bankaya gitmek yasak mı / Sıkça Sorulan Sorular | Halkbank

Bankaya Gitmek Yasak Mı

bankaya gitmek yasak mı

Halkbank İnternet Şubesi'nden online olarak veya Abone24, Taksit24 ve Kira24'ten yararlanarak; elektrik, su, telefon, Turkcell cep telefonu, doğalgaz ve kablolu TV faturalarınızı, taksitlerinizi, kiranızı, düzenli veya düzensiz tüm ödemelerinizi kolayca yapabilirsiniz.

Tüm Halkbank ATM’lerinden ve Ortak Nokta logosu bulunan ATM’lerden para çekebilirsiniz.

Halkbank Bank24’lerinden Banka Kartı’nız ile aşağıdaki işlemleri rahatça gerçekleştirebilirsiniz.
Para yatırabilir,
Para çekebilir,
Kredi kartı borcunuzu ödeyebilir,
Kredi kartınızın limit bilgilerini inceleyebilir,
Yatırım Fonu alış/satış işlemlerini gerçekleştirebilir,
Hesaplar arasında ya da üçüncü kişilere havale/virman yapabilir,
Hesap ekstrenizi alabilir,
Elektrik, su, telefon, doğalgaz, Turkcell ve kablolu TV faturalarınızı (önceden talimat vermiş olmanız halinde) ödeyebilir,
EFT yapabilirsiniz (önceden kayıt ettirmiş olmanız halinde),
Şifre değişikliği yapabilirsiniz.

Banka Kartınız ile vadesiz hesabınızdaki para dahilinde;
Türkiye genelinde Halkbank Bank24’lerinden,
Türkiye genelinde Ortak Nokta logosu bulunan  banka ATM'lerinden,
Tüm dünyada VISA ve/veya MASTERCARD sistemine dahil bankaların ATM’lerinden rahatça para çekebilirsiniz.

Bankamız SWIFT Kodu "TRHBTR2A" dır.

Aşağıdaki işlemleri yaparak Türkçe karakterleri görüntüleyebilirsiniz. 
1. adım: Browser'ın menü bar'ında bulunan "View" seçeneğinin altından "Encoding"i tıklayıp, açılan listeden "Turkish" seçeneğini işaretleyiniz. 
2. adım: Browser'ın menü bar'ında bulunan "Edit" seçeneğinin altından önce "Preferences"ı, açılan pencereden de "Appearance" kategorisi altındaki "Fonts" seçeneğini tıklayınız. Sağ tarafta göreceğiniz sahalarda:
"For the encoding" başlığının yanındakini "Turkish"
"Variable width font" başlığının yanındakini "Arial Tur"
"Fixed font" başlığının yanındakini "Courier New" 
olacak şekilde seçiniz; "OK" tuşuna basarak işleminizi tamamlayınız.

  • Müşteri numaranız ve parolanızı kimseyle paylaşmayınız.
  • Parolanızı düzenli olarak değiştiriniz.
  • Şifrebaz veya Şifrebaz Cep kullanmayı tercih ederek, en güvenli tek kullanımlık şifre yöntemlerini kullanabilirsiniz.
  • Şifrebaz/Şifrebaz Cep PIN kodunuzu kimseyle paylaşmayınız.
  • Halkbank İnternet Şubesi'ne bağlı iken bilgisayarınızı başkasına kullandırmayınız.
  • İşleminizi tamamladıktan sonra ekranın sağ üst köşesindeki 'Güvenli Çıkış' seçeneğini tıklayınız ve internet tarayıcınızı kapatınız.

İnternet Şube ile ilgili yardım alabilmeniz için, Halkbank Dialog'u 0 0 numaralı telefondan arayarak, otomatik sesli yanıt sisteminde önce 4, ardından 3 numaralı seçeneği tuşlamanız yeterlidir.

Halkbank Dialog ile yapacağınız tüm görüşmeler müşteri temsilcisine ulaştığınız andan itibaren kaydedilmektedir.

Halkbank Esnaf ve KOBİ Dialog'ta yada İnternet Şube'sinde görülmesini ve işlem yapılmasını istemediğiniz hesap veya kartlarınızı müşteri temsilcinize bağlanarak yada İnternet Şube üzerinden kendiniz gizleyebilir, istediğiniz zaman da kullanıma açtırabilirsiniz.

Bulunduğunuz ilden 0 0 ’ü aradığınızda hatlar meşgul ise Esnaf ve KOBİ Dialog’u başka bir şehir koduyla arayıp ulaşabilirsiniz. Ancak bu durumda şehirlerarası konuşma ücreti tarifesi geçerlidir.

  • Havale
  • İsme Havale
  • EFT
  • Döviz İşlemleri
  • Hesap Bakiyesi Öğrenme
  • Çek / Senet Takibi
  • Kredi Kartı İşlemleri
  • Bank24 kartı işlemleri
  • Yatırım İşlemleri
  • Online / Talimatlı Fatura Ödemeleri
  • SSK Prim Ödemeleri
  • Bağkur Prim Ödemeleri
  • Motorlu Taşıtlar Vergisi Ödemeleri

Bankacılık işlemleriniz için limitlerinizi Banka Genel limitine kadar kendiniz belirleyebilirsiniz.
Limitlerinizi düşürmek için şubenizde Müşteri Temsilciniz size yardımcı olacaktır.

Kişisel ve finansal verilerinizi e-postayla almanız halinde; sır kapsamındaki verilerinizin elektronik posta hizmeti sağlayıcısının sistemlerinde de tutulabileceğini ve kötü niyetli kişilerin elektronik posta hesaplarına farklı yöntemlerle sızmaya çalışarak bilgilerinizi ele geçirmeye teşebbüs edebileceklerini dikkate alan BDDK, bu konuda yasal düzenleme değişikliğine gitmiştir. 

Bankamız, müşterilerinin güvenliğini her zaman ön planda tutmakta ve müşteri bilgilerini, müşteri gizliliği kapsamında güvenli ortamlarda saklamaktadır. Elektronik posta yolu ile aldığınız hizmetlerinizi bundan sonraki süreçte Halkbank Mobil ve Halkbank İnternet Şubesi gibi dijital kanallarımız üzerinden daha güvenli ve hızlı şekilde temin etmeniz müşteri menfaatleri ve güvenliğiniz açısından daha uygun olacaktır. 

Size sunduğumuz hizmetler hakkında daha fazla bilgi almak için monash.pw web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. 

KOBİ ve Ticari Bankacılık işlemleriniz için; Sesli Yanıt Sistemi'nde, 6 numaralı KOBİ ve Ticari Bankacılık işlemleri seçeneği altından müşteri temsilcisine bağlanarak işlem yapabilirsiniz.

Dijital Parolanızı 0 Esnaf ve KOBİ Dialog’u arayarak veya bağlı bulunduğunuz şubenizden alabilirsiniz.

Yapacağınız işlemler tanımlanan limitinizi aşıyor ise, şubenizde müşteri temsilciniz ile görüşmeniz yeterlidir.

Halkbank Dialog ile yapacağınız tüm telefon konuşmaları müşteri temsilcisine ulaştığınız andan itibaren hem ses hem de ekran olarak kaydedilmektedir.

Hesap bilgilerinize, Sesli Yanıt Sisteminde 2 farklı şekilde ulaşabilirsiniz. 

  • Sesli Yanıt Sistemimizde 1 nolu Kart İşlemleri menüsünden 5 nolu Hesap Bakiyesi Öğrenme ve Hesap Ekstresi Almak
  • Sesli Yanıt Sistemimizde 2 nolu Bankacılık İşlemleri menüsünden 1 nolu Hesap Bakiyesi Öğrenme ve Hesap Ekstresi Almak

Sesli Yanıt Sistemimizde 1 nolu Kart İşlemleri menüsünden 3 nolu Kredi Kartı Borç Ödemeleri ve Otomatik Ödeme Talimat İşlemleri seçeneği altında 1 nolu kredi kartı Ödemeleri seçeneğinden kredi kartı borcunuzu kolayca ödeyebilirsiniz. 

  • 7 gün, 24 saat hizmet alabilirsiniz.
  • Tüm hizmetler sadece bir telefon uzaklığındadır.
  • Yapacağınız işlemlerle zaman tasarrufu sağlayabilirsiniz.
  • Müşteri güvenliği ön planda tutulmaktadır.
  • 'ü aşkın bankacılık hizmetini alabilirsiniz.
  • Halkbank Dialog’u aradığınızda müşteri temsilcisine bağlanmadan Sesli Yanıt Sistemi aracılığı ile de hizmet almanız mümkündür.

Kişisel ve finansal verilerinizi e-postayla almanız halinde; sır kapsamındaki verilerinizin elektronik posta hizmeti sağlayıcısının sistemlerinde de tutulabileceğini ve kötü niyetli kişilerin elektronik posta hesaplarına farklı yöntemlerle sızmaya çalışarak bilgilerinizi ele geçirmeye teşebbüs edebileceklerini dikkate alan BDDK, bu konuda yasal düzenleme değişikliğine gitmiştir. 

Bankamız, müşterilerinin güvenliğini her zaman ön planda tutmakta ve müşteri bilgilerini, müşteri gizliliği kapsamında güvenli ortamlarda saklamaktadır. Elektronik posta yolu ile aldığınız hizmetlerinizi bundan sonraki süreçte Halkbank Mobil ve Halkbank İnternet Şubesi gibi dijital kanallarımız üzerinden daha güvenli ve hızlı şekilde temin etmeniz müşteri menfaatleri ve güvenliğiniz açısından daha uygun olacaktır. 

Size sunduğumuz hizmetler hakkında daha fazla bilgi almak için monash.pw web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Dijital parolanız şifre güvenliği açısından üç ayda bir değiştirilmelidir. Süre kontrolü sistem tarafından yapılarak sesli yanıt sistemi aracılığı ile şifre değişikliği için uyarı yapılmaktadır. 

Dijital parolanızı değiştirmek için; Sesli Yanıt Sistemimizde 3 nolu Şifre ve Parola İşlemleri menüsünden 2 nolu Dijital Parola Değişikliği seçeneğini kullanabilirsiniz.

Yapmak istediğiniz işleme göre tanımlanmış limit ve sürelere ulaşmak için lütfen tıklayınız.

  • Havale
  • EFT
  • Yurtiçi ve Yurtdışı Döviz Transferi
  • Döviz Alış-Satış
  • Altın Alış – Satış
  • TL Yükleme
  • Başkasına Ait Halkbank Kredi Kartı Borcu Ödeme
  • Şans Oyunları
  • Kişisel Bilgi Güncelleme
  • Vadeli Hesap Kapatma
  • Kredi Kartı Nakit Avans
  • Kart Bilgisi ile Parola Üretme

Dijital Parola, Halkbank İnternet ve Mobil Şube ile Dialog hizmetlerinden faydalanabilmeniz için kişiye özel oluşturulan paroladır.

Dijital Parola’nızı Halkbank İnternet Şubesi veya Mobil Şube girişinde yer alan “Parolamı Bilmiyorum/Unuttum” seçeneği ile ya da 0 Halkbank Dialog’u arayarak Şifre İşlemleri menüsünden kart bilgilerinizi kullanarak üretebilir, dilerseniz şubelerimizden alabilirsiniz.

Bankacılık işlemleriniz için limitlerinizi Banka Genel limitine kadar kendiniz belirleyebilirsiniz.  

Limitlerinizi düşürmek için Dialog veya İnternet Şube den işlem yapabilirsiniz.

Evet, vadesiz hesabınız üzerinden yapabildiğiniz tüm işlemler kredili mevduat hesabınız için de geçerli olacaktır. Bu sebeple fatura ödemeleri veya diğer düzenli ödemeleriniz için talimat verebilirsiniz. Bu durumda, hesabınızda para olmasa bile faturalarınız ödenir.

İkinci el taşıt kredilerinde en fazla 5 yaşına kadar (5 yaş dahil) kredi kullandırılabilmektedir.

Bankamızdan Tüketici, Taşıt ve Konut Kredilerini kullanabilirsiniz.

Tüketici Kredisi: Kişilerin, eğitim, sağlık, seyahat vb. tüm bireysel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullandırılan bireysel kredidir. Tüketici Kredisi'nin uygun koşullarından faydalanıp en kısa sürede ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz.

Bireysel Destek Kredisi: Kişilerin bir konut ipoteği karşılığında tüm bireysel ihtiyaçları için kullanabilecekleri uzun vadeli tüketici kredisidir. Yeterli ve düzenli gelir ve kredibiliteye sahip tüm gerçek kişilere verilir.

Mutlu Emekli İhtiyaç Kredisi: Maaşını Bankamızdan alan veya maaşını Bankamıza aktarmayı taahhüt eden emeklilere özel kullandırılan kredidir.

Taşıt Kredisi: Gerçek kişilerin ticari olmayan amaçla satın alacakları yeni(sıfır km) veya monash.pw taşıt alımlarının finansmanı için kullandırılan kredidir. Taşıt Kredisi kullanımında teminat olarak satın aldığınız aracın rehni gereklidir.

Konut Kredisi: Üçüncü şahıslardan satınalınan konutların finansmanına yönelik kredidir. Satınalınacak konut üzerine birinci dereceden ipotek alınır.

Geri ödemelerinizi düzenli bir şekilde yaptığınız takdirde ömür boyu kullanabilirsiniz.

sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı Tablonun –Damga Vergisinden İstisna Edilen Kağıtlar- IV maddesi uyarınca Bireysel Kredilerin tahsisi sırasında düzenlenen sözleşmeler damga vergisinden istisna edilmiştir. Gerçek kişilerin mesken amaçlı kullanacakları konutlar için alacakları konut kredileri KKDF'den (Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu) muaftır.

Ayrıca Konut Finansman Sistemi’ne (Mortgage/Tut-Sat) ilişkin numaralı ve tarihli yasa kapsamına giren krediler  BSMV’den müstesna tutulmuştur. Bunun dışında kalan tüm Bireysel krediler için BSMV ve KKDF ödenecektir.

Kredi taksitlerinizi Türkiye çapındaki herhangi bir şubemizden yatırabilirsiniz.

18 yaşını doldurmuş tüm gerçek kişiler Bireysel Kredi kullanabilir. Ticaretle uğraşan kişilerin ticari amaçla kredi ihtiyaçları ise “ticari/girişimci krediler” kapsamında değerlendirilir.

Evet, Bankamızda bir vadesiz mevduat hesabınız varsa Kredili Mevduat Hesabı açtırabilirsiniz. Kredili Mevduat Hesabı, geliriniz ile orantılı bir limit dahilinde kısa süreli nakit ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir bireysel kredi ürünüdür.

Evet, kredinizi istediğiniz zaman erken kapatma imkanınız vardır.

Kullandırılacak kredi tutarının tespitinde müşterilerimizin belgelenebilir düzenli gelirleri dikkate alınmaktadır. Buna göre, aylık gelirlerinizden aylık giderleriniz düşülmek suretiyle bulunacak gelirinizin, kullanmak istediğiniz kredinin aylık taksitini karşılayabilmesi koşulu aranmaktadır.

Evet, dilerseniz ara ödeme yapabilirsiniz.

Bank24'lerimizden hesap kartınız ile kredili mevduat hesabınızdan para çekebilirsiniz.

Evet, Bankamızda bir vadesiz mevduat hesabınız varsa Kredili Mevduat Hesabı açtırabilirsiniz. Kredili Mevduat Hesabı, geliriniz ile orantılı bir limit dahilinde kısa süreli nakit ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir bireysel kredi ürünüdür.

Bulunduğunuz ilden 0 0 ’ü aradığınızda hatlar meşgul ise Dialog’u başka bir şehir koduyla arayıp ulaşabilirsiniz. Ancak bu durumda şehirlerarası konuşma ücreti ödenecektir.

30 Eylül tarihi itibarıyla, yurtiçinde , yurtdışında ise 5’i Kıbrıs’ta, 1’I Bahreyn’de olmak üzere 6; toplamda şubesi ile faaliyet göstermektedir. Yurtiçi şubeler rakamı 34 adet uydu şubeyi içermektedir. Bununla birlikte Banka’nın bir adet İngiltere’de, bir adet İran’da ve bir adet Singapur’da olmak üzere toplam 3 adet temsilciliği bulunmaktadır.

tarihi itibariyle Halkbank’ta kişi çalışmaktadır.

Esnaf ve KOBİ Dialog’a yurtdışından +90 0 ’i arayarak ulaşabilirsiniz.

Halkbank’ta bir vadesiz Ticari Hesabınız var ise şubenize giderek hemen Esnaf ve KOBİ Dialog’un hizmetlerinden yararlanmaya başlayabilirsiniz.

Tüm telefonlardan 7 gün 24 saat  0 0 ’ i arayarak Halkbank Dialog' a ulaşabilirsiniz.

  • Bankacılık Hizmetleri
  • Şifre ve parola Hizmetleri
  • Kart Hizmetleri
  • Destek Hizmetleri
  • Bilgi Hizmetleri
  • Asistans Hizmetleri

Evet. Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD ile yaptığı ikili anlaşma ve OECD üye ülkeleri ile imzalamış olduğu çok uluslu anlaşmalar neticesinde raporlama sorumluluğu tüm bankalar için yasal bir yükümlülük haline gelmiştir. Bankalar ile birlikte FATCA ve CRS kapsamında finansal kuruluş olarak addedilen Türkiye’deki finansal kurumlar mevzuata uyum göstermekle yükümlü olup, uyum göstermeyen finansal kurumlar ile bu kurumların müşterileri uyumsuz olarak yerel ve uluslararası yaptırımlara tabi olabilecektir.

Halk Bankası olarak sorumluluğumuz öncelikle ABD ile karşılıklı olarak yapılan ikili anlaşmaya ve OECD üye ülkesi olarak kapsamında yer aldığımız CRS düzenlemelerine tam uyum noktasında gerekli adımların atılmasıdır. FATCA mevzuatı kapsamında ABD vatandaşı müşterilerimiz ile CRS kapsamındaki ülkelerde vergi mükellefi olan müşterilerimizin raporlamaya konu olacak hesaplarının tespit edilmesi ve her iki mevzuat çerçevesinde belirlenen standartlar içinde raporlanacak bilgilerin yıllık olarak ilgili ülke resmi kurumlarına bildirilmesi de Banka olarak sorumluluğumuz altındadır

CRS (“Common Reporting Standard” – “Ortak Raporlama Standartı”), kapsamdaki ülkelerin birbirleri arasında yapacakları bilgi değişimleri ile ülkelerin karşılaşacakları vergi kayıplarının önüne geçilmesini amaçlayan global bir bilgi değişimi düzenlemesidir. yılında gerçekleşen G zirvesinde FATCA benzeri bir uluslararası otomatik bilgi değişimi gündeme gelmiş ve CRS Temmuz ’te OECD tarafından kabul edilmiştir. Bu düzenlemeyi uygulayacağını taahhüt eden ülkelerden biri olan Türkiye’deki finansal kurumların, 1 Temmuz tarihinden itibaren düzenleme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekliliği Maliye Bakanlığı tarafından bildirilmiştir.

İhracat Bedellerinin Tahsilinde Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Hususlar

Bilindiği üzere ticaret işlemi, eşya ve paranın karşılıklı olarak el değiştirdiği bir mübadele işlemidir. Dolayısıyla ticarete konu eşyanın satış işlemlerinin doğru ve eksiksiz olması ne kadar önemli ise satılan eşya bedelinin tahsilinin doğru ve eksiksiz olması da ticaretin tarafları açısından o kadar önemlidir. Bu durum hem iç ticaret hem de dış ticaret yapanlar tarafından geçerli olup dış ticarete dair prosedürlerin daha fazla ve karmaşık olduğunu söylemek mümkün.

Dış ticaret kapsamı mal satışına karşılık gelen ihracat tarafında uygulamalar Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenmekte, ihracatı gerçekleştirilen eşya bedelinin yurda getirilmesine ilişkin usul ve esaslar ise Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yönetilmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla kullandığı başlıca mevzuat aracı, kısaca 32/48 sayılı Tebliğ olarak adlandırdığımız ‘Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (İhracat Bedelleri Hakkında) (Tebliğ No: /48)’ ve T.C. Merkez Bankası tarafından yayımlanan İhracat Genelgesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bahse konu tebliğ hükümlerinin tamamının üzerinden geçmek mümkün bulunmamakla birlikte, dikkat edilmesinde yarar bulunan bazı hususları burada ele alalım.

Öncelikle, Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracata ait bedellerin en geç fiili ihraç tarihinden itibaren gün içerisinde yurda getirilmesi zorunludur. Bazı ülkeler bu kuraldan istisna tutulmuş olup İhracat Genelgesi’nin 2 nolu ekinde zorunluluk dışında kalan ülkeler listelenmiştir. Burada belirtmek gerekir ki, serbest bölgelere yapılan ihracat bu düzenlemeye dahildir.

Her ne kadar ihracat bedelinin ihracat beyannamesinde beyan edilen döviz cinsi üzerinden yurda getirilmesi beklense ve aransa da ihracat bedelinin beyannamede beyan edilen döviz cinsinden başka bir döviz cinsi üzerinden yurda getirilmesi, ihracat bedeli bazında eksiklik olmaması yani ihracat bedelinin çapraz kurlara göre karşılığını sağlaması şartı ile mümkündür.

Eğer ihracata ilişkin mal bedeli önceden alındıysa, yani peşin döviz karşılığı satış yapılmışsa, ihracatın 24 ay içinde gerçekleştirilmesi gerekir. Bu süre içerisinde ihracatın gerçekleştirilmemesi hâlinde, ihracatı gerçekleştirilemeyen peşin dövizler prefinansman hükümlerine tabi olur.

Bedelin yurda getirilme işlemi, ihracata aracılık eden bankaya transfer edilme şeklinde olabileceği gibi yolcu beraberinde efektif olarak (fiziki nakit para olarak) da olabilmektedir. Burada belirtilen aracı banka; gümrük beyannamesinin 28 monash.pw hanesinde kayıtlı bulunan banka veya ihracatçı tarafından ihracat hesabının kapatılması işlemlerini gerçekleştirmek üzere gümrük beyannamesinin bir örneği ya da gümrük beyannamesi bilgilerini ibraz ederek anlaşma sağladığı bankadır.

İhracat bedelinin yolcu beraberinde efektif olarak yurda getirilmesi hâlinde gümrük idarelerine beyan edilmesi zorunludur. Bu durumda sınır kapısında yurda giriş yapmadan önce gümrük memurlarına başvurularak beyanda bulunmak istendiğinin bildirilmesi ve duruma uygun nakit beyan formu doldurulması konusunda dikkat etmek gerekir. Aksi takdirde gümrük idaresinin nakit para girişine dair geçmişe yönelik işlem yapmayacağı unutmamalıdır.

Süresi içinde yurda getirilen ihracat bedeline ilişkin olarak, söz konusu bedellerin yurda getirildiğine dair İhracat Bedeli Kabul Belgesi (İBKB) düzenlenme ve ihracat hesabı kapatma işlemleri aracı bankalar tarafından yapılır. Yurt dışından efektif olarak getirilerek nakit beyan formu düzenlenen ihracat bedelleri için, form düzenlenme tarihinden itibaren 30 gün içerisinde söz konusu nakit beyan formu ve ilgili ihracat evrakları ile birlikte bankaya gidilerek efektif (para) ile birlikte teslimi ve banka tarafından İBKB düzenlenmesi gerekmektedir.

İhraç edilen malların bedelinin süresinde yurda getirilmesinden ve ihracat hesabının kapatılmasından ihracatçılar sorumludurlar, bununla birlikte ihracata aracılık eden bankaların da ihracat bedellerinin yurda getirilmesini ve satışının yapılmasını izleme yükümlülükleri bulunmaktadır. Nitekim, aracı bankaların süresi içinde kapatılmayan ihracat hesaplarını beş iş günü içinde ilgili vergi dairesi başkanlığına veya vergi dairesi müdürlüğüne ihbar etme mükellefiyeti vardır. Bu kapsamda, ihracat gümrük beyannamesinin 28 monash.pw hanesinde beyan edilen aracı banka bilgisi, yükümlülüklerin belirlenmesi açısından önemlidir.

İhracat işlemleri açısından, ihracat bedellerinin süresinde yurda getirilmiş olması gerekli olmakla birlikte yapılacak işlemler açısından yeterli değildir. Yurda getirilerek İBKB’ye bağlanan ihracat bedellerinin yazımız tarihi itibarıyla en az %40’lık kısmının ilgili bankaya satılması zorunluluğu bulunmaktadır. (Daha önce %25 olan bu oran yazı düzenleme tarihi itibariyle %40 olarak belirlenmiş olup okuyucu tarafından ihtiyaç duyulması hâlinde güncel durumun öğrenilmesi önerilir.) Bu bedeller banka tarafından T.C. Merkez Bankası tarafından ilan edilen ve işlem günü için geçerli döviz alış kuru üzerinden aynı gün Merkez Bankasına satılır ve T.C. Merkez Bankasının banka nezdindeki hesabına aktarılır. Söz konusu tutarın karşılığı miktar banka tarafından ihracatçıya Türk Lirası olarak ödenir.

Dr. Levent Özkardeş

Yurt Dışına Çıkış Yasağı Nasıl Uygulanır?

Yurt Dışına Çıkış Yasağı Nedir?

CMK m. da düzenlenen adli kontrol tedbirlerinden biri olan yurt dışına çıkış yasağı, kişinin ülkeden yasal yollar ile ayrılmasını kısıtlayan bir adli kontrol tedbiridir. Bu adli kontrol tedbirinin kişi hakkında verilmesi yani kişi hakkında yurt dışına çıkış yasağının uygulanması halinde, kişinin yurt dışına çıkışı kesinlikle yasaklanır. Eğer kişi, hakkında yurt dışına çıkış yasağı verilmiş olmasına rağmen yasa dışı yollar ile yurt dışına çıkar ise suçlu olur ve kişi hakkında yakalama emri verilir. 

Yurt dışına çıkış yasağı hangi hallerde uygulanır, yurt dışına çıkış yasağını kim koyabilir, yurt dışına çıkış yasağı kaldırma mümkün mü yakından bakalım.

Hangi Hallerde Yurt Dışına Çıkış Yasağı Verilmektedir?

Yurt dışına çıkış yasağı bir adli kontrol tedbiri olması ve tutuklama kararına bir alternatif olarak düzenlemesi sebebiyle kişi için kuvvetli suç şüphesi, delil karartma yahut kaçma ihtimali gibi durumlar söz konusu olduğunda verilmektedir.

Ayrıca olağanüstü salgın ve felaket durumlarında devletler vatandaşlarının menfaatleri bunu gerektiriyorsa yurttaşlarına yönelik yurt dışı çıkış yasağı getirebilirler. Bu duruma örnek olarak COVİD salgınının en riskli olduğu zamanlarda uygulanan yurt dışına çıkış yasakları verilebilir. Yurt dışına çıkış yasağı hangi hallerde uygulanır diyorsanız avukatlarımıza sorabilirsiniz.

Yurt Dışına Çıkış Yasağını Hangi Merci Verebilir?

Yurt dışına çıkış yasağını kim koyabilir? Yukarıda da bahsedildiği üzere yurt dışına çıkış yasağı kuvvetli suç şüphesi, delil karartma veya kaçma gibi durumlar söz konusu olduğunda verilebilmektedir. Yurt dışına çıkma yasağı her ne kadar tutuklama kadar hürriyeti sınırlandırmasa da kişinin hürriyetini sınırlayıcı ve seyahat özgürlüğüne muhalif bir niteliğe haizdir. Bu nedenle yurt dışına çıkış yasağı ancak cezai soruşturma veya kovuşturma kapsamında verilebilecek bir karardır. Ceza yargılaması sürecinin ilk kısmı olan soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının istemi ve Sulh Ceza Hâkiminin kararı ile şüpheli hakkında yurt dışına çıkma yasağı verilebilmektedir. Ceza yargılaması sürecinin ikinci kısmı olan kovuşturma aşamasında ise yargılamayı gerçekleştiren ilgili Mahkeme tarafından sanık hakkında yurt dışına çıkma yasağına karar verilebilir.

Askerlik Vazifesini Yerine Getirmemiş Olan Kişi İçin Yurt Dışına Çıkış Yasağı Getirilebilir Mi?

sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 12 Eylül yılında yapılan değişiklik öncesinde kişinin askerlik vazifesini yerine getirmemiş olması yurt dışına çıkmasına engel teşkil edebilecek bir hal iken yapılan referandum ile bu durum ortadan kaldırılmış olup, artık yurt dışı çıkış yasağı ancak suç soruşturması ve kovuşturulması hallerinde hakim kararına bağlı olarak verilebilmektedir. Bu nedenle günümüzde askerlik vazifesinin yerine getirmemiş olması gerekçe gösterilerek kişinin yurt dışına çıkışı engellenememekte ve hakkında bu yasak verilememektedir.  

Vergi Borcu Olan Kişi İçin Yurt Dışına Çıkış Yasağı Getirilebilir Mi?

sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 12 Eylül yılında yapılan değişiklik ile geçmiş yıllarda vergi borcu yüzünden yurt dışına çıkma yasağı bulunan kimseler için bu yasak kaldırılmış olup, yurt dışına çıkış yasağı yalnızca suç soruşturulması ve kovuşturulması hallerinde ve hakim kararına bağlı olarak sınırlandırılabilmektedir. Bu nedenle günümüzde kinin vergi borcu nedeniyle yurt dışına çıkışının yasaklanması yönünde karar verilmesi ve yurt dışına çıkışının engellenmesi mümkün değildir.

Kişi, Hakkında Yurt Dışına Çıkış Yasağı Verilip Verilmediğini Nasıl Öğrenebilir?

Kişi kendisi hakkında yurt dışına çıkış yasağı verilip verilmediğini e-Devlet kapısı üzerinden online olarak sorgulayabileceği gibi bulunduğu ilin Emniyet Müdürlüğüne giderek de bu konudaki gerekli bilgiyi alabilmektedir.  

Ancak soruşturma aşamasında ve dosyada gizlilik kararı verilmiş olan bir ceza dosyası söz konusuysa kişinin kendisi hakkında yurt dışına çıkış yasağı verilip verilmediğini e-Devlet aracılığıyla öğrenmesi mümkün olmamaktadır.

Hakkında Yurt Dışına Çıkış Yasağı Kararı Verilenler Kıbrıs’a Gidebilir Mi?

Kıbrıs yurt dışında bulunan yani Türkiye’den bağımsız bir ülke olması sebebiyle buraya yapılan seyahatler de yurt dışına çıkma kapsamındadır. Dolayısıyla hakkında yurtdışına çıkış yasağı kararı verilmiş kişiler bu yasak devam ettiği müddetçe Kıbrıs’a da gidemeyecektir.

Yurt Dışına Çıkış Yasağı Nasıl Kaldırılabilir?

Kişi hakkında verilen yurt dışına çıkış yasağı kaldırma Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine Sulh Ceza Hakimi kararı ile veya şüphelinin/sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü alınarak hakim kararı ile mümkün olabilmektedir. Cumhuriyet Savcısının kişi hakkında verilen yurt dışına çıkma yasağına dair adli kontrol kararının kaldırılması isteminde bulunması az rastlanan bir durum olup, aslonan şüpheli veya sanığın hakkında verilen bu karara kendisinin itiraz etmesidir.

Yurt Dışına Çıkma Yasağına Nasıl İtiraz Edilir? Yurt Dışına Çıkış Yasağı İtiraz

CMK m. uyarınca adli kontrollerden biri olan yurt dışına çıkma yasağına itiraz etmek mümkündür. Buna göre hakkında yurt dışına çıkma yasağı kararı verilen şüpheli veya sanık, 7 gün içinde kararı veren merciye bir itiraz dilekçesi sunarak bu karara itiraz edebilir. Yapılan itirazda bu yasağın konulmasına engel bir durum olmadığı ve kişinin Türkiye’de kalma niyetinde olduğu kanaati oluşturulmalı ve buna yönelik deliller sunulmalıdır.

Yurt Dışına Çıkış Yasağına Kaç Gün İçinde İtiraz Edilmelidir?

Yurt dışına çıkış yasağı kararına karşı soruşturma ve kovuşturma aşamasının her safhasında itiraz etmek ve bu kararın her aşamada kaldırılması mümkündür. Soruşturma aşamasında Sulh Ceza Hâkiminin veya kovuşturma aşamasında yargılamayı gerçekleştiren mahkeme hakiminin vereceği yurt dışına çıkış yasağı kararına karşı 7 gün içinde itiraz edilebilir. Yapılan yurt dışına çıkış yasağı itiraz sonucunda yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına veya devamına karar verilecektir. Yurt dışına çıkış yasağı tedbiri kaldırılmadığı müddetçe yargılama sonuna kadar devam edecektir.

Yurt Dışına Çıkış Yasağına İtiraz Hangi Mahkemeye Yapılmalıdır?

Adli kontrol tedbirlerinden biri olan yurt dışına çıkış yasağı itiraz için doğrudan kararı veren merciye yapılmaktadır. Yurt dışına çıkış yasağı kararı eğer soruşturma aşamasında verildiyse; bu aşamada kararı Sulh Ceza Hakimliği vereceğinden kararı veren Sulh Ceza Hakimine kararın kaldırılması talepli bir dilekçe sunularak karara itiraz gerçekleştirilebilir. Yurt dışına çıkış yasağı kararı eğer kovuşturma aşamasında verildiyse; bu aşamada yargılamayı Asliye Ceza Mahkemesinin veya Ağır Ceza Mahkemesinin gerçekleştiriyor olmasına göre ilgili mahkemeye kararın kaldırılması talepli bir dilekçe sunularak karara itiraz gerçekleştirilebilir.

Yurt Dışına Çıkış Yasağına Karşı Yapılan İtiraz Kaç Gün İçinde Sonuçlanır?

Yapılan talep üzerine kararın kaldırılması konusunda Cumhuriyet Savcısının görüşü alınmaktadır. Savcının görüşü alındıktan sonra hakim yahut mahkeme tarafından itirazdan itibaren beş gün içerisinde yurt dışına çıkma yasağının kaldırılıp kaldırılmayacağı yönünde karar verilecektir.

Yurt Dışına Çıkış Yasağını İhlal Etmenin Yaptırımı Nedir? Yurt Dışına Çıkış Yasağı İhlali

Adlî kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. Bu nedenle hakkında bir adli kontrol tedbiri olan yurt dışına çıkış yasağı kararı verilmiş olan şüpheli veya sanık, bu yasağı ihlal edecek girişimlerde bulunursa hakkında yetkili yargı mercilerince derhal tutuklama kararı verilebilecektir.

Şüpheli veya sanık hakkında verilen yurt dışına çıkma yasağı kişinin hürriyetini, seyahat özgürlüğünü kısıtlamaktadır ve bu nedenle yalnızca belli durumlarda uygulanması gereken bir tedbirdir. Uygulanmasının gerekli olmadığı hallerde ise bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Bu bakımdan verilen yurt dışına çıkma yasağının kaldırılabilmesi için yapılacak olan itirazın alanında uzman bir avukatça ve itirazın yapıldığı mercide aksi kanaat oluşturabilecek güçte olması gerekmektedir. Yurt dışına çıkış yasağı hangi hallerde uygulanır, yurt dışına çıkış yasağını kim koyabilir, yurt dışına çıkış yasağı itiraz süreci nasıldır, sorularınız ve hukuki yardım talepleriniz için bizlerle iletişime geçerek danışmaktan lütfen çekinmeyiniz.

[widget]

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu

TCK Madde

(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(5) (Ek: 6/12/ – /11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.

Yasak Cihaz veya Programlar

TCK Madde /A

(Ek: 24/3//30 md.)

(1) Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu Bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.



TCK Madde ve /A Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu

TCK Madde Gerekçesi

Madde, banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır.

Banka kartı, bankanın kurduğu sisteme hukuka uygun olarak girmeyi sağlamaktadır. Bu kart, saptanan ve kart sahibince bilinen bir numara marifetiyle, banka görevlisinin yardımı olmadan, kart sahibinin kendi hesabından para çekmesini sağlamaktadır.

Kredi kartları ise, banka ile kendisine kart verilen kişi arasında yapılmış bir sözleşme gereğince, kişinin bankanın belirli koşullarla sağladığı kredi olanağını kullanmasını sağlayan araçtır.

İşte bu kartların kötüye kullanılmaları, söz konusu maddede suç olarak tanımlanmıştır.

Maddeye göre, aşağıdaki şekillerde gerçekleştirilen hareketler bu suçu oluşturmaktadır:

  1. Başkasına ait bir banka veya kredi kartının, her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesinden sonra, sahibinin rızası bulunmaksızın kullanılması veya kullandırttırılması ve bu suretle failin kendisine veya başkasına haksız yarar sağlaması.

  2. Aynı fiilin, aynı koşullarla sahibine verilmesi gereken bir banka veya kredi kartının bunu elinde bulunduran kimse tarafından kullanılması veya kullandırttırılması; söz gelimi kartı sahibine vermekle görevli banka memurunun kartı kendi veya başkası yararına kullanması.

Aslında hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve sahtecilik suçlarının ratio legis’lerinin tümünü de içeren bu fiillerin, duraksamaları ve içtihat farklılıklarını önlemek amacıyla, bağımsız suç hâline getirilmeleri uygun görülmüştür.

Maddenin ikinci fıkrasına göre; birinci fıkrada belirtilen fiillerin, oluşturulmuş sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Ancak, bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilebilmesi için, fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması gerekir.


TCK ve /A (Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar) Emsal Yargıtay Kararları


Ceza Genel Kurulu / E. , / K.

  • TCK /1
  • Banka veya kredi kartının ele geçirilerek yarar sağlanması suçunun unsurları

sayılı TCK’da karşılığı bulunmayan “Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçu sayılı TCK’nın “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının, bilişim alanında suçlara ayrılan onuncu bölümünde maddede düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” denilmektedir.

Maddenin gerekçesinde de; “Madde, banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır.” denilmek suretiyle bu suçun kanuna konulmasının amacı (ratio legis) açıklanmıştır.

Kanun maddesindeki düzenleme karşısında;

a- Başkasına ait banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması,

b- Kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kartın kullanılması veya kullandırılması,

c- Kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlaması,

Şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde TCK’nın /1. maddesinde yazılı olan suç oluşabilecektir.

TCK’nın /1. maddesinde yer alan “her ne suretle olursa olsun” ifadesi ile banka veya kredi kartının kanunlarda suç oluşturmayan eylemlerle ele geçirilmesi kastedilmektedir. Bu düzenleme ile kanun koyucu, banka ya da kredi kartının failin eline hukuka uygun yollardan geçmesi hâlinde doğabilecek tereddütleri gidermek istemiş ve bu ele geçirme hukuka uygun olsa bile banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılmasını yaptırıma bağlamıştır. (Fahri Gökçen Taner, “Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Bir Bileşik Suç mudur?”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, , Cilt 56, Sayı 2, s. )

Bununla birlikte, söz konusu suçun maddi unsurunun gerçekleşmesi bakımından banka veya kredi kartının ele geçirilmesinin veya elde bulundurulmasının hukuka uygun olup olmadığı veya suç teşkil edip etmediği önemli değildir. Kart, sahibinin rızası dışında ve/veya suç teşkil eden yöntemlerle elde edilmiş olabileceği gibi, sahibinin rızası ile ele geçirilmiş de olabilir. Her iki hâlde de diğer şartları varsa banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu oluşacaktır. Önemli olan, kartı kullanan kimsenin hukuka aykırı yarar elde etmiş olmasıdır.

Ayrıntılarına Ceza Genel Kurulunun tarihli ve sayılı kararında da yer verildiği gibi; sayılı TCK’nın /1. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun kanundaki düzenleniş şekli göz önüne alındığında bileşik suç olarak düzenlenmediği görülmektedir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu ile birlikte oluşabilecek diğer suçlara kanunda öngörülen ceza miktarları da, bu suçun bileşik suç olarak düzenlenmediğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle, banka veya kredi kartının hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi durumunda oluşabilecek hırsızlık, yağma, dolandırıcılık gibi suçlar ile banka veya kredi kartlarını kötüye kullanma suçu arasında gerçek içtima kuralı uygulanarak fail her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılmalıdır. Banka veya kredi kartının kanunlarda suç olarak düzenlenen eylemlerle ele geçirilmesi ve şartların varlığı hâlinde, TCK’nın maddesinin birinci fıkrasındaki suçun yanında ayrıca hırsızlık, dolandırıcılık ya da yağma gibi suç oluşabileceği kabul edilmelidir.


Ceza Genel Kurulu / E. , /90 K.

  • TCK /
  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
  • Geçitli Suç

Bir banka veya kredi kartının üretilmesi, tamamen yeni bir sahte kart oluşturulması veya gerçek bir kart üzerinde değişiklik yapılması şeklinde karşımıza çıkabilmektedir. Satmak, banka veya kredi kartını belli bir bedel veya değer karşılığı alıcıya vermek; satın almak, belli bir bedel karşılığı banka veya kredi kartını almak; devretmek, banka veya kredi kartını belli bir bedel almaksızın başkasına vermek; kabul etmek ise banka veya kredi kartını belli bir bedel ödemeksizin almak anlamlarına gelir. Dolayısıyla satma, satın almanın; devretme de kabul etmenin karşılığı olarak düzenlenmiştir.

Kişinin gerçeğe aykırı bilgi veya belgelerle bankaya başvurarak sahte bir banka veya kredi kartı oluşturulmasını sağlaması hâlinde TCK’nın maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları anlamında sahte karttan söz edilemeyeceği öğretide savunulmuş ise de bu şekilde üretilen kartın içermiş olduğu bilgilerin gerçeğe aykırı olması nedeniyle sahte olduğu ve gerçeğe aykırı belgelerle başvurulması sonucu bankaya sahte kart düzenletilmesi eyleminin de TCK’nın maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen üretim kavramı kapsamında değerlendirilerek diğer unsurların varlığı hâlinde suçun oluşacağı kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir.

TCK’nın maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen suçun oluşabilmesi için sahte banka veya kredi kartının başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek üretilmesi veya bu şekilde üretilen kartın satılması, devredilmesi, satın alınması ya da kabul edilmesi gerekmektedir. Hiçbir banka hesabıyla ilişkilendirilmeyen bir kartın üretilmesi veya kendisine kart verilmeyen kişinin kendi hesabıyla irtibatlandırarak kart üretmesi hâllerinde bu suç oluşmayacaktır.

TCK’nın maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen suç bir tehlike suçu olup belirtilen seçimlik hareketlerle elde edilen banka veya kredi kartının aynı zamanda kullanılmasına gerek yoktur. Aynı maddesinin üçüncü fıkrasında ise sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartının kullanılması suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlama suçu düzenlenmiştir. Burada sözü edilen yararın, suçun işleniş şekli de göz önünde bulundurulduğunda ekonomik bir yarar olacağı söylenebilir. Bu fıkradaki suçun oluşması için ilk şart, banka veya kredi kartının sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış olmasıdır. Bu sahtecilik ikinci fıkrada düzenlendiği şekilde bir sahtecilik olabileceği gibi bir banka hesabıyla ilişkilendirilmemiş bir kart üzerinde yapılan bir sahtecilik de olabilir. Bu fıkranın uygulanabilmesi için, sahte kartın kullanılmış olması da gerekir. Suçun tamamlanması için failin bu kullanımla, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekir (Osman Yaşar - Hasan Tahsin Gökcan - Mustafa Artuç, a.g.e., s. ).

Bu aşamada ilgisi nedeniyle “geçitli suç” kavramına da değinilmesi gerekmektedir.

Failin bir suçu işlemek için aynı hukuki değeri koruyan daha hafif bir suçu işlemek zorunda kaldığı hâllerde “geçitli suç” söz konusu olur. Geçit suçları cezalandırılmayan önceki eylemlerin kapsamında sayılırlar ve bu nedenle bütün cezalandırılmayan önceki eylemlerle birlikte görünüşte içtimanın bir türünü oluştururlar. Bu tip görünüşte içtimada, bir suçun işlenmesi için daha hafif suçu basamak yapmak zorunluluğu vardır ve basamak durumunda bulunan suçu düzenleyen normun yardımcı norm oluşu nedeniyle, ağır suçu düzenleyen normun uygulanması ile yetinilir. Geçitli suçun söz konusu olabilmesi için, görünüşte içtima eden normlar arasında açık nitelikte asli-yardımcı norm ilişkisinin bulunmaması, ağır suç ile bu suça ulaşabilmek için aşılması zorunlu basamak durumunda bulunan hafif suçu düzenleyen normların korudukları hukuki değerlerin aynı nitelikte ve aynı türden olmaları, ağır suçun işlenmesi için mutlaka geçit durumundaki daha hafif bir suçun işlenmesinin gerekmesi, hafif suçun faili ve mağduru ile ağır suçun faili ve mağdurunun aynı kişiler olmaları, failin hareketi ile ağırlaşan neticeler arasında nedensellik bağının bulunması ve failin kastının başlangıçtan itibaren ağırlaşan neticeleri gerçekleştirmeye yönelmiş olması gerekir. TCK’nın maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları arasında geçitli suç ilişkisinin bulunduğunu söyleyebilmek için üçüncü fıkrada yer alan suçun mutlaka ikinci fıkrada yer alan seçimlik hareketlerden birisi gerçekleştirilerek işlenmesi gerekmektedir. Ancak TCK’nın maddesinin ikinci fıkrasında seçimlik hareketlerden biri olarak belirtilen “kabul etmek” eylemi aynı fıkrada sayılan devretme eyleminin karşılığı olarak düzenlenmesi ve Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’nde de; “Sunulan bir şeyi alma” şeklinde tanımlandığından, üzerinde hiçbir yazı ve logo bulunmayan ve beyaz plastik kart olarak adlandırılan kartın manyetik şeritlerine gerçek kart verileri yüklenmesi suretiyle oluşturulan sahte kartı yolda bularak kullanan failin eylemi kanunîlik ilkesi gereğince TCK’nın maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen suçu oluşturmaz iken aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen suç oluşmuş olur. Yine banka dışında kalan diğer finans kuruluşlarının çıkarttıkları kredi kartlarında sahtecilik hâlinde başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirme söz konusu olamayacağından kanunîlik ilkesi gereğince aynı maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen suç oluşmasa da daha geniş sahtecilik eylemlerini kapsayan aynı maddenin üçüncü fıkrasındaki suç oluşacaktır. Ayrıca fail her zaman üçüncü fıkrada düzenlenen suçu işlemek amacıyla hareket etmeyebilir, sayılı Kanun’un maddesinin gerekçesinde de belirtildiği gibi sahte kartları ticari amaçla piyasaya sürme saikiyle de hareket etmiş olabilir, yani failin amacı her zaman üçüncü fıkrada düzenlenen suçu işlemek olmayabilir. Bu anlamda TCK’nın /3. maddesinde düzenlenen suçun işlenebilmesi için ikinci fıkrada düzenlenen suçun işlenmesi zorunlu olmadığından bu iki suç arasında “geçitli suç” ilişkisi bulunmamaktadır.

Yine TCK’nın / fıkralarının birlikte uygulanmalarının kabulünün ceza adaleti yönünden sorunlara yol açacağı açıktır. Şöyle ki, başkasına ait bir kredi kartını herhangi bir şekilde eline geçiren kişinin, bu kartı kullanırken eylemini tamamlayamayıp teşebbüs aşamasında kalması hâlinde alabileceği hapis cezası, TCK’nın /3 ve maddeleri uyarınca alt sınırdan ceza indiriminin yapılması hâlinde 3 yıl hapis cezası olabilecekken; başkalarına ait hesaplarla ilişkilendirilerek üretilen sahte kartı kullanmadan sadece üzerinde bulunduran kişi, TCK’nın /2. uyarınca altı sınırdan ceza verilse bile en az 3 yıl hapis cezası alacaktır. İlk durumda sanık teşebbüs aşamasında kalsa bile, suçu işlemeye yönelik bir iradede bulunmuş, suç işlemek ile işlememek arasındaki ahlaki çizgiyi aşarak suça eğilimi göstermiş olduğu hâlde; sahte kartı kabul eden ancak herhangi bir eylemde kullanıp kullanmayacağı veya suç işlemekten vazgeçip vazgeçmeyeceği belli olmayan bir sanığa, sadece sahte kartı bulundurduğu için asgari üç yıl hapis cezası verilmesi adil bir ceza uygulaması olarak görülmemektedir.

Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;

TCK’nın maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen eylemlerin aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen eylemin hazırlık hareketleri niteliğinde olduğu ve kanun koyucu tarafından bağımsız suç olarak düzenlenmek suretiyle ayrıca cezalandırılmak istendiği, ortada tek bir fiil bulunmadığından fikri içtimadan söz edilemeyeceği gibi anılan suçların biri diğerinin unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olmadığından bileşik suçtan da bahsedilemeyeceği, yine failin her zaman üçüncü fıkrada düzenlenen suçu işlemek amacıyla hareket etmeyebileceği, diğer bir anlatımla sayılı Kanun’un maddesinin gerekçesinde de belirtildiği gibi sahte kartları ticari amaçla piyasaya sürme saikiyle de hareket etmiş olabileceği ve bununla birlikte üçüncü fıkradaki suçun işlenebilmesi için her koşulda ikinci fıkrada düzenlenen suçun işlenmesi zorunlu olmadığından her iki suç arasında “geçitli suç” ilişkisinin de bulunmadığı anlaşılmakla; oluşturulmasını sağladığı sahte kredi kartlarını ayrıca kullanarak kendisine yarar sağlayan sanık hakkında TCK’nın /2 ve /3. maddeleri uyarınca ayrı ayrı uygulama yapılmasının mümkün olduğu kabul edilmelidir.


Ceza Genel Kurulu / E. , / K.

  • TCK /2, TCK /3
  • Kredi kartı üretmek (TCK /2), kredi kartını kullanıp yarar sağlama (TCK /3) suçları arasında geçit suç ilişkisi bulunmadığından fail her suç için ayrı ayrı cezalandırılmalıdır.

TCK’nın maddesinin gerekçesinde; “Madde, banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır…” denilmek suretiyle, bu suçun Kanun’a konulmasının amacı (ratio legis) açıklanmıştır. sayılı Kanun’un maddesinin gerekçesinde ise “başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek üretilen sahte banka veya kredi kartlarının ticari amaçlı olarak piyasaya sürülmesi karşısında, bu fiilleri yaptırıma bağlamak amacıyla…” şeklindeki açıklama ile ikinci fıkranın maddeye eklendiği vurgulanmış olup kanun koyucu sahte kartların üretilmesi ve dolaşıma girmesine yönelik eylemleri de suç hâline getirip ayrıca cezalandırmak istemiştir.

Anılan maddenin birinci fıkrasında düzenlenen suçun oluşabilmesi için;

a- Başkasına ait banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması,

b- Kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kartın kullanılması veya kullandırılması,

c- Kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlaması,

Koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

TCK’nın /1. maddesinde yer alan “her ne suretle olursa olsun” ifadesi ile de banka veya kredi kartının yasalarda suç oluşturmayan eylemlerle ele geçirilmesi kastedilmektedir. Bu düzenleme ile yasa koyucu, banka ya da kredi kartının failin eline hukuka uygun yollardan geçmesi hâlinde doğabilecek duraksamaları gidermek istemiş ve bu ele geçirme hukuka uygun olsa bile banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılmasını yaptırıma bağlamıştır (Fahri Gökçen Taner, “Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Bir Bileşik Suç mudur?”, … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl: , Cilt 56, Sayı 2, s. ). Bu suçun mağduru kredi veya banka kartı hamilidir. Ayrıca birinci fıkrada; “kartın kendisine verilmesi gereken kişi”den söz edilmekte olup bu kişi de esasen kart hamilidir. Banka veya kredi kurumları ise “suçtan zarar gören” konumundadır.

Anılan maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suç olup buna göre; sahte banka veya kredi kartının üretilmesi, sahte üretilmiş banka veya kredi kartının sahte olduğu bilinerek satılması, devredilmesi, satın alınması ya da kabul edilmesi şeklinde belirlenen seçimlik hareketlerden en az birisinin gerçekleştirilmesi monash.pw banka veya kredi kartının üretilmesi, tamamen yeni bir sahte kart oluşturulması veya gerçek bir kart üzerinde değişiklik yapılması şeklinde karşımıza çıkabilmektedir. Satmak, banka veya kredi kartını belli bir bedel veya değer karşılığı alıcıya vermek; satın almak, belli bir bedel karşılığı banka veya kredi kartını almak; devretmek, banka veya kredi kartını belli bir bedel almaksızın başkasına vermek; kabul etmek ise banka veya kredi kartını belli bir bedel ödemeksizin almak anlamlarına gelir. Dolayısıyla satma, satın almanın; devretme de kabul etmenin karşılığı olarak düzenlenmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için ayrıca sahte banka veya kredi kartının başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek üretilmesi veya bu şekilde üretilen kartın satılması, devredilmesi, satın alınması ya da kabul edilmesi gerekmektedir. Hiçbir banka hesabıyla ilişkilendirilmeyen bir kartın üretilmesi veya kendisine kart verilmeyen kişinin kendi hesabıyla irtibatlandırarak kart üretmesi hâllerinde bu suç oluşmayacaktır.

Anılan fıkrada sayılan hareketlerin gerçekleştirilmesiyle birlikte, herhangi bir zararın oluşup oluşmadığına bakılmaksızın salt zarar tehlikesi dikkate alınarak suçun oluştuğu kabul edilecektir. Bu bakımdan bahse konu suçun mağduru kart çıkaran banka veya diğer finansal kuruluştur (… Emre Yıldız, Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu, … Yayınevi, … , Birinci Baskı, s. ; Veli … Özbek-Koray Doğan-Pınar Bacaksız-İlker …, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Baskı, Seçkin, Eylül , s. ). Yargıtayın istikrar bulunan ve süregelen kararlarında da TCK’nın /2. maddesinde düzenlenen suçun mağdurunun kartı düzenleyen banka veya diğer finansal kuruluş olduğu kabul edilmiştir.

Öte yandan TCK’nın maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen sahte banka veya kredi kartının kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunun maddi konusu sahte banka veya kredi kartıdır. Fıkrada sahte banka veya kredi kartının meydana getirilmesi bakımından iki durumun düzenlendiği görülmektedir. Bunlardan ilki “sahte oluşturulan” banka veya kredi kartıdır. Sahte banka veya kredi kartı oluşturulması, başkalarına ait kimlik bilgilerini içeren sahte belgelerle kart çıkaran kuruluşa başvuru sonucu, boş plastiklere başkasına ait kart bilgilerinin kabartma cihazı ile basılması sonucu ya da manyetik şeride sahip mağaza kartlarına başkasına ait kart bilgilerinin encoder cihazı vasıtasıyla yüklenmesi sonucu gerçekleştirilebilir. Bir başka deyişle sahte kart oluşturma gerçek kart üzerinde yapılanlar dışındaki sahtecilik fiillerini anlatmaktadır. “Üzerinde sahtecilik yapılan” banka veya kredi kartı ise değişik şekillerde meydana getirilebilir. Örneğin, gerçek bir banka veya kredi kartının manyetik şeridinin silinip üzerine başka karta ait bilgilerin yüklenmesi, gerçek kart üzerindeki unsurların (kart hamilinin ismi, fotoğrafı, imzası ya da kart numarası) değiştirilmesi halinde üzerinde sahtecilik yapılmış bir karttan söz edilecektir (… Emre Yıldız, Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu, … Yayınevi, …, , s. ).

Bu suçun faili sahte kartı kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişidir. Bu anlamda herkes anılan suçun faili olabilir. Diğer bir anlatımla suçun failinin mutlaka bilişim alanında uzman olması gerekli değildir. Suçun mağduru ise kredi ya da banka kartını üreten banka veya finans kuruluşudur. Nitekim Yargıtayın istikrar bulunan ve süregelen kararlarında da TCK’nın /3. maddesinde düzenlenen suçun mağdurunun kartı düzenleyen banka veya diğer finansal kuruluş olduğu kabul edilmiştir.

Suçun tamamlanması için failin sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlamış olması gerekmektedir. Yararın mutlaka fiilen elde edilmiş olmasına gerek yoktur. Yarar, üzerinde tasarruf edilebilir duruma gelmiş ise suç tamamlanmış olacaktır. Örneğin, bir kişinin kendi adına hesap açıp, daha sonra bu hesaba sahte banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle para transferi yapması durumunda suç tamamlanmış olacaktır. Diğer bir ifade ile suçun tamamlanması için hesabından söz konusu parayı çekmesi gerekli değildir (Berrin Akbulut, Bilişim Alanında Suçlar, 2. Baskı, … Yayınevi, …, , s. ).TCK’nın /3. maddesinde düzenlenen suç kasten işlenebilen bir suçtur. Kast için suçun kanuni tanımında yer alan unsurların bilinmesi gerektiğinden, failin bu suçtan sorumlu olması için kullandığı kartın banka veya kredi kartı olduğunu, bu kartların sahte olduğunu, banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya bir başkasına yarar sağladığını bilmelidir. Suçun olası kastla işlenmesi mümkündür. Suç tipinde hukuka aykırılığa işaret eden veya bilmeye ilişkin veya amaç saike yönelik herhangi bir kavrama yer verilmemiştir. Taksirle işlenmesi söz konusu değildir (Berrin Akbulut, Bilişim Alanında Suçlar, 2. Baskı, … Yayınevi, …, , s. ).

Bu suç teşebbüse elverişli bir suçtur. Sahte banka veya kredi kartının kullanılmasına rağmen yarar elde edilememiş ise bu durumda suçun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilmelidir. Bu durumlara kart borcunun ödenmemesi nedeniyle kartın kullanıma kapalı olması, ATM’de işlem yaparken görevlilerin gelmesi, kartın limitinin yetersiz olması, satıcının kartın kullanımı esnasında kimlik istemesi ya da bankanın işleme onay vermemesi örnek olarak gösterilebilir. Suça teşebbüsten söz edilebilmesi için işlenmek istenilen suçun icrasına elverişli hareketlerle başlanılmalıdır. Hareketin elverişliliği konusunda işlenemez suça değinmekte fayda vardır. İşlenemez suç bir suç tipini ihlale yönelmiş olmasına rağmen, ya vasıtanın ihlal edilmek istenen suçu oluşturan zarar veya tehlikeyi meydana getirmeye elverişli olmaması, ya da suçun maddi konusunun bulunmaması nedeniyle başarısız kalmak durumda olan davranıştır. TCK’nın /3. maddesi açısından bakılacak olursa limitin yetersiz olması, kartın daha önce kart hamili tarafından iptal edilmiş olması ya da banka hesabında para olmadığı için herhangi bir yarar sağlanamayan hâllerde teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Eğer failin kullandığı … ile hiçbir koşul altında neticenin meydana gelme imkânı yoksa … mutlak elverişsizdir ve suça teşebbüs nedeniyle cezalandırma söz konusu olmaz. Buna karşılık aracın kullanılış biçimi ya da suç konusundan doğan nedenlerden dolayı netice meydana gelmemişse nispi elverişsizlik söz konusudur ve suça teşebbüsten dolayı cezalandırma yapılabilir. Bu kritere göre, kredi kartının limitinin dolmuş olması, banka hesabında para olmaması, kartın borcu nedeniyle geçici olarak bloke olması gibi hâllerde nispi elverişsizlik söz konusu olduğundan bu hâllerde teşebbüs hükümleri uygulanacaktır. Zira bu durumlarda kartın borcunun ödenmesi ile ya da hesaba para yatırılması ile birlikte söz konusu kart elverişli hâle geleceğinden teşebbüs hükümleri uygulanabilecektir. Banka veya kredi kartının daha önceden kart hamili tarafından iptal edilmiş olması durumunda ise bu kart ile hiçbir koşul altında yarar sağlama imkânı olmaması nedeniyle mutlak elverişsizlik söz konusudur ve teşebbüs hükümleri uygulanamaz. Ayrıca bu durumda söz konusu kart TCK’nın /3’teki suçun maddi konusu olamayacağından “maddi konunun” yokluğundan da söz monash.pwşmazlık konusu ile ilgisi bakımından oluşturulmasını sağladığı sahte banka veya kredi kartını aynı zamanda kullanan fail hakkında TCK’nın /2 ve /3. maddeleri uyarınca ayrı ayrı uygulama yapılmasının mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

TCK’nın maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen eylemlerin, aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen eylemin hazırlık hareketleri niteliğinde olduğu ve kanun koyucu tarafından bağımsız suç olarak düzenlenmek suretiyle ayrıca cezalandırılmak istendiği, ortada tek bir fiil bulunmadığından fikri içtimadan söz edilemeyeceği gibi anılan suçların biri diğerinin unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olmadığından bileşik suçtan da bahsedilemeyeceği, failin her zaman üçüncü fıkrada düzenlenen suçu işlemek amacıyla hareket etmeyebileceği, diğer bir anlatımla sayılı Kanun’un maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere failin sahte kartları ticari amaçla piyasaya sürme saikiyle de hareket etmiş olabileceği gibi üçüncü fıkradaki suçun işlenebilmesi için her koşulda ikinci fıkrada düzenlenen suçun işlenmesi zorunlu olmadığından her iki suç arasında “geçitli suç” ilişkisinin bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; oluşturulmasını sağladığı sahte kredi kartını ayrıca kullanmak suretiyle yarar sağlayan fail hakkında mağdur banka sayısınca TCK’nın /2 ve /3. maddeleri uyarınca ayrı ayrı uygulama yapılması gerekmektedir.


Ceza Genel Kurulu - Karar- / K.

  • TCK /1
  • Banka veya Kredi kartının kötüye kullanılması suçunun unsurları

sayılı TCK’da karşılığı bulunmayan “Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçu sayılı TCK’nın “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının, bilişim alanında suçlara ayrılan onuncu bölümünde maddede düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” denilmektedir.

Maddenin gerekçesinde de; “Madde, banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır.” denilmek suretiyle bu suçun kanuna konulmasının amacı (ratio legis) açıklanmıştır.

Kanun maddesindeki düzenleme karşısında;

a- Başkasına ait banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması,

b- Kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kartın kullanılması veya kullandırılması,

c- Kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlaması,

Şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde TCK’nın /1. maddesinde yazılı olan suç oluşabilecektir. TCK’nın /1. maddesinde yer alan “her ne suretle olursa olsun” ifadesi ile banka veya kredi kartının kanunlarda suç oluşturmayan eylemlerle ele geçirilmesi kastedilmektedir. Bu düzenleme ile kanun koyucu, banka ya da kredi kartının failin eline hukuka uygun yollardan geçmesi hâlinde doğabilecek tereddütleri gidermek istemiş ve bu ele geçirme hukuka uygun olsa bile banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılmasını yaptırıma bağlamıştır. (Fahri Gökçen Taner, “Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Bir Bileşik Suç mudur?”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, , Cilt 56, Sayı 2, s. )

Bununla birlikte, söz konusu suçun maddi unsurunun gerçekleşmesi bakımından banka veya kredi kartının ele geçirilmesinin veya elde bulundurulmasının hukuka uygun olup olmadığı veya suç teşkil edip etmediği önemli değildir. Kart, sahibinin rızası dışında ve/veya suç teşkil eden yöntemlerle elde edilmiş olabileceği gibi, sahibinin rızası ile ele geçirilmiş de olabilir. Her iki hâlde de diğer şartları varsa banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu oluşacaktır. Önemli olan, kartı kullanan kimsenin hukuka aykırı yarar elde etmiş olmasıdır.

Ayrıntılarına Ceza Genel Kurulunun tarihli ve sayılı kararında da yer verildiği gibi; sayılı TCK’nın /1. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun kanundaki düzenleniş şekli göz önüne alındığında bileşik suç olarak düzenlenmediği görülmektedir. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu ile birlikte oluşabilecek diğer suçlara kanunda öngörülen ceza miktarları da, bu suçun bileşik suç olarak düzenlenmediğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle, banka veya kredi kartının hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi durumunda oluşabilecek hırsızlık, yağma, dolandırıcılık gibi suçlar ile banka veya kredi kartlarını kötüye kullanma suçu arasında gerçek içtima kuralı uygulanarak fail her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılmalıdır. Banka veya kredi kartının kanunlarda suç olarak düzenlenen eylemlerle ele geçirilmesi ve şartların varlığı hâlinde, TCK’nın maddesinin birinci fıkrasındaki suçun yanında ayrıca hırsızlık, dolandırıcılık ya da yağma gibi suç oluşabileceği kabul edilmelidir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Şikâyetçinin İ. ili, K. ilçesi, E. Mahallesi, F.K.G. Caddesi, K. otobüs durakları arkasında bulunan marketten alışveriş yaptığı sırada yanına gelen sanığın, kızının Teknosa isimli elektronik mağazasında genel müdür olduğunu, kampanya nedeniyle kendisine LCD televizyon alabileceğini beyan etmesi üzerine şikâyetçinin kredi kartı ve şifresini sanığa verdiği, akabinde şikâyetçinin yanından ayrılan sanığın aynı cadde üzerinde bulunan İş Bankası ATM’sine tek başına giderek şikâyetçinin kredi kartından yaklaşık TL çektiği olayda; her ne kadar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazında, şikâyetçinin sanığın hileli davranışlarına aldanmayıp onunla birlikte ATM’ye gittiği, hatta bizzat kendi rızasıyla kartı teslim edip şifreyi de söyleyerek televizyon bedeli kadar miktarı çekmesine açık bir şekilde izin verdiği, daha sonra sanığın şikâyetçinin yaşlılığından yararlanarak parayı çekip kartı dahi almadan ATM’den koşarak kaçtığı belirtilmişse de para çekme anına ilişkin kamera görüntüleri izlendiğinde; şikâyetçinin sanık ile birlikte para çekmek amacıyla ATM’ye gitmediği, sanığın parayı çekip kartı da aldıktan sonra hızlıca olay yerinden uzaklaşmak yerine sakin bir şekilde bir süre daha ATM’nin yakınında tek başına beklediğinin görüldüğü, yine şikâyetçinin ifadelerinde sanık tarafından çekilen yaklaşık TL’nin televizyon bedeli olduğuna ve bu miktarın çekilmesine rızası bulunduğuna ilişkin bir beyanın yer almadığı, bu anlamda itirazda ileri sürülen hususların varit olmadığı, ayrıca sanığın ekonomik değere sahip olduğuna kuşku bulunmayan kredi kartını ele geçirme eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği değerlendirilse de bu eylemle ilgili dava açılmadığının anlaşılması karşısında, sanığın suça konu kredi kartını ele geçirdikten sonra şikâyetçinin yanından ayrılarak hâkimiyet alanına giren bu kredi kartı ile şikâyetçinin rızasına aykırı olarak para çekmesi eyleminin TCK’nın maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.


Yargıtay Ceza Dairesi / E. , / K.

  • TCK /1
  • Hileyle ele geçirilen Banka veya Kredi kartının kötüye kullanılması

Olay tarihinde katılanın telefonuna ‘’bonus özel’’ adı ile gelen “Sayın müşterimiz yılı para puanınız toplamı TL’ye ulaşmıştır. Aktifleştirmek için 05 00 numaralı telefonu arayınız’’ şeklindeki mesaj üzerine katılanın sanığa ait olan bu numarayı aradığı, telefondaki kişinin TL parayı yükleyebilmek için kredi kartı bilgileri gerektiğini söyleyince; katılanın kredi kartı bilgilerini verdiği, bunun üzerine Carma Teknoloji adlı şirket sahibi sanığın katılana ait Garanti Bankası İstoç şubesindeki hesaba bağlı kredi kartı ile Metro elektronik isimli şirketten katılanın rızası olmaksızın TL harcama yaptığı olayda, eylemin TCK /monash.pwinde düzenlenen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu olmasına rağmen vasıfta hataya düşülerek basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir.



YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

1- Mağdur …‘a yönelik sahte belgelerle kredi kartı almaya teşebbüs suçundan sanık … hakkında verilen beraat kararı ile sanık … hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde ;

Usulüne uygun tebligat çıkartılarak duruşmadan haberdar edildiği halde katılma talebinde bulunmayan ve bu nedenle katılan sıfatını almayan Finansbank’ın temyiz etme hak ve yetkisi olmadığından kurulan hükme ilişkin Finansbank vekilinin temyiz isteminin maddesi uyarınca REDDİNE,

Hükmolunan cezaların türü ve süresine göre sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteğinin maddesi uyarınca REDDİNE,

2- Sanık … hakkında noterde sahte imza beyannamesi düzenletmek ve kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle oluşturulan sahte belgelerle mağdur …‘a müracaat edip kart çıkartmak, Fortisbank’a müracaat edip kredi kartı çıkartmak ve bu kredi kartını kullanmak suretiyle kredi kartını kötüye kullanmak suçundan, Akbank ve Finansbank’a müracaat edip kredi kartı almaya teşebbüs etmek suretiyle sayılı Yasaya muhalefet suçundan, İş Bankasına müracaat ederek kredi almak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dosya üzerinden yapılan incelemede;

…‘ın dosya arasında bulunan tarihli yazısı içeriğinden …‘ın şubelerinde bulunan mevduat hesabı olup belirtilen hesaba bağlı olarak kredi kartı çıkartılmış olduğu ve ekli belgelerdeki kimlik fotokopisindeki resim sanığın

resmi ve müşteri bilgi formu ile imza kartonundaki imzaların sanığın eli ürünü olması ve Fortisbank yönünden ise başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi, sayılı monash.pw /2. maddesinde; sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisi veya bir başkasına yarar sağlanması ise, anılan maddenin 3. fıkrasında düzenlenen birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu cihetle, sanığın başkasına ait kimlik bilgileri ile Fortisbanka müracaat ederek, düzenlettiği kredi kartıyla değişik zamanlarda alışveriş yapması karşısında mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede yer alan bozma düşüncelerine iştirak edilmemiş ve sanığın İşbankası’na yönelik eylemi nedeni ile /1…J…son cümle uyarınca 3 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası ile birlikte 5 ile gün arasında tayin olunan ve adli para cezasına esas alınan birim gün sayısı üzerinden uygulanması gerektiği gözetilmeden Türk Ceza Yasasının maddesinde düzenlenen gün para cezası sistemine aykırı olarak doğrudan elde edilen menfaatin iki katı adli para cezasına hükmedilmesi, sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık müdafiinin suçların sübut bulmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

3- Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin temyiz incelemesinde;

Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gün ve 49/ sayılı kararında da açıklandığı üzere; ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması olup bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken ele geçirilen ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenilirliğini de denetlemek durumundadırlar. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin aslının veya bunun olanaklı olmaması halinde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya konulması gerekir. Yine Ceza Genel Kurulunun gün ve / sayılı kararında açıklandığı üzere, suça konu belgenin fotokopi olması durumunda hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan evrakların aldatma kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığının da tespit edilemediği, fiili iğfalin aldatma niteliğini göstermeyeceği cihetle; somut olayda suça konu sahte hale getirilmiş emekli kartı ile nüfus cüzdanının ele geçmediği ve aldatma niteliğinin tespit edilemeyeceği gözetilmeden, unsurları oluşmayan suçdan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken sayılı monash.pw maddesi gereğince BOZULMASINA, gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

I- ) Sayılı monash.pw /1. madde ve fıkrasında, başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimsenin kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması halinde cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere; söz konusu madde, “banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi veya banka kartı sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır…. Aslında hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve sahtecilik suçlarının ratio legis’lerinin tümünü de içeren bu fiillerin, duraksamaları ve içtihat farklılıklarını önlemek amacıyla, bağımsız suç hâline getirilmeleri uygun görülmüştür.”

Bu açıklamalar ışığında, somut olayda; sanığın, katılana ait kredi kartını, kendisine para gönderileceğini söyleyerek gönderilen parayı ATM’den çektikten sonra kartı katılana iade edeceği vaadiyle katılandan alıp, katılanın kredi kartından parça parça olmak üzere toplamda TL parayı çekmekten ibaret eyleminin /1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı ve para çekme işlemlerinin ilgili bankadan sorulmak suretiyle şartları oluştuğu takdirde ayrıca verilecek cezada maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

II- ) Kabul ve uygulamaya göre de;

1- ) Temel hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, aynı gerekçelerle adli para cezasına esas birim gün sayısının alt sınırın üstünde belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,

2- ) Tekerrüre esas alınan ilamda maddesinin uygulanmış olması sebebiyle ikinci kez mükerrir olduğu anlaşılan sanık hakkında, Sayılı Kanun’un /3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı Sayılı monash.pw maddesi uyarınca BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Hükmolunan cezanın süresi itibariyle kabulünde yasal olanak bulunmayan sanıklar …, …, … ve … müdafiinin duruşma talebinin maddesi uyarınca reddi ile, dosya üzerinden yapılan incelemede;

1- )Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne dair temyiz incelemesinde;

/1, uyarınca tayin olunan 3 yıl 9 ay hapis 6 gün adli para cezasından maddesi gereği 1/6 oranında indirim yapılırken hesap hatası sonucu 3 yıl 1 ay 15 gün hapis 5 gün adli para cezası yerine, 3 yıl 1 ay hapis, 15 gün adli para cezası olarak belirlenmesi suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın bir nedene dayanmayan, temyiz itirazının reddine ancak;

/1. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunun mağduru kart sahibi olup, suçtan doğrudan zarar görmeyen ve suçun mağduru olmayan … Akaryakıt Satış ve servis hiznmetleri A.Ş ‘nin davaya katılma hakkı bulunmadığı halde, katılan sıfatı ile davaya kabulüne karar verilip lehine vekalet ücreti tayini,

Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı monash.pw maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden katılan Y… Akaryakıt Satış ve servis hiznmetleri A.Ş ‘ne vekâlet ücreti tayinine dair bölümün çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi.

2- )Sanıklar …, …, …, … hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine dair temyiz incelemesinde ise;

Sanıkların iştirak halinde başkasına ait kredi kartını izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunu işledikleri sabit olmakla tebliğnamenin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine;

Ancak;

Sanıkların mağdura ait kredi kartının değişik zamanlarda kullanılması sonucu birden fazla kez menfaat elde edip edilmediğinin dosya kapsamından anlaşılamadığından, ilgili şirketten, kartın kullanıldığı tarih ve saatler itibariyle hangi sanığın kaç kez satış işlemi yaptığı tam ve kesin olarak belirlendikten sonra zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesi gerektiği halde eksik inceleme ile hüküm kurulması,

Kabule göre ise;

/1. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunun mağduru kart sahibi olup, suçtan doğrudan zarar görmeyen Y… Akaryakıt Satış ve servis hiznmetleri A.Ş ‘nin davaya katılma hakkı bulunmadığı halde, katılan sıfatı ile davaya kabulüne karar verilip lehine vekalet ücreti tayini,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken maddesi uyarınca BOZULMASINA, gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE :

Sanıklar …, …, … ve … haklarında açılan kamu davasının, yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda hükümlülüklerine dair kararın, sayın çoğunluğun bozma nedenleri dışında ayrıca, aşağıdaki sebeplerle de bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Somut olayda, mağdur …‘ın özel şoförü olan sanık …‘ın şoförlüğünü yaptığı aracın akaryakıt giderlerinde kullanılmak üzere kendisine teslim olunan kredi kartı ile akaryakıt istasyonunda pompa görevlisi olarak çalışan sanıklardan almış olduğu akaryakıt miktarından fazla kredi kartı ile çekim yapıp aradaki farkı nakit olarak aldıkları iddia ve kabul edilmiştir.

Soruşturma evresinde katılan akaryakıt istasyonu vekilince sanıkların fiilleri ile ilgili monash.pw dosyaya sunulmuş, ancak monash.pw üzerinde hiçbir inceleme ve araştırma yapılmamış, mağdur …‘a ait hangi kredi kartı ile hangi tarihlerde ne miktarda harcama yapıldığına dair bilgi ve belgeler ve sair deliller toplanmadan iddianame düzenlendiği ve kovuşturma evresinde de anılan eksiklikler giderilmeden beyanlar esas alınarak hüküm kurulmuştur.

/1 maddesinde düzenlenen suçun hareket unsuru, başkasına ait banka veya kredi kartını, her ne şekilde olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimsenin, kart sahibinin veya kartın verilmesi gereken kimsenin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya başkasına kullandırarak kendisine veya başkasına yarar sağlamaktır.

Bu suçun oluşması için ele geçirilmiş olan veya elinde bulundurulan kartın, mağdrun rızası dışında kullanılmasıdır. Mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni değil suçun kurucu unsurudur.

1- ) Somut olayda, sanıklar …, …, … ve …, kart sahibi mağdur …‘ın rızasının kapsamını bilebilecek durumda değillerdir.

Zira, haklarındaki hükmün onanmasına karar verilen sanık …, mağdura ait kartın şifresinin kullanmak suretiyle harcama yapmakta olup bu durumda pompa görevlisi sanıkların kartın, rıza dışında kullanıldığını bilmeleri olanaklı olmadığı gibi araştırma yükümlülükleri de bulunmadığından beraatlerine karar verilmelidir.

2- ) Mahkemece ‘’Sanık …‘ın akaryakıt istasyonundan diğer sanıkların yardımı ve iştiraki ile birden fazla kez yakıt gideri fazlası çekim uygulanmasını sağlayan nakit olarak aldıkları, tüm sanıkların kendi yararlarına çıkar sağladıkları…’’ gerekçesi ile mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

Hangi sanık hakkındaki delilin neden ibaret olduğu, hangi tarihte ne miktarda harcama yaparak haksız çıkar sağladıkları açıklanmamış hüküm bu hali ile /1 maddesindeki gerekçeyi de taşımamaktadır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tarih ve / E. / K. sayılı kararı ile birçok Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Daire Kararlarında ‘’ Anayasanın ve maddesi gereğince mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada keyfiliğe yol açar.’’ görüşü yer almaktadır.

Gerekçeli kararların aynı zamanda ncu maddesindeki unsurları da taşıması zorunludur.

Ancak, yerel mahkeme kararının, Anayasanın , ve maddesinde belirtilen gerekçeyi taşıdığından söz edilemez.

Kararın bu sebeple de bozulması gerekmektedir.

Bu itibarla, yerel mahkeme kararının sayın çoğunluğun bozma nedenlerinin yanı sıra yukarıdaki sebeplerle de bozulması gerektiği düşüncesindeyim.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

I- ) Sanıklar … ve … hakkında dolandırıcılık ve sahte kredi kartının kullanılması suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;

Sahte kredi kartının kullanılması suçundan kurulan hükme dair olarak, suçu konu kartın değişik zamanlarda kulanıldığının anlaşılması karşısında /3. maddesi uyarınca hükmolunan cezadan maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık … müdafii ile sanık …‘ın suçun sabit olmadığına ve eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin oyçokluğuyla ONANMASINA,

II- ) 1- Sanık … hakkında kurulan hükümlere dair temyiz incelemesinde;

UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğine göre hükümden sonra tarihinde sanığın öldüğünün anlaşılması karşısında, bu husus araştırılarak Sayılı monash.pw maddesi gereğince durumun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

2- ) Sanık … ve … hakkında kredi kartının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükümlere dair temyiz incelemesinde;

Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi Sayılı monash.pw /2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu cihetle, sahte kredi kartının kullanılması sebebiyle haklarında /3. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulan sanıkların, başkasının kimlik bilgilerini kullanarak internet üzerinden mağdur … A.Ş.’ye müracaatla … numaralı sahte kredi kartını düzenletme şeklindeki eylemlerinin /2. maddesine uyan suçu oluşturduğu dosya kapsamına göre de şikayetçi … adına düzenlenip kart sahibinin rızası olmaksızın kullanılan gerçek bir kredi kartının da bulunmadığı gözetilmeden, sanıkların suça konu … numaralı kredi kartını sahibinin rızası olmaksızın kullanıldıklarından bahisle /1. maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı ve bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ile sanıklar … ve …‘ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı monash.pw ve / son maddeleri gereğince sanıklar … ve … hakkında kredi kartının kötüye kullanılması suçundan ceza miktarı yönünden kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, gününde sanık … hakkında kurulan hükümlere yönelik oybirliğiyle, sanıklar … ve … hakkında kredi kartının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükümlere yönelik oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE :

Sanıklar hakkında açılan kamu davasının, yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda, sanıklar …, … ve …‘ın katılan …‘a ait banka kartını kötüye kullanmak suçundan TCK. /1, 35, 62, sahte oluşturulan kredi kartını kullanmak suretiyle yarar sağlamak suçundan /3, 62 maddeleri gereğince cezalandırılmalarına dair hükmün onanmasına ve bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne değişik gerekçe ile ve aşağıda açıklanan sebeplerle katılma olanağı olmamıştır.

Birlikte hareket eden sanıklar …, … ve …‘ın kendilerini komiser Yücel olanak tanıtarak Cumhuriyet Savcısı ile birlikte operasyon gerçekleştirildiğini, hesabından terör örgütüne para gönderildiği hile ve yalanı ile katılan …‘ın telefon ile aranarak katılan … ‘un temin edilen banka hesabına TL’sının yatırılmasını sağladıkları, katılan … tarafından yatırılan paranın katılan …‘a ait hesaba aktarıldığı, ihbar ve şikayet üzerine paranın bloke edildiği, böylece katılan …‘ın dolandırılmaya teşebbüs edildiği ve ayrıca sanıkların birlikte hareketle katılan …‘un temin edilen kimlik bilgiler ile … Şubesine başvurarak adı geçen adına banka kartı oluşturup bu kartı kullanarak kendilerine yarar sağladığı iddia ve kabul olunan olayla ilgili olarak yapılan yargılama sonunda sanıkların /1, 35, 62, /3, 62 maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

Banka ve kredi kartının tanımı, Sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3. maddesinde yapılmıştır.

Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,

Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin ( g ) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.

Sayılı Kanun’un 4. maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.

Aynı Kanunun 37/2 maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.

Sayılı Kanun’un 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.

Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.

/2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.

İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.

Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.

Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.

Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba dair bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.

Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.

Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından /2 maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.

Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması sebebiyle /2 maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.

Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil Sayılı Kanun’un 37/2 maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre , maddelerindeki suçu oluşturacaktır.

Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem /2, hem de /3 maddesindeki suç oluşabilecektir.

1- ) Mahkemece, bir taraftan sanıkların, katılan …‘a ait kredi kartını rızası olmaksızın kullanıldığı ancak, yarar sağlanmadığının kabulüyle /1, 35 maddeleri uygulanmış, diğer taraftan haksız yarar sağlandığının kabulüyle sahte oluşturulan kart sebebiyle /3. maddesi uygulanmak suretiyle hüküm ve gerekçede çelişki yarıtılması,

2- ) Somut olayda birlikte hareket eden sanıkların, katılan …‘un kimlik bilgileri kullanılarak internet yoluyla sahte kredi kartı oluşturup kullandıkları iddia ve kabul edilmiş olması karşısında, katılan … adına daha önceden kendisi tarafından açılan hesap ile ilişkilendirme sözkonusu olmadığından fiilin bir bütün olarak /3. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Katılan …‘ye yönelik sahte kredi kartı kullanma suçundan açılan dava sonucu tarihli hükümle sanık hakkında /3. maddesi uyarınca hükmolunan mahkumiyet kararının, Dairemizin gün ve / esas, / karar sayılı bozma kararı ile ortadan kalktığı cihetle, bu suçtan açılan davaya dair mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.

Mahkemece, tarihli duruşmada Dairemizin tarih ve / esas, / karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, bozma ilamının IV/1. maddesinde belirtilen ‘‘Sanığın sahte sürücü belgesi ile bankaya müracaat edip kredi kartı sözleşmesi imzalayıp, bankaya sahte kredi kartı ürettirmesi eyleminin kül halinde /2, uyduğu gözetilerek /2. maddesi uyarınca hükmedilen cezadan maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi” şeklindeki bozmanın gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, katılan … vekili ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı monash.pw maddesi gereğince BOZULMASINA, gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE :

Sanık … hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda mahkumiyetine dair yerel mahkeme kararının bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki sebeplerle katılma olanağı bulunmamıştır.

Dairemizin tarih ve / Esas, / karar sayılı bozmaya konu İzmir monash.pw Ceza Mahkemesi’nin /41 Esas, / Sayılı kararı ile sanığın, katılan … adına düzenlenen sahte sürücü belgesi ile Finansbank bankasına başvurup adı geçen adına sahte kredi kartı düzenlettirmesi suçu ile ilgili olarak /2, maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verildiği, Dairemizin tarihli bozma ilamı ile eylem kül halinde /2, maddelerine uyduğu gözetilerek maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi gerekçesi ile bozulmuştur.

Yerel mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, tek bir kredi kartı ve bankanın bulunması sebebiyle önceki hüküm gibi karar verilmiştir.

1- ) Banka ve kredi kartının tanımı, Sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3. maddesinde yapılmıştır.

Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,

Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin ( g ) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.

Sayılı Kanun’un 4. maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.

Aynı Kanunun 37/2 maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.

Sayılı Kanun’un 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.

Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.

/2 maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.

İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.

Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.

Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.

Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba dair bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.

Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.

Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından /2 maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.

Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması sebebiyle /2 maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.

Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil Sayılı Kanun’un 37/2 maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre , maddelerindeki suçu oluşturacaktır.

Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem /2, hem de /3 maddesindeki suç oluşabilecektir.

Somut olayda, sanığın … adına düzenlenen sahte sürücü belgesi ile Finansbank şubesine başvurarak kredi kartı sözleşmesi düzenlemesi ve adı geçen adına kredi kartı çıkarılması şeklinde gelişen olayda, doğrudan bankaya başvurularak katılan … adına hesap açılması ve kredi kartı çıkarılmasında /monash.pwi kapsamında kart sahibinin hesabı ile ilişkilendirme söz konusu olmadığından sanığın fiilin TCK.nın /monash.pwindeki suçu oluşturmayacağından atılı suçtan beraatine karar verilmelidir.

2- ) Diğer yandan sanığın, … adına düzenlenen sahte sürücü belgesi ile … adına hesap açılması sonucu tek bir kredi kartı düzenlenmiştir. TCK:nun /monash.pwinde suçun konusu sahte üretilen kredi kartıdır. Somut olayda da, mahkemenin kabulünde olduğu gibi Finasbank bankasından sahte oluşturulan kart sayısının bir adet olması karşısında olayda maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Bu sebeple yerel mahkeme kararının bu yöndeki uygulaması doğru ve isabetlidir.

Yukarıda açıklanan sebeplerle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Sanık … müdafinin duruşmalı inceleme isteminin maddesi gereğince REDDİNE,

I- ) Sayılı monash.pw / maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar itiraza tabi olup temyiz yasa yoluna başvurulması olanaklı bulunmadığından; sanık … müdafinin suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı monash.pw maddesi gereğince REDDİNE, mercide yanılma sebebiyle maddesi gözetilerek sanık müdafinin isteminin itiraz olarak kabulüyle gereğinin mahallinde yerine getirilmesine, “Örgüt kurma” suçunun niteliğine göre ve “sahte banka veya kredi kartının kötüye kullanılması” suçlarına dair olarak ise mağdurun, bilgileri kullanılan sahte kartların ait olduğu bankalar olduğu, ilgili banka dışındaki bankalara ait kartlara dair suçlarda katılma hakkı olmayacağı cihetle, dilekçede belirtilen sanıklara yükletilen suçlardan doğrudan zarar görme olasılığı bulunmayan, bu sebeple açılan davalara katılma ve hükümleri temyize hak ve yetkisi bulunmayan Bankasya vekilinin kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin maddesi gereğince REDDİNE,

II- ) Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … ile hakkında beraat hükmü kurulan …‘ın suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanıklar ve bir kısım sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:

maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden örgüt üyesi olduklarından bahisle aynı Kanun’un /2. maddesiyle, sanıklar … ile …‘ın örgüte araç ve yer temini dışında bizzat eylemlere katıldıklarından bahisle örgüte yardım dışında sahte kartların kullanımlarından da mahkumiyetlerine karar verilmesi karşısında, haklarında /2. maddesi gereğince hüküm kurulması gerekirken aynı Kanun’un /7 delaletiyle hükümler kurularak eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.

a- ) Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …‘ın suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanıklar ve bir kısım sanıklar müdafilerinin, sübuta yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

b- ) Sanık … müdafinin temyizine gelince:

Sanık müdafinin temyizinin vekalet ücretine dair olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;

Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,

Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı monash.pw maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin II. kısmının II. bölümü gereğince TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

III- ) Sanıklar …, … ve …‘ün Japonya UC Card Corp Ldt bankasına ait … , sanıklar …, … ve …‘in Almanya Euro Card und Eurocheque GmbH’ye ait … - … numaralı, sanık …‘ın fikir ve eylem birliği içinde Banco Nacional de Mexico S.A. Bankası’na ait … , … ve … , sanıklar …, … ve …‘ın Brezilya Banco de Brandosco S.A. Bankası’na ait .. , … ve … , sanıklar …‘ın Kanada The Toronto-Dominon Bank’a ait … , … , … , … , … ve … nolu, suça konu sanıklar …, … ve …‘ün Brezilya Banco Santaner Banespa S.A. Bankası’na ait …, sanıklar …, … ve …‘ın İspanya Barclays Bank SAE bankasına ait … nolu, sanık …‘in Fransa Societa Generale Bankası’na ait … nolu, sanıklar …, … ve …‘ın Güney Afrika Firstrant Bank lmt Bankası’na ait … , sanıklar …, … ve …‘ün Avusturalya-YeniZelanda Banking Gruop Limited bankasına ait … , sanıklar …, … ve …‘ün Katar HSBC Bankası’na ait … , sanıklar … ve …‘ın … Katılım bankasına ait … adına … , sanıklar … ve …‘ın Union Bank of Tayvan Bankası’na ait … , sanıklar …, … ve …‘ın Bermuda Bank of N.T. Butterfield & son limited bankasına ait … , sanıklar …, … ve …‘ın Banco Popular de Puerto Rico Bankası’na ait … , sanıklar …, … ve …‘in Almanya Lufthansa Airplus Service Karten isimli … , sanıklar …, …, Almanya Euro Card Und Eurocheque Gmb’ye ait … ve … , sanık …‘ın Güney Afrika Amalgamated Banks of monash.pw bankasına ait …, sanıklar …, … ve …‘in Banco de Brasil S.A. Bankası’na ait … , sanık …‘ın Almanya Landes Bank Berlin Bankası’na ait …, sanıklar …, … ve …‘ın Tayland Citibank N.A. Bankası’na ait … ve … , sanıklar …, … ve …‘ın Venezüella Corp Banco C.A. Bankası’na ait …, sanık …‘ın ABD BB & monash.pwrd Corp. Ait … , sanık …‘ın Hollanda İnternational card servis’e ait …, sanık …‘ın Danimarka PBS İnternational A/S. Bankası’na ait …, sanık …‘ın İsrail Bank Hapoalim B.M. Bankası’na ait … , sanıklar … ve …‘in Meksika Banco Nacional de Meksico S.A. Bankası’na ait …. , sanıklar …, … ve …‘ın Meksika Güney Afrika Absa Bank Limited Bankası’na ait … , sanıklar … ve …‘ın Almanya Amerikan Ekspres bankasına ait ….. , sanık …‘ın BC Card Co Limited Seoul bankasına ait …, sanıklar …, …, …, …, ve …‘ın ( monash.pw A.Ş. ait gözüken, manyetik şeridine Sırbistan-crnogorska komercijalna banka ad podgorica adlı banka kart bilgileri kodlanmış ) … , ( Yapı ve Kredi Bankası’na ait gözüken, manyetik şeridinde Bahama adaları-bank of bahamas ltd e ait kart bilgileri kodlanmış ) … , ( …‘a ait gözüken manyetik şeridinde Suudi Arabistan al bilad bank’a ait kart bilgileri kodlanmış ) …. , sanık …‘ın ABD BB & monash.pwrd Corp. ait numaralı sahte oluşturulmuş kredi kartlarını kullanmak ve teşebbüs etmek suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanıklar ve bir kısım sanıklar müdafilerinin temyizlerine gelince;

Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi Sayılı monash.pw /2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu cihetle; somut olayda sanıkların manyetik şerit bilgilerini kopyalamak suretiyle elde edilen kart bilgileri ile sahte kredi kartları üretmek eylemlerinin /2, bu kartla değişik zamanlarda nakit para çekmek suretiyle yarar sağlama şeklindeki eylemlerinin ise /3. maddelerindeki birbirinden bağımsız ayrı ayrı suçları oluşturacağı gözetilmeden, tek suç kabulüyle yazılı şekilde hükümler kurulması ve suça konu sanıklar …, … ve …‘ün Brezilya Banco Santaner Banespa S.A. Bankası’na ait …, sanıklar …, … ve …‘ın İspanya Barclays Bank SAE bankasına ait … numaralı kredi kartlarını kullanarak menfaat elde edildiğinin belirlenmesi karşısında eylemlerin tamamlandığı gözetilmeden, teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle yazılı şekilde uygulamalar yapılması, sanıklar …, … ve …‘ın fikir ve eylem birliği içinde Venezüella Corp Banco C.A. Bankası’na ait …. numaralı, sanık …‘in Fransa Societa Generale Bankası’na ait … numaralı kredi kartları ile farklı işyerlerinde kullanılması zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemesi, sanık …‘ın Güney Afrika Amalgamated Banks of monash.pw bankasına ait … numaralı sahte oluşturulmuş kredi kartını kullanmaya teşebbüs suçundan kurulan hükümde temel adli para cezası üzerinden maddesiyle indirim yapılırken hesap hatası ile eksik ceza tayini, sanıklar …, … ve …‘ın fikir ve eylem birliği içinde Tayland Citibank N.A. Bankası’na ait … ve …. numaralı, sanık …‘ın Almanya Landes Bank Berlin Bankası’na ait …. numaralı sahte oluşturulan kartı kullanmak suçundan kurulan hükümde temel adli para cezası uygulanan maddesiyle arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi, sanıklar …‘ın BC Card Co Limited Seoul bankasına ait …, sanıklar …, …, …, …, ve …‘ın ( monash.pw A.Ş. ait gözüken, manyetik şeridine Sırbistan-crnogorska komercijalna banka ad podgorica adlı banka kart bilgileri kodlanmış ) … , ( Yapı ve Kredi Bankası’na ait gözüken, manyetik şeridinde Bahama adaları-bank of bahamas ltd e ait kart bilgileri kodlanmış ) … , ( …‘a ait gözüken manyetik şeridinde Suudi Arabistan al bilad bank’a ait kart bilgileri kodlanmış ) …. numaralı kartların sanıklar tarafından kullanılmaya teşebbüs edilip edilmediği kesin olarak saptanamaması karşısında, eylemin /2. madde ve fıkrasında yazılı sahte üretilmiş kredi kartını kabul etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeden ve kullanılmaya teşebbüs edildiğine dair deliller karar yerinde gösterilmeden /3, madde ve fıkraları uyarınca mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından, temel ceza tayin olunurken hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması isabetsiz ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gün ve 47/43 Sayılı kararında açıklandığı üzere, yukarıda eleştiri konusu yapılan ve sanığın gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının sanık lehine olması sebebiyle bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından; bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanıklar ve bir kısım sanıklar müdafilerinin, sübuta yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

IV- ) Sanıklar …, …, …, … ve … İtalya Amerikan Ekspres bankasına ait … , BNP Paribas-Amerikan Ekspres Bankası’na ait …. numaralı sahte kartları kullanmaya teşebbüs suçundan kurulan hükümlere yönelik sanıklar …, … ve … müdafileri ile sanıklar …, …‘ın temyizlerine gelince:

Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine,

Ancak;

Sanıklar …, …, …, … ve …‘ın İtalya Amerikan Ekspres bankasına ait … , BNP Paribas-Amerikan Ekspres Bankası’na ait …. numaralı sahte oluşturulan kartları kullanmaya teşebbüs suçlarından kurulan hükümlerde sonuç 10 gün adli para cezalarının 52/2. maddesi uyarınca adli para cezalarına çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı monash.pw maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 36 ve paragraflarına ( İ ) bentleri eklenip “ 52/2. maddesi uyarınca 10’ar gün adli para cezalarının günlüğü takdiren 20,00 TL’den paraya çevrilerek ’er TL adli para cezaları ile cezalandırılmalarına” ibarelerinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

V- ) Birleşen dosya Gelibolu Asliye Ceza Mahkemesi’nin / esas / karar sayılı dosyasında, sanıklar … ve … haklarında BC Card Co Limited Seoul bankasına ait … nolu, sanık …‘ın Banco Nacional de Mexico S.A. Bankası’na ait … nolu, sanık …‘ın Hollanda VSB İnternational B.V. Bankası’na ait … , …. , … numaralı kartlar sahte oluşturulmuş kredi kartlarını kullanmak ve kullanmaya teşebbüs etmek, sanık … müdafii ile sanıklar …, …‘ın temyizlerine gelince:

1- ) Birleşen dosya Gelibolu Asliye Ceza Mahkemesi’nin / esas / karar sayılı dosyasında, BC Card Co Limited Seoul bankasına ait … numaralı kartla ilgili sanıklar … ve … hakkında dava açılmadığı halde bu suçtan da hüküm kurularak maddesine aykırı davranılması,

2- ) Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi Sayılı monash.pw /2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu cihetle; somut olayda sanıkların manyetik şerit bilgilerini kopyalamak suretiyle elde edilen kart bilgileri ile sahte kredi kartları üretmek eylemlerinin /2, bu kartlarla değişik zamanlarda nakit para çekmek suretiyle yarar sağlama şeklindeki eylemlerinin ise /3. maddelerindeki birbirinden bağımsız ayrı ayrı suçları oluşturacağı gözetilmeden, eylemler kül halinde işlendiği kabulüyle sadece /3. maddesiyle uygulamalar yapılması,

3- ) Değişik bankalara ait kredi kartlarının manyetik şerit bilgilerini kopyalamak ve elde edilen kart bilgileri ile sahte kartları üretip yarar sağlanması halinde suçtan zarar gören ilgili bankalar olup, kartları kopyalanan banka sayısınca /2. maddesiyle aynı bankanın birden fazla kartının değişik zamanlarda kopyalanması halinde maddesinin, sahte olarak üretilen kartların alışverişte kullanılması halinde ise banka sayısınca /3. maddesiyle aynı bankaya ait birden fazla kart ile veya bir kart ile değişik zamanlarda para çekilmesi veya harcama yapılması halinde ise maddesinin uygulanması gerekmektedir.

Somut olayda; sanık …‘ın Hollanda VSB İnternational B.V. Bankası’na ait … , …. , … numaralı kartlar aynı bankaya ait birden fazla kopyalanmış kartı kullanmaları şeklinde gerçekleşen eylemleri sebebiyle /3, madde ve fıkraları uyarınca cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden hem /3, 43, hem de aynı Kanun’un /3. ve 35, maddelerinin uygulanması suretiyle mahkumiyetlerine karar verilmesi,

4- ) Sanık …‘ın Hollanda VSB İnternational B.V. Bankası’na ait …. numaralı sahte oluşturulmuş kredi kartını kullanmaya teşebbüs suçundan kurulan hükümde temel adli para cezası üzerinden maddesiyle indirim yapılırken, hesap hatası ile eksik ceza tayini,

5- ) Sanık …‘ın Banco Nacional de Mexico S.A. Bankası’na ait … numaralı sahte kart kullanımından dolayı hüküm fıkrasının 20/a bölümünde Banco Nacional de Mexico S.A. Bankası’na ait diğer … , … numaralı kartlarla beraber hüküm kurulduğu halde ikinci kez 34/a bölümünde de cezalandırılmasına karar verilerek fazla ceza tayini,

6- ) Kabule göre de; sanık …‘ın Banco Nacional de Mexico S.A. Bankası’na ait … nolu, sanık …‘ın Hollanda VSB İnternational B.V. Bankası’na ait … , …. , … numaralı kartlarla ilgili kurulan hükümlerde, temel ceza tayin olunurken hapis cezaları alt sınırdan belirlendiği halde, aynı gerekçeyle adli para cezalarına esas alınan tam gün sayılarının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanıklar …, … ve …‘ın temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanun’un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken Sayılı monash.pw maddeleri uyarınca BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Sanık …‘nın yokluğunda verilen kararda, öncelikle bilinen en son adresine gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerekirken; MERNİS adresine tarihinde Tebligat Kanununun gereğince yapılan tebligatın usulsüz ve sanık müdafinin öğrenme üzerine yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olduğu cihetle; yerel mahkemenin sanık müdafinin temyiz talebinin süre yönünden reddine dair tarihli ek kararı kaldırılarak esas hükme yönelik olarak yapılan incelemede,

Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi /2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin ında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu, bankaya ait gerçek bir kredi kartının manyetik şerit bilgilerinin kopyalanarak sahte bir kredi veya banka kartı üretilmesi ve bu kart kullanılarak yarar sağlaması halinde suçtan zarar görenin ilgili banka olduğu, aynı bankaya ait birden fazla kartın kopyalanması durumunda , sahte olarak üretilen kartların alışverişte kullanılması halinde ise, banka sayısınca /3. maddesiyle aynı bankaya ait birden fazla kart ile veya bir kart ile değişik zamanlarda para çekilmesi veya harcama yapılması halinde ise maddesi uyarınca uygulama yapılması gerektiği cihetle, dosya kapsamından sanıklar hakkında değişik bankalara ait çok sayıda banka veya kredi kartlarının kopyalanması eylemleri ile ilgili olarak kapsamlı bir soruşturma yapıldığının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında mağdur … A.Ş.’ye yönelik sahte banka kartı üretme ve bu kartlar kullanılarak yarar sağlama eylemleri sebebiyle başka dava açılıp açılmadığı araştırılıp, varsa suç tarihleri de gözetilerek mükerrer cezalandırmanın önlenmesi bakımından davaların birleştirilmesi, aksi halde incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya konulduktan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği ve manyetik şerit bilgilerinin kopyalanarak sahte banka kartı üretilmesi ve bu kart kullanılarak yarar sağlaması suçlarının birbirinden bağımsız suçlar olduğu gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken Sayılı monash.pw maddesi uyarınca BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Bozmaya uyularak; yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, bir sebebe dayanmayan temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında açılan kamu davasının yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda sahte kredi kartı üretme suçundan monash.pw /2, 43, 62 maddeleri uyarınca mahkumiyetine ilişkin hükmün onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.

Banka ve kredi kartının tanımı, sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.

Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,

Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.

sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.

Aynı Kanunun 37/2. maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.

sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.

Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.

monash.pw /2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.

İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.

Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.

Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.

Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.

Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.

Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK /2. maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.

Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle monash.pw /2. maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.

Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil sayılı Kanunun 37/2. maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre monash.pw , maddelerindeki suçu oluşturacaktır.

Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem monash.pw /2, hem de monash.pw /3. maddesindeki suç oluşabilecektir.

Diğer yandan monash.pw /2 maddesinde tanımı yapılan suçun konusu sahte üretilen banka veya kredi kartı olup ancak sahte üretilen kart sayısınca suç oluşacağı veya zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir. Sahte kartın üretilmesine dayanak belgelerin, sahte kart üretilmesi suçu yönünden zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına esas alınması hukuken olanaklı değildir.

Ayrıca monash.pw maddesindeki “Sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.” hükmü karşısında sahte kart üretilmesi aşamasında kullanılan belgelerin türüne göre özel veya resmi belgede sahtecilik suçlarından hüküm kurulmalıdır. Zira sahte kart üretilmesine dayanak sahte belge monash.pw /2. maddesindeki suçun unsuru değildir.

Somut olayda, sanığın, katılan …’in kimlik bilgileri ile muhtarlıktan temin ettiği nüfus cüzdan talep belgesi ile nüfus müdürlüğüne başvurarak oluşturduğu sahte nüfus cüzdanı ile HSBC Bank şubesine başvurarak katılan adına çıkarılmasını sağladığı kredi kartı ile harcama yapmak suretiyle yarar sağladığı anlaşılan olayda doğrudan bankaya başvurularak kredi kartı çıkarılmış olması karşısında monash.pw /2 maddesi kapsamında kart sahibinin önceden açılan hesabı ile ilişkilendirme söz konusu olmadığından monash.pw /2 maddesinde tanımı yapılan suçun unsurları oluşmadığından yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmelidir.

Bu itibarla, yerel mahkeme kararının onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Sanık hakkında Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan; mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Ek karar; eski hale getirme

sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken sayılı CMUK’nın maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde inceleme mercii Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğundan, mahkemenin tarihli kararının kaldırılarak, sanığın yokluğunda verilen hükmün sanığın adresine sayılı Tebligat Kanununun maddesi uyarınca yapılmasının, daha önce adli mercilerce bu adreste usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından usulsüz olduğu anlaşılmakla, sanık müdafiinin tarihli eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;

A-Sanık hakkında “Örgüt İçindeki Hiyerarşik Yapıya Dahil Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek Ve İsteyerek Yardım Etmek” suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların sayılı Yasa ile değişik sayılı CMK’nın / maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmayıp, itiraza tabi olduğu anlaşılmakla, sanık müdafiinin vaki temyiz isteminin sayılı CMK’nın /2. maddesi uyarınca itiraz olarak değerlendirilip gereğinin merciince takdir ve ifası için dosyanın mahalline İADESİNE,

B-Sanık hakkında “Banka Veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması” suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:

1-Dosyanın diğer sanığı olan …‘ın getirdiği iki adet sahte/kopya banka/kredi kartını sanık …‘in sahibi olduğu… Tekstil isimli işyerinde kullandırtarak kendisine haksız çıkar sağladığının bu suretle banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; örgüt faaliyeti kapsamında gerçekleştiği iddia olunan eylemin diğer sanıkları olan …,ve … hakkında Dairemizin tarih, / Esas, / Karar sayılı ilamı ile mahkemenin verdiği mahkumiyet kararlarının eksik soruşturma nedeniyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, mümkün ise her iki dava dosyasının birleştirilmesi, değilse bu davayı ilgilendiren ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınmasından sonra, ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun gün ve / sayılı kararında açıklandığı üzere, TCK’nın maddesinin 2 ve 3. fıkraları uygulanmasında sahte kredi kartı üretilmesi ve kullanılması eylemlerinde kredi kartları kopyalanarak kullanılan yabancı veya yerli bankalar zarar gördüklerinden suçun mağduru oldukları, sahte kredi kartı bulundurmak ve/veya kullanmak suçlarının kredi kartlarını çıkaran banka sayısınca ve aynı bankaya ait birden fazla kart bilgilerinin kopyalanması durumunda ise kendi içerisinde zincirleme suçu oluşturacağı dikkate alındığında; dosya kapsamından sanık …‘ın işyerinde kullanılan iki adet kartın ele geçirilemediği ve denetime elverişli şekilde mahkumiyet hükmüne konu üretilen/kullanılan sahte kredi kartlarının numara ve benzeri özelliklerinin karar yerinde açıkça gösterilmediği anlaşılmakla, Dairemizin tarih, / Esas, / Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi Bankalararası Kart Merkezi’nden sorularak bu kartların ait oldukları bankalar usulen belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,

2-Kabule göre de;

a-Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin TCK’nın maddesi gereğince cezalarından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

b sayılı TCK’nın maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin gün / Esas, /85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken sayılı CMUK’nun maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Bozmaya uyularak, yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın sübuta yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA, gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece mahkumiyetine ilişkin kararın onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne, sahte kredi kartı üretmek suçundan monash.pw /2, 43, maddeleri uyarınca kurulan hüküm yönünden aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.

Banka ve kredi kartının tanımı, sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.

Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,

Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.

sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.

Aynı Kanunun 37/2. maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.

sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.

Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.

monash.pw /2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.

İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.

Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.

Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.

Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.

Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.

Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK /2. maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.

Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle monash.pw /2. maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.

Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil sayılı Kanunun 37/2. maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre monash.pw , maddelerindeki suçu oluşturacaktır.

Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem monash.pw /2, hem de monash.pw /3. maddesindeki suç oluşabilecektir.

Somut olayda, sanığın, katılan … adına düzenlemiş olduğu sahte nüfus cüzdanı ile Garanti Bankasına başvurarak katılan adına kredi kartı üyelik sözleşmesi düzenlediği ve çıkarılmasını sağladığı kartı kullanmak suretiyle yarar sağladığı olayda, doğrudan katılan adına bankaya başvuru yapılması karşısında monash.pw /2. maddesi kapsamında kart sahibinin önceden açılan hesabı ile ilişkilendirme söz konusu olmadığından monash.pw /2. maddesinde tanımı yapılan suçun unsurları oluşmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğinden mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Bu itibarla sanık hakkında, Sahte Kredi Kartı Üretmek suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

1- Katılan ….’ye yönelik sahte kredi kartı üretme suçuna ilişkin, monash.pw /2. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelenmesinde;

Bozmaya uyularak; yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre katılan … vekilinin teşdiden ceza verilmesi gerektiğine, sanığın ise bir sebebe dayanmayan temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün oyçokluğuyla ONANMASINA,

2- Katılan … A.Ş.’ye yönelik sahte kredi kartı üretme suçuna ilişkin, monash.pw /2. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelenmesinde;

Bozmaya uyularak; yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, bir sebebe dayanmayan temyiz itirazının reddine, ancak;

monash.pw /son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle sanığın cezasının 1 yıl 15 gün hapis cezası üzerinden infaz olunacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sonuç cezanın 1 yıl 15 gün hapis cezası olarak belirlenmesi,

Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken sayılı monash.pw maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden “bir yıl onbeş gün müddetle hapis cezası ile cezalandırılmasına’’ ibaresi çıkarılarak yerine “cezanın infazının 1 yıl 15 gün hapis cezası üzerinden yapılmasına” ibaresinin ilavesi suretiyle hükmün oyçokluğuyla DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

3- Katılan … A.Ş.’ye yönelik sahte kredi kartı kullanma suçuna ilişkin, monash.pw /3. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelenmesinde;

Bozma uyularak; yapılan yargılamada, sanığın … kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle katılan bankaya düzenlettirdiği suça konu kredi kartına ilişkin harcama detayları yerine, sanık adına katılan banka tarafından düzenlenen kredi kartına ilişkin harcama detaylarının getirtildiği anlaşılmakla, katılan banka vekilinin havale tarihli şikayet dilekçesinde bilgileri yer alan ve şikayetçi … adına katılan banka tarafından düzenlenen suça kredi kartına ilişkin harcama detayları getirtilerek sonucuna göre sanık hakkında monash.pw /3. ve maddelerinin uygulanıp, uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken sayılı monash.pw maddesi gereğince BOZULMASINA, gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda sanığın Yapı Kredi Bankası ile Finansbank bankalarından sahte kart üretmek suçlarından monash.pw /2, 43, 62, maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin hükmün onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.

Banka ve kredi kartının tanımı, sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.

Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,

Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.

sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.

Aynı Kanunun 37/2 maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.

sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.

Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.

monash.pw /2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.

İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.

Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.

Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.

Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.

Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.

Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK /2 maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.

Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle monash.pw /2 maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.

Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil sayılı Kanunun 37/2 maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre monash.pw , maddelerindeki suçu oluşturacaktır.

Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem TCK /2, hem de TCK /3 maddesindeki suç oluşabilecektir.

Somut olayda, sanığın şikayetçi …’e ait sahte nüfus cüzdanı ile YapıKredi ve Finansbank şubelerine başvurarak kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve şikayetçi adına kredi kartı çıkarılmasını sağlayarak kullanması şeklinde meydana gelen olayda, doğrudan bankaya başvurularak şikayetçi adına hesap açılması ve kredi kartı çıkarılmasında monash.pw /2 maddesi kapsamında kart sahibinin önceden açılan hesabı ile ilişkilendirme sözkonusu olmadığından monash.pw /2 maddesinde tanımı yapılan suçun unsurları oluşmayacağından sanığın beraati yerine mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmelidir.

Bu itibarla, sanığın monash.pw /2 maddesi uyarınca mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

1- Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, iftira, resmi belgede sahtecilik, sayılı Yasaya muhalefet, sahte kart ürettirmek, sahte oluşturulan kartı kullanmak suçlarının oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık … müdafiinin fazla ceza verildiğine ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin sahte kart üretmek suçuna ilişkin hükmün oyçokluğuyla diğer suçlara dair hükümlerin oybirliğiyle ONANMASINA,

2- Sanık … müdafiinin yalan beyan suçundan kurulan hükme yönelik temyizine gelince:

Sanığa yüklenen suçların yasa maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu sayılı monash.pw 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirlenen 12 yıllık dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla; sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken sayılı monash.pw maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle sayılı monash.pw 66/1-e, 67/4 ve monash.pw /8. maddeleri gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE,

3- Şikayetçi … vekili ile sanık … müdafiinin özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümle ilgili temyiz itirazlarının incelenmesinde:

Duruşmadan usulüne uygun haberdar edilmeyen şikayetçi kurumun gerekçeli kararın tebliği üzerine hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, şikayetçi kurumun sayılı monash.pw /1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;

Şikayetçi kurumun duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle monash.pw ve maddelerine aykırı davranılması,

Yasaya aykırı, şikayetçi kurum vekili, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken monash.pw maddesi uyarınca BOZULMASINA, gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda, yerel mahkemece sanığın sahte kredi kartı üretmek suçundan monash.pw /2. maddesi uyarınca mahkumiyetine ilişkin kararın onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki gerekçelerle katılma olanağı olmamıştır.

Banka ve kredi kartının tanımı, sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.

Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,

Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.

sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.

Aynı Kanunun 37/2. maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.

sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.

Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.

monash.pw /2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.

İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.

Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.

Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.

Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.

Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.

Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK /2 maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.

Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle monash.pw /2 maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.

Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil sayılı Kanunun 37/2 maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre monash.pw , maddelerindeki suçu oluşturacaktır.

Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem monash.pw /2, hem de monash.pw /3. maddesindeki suç oluşabilecektir.

Somut olayda, sanığın sahte oluşturduğu … isimli şahsa ait nüfus cüzdanı ile Yapı ve Kredi Bankası … Şubesine başvurarak kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve adı geçen adına kredi kartı çıkarılması sağlayarak kullanması şeklinde meydana gelen olayda, … adına bankaya başvurulup adına hesap açılması ve kredi kartı çıkarılmasında monash.pw /2. maddesi kapsamında kart sahibinin önceden açılmış bir hesabı ile ilişkilendirme sözkonusu olmadığından monash.pw /2. maddesinde tanımı yapılan suçun unsurları oluşmadığından beraatine karar verilmelidir.

Bu itibarla, sanığın monash.pw /2. maddesi uyarınca mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle mağdur ….’ye müracaatla kredi kartı sözleşmesi imzalayarak sahte kredi kartı çıkartan sanık hakkında monash.pw /2. maddesi uyarınca tayin olunan cezadan aynı yasanın 43/1. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, mükerrer cezalandırıldığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında açılan kamu davasının yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda monash.pw /2, maddeleri uyarınca mahkumiyetine ilişkin kararın onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki sebeplerle katılma olanağı olmamıştır.

Banka ve kredi kartının tanımı, sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.

Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,

Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.

sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.

Aynı Kanunun 37/2 maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.

sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.

Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.

monash.pw /2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.

İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.

Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.

Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.

Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.

Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.

Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK /2 maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.

Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle monash.pw /2 maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.

Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil sayılı Kanunun 37/2 maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre monash.pw , maddelerindeki suçu oluşturacaktır.

Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem TCK /2, hem de TCK /3 maddesindeki suç oluşabilecektir.

Somut olayda, aynı işyerinde çalıştığı … isimli kişiye ait kaybolan nüfus hüviyet cüzdanını bir şekilde ele geçirip Onur Arı isimli şahsın fotoğrafını yapıştırarak Akbank A.Ş. şubesine başvurarak kredi kartı çıkarılmasını sağladıktan sonra kullanmak suretiyle yarar sağlanması şeklinde gelişen olayda, monash.pw /2 maddesi kapsamında …’in hesabı ile ilişkilendirme olmadığından monash.pw /2 maddesinde tanımı yapılan suçun unsurları oluşmayacağından bu suçtan beraatine karar verilmelidir.

Bu itibarla, sanığın monash.pw /2. maddesi uyarınca mahkumiyetine ilişkin Yerel Mahkeme kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tarih, / (E) - / (K) sayılı kararının Dairemizin tarihli ve / Esas, / Karar sayılı ilamı ile sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği,

Bozmadan sonra, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu adı geçen mahkemenin tarih, / Esas, / karar sayılı kararı ile direnme kararı verildiği anlaşılmış olmakla,

Hükümden sonra tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren sayılı Kanun’un maddesi ile değişik sayılı CMK’nın maddesinin 3. fıkrası gereğince dairemize gelen dosya incelenerek gereği düşünüldü,

Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tarih, / Esas, / karar sayılı sayılı direnme kararı yerinde olduğundan kabulü ile Dairemizin tarih / Esas, / Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan incelemede;

Emekli aylığını çekmek için ATM önüne gelen katılanın kendisine yardım etmesini istediği sanığın, katılana ait kart ile başka bir kartı el çabukluğu ile değiştirip katılandan kart şifresini öğrendiği, işlem yaparken ATM cihazının kartı yuttuğunu söyleyip katılanı banka şubesine gönderdiği, görevlinin ATM cihazı içerisinden başka birisine ait kartı çıkarttığı ve katılanın hesabını kontrol ettiğinde ,00 TL olan parasının çekilmiş olduğunu fark ettiği olayda, sanığın suça konu bankamatik kartını hakimiyetine geçirip kullanmak şeklindeki eylemi ile birlikte TCK’nın /1 maddesinde düzenlenen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun maddi unsurlarından olan başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçirme veya elinde bulundurma koşulunun gerçekleştiği, sanığın katılana ait hesaptan suça konu kartı kullanarak para çekmek suretiyle haksız menfaat temin edildiği ve TCK’nın /1. maddesinde düzenlenen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun tamamlandığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Sanığın başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,

Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun tarih ve /Bşk Esas-Karar sayılı kararında belirlendiği gibi; sayılı Yargıtay Kanununun maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; “ Daireler arasında işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,” (b) bendinde de; “ Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir. Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.

İncelenen dosya içeriğine göre;

Sanığın, katılan … ile ortak olduğu, sanık ve katılana ait şirketin … Bankası kredi kartını kullanarak Türk Hava Yolları Miles&smiles programına üye olması nedeniyle yaptığı uçuşlardan … mil hakkının bulunduğu, sanığın katılan ile ortak olduğu dönemde katılanın tüm kimlik bilgilerini öğrendiğinden, olay tarihinde katılana ait mil hakkını kullanmak için üç kez yanlış şifre girmek suretiyle internet şifresini bloke ettirdiği, daha sonra Türk Hava Yollarını arayarak katılana ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle ve kimlik fotokopisini göndermek suretiyle yeni bir internet şifresi alıp , bu internet şifresini ve Türk Hava Yollarının üyelerine vermiş olduğu TK numarasını kullanarak uçak bileti ve kontör alımında bulunmak suretiyle katılanı TL zarara uğrattığının, iddia edilmiş olması karşısında, eylemin, sayılı TCK’nın /1 maddesine göre banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu anlaşılmakla,

İddianamedeki anlatım ve nitelendirmeye göre Yargıtay Kanunu’nun Değişik maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek (8.) Ceza Dairesi’nin görevi dâhilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 26/01/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

A-) Sanıklar hakkında, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma; …, …, …, … ve … hakkında, yağma ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;

Sanık … hakkında TCK’nın maddesinin uygulanması istemi var ise de oluş ve dosya kapsamı itibariyle; ayrıca tarihli “TUTANAK” başlıklı belgede sanık …‘ın, sanık …‘a gönderdiği kısa mesaj içerikleri dikkate alındığında; tebliğnamede bu sanıklar yönünden bozma istenen düşüncelere iştirak edilmemiş,

Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-) tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin gün, //85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK’nın 53/1-b maddesinde yazılı, “seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması,

2-) Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan neticeten Adli para cezası şeklindeki mahkumiyet hükümlerinde TCK’nın 53/1. maddesine aykırı olarak hak yoksunluklarına hükmedilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, … ve …, …, … ve … savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla Sayılı CMUK’nın maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hak yoksunluklarının uygulandığı hükümlerde TCK’nın maddenin uygulanmasına dair bölüm çıkarılarak yerine, “Sanıkların kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/monash.pwinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına” cümlesinin yazılması, “sanık … hakkında kasten yaralama suçundan verilen para cezasına dair mahkumiyet hükmünden hak yoksunluklarına dair bölümün çıkarılmasına” şeklinde diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

B-) Sanıklar … ve … hakkında yağma, … ve … hakkında, kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-) Sanıklar … ve …‘in Ceza Genel Kurulu’nun gün ve 6/ Sayılı kararında açıklandığı üzere; Sayılı TCK.nın /1. madde ve fıkrasında düzenlenen başkasına ait banka veya kredi kartını kötüye kullanmak suçunun mağduru hesap sahibi olan gerçek ya da tüzel kişiler olduğu cihetle, aynı kişiye ait fakat farklı bankalarca tahsis edilmiş banka veya kredi kartı sayısı sebebiyle bağımsız suçtan bahsedilemeyeceği, aynı kişiye ait farklı bankalarca tahsis edilmiş birden fazla banka veya kredi kartının değişik tarihlerde kullanılması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanabileceği ancak, kart ve kullanım sayısı ile yarar miktarının TCK’nın maddesi uyarınca temel cezanın ve zincirleme suç hükümleri sebebiyle cezada yapılacak artırım oranının belirlenmesi sırasında değerlendirilmesi gerektiği de dikkate alınması gerektiğinin gözetilmemesi,

b-) Oluş ve dosya içeriği ve soruşturma sırasında mağdurun tarihli ayrıntılı ifadesi ve yine tarihli ifadeli teşhis tutanağına göre, sanıklar … ve …‘ın olayın son aşamasında bulundukları, bu sırada mağdurdan sadece senet imzalaması ve ertesi gün belli bir miktarda parayı hazır etmesi istendiği, bu sebeple eyleminin teşebbüs derecesinde kaldığı gözetilmeden, haklarında tamamlanmış yağma suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi,

c-) Sanık … hakkında, kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan neticeten adli para cezası şeklindeki mahkumiyet hükümlerinde, TCK’nın 53 /1. maddesine aykırı olarak sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … …, …, … ve … savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanıklar müdafiilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:

1-) Sayılı monash.pw /1. madde ve fıkrasında düzenlenen başkasına ait banka veya kredi kartını kötüye kullanmak suçunun mağduru kart sahibi olan gerçek ya da tüzel kişiler olduğu, aynı kişiye ait birden fazla banka veya kredi kartının değişik tarih ve zamanlarda kullanılması halinde, kart sayısına göre bağımsız ayrı suçlardan bahsedilemeyeceği, kart ve kullanım sayısı ile yarar miktarına göre 3 ve maddeleri uyarınca temel ceza ile zincirleme suç hükümleri sebebiyle cezada yapılacak artırım oranının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, somut olayda; sanıkların, aynı banka tarafından mağdura tahsis edilen iki bankamatik kartı ile değişik zamanlarda para çekme ve harcama yapma şeklindeki eylemlerinin /1, maddelerine uyan tek suç oluşturacağı gözetilmeden, sanıklar hakkında yazılı şekilde iki ayrı suçtan hüküm kurulması,

Kabul ve uygulamaya göre;

2-) Sanıklar hakkında zincirleme şeklinde işledikleri kredi kartının kötüye kullanılması suçuna dair kurulan hükümlerde temel hürriyeti bağlayıcı ceza alt sınırdan tayin edilmesine karşın, hürriyeti bağlayıcı ceza yanında tayin olunan adli para cezasının farklı gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üstünde tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,

3-) Hükümden sonra Anayasa Mahkemesi’nin tarih ve / esas, /85 karar sayılı ilamı ile bir kısım ibareleri iptal edilerek, Resmi Gazetede tarihinde yayımlanıp yürürlüğe giren Sayılı monash.pw maddesinde yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken maddesi gereğince (BOZULMASINA), gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE :

İlamda belirtilen bozma gerekçelerinin dışında, sanıklar … ve …‘ın müsnet suçu işlediklerine dair delil bulunmaması sebebiyle beraatlerine karar verilmesi gerekçesiyle de kararın bozulması gerekirken, sadece ilamda yazılı gerekçelerle bozulmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;

Sanık … aşamalardaki savunmalarında özetle; 20 yıllık arkadaşı … ile kart sahibi …‘ın portakal bahçesi almak için yanına geldiklerini, kart sahibi …‘ın yakıt almak için şifresini bir kağıda yazarak kartı kendisine verdiğini, akşam Maraş’a gitmek için ayrıldıklarında …‘in kalsın demesi üzerine kartın kendisinde kaldığını, petrolden akaryakıt aldığını, ayrıca ameleye para ödemesi sebebiyle toplamda ,00 TL nakit çektiğini, …‘le cep telefonu ile konuştuklarında çektiği paralar için fişleri kaybetmemesini, sorun olmayacağını söylediğini, hesapta ,00 TL olmasına karşın ihtiyacı kadarını çektiğini, aksi durumda tamamını çekebileceğini, üç kez aramasına karşın gelmediklerini söylemiştir.

Sanık … aşamalarda değişmeyen savunmalarında özetle; sanık … ile birlikteliğinin olduğunu, olay tarihinde İbrahim’de kartları görünce sorduğunda, kartların iş yaptığı tüccara ait olduğunu, nakit olmaması sebebiyle kendisine verdiğini söylediğini, …‘in ATM’den para çekmeyi bilmemesi sebebiyle para çekmesi için kartı ve şifresi yazılı kağıdı kendisine verdiğini, ,00 TL çekmesini istediğini, bir kezde çekemeyeceği için ayrı ayrı toplamda bu miktarı çektiğini, dekontlar ile para ve kartı İbrahim’e verdiğini, ayrıca … Bankası ATM’sinden de 5,00 TL çektiklerini, kart sahibi …‘ı tanımadığını, suçlamayı kabul etmediğini söylemiştir.

Sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan açılan kamu davasında Mahkeme “mağdurun söz konusu kartları kendi rızası ile verdiğine dair savunmasının aksine kartların zorla alındığına dair her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin bulunmadığı” gerekçesiyle beraatlerine karar verilmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, tarih, / E, /97 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere “… ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.”

Tüm bu anlatılanlar, dosya kapsamı, sanık İbrahim’in aşamalardaki savunmalarında suça konu kartı kart sahibi …‘ın şifresini de kağıda yazarak rıza ile verdiğini söylemesi, diğer sanık …‘ın anlatımları, suça konu işlemlerin şifre ile yapılmış olması ile sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan açılan davada “mağdurun söz konusu kartları kendi rızası ile verdiğine dair savunmasının aksine kartların zorla alındığına ilişkin” delil bulunamadığı belirtilerek beraat kararı verilmiş olması karşısında, sanıkların kart sahibi …‘ın rıza ve bilgisi dışında kartları kullanmak suretiyle haksız yarar sağladıklarına dair somut, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması sebebiyle beraatlerine karar verilmesi yerine, yağma suçundan beraate dair kararın gerekçesiyle de çelişir şekilde, dosya kapsamına uymayan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması gerekçesiyle de kurulan hükmün bozulmasına karar verilmemesi yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;

Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.

Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.

Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.

Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.

Sanığın Yazır Mahallesi Muhtarlığına giderek kendisini kardeşi katılan S. O. olarak tanıttığı ve nüfus cüzdanını kaybettiğini söyleyerek muhtardan nüfus cüzdanı talep belgesi aldığı, bu belge ile Nüfus Müdürlüğü’ne giderek kendi fotoğrafının olduğu S. O. adına nüfus cüzdanı çıkarttığı, nüfus cüzdanı talep belgesini de S. O. olarak imzaladığı, daha sonra sanığın bu sahte nüfus cüzdanını kullanarak ve kendisini S. O. olarak tanıtarak Denizbank Nalçacı Şubesi’ne müracaat ederek kredi talebinde bulunduğu ve ,00 TL kredi çektiği, sanığın yine Garanti Bankasından kredi almak için telefon ile müracaat ettiği, ancak sanığın bu talebinin banka tarafından reddedildiği ve eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, daha sonra sanığın yine aynı kimlikle Finansbank’a müracaat ederek kredi kartı talebinde bulunduğu, banka müşteri hizmetlerinin katılan S. O.’ın arandığı, katılan S.’in banka şubesine gelerek kredi kartı talebinde bulunmadığını söyleyerek durumun araştırılmasını istediği ve kredi kartı ile ilgili belgelere baktığında kendisi adına kredi kartı talebinde bulunanın kişinin ağabeyi olan sanık olduğunu anladığı, sanık yakalandığında da kendisini polis memurlarına S. O. olarak tanıttığı ve bu isimle ifade verdiği, parmak izi incelemesi ve katılanın teşhisi üzerine kendisini S. O. olarak tanıtan sanığın gerçek kimliğinin anlaşıldığı, sanığın zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik, Finansbank ve Garanti Bankası’na karşı ayrı ayrı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, Denizbank’a karşı nitelikli dolandırıcılık ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suçundan cezalandırılmasının talep edildiği somut olayda;

A- Garanti Bankası’na yönelik dolandırıcılığa teşebbüs suçundan ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suçundan beraatine dair O yer Cumhuriyet Savcısı’nın, resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararına karşı O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz isteminin incelenmesinde;

Sanığın yakalanmasından sonra poliste alınan tarihli ifadesinde kendisini S. O. olarak tanıtmış ve S. O. ismiyle ifade vermiş ise de, sanığın daha sonra yine poliste kendisinin S. O. olmayıp H. K. O. olduğunu kabul ettiği, sanığın kendisini S. O. olarak tanıtması sonucunda yakalanmaması halinde katılan S. O.’ın herhangi bir suçla ilgili takibata maruz kalmasının söz konusu olamayacağı, sanığın işlediği dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını gizlemek için bu şekilde beyanda bulunduğu ve bu nedenle başkasına ait kimliği kullanma ve iftira suçunun unsurlarının suç konusu olayda oluşmayacağı anlaşılmakla, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,

B- Denizbank’a yönelik dolandırıcılığa teşebbüs suçundan beraatine dair O yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz isteminin incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanık hakkında hapis cezasının yanında hükmedilen gün adli para cezasının adli para cezasına çevrilirken uygulama maddesinin gösterilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu durum aynı kanunun maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasına “sanık hakkında hapis cezasının yanında hükmolunana gün adli para cezasının TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usül ve yasaya uygun bulunan hükmün düzeltilerek ONANMASINA,

C-Finansbank’a karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs sularından verilen mahkumiyet kararına karşı O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz istemlerinin incelenmesinde;

sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/2. maddesinde yer alan “kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eki belgelerde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler” şeklindeki düzenlemenin sözleşmenin imzalanmasını da kapsayacak aşamaya kadar uygulanabileceği, kredi kartı sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra kartın üretilmesi halinde sayılı TCK’nın /2, sahte üretilen bu kartın kullanılarak menfaat temin edilmesi halinde ise ayrıca /3. maddesine temas eden suçu oluşturacağı ve suçtan zarar görenin adı geçen banka olduğu cihetle; sanığın, kardeşi adına oluşturulmuş sahte nüfus cüzdanı ile Finansbank’a kredi kartı talebiyle başvurup sözleşme imzaladığı, ancak nüfus cüzdanının sahte olduğunun anlaşılması üzerine, kredi kartının sanığa teslim edilmediğinin iddia ve kabul olunmasına göre; kredi kartı sözleşmesini imzalayan sanığın talebi sonucu düzenlenmiş kredi kartı bulunup bulunmadığının ilgili bankadan sorulup, buna ilişkin kayıtların celbi ile kredi kartı veya kart numarası bulunması halinde eylemin, TCK’nın /2. maddesindeki “kredi kartının sahte olarak üretilmesi” suçunu, kredi kartının düzenlenmemesi halinde ise sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/2. maddesindeki suçu oluşturacağı gözetilmeden, sanığın banka araç olarak kullanılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı sayılı Kanun’un 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, tarihinde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

I- Katılan A… T.A.Ş vekilinin temyiz talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede;

tarihinde yüzüne karşı tefhim edilen hükmü, CMUK.nın maddesinde belirtilen bir haftalık yasal süreden sonra günü temyiz eden katılan vekilinin vaki temyiz isteminin sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nın maddesi gereğince oybirliğiyle REDDİNE,

II- Sanık müdafiinin temyiz talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede;

Olay:

K… Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı emrinde astsubay olarak görevli bulunan sanığın, birliğinde kısa dönem askerlik yapan Müjdat’a ait nüfus cüzdanı fotokopisini temin ettikten sonra, Müjdat’ın kimlik bilgilerini kullanarak ve kendi resmini yapıştırarak düzenlediği nüfus cüzdanı talep belgesini muhtara onaylattığı, bu belgeyle nüfus müdürlüğüne müracaat edip kimliğini kaybettiğini belirterek üzerinde kendi resmi bulunan ancak Müjdat’ın kimlik bilgilerini içeren nüfus cüzdanını tarihinde temin ettikten sonra kendisi tarafından sahte olarak düzenlenen Müjdat adına maaş bordosunu sunarak aldığı araçla ilgili olarak D… Tüketici Finansman Kuruluşundan TL araç kredisi çektiği, ayrıca sanığın Müjdat adına düzenlenen nüfus cüzdanı ve maaş bordrosu ile tarihinde V… ile kredi kartı sözleşmesi imzaladığı, tarihinde Müjdat adına düzenlenen kredi kartının sanığa teslim edildiği ve bu kartla tarihine nakit çekim yaptığı, tarihinde Müjdat adına düzenlenen nüfus cüzdanı ve maaş bordrosu ile bu kerre Y… K… Bankasından kredi kartı talebinde bulunduğu, tarihinde kartın tahsis edildiği, Müjdat adına düzenlenmiş bu kredi kartını ile tarihleri arasında alışveriş ve nakit çekim için kullandığı, sanığın Müjdat adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ve maaş bordrosu ile A…‘a yaptığı kredi kartı müracaatı üzerine de Müjdat adına düzenlenen kredi kartının tarihinde basıldığı, sanığın bu kartı ile tarihleri arasında alışveriş ve nakit çekim için kullandığı,

Sanığın; yolda bulduğu Murat’a ait nüfus cüzdanı üzerinde tahrifat yapıp, nüfus cüzdanının fotoğraf kısmına kendi resmini yapıştırarak I… ve Y… K… Bankasından tarihinde imzaladığı sözleşmeler üzerine Murat adına düzenlenen kredi kartlarını teslim aldıktan sonra ile tarihleri arasında alışveriş ve nakit çekim için kullandığı,

Hakkında bu eylemleri ile ilgili olarak yargılama devam ederken tarihinde Sarıkamış Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat eden sanık; Ramazan adına kredi kartları aldığını ve ayrıca Ramazan adına H… Bank’tan kredi çektiğini belirterek A…, İ… ve H… Bank’a ait toplam 3 adet kredi kartını teslim ettiği anlaşılmış, yapılan araştırmada, sanığın Ramazan’a ait ancak fotoğraf kısmına kendi resmini yapıştırdığı sahte nüfus cüzdanı ile ve sonrasında Ramazan’ın kimlik bilgileri ile ancak fotoğraf kısmında kendi resmi olan nüfus cüzdanı talep formu ile nüfus müdürlüğünden tarihinde temin ettiği sahte nüfus cüzdanı ve Ramazan adına düzenlediği sahte maaş bordrosu ile bankalara müracaat ederek tarihinde H… Bank’a, tarihinde A…‘a, tarihinde İ…‘na kredi kartı başvurusunda bulunduğu, bu şekilde temin ettiği kredi kartları ile tarihleri arasında alışveriş ve nakit çekim için kullandığı, sanığın yine Ramazan’ın nüfus cüzdanı ile H… Bank’tan tarihinde TL tutarında ihtiyaç kredisi çektiği, tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.

Hukuki Değerlendirme:

sayılı TCK.nın /2. madde ve fıkrasında başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretme, satma, devretme, satın alma ve kabul etme eylemleri yaptırıma bağlanmış olup, aynı maddenin 3. fıkrasında ise; sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlama eylemi cezalandırılmıştır. Sahte banka veya kredi kartı, banka aracı kılınmaksızın tamamen fail tarafından üretildiği veya ürettirildiği gibi, bankaya sahte belgeler ibraz edilerek bankaya hazırlatılması da mümkündür. Bu durumda içeriği itibariyle gerçeği yansıtmayan bu kartların sahte olduğunun kabulü gerekmektedir. sayılı TCK.nın / madde ve fıkralarında düzenlenen suçların mağduru; sahte banka veya kredi kartı ile ilişkilendirilen hesapların bulunduğu bankadır. sayılı belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçları olarak düzenlenen bu fiiller, tarihinde yürürlüğe giren sayılı TCK.nın / madde ve fıkralarında özel olarak düzenlenmiştir.

Seçimlik hareketli bir suç olarak sayılı TCK.nın /1 madde ve fıkrasında düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçu; resmi bir belgenin sahte olarak düzenlenmesi veya gerçek bir belge üzerinde değişiklik yapılması yahut sahte belgenin kullanılması ile oluşmaktadır. Kamu güvenine karşı işlenen suçlar bölümünde yer alan sahtecilik suçunda, somut olayın özelliğine göre gerçek veya tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri ve bu itibarla davaya katılmaları mümkündür.

Öte yandan, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Aynı suç işleme kararının mevcut olup olmadığı, suçun işleniş şekilleri, işlendiği yer ve zaman, olayın gelişimi ve oluşumu, tüm özellikleri ile fiiller arasında geçen süre, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, gündelik hayat deneyimleri dikkate alınarak olaysal olarak saptanmalıdır. Değişik zamanlarda işlenen aynı nitelikteki suçlar arasında geçen süre kısa veya uzun olabilir. Sürenin üç gün, beş gün veya bir ay olacağına ilişkin bir kural konulamaz. Önemli olan suç işleme karamdaki birliktir. Ancak iki suç arasında altı ay, bir yıl gibi uzun bir süre geçmesi, aynı suç işleme kararı olmayıp yenilenen kararla suçun işlendiğine karine teşkil edecektir. Bu durumda yenilenen suç kastı halinde zincirleme tek bir suç değil, iki ayrı suç gündeme gelecektir. Bu itibarla resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi veya üzerinde değişiklik yapılmasıyla yahut resmi belgenin kullanılmasıyla sahtecilik suçu oluşacağından, aynı karar altında tek bir amaca ve aynı mağdura yönelik değişik tarihlerde ve kısa zaman aralıklarıyla yeni belge düzenlenmesi veya kullanılması halinde zincirleme suç hükümleri uygulanmalı, her somut olaya göre ayrı ayrı değerlendirme yapılmalıdır.

Somut olayda;

Sanığın tarihinden sonra Müjdat ve Murat adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı ve maaş bordroları ile V…, Y… K… Bankası, A… ve İ…‘na müracaat ederek, sözleşme imzalayıp kredi kartı alması eylemleri birden fazla belgenin aynı yer ve zamanda düzenlenmediği de gözetildiğinde mağdur banka sayısınca kül halinde TCK.nın /2, 43 maddesinde tanımlı olan suçu, temin ettiği bu kartları değişik zamanlarda kullanması fiilleri ise mağdur banka sayısınca TCK.nın /3, 43 maddesinde yazılı suçu oluşturmaktadır. Sanığın Ramazan adına sahte belgelerle tarihinden önce H… Bank, A… ve İ…‘ndan kredi kartı alması eylemleri bakımından, sayılı TCK.nın yürürlüğe girmesinden önce kredi kartlarını alması, sayılı TCK.nın /1 madde ve fıkrasına uygun olup sonradan yürürlüğe giren sayılı ile karşılaştırma yapılarak lehe yasa tespit edilip sonucuna göre cezalandırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Sözü edilen sahte kredi kartlarının tarihinden sonra farklı tarihlerde kullanılması eylemi ise suç tarihleri gözetildiğinde sayılı TCK.nın /3, 43 maddelerine uygun bulunmaktadır.

Sanığın L.’ndan tarihinde Ramazan, tarihinde Murat, A…‘tan ise tarihinde Ramazan, tarihinde Müjdat adlarına ürettirdiği kartlarla ilgili olarak, kart başvuruları arasında geçen zaman aralığı ve başvuruların farklı kişiler adına yapılması gözetildiğinde aynı suç işleme kararından söz edilemeyeceği cihetle TCK.nın /2 maddesinin uygulaması açısından zincirleme suç hükümleri uygulanamayacağından ayrı suçların oluştuğu kabul edilmelidir.

Sanığın sahte belgelerle H… Bank’tan Ramazan adına ihtiyaç kredisi, D… Finansman A.Ş’den Müjdat adına araç kredisi çekmesi eylemleri; sahte kredi kartı düzenlenmesi ve kullanılması söz konusu olmadığından TCK.nın /1- j madde ve fıkrasında tanımlı nitelikli dolandırıcılık suçunu, sanığın kredi ve GSM hattı almak için sahte resmi belgeler sunması ise TCK.nın /1 maddesi gözetildiğinde aynı Yasanın /1 madde ve fıkrasında yazılı resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturmaktadır.

Açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:

1- Sanığın Türkiye İ… A.Ş. ye yönelik eylemleri ile ilgili olarak yapılan incelemede;

a- Ramazan adına sahte kart ürettirmesi ile ilgili olarak, sanığın tarihinde, Ramazan adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ve maaş bordrosu ile yaptığı kredi kartı başvurusu sonucu sahte kredi kartını tarihinde temin ettiği anlaşıldığından, eyleminin suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan sayılı TCK.nın /1 maddesinde tanımlı resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren sayılı TCK.nın /2 maddesine uygun bulunduğu gözetilerek, sayılı TCK.nın 7., sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, sayılı TCK.nın /1, 80 ve sayılı TCK.nın /2, 43 maddeleri uygulanarak sonuçları karşılaştırılmak suretiyle lehe yasa saptanarak hüküm kurulması gerekirken yazılı biçimde, Murat adına kredi kartı çıkarılması eylemi ile birlikte değerlendirilerek, zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

b- Murat adına sahte kart ürettirmesi ile ilgili olarak; sanığın, sayılı TCK. nın yürürlüğe girmesinden sonra tarihinde, Murat adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ve maaş bordrosu ile yaptığı kredi kartı başvurusu sonucu sahte kredi kartını temin ettiği anlaşıldığından, eyleminin kül halinde sayılı TCK.nın /2, 43 maddelerine uygun bulunduğu gözetilmeden yazılı biçimde, Ramazan adına kredi kartı çıkarılması eylemi ile birlikte değerlendirilerek, zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçu olarak kabulü,

c- Ramazan ve Murat adına düzenlenen sahte kredi kartlarını kullanarak menfaat temin etmesi ile ilgili olarak; sanığın Ramazan ve Murat adına üretilen sahte kartlarla farklı tarihlerde alışveriş yapıp, nakit çekim yapması eylemlerinin, mağdurun aynı olması nedeniyle zincirleme olarak TCK.nın /3 maddesine uyan kredi kartının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,

2- A… T.A.Ş’a yönelik eylemleri ile ilgili olarak yapılan incelemede;

a- Ramazan adına sahte kart ürettirmesi ile ilgili olarak; sanığın tarihinde, Ramazan adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile yaptığı kredi kartı başvurusu sonucu tarihinde içerik itibariyle sahte kredi kartı düzenletmesi eyleminin, sayılı TCK.nın /1 maddesinde tanımlanan resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren sayılı TCK.nın /2 maddesine uygun bulunduğu gözetilerek, sayılı TCK. nın 7., sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, sayılı TCK.nın /1, 80 ve sayılı TCK.nın /2, 43 maddeleri uygulanarak sonuçları karşılaştırılmak suretiyle lehe yasa saptanarak hüküm kurulması gerekirken yazılı biçimde,

Müjdat adına kredi kartı çıkarılması eylemi ile birlikte değerlendirilerek, zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

b- Müjdat adına sahte kart ürettirmesi ile ilgili olarak; sanığın Müjdat adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ve bordro ile yaptığı kredi kartı başvurusu sonucu tarihinde sahte kredi kartı düzenletmesi eyleminin, kül halinde sayılı TCK.nın /2, 43 maddelerine uygun bulunduğu gözetilmeden, yazılı biçimde, Ramazan adına kredi kartı çıkarılması eylemi ile birlikte değerlendirilerek, zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

c- Ramazan ve Müjdat adına düzenlenen sahte kredi kartlarını kullanarak menfaat temin etmesi ile ilgili olarak; sanığın Ramazan ve Müjdat adına düzenlenen aynı bankaya ait sahte kredi kartlarını farklı tarihlerde alışveriş ve nakit çekiminde kullanması eylemlerinin zincirleme olarak TCK.nın /3 maddesine uygun bulunduğunun gözetilmemesi,

3- V… yönelik eylemleri ile ilgili olarak yapılan incelemede;

Sanığın, Müjdat adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ve maaş bordrosu ile tarihinde imzaladığı sözleşmeye istinaden üretilen kredi kartını temin etmesi eyleminin kül halinde TCK.nın /2, 43 ve temin ettiği bu sahte kart ile tarihinde TL nakit para çekmesi eyleminin TCK.nın /3 maddelerindeki suçları oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

4- Y… K… Bankası A.Ş’ye yönelik eylemleri ile ilgili olarak yapılan incelemede; sanığın sahte nüfus cüzdanı ve maaş bordrolarıyla tarihinde Murat adına, tarihinde Müjdat adına yaptığı başvurular üzerine üretilen sahte kredi kartlarını temin ederek farklı tarihlerde kullanması eylemlerinin, başvurular arasında geçen zaman aralığı da dikkate alındığında kül halinde TCK.nın /2, 43 ve TCK.nın /3, 43 maddelerinde yazılı suçları oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

5- H… Bank A.Ş’ye yönelik eylemleri ile ilgili olarak yapılan incelemede;

Sanık hakkında H… Bank A.Ş’ye yönelik eylemleri nedeniyle Kars Cumhuriyet Başsavcılığınca ve tarihli iki ayrı iddianame düzenlendiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda tarihli iddianame ile açılan dava nedeniyle sanığın mahkumiyetine, tarihli iddianame ile açılan davanın reddine karar verildiği, sanık hakkında H… Bank

A.Ş ye yönelik eylemleri ile açılmış başka bir dava veya verilmiş başka bir karar bulunmadığı ve sahte kredi kartı ürettirip kullanmak eylemi ile sahte belgelerle ihtiyaç kredisi çekme eylemlerinin farklı suçlar oluşturduğu gözetildiğinde tebliğnamede yer alan ( 2 ) nolu görüşe iştirak edilmemiştir.

a- Sanığın, Ramazan adına nüfus müdürlüğünden aldığı sahte nüfus cüzdanı ve düzenlediği maaş bordrosu ile tarihinde H… Bank A.Ş’den TL ihtiyaç kredisi çekmesi eyleminin sayılı TCK.nın /1- j maddesinde tanımlı nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden sahte kredi kartı ürettirme ve sahte kartları kullanma eylemi ile birlikte zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçu olarak değerlendirilmesi,

b- Sanığın Ramazan adına düzenlediği sahte nüfus cüzdanı ile sayılı TCK.nın yürürlükte bulunduğu tarihinde yaptığı kredi kartı başvurusu sonucu sahte kredi kartını tarihinde aldığı, bu nedenle eyleminin suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan sayılı TCK.nın /1, suç tarihinden sonra tarihinde yürürlüğe giren sayılı TCK.nın /2 maddelerine uygun bulunduğu anlaşılmakla, sayılı TCK.nın 7., ve sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, sayılı TCK.nın /1, 80 ve sayılı TCK.nın /2, 43 maddeleri uygulanarak sonuçları karşılaştırılıp lehe yasanın tespiti ile hüküm kurulması gerekirken yazılı biçimde, H… Bank’a yönelik ihtiyaç kredisi çekmesi ile birlikte değerlendirilerek, zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

c- Sanığın Ramazan adına üretilen sahte kartla farklı tarihlerde alışveriş yapıp, nakit çekim yapması eylemlerinin zincirleme olarak TCK.nın /3 madde ve fıkrasında tanımlı suçu oluşturduğunun gözetilmemesi,

6- V… D… Tüketici Finansman A.Ş’ye yönelik eylemi ile ilgili olarak;

Mahkemece; V… D… Tüketici Finansman A.Ş’ye sanığın eylemi nedeniyle bir zararının olup olmadığını bildirmesi için yazılan müzekkereye verilen ve tarihli cevaplarda; sanık Tezcan’ın kendi adına yaptığı kredi başvurularının reddedildiği belirtilerek zararın olmadığı bildirilmiş ise de, sanık anılan kredi kurumundan sahte belgelerle Müjdat adına kredi çektiğinden, çekilen bu kredi nedeniyle bir zararın olup olmadığı, kredinin kısmen veya tamamen ödenip ödenmediği, kısmen ödeme halinde, sayılı TCK.nın /4 maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun rızasının bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

7- Resmi Belgede sahtecilik suçu ile ilgili olarak;

Sanığın, sahte belgelerle bankalara başvurup içerik itibariyle gerçeğe aykırı kredi kartı almasının, suçun mağdurunun kartı düzenleyen banka olması nedeniyle her banka yönünden, belgelerin aynı karar altında değişik tarihlerde düzenlenmesi halinde eylemin kül halinde TCK.nın /2,43 maddelerine uygun bulunduğu ancak, kredi kartı kullanılmadan, sahte belgelerle V… D… Tüketici Finansman A.Ş’den araç kredisi, H… Bank A.Ş’den ihtiyaç kredisi kullanması ve GSM hatları alması eylemlerinin ise; belge sayısı ve niteliği de gözetilerek, sahtecilik suçlarını oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde bankalar ve kredi kurumuna yönelik tüm eylemlerinde kullandığı sahte belgeler nedeniyle TCK.nın /1, 43 maddeleri uyarınca bir kez uygulama yapılması,

8- Uygulamaya göre;

a- Sanığın, sabıkasına esas mahkumiyeti ceza kararnamesi olduğu halde tüm mahkumiyet hükümlerinde TCK.nın maddesinin uygulanması,

b- TCK.nın /1-j maddesine uygun bulunan zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunda TCK.nın 3 61/1. maddeleri uyarınca takdir olunan adli para cezasına esas birim gün sayısı üzerinden TCK.nın maddesi uygulandıktan sonra, hükmolunacak miktarın suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde adli para cezasının TCK.nın maddesi ile arttırılmaması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken sayılı CMUK.nın maddesi gereğince BOZULMASINA, sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK ve /A Madde

  • Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu / Yasak Cihaz veya Programlar

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun tarih, / Esas, /65 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere;

” … sayılı Yasanın /1. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun yasadaki düzenleniş şekli gözönüne alındığında bileşik suç olarak düzenlenmediği görülmektedir. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu ile birlikte oluşabilecek diğer suçlara yasada öngörülen ceza miktarları da, bu suçun bileşik suç olarak düzenlenmediğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle, banka veya kredi kartının hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi durumunda oluşabilecek hırsızlık, yağma, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık gibi suçlar ile banka veya kredi kartlarını kötüye kullanma suçu arasında gerçek içtima kuralı uygulanarak fail her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılmalıdır…”.

Bu bilgiler ışığında olay günü ATM cihazından para çekmeye çalışan ve gözleri iyi görmeyen müştekinin yanına giden sanığın, yardım etme bahanesiyle ele geçirdiği müştekiye ait banka kartını, şifresini öğrendikten sonra el çabukluğu ile başka bir kart ile değiştirip, müştekiye diğer kartı vererek hırsızlık suçunu işlediği, akabinde bu kart ile ATM’den para çekmek suretiyle de sayılı Yasanın /1. maddesinde düzenlenen suçu işlediği ve bu suçtan ötürü açılan kamu davası bulunduğu anlaşılmakla, mahkemece zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulabileceği değerlendirilmiştir.

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- Sanığa atılı hırsızlık suçunun sayılı TCK’nın /1. maddesine temas ettiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,

2- sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin ( c ) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık N. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak ( BOZULMASINA ), tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır