hz ömer kimdir kısaca / Hz. Ömer kimdir? Hz. Ömer nasıl Müslüman oldu? - Galeri - Fikriyat Gazetesi

Hz Ömer Kimdir Kısaca

hz ömer kimdir kısaca

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:

Devamı

Hz. Ömer (ra), yılında Mekke'de dünyaya geldi. Babası Hattab bin Hufeyl, annesi Ebu Cehil'in kardeşi veya amcasının kızı olan Fatıma bin Haşam'dır. Hicretten kırk sene evvel kadar doğmuştur. Buna göre, Peygamber Efendimiz'den (Sav) 12 veya 13 yaş küçük olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Ömer (ra) yani Ömer bin Hattab Hz. Ebubekir'den sonraki ikinci halifedir.

Babası Hattab bin Hufeyl, annesi Fatıma bin Haşam Beni Mahzum kabilesindendi. Ailesi orta sınıfa mensuptu. Babası tüccardı ve kabilesinde zekâsıyla meşhurdu, çok tanrıcıydı (putperest idi). Ömer çocukluğundan itibaren deve çobanlığı yapmaya başladı. Ömer: "Babam çok acımasızdı. Develeri güderken dinlenmek için işi bıraktığımda beni döverdi." demiştir. Ömer küçük yaşta okuma yazma öğrendi. İslam öncesi dönemde okur yazarlık nadiren vardı. Arap edebiyatı ve şiirle ilgilendi. Ömer ergenlik döneminde ata binme, dövüş sporları ve güreş öğrendi.

Uzun boyu ve fiziksel üstünlüğü ile iyi bir güreşçiydi. Ayrıca iyi bir hatip olduğundan babasının yanında kabileler arası anlaşmazlıklarda hakemlik yaptı. Tüccarlık yaparken Roma ve Pers şehirlerine gitti ve buradaki düşünürlerle tanışma imkanı bulmuş oldu. Hz. Ömer Mekke müşriklerince Hz. Muhammed'i (Sav) öldürmek üzere görevlendirilmiş, yolda bu niyetini anlayan bir sahabe tarafından, hedef saptırmak amacıyla, gizli bir Müslüman olan kız kardeşinin evine yönlendirilmiş, önce gidip onunla ilgilenmesi söylenmiştir.

Kız kardeşinin evine geldiğinde evden gelen Kur'an sesini işiten Hz. Ömer "Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih etmektedir…" diye başlayan Kur'an ayetlerinden (Taha ve Hadid surelerinin ilk ayetleri) etkilenerek Müslüman olmuştur. Müslüman olduktan sonra ettikten sonra müşriklere karşı çok sert davranmış ve dinini her ortamda, kimseden çekinmeden herkese meydan okuyarak savunmuştur.

Hz. Ömer birkaç defa evlendi. Bu evliliklerinden çocukları da oldu. Ebubekir'in yaklaşık iki yıllık süren halifeliği hastalanıp vefat etmesiyle son bulmuştur. Son günlerinde ashabın görüşlerini alarak yerine Halife olarak Ömer'i tavsiye etmiştir ahitnameyi Osman'a yazdırmıştır.

Ömer bin Hattab döneminde Bizans ile yapılan Yarmuk, Halep, Ecnadin, Demirköprü, Dathin, Firaz ve Qarteen muharebeleri ile Mısır, Suriye, Lübnan ve Filistin; Sasaniler ile yapılan Köprü, Nihavend, Kadisiye muharebeleri ile de Irak'ın tamamı ve İran'ın büyük bir kısmı feth edildi. Ömer bin Hattab döneminde hilafet dahilden güçlendi. Ömer adaletli bir hükümdardı, devlet memurları ve valileri her zaman kontröl ederdi. Beytülmal'ı müslümanlar arasında en iyi şekilde bölüştürmüştür. Kendisi çok fakirdi, aylık geliri sadece 16–20 dirhemdi.

Miladi 1 Kasım 'te, kendisinden alınan verginin azaltılmasını isteyen, ancak talebi kabul edilmeyen Fars Ebû Lü'lüe tarafından Medine'de sabah namazında hançerle saldırıya uğradı. Saldırgan intihar ederken Ömer bin Hattab üç gün sonra vefat etti.

kaynağı değiştir]

Ömer, Habeşistan'a hicretten bir yıl sonra, yılında Müslüman oldu. Yaygın rivayetlere göre olay şu şekilde gerçekleşti:

Ömer, Muhammed'i öldürmek için yola çıktı. Yolda, gizlice İslam'a geçen ancak Ömer'e söylememiş olan en yakın arkadaşı Nuaym bin Abdullah ile karşılaştı. Ömer, Muhammed'i öldürmek için yola çıktığını haber verince Nuaym, Ömer'in hedefini değiştirmek için kendisine kız kardeşi ile kocasının Müslüman olduğunu söyledi.[15]

Hiddetlenen Ömer, kız kardeşinin evine doğru yürüdü. Eve varınca Ömer, kız kardeşi ve kayınbiraderi Said bin Zeyd'i Tâhâ Suresi'nden Kur'an ayetlerini okurken buldu.[16] Kayınbiraderi ile tartışmaya başladı. Ablası kocasını kurtarmaya gelince, o da onunla tartışmaya başladı. "Bizi istersen öldürebilirsin, ama biz İslam'dan vazgeçmeyeceğiz" demeye devam ettiler. Ömer bu sözleri işitince kız kardeşine ve kayınbiraderine şiddetli bir tokat attı ve kız kardeşi ağzından kanlar akarak yere düştü. Sonradan Ömer, ablasının hâlini görünce vicdan azabı çekti ve kız kardeşinden okuduklarını kendisine vermesini istedi. Kız kardeşi olumsuz yanıt vererek, "Sen kirlisin. Temiz olmayan hiç kimse bu kutsal yazılara dokunamaz." dedi.

Ömer bunun üzerine vücudunu yıkadı ve Tâhâ Suresi'nin ayetini okumaya başladı: "Şüphe yok ki ben Allah'ım. Benden başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl."[17] Ömer, sonra ağlayarak, "Şüphesiz bu, Allah'ın sözüdür. Muhammed'in Allah'ın resulü olduğuna şehadet ederim." dedi. O anda orada bulunan ve saklanan Habbab bin Eret, bunu duyunca saklandığı yerden çıktı ve şöyle dedi: "Ey Ömer! Dün Peygamberimiz senin Müslüman olman için şöyle dua etmişti: 'Ey Allah'ım! Bu dini ya Ömer'le, ya Ebû Cehil'le, ya da kimi istersen onla kuvvetlendir.' Duası kabul olmak üzere ve inşallah olacak."[18] Bunu duyan Ömer çok şaşırdı ve hemen oradan ayrılıp Muhammed'i bulmaya gitti.[19]

Ömer daha sonra Muhammed'in yanına geldi ve oradakilere Peygamber'le görüşmek istediğini söyledi. Muhammed'in yanında bulunan sahabeler bunun üzerine telaşlandılar. Yeni Müslüman olan Hamza, Ömer'in geldiğini duyunca kılıcını çekti. Muhammed onları sakinleştirdi ve Ömer'i huzuruna kabul etti. Ömer, onun ve arkadaşlarının önünde İslam'ı kabul ettiğini belirtti. Müslüman olduğunda 39 yaşındaydı.[20]

Rivayete göre, İslam'ı kabul ettikten sonra Ömer, Kâbe'de açıkça namaz kıldı ve dua etti. Kureyş liderleri Ebû Cehil ve Ebû Süfyan, bu olayı öfkeyle izlediler. Bu olay, Müslümanlar'ın İslam'ı açıkça yaşama konusunda güven kazanmalarına daha da yardımcı oldu. Daha sonra Ömer, Müslümanlar'ı namaz kılmaktan alıkoymaya cüret eden herkese meydan okudu ve kimse, Ömer açıkça namaz kılarken ona müdahale etmeye cesaret edemedi. Ömer'in İslam'ı kabul etmesi Mekke'deki Müslümanlara ve İslam'a güç verdi. Bu olaydan sonra Müslümanlar, ilk kez Mescid-i Haram'da hep birlikte açıkça namaz kıldılar.

Medine'ye Hicret[değiştir

İslam’ın ikinci halifesi Hz. Ömer (r.a.) Fil Vakasından on üç sene sonra Mekke’de doğmuştur.  Hz. Ömer Kureyş Kabilesinin Benû Adiyy kolundan mensuptur. Büyük atası Ka’b ibn-i Lüey’de Peygamber Efendimiz ’in temiz soyları birleşir. Yine Hz. Ömer’in kendisinden rivayet edildiği üzere, Büyük Ficar savaşından dört yıl sonra dünyaya gelmiştir. Bu durumda, Peygamber Efendimiz ’den 10 küsur yaş küçük olmaktadır. 

HZ. ÖMER’İN ÇOCUKLUĞU VE İSLAMLA ŞEREFLENMESİ

Hz. Ömer çocukluğunda, babasına ait sürülere çobanlık yapıp, sonra da ticaretle meşgul olmuştur. Suriye taraflarına giden ticaret kervanlarına iştirak ettiği biliniyor. Cahiliye döneminde, şehrin eşrafı arasında yer alır ve Mekke Şehir Devleti’nin elçilik vazifesini ifa ederdi. Bir savaş hâli olduğu zaman Ömer (r.a.) elçi olarak gönderilir, sonra da verdiği bilgilere ve ileri sürdüğü görüşlere göre vaziyet alınırdı. Kabileler arasında çıkan ihtilafların çözümünde büyük tesiri olur, verdiği kararlara itimat edilirdi. İmanla şereflenmeden evvel Müslümanlara pek çok eziyette bulundu. Güç ve kuvvetiyle meşhur olduğundan, onun iman etmesi Müslümanlara büyük bir kuvvet kazandırdı.

Hz. Ömer İslâm ile şereflendiği gün bütün Müslümanlar Kâbe’ye giderek ilk defa açıktan namaz kıldılar. Ömer (r.a.) Müslüman olduktan sonra devamlı Allah Resulünün yanında bulundu, O’ndan hiç ayrılmadı ve İslâm için elinden gelen her şeyi yaptı. Kâfirlerle mücadele etti, pek çok meşakkat ve eziyetlere maruz kaldı. Medine’ye hicret edince, şehir merkezine 3 km. uzaklıkta bulunan Kuba’ya yerleşti. Hz. Ebubekir’den sonra Allah Resul’ünün en büyük yardımcısı oldu. Efendimiz ’in katıldığı bütün savaşlarda bulundu. Peygamber Efendimiz mühim kararlar alacağı zaman Ömer (r.a.) ile de istişare ederdi. Kızı Hafsa validemizi Efendimiz ile evlendirerek Peygamber Efendimiz ‘in kayınpederi olma şerefine erdi. Efendimizi o kadar derin bir muhabbetle severdi ki, O’nun vefat ettiğini duyunca büyük bir şoka girdi, kılıcını çekerek, “Peygamber Efendimiz öldü” diyenlerin kafasını koparacağını söyledi. Peygamber Efendimiz ‘in vefatı üzerine zuhur eden karışıklığı, Hz. Ebubekir’in kısa zamanda halife seçilmesini sağlayarak büyük bir dirayetle önledi. Hilâfeti müddetince Hz. Ebubekir’in en büyük yardımcısı oldu.

İKİNCİ HALİFE HZ. ÖMER’İN (R.A.) DEVLET İDARESİ

Ömer (r.a.), devlet idaresinde mühim yenilikler yaptı, pek çok ilke imza attı. İdari, adlî, mali ve askerî teşkilâtlar kurdu. Onun devrinde yeni fetihlerle İslâm devletinin hudutları genişlemiş, zaferlerden elde edilen ganimetlerle devlet hazinesi dolup taşmıştı. Bunun üzerine Ömer (r.a.), İslâm’a hizmetlerini göz önünde bulundurarak Müslümanlara maaş bağlamaya karar verdi. Hz. Ömer’in Müslümanlara bağladığı bu maaş, senelik tahsisat şeklindeydi. İlk olarak askerlerin kayıtlarını tutturduğu, ganimet gelirlerinin dağıtımını kaydettirdiği “Divan” teşkilatını kurdu. Divan defterinin başına da derece derece Efendimiz ‘in akrabalarını ve şanlı Bedir Ashabının isimlerini yazdı.

Kaza (mahkeme işlerini) bir düzene koymak için valilerden ayrı ve bağımsız çalışan kadılar tayin etti. Ömer (r.a.) şehirlere tayin ettiği valilerin İslâm’ı yayma ve güzelce öğretme faaliyetleriyle iktifa etmiyordu. Bilâkis onları, Medine’den gönderdiği âlimlerle destekliyordu. Bu âlimlerle muhtelif tavsiye ve mektuplar da gönderiyordu. 

HİCRİ TAKVİM NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Fethedilen bölgelerde okullar açtı, buralara müderrisler tayin ederek Kur’an-ı Kerim’in okunup anlaşılmasına ve onunla amel edilmesine gayret etti. İslâm’ın, Müslüman olan insanlara öğretilmesi ve tebliğ çalışmalarının yürütülmesi için sahabîlerden ve diğer âlimlerden istifade etti ve onları değişik bölgelere gönderdi. Kur’an, Hadis ve Fıkıh öğretimi ile uğraşan bu âlimlere maaş bağladı. Devletin her tarafında camiler inşa ettirdi. Onun zamanında dört bin adet cami yapıldığı rivayet edilir. Hz. Ömer (r.a.): “Hicret, hak ile bâtılı ayırdı” diyerek hicreti takvim başlangıcı yaptı. Ali ve Osman (r.a) Hazretlerinin işareti ile Muharrem ayını sene başı olarak tayin etti. 

HZ. ÖMER (R.A.) DÖNEMİNDEKİ İLKLER

İlk defa ‘Müminlerin Emiri’ diye isimlendirilen odur.


Teravih Namazı cemaatle kılınmaya ilk defa onun zamanında başladı.

Kur’an’ın iki kapak arasına toplanıp yazılmasını ilk defa o teklif etti ve bu tahakkuk edinceye kadar ısrarla üzerinde durdu.

Zimmîlere ilk defa alâmet taktıran odur.

İlk defa yazılı kararlar alan odur.

Kumandan ve valilerle ilk defa toplantı yapan odur.

İlk defa İslâm devletine ait para bastıran odur…

Bunun gibi daha pek çok ilke imza atmıştır.

Ömer (r.a.), köleliğe karşı şiddetli bir mücadele verdi. 

Ömer (r.a.), memurlarının, hastalanan köleleri ziyaret etmediklerini anladığında onları vazifeden azlederdi. Kendisi de her cumartesi Medine’nin kenar semtlerine gider, herhangi bir köleyi gücü yetmeyeceği bir işte çalışırken görürse, bu işi ondan alırdı.

HZ. ÖMER (R.A.) NASIL VEFAT ETTİ?

Ömer (r.a.) hicretin senesinde Zerdüşt bir köle olan Ebû Lü’lü tarafından şehit edildi ve Efendimiz ‘in ayakları dibine defnedildi. Enes (r.a) şöyle der: “Efendimiz altmış üç yaşında vefat etti. Ebubekir (r.a.) de altmış üç yaşında vefat etti, Ömer (r.a.) de altmış üç yaşında vefat etti.”

HZ. ÖMER’İN (R.A.) KABRİ NEREDE?

Hz. Ömer’in (r.a.) kabri Peygamber Efendimizin Medine’de vefat ettikten sonra ebedi istirahat çekildiği Ravza-i Mutahhara’nın yanında bulunmaktadır.

Hz Ömer’in kişilik özellikleri

Müminlerin emiri Hz. Ömer b. Hattab dünya tarihinin gördüğü en adil yöneticilerden biri idi. Kur'an-ı Kerim'i ve sünneti gayet iyi bir şekilde anlamış olan Hz. Ömer, yenilikçi, akılcı, adil ve liderlik özellikleri kuvvetli bir halife idi. Bu vasıflar onu İslam tarihinde daima aranılan bir idareci noktasına yükseltti. Peki, Hz. Ömer nasıl bir karaktere sahipti? Hz Ömer kimdir? Hz. Ömer kişiliği, icraatları, nasihatler, sözleri, hakkında, özellikleri, yönetim şekli, adaleti…

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:

Tarafsızlık
İleri görüşlülük
Askeri zekâsı
Sorgulayıcılık
Adalet

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir