bel fıtığı kasığa vururmu / Kadınlarda bel ve kasıl ağrıları

Bel Fıtığı Kasığa Vururmu

bel fıtığı kasığa vururmu

Kadınlarda bel ve kasıl ağrıları

KADINLARDA BEL VE KASIK AĞRILARI

Kasık ve bel ağrısı kadınların doktora başvurmalarına neden olan en önemli yakınmalardan biridir. Kasık ağrıları bazen kadınların günlük yaşantılarını etkileyecek ve hatta işine gidemeyecek kadar ağır olabilir. Cinsel yaşantısınıda etkileyebilen bu durum, zamanla psikolojik problemlerede neden olabilir. Kasık ve bel ağrısı üreme organlarından kaynaklandığı gibi, idrar yolları, sindirim veya iskelet sisteminden de kaynaklanabilir. Ağrının başlama şekli, niteliği, şiddeti, yeri ve yayılması önemlidir. Ani başlayan ağrılar ile uzun süredir devam eden ağrıların nedenleri birbirinden farklıdır.

Ani Başlayan Ağrı Nedenleri

Üreme Organlarının İltihabi Hastalıkları: Pelvik enflamatuvar hastalık olarak adlandırılan bu durumda, çoğunlukla üreme organları vajen içinde kolonize olan mikroorganizmalar tarafından enfekte olur. Enfeksiyon yukarıya doğru yayılarak rahim ağzı rahim, üreme kanalları, yumurtalıklar ve karın içindeki diğer organlara yayılabilir. Ağrı ile birlikte ateş, üşüme ve titreme gibi sistemik bulgularda olabilir. Üreme organları üzerinde kalıcı bir hasar olmaması için erken teşhis ve uygun antibiyotik tedavisi ile büyük başarı ile tedavi edilebilen bir durumdur.

Yumurtalık Kistleri:Basit folikül kistleri ve çikolata kisti (emdometrioz kisti) olabileceği gibi, kanser başlangıcı veya kötü huylu bir yumurtalık kisti olabilir. Yumurtalık kistleri çoğunlukla çevre organlarına bası yaparak veya nadiren yumurtalığın kendi etrafında kıvrılıp torsiyone olup kangren olması ile ağrıya neden olurlar. Basit yumurtalık kistleri klinik takip ve ilaç tedavisi ile çoğunlukla tedavi edilebilirler. Nadiren cerrahi müdahale gerekir. Diğer tip kistlerde çoğunlukla cerrahi müdahale ve akabinde ilaç tedavisi kaçınılmazdır.

Dış Gebelik : Gebeliğin anne rahimi dışında oluştuğu duruma denir. dış gebelik çoğunlukla kanallara, nadiren rahim ağzı veya karın içine yerleşir. Büyüyen gebelik kesesi bulunduğu organın sınırlarını zorlar ve ağrıya neden olur. Dahada ilerleyen gebelik bulunduğu organın yırtılmasına ve karın içine kanama yapan acil bir tabloya neden olur.

Apendisit:Apendisitin iltihaplanması acil müdahale gerektiren bir durumdur. Çoğunlukla karın ağrısı yapan diğer durumlarla karışabilir. Apendisitin erken teşhis edilmedi ve alınması hayat kurtarıcı olabilir.

Sindirim Sistemi İltihabı:Enterit olarak bilinen ve karın, kasık ağrısı ve çoğunlukla ishal ile birlikte seyreden klinik bir tablodur. Hastanın kaybettiği sıvı ve vitaminler yerine konmalı ve gerektiğinde uygun antibiyotik ile tedavisi mümkün olan bir durumdur.

İdrar Yolları Enfeksiyonu veya Taşları: İdrarda yanma, sık idrara çıkma, bel ve kasık ağrısı, ateş, üşüme ve titreme ile birlikte seyreden bir durumdur. Bol sıvı alımı ve etkin antibiyotik ile tedavi edilebilir. idrar yollarındaki taşların bazen ultrason ile kırılması ve bazende cerrahi müdahale ile alınması gerekebilir.

Cinsel ilişki sırasında ağrı duyulması organik veya psikolojik nedenli olabilir. Organik nedenler arasında endometriozis (karın içerisine kanamalara neden olan bir hastalık), vajendeki yaralar ve çok sayıda doğuma bağlı üreme organlarının bağlarındaki yırtılmalardır. Psikolojik nedenli ağrılar belli bir yerleşim göstermeyen künt ağrılardır. Hastaya detaylı bir inceleme yapıldıktan sonra hiçbir organik neden bulunamazsa ağrının psikolojik olabileceği düşünülür. Ayrıca rahim içi araç`da (spiral) zaman zaman hareket ederek ağrıya neden olabilir. Bu ağrı kramp şeklinde, veya batıcı niteliktedir. Kronik ağrılar genelde altı aydan uzun sürer ve ağrı kesicilere cevap vermez. Kronik ağrılar üreme organlarının hastalıkları, mide, barsak hastalıkları ve psikolojik nedenlerle oluşabilir.

Ağrıya Neden Olan Kadın Hastalıkları

Enfeksiyonlar:Tüberküloz dışındaki enfeksiyonlar akut ağrı nedenidir. Devam eden ağrılar karın içinde enfeksiyonlara bağlı oluşmuş yapışıklıklardan kaynaklanır. Klamydia ve üreoplazma türü mikroorganizmaların enfeksiyonu sadece ağrı nedeni olmakdan öte üreme organlarında neden oldukları kalıcı hasarlar nedeni ile üreme sağlığı üzerindede olumsuz etkilere neden olur

Yapışıklıklar:Organların hareketini kısıtlayan kalın ve sert yapışıklıklar ağrıya neden olur. Bu yapışıklıklar genital enfeksiyonlardan kaynaklanacağı gibi, endometrioz sonucuda ortaya çıkabilir. ilaç tedavisinin kalıcı etki gösteremediği bu durumda cerrahi müdahale ile yapışıklıkların giderilmesi gerekebilir

Endometriosis:Rahim dokusunun rahim dışında bulunmasıdır. Her adetle beraber bu dokular karın içine kanamalara yol açar. Karın zarının etkilenmesi ve oluşan yapışıklıklar adet ağrısı şeklinde ağrıya neden olur. Günümüzde tanısal amaçlı laparoskopi ile ağrı yakınması olan hastaların %20-40`ında endometriozis saptanmıştır. Endometrioz lezyonları rahim bağları üzerinde olabileceği gibi yumurtalıklar üzerindede bulunabilir. Rahim bağları üzerindeki lezyonlar adetlerde şiddetli ağrılara neden olabilir. Yumurtalıklar üzerindeki odaklar ise her adet ile yumurtalık içine kanayarak çikolata kisti olarak bilinen kistleri oluştururlar. Bu kistler büyük boyutlara vardıklarında şiddetli ağrılara neden olabilir. Karın zarları üzerinde yer alan endometrioz odakları ise yapışıklıklara neden olarak üreme organlarının hareketini kısıtlarlar ve ağrılara neden olurlar. Endometriozun kesin tanı ve tedavisi laparoskopik (kansız, bıçaksız tanı ve ameliyat yöntemi) olarak konur. Laparoskopik olarak yapılan cerrahi girişimlerle yapışıklıklar açılır, yumurtalıktaki kistler alınır ve aktif               odaklar koter ve lazer yardımı ile ortadan kaldırılabilir.

Rahimin pozisyon bozuklukları:Kadınların %20 sinde rahim ters dönüktür. Rahim ileri derecede dönük olduğunda kan akımı bozulur ve ağrıya yol açar. Endometriozis veya diğer nedenler ile meydana gelen yapışıklıklar ve tümörler rahimde pozisyon değişikliklerine ve ağrıya neden olur. ilaç tedavisi ile üstesinden gelinemeyen durumlarda rahim pozisyonunu düzeltmek için cerrahi girişimler gerekebilir.

Zor doğumlar: Uzamış ve zor doğumlarda rahim bağlarında yırtıklar oluşur, bu yırtıklar tam iyileşmediğinden ileride ağrıya neden olur.

Tedavi : Ağrı tedavisi nedene yöneliktir. Ultrason ve laparoskopi ile ağrının nedeni teşhis edilmeye çalışılır. Laparoskopi ile karın içerisindeki yapışıklıklar giderilebilir, endometriosis tedavi edilir. Ayrıca laparoskopi ile günümüzde rahme gelen sinirler kesilerek hastanın ağrı şikayeti etkin olarak ortadan kaldırılabilir. Nedeni saptanamayan ağrılarda ağrı kesicilere başvurulabilir. Hastalara psikolojik destek de faydalı olur.

HER KALÇA VE BEL AĞRISI BEL FITIĞI AĞRISI MI?

Her kalça ve bacağa vuran ağrının bel fıtığı ağrısı olarak kabul edilip tedavi yöntemlerinin de bel fıtığına göre verilmesi yanlıştır. Çünkü her kalça ve bel ağrısı bel fıtığı ağrısı değildir.
Bel ağrılarına yol açan hastalıklar çalışanları etkilemekte, dünyada ücret, iş gücü kaybı ve tedavi maliyeti gittikçe artan bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bel ağrısı çok sık görülen bir yakınma olup çoğu zaman hem hastalar hem de doktorlar tarafından önemsenmediği için çoğu zaman bel ağrısı ile kendini gösteren hastalıklara uzun süre tanı konulamaz ve bu nedenle hastalıkların zamanında  tedavisini geciktirerek geri dönmesi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.

Belde yer alan omur, disk ve yumuşak dokularda gelişen herhangi bir olay bel ağrısına neden olabilir. Dünyada nüfusun yaklaşık %80’i yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kez bel ağrısı atağı geçirmektedir. Bel ağrısı gelişmiş toplumlarda görülen kronik hastalıklar arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırayı almaktayken cerrahi tedavi yapılan hastalıklar arasında da beşinci sırada bulunmaktadır. Bel ağrısı en sık 20-40’lı yaşlarda görülmektedir. Bel ağrılarını akut ve kronik olmak üzere 2 gruba ayırabiliriz. Akut bel ağrılarında genellikle ağrı birkaç gün içerisinde azalır ve birkaç hafta sonra tamamen geçer. Ağrı 3 aydan daha fazla sürerse bu ağrıya kronik (müzmin) bel ağrısı ve sadece %5’i kronikleşir.
Akut bel ağrılarının yarısı bir hafta içinde tedavi, istirahat ve çeşitli lokal uygulamalar ile iyileşir. Bu ağrılar genellikle mekanik bel ağrısıdır. Akut bel ağrılarının daha az görülen nedeni ise kadın hastalıkları, prostat iltihabı, böbrek taşı, safra kesesi taşı, pankreas iltihabı ve aort anevrizması gibi hastalıklardır. Bu durumlara neden olan hastalıklarla ilgili başka bulgular, yakınmalar olduğu için bel ağrısı esas yakınma olmayıp ek bir yakınma olarak söylenilir. Fakat bu ek yakınma mı asıl yakınma mı ayrımını öyküden yola çıkarak hekim yapmalıdır. Kronik bel ağrıları ise 3 aydan daha uzun süren ağrılar olup tüm bel ağrılarının %5’ni oluşturur. Kronik bel ağrılarının nedenleri ise genellikle romatizmal, karın içi organların ciddi hastalıkları ve bel bölgesinin ciddi mekanik problemleri ile ilgili ağrılardır. Bel ağrılarını özelliklerine göre sınıflandıracak olursak üç çeşit bel ağrısı vardır. Bunlar mekanik, romatizmal ve yansıyan bel ağrılarıdır.

Mekanik Bel Ağrısı:

Mekanik bel ağrısı, beli oluşturan kas, kemik, bağ, disk gibi yapıların travma veya zorlanması sonucu ortaya çıkan ağrılardır. Mekanik bel ağrılarının nedenlerini kabaca kas ve iskelet sistemi hastalıkları ve omurga hastalıkları olarak iki gruba ayırabiliriz.
Çoğunlukla kaslarda, bağ dokusunda veya eklemlerdeki ufak hasarlanmalar ile oluşur. Ayrıca bel ağrısına yol açan kas-iskelet sistemi sorunları arasında kötü ve hatalı vücut postürü, bir bacağın kısalığı ve stres sayılabilir.
Omurga  hastalıkları da diğer grubu oluşturur. Bu grupta bel ağrılarına en sık yol açan rahatsızlıklar ise bel fıtıkları (lomber disk hernileri), dejeneratif disk hastalığı olarak adlandırdığımız disk dokusunun kaybı, bel kayması (lomber spondilolisthezis), bel omurga kanalının daralmasıdır (lomber dar kanal/spinal stenoz). Omurganın ciddi rahatsızlıkları olan ama daha az görülen tümör, enfeksiyon, travma, kemik erimesine (osteoporoz) bağlı çökmeler de bu ağrıların nedenleri arsında sayılabilir. Mekanik bel ağrıları bazı özellikleri ile diğer bel ağrısı nedenlerinden ayılırlar.
a)  Mekanik bel ağrılarında genellikle başlangıç zamanı veya başlatan olay net olarak bilinir.
b)  Her yaşta görülmekle birlikte sıklıkla 30-50 yaşları arasında görülür.
c)   Bel ağrısının lokalizasyonu belirgindir ve hasta ağrının olduğu bölgeyi eliyle gösterebilir.
d)  Bel ağrısı istirahatle azalan, ancak ayakta durma ve aktivite ile artan ağrıdır. Hasta yattığında, bazen oturduğunda ağrılarının azaldığını, ayağa kalktığında ve bir işle uğraştığında ağrılarının arttığını söyler.
e)  Mekanik bel ağrısının büyük bir kısmının da ağrı bacağa, topuğa hatta ayak baş parmağına vurmakta, beraberinde genellikle yanma veya uyuşma olmaktadır.
f)  Hastalarda gece ağrısı olabilir ve gece ağrısının özelliği, pozisyonla azalıp, geçebilmesidir. Hastalar gece sırtüstü yattıklarında siyatik sinirin gerilmesine bağlı olarak bel veya bacak ağrısı ile uyanırlar ve dizleri bükerek pozisyon değiştirdiklerinde bel ağrısı veya bacak ağrısının azaldığını söylerler. Bu nedenle hastalar belli bir süre sonra devamlı dizlerini bükerek uyumaya başlarlar.

Romatizmal Bel Ağrısı:

Kronik bel ağrısının en önemli ikinci nedeni romatizmal kaynaklı bel ağrılarıdır. Bu romatizmal bel ağrısına yol açan hastalıklara spondilartritler denilir. Bunlar; ankilozan spondilit, sedef hastalığı (psöriazis) ile birlikte görülen psöriyatik artrit, ülseratif kolit veya crohn hastalığı gibi romatizmal barsak hastalıkları ile birlikte görülen enteropatik artritler, bakterilerle oluşan idrar yolu enfeksiyonu veya ishal olayından 2-4 hafta sonra ortaya çıkan reaktif artrit ve ani başlangıçlı tek gözde kızarıklık ve ağrı ile seyreden göz iltihabı (akut anterior üveit) ile seyreden sınıflandırılamayan spondilartrit bulunmaktadır. Bu hastalıkların ortaya çıkardığı romatizmal bel ağrısını diğer tip bel ağrılarından bazı özellikleri ile ayrılırlar.
a)  Romatizmal  bel ağrısı sinsi başlangıçlı olup hasta ağrının ne zaman başladığını net olarak hatırlamaz. Ağrının başlangıcını çok eskiye dayanan zaman dilimi ile anlatır.
b)  Bel ağrısı genellikle 20-30’lu yaşlarda ortaya çıkar ve daha ileri yaşlarda ortaya çıkması nadirdir.
c)  Bel ağrısı en az üç aydır devam eden kronik seyirlidir ve bu özelliği de önemlidir. Çünkü romatizmal ağrı birkaç gün sürmeyip devam eder. Ancak hastalığın başlangıcında ağrılar birkaç gün olup sonra geçen ve  daha sonra tekrarlayan tarzda olabilir. Bu durumda bile ağrının en az üç aydır devam ediyor olması gerekir.
d)  Sabah tutukluğu ve ağrısı romatizmal bel ağrısının en önemli özelliklerindendir. Hasta genellikle sabahları kalktığında yataktan hemen doğrulamaz, beli ağrılı ve tutulmuş şekilde, yatakta biraz hareket ve egzersiz yaptıktan sonra kalkabilir. Sabah kalktığında eğilip çoraplarımı giyemiyorum diye ifade eder. Sabah tutukluğu genellikle 1 saat veya daha uzun sürer.  Hasta gün içinde uzun süre oturduğunda da harekete başlarken de, eğilip doğrulurken de bir tutukluktan söz eder. Sabah tutukluğu veya ağrısı gün içinde hareket ettikçe ve egzersizle azalır veya kaybolur. Hareketliyken rahatım, biraz fazla hareketsiz kaldığımda ağrım başlıyor cümlesi tipiktir.
e)  Gecenin ikinci yarısında olan ağrı romatizmal bel ağrısında çok önemli bir özelliktir ve gece uykusundan bel ağrısı ile uyanarak bir süre kalkar dolaşır, ağrısı hafifledikten sonra tekrar uyur. Gece yatakta ağrıdan dönemez.
Bu bel ağrısı özellikleri dışında sedef hastalığınız, iltihaplı barsak hastalığınız, 2-4 hafta içinde geçirdiğiniz idrar yolu enfeksiyonu veya ishal atağınız veya ailede spondilartrit hastalığı bulunan biri varsa spondilartrit (Romatiamal Bel Ağrısı) olma olasılığı artar. Aile öyküsü özellikle de ankilozan spondilit adı verilen spondilartritte oldukça önemlidir. Anne, baba ve kardeş gibi birinci derece akrabasında ankilozan spondilit hastalığı bulunan bir kişi hastalığın ortaya çıkma olasılığı %8’dir. Romatizmal bel ağrısı özelliği taşıyan bel ağrınız ve özellikle de spondilartrit tanısı konmuş yakın akrabalarınızda varsa tanı için bir romatoloğa  başvurmalısınız.

Yansıyan Bel Ağrısı:

Yansıyan bel ağrıları diğer bir bel ağrısı nedeni olup genellikle periton denen karın zarının arkasında ortaya iç organ, lenf bezi ve damar büyümelerinde olur. Özellikle gençlerde ortaya çıkan testis tümörleri ve lenfoma gibi hastalıklar spondilartritlerin de bu yaşlarda görülmesi nedeniyle sıklıkla karışabileceği için yansıyan bel ağrılarını özellikle romatizmal bel ağrılarından ayırt etmek gerekir. Yansıyan bel ağrıları bazı özellikleri ile diğer tip bel ağrılarından ayrılır.
a)  En önemli özelliği istirahat ve egzersizden etkilenmemesidir. Mekanik bel ağrıları istirahatle azalırken ve romatizmal bel ağrıları istirahatle artıp, egzersizle azalırken yansıyan bel ağrısının şiddeti aynı şekilde devam etmektedir.
b)  Bel ağrısına neden olan hastalıkla ilgili ek bulguların bulunması yansıyan bel ağrısının en önemli özelliği olup asıl hastalıkların halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş gibi yapısal şikâyetleri bel ağrısına eşlik eder.
c)  Hastalar bel ağrısının başlangıç zamanını tam olarak belirtemezler, sinsidir.
d)  Bazı kanser ve diğer hastalıklara bağlı yansıyan ağrılar 50 yaş üzeri hastalarda görülmektedir.
e)  Gece ağrıları  çok belirgindir. Ancak mekanik ağrılarda olduğu gibi yatış pozisyonundaki değişikliğiyle ve romatizmal bel ağrısında olduğu gibi yataktan kalkıp hareket etmekle azalmaz, hep vardır.
f)  Bel ağrısının yeri belirgin olmayıp hasta ağrının yerini mekanik bel ağrısında olduğu gibi tam olarak gösteremez.

Özetle, bel ağrısı çok sık görülen ve genellikle önemsenmeyen bir şikâyet olmasına rağmen hastalar bel ağrısı hakkında iyi bilgilendirilir ve doktorlar ise daha çok dikkat ederse uzun süredir devam eden bel ağrılarına neden olan ciddi başta romatizmal hastalıklar veya kanser gibi diğer önemli hastalıkların tanısında gecikmelerin önüne geçilecektir. Çoğu bel ağrısında ağrının nedeni öykü ve klinik muayene ile konur, yardımcı incelemeler ve radyolojik tetkikler sadece verdiğiniz tanıyla ilgili kararı destekleyici veya başka tanılara yöneltecektir. UNUTMAYALIM Kİ; DOĞRU TANI DOĞRU TEDAVİ DEMEKTİR.

Tedavi Edilmeyen Kasık Fıtığını Bekleyen Büyük Tehlike

Toplumumuzdaki erkeklerin en sık karşılaştıkları sağlık sorunlarının başında gelen kasık fıtığının tedavi edilmediğinde hayati tehlikeye yol açtığını biliyor muydunuz? Her ne kadar zararsız olarak görsek de kasık fıtıkları, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Ağrı, şişlik ve mide bulantısı gibi şikayetlere neden olabileceğini söyleyen Avrasya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı, kasık fıtığı ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlatıyor.

Kasık fıtığı nedir?

İnguinal herni olarak adlandırılan kasık fıtığı, kasık bölgesinde oluşan fıtıklardır. Kadınlara göre erkeklerde daha sık görülen kasık fıtığı, tüm fıtık türlerinin %80’ini oluşturur. Karın duvarı fıtıklarında en sık görülen kasık fıtığı, karın içi dokuların anormal bir şekilde dışarı çıkarak cilt üzerinde şişlik yaratmasıdır. Yeni doğan bebeklerden yetişkinlere kadar her yaşta görülen kasık fıtığı, daha çok karın duvarının zayıf olduğu bölgelerde meydana gelir.

İlk zamanlarda ayaktayken, ıkınırken, zorlayınca veya hapşırıp öksürünce kasık bölgesinde görünür olan fıtık, kişi uzanıp yattığında görünmez. Her 10 erkekten birinde görülen fıtık tedavi edilmediği sürece iyileşmez. Dolayısıyla fark edildiğinde mutlaka uzman bir doktora gösterilmelidir.

Kasık fıtığının belirtileri nelerdir?

Kasık fıtığının en belirgin semptomları ağrı ve şişliktir. Kasık bölgesinde şişlik ve kabarıklık ile fark edilir. Kişi genellikle kasığında gevşeme ve sonrasında ağrı hisseder. Şişliğin olduğu bölge de yanma ve acı da hissedilebilir. Kişi genellikle kasığında gevşeme ve sonrasında ağrı hisseder. Ağır kaldırma esnasında veya yemeklerden sonra basınç hissi, rahatsızlık ve acıya yol açabilir. Kimi durumlarda kasık fıtığı kusma, mide bulantısı ve kabızlığa yol açabilir.

Sıkışmış kasık fıtığının belirtileri nelerdir?

  • İştahsızlık,
  • Kusma, mide bulantısı,
  • Artan nabız,
  • Yüksek ateş,
  • Gaz,
  • Dışkılayamama,
  • Fıtık şişliğinde morarma,
  • Karın şişliği.

Kasık fıtığı neden olur?

Kasık fıtığı doğuştan olabileceği gibi sonradan da oluşabilir. Genellikle farklı durumlara bağlı olarak vücudun aşırı zorlanması ile ortaya çıkan kasık fıtıklarının tek ve net bir nedeni olmayabilir.

  • Şişmanlık,
  • Kabızlık,
  • Ağır yük kaldırma,
  • Şiddetli öksürük,
  • Hamilelik,
  • Karın içi tümörleri,
  • Prematüre doğmak,
  • Prostat hastalıkları,
  • Aşırı egzersiz,
  • Sigara kullanımı,
  • Daha önce fıtık ameliyatı geçirmiş olmak,
  • Kronik kabızlık,
  • Kalıtımsal nedenler,
  • Bağ dokularının zayıflaması,
  • Travmalar,
  • Karın kaslarını zorlayıcı hareketler fıtık oluşumuna yol açabilir.

Kasık fıtığının en çok erkeklerde görülmesinin sebebi ise erkeklerin kasık kanalının doğumsal olarak kadınlara göre daha zayıf olmasıdır. Normal şartlarda testisler doğumdan sonra kasık kanalından testis torbasına doğru aşağıya iner ve kanal kapanır. Kapanmadığı veya zayıf olduğu durumlarda ise fıtık meydana gelebilir.

Kasık fıtığı türleri nelerdir?

  • Direkt İnguinal Herni: Bu tür fıtık, doğrudan karın duvarından çıkarak oluşur. %40 oranında iki taraflı meydana gelir. Genellikle kaslardaki zayıflama sonucu ileri yaşlarda gözlemlenir. Görünümü yarım aya benzer ve çok büyük değildir. İnguinal kanalından çıkmaz ve karın içine el ile itilebilir.
  • Femoral Herni: Daha çok kadınlarda görülen fıtık türüdür. Kasık bölgesinde yer alan ve bacağa giden ana damarlar, femoral ring adlı dar ve yaklaşık 2 cm uzunluğunda bir açıklıktan geçer. Daha çok hamilelik ve fiziksel zorlama sonucunda meydana gelir.
  • İndirekt İnguinal Herni: En sık görülen kasık türüdür, inguinal kanalın içinden çıkar. Erkeklerde kadınlara oranla 10 kat daha fazla gözlemlenir. Genellikle doğuştan meydana gelir.

Kasık fıtığı nasıl tedavi edilir?

Kasık fıtığı ilaçla veya yaşam koşullarını değiştirmekle düzelebilen bir sağlık problemi değildir. Kasık fıtığının tedavisinde tek yol, cerrahi müdahaledir. Sadece ameliyat edilemeyecek fizyolojiye sahip kişiler ve ileri yaşta hastalar, doktorun yönlendirmesi doğrultusunda nadiren kasık bağı kullanabilir.

ETİKETLER: avrasya, doktor, hasta, hastane, insan, sağlık, şifa

Bel Ağrısı ve Bel Fıtığı

Bel Ağrısı ve Bel Fıtığı

Bel ve bacak ağrısının en sık nedeni bel fıtığıdır. Disk omurgalar arasında yastık görevi yapan kıkırdağımsı dokudur. Zorlama ile bu doku normal yapısını kaybeder; yırtılma ve patlamalar olur. Patlayan kısım hemen komşuluğunda bacağa giden sinire baskı yapar ve bulgular oluşur. Fıtıklaşmış bir diskin belirtileri bel ve bacakta künt veya keskin ağrı, kas spazmı veya kramp, bacaklarda güçsüzlük ve/veya uyuşukluk şeklindedir. Hapşırma, öksürme veya belden öne doğru eğilme ve bükülme genellikle ağrıyı artırır. Nadiren dışkılama veya idrar kontrolü kaybedilir ve idrar, dışkı kaçırma durumu oluşur. Bu durumda derhal acil tıbbi yardım istenmelidir.

Bacağa yayılan ağrı “siyatik” olarak bilinir. Siyatik genelde bel fıtığına bağlı bir belirtidir. Siyatik, aynı adlı siniri oluşturan bir veya birkaç sinir üzerindeki baskı, kalçadan bacağa ve bazen ayağa kadar inen ağrı, yanma, karıncalanma ve uyuşukluğa neden olabilir. Bu belirti ve bulgular genellikle tek taraftadır (sol veya sağ).

Anatomi: Beş tane bel omurgası arasında disk dediğimiz, dışı sert içi nispeten yumuşak doku bulunur. Disklerin görevi bele esneklik sağlamak ve şok darbelerini emmektir. Her diskin jel benzeri bir iç maddesi (çekirdek) ve lastik benzeri bir dış halkası vardır. Disk fıtıklaşması, dış halkanın zayıflaması veya yırtılması sonucu çekirdeğin halkanın dışına kaçması durumudur (kalın ok). Fıtıklaşan kısım hemen komşuluğunda bulunan bacağa giden sinir üstüne (küçük ok) baskı yaprak ağrıya neden olur; daha ileri durumlarda sinirin iletim yapmasını engeller ve etkilenen taraf bacakta güç kaybı ve uyuşukluk ortaya çıkar.

Bel fıtığı için risk faktörleri: Birçok faktör disk fıtıklaşma riskini artırır.

  1. Sigara kullanımı, düzenli egzersiz eksikliği, fazla kilo ve yanlış beslenme gibi yaşam tarzı tercihleri kötü disk sağlığına büyük ölçüde katkıda bulunur.
  2. Vücut yaşlandıkça doğal biyokimyasal değişiklikler disklerin kademeli olarak su içeriğinin azalmasına yol açar ve bu da disk gücünü ve esnekliğini etkiler. Yaşlanma ile diskler hareketlerimizden gelen şokları daha az emici hale gelebilir.
  3. Yanlış vücut duruş alışkanlığı, yanlış egzersiz, ağır iş bel omurgasını zorlar

Bu faktörler, günlük yıpranma, kazalar, yanlış ağır kaldırma veya bükme etkileriyle birleşince bel fıtığı oluşma olasılığı çok artar. Örneğin, yanlış bir şey kaldırmak disk içi basıncının 100 kg /cm2 nin üstüne yükselmesine neden olabilir.

Bel fıtığı Nasıl Teşhis Edilir?

Şiddetli bel ve bacak ağrısı, bacakta uyuşma ve güç kaybı varsa doktora gitmeniz gerekmektedir.

  • Fizik muayene ve nörolojik muayene
  • MRG, bazen omurga BT ve düz omurga filmi
  • EMG

Doktorunuz bu yöntemleri kullanarak size tanı koyacaktır.

Bel fıtığını Cerrahi Olmayan Tedavisi

Kendimizin yapabileceği uygulamalar:

  1. Orta sert bir yatakta 3-5 gün dinlenmek
  2. Soğuk Uygulama: İlk 24-48 saat boyunca soğuk tedavisi kan akışını azaltarak şişme, kas spazmı ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olur. Derinize asla soğuk veya buz uygulamayın; bunun yerine, buz paketini veya soğuk aküyü bir havluyla sarın ve en fazla 15 dakika boyunca belinize uygulayın.
  3. Sıcak tedavisi: Genellikle, ilk 48 saatten sonra, ısı tedavisi uygulanabilir. Yumuşak dokuları ısıtmak ve rahatlamak kan akışını arttırır. Artan kan akışı, kas spazmı ve disk yaralanması sonucunda dokularda birikebilecek tahriş edici toksinleri temizlemeye yardımcı olur. Isıyı doğrudan cildinize uygulamayın (tıpkı soğuk gibi); Bunun yerine, ısı kaynağını kalın bir havluyla sarın ve uygulama 20 dakikadan uzun olmasın.

İlaç Tedavisi: Bu ilaçlardan herhangi birini almadan önce mutlaka doktorunuzla görüşün.

Ağrı kesicler: Ağrıyı hafifletmek için ağrı kesici içerebilir. Hafif ve orta seviyedeki ağrı steroidal olmayan anti-inflamatuar ilaçlarla (NSAİİ'ler) tedavi edilebilir. Bunlar hem dokudaki şişmeyi hem de ağrıyı azaltırlar.

Anti-inflamatuarlar: Bu ilaçlar hasarlı dokulardaki şişmeyi azaltmak için kullanılır.

Kas gevşeticler: Spazmı gidermek için kas gevşetici alınır.

Spinal Enjeksiyon

Bacak ağrısı çok şiddelti ise epidural steroid enjeksiyonu uygulanabilir. Ayrıca lomber omurga'daki etkilenen sinirlerin yakınına anti-inflamatuar ilaçlar verir. Bu seçeneği doktorunuzla görüşün ve bu tedaviye başlamadan önce yan etkileri hakkında bilgi alın.

Fizik Tedavi

Doktorunuz fiziksel terapiyi tavsiye edebilir. Fiziksel terapi, ağrıyı azaltmak ve esnekliği artırmak için tedavilerin bir kombinasyonunu içerir. Buz ve ısı terapisi, nazik masaj, germe ve pelvik çekme bazı örneklerdir, ancak fizyoterapistiniz ağrı ve diğer belirtiler için en iyi tedavi planını geliştirmek için sizinle birlikte çalışır.

Bel Fıtığında Cerrahi Tedavi:

Bel fıtığı;

İlaç tedavisine yanıt vermeyen ağrı

Çok şiddetli bel ve/veya bacak ağrısı

Bacak kaslarında zayıflık, düşük ayak

Varsa ameliyat edilir.

Bazı bel fıtıkları nadiren, bağırsak / idrar kesesi kontrol bozukluğuna neden olur. Bu durumda acil tıbbi ameliyat yapılmalıdır.

Ameliyat önerilirse, ameliyatın amacı ve olası sonuçlarını sorun. Neyin önerildiğini tüm ayrıntılarını anlamanız ve başka bir omurga cerrahından ikinci bir fikir almakta tereddüt etmemeniz gerekir. Omurga ameliyatı büyük bir karardır, bu yüzden acele karar vermeyin.

Sinir baskısını ve bacak ağrısını gidermek için ameliyat yapılır. Ameliyatla sinire baskı yapan diskin tamamı veya bir kısmını çıkarılır. Bu işlem mikroskop altında yapılır.

Günümüzde en başaralı tedavi yöntemi mikroskop altında yapılan “mikrodisketomi” ameliyatıdır. Cerrah siniri kapatan kemiğin bir kısmını çıkararak fıtıklı diske erişir. Bu işleme laminotomi denir. Daha sonra fıtıklaşan diskle birlikte omur kemikleri arasındaki diskin de bir kısmı alınıp sinir üstündeki baskı giderilir. Alınan materyal mutlaka patolojiye gönderilir.

Ameliyat minimal invaziv teknikler kullanılarak yapılabilir. Minimal invaziv omurga ameliyatı büyük cilt kesisi gerektirmez, bunun yerine operasyon sırasında küçük kesikler ve minik özel araçlar ve mikroskop gibi cihazlar kullanır.

Hastanemizde 2016 yılında beri Op. Dr. Cevdet Gökçek, mikroskop altında, 50 ye yakın mikrodisketomi ameliyatı yapmış ve hastaların tamamında başarılı sonuçlar almıştır. Hiçbir hastada ciddi bir komplikasyon görülmemiş, tamamının ağrısı geçmiş ve işlerine ve normal yaşamlarına geri dönmüşlerdir.

Bel fıtığı oluşmasını önleyebilir miyiz ?

Bel fıtığının sık görülen bir nedeni yaşlanmadır. Yaşlanmayı durdurmak ise pek mümkün değildir. Ancak kontrolünüz altında olan çeşitli faktörler vardır; özellikle bir şey kaldırırken destek almak, beli zorlayan hareketlerden kaçınmak, duruşunuzu düzeltmek, sigara içmemek, sağlıklı besin seçimi yapmak, kilo almamak, egzersiz yapak bel fıtığı oluş riskiniz azaltır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır