burnuma kan kokusu gelmesi / Rüyada Burnuna Kan Kokusu Gelmesi (Hayırlı tabiri) - Gündüz Niyetine

Burnuma Kan Kokusu Gelmesi

burnuma kan kokusu gelmesi

Balyozla dehşet saçtı! "Burnuma kan kokusu geliyor"

Olay, geçen Nisan ayında Çöplü Mahallesi'nde meydana geldi. 4 çocukları olan Ali Bicil ve eşi Hanife Bicil arasında evde tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Ali Bicil eşini, balyozla başına vurarak öldürdü. Ardından polis merkezine giderek eşini öldürdüğünü söyleyip, teslim oldu. Ali Bicil, çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderildi.

Şüpheli hakkında 'Eşi kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle Çorum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

2'nci kez hakim karşısına çıkan Ali Bicil, ilk duruşmadaki ifadesini tekrarlayarak, "Olay günü sabah namazına kalktım. Eşim de kalktı. Ben bahçeyi temizlemek için dışarıya çıktım eşim de dışarıda nane ekiyordu. Belirli bir süre çalıştıktan sonra 'Hanım yemeği hazırla da yiyelim' diye söyledim bana ağıza alınmayacak hakaretler ve küfürlerde bulundu. Sonra o içeriye girdi. Ben de arkasından girdim. Yatağa yatmıştı, içeride de buna benzer küfürleri etti. Sinirlendim elime balyoz geçti, sonrasını hatırlamıyorum. Şuurumu kaybetmişim. Kendisinin psikolojik sorunları vardı. Devamlı kendisi 'Burnuma kan kokusu geliyor' diye sözlerde bulunurdu, kendisi günlük 'Seni öldüreceğim' şeklinde tehditlerde bulunurdu. Şikayet etmekten korkuyordum böyle bir şey yapsam beni orada linç ederdi. İlk ifademde olayın etkisiyle pişman olmadığımı söylemiştim ancak şimdi pişmanım" dedi.

Mahkeme duruşmayı eksiklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi.

Burnuna gelen kötü koku gerçeği ortaya çıkardı!

Denizli’de yaşayan Fatih Ünalan (43), çocukluktan beri nefes almada zorlanma şikayeti olan ve ilerleyen yaşta da kötü kokunun artması sonucu hastaneye gitti. KBB uzmanı tarafından muayenesi yapılan hastanın burnunda, nadir görülen bir hastalık olan burun taşı (rinolit) olduğu saptandı. Kitlenin uzun süredir olmasından kaynaklı sertleştiği görülmesi üzerine hasta ameliyata alındı.

"ÇOK NADİR GÖRÜLÜYOR"

Doktoru Op. Dr. Tuna Kenar, "Hastamız burun tıkanıklığı ve kötü koku nedeniyle bize başvurdu. Hastamızın muayenesini gerçekleştirdiğimizde sol burun boşluğunu tamamen tıkayan beyaz bir kitle saptadık. Kitleye dokunduğumuzda çok sert bir yapısı olduğunu fark ettik ve çok nadir görülen bir hastalık olan burun taşı olduğunu belirledik. Radyolojik görüntülemeler neticesinde burun taşının, burun boşluğunu tamamen kapattığını fark ettik. Hastamızın ifadesinde ise; burun içini ilk defa gördüğünü ve burun taşını görünce şok olduğunu, burun içine bir madde sokmadığını, böyle bir yabancı cismin yaklaşık 30 yıldır olabileceğini belirtti. Hastamızı ameliyata aldık. Ameliyatta kitlenin sert olmasından dolayı diğer dokulara zarar vermemesini sağlamak için parçalayarak çıkardık ve burun boşluğu açıldı. Hastamız ameliyattan sonra artık nefes almakta zorluk çekmediğini ve kötü kokunun gittiğini dile getirdi. Biz de hastamızın bu derecede rahatlamasından çok mutlu olduk" dedi.

"YILLARCA BELİRTİ VERMEYEBİLİR"

Bu rahatsızlığın yaklaşık 10 binde bir oranında görüldüğünü belirten Op. Dr. Kenar, burun boşluğunda bulunan bir yabancı cismin (çakıl taşı, meyve çekirdeği, boncuk, düğme, diş, kemik parçası gibi) üzerine kalsiyum ve magnezyum tuzlarının uzun yıllar boyunca birikmesi sonucu burun taşı geliştiğini, bazen uzun yıllar geçmesine rağmen belirti vermeyebileceğini ifade etti.

Klinik olarak karşılaşılan en sık belirtisinin tek taraflı burun tıkanıklığı ve kötü kokulu burun akıntısı olduğunu, bazen burun kanaması, baş ağrısı, ağız kokusu, burun ve yüzde şişlik de eşlik ettiğini belirten Dr. Kenar, kamerayla (endoskopik) burun içi muayenesi ve burun tomografisiyle tanı konduğunu; tedavide ise burun taşının büyüklüğü, yerleşimi ve etraf dokuya yapışıklık durumuna göre poliklinik veya ameliyathane şartlarında kapalı burun ameliyatıyla burun taşının çıkarılarak yapıldığını söyledi.

“CİĞERLERİME NEFESİN GİTTİĞİNİ HİSSEDEBİLİYORUM"

Hasta Ünalan, artık rahat nefes aldığını söyleyerek, "Burnumdan nefes alamama şikâyetiyle geldim. Muayene sonucunda burnumda taş olduğunu öğrendim. Taşın alınması gerektiği söylendi. Ameliyatımı oldum, burnumdan rahatça nefes alabiliyorum, ciğerlerime nefesin gittiğini hissedebiliyorum, rahat uyku uyuyabiliyorum" dedi.

Bu 8 Hastalığı Kokusundan Tanıyabilirsiniz

Bazı hastalıklarda, vücut, alışılmadık kokulara neden olan maddeler üretir. Daha sonra bunlar ciltten (ter), metabolik atıklarla (idrar, dışkı) ve nefes yoluyla (ağız kokusu) atılır ve hastalıkların erken uyarı işareti olurlar. Kokular, ağrı veya lekeler gibi diğer hastalık belirtilerinden daha önce ortaya çıkar.

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU

İdrar daha keskin kokmaya başladığında bu idrar yollarında bir iltihaplanma olduğu anlamına gelebilir. Bunun nedeni, idrardaki bakterilerin çoğalmaya ve kokuşmaya başlamasıdır.

İdrar yolu enfeksiyonunun diğer belirtileri sık idrara çıkma dürtüsü ve idrar yaparken yanma olmasıdır. Böyle bir durumda 3 ila 4 gün boyunca çok fazla su içilmeli, şikayetler devam ederse doktora başvurulmalıdır.

TİP 1 DİYABET

Tip 1 diyabetin tipik bir belirtisi, nefeste aseton kokusu olmasıdır. Bunun nedeni, Tip 1 diyabet hastalarında insülin eksikliğinden dolayı, vücudun enerji için yağ yakımına yönelmesi ve yağların yanması ile açığa çıkan keton gazının nefeste aseton kokusu şeklinde hissedilmesidir.  

Tip 1 diyabetin diğer başlıca belirtileri şiddetli ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, yorgunluk ve baş dönmesidir.

Şeker komasına sebep olabilecek ciddi bir hastalık olan Tip 1 diyabetin mutlaka doktor kontrolünde tedavi edilmesi gerekir.

GRİBAL ENFEKSİYON

Gripte nefes acı kokar. Bunun nedeni bakterilerin çürümeye başlayan mukoza hücrelerinden beslenmesidir.

Gribal enfeksiyonun diğer belirtileri baş ağrısı, kas ağrıları, burun akıntısı, ses kısıklığı, boğaz ağrısı ve çoğu zaman yüksek ateştir.

Gribe yakalanıldığında, vücudu sıcak tutmak ve dinlendirmek gerekir. 5-7 gün içerisinde iyileşme olmazsa doktora başvurulmalıdır.

KARACİĞER YETMEZLİĞİ

Karaciğer sorunu yaşayanlarda ciltte amonyak kokusu olabilmektedir. Sağlıklı bir karaciğer amonyağı doğrudan üre haline dönüştürürken, bu dönüşüm hastalıklı bir karaciğerde çok yavaş olur hatta hiç gerçekleşmeyebilir. Bu durumda amonyak gazı kana karışır ve ciltten atılırken koku oluşur.

Karaciğer yetmezliğinde oluşabilecek diğer belirtiler iştahsızlık, şişkinlik, yorgunluk ve enerji kaybıdır.

Böyle bir durumda mutlaka bir doktora başvurulmalı, alkolden, yağlı yiyeceklerden ve ilaçlardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.

GASTRİT

Gastritte çok fazla mide asidi oluştuğundan bu durum nefese yansıyarak nefeste tipik bir «mayalanmış meyve kokusu» olabilmektedir. Diğer semptomlar mide bulantısı, karında basınç, dolgunluk hissi ve mide ekşimesidir.

Midenin dinlendirilmesine rağmen 3-4 gün içerisinde iyileşme olmuyorsa doktora başvurulmalıdır.

BADEMCİK İLTİHABI

Bademcikler iltihaplandığında nefeste bakterilerin neden olduğu tatlımsı bir koku olur.

Diğer belirtiler yutma zorluğu, yorgunluk, baş ağrısıdır.

Belirtiler ilk ortaya çıktığında önlem olarak adaçayı ile gargara yapılabilir ve adaçayı içilebilir. Ancak 2 gün içerisinde iyileşme olmazsa doktora başvurulmalıdır.

BÖBREK YETMEZLİĞİ

Böbrek yetmezliği olanların terinde idrar kokusu olabilmektedir. Bunun sebebi kreatinin artık böbreklerden yeterince atılamamasıdır.

Böbrek yetmezliğinin diğer belirtileri arasında yüksek tansiyon, şişmiş göz kapakları, bulantı, ciltte kaşıntılı, önce artan, sonra azalan idrar çıkışı sayılabilir.

Herhangi bir semptom yaşandığında derhal doktora başvurulmalıdır.

TİROİD YETMEZLİĞİ

Tiroid yetmezliğinde cilt özellikle sabahları sirke gibi kokar. Bunun sebebi gece uykuda metabolizmanın yavaşlamasıyla vücudun asitleri ciltten atmasıdır.

Diğer belirtiler yorgunluk, kilo alımı, saç dökülmesi, kabızlık, soğuğa duyarlılık, depresif ruh hali, ciltte solukluk / kuruluk olmasıdır.

Tiroid yetmezliğinde doktor kontrolünde uygun ilaç tedavisi yapılmalıdır.

Metabolic Balance Türkiye

Sistemik Hastalıklarda Ağız Kokusunun Özellikleri

  • Tatlı meyve kokusu:            Diabetus mellitus tip1, tip 2 

Alkoholik ketoacidosis 

  • Feçes kokusu:                      Intestinal obstruction 
  • Balık kokusu:                        Böbrek yetmezliği 

Trimetilaminüri(flavin azlığı)

  • Fare kokusu:                        Fenilketonüri 
  • Pişmiş lahana kokusu         Methionine adenosil transferaz eksikliği 
  • Terli ayak kokusu                 İsovalerik asit 

Kromozom15 eksikliği

  • Yanık şeker kokusu             Maple syrup uriner sist.hast.
  • Tatlı küf kokusu                   Homosistinüri 
  • Çürük yumurta kokusu       Karaciğer hastalıkları

GIS Hastalıkları

  • Amonyak kokusu                  Böbrek hastalıkları 
  • Tatlı asit kokusu                   Akut eklem romatizması 
  • Çürümüş et kokusu              Akciğer apseleri ve bronşit
  • Çürümüş kan kokusu           Lösemi

Konstipasyon(Kronik kabızlık): En sık rastlanan ağız kokusu sebeplerinden birisidir.

Sakız ve gargaralardaki tatlandırıcılar: Her ikisinde de tatlandırıcı olarak aspartam kullanılmaktadır. Aspartam bakteriler tarafından parçalandığında çirkin kokulu bir gaz olan metanole dönüşür. Metanol de formik asit üzerinden gene çirkin kokulu olan formik asite dönüşür.

Ağız kokusunda yer alan bakteriler ve mantarlar ile memeli konak hücreleri, çoğalmaları sırasında hemen hemen birbirine eş aminoasit sekansları olan HSP’ler (heat shock proteins-HSP) yaparlar. Bağışıklık sistemi ise konak ve yabancı HSP antijenlerini ayırt edemeyebilir. Ağız bakterilerinin HSP’lerindeki artışa yanıt olarak yapılan anti-HSP antikorları dolaşıma girebilir; kendi HSP antikorlarıyla çapraz reaksiyonla immun kompleksler oluşabilir ve vücudun farklı dokularında depolanabilir ve sistemik enflamasyona yol açabilir. HSP benzerliği arteriyel duvarlarda ateroskleroz, eklemlerde artirit ya da mukoza membranlarında Behçet Hastalığı’na katkıda bulunabilir.

Bu mikroorganizmalar kendi yapısal proteinlerini taklit eden antijenler üretebilirler. Bu taklit antijenler de mukozal ya da sistemik immun sistemle karşılaştıklarında kendi antijenlerine yanıtsız olan T hücrelerini aktive eder. Aktive olmuş T hücreleri kendi antijenlerine karşı otoimmun yanıtı başlatabilir ve alerjilere neden olurlar.

Bazı çalışmalar ağız kokusu nedenlerinin çoğunun ayrıca yüksek felç riski ile ilişkili olduğunu göstermiştir. 

Ağız Kokusunun Tedavisi

  • Sebep ağız kaynaklı ise gerekli detertraj ve periodontal operasyonlar yapılır.
  • Ağızda bakteri birikimine neden olan restoratif uygulamalar düzeltilir, ağır metaller bedenle daha uyumlu, korozyonu daha az malzemelerle değiştirilir.
  • Hastaya gerekli olan diş ve ağız hijyeni, dil fırçalama eğitimi yapılır.
  • Ağız gastrointestinal sistemin başlangıcını temsil etmektedir. Ağız kokusunun pek çok sebebi olmakla beraber ortak paydaları kommensal floranın bozukluğudur. 
  • Ağız kokusunun sebebi, anaerobik bakterilerin kendilerine uygun aminoasit üretmek için tükürük ve gıda proteinlerini yıkmaları ve sonuçta hidrojen sülfit ve metanetinol içeren uçucu sülfür bileşikleri açığa çıkarmalarıdır. Bu sebeple kommensal floranın düzenlenmesi tedavide çok önemlidir. Bu nedenle ağız kokusunda dil üzerindeki bakteriyel populasyonların azaltılması birincil tedavi olarak düşünülmesi ve antimikrobiyal ajanların(klorheksidin) ya da mekanik cihazların kullanımı(dil fırçalama) yeterli gelmez. Çünkü problemli bakteriler hızla dili yeniden doldurur ve kötü koku vermeye devam eder.
  • S. salivarius’un uçucu sülfür bileşikleri üreten bakterilerin sayılarını azaltan bakteriosin ürettiği bilinmektedir. S. salivarius K12 içeren sakız veya pastil kullanımı ağız kokusu teşhisi konmuş bireylerde uçucu sülfür bileşikleri üreten bakterilerin sayılarını azaltan bakteriosin ürettiği bilinmektedir.
  • Bir çalışmada ağız kokusu olan hastalarda, iki haftalık L. salivarius WB21 içeren tabletlerin kullanılmasının periodontal ceplerdeki dişeti kanama seviyesinde ve uçucu volatil bileşiklerde önemli bir azalma olduğunu göstermiştir.

Semptomatik Tedavi

  • Çay içmek: Polifenoller, hidrojen sülfit gibi kötü kokulu bileşiklerin üretilmesini ve mevcut bakteri engelleyebilir. Yeşil ve siyah çayda polifenol bulunmaktadır.
  • Çinko iyonları içeren gargara ve yiyecekler tüketmek: Çinko doğrudan kötü kokulu sülfür bileşikleri nötralize eder. Ceviz başta olmak üzere bütün kuru yemişlerde çinko bulunur. Bazı besinlerin içerisinde hem kükürt hem çinko bulunur. Böyle besinler ağza girdiğinde bir yandan koku üretirken diğer yandan içerisindeki çinko sebebiyle kokuyu yok eder.
  • Esansiyel yağlar içeren gargara: Çay ağacı yağı, nane yağı ve limon yağı uçucu sülfür bileşiklerini nötralize eder.
  • Taze biberiye, maydanoz, nane, tarhun, karanfil, hindiba ve çok koyu yeşil yapraklı sebzeler çiğnemek 
  • Dil sırtını fırçalamak
  • Alkollü gargaralar ağız kokusunu geçirmez, tam tersi arttırır. 

Bunlar da İlginizi Çekebilir

ağız içi kanserler

Kendinizi düzenli olarak muayene ederek ağız içi kanserlerinin erken sinyallerini yakalayabilir ve h

Devamını Okuyun

Bağırsak Florasının Görevleri

Asırlar önce Hipokrat; ''Bütün hastalıklar bağırsaktan başlar. Bağırsak hasta ise ise vücudun g

Devamını Okuyun

ağız ve diş sağlığı

Günlük hayatımızda çoğumuz ağız ve dişlerimizin gördüğü görevlerin hatta onların varlığının bile far

Devamını Okuyun

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır