insanların arasını bozmak hadis / İslam’ın teşvik ettiği değer: Arabuluculuk - Haberler Milliyet

Insanların Arasını Bozmak Hadis

insanların arasını bozmak hadis

İnsanların Arasını Düzeltmek

Birbirlerinin kanını akıtarak, malları gasbedilerek, birbirleriyle çekişerek veya başka sebeplerle insanların arası bozulup kardeşlik hukuku çiğnenerek aralarındaki muhabbet bitince, insanların arasını düzeltmek gerekir. Allah bu konuda şöyle buyurur: "Bir sadaka vermeyi veya iyilik yapmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. ''[Nisa ], ''Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. ''[Hucurat 10] Yani iki kişinin arasını, sizden olan iki topluluğun arası açılınca onları arasını düzeltin. Yüce Allah şöyle buyurur:

"Eğer bir kadın kocasının, kendisine kötü davranmasından yahut yüz çevirmesinden endişe ederse, uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uzlaşmak daha hayırlıdır. ''[Nisa ], "Eğer karı-kocanın arasının açılmasından endişe ederseniz, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da onları uzlaştırır.''[Nisa 35]

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların arasını düzeltmeyi üstüne alanın, fakir olmasa bile borcunu ödemek için zekat almasını mubah saymıştır. Bu, insanların arasını düzeltmeye teşvik ve bu işi yapanların yükünü hafifletmek içindir.

İbn Abbas, ''Allah'dan korkun ve aralarınızdaki dargınlıkları düzeltin"[Enfal 1] ayetini açıklarken: "Müminler Allah'tan korksun ve aralarındaki dargınlıkları düzeltsin diye Allah'tan müminlere bir beyandır" dedi.

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Buhari, el-Edebu'l-Müfred () ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/). Bak: Suyuti, Durrul Mensur (4/10).

Saib b. Mihcan -ki Şam halkındandır ve sahabeye yetişmiştir- der ki: Hz. Ömer, Şam'a girdiği zaman, Allah'a hamd ve sena edip halka nasihat ederek hatırlatmada bulundu, iyiliği emredip kötülükten nehyetti, sonra şöyle dedi: "Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim size hitab ettiğim gibi bize hutbe vermek için kalktı, Allah'tan korkmamızı, akrabayla alakayı kesmememizi ve insanların arasıili düzeltmemizi emredip şöyle buyurdu: "Cemaatten ayrılmayın. Çünkü AlIah'ın eli cemaat üzerindedir. Şeytan tek kişiyle beraberdir. Tek kişiye göre ise iki kişiye daha uzaktır. Bir erkek bir kadının yanında sakın yalnız olarak kalmasın. Çünkü üçüncüleri şeytan olur. Mü'min ve müslüman kişinin alameti, yaptığı kötülüğe üzülmek, yaptığı iyiliğe sevinmektir. Münafığın alameti ise yaptığı kötülüğe üzülmemek ve yaptığı iyiliğe sevinmemektir ki. bir iyilik yaptığında, Allah'tan onun sevabını ummaz ve kötülük yaptığında da cezasından korkmaz. Dünyadan nasibinizi ararken orta yoldan ayrılmayın. Çünkü Allah rızkınıza kefil olmuştur. Herkes, yapacağı (yapması takdir edilen) amelini tamamlayacaktır. Bütün işlerinizde de Allah'dan yardım isteyin. Allah, dilediğini siler, Ümmü'l-Kitab'ı ise sabit kılıp bırakır." Allah, Peygamberimiz Muhammed'e ve ailesine salat eylesin. Allah'ın selamı ve rahmeti de onun üzerine olsun. Allah'ın selamı üzerinize olsun."

İsnadında sakınca yoktur.

Beyhaki der ki: "Bu, Hz. Ömer'in Şam halkına, Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklederek verdiği hutbedir.

Behz b. Hakim, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: "Ey Allah'ın Resulü! Biz kendi kabilemiz içinde birbirimizden istiyoruz" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, sıkıntılı zamanlarda kişi kendi yakınlarından isteyebilir. Ancak ihtiyacı kalmayınca veya sıkıntısını giderince istemeyi kessin" buyurdu.

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (5/3, 5/5), Taberani, M. el-Kebir 19/ () ve Abdurrezzak musannef 11/ (). Bak: Heysemi, mecma (3/)

Hadis, Sehmi'nin rivayetinde: " keser" şeklindedir.

Ravileri güvenilirdir.

Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

şöyle buyurdu: "içinde güneş doğan her gün, insanların her bir mafsalı için bir sadaka vermesi gerekir. iki kişinin arasında adaletle hükmetmesi bir sadakadır. Hayvanına binmek isteyen bir kimseye yardım ederek, hayvana bindirmesi yahut eşyasını hayvana yüklemesi bir sadakadır. Güzel söz bir sadakadır. Namaza giderken atılan her adım bir sadakadır. Yoldan (gelen geçene) rahatsızlık veren şeyleri gidermesi bile bir sadakadır. ''

Müslim bu hadisi Muhammed b. Rafı' kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etti.

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, zekat (56)

Ümmü'd-Derda der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size oruç, namaz ve sadakadan daha üstün bir ameli bildireyim mi?" buyurunca: "Olur, ey Allah'ın Resulü!" karşılığını verdiler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanların arasını düzeltmek" buyurdu. Sonra: "iki kişinin arasını açmak (ise usturanın kılı kazıdığı gibi dini kökünden söken) bir kazıyıcıdır" buyurdu.

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 5/ ().

Muhammed b. el-fadl buna muhalefet ederek A'meş kanalıyla Salim'den, o da Ebu Derda'dan, onun sözü olarak rivayet etti.

Zühri de Ebu İdris'ten Ebu Derda'nın şöyle dediğini nakletti: "Sizin için oruç ve sadakadan daha hayırlı olan şeyi bildireyim mi? İnsanları nefret ettirmekten sakının. çünkü (bu, usturanın kılı kazıdığı gibi dini kökünden söken) bir kazıyıcıdır."

Tahric: İsnadı sahihtir. Buhari, tarih 1/1 (56) ve İbn Mübarek, zühd ()

Yunus b. Meysere b. Halbes, Ebu İdris el-HavHinı kanalıyla Ebu Hureyre'den Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "insanoğlu; namaz, insanların arasını düzeltmek ve güzel ahlaktan daha faziletli bir şey yapmamıştır.''

Tahric: İsnadı hasendir. Buhari, Tarih 1/1 (56).

- Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"En faziletli sadaka, insanların arasını düzeltmektir" buyurdu.

Tahric: İsnadı zayıftıseafoodplus.info, Tarih 2/1 ().

Ebu Eyyüb der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:

"Ey Ebu Eyyub! Yüce Allah'ın sevabı ne ile büyüttüğünü ve ne ile günahları sildiğini haber vereyim mi? insanların arasında fitne ve fesat olursa onların aralarını düzeltmek için uğraşmandır. Allah bu sadakanın yapılmasını sever.''

Vazi' bunu Ebu Seleme'den rivayette tek kalmıştır. Hadis zayıf olan başka bir yolla Ebu Eyyüb'den nakledilmiştir.

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Durrul mensur (2/)

Ebu Eyyub'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: "Ey Ebu Eyyub! Yüce Allah'ın sevabı ne ile büyüttüğünü ve ne ile günahları sildiğini haber vereyim mi?" diye sordu. Ebu Eyyub: "Evet" cevabını verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanların arasında {itne ve {esat meydana gelirse onların aralarını düzeltmen, birbirlerinden uzaklaşınca yakınlaştırmandır" buyurdu.

Tahric: İsnadı zayıftır. Bezzar, Müsned (2/) Bak: Heysemi, Mecma (8/79).

Ümmü Gülsüm'ün bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

şöyle buyurdu: "iki kişinin arasını düzeltmek için (yalan olan) hayırlı bir sözü söylemesi veya içine hayırlı başka şeyler de ekleyerek başkasına aktarması yalandan sayılmaz. ''

Müslim bu hadisi İbn Uleyye kanalıyla Ma'mer'den rivayet etti.

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim sila ()

Humeyd b. Abdirralıman, annesi Ümmü Gülsüm binti Ukbe b. Ebi Muayt'tan bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin insanların arasını düzeltmek için (yalan olan) hayırlı bir sözü söylemesi veya içine hayırlı başka şeyler de ekleyerek başkasına aktarması yalandan sayılmaz" buyurduğunu işittim. Sadece şu üç yerde yalan söylenmesine ruhsat verdiğini işittim: Savaşta, insanlar arasını düzeltmede ve erkek hanımıyla ve kadın kocasıyla konuşurken."

Müslim bu hadisi İbn Vehb kanalıyla Yunus'tan kısa metinle rivayet etti. Buhari ve Müslim de Salih kanalıyla Zühri'den rivayet ettiler.

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, sıla ().

Nevvas b. Sem'an'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sadece şu üç yerde yalan söylenebilir: Savaşta; çünkü savaş hiledir, erkeğin hanımını razı etmesi için ve iki kişinin arasını düzelten kişi, yalan söyleyebilir. ''

Tahric: İsnadı zayıftır.

Esma binti Yezid'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

şöyle buyurdu: "Sadece şu üç yerde yalan söylenebilir: Erkek, hanımını razı etmek için veya insanların arasını düzeltmek gayesiyle ya da savaşta yalan söyleyebilir."

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 4/ ().

***********

Fasıl

*************

Halimi der ki: insanların arasını düzeltmek gerekli olduğuna göre, insanların arasını bozmaktan, koğuculuktan ve halkı birbirine düşürmekten sakınmak daha gerekli bir durumdur.

Yüce Allah sihirbazları ayıplarken, "Fakat o ikisinden, bir erkek ile onun karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı"[Bakara ]buyurmuştur.

İbn Abbas der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki mezarın

yanından geçerken: "Bunlar, büyük olmayan günahtan dolayı azab görüyorlar. Bunlardan birisi dedikodu yapardı, diğeri ise idrar yaparken iyice temizlenmezdi" buyurdu. -Veki der ki: Yani idrar sıçramasından sakınmazdı.- Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaş bir hurma dalı isteyip ikiye böldükten sonra her parçasını bir mezara sapladı. Sonra: "Umulur ki, bunlar yaş kaldığı müddetçe azaplarını hafifletir" buyurdu.

Buhari ve Müslim bu hadisi Sahih'te Veki'den naklettiler.

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, vudu (61) ve Müslim, taharet ().

Bu hadis Enes b. Malik'ten: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biri gıybet sebebiyle, diğeri idrarından sakınmadığı için, bir başkası dedikodu yaptığı için azab gören üç mezarın yanından geçerken " şeklinde nakledilmiştir.

"Büyük günah sebebiyle azab görmüyorlar" sözünden küçük günah değil, günahlardan sakınmayı önemsiz görmeleri kastedilmiştir.

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-kamil (3/)

Ebu Vail'in bildirdiğine göre, Huzeyfe bir adamın dedikodu yaptığını öğrenince: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Koğucufuk yapan kişi cennete giremez.''

Müslim bu hadisi Sahih'te Şeyban b. Ferruh kanalıyla Abdullah b. Muhammed b. Esma'dan rivayet etti,

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, iman ().

- Huzeyfe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Koğucufuk yapan kişi cennete giremez" buyurdu.

A'meş, (metinde geçen) kattat'ın, koğuculuk yapan olduğunu söyledi. Müslim bu hadisi A'meş'ten, Müslim ve Buhari de Mansur kanalıyla İbrahim'den rivayet ettiler.

Tahric: İsnadı sahihtir.- Müslim, iman (). - Buhari edeb (86) ve Müslim, iman ()

Abdullah (b. Mes'üd)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Size ''adh'' kelimesinin manasını söyleyeyim mi? Dedikodu yapıp halk arasında laf taşımaktir. ''

Müslim bu hadisi Muhammed b. Beşşar'dan rivayet etti.

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, sıla (ı 03).

Abdullah (b. Mes'üd) der ki: "Cahiliye döneminde, ''adh'' kelimesinin sihirbazlık olduğunu söylerdik. Ancak ''adh'' kelimesinin bu günkü manası kil-u kaldır. Kişinin duyduğu her şeyi anlatması, kendisi için yalan olarak yeterlidir.''

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Tahavi, Müşkilu'l-Asar (3/).

Ebu Eyyub der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adh'ın ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorunca: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" cevabını verdiler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnsanlar arasında laf taşıyıp aralarını bozmaktır" buyurdu.

İsnadı zayıftır.

Bu hadis bize aynı lafızla Enes b. Malik'ten nakledilmiştir. - Buhari, el-Edebu'l-Müfred () ve Tahavi, Müşkilu'l-Asar (3/).

Kays b. Sa'd der ki: Eğer Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hile ve aldatmak cehennemdedir" buyurmuş olduğunu işitmeseydim insanların en hilekarı olurdum.

Cerrah b. Melih, Nehrani el-Hımsi'dir.

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. İbn Adiy el-kamil (2/)

Esma binti Yezid b. es-Seken el-Ensariyye'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey insanlar! Size en hayırlılarınızı ve en şerlilerinizi bildireyim mi?" diye sorunca: "Olur, ey Allah'ın Resulü!" karşılığını seafoodplus.info (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Görüldükleri zaman Allah'ın hatırlandığı kimselerdir. En şerlileriniz dedikodu yapan, dostların arasını açan, iyilere karşı gelip direnenlerdir" buyurdu.

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Mace 2/ ().

Davud'un rivayeti şu şekildedir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size hayırlılarınızı bildireyim mi?" diye sorunca: "Evet" cevabını verdiler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayırlılarınız, görüldükleri zaman Allah'ın hatırlandığı kimselerdir. Şerlilerinizi bildireyim mi?" diye sorup ta sahabe: "Evet" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "En şerlileriniz, dedikodu yapan, dostların arasını açan, iyilere karşı gelip direnenlerdir" buyurdu .

Abdullah b. Mes'ud'un bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ashabım hakkında bana bir söz getirmeyin. Ben karşınıza daima selim bir kalple çıkmak isterim. ''

Bu hadis, (yaşça) büyük ravilerin küçüklerden rivayet etmesi sebebiyle tek kanallıdır. Ayrıca Yunus tarafından Ebu Hatim'den nakledilmiştir.

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-kamil (1/)

Abdullah b. Mes'lid der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza çıkıp şöyle buyurdu: "Sizden biri ashabımdan biri hakkında bana söz getirmesin. Ben karşınıza daima selim bir kalple çıkmak isterim

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Davud (5/) ve Tirmizi 5/ ().

Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir."

İsnadı zayıftır.

İbn Ebi Hüseyin der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının yanına çıkıp şöyle buyurdu: "Sizden biri başka biri hakkında bana söz getirmesin. Ben karşınıza daima selim bir kalple çıkmak isterim

İsnadı mürseldir.

Hadis mürseldir. Hasan'dan mürsel olarak nakledildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kadın aleyhinde söylenen sözü kabul etmez, birinin diğeri aleyhinde söylediği söze itibar etmezdi.

Yahya b. Ebi Kesir der ki: "Koğuculuk yapan (laf taşıyan), sihirbazın bir ayda vermediği zararı bir günde verir."

İsnadında gevşeklik vardır.

Yahya b. Ebi Kesir der ki: ''Koğuculuk yapan, sihirbaz'ın insanlara bir ayda vermediği zararı bir günde verir.''

İsnadında gevşeklik vardır.

Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Köleyi efendisine karşı kışkırtan kimse bizden değildir. Kadını kocasına karşı ifsad eden kimse de bizden değildir" buyurmuştur.''

İsnadında gevşeklik vardır

İbn Bmeyde'nin babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Emanet üzerine yemin eden, bizden değildir. Bir kişiye karşı hanımını veya kölesini kışkırtan bizden değildir."

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud (3/).

Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bir mümini korkutanı kıyamet günü Allah, korkusundan emin kılmaz. Kim bir şikayet ederse, Allah kıyamet günü onu rezil olup küçük düşeceği bir konumda durdurur. ''

Mübarek b. Suhaym bu hadisi Abdulaziz'den rivayette tek kalmıştır.

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (6/).

Amr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından birinden bildiriyor: "Hz. Musa, Rabbine gelmede acele edince, Yüce Allah: ''Seni acele ile kavminden ayrılmaya sevk eden nedir, ey Musa!"[Ta Ha 83] diye sordu. Musa: ''Onlar ardımdadır, Rabbim! Hoşnut olman için sana acele geldim"[Taha 84] karşılığını verdi. Musa, Arş'ın gölgesinde bir adam gördü ve durumunu çok beğendi. "Rabbim! Bu kim?" diye sorunca, Yüce Allah şöyle buyurdu: "Sana kim olduğunu söyleyeceğim, ancak onda bulunan şu üç özelliği de bildireyim. Bu kişi hiç kimseye Allah'ın kendilerine ınsan ettiği şeylerden dolayı haset etmezdi. Anne babasına karşı isyankar değildi. Koğuculuk yaparak laf taşımazdı."

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/), İbn Ebi Şeybe, Musannef (9/91, 93), Hennad, Zühd (), İbn Ebi Dünya, es-Samt () ve Ebu Nuaym, Hilye (4/).

Simak b. Harb der ki: Rüyada bana şöyle denildi: "Dedikodu yapmaktan ve yetimlerin malını yemekten sakın. (Zalim lakaplı vali) Haccac'ın ardında namaz kılmaktan sakın. Kullarımı birbirinden ayırdığı gibi onu da ikiye ayıracağıma yemin ederim.''

İsnadı zayıftır.

Dahhak, "Derken onlara hainlik ettiler "[Tahrim 10] ayetini açıklarken şöyle dedi: "Hz. Nuh ile Hz. Lut'un hanımlarının hainliği, koğuculuk yapmaları şeklindeydi."

İsnadındaki Bezi', Yahya b. Abdurrahman'ın azatlısı Ebu Hazım elKufi'dir.

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (8/).

Abdurrahman b. el-Haris der ki: Necran halkından bir piskopos, Ömer b. el-Hattab ile konuşurken: "Ey müminlerin emiri! Öldüren üç şeyden sakın" dedi. Ömer: "Yazık sana! Öldüren üç şey nedir?" diye sorunca, piskopos şöyle cevap verdi: "Bir adam, idareciye gelip yalan söyler, idareci de iftira atan adamı öldürtür. Bu adam yalan söyleyerek hem kendini hem idam edileni, hem de idareciyi öldürmüş olur.''

Tahric: Abdurrezzak 11/ ().

Abdullah b. Amr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Müslüman kimse, insanların elinden vedilinden yana selamette oldukları kimsedir. Muhacir de Allah'ın yasakladığı şeyleri terk edendir.'' buyurmuştur.

Buhari bunu sahih'te Ebu Nuaym kanalıyla rivayet etti.

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari rekaik (7/)

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

Şube Kişinin Kendisi için istediğini Müslüman Kardeşi için de istemesi ve Kendisi için istemediği Bir Şeyi Müslüman Kardeşi için istememesi; Yoldan (Gelen Geçene) Eziyet Veren Şeyleri Kaldırmak

"İki Kişinin Arasını Bozmak İçin Söz Taşıyan Nemmam Cennete Giremez." (Buhârî)

 

"Herkesi ayıplayan, söz götürüp getiren ve çok yemin eden, aşağılık zorbaya itaat etme!" (Kalem: )

 

Koşarak öğretmen odasına girdi 6 yaşındaki Funda; "Öğretmenim biliyor musun? Ayşe dedi ki: 'Ali Fatma'nın kitabını karaladı.' yaa!" deyip çok önemli bir iş başarmış edası ile öğretmeninin gözlerinin içine baka baka kafa salladı.

Odada bu davranışlara şahit olan yaşlı eğitmen donmuş kalmıştı. Funda'nın bu davranışının sıklığı artık son iki haftadır dikkat çekmekteydi. Küçücük bir kız resmen koğuculuk tohumlarını mizacına ekmek üzereydi.

Günümüz dizileri bu pis huyu artık çok küçük yaşa kadar taşımışlardı. Eğitmen tohum toprağa düşmeden müdahale etmeliydi. Sınıf öğretmeni, Funda'nın mesajı üzerine tam kalkarken, sınıf öğretmeninin kolundan tutarak; "Bir dakika oturur musun öğretmenim. Ben Funda'ya bir şey sormak istiyorum." dedi. Ve sorusunu sormak için Funda'yı kucağına aldı, saçlarını okşayarak şöyle seslendi: "Fundacığım, Allah'ım seni çok güzel yaratmış. Maşallah. Güzel kız, sana bir şey sorabilir miyim? Ayşe gelip öğretmenine 'Funda Ahmet'in kalemini aldı' diye şikâyet etse bu senin hoşuna gider mi?"

Funda kafa sallayarak net ve kararlı bir şekilde: "Hayır!" dedi. "Peki, neden hoşuna gitmez?"

"O zaman öğretmenim beni sevmez. Belki de bana kızar." dedi.

"Peki, öğretmenin gidip şimdi sinirlenip şikâyet ettiğin arkadaşın Ayşe'ye kızsa, Ayşe öğretmenini sever mi? Ayşe seninle bugün oynar mı? Ya da sen seni şikâyet eden Ayşe ile oynamak ister misin?"

"Hayır, istemem." dedi.

"O zaman bu az önceki gelip öğretmenine getirdiğin haber demek ki güzellikleri yok eden kötü bir haber ve yanlış bir davranış, Senin gibi güzel bir kıza da böyle davranmak hiç yakışmıyor. Biliyor musun böyle davrananlara 'nemmam' denir. Nemmamlar da, geçen hayâllerini kurduğumuz o güzel hayâllerin mekânı cennete giremez. Hatta senin hayâl ettiğin dondurma ağacını da göremezler. Çok üzücü. Düşünsene, bütün arkadaşların nemmamlar gibi davransa o zaman oyun evimizde hiç kimse de kimse ile oynamaz. Kimse kimseyi sevmez ve görmek de istemez. Buraya da gelmek istemez, evde yalnız başına kalır ve canı sıkılır. Buradaki gibi eğlenemez, etkinlik yapamaz. Ay, düşünmek bile çok üzücü şeyler. Oysa hep birlikte, arkadaşlar ile oyun oynamak daha güzel bence. Sence?"

Bu arada sınıfının bahçeye indiğini duyan Funda bir telaş ile eğitmenin kucağından atladı ve kapıyı açarak:

"Bence de öğretmenim, arkadaşlarımla bahçede oynamak daha da güzel. Ayşe beni bekle ben de geliyorum." diyerek çıktı odadan.

Odada geriye kalan ise bir eğitmenin yaşayabileceği en büyük mutluluktu.

"Hocam, çok teşekkür ederim benim için de çok eğitici oldu." dedi sınıf öğretmeni.

"Rica ederim hocam" diyerek devam etti yaşlı eğitmen:

"Biz eğitmenler olarak çok dikkat etmeliyiz. Allah Resulü -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bizim için bu konuda çok güzel bir örnektir. Bir Hadis-i şerif'lerinde buyuruyorlar ki:

"Benim katımda en sevimliniz, ahlakça en güzel olan ve çevresindekilerle en güzel geçinenizdir ki, onlar herkesi sever ve herkes de onları sever. Benim katımda en sevimsizleriniz ise koğuculuk yapan, dostların arasını açan ve temiz kimselerde kusur arayanlardır." (Taberâni-Bezzar)

Âyet-i kerime'de ise şöyle buyuruluyor:

"Herkesi ayıplayan, söz götürüp getiren ve çok yemin eden, aşağılık zorbaya itaat etme!" (Kalem: )

Müslümanlar emr-i ilâhîlerden o kadar uzak hâle getirildi ki; gerektiğinde hatasını kabul etmeyi, özür dilemeyi, helâllik istemeyi dahi bilmeyen nesiller yetişiyor. Kısacası öğretmenim, nefislerimizi ayağımızın altına taş yapmak yerine, bir çoğumuz başımıza taç yapar olduk."

Sınıf öğretmeni derin bir nefes çekerek:

"Hocam çok haklısınız Allah'ım bizi bize bırakmasın." diyerek sınıfının yanına bahçeye çıktı.

İki gün sonra:

Yaşlı eğitmen ayda bir gençlerle bir araya geliyor, onlara tecrübelerini aktarmaya çalışıyordu. O günkü kurs bitmiş, herkes dağılmak üzereydi. Gençlerden birisi çıkmadan önce endişeli gözlerle seslendi kapıdan: "Hocam, biraz konuşabilir miyiz?"

Genç öğrencisinin gözlerindeki endişeye bir anlam veremeden merakla: "Elbette güzelim." dedi.

Kaygılı bir ses tonu ile: "Hocam hakkınızı helâl edin!" dedi. İhtiyar eğitmenin daha da çoğalan meraklı bakışları altında devam etti:

"Ben buradan eve döndüğümde annem her seferinde 'Kursun nasıl geçti' diye sorar. Ben de geçen sefer sizin bazı hareketlerinizin taklidini yaparak anlatmaya kalkışınca annem beni uyardı ve insanların arkasından böyle yapmanın doğru olmadığını söyledi. Ben de bu durumdan rahatsız oldum. Hocam lütfen bana hakkınızı helâl ediniz." diyerek helâlleşme talebini tekrarladı. Hocası bir tebessüm ile:

"İlâhi güzel kız güldürdün beni. Elbette senin gibi güzel ve aynı zamanda mertçe bir itirafta bulunan gence hakkım helâldir. Annene de çok selâm söyle." dedi.

Genç kız mutlu ve rahatlamış bir şekilde yanından ayrıldı.

Eğitmen ise arkasından bakakaldı. "Bir an önce eli öpülesi bu anneye ulaşmak ve kızına verdiği bu mânevi terbiye için teşekkür etmek gerekir." diye düşündü.

Rabb'im eli öpülesi annelerimizin sayısını çoğaltsın inşaallah. Amin.


  ÖncekiSonraki  

Sual: Söz taşımanın dindeki yeri nedir?
CEVAP
Doğru olarak söz taşımak da nemime [kovuculuk] olur. Yalan katılırsa iftira da olur. Kovuculuk günahtır. Ahirette cezası ağır olduğu gibi, dünyada da insanların aralarının açılmasına sebep olur. Onun için "Taş taşı da, söz taşıma" derler. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hasetçi, kovucu ve falcı benden değildir.) [Taberani]

(En kötünüz, söz taşıyan, dostların arasını bozan ve ayıp araştırandır.) [Taberani]

(Kovuculuk yapan melundur.) [seafoodplus.infoi]

(Söz taşıyan helalzade değildir.) [Hakim]

(Söz taşıyan, veled-i zina veya zina karışıklığı bulunan soysuz kimsedir.) [Beyheki]

(Kovucu, kıyamette maymun suretinde haşrolunur.) [seafoodplus.infoıhin]

(Söz taşıyan Cennete girmez.) [Buhari]

Bu hadis-i şeriflerde geçen (Cennete giremez), (Benden değil) demek, "Tevbe edip helalleşmeden ölen, cezasını çekmeden Cennete giremez" manasındadır. Eğer affa veya şefaate uğrarsa veya sevapları çok olur, günahlarından fazla gelirse Cennete girer. Değilse, cezasını çeker. Ehl-i sünnet itikadında, günah işleyene kâfir denmez.

Her doğru söylenmez. Laf taşırken doğru söylenmiş olabilir, ama bu doğruyu söylemek de büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kovuculuk, kabir azabına sebep olur.) [Beyheki]

(Allahü teâlâ laf taşıyanın kabrinde bir ateş musallat eder. O ateş onu kıyamete kadar yakar.) [Şir’a]

Resulullah efendimiz, iki kabre uğradı. (İkisi de azaptadır. Biri, elbisesini idrardan korumaz, diğeri ise kovucu idi) buyurdu. (Şir’a)

Salih bir zat, kendisine söz getirene dedi ki:
(Bize üç kötülük getirdin. Sevdiğim kimseyi bana düşman etmek istiyorsun. Huzurlu kalbimi karıştırdın. Benim yanımda âdil, iyi biri idin, kendini fâsık, kusurlu yaptın.)

Kovuculuk afetinden kurtulmak için, söz getirene karşı şu altı şeyi yapmak gerekir:
1- Ona inanmamalı. Çünkü söz getiren fâsıktır. (Fâsıka inanılmaz. Sözü ile hareket edilmez. Kovucunun sözlerini kabul etmek, kovuculuktan daha kötüdür) buyurulmuştur.

2- Onu bu münkerden nehyetmeli. Çünkü Allahü teâlâ (Münkerden nehyet) buyurdu. (Lokman 17)

3- Onu sevmemeli! Çünkü söz taşımak günahtır. Günahkâr sevilmez. Onu düşman bilmeli!

4- Söz getirdiği kimseye acaba hakikaten söylemiş mi diye suizanda bulunup da ona kötü gözle bakmamalı! Çünkü suizan haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Suizan etmeyin! Suizan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, münakaşa, haset ve düşmanlık etmeyin, birbirinizi çekiştirmeyin, kardeş gibi birbirinizi sevin!) [Müslim]

5- Getirilen sözün doğru olup olmadığını araştırmamalı! Çünkü tecessüsü, günahları araştırmayı, Allahü teâlâ yasak etmiş, (Birbirinizin kusurunu araştırmayın) buyurmuştur. (Hucurat 12)

6- Getirilen söz hakkında kimseye bir şey söylememeli! Eğer söylenirse, başkasının perdesi yırtılmış, günahı meydana çıkarılmış olur. Kusurları gizlemeli, açığa vurmamalı. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Arkadaşının kötülüğünü gizleyenin kusurları, kıyamette gizlenir.) [Taberani]

(Arkadaşının aybını görmeyip gizleyen, Cennete gider.) [Taberani]

(Arkadaşının aybını açığa vuranın aybı açığa çıkar. Hatta evinde bile rezil olur.) [İbni Mace]

(Müslümanın aybını araştıran, ona kötülük etmiş olur.) [Ebu Davud]

(Birini tevbe ettiği günahtan dolayı ayıplayan, aynı günaha maruz kalmadan ölmez.) [Tirmizi]

Görüldüğü gibi söz taşıyan kaç tane farzı terk ediyor ve kaç tane haram işlemiş oluyor.

Sual: Bir arkadaş benim aleyhimde konuşmuş. Başka arkadaş da, benim iyiliğim için, konuşulanları bana anlattı. Arkadaşın yalan söyleyeceğinden şüphe etmiyorum. Fakat belki yanlış anladığı yer olma ihtimalini düşünerek, araştırdıktan sonra tedbir almam uygun olur mu?
CEVAP
Size bunu nakleden arkadaş, söz taşımış, kovuculuk yapmış, yani haram işlemiştir. Siz de bunu dinleyip kabul etmişseniz, günaha ortak olmuşsunuzdur. Koğuculuk, umumiyetle birinin aleyhinde konuşulanları ona aynen ulaştırmak demektir. Gıybete benzeyen tarafı da vardır. Bir kimsenin hoşa gitmeyen şeyini başkasına açıklamaya da söz taşımak denir. Söz taşımak, büyük günahlardandır. Söz taşımaya nemmamlık, kovuculuk denir. Tevbe etmeli, bir daha nemmamlıktan [söz taşımaktan] sakınmalıdır!

Söz taşıyan hizmetçi
Adamın biri hizmetçi alırken kötü huyu olup olmadığını sordu. (Biraz kovucudur) dediler. (Mühim değil) diyerek hizmetçiyi aldı.

Hizmetçi, evin hanımına, (Ben çok tecrübeliyim. İnsanların gözünden anlarım. Efendin seni sevmiyor. Başkasında gözü var. Eğer uyurken çenesinin altından birkaç kıl kesip getirirsen, büyücülüğü bildiğim için, sana bir şeyler öğretirim. O zaman efendin seni çok sever, gözü dışarıda olmaz) dedi.

Hizmetçi, kadının efendisine de, (Hanımının gözü dışarıdadır. Seni sevmiyor, hatta öldürmek istiyor) dediyse de adam, (Hanımımı tanırım. Öyle bir şey düşünmez) dedi. Fakat hizmetçi, (Tecrübesi bedavadır. Çok yorgunum de, uyur gibi yap. Seni kesmeye gelirse, sözümün doğru olduğunu anlarsın) dedi.

Adam uyur numarası yaptı. Kadın elinde ustura ile yavaşça geldi. Çenesinin altına elini uzatınca, hanımının kendisini öldüreceğine inanıp kadını öldürdü.

Hizmetçi, kadının akrabalarına haberi ulaştırınca, akrabaları, bu adamı öldürdü. Adamın akrabalarına haber gidince, onlar da bunları öldürmeye başladı. Çok kan döküldü.

Müslümanlar arasında söz taşımak
Sual: Müslümanlar arasında söz taşımak, yalan söylemek, iftira etmek, Müslümanların gizli kusurlarını açığa çıkarmak da günah değil midir?
Cevap:
Bu konuda Mektûbât-ı Ma'sûmiyye kitabında deniyor ki:
“Nemime, yani Müslümanlar arasında söz taşımamalıdır. Bu günahı işleyenlere çeşitli azaplar yapılacağı bildirilmiştir. Yalan söylemek ve iftira etmek de haramdır, sakınmak lazımdır. Bu iki fenalık, her dinde de haram idi. Cezaları çok ağırdır. Müslümanların ayıplarını örtmek, gizli günahlarını yaymamak ve kusurlarını affetmek çok sevaptır. Küçüklere, emri altında bulunanlara, zevceye, çocuklara, talebeye, askere, fakirlere merhamet etmelidir. Kusurlarını yüzlerine vurmamalıdır. Olur olmaz sebeplerle o zavallıları incitmemeli, dövmemeli ve sövmemelidir. Hiç kimsenin dinine, malına, canına, şerefine, namusuna saldırmamalı, herkese ve devlete olan borçları ödemelidir. Rüşvet almak ve vermek haramdır. Yalnız zalimin zulmünden kurtulmak için ve ikrah, zorla tehdit edilince vermek rüşvet olmaz. Fakat, bunu almak da haram olur. Herkes, kendi kusurlarını görmeli, Allahü teâlâya karşı yaptığı kabahatleri düşünmelidir. Allahü teâlânın, kendisine ceza vermekte acele etmediğini, rızkını kesmediğini bilmelidir. Ananın, babanın, devletin, İslâmiyete uygun emirlerine itaat etmeli, uygun olmayanlara isyan etmemeli, karşı gelmemeli, fitneye sebep olmamalıdır.”

عن ابن مسعود رضي الله عنه عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: «ألا هل أُنَبِّئُكم ما العَضْهُ؟ هي النَّميمة القَالَةُ بين النّاس».
[صحيح] - [رواه مسلم]
المزيــد

Abdullah b. Mes'ud -radıyallahu anh-'den merfû olarak rivayet olunan bir hadiste şöyle haber verilmiştir:«el-Adhu nedir? Sizlere haber vereyim mi? O, nemime/koğuculuk, insanlar arasında laf taşımaktır.»
[Sahih Hadis] - [Müslim rivayet etmiştir]

Şerh

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- insanlar arasında nemime/kovuculuk yaparak dolaşmayı yasaklamıştır. Bu insanların arasını bozmak için birbirleri hakkında söyledikleri sözleri taşımakla olur. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- sözlerine soru kipiyle başlamıştır. Zira bu metot daha tesirli ve dikkat çekicidir. İlk olarak onlara el-adhu yani yalan ve iftira nedir? diye sormuştur. Bu kelime yalan ve iftira manasına geldiği gibi sihir yapmak anlamına da gelir. Ardından bu soruya kendisi cevap vererek anlamını insanlar arasında geçimsizlik yaymak olarak açıklamıştır. Bu davranış aynı sihir yapmak kadar yeryüzünde bozgunculuk çıkarır ve insanlara zarar verir, kalplerini paramparça eder. Bağları koparır ve gönülleri nefret ve kinle doldurup, kabartır. Bugünlerde bu türden davranışlara çokça rastlamaktayız.

Tercüme:İngilizceFransızcaİspanyolcaUrducaEndonezceBoşnakçaRuscaBengalceÇinceFarsçaTagalogHintliSinhalaUygurKürtHausaPortekizce

Tercümeleri Görüntüle

Daha Fazla
  • Hadis: Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?”
  • Hadis: «Büyük günahlar şunlardır: Allah’a ortak koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek, bir kimseyi haksız yere öldürmek ve yalan yere yemin etmek.»
  • Hadis: «Helak eden yedi şeyden sakının!» Oradakiler de: "Onlar nelerdir?" ey Allah'ın rasûlü diye sordular. Bunun üzerine O da şöyle buyurdu: «Allah'a şirk koşmak, sihir yapmak, Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana hücum sırasında cepheden kaçmak, iffetli, kendi halinde mü’min kadınlara zina iftirasında bulunmak.»
  • Hadis: «Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz, iki cuma ve iki ramazan, aralarında işlenen günahlara kefaret olur.»
  • Hadis: «İki Müslüman, kılıçları ile (birbirlerini öldürmek için) karşı karşıya gelirlerse, ölen de öldürülen de ateştedir.»
  • Hadis: «Şüphesiz ki, haksız olarak Allah’ın malını kullanan kimseler, kıyamet gününde cehennemi hak ederler.»
  • Hadis: «Ölülere sövmeyin. Çünkü onlar (sağ iken hayırdan ve şerden) gönderdiklerine kavuştular.»

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir