pekmez bebeğe kaçıncı ayda verilir / Bebeklere Pekmez Kaçıncı Ayda Verilir?

Pekmez Bebeğe Kaçıncı Ayda Verilir

pekmez bebeğe kaçıncı ayda verilir

Bebek Pekmezi

Bebekler, günü doldurduktan sonra ek gıdaya geçiş zamanı gelmiş demektir. Ek gıdaya geçişte öncelikle bebeklerinizi sebze ve meyve püreleri ile tanıştırmanız yerinde olacaktır. Yoğurt da ek gıdalara başlangıç için ideal bir üründür. İnek sütü alerjisi olmayan bebeklerde yoğurtlar, pastörize edilmiş sütlerden mayalanmalıdır. Meyve ile sebze püreleri ve yoğurt her gün bir ara öğünde bir çay kaşığı kadar bebeğe verilmelidir. Anne sütünün terk edilmediği bu süreçte tahıllar da devreye girer. Özellikle pirinç, bebekler için çok yararlıdır ve glüten alerjisi olan bebekler tarafından rahatlıkla tüketilebilir. Kimyon, kuru nane ve tarçın ise bebeğinize şifa olacak baharatlardır ve bu baharatları bebeğiniz için hazırladığınız yoğurt, pilav, çorba ve çaylara minik miktarlarda katarak bebeğinize tükettirebilirsiniz. Ihlamur ve rezene çayı da ek gıdaya geçişte kullanabileceğiniz diğer besinlerdir.


günü doldurmuş bebeklerinizin asla yiyemeyeceği iki ürün ise tuz ve şekerdir. Yani bebeğiniz için hazırladığınız hiçbir yemeğin içine tuz atmamanız gerekir. Yine bebeklerinize sonradan şeker eklenmiş hiçbir gıdayı vermemelisiniz. Doğal olarak içinde şeker barındıran bal da ilk bir yıl bebeklerden uzak tutulmalıdır. Bu doğrultuda bebeklerde pekmez kullanımı anneleri endişelendirmektedir. Fakat pekmez, kan yapmayı destekleyici özelliği ve hastalıklara karşı vücudun direncini artırması nedeniyle hem yetişkinler hem de bebekler için çok yararlıdır. Bu yararları nedeni ile 6 aylık bebeğe pekmez verilmesinde bir sakınca yoktur. Burada önemli olan bebekler için pekmez alacaksanız bu ürünlerin ilave şeker içermemesine dikkat etmektir.

Bebek Pekmezi Çeşitleri


Tüm bebek ek gıda ürünlerinde olduğu gibi bebek pekmezi konusunda da annelerin yardımına Aşçı Anne koşuyor. Aşçı Anne’nin vakumlu kazan teknolojisi ile tamamen doğal malzemelerden hazırlanan üzüm ve dut bebek pekmezleri şeker içermez. Bebeğinizin muhallebilerine ve çaylarına gönül rahatlığı ile katabileceğiniz üzüm pekmezi, iştah açıcı ve kansızlık gidermeye yardımcı olan bir üründür. Bebeklere üzüm pekmezi vererek vücuttaki potasyum ve kalsiyum oranını yükseltmiş olursunuz.


Bebeklere dut pekmezi verecekseniz yine tercihiniz Aşçı Anne olsun. Aşçı Anne dut pekmezi, Artvin’de doğal koşullarda yetiştirilen dutlardan elde edilir ve düzenli kullanımda demir oranını artmasına destek olur. Bebeklere tahin ve pekmez bir arada da yedirilebilir. Aşçı Anne’nin yerli susamdan hijyenik koşullarda hazırladığı tahini pekmezlerle birlikte bebeğinize yedirebileceğiniz gibi keçi boynuzu özü ile de karıştırabilirsiniz. Dilerseniz keçi boynuzu pekmezini sulandırarak meyve suyu şeklinde bebeğinize içerebilirsiniz. Bebeklerde keçiboynuzu pekmezi ile nefes darlığı problemlerini ortadan kaldırarak B6 vitamini, fosfor, demir, potasyum ve kalsiyum minerallerini almalarını da sağlarsınız.


Bebek pekmezi kullanımda annelerin atlamaması gereken noktalar da bulunmaktadır. Pekmezler, direkt olarak bebeğe yedirilmez. Bebekler için pekmez kullanacaksanız yoğurt, püre, çay ya da muhallebilerine az miktarda katın. Ayrıca bebekler için özel üretilmiş dut ve üzüm pekmezi dışında başka bir pekmez çeşidini bebeğinize yedirmeniz sağlıklı olmaz. Keçi boynuzu pekmezi ve tahin ise 8 aydan küçük bebeklere tavsiye edilmez ancak pekmezler konusunda özellikle dikkat edilmesi gereken nokta, pekmezin asla pişirilmemesidir. Bebeğinizin soğumuş gıdalarına ekleyerek tüketmesini sağlayacağınız pekmez çeşitleri ile tahini bu kategorimizden sipariş edebilirsiniz.

PEKMEZ; ülkemizde bebeklik çağından itibaren yaygın kullanılan, geleneksel ve popüler bir gıdadır. Çoğunlukla üzüm kaynaklıdır. Ancak dut, keçi boynuzu(Harnıp), elma, incir, pancar ve son yıllarda şeker kamışı da pekmez yapımında kullanılmaktadır.

PEKMEZİN YARARLARI

Yüksek şeker içeriği nedeniyle iyi bir karbonhidrat ve enerji kaynağıdır. gram (10 yemek kaşığı) pekmez ortalama kalorilik enerji sağlar. ml (bir çay bardağı) süt 67 kalori,  aynı miktar meyve suyu ise kalori dolayındadır. Pekmez bu nedenle diyabetikler ve şişmanlar için uygun bir gıda değildir.

Ayrıca kalsiyum, demir, çinko, fosfor, magnezyum, potasyum gibi minarellerden de zengindir. gramında ortalama mg  kalsiyum bulunur. En önemli kalsiyum kaynağı sütün ml’sinde mg, aynı miktar yoğurtta , gram peynirde   mg, dondurma da ise 80 mg dolayında kalsiyum bulunmaktadır.

Pekmez, kansızlığın önlenmesi ve tedavisinde yer alan demirden de zengindir ve gramında 10 mg demir bulunur.   gr dana eti mg, aynı miktar koyu renkli hindi eti mg, tavuk eti ise mg demir içermektedir. Ayrıca içerdiği demirin kolay emilen (+2) değerli olması diğer bir avantajıdır.

Pekmezin çok iyi kaynak olduğu besin öğelerinden biri de kromdur. Bu element şeker dengesinin sağlanmasında önemli rol oynamaktadır.

Vitaminlerden çok zengin değildir. Özellikle B vitaminleri içerir.

 

ÖZETLE;

Bir günde iki yemek kaşığı (20 g) pekmez ile insan vücudu için çok değerli olan 2 mg demir,

80 mg kalsiyum ve 58 kalorilik enerji sağlanmış olur.

 

PEKMEZİN ZARARLARI

Pekmez yararlı olduğu ölçüde zararları da olan bir gıda. Kaynatma ve saklama süreçleri kanserojen maddelerin oluşumuna neden olmaktadır. Protein ve yüksek şeker içeren gıdaların ısıl işlemlere (kaynatma) tutulması ile oluşan esmerleşme MAİLLARD reaksiyonu olarak adlandırılmaktadır. Isıl işlem ile koyulaştırılan gıda maddelerinde bu reaksiyon sonucunda kanserojen özellikte hidroksimetilfurfural (HMF) oluşmaktadır.

RENK KOYULAŞTIKÇA HMF MİKTARI ARTMAKTADIR.

HMF, gıda maddelerinin kalitesi ve sağlık açısından büyük önem taşımaktadır.

Gıdanın kalitesi HMF miktarı ile değerlendirilmektedir.

Avrupa Birliği standartlarına göre; HMF limitleri bal için 40 mg/kg,  meyve suyu için 20 mg/kg , pekmez için 70 mg/kg olarak belirlenmiştir.

HMF pekmez dışında meyve suyu, reçel, marmelat, bal, kuru meyveler, şarap, bira gibi alkollü içeceklerde de bekleme süresinde oluşabilmektedir.

Protein (kazein, diğer proteinler) ve şeker (laktoz) içeriği yüksek olan 

  • Salep içeceği 
  • Kahve beyazlatıcısı  
  • Sütlü sıcak çikolata  
  • Çikolatalar 
  • Dondurmalar 
  • Meyve aromalı toz içecekler  
  • Süttozu, 
  • Peynir altı suyu tozu 

 

gibi ısıl işlem sonucu üretilen gıdalarda HMF’ nin oluşumu kaçınılmazdır ve birçok gıdanın HMF içeriği belirlenmemiştir. HMF kanserojen olmanın ötesinde, toksik (zehirleyici) özelliklere de sahiptir. Ayrıca  üst solunum yolu, göz, deri ve mukozalara da zarar verebilmektedir. Günümüzde bu zararlı etkilerin azaltılması için çeşitli üretim yöntemleri geliştirilmiştir. Özellikle kefir, ayran gibi mayalı içecekler, içerdikleri bakteriler nedeni ile, bu zararlı etkileri azaltıcı özelliktedir.

Vakum yöntemiyle üretilen pekmezin HMF içeriği 35 mg/kg gibi düşük düzeyde olup, açık kazan yöntemiyle (geleneksel) üretilen pekmezde bu değer  mg/kg’a kadar çıkabilmektedir. Kaynatma ve saklama süresinin uzaması miktarı artırmaktadır.

Tüm bu nedenlerle erişkinlerde günde yemek kaşığı pekmez sorun oluşturmazken, savuma sistemleri zayıf bebeklerde kullanılmamalıdır.

 

PEKMEZ BEBEK BESİNİ DEĞİLDİR !

 

 

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır