleri mektup roman kurgusundan çıkararak Enin’de daha katmanlı, aksiyonu daha güçlü bir roman kurgusuna yerleştirdiği görülmektedir. Levâyih-i Hayât’ta yalnızca isimleri geçen ve mektuplar yoluyla fikir tartışmaları yapan kadınlar, Enin’de - 108 - erkeklerin de dahil edildiği, her biri hayatlarının çeşitli yönleriyle ele alınan ‘mücessem’ karakterler olarak yeniden yazılmış gibidirler. Fatma Aliye Hanım Udi (1897-98) ile Enin romanları arasında da isimler yoluyla bir metinlerarasılık kurgulamıştır. Bu iki romanın bağlantısını sağlayan ortak isim Bedia’dır. Ancak burada dikkatimizi çeken şey, her ikisinin aynı isimli iki ayrı karaktere değil, aynı kişiye gönderme yapmasıdır. Fatma Aliye Hanımın son romanı olan Enin’deki Bedia, konaklara çağrılan usta bir udi olarak betimlenmiştir. İlginç olarak Enin’de ismi bir kez geçen bu kadın, aynı zamanda Udi romanının kahramanı da olan Bedia’dır. Udi’deki Bedia hayatını ud çalarak kazanan ve bu nedenle hikâyesi romanın merkezine yerleştirilen baş kadın karakterdir. Beş bölümden oluşan Udi romanının son bölümünde Fatma Aliye Hanım, eserin yazılma sebebine ilişkin bilgiler verir. Bu bölümde Bedia anlatıcı-yazar işlevi görmekte, Fatma Aliye’nin Refet isimli romanını okuduğunu söyleyerek, ondan kendisinin de hayat hikâyesini yazmasını istemektedir. Udi’deki bu kurmaca olgusu, Refet, Udi ve Enin romanlarının isimler yoluyla bilinçli bir şekilde birbirine bağlandığını düşündürmektedir. Yazar Enin ve Udi romanlarında Bedia’dan, Udi’de ise Refet isimli romanından bahsederek romanları arasında -Levâyih-i Hayât, Enin, Udi ve Refet- bir metinlerarasılık kurgulamıştır. Burada görülüyor ki Fatma Aliye Hanım, kadın sorunlarını kendi eserlerine ve öteki kadın kahramanlarının yaşantılarına gönderme yaparak dile getirmektedir. Bu tür bir metinlerarasılığı, İnci Enginün, Fatma Aliye’nin Ahmed Midhat Efendi ve Namık Kemal gibi kendi kitaplarını roman kahramanlarına okutma yaklaşımına bağlar (Enginün, 2006, s.293). Hülya Adak ise bu tutumun “yargılanmadan başkaldırma” dürtüsüyle ilişkili olduğunu ileri sürer ve Lejeune’den aktararak şöyle der: “Kurmaca kontratı, yazar ve başkarakter arasında özdeşleşme olmadığının inancı üzerine kurulu bir metin pratiğidir. İşte bu kurmaca metinleri; feminist arzu, feminist kimliğin yazarla karakter arasında özdeşleşme korkusu olmadan özgür bir şekilde irdelenmesi, bir tür feminist başkaldırı ve ütopya olarak okuyabiliriz. Bu şekilde baktığımızda Aliye dahil pek çok kadın yazarda muhafazakar yaşam öyküsü ve kurmaca metinlerdeki başkaldıran kadın karakterler arasındaki gerilimin şizofrenik yönelimlerin göstergesi olmadığını göreceğiz. Bu durum, kurmaca bağlamında yazarın kişisel olarak yargılanmadan başkaldırma dürtüsüdür. Aliye’nin romanı Udi’nin sonunda kocasının ihanetlerine dayanamayıp tek başına ayakta durmayı başaran udi Bedia ölür. Kadın anlatıcıya ise Bedia’nın hikâyesini yazmak mutlak bir vazife olur. “Bedia gitti. O saz, o ses, o zekâ, o his!... Onlar da bitti mi? Fakat yazmak lâzımdı. Zira o arzular, o hevesler artık vasiyet yerine geçecekti (Adak, 2006, s. 211-212). Fatma Aliye Hanımın romanları üzerine kapsamlı bir tez yazmış olan Firdevs Canbaz ise bu metinlerarasılığın -her ne kadar kendisi iddialı bulsa da- yazarın bütün romanları ile birbirinin devamı olan büyük bir roman yazma çabasıyla bağlantılı olabileceğini belirtir; bu denemenin de ilginç olduğuna işaret ederek şöyle der: “... Belki romanın kurgusu nedeni ile kahramanın kendi hayatını yazması sözkonusu değildir; çünkü Bedia’nın bir süre sonra verem olduğu anlaşılacak ve kısa bir süre sonra da ölecektir. Bu nedenle Udi, roman kahramanı kadının, kendi hayatını yazdığı bir örnek olamamıştır. Böyle bir roman denemesi ilginç olacaktır; ancak Fatma Aliye Hanımın roman kahramanları böyle bir deneme yapmamışlardır.” (Canbaz, 2005: 103). Bütün bu argümanlar ve varsayımlar, Tanzimat dönemindeki kadın sorunlarına yaklaşımlar düşünüldüğünde, o dönem için oldukça cesur görüşler öne süren Fatma Aliye Hanımın kurgusal stratejilerine tutarlı bir açıklama zemini sağlamaktadır. Sonuç Fatma Aliye Hanımın yukarıda çözümlemeye çalıştığımız eserleri açıkça hem kendi hem de başka kadınların yaşantısından izler taşıyan pek çok sahne içermektedir. Dolayısıyla bu eserlerde, aynı veya benzeşen pek çok karakter, isim ve yaşantılar yazarın kendi hayatından ve dönemindeki kadınların hayatlarından da pek çok izler yansıtır. Bu, hayat ve kurmacanın içiçe geçmişliği, yazarın romanlarında birbirlerine gönderme yapılarak, ilişkili bir halde karşımıza çıkar. Bu yönüyle, bir Tanzimat yazarı olarak Fatma Aliye Hanımın, kurmacaları arasında farklı katmanlarda bilinçli bir metinlerarasılık kurguladığını söylemek pek yanlış olmasa gerek. - 109 - KAYNAKÇA ADAK, Hülya (2006). “Biyografi ve Toplumsal Cinsiyet: Ahmet Mithat ya da Bir Osmanlı Erkek Yazarın Kanonlaşması”, İçinde: Nüket Esen ve Erol Köroğlu (ed.). Merhaba Ey Muharrir! Ahmet Mithat Üzerine Eleştirel Yazılar, İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları. CANBAZ, Firdevs (2005). Fatma Aliye Hanım’ın Romanlarında Kadın Sorunu, Ankara: Bilkent Üniversitesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. ENGİNÜN, İnci (2006). Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat’tan Cumhuriyet’e (1839-1923), İstanbul: Dergah. Yayınları. ESEN, Nüket (2003). “Türk Romanının Edebi Annesinden İki Eser: Hoş Bir Tesadüf.” Virgül, Sayı 58, (Ocak 2003). Fatma Aliye, (2005). Enin, (Çev.: Tülay Gençtürk Demircioğlu), İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi. Fatma Aliye 2002. Hayattan Sahneler (Levâyih-i Hayat), Çeviren ve yayına hazırlayan Tülay Gençtürk Demircioğlu, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul. Fatma Aliye (1313/1896-97). Re’fet. İstanbul: Kırk Ambar Matbaası. GENETTE, Gerard (1997). Paratexts: thresholds of interpretation, translated by Jane E. Lewin, Cambridge: Cambridge University Press. KEFELİ, Emel (2005). “Evliliği Sorgularken: Levâyih-i Hayat”, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, Sayı 12, KOCAV.

Benzer belgeler

Fatma Aliye (Topuz) Hanım ( ) Tanzimat tan

Fatma Aliye (Topuz) Hanım ( ) Tanzimat tan Fatma Aliye (Topuz) Hanım (1862-1936) Tanzimat tan Cumhuriyet e uzanan hayatı boyunca pek çok sosyal ve siyasî olaya şahit olmuştur. Düşünen, araştıran, sorgulayan aydın kimliğiyle olaylara gerek fikrî

Detaylı

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı

Detaylı

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 Hayatı ve Edebi Kişiliği İbrahim Şinasi 5 Ağustos 1826 da İstanbulda doğdu. 13 Eylül 1871 de aynı kentte öldü. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829 da Osmanlı Rus savaşı

Detaylı

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831) Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831) Osmanlı Devleti sınırları dâhilinde 1831 de yayınlanmaya başlanan ilk Osmanlı Türk gazetesidir. Haftalık olarak yayınlanan ve Osmanlı Türkçesi dışında Arapça, Ermenice,

Detaylı

NECİP FAZIL KISAKÜREK

NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK kimdir? Necip fazıl kısakürekin ailesi ve çocukluk yılları. 1934e kadar yaşamı 1934-1943 yılları hayatı Büyük doğu cemiyeti 1960tan sonra yaşamı Siyasi fikirleri

Detaylı

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) Yahya Kemal Beyatlı 2 Aralık 1884 tarihinde bugün Makedonya sınırları içerisinde bulunan Üsküp te dünyaya geldi. Asıl adı Ahmet Agâh tır. Şehsuvar Paşa torunlarından olduğu

Detaylı

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847-1914) Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunan genç şair ve yazarlara destek olmuş, onlar Edebiyatımızın Batılılaşmasında önemli

Detaylı

Kitabı mı Çıkmış, Dizisi mi?

Kitabı mı Çıkmış, Dizisi mi? On5yirmi5.com Kitabı mı Çıkmış, Dizisi mi? Romanlardan uyarlanan dizilerin son dönemde popüler olduğunu düşünenlerdenseniz, yanılıyorsunuz... Yayın Tarihi : 13 Ekim 2009 Salı (oluşturma : 1/31/2017) Hazırlayan:

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I ÖMER SEYFETTİN ( 1884 1920 ) Milli Edebiyat akımının ve çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerindendir. Küçük hikâyeyi tamamen bağımsız bir hale getirmiştir. Türk edebiyatında

Detaylı

GARİP AKIMI (I. YENİ)

GARİP AKIMI (I. YENİ) GARİP AKIMI (I. YENİ) Garipçiler: Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat Horozcu nun oluşturduğu bir topluluktur. 1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayımladılar.

Detaylı

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM ÖZELLİKLERİ İlk özel gazete Tercüman-ı Ahval ile başlar. Toplum için sanat anlayışı benimsenmiştir. Halkı aydınlatma amacıyla eser verildiği için

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDEKİ BAĞIMSIZ SANATÇILAR YAHYA KEMAL BEYATLI (1884 1958) Şiirleri Milli edebiyat akımına uymaz, daha çok makale ve konferanslarında bu akımı

Detaylı

SON DURAKTAN BİR ÖNCE

SON DURAKTAN BİR ÖNCE SON DURAKTAN BİR ÖNCE Cevat Çapan 18 Ocak 1933 te, Darıca da doğdu. Darıca İlkokulu ndan sonra 1945 te girdiği Robert Kolej i 1953 te bitirdi. Yükseköğrenimini İngiltere de Cambridge Üniversitesi nin İngiliz

Detaylı

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO İletişim Yayınları 265 Cemil Meriç Bütün Eserleri 15 ISBN-13: 978-975-470-356-6 1993 İletişim Yayıncılık A. Ş. 1-18. BASKI 1993-2016, İstanbul 19. BASKI 2017, İstanbul KAPAK Ümit Kıvanç UYGULAMA Hüsnü

Detaylı

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun olduktan (1972) sonra bir süre aynı bölümde kütüphane memurluğu yaptı (1974-1978). 1976 da Türk

Detaylı

HABER YAZISI ALP AKIS VE ARI BARAHYA

HABER YAZISI ALP AKIS VE ARI BARAHYA HABER YAZISI ALP AKIS VE ARI BARAHYA GECMIŞTEN GUNÜMUZE HABER YAZILARI Halka günlük olayları haber verme geleneğinin şimdilik Atina da başladığı sanılmaktadır. Eski Atina da, halk günün belirli saatinde,

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com GÜNLÜK (GÜNCE) 1 GÜNLÜK Öğretmeye bağlı, gerçekçi anlatım türlerinden biri olan günlükler, bir kişinin önemli ve kayda değer bulduğu olayları, gözlem, izlenim duygu düşünce ve hayallerini günü gününe tarih

Detaylı

Yüksek. Eğitim bilimleri. Eğitim bilimleri

Yüksek. Eğitim bilimleri. Eğitim bilimleri ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Salih Bolat 2. Doğum Tarihi:.7.1956. Ünvanı: Yrd.Doç.Dr 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Lisans Sosyal Politika Yüksek Lisans Eğitim bilimleri Doktora Eğitim bilimleri Üniversite

Detaylı

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I TEVFİK FİKRET (1867 1915) Servetifünun edebiyatının öncüsü ve üstadı sayılmaktadır. Şiirlerinde aşk, doğa, aile, çocuk, acıma gibi bireysel duyarlılıkları karamsar bir bakış

Detaylı

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ EXPERT ACCOUNTANTS ASSOCIATION OF TURKEY (15.10.1909 İnegöl -06.11.1987 istanbul) Meslek çalışmalarımızda siz ve eserleriniz

Detaylı

YALNIZLIK PAYLAŞILMAZ

YALNIZLIK PAYLAŞILMAZ YALNIZLIK PAYLAŞILMAZ Özdemir Asaf (Ankara, 11 Haziran 1923 İstanbul, 28 Ocak 1981) Danıştay Üyesi Mehmet Asaf ın oğludur. Babasını kaybettiği yıl (1930) Galatasaray Lisesi nin ilk kısmına girdi. 1934

Detaylı

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ VE YAYIN LİSTESİ 1. Adı Soyadı : Muharrem KESİK İletişim Bilgileri Adres : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) 521 81 00 Mail : [email protected] 2. Doğum -

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Arş. Gör. Bülent SAYAK Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı,

Arş. Gör. Bülent SAYAK Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı, ISSN: 2149-9225 Yıl: 4, Sayı:13, Mart 2018, s. 463-467 Arş. Gör. Bülent SAYAK Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı, [email protected] Kitap Tanıtım ve Değerlendirme Hülya

Detaylı

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları Mehmet Nuri Çınarcı Ankara 2016 Türkçe Şair Tezkirelerinin Kaynakları Yazar Mehmet Nuri Çınarcı ISBN: 978-605-9247-46-7 1. Baskı Aralık, 2016 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ FELSEFE FEL0* İLKÇAĞ FELSEFESİ 5 5 FEL04* FELSEFİ KAVRAMLAR VE TERİMLER 5 5 FEL06* VARLIK FELSEFESİ 5 5 FEL08* KLASİK MANTIK 4 5 5 FEL0* BİLİM TARİHİ 4 4 FEL0* İSLAM FELSEFESİ TARİHİ I +0 5 5 FEL04* AHLAK

Detaylı

Yüksek. Eğitim Bilimleri. Eğitim Bilimleri

Yüksek. Eğitim Bilimleri. Eğitim Bilimleri ÖZGEÇMİŞ T.C.No. 1014884 1. Adı Soyadı: Salih Bolat 2. Doğum Tarihi:.7.1956. Ünvanı: Yrd.Doç..Dr 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Lisans Sosyal Politika Yüksek Lisans Eğitim Bilimleri Doktora Eğitim Bilimleri

Detaylı

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI Türk ve dünya edebiyatında ortaya konan eserler, amaçları ve içerikleri açısından farklı özellikler taşırlar. Bu eserler genel olarak üç ana başlıkta toplanır. Ancak son dönemde bu sınıflandırmaların sınırları

Detaylı

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI 11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI A. RAPOR: Herhangi bir konuyu, olayı veya incelenmekle görevlendirilen kişi veya kişilerin, yaptıkları araştırmanın sonuçlarını ilgili yere bildirmek üzere yazdıkları

Detaylı

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ Adı ve Soyadı : Cengiz ALYILMAZ : Prof. Dr. Bölüm/ Anabilim Dalı : Türkçe Eğitimi Bölümü Doğum Tarihi : 11.4.1966 Doğum Yeri : Kars Çalışma Konusu : Eski Türk Dili, Türkçe Eğitimi,

Detaylı

2015 YILI SÜRELİ YAYIN LİSTESİ

2015 YILI SÜRELİ YAYIN LİSTESİ 2015 YILI SÜRELİ YAYIN LİSTESİ SIRA Yıl Yayın Adı 1 2015 08 Artvin 2 2015 14 Şubat dünyanin öyküsü 3 2015 2023 4 2015 21. yüzyılda sosyal bilimler 5 2015 53 Rize 6 2015 Acemi 7 2015 Ajans dergi 8 2015

Detaylı

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI AHMET HAŞİM ( 1884 1933 ) Fecriati topluluğunun en önemli şairi olup modern Türk şiirinin kurucularından biridir. Türk edebiyatında akşam şairi olarak da tanınır. Sanat

Detaylı

VATAN ŞAİRİ MEHMET ÂKİF ERSOY

VATAN ŞAİRİ MEHMET ÂKİF ERSOY VATAN ŞAİRİ MEHMET ÂKİF ERSOY 1873-1936 HAYATI Mehmet Âkif Ersoy, 1873 yılının aralık ayında İstanbul'da, Fatih ilçesinin Karagümrük semtinde Sarıgüzel mahallesinde dünyaya geldi. Annesi Buhara'dan Anadolu'ya

Detaylı

Orhan benim için şarkı yazardı

Orhan benim için şarkı yazardı 70'li yılların ünlü ses sanatçısı ve sinema oyuncusu Yıldız Tezcan, 21 yaşındayken Orhan Gencebay ile büyük aşk yaşadığını, ancak o dönem çöpçatanlıklarını yapan Sevim Emre'nin sonradan Gencebay'ı elinden

Detaylı

DÜZYAZI (NESİR) TÜRLERİ

DÜZYAZI (NESİR) TÜRLERİ DÜZYAZI (NESİR) TÜRLERİ Bu kaynakta belli başlı düz yazı (nesir) türleri ile ilgili kısa bilgiler bulunmaktadır. Her türle ilgili ayrıntılı bilgiler için, üst menümüzdeki Edebi Türler sekmesinden faydalanabilirsiniz..

Detaylı

Bayrampaşa'da Erzincanlı Var

Bayrampaşa'da Erzincanlı Var On5yirmi5.com Bayrampaşa'da Erzincanlı Var Bayrampaşa Belediyesi Kültür Sanat etkinlikleri Nisan ayına da dopdolu giriyor. Bu ayki etkinliklerde Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Dursun Ali Erzincanlı

Detaylı

SERVETİFÜNUN SANATÇILAR - II

SERVETİFÜNUN SANATÇILAR - II SERVETİFÜNUN SANATÇILAR - II SERVETİFÜNUN DÖNEMİ BAĞIMSIZ SANATÇILARI HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR (1864 1944) Ahmet Mithat ın halk için roman yazma geleneğini sürdürmüştür. Natüralizmin ilk önemli temsilcisidir.

Detaylı

ÖZ GEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

ÖZ GEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl ÖZ GEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Sema ÖZHER KOÇ 2. Doğum Yeri ve Tarihi: Yumurtalık, 15.10.1977 3. Ünvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Doktora Türk Dili ve Edebiyatı Fırat Üniversitesi

Detaylı

Yetenekleriniz Konuşsun!

Yetenekleriniz Konuşsun! On5yirmi5.com Yetenekleriniz Konuşsun! ÖSS'de istediğiniz puanı alamadınız, yerleştirmelerde de açıkta kaldınız..."tamam, benim üniversite maceram buraya kadarmış" diyorsanız, yanılıyorsunuz. Yayın Tarihi

Detaylı

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ 015 016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİL VE ANLATIM İ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI EYLÜL ÜNİTE I METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI ÜNİTE 1 İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR HAFTA

Detaylı

OSMANLI ARAŞTIRMALARI X

OSMANLI ARAŞTIRMALARI X OSMANLI ARAŞTIRMALARI X Neşl.r Heyeti - EdU.orlal Board HALİL İNALCIK-NEJAT GÖYÜNÇ HEATH W. LOWRY- İSMAiL ERtlNSAL THE JOURNAL OF OTTOMAN STUDIES, X İstanbul-199 0 226 Nitekim Şehzade Mustafa'nın öldürülmesinin

Detaylı

ABİDİN DİNO 1913-1993

ABİDİN DİNO 1913-1993 ABİDİN DİNO 1913-1993 Abidin Dino 23 Mart 1913,İstanbul`da doğdu. Ressam, karikatürist, yazar, film yönetmeni. Çok yönlü bir kültür adamı olan Abidin Dino, çağdaş Türk resminin öncülerindendir. 1933 yılında

Detaylı

Arnavutça (DİL-2) Boşnakça (DİL-2)

Arnavutça (DİL-2) Boşnakça (DİL-2) Arnavutça () Programın amacı, Arnavut dili, kültürü, tarihi ve edebiyatını tanıyan bu alanda çalışma yapacak nitelikte bireyler yetiştirmektir Metinlerinden yola çıkarak Arnavut dilinde metin okur ve yazar,

Detaylı

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır