Giriş Tarihi: Son Güncelleme:
Bir durumun uygunluğunu belirtmek için kullanılan iyi kelimesi kısa ancak etkili bir kelimedir. İyi kelimesinin de zıt anlamlısı vardır. İşte, iyi kelimesinin zıt anlamı
İyi, Türkçe içerisinde genellikle sıfat olarak kullanılan bir kelimedir. İyi kelimesinin TDK'ya göre 9 farklı anlamı vardır. Bunlar:
Zıt anlamlı kelimeler konuşma içerisinde çoğu kez yardımcımız olurlar. Bir şeyin tam tersini anlatmamıza yarayan zıt anlamlı kelimelerden biri de iyi kelimesidir. İyi kelimesinin zıt anlamlısı hoşa gitmeyen, beğenilmeyen anlamında kullanılan kötü kelimesidir.
İyi kelimesi beğenilen bir durumu ifade ettiğinden aynı anlama gelecek benzer kelimeler kullanarak da aynı şeyi ifade edebilmek mümkündür. Ala, hoş, uygun kelimeleri de iyi kelimesine benzer ve aynı anlama gelebilecek kelimelerdir.
ARKADAŞINA GÖNDER
İyi Zıt Anlamlısı Nedir? İyi Kelimesinin Zıt Anlamlısı ve Cümle İçinde Kullanımı
İngilizce zıt anlamlı kelimeleri daha iyi kavramak için aşağıda yer alan, zıt anlamlı kelimelerin birlikte kullanıldığı cümle örneklerini inceleyiniz.
You will lose and I will win. (Sen kaybedeceksin ve ben kazanacağım.)
I like drinking hot tea and cold water. (Sıcak çay ve soğuk su içmeyi severim.)
Your answer was wrong and mine was right. (Senin cevabın yanlıştı ve benimki doğruydu.)
I wish I had big eyes and a small nose. (Keşke büyük gözlerim ve küçük bir burnum olsaydı.)
My love for her turned into hate suddenly. (Ona olan sevgim birdenbire nefrete dönüştü.)
I will leave the past behind and focus on the future. (Geçmişi geride bırakacağım ve geleceğe odaklanacağım.)
I want to be her friend but she sees me as an enemy. (Onun dostu olmak istiyorum ama o beni düşman olarak görüyor.)
I gave her everything and she gave me nothing. (Ben ona her şeyi verdim ve o bana hiçbir şey vermedi.)
Would you rather die with me or live without me? (Benimle ölmeyi mi seçerdin yoksa bensiz yaşamayı mı?)
I want to work less and earn more. (Daha az çalışıp daha çok kazanmak istiyorum.)
According to religion, good people go to heaven and bad ones go to hell. (Dine göre, iyi insanlar cennete gidiyor ve kötüler cehenneme gidiyor.)
I have a male cat and she has a female cat. (Benim bir erkek kedim var ve onun bir dişi kedisi var.)
She wanted to borrow my book but I refused to lend it. (Benim kitabımı ödünç almak istedi ama ben ödünç vermeyi reddettim.)
Buy a cheap bag if you can’t afford an expensive one. (Pahalı bir çantaya paran yetmiyorsa ucuz bir tane al.)
Don’t comb your hair when it’s wet, comb it when it’s dry. (Saçın ıslakken tarama, kuruyken tara.)
I want to buy but he doesn’t want to sell. (Ben satın almak istiyorum ama o satmak istemiyor.)
We did the same things and got different results. (Aynı şeyleri yaptık ve farklı sonuçlar aldık.)