hareket halindeyken nabız kaç olmalı / Nabız Nedir? İdeal Nabız Kaç Olmalı? | Güven Hastanesi

Hareket Halindeyken Nabız Kaç Olmalı

hareket halindeyken nabız kaç olmalı

Kalp &#;arpıntısı (Aritmi) Nedir, Neden Olur ve Nasıl Ge&#;er?

Kalp, yaşam boyu çarparak vücut için gerekli oksijen ve besin bakımından zengin kanı organlara ve dokulara ulaştıran bir organdır. Devamlı gerçekleşen bu durum kişiyi rahatsız etmez. Diğer bir deyişle kişi çoğu zaman kalbinin attığını hissetmez. Ancak farklı nedenlerden dolayı kalp ritminin yüksek hızda atması meydana gelebilir.

Kalp Çarpıntısı (Aritmi) Nedir?

Kalp çarpıntısı, kalbin atımın kişi tarafından hissedilmesi olarak ifade edilebilir. Kalp çarpıntısı için kalbin illa normalden hızlı çalışmasına gerek yoktur.  Fiziksel aktivite ya da duygu durum değişimlerine bağlı olarak kişinin kalbi normalden daha hızlı atabilir. Kalp çarpıntısı, aritmi denilen kalpte bir ritm bozukluğunun habercisi olabilir.

Sağlıklı bireylerde kalp çarpıntısı belirtileri, fiziksel aktivite ile gelişen taşikardi olarak görülebilir. Bu gibi durumlarda kalp hızının artması dışında EKG bozukluğu beklenmez. Ancak bazı durumlarda kalp çarpıntısı nefes darlığı, göğüs ağrısı, göğüste sıkışma ve yanma, baş dönmesi ile bayılma gibi durumlara neden oluyorsa acil tıbbî yardım alınması gerekir.

Bunların dışında gebelikte kalp çarpıntısı riski normal yaşama göre yüksek seyreder. Hamilelikte kalp çarpıntısı nedeni olarak değişen hormon dengeleri ile artan damar içi sıvı hacmi gösterilmektedir. Bunun dışında menstural ve menapoz öncesi dönemlerde ortaya çıkan hormonal değişimler de ani kalp çarpıntısı oluşturabilir.

Kalp Çarpıntısı (Aritmi) Neden Olur?

Kalp çarpıntısı sebepleri "kalp dışı nedenler" ve "kalp hastalıkları" olarak ikiye ayrılabilir. Kalp dışı nedenler, kalbin kendisinde bir problem olmayan, diğer faktörler nedeniyle gelişen çarpıntılardır. Bunlar:

    • Aşırı fiziksel aktivite
    • Kaygı ve anksiyete bozuklukları
    • Aşırı kanama
    • Zehirli guatr
    • Yüksek ateş
    • Kan şekeri düşüklüğü
    • Kansızlık
    • Alkol ya da tütün kullanımı
    • Migren
    • Kafein tüketimi
    • Birtakım ilaçlar
    • Arteriovenöz fistüller
    • Anormal elektrolit seviyeleri
    • Aşırı sıvı kaybı
    • Feokromasitoma (böbrek üstü bezi tümörü)
    • Oksijen düşüklüğü
    • Ortostatik hipotansiyon

    Kalp çarpıntısı nedenleri arasında kalbe bağlı olarak faktörler, herhangi bir tedavi gerektirmeyen ekstra atım seviyelerinden, hayatı tehdit edebilecek olan ciddi kalp hastalıklarına kadar pek çok probleme bağlı olabilir. Bunlar arasında şu sebepler sıklıkla görülmektedir:

    • Tansiyon yüksekliği
    • Kalp damar hastalıkları
    • Kalp kası hastalıkları
    • Kalp zarı ya da kalp kası iltihabı (myokardit, perikardit, endokardit çarpıntılarda)
    • Kalp romatizması,
    • Kalp hızının yavaşlaması
    • Kalp kapağı değişmesi
    • Doğumsal kalp anomalileri
    • Kalp pili
    • Aort damarında genişleme (aort anevrizması)
    • Ritim bozuklukları (erken atrial ya da ventrüküler atımlar, atrial fibrilasyon, ventriküler taşikardi, paroksismal supraventriküler taşikardi, dal blokları, Brugada ve Wolff Parkinson White Sendromu).

    Fiziksel bir sorun kaynaklı aritminin yanı sıra psikolojik kalp çarpıntısı da en sık görülen problemler arasındadır. Genellikle gerginlik olarak adlandırılan anksiyete durumlarında, birey kötü bir şeyler olacakmış hissine kapılır. Kişi herhangi bir tehditle karşılaşacağını düşündükçe, kalp kaslarına daha fazla kan gitmesi ihtiyacı doğduğundan çarpıntı hissedilebilir. Bununla birlikte bireyin hissettiği aşırı heyecan kalp çarpıntısı görülmesine neden olabilen diğer bir unsurdur.

Kalp Çarpıntısı Nasıl Geçer?

    Aritmi sorunları çok çeşitlidir. Bazıları yaşamı tehdit eder seviyede olabilir. Bu nedenle kalp çarpıntısı nasıl geçer sorusu, bu sorunu yaşayanların ortak merak noktasıdır. Ancak tedavi için aritmi hastası çok dikkatli şekilde incelenmeli ve varsa aritminin esas nedeni ortaya konularak, tedavi süreci buna göre planlanmalıdır. Kalp çarpıntısı (aritmi) teşhis edilirken şu tetkikler yapılmalıdır:

    EKG: Kalp çarpıntısı şikayetiyle başvuran herkese çekilen kalp grafisidir. Ancak EKG'nin normal olması bireyde kalp ritmi bozukluğu olmadığı anlamına gelmez. Çünkü çarpıntı çoğu zaman kısa sürdüğü için anlık çekilen EKG, normal değerler gösterebilir. Bunun için EKG'nin dinlenme ya da efor esnasında çekilmesi gerekir.

    Kan tahlilleri: Kan seviyeleri, tiroid hormonları ve elektrolit seviyeleri kontrol edilir.

    Ekokardiyografi: Ultrason cihazı ile kalbin incelenmesidir. Kalp kapaklarının durumu, pompalama fonksiyonları ve kalbin çalışma oranı kontrol edilerek, çarpıntıya nede olan durumlar araştırılır.

    Holter: Birtakım ritim bozukluklarının tespit edilebilmesi için kişinin kalp ritmini kaydeden cihaza holter adı verilir. Genellikle 24 saat ile 72 saat boyunca kalp ritmi kaydedilir. Kaydın yorumu uzman doktor tarafından yapılmalıdır.

    Olay kaydedici: Kalp çarpıntısı çok nadir görülen kişilerde holter kullanmak tanı koymak için yeterli olmayabilir. Çünkü belirlenen süre boyunca çarpıntı gelişmeyebilir. Bu gibi durumlarda kişide hafta boyunca takılı olan ve çarpıntı anında cihazdaki düğmeye basılmak suretiyle kayıt alınmasını sağlayan bir cihaz takılıdır. Daha uzun aralıklarda görülen çarpıntıların tanısının konulmasında tercih edilir.

Kalp Çarpıntısı (Aritmi) Tedavisi

    Kalp çarpıntısı tedavisi yapılırken ilaç tedavisi ile girişimsel tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. İlaç tedavisi ile başarılı şekilde sonuç alınamayan durumlarda ise "radyofrekans ablasyonu" adı verilen bir yönteme başvurulur. Bu yöntem ile hastanın bacak atardamarından ya da toplardamarından girişimsel bir uygulama ile ritim bozukluğu tedavi edilmektedir. Yöntemin başarı oranı, gelişen tıp şartlarında %99'a kadar çıkar. Radyofrekans ablasyonu ile çarpıntıya sebep olan odağın ya da mekanizmanın radyofrekans enerjisi ile ortadan kaldırılması hedeflenir.

    Bazı ritim bozuklukları ablasyon ile tedavi edildikten sonra ortadan kalkar ve bir daha tekrar etmez. Ancak bir kısmı ise radikal tedavilere cevap vermeyebilir. Bu tür aritmi problemlerinde yıllarca ya da ömür boyu ilaç tedavisi almak gerekebilir.

    Bazı aritmi vakaları ise kalp pilleri (pacemaker) ile tedavi edilir. Genellikle "bradiaritmi" vakalarının-yani kalbin yavaş çalıştığı ritm bozukluklarının  tedavisinde, diğer bir deyişle kalp ritminin aşırı yavaşlaması veya kalp bloku gelişmesi durumlarında kalp pilleri kullanılır. Kalp pili takılan kişinin sürekli kontrol altında tutulması gerekir.

    Bazı ventrikül taşikardisi ya da ventrikül fibrilasyonu gibi taşiaritmiler, ilaç tedavisine ve radyofrekans ablasyonuna cevap vermeyebilir. Bu hastalarda kalp pillerine benzeyen "kardiyak defibliratör" kullanılır. Kalp pillerine benzeyen ancak hayatı tehdit eden ritim durumlarında şok enerjisi vererek durumu normale çeviren bu cihazlar hayat kurtarıcıdır.

Kalp Çarpıntısı Ne Kadar Sürer?

    Kalp çarpıntısı genellikle stres, egzersiz, soğuk algınlığı, panik atak ya da bazı ilaçların yan etkileri gibi durumlarda, kalbin normalden daha hızlı atmasıdır. Genelde birkaç saniye süren bu tür çarpıntıların nedeni önemsizdir. Ancak öncesinde kalp rahatsızlığı geçirilmiş ise mutlaka zaman kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Ayrıca kalp çarpıntısı mide bulantısı, şiddetli baş dönmesi, nefes darlığı ya da göğüste rahatsızlık hissi yaratıyorsa yine vakit kaybetmeden tıbbî yardım alınmalıdır.

Çocuklarda Kalp Çarpıntısı

    Çocuklarda kalp çarpıntısı, doğumsal kalp hastalıkları nedeniyle ile oluşabilir. Özellikle yenidoğan bebeklerde doğum anında ya da birkaç gün sonra yapılan fiziksel muayene ve EKO, yaşamın ileri zamanlarında ortaya çıkabilecek aritmi problemlerinin ya da diğer kalp hastalıklarının erken teşhis edilmesini sağlar.

    Genç yaşta kalp çarpıntısı belirtilerinin kontrol altına alınması ve tedavi edilmesi, hastalığın ciddi boyutlara ulaşmasını engeller. Bunun için çocuklar anaokuluna başlarken mutlaka uzman bir kardiyolog tarafından muayene edilmelidir. İlköğretim dönemine gelindiğinde ise EKG ve EKO ile kalp ritim bozukluğu kontrol edilmelidir. Bu durum çocuğun 20'li yaşlarında bile görülebilen kalp yetersizliğinin önüne geçer.

Uykuya Dalarken Kalp Çarpıntısı

    Kalp çarpıntıları sıklıkla fiziksel aktivite, korkma, anksiyete, heyecanlanma gibi durumlarda ortaya çıkan ve kendiliğinden düzelen durumlardır. Ancak bazı kişiler uyku esnasında şiddetli kalp çarpıntısı ile uykusundan uyanır. Bu durumun altında yatan nedenler olarak kişinin düzensiz beslenmesi, egzersiz yapmaması ya da kullandığı ilaçların yan etkiye neden olması gösterilebilir. Ayrıca gün içerisinde tüketilen aşırı kafein, sigara ve alkol de uyku esnasında kalp çarpıntısına sebep olabilir.

    Bazı kişilerde ise yatınca başlayan kalp çarpıntısı görülür. Daha çok yaşlı insanların uykuya dalma esnasında yaşadıkları bu durum mutlaka uzman bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Bu durumun sık tekrarlanması birtakım kalp hastalıklarının habercisi olabilir.

Uyku esnasında ya da uykuya dalarken yaşanan kalp çarpıntısı herhangi bir kalp probleminden kaynaklanmıyorsa, sıklıkla nedeni gün içinde enerji içecekleri, sigara, yağlı yemekle, dolu mide ile uyumaya çalışma gibi faktörlerdir. Bu nedenle bunların kullanımı azaltılmalı, yemekten en az dakika sonra uykuya geçilmelidir.

Cinnah Caddesi, No: 9 /3, Çankaya, Ankara +90 () 68 50 - 51

Hipertansiyon ve egzersiz

Düzenli egzersiz yapmak, sadece yüksek tansiyon için değil, birçok sağlık sorunun çözümlenmesine yardımcı olan önemli bir uğraştır. Düzenli egzersiz, total kolesterol ve kötü kolesterolü düşürür, iyi kolesterolü ise yükseltir. Enerji tüketimini artırarak, şişmanlığın tedavisine yardımcı olur. Ayrıca kilo almayı da önler. Yapılan çalışmalar, egzersizin kanın pıhtılaşmasını engelleyerek, damarlardaki plakların gelişmesini önlediğini göstermiştir. Ayrıca egzersiz, damarların elastikiyetini artırır. Düzenli egzersiz, yüksek tansiyonun kontrolünde çok fayda sağlar.

Yukarıda faydalarını saydığımız egzersizi yapmaktan bazı hastalar korkarlar. Kan basınçlarını aşırı yükselteceğini veya kalp krizi ile inmeyi tetikleyeceğini düşünürler. Kuşkusuz egzersiz sırasında kan basıncında yükselme şeklinde değişiklikler gözlenebilir. Bu değişikliklerden aşağıda bahsetmek istiyorum.

  • Egzersizin her tipinde başlangıçta kan basıncında yükselme gözlenir. Ancak bu yükselme kısa sürelidir, egzersiz süresince devam eder. Egzersize son verildikten sonra önceki seviyesine döner, hatta daha aşağılara inebilir. Bu durum, vücudun egzersize verdiği bir yanıttır. Normal fizyolojik mekanizmaların bir sonucudur.
  • Egzersiz sırasında yükselen kan basıncı daha çok sistolik, yani büyük tansiyondur. Küçük tansiyon daha az yükselir. Normal koşullarda egzersiz testi sırasında kan basıncında yükselme bekleriz. Eğer yükselmez, hatta düşerse endişeye kapılırız, acaba kalp damarlarında bir şey mi var veya kalbin performansımı zayıf diye. Gerçi yüzde 10 kadar hastada kalp ve damar sistemi sağlam olmasına karşın, egzersiz sırasında kan basıncı yükselmeyebilir. Bu duruma dikkate alarak hastayı değerlendirmek gereklidir.
  • Peki, egzersiz sırasında kan basıncı hangi seviyeye kadar yükselebilir? Bizim kabul ettiğimiz sınır / mmHg’dır. Daha yüksek seviyeler, kan basıncının egzersize verdiği aşırı yanıtı olarak değerlendirilir. Ayrıca bazı hastalarda egzersiz sonrası kan basıncının eski seviyelerine dönmesi uzun zaman alabilir. İşte bu hastalarda gelecekte yüksek tansiyon gelişme ihtimali fazladır, yakından takip edilmelidir.
  • Yüksek tansiyon hastalarında da egzersiz yanıtı abartılı olabilir ve normale geç dönebilir. Bu yükselmelerden korkmamak gerekmektedir. Damar sisteminin adaptasyonu nedeniyle kan basıncındaki yükselmeleri vücut iyi tolere eder. Yalnız aşırı değerler, hastanın kan basıncının yeteri kadar kontrol altında olmadığının göstergesidir. İlaç dozlarını ayarlayarak, egzersize aşırı yanıtı önlemek gereklidir.

Yüksek Tansiyonda Egzersiz Programı Nasıl Ayarlanmalıdır?

Hipertansiyonu olan hastalara egzersiz programına başlamadan önce hekim kontrolünde egzersiz testi yapılmalıdır. Bu test sırasında hastanın egzersize verdiği kan basıncı yanıtı değerlendirilir, efor yapabilme kapasitesi belirlenir ve kalp damarlarında bir problem olup olmadığı anlaşılabilir. Egzersiz testi sırasında, egzersizin tetikleyebileceği bazı ritim bozuklukları da tespit edilebilir. Bu incelemelerden sonra hastaya sağlıklı bir egzersiz programı önerilir. Özellikle kırk beş yaş sonrası kişilerde, üstelik kardiyak risk faktörlerinden birisi veya birkaçı varsa, egzersiz testinden sonra program verilmesinde büyük yarar vardır.

  • Egzersizsırasındaki tansiyon yükselmelerinin derecesini yapılan egzersizin tipi ve bu egzersiz sırasında vücutta oluşan stres belirler. Statik egzersiz dediğimiz ağırlık kaldırma sırasında tüm kaslardaki oksijen ihtiyacı ve kan akımı artar. Ayrıca vücutta önemli bir stres oluşur ve tansiyonda aşırı yükselme gözlenebilir. Bu nedenle biz hekimler yüksek tansiyon hastalarına ağırlık kaldırma veya bir dirence karşı yapılan statik egzersizleri pek tavsiye etmeyiz,
  • Dinamik egzersiz tipleri dediğimiz yüzmek, yürümek, koşmak, aeorobik yapmak, dans etmek v.b egzersizler sırasında da kan basıncı yükselebilir, ancak çok yüksek sınırlara ulaşmaz. Hastanın stresi bu tür sporlarda ya çok azdır veya yoktur. Bu nedenle yüksek tansiyon hastalarına dinamik sporların yapılmasını tavsiye etmek daha doğrudur,

Egzersiz hangi hastalara pek tavsiye edilmez?

Bu hastalar arasında, böbrek hastaları, beyini ilgilendiren hastalıkları olanlar, aort veya diğer büyük damarlarında genişleme olan hastalar, tiroid bezi az ve çok çalışan hastalar, kontrol altında olmayan şiddetli hipertansiyonu olan hastalar sayılabilir.

 

Hipertansiyon Daha Fazla Sık Sorulan Sorular

Telefon: +90 () 68 50 - 51

Cinnah Caddesi, No: 9 /3,
Çankaya, Ankara

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir