aldatılmayı affeden kadın / Aldatan birini affetmemeniz için 7 sebep - Sabanur Kıraç

Aldatılmayı Affeden Kadın

aldatılmayı affeden kadın

Aldatılan Kadının Kılavuzu

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Aldatma, zor kapanan ama izi hep kalacak olan bir yaradır ve tam olarak iyileşmezse sürekli kanar. Nilgün de, kocası Levent’i affederken, "Bu yara hiç kapanmaz ama kızım için affetmem gerek" diye düşünmüştü.

Haberin Devamı

Aldatılmak bir kadın olarak gurunu kırmış, bir eş olarak güvenini yerle bir etmiş olsa da kararını bir anne olarak vermişti. Tüm bunlar yaşanmadan önce ne kadar da mutlulardı ya da o öyle sanıyordu. Gerçekten mutlu olsalar Levent onu aldatır mıydı? Bundan sonra ne olacaktı? Kocasına tekrar güvenebilecek miydi? Bir kere yapan yine yapar korkusuyla mı yaşayacaktı? Bu örnekteki gibi aldatılan çoğu kadın benzer bir kararsızlık yaşıyor ve sonunda da pişman olacağı bir karar verebiliyor. Oysa, aldatma krizini doğru yöneterek bu krizi zarar görmeden ya da en az zararla atlatmak mümkün…

HER ŞEY BİTTİ Mİ?

"Her şey bitti mi?" sorusunun cevabı sizin ve eşinizin her şeyin bitmesini isteyip istememenize bağlıdır. Bazıları için aldatma geri dönülmez bir yolken, bazıları için atlatılabilecek bir sorun, aşılabilecek bir engel olabilir. Kimi ilişkilerde aldatma ölümcül bir darbe, kimilerinde de ilişkiyi gözden geçirerek olumlu değişiklikler yapmayı sağlayan bir uyarı sinyali gibidir. Aldatma sonrasında yaşanacaklar, aldatmanın nedeniyle doğrudan ilişkilidir. Sadece cinsel nedenlerle bir kaçamak olarak yaşanan aldatma ile bir süredir devam eden duygusal bir aldatma ilişkisinin sonuçları farklı olacaktır. Aldatma sonrasında ya siz ilişkinizin sona ermesine karar verebilirsiniz ya da eşiniz zaten sona ermesini istediği için aldatmış olabilir.

Haberin Devamı

Aldatılan Kadının Kılavuzu

DEVAM ETMEK İÇİN…

Eşiniz pişman olmuş sizden af dilemiş, siz de bitirmek istemediğiniz için ilişkinize son vermemiş ama nasıl devam edebileceğinizi bilmediğiniz için endişeleniyor olabilirsiniz. Bu süreci daha kolay geçirebilmek için aşağıdaki sekiz adımlı kılavuzdan yararlanabilirsiniz.

1- İÇ SESİNİZİ DİNLEYİN

Aldatmayla ilgili bugüne kadar duyduğunuz her şeyi unutun. Aldatan-aldatılan, suç-ceza ikilemlerine düşmeyin. Aldatma hakkındaki tüm genellemeleri ve kalıpları bir kenara atın. Çünkü bunların koşullandırdığı duygular sizi hiç istemediğiniz yanlış kararlara yöneltebilir. Durumun sadece size ve ilişkinize özel olduğunu düşünün. İçinizden gelen sesi dinleyin ve hayatınızın bundan sonrasında ne yapmak istediğinize odaklanın.

Haberin Devamı

2- AFFEDİN VE UNUTUN

Bu söylendiği kadar kolay olmayabilir ama eşinizle birlikte devam etme kararını verdiğinize göre bunu siz de istiyorsunuz demektir. Yapılanı onaylamak anlamına gelmeyen ama yapılanın verdiği acıyı hafifletmek için gerekli olan affetmek, olup bitmiş ve değiştirilemeyecek olayların içinizi kemirmeye devam etmemesi için yapabileceğiniz en iyi şeydir. Affetmek, mutluluğunuz için eşinize vereceğiniz bir hediye olacaktır.

Aldatılan Kadının Kılavuzu

3- SUÇLAMAK YERİNE ANLAMAYA ÇALIŞIN

Aldatmayı bir suç, eşinizi bir suçlu, kendinizi de mağdur olarak görmeyin. Eşinizin bunu neden yaptığını anlamaya çalışın. Onun kendini ifade etmesine ve nedenlerini anlatmasına fırsat verin. Eşiniz de aldatmanın gerçek nedeninin ne olduğunun farkında olmayabilir ve bunları birlikte konuştuğunuzda farkına varabilir. Yolunuza nasıl devam edeceğinize karar vermek için her şeyi tüm ayrıntılarıyla konuşarak ilişkinizin büyük resmini ortaya çıkarın.

Haberin Devamı

4- NEDENLERİN VE SONUÇLARIN SORUMLULUĞUNU PAYLAŞIN

Aldatmanın nedenlerini tarafsız olarak değerlendirin ve kendi payınıza düşen sorumluluğu üstlenin. İlişkinizde yaşanan her şeye eşinizle karşılıklı etkileşiminizde, neden-sonuç ve etki-tepki süreçleri içinde, her ikinizin de dahil olduğunuzu unutmayın. İlişkinize başlarken, sorunlar yaşarken ya da mutluyken de hep iki kişiydiniz; ilişkinizi yönlendirme ve rotasını belirlemede de ortak sorumluluğa sahipsiniz.

5- YAPICI OLUN

İlişkinizdeki sorunları ve nedenleri belirlediğinize göre, artık sıra bunların değiştirilmesine ve düzeltilmesine geldi. Bunun için sizin eşinizden, onun da sizden beklentilerini açıkça konuşarak birbirinizin isteklerini ve değişmesini istediğiniz davranışlarınızı listeleyin. Sorunlarınızı çözüme kavuşturmak üzere bu beklentileri ve değişiklikleri yerine getirmek için yapıcı ve somut adımlar atın. Bu süreçte yapacağınız eleştirilerin de olumlu ve yapıcı olmasına dikkat edin.

Haberin Devamı

Aldatılan Kadının Kılavuzu

6- TEKRAR GÜVENİN

İlişkinizde aldatmanın en fazla etkilediği şey eşinize olan güveninizdir. Ona tekrar güvenmeniz elbette çok kolay ve kısa sürede olmayacaktır. Ancak “Bir kere yapan yine yapar” anlayışına takılı kalmadan eşinizin hatasından ders aldığını düşünerek ona tekrar güvenmek için çaba gösterin. Elbette burada asıl iş eşinize düşecek ve güveninizi tekrar kazanmak için çaba harcaması gerekecektir ama siz de yersiz şüphelere kapılmadan ve sürekli dedektiflik yapmadan eşinize bu konuda yardımcı olun.

7- CİNSEL YAŞAMINIZI İHMAL ETMEYİN

Mutlu bir ilişki, duygusal ve cinsel mutluluğun birlikteliğiyle mümkündür. Eşinizle duygusal sorunlarınızı çözmeyi bekleyerek cinsel yaşamınızı ihmal etmeyin. Aksi halde bir yeri yaparken bir yeri yıkabilirsiniz. Romantizm ve tutkuyla yaşayacağınız cinsellik, duygusal bağlılığınızı güçlendiren önemli bir faktör olarak ilişkinizdeki sorunların çözümüne de olumlu yansıyacaktır.

Haberin Devamı

8- EVLİLİK TERAPİSİ DESTEĞİ ALIN

Eşinizle ilişkinizi sürdürmek birlikte çıktığınız bu yolda ihtiyacınız olan ilk şey bunu yapmaya istekli olmanızdır. Yukarıdaki örnekteki gibi yalnızca çocuklarınız için istemeniz yeterli olmaz. Ancak bu isteğe sahip olduğunuz halde yaşadıklarınızın etkisini üzerinizden atamamış olabilir ve kendinizde yeniden başlama gücünü bulamayabilirsiniz. Böyle bir durumda, desteğe ihtiyacınız olacaktır ama bu desteğin nesnel ve tarafsız bir bakış açısıyla verilmesi önemlidir. Dolayısıyla eş, dost, akraba çevresi yerine, bu konuda uzman bir evlilik ve çift terapistinden destek alabilirsiniz.

#Aldatılan Kadın#Aldatılan Kadının Kılavuzu#Aldatma Nedenleri

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Formsante - Aldatılmayı Affettiniz Peki Ya Sonrası?

Formsante - Aldatılmayı Affettiniz Peki Ya Sonrası?

Aldatmayı Affettiniz Peki Ya Sonrası ?

Toplumuzda hem kadın hem de erkek tarafından aldatma sıklıkla yaşanan bir tablo. Aldatmanın sebebinin genellikle kişinin kendisiyle ilgili olduğunu söyleyen Psikolojik Gelişim ve Aile Çift Danışmanı Nur Meriç, aldatma ve sonrasıyla ilgili sorularımızı yanıtladı. Nur Meriç aldatılan kadının sorduğu ‘Ben ne yapacağım, bu ilişkiyi nasıl devam ettireceğim, tek başıma hayatla nasıl mücadele edeceğim, yalnız kalırsam ne yaparım?’ gibi sorulara yanıt verdi.

Erkek ve kadının aldatma nedenleri nelerdir? Arada farklar var mıdır?

Sağlıklı, güçlü aile bağlarının olduğu bir ortamda büyüyorsak kendimizi sevilen, güçlü, değerli, özgüvenli biri olarak hissediyoruz. Sevilen, değerli biri olduğumuz onaylanırsa, kendimizi daha rahat gerçekleştirmek, anlamlı bir hayat yaşamak için yetişkin olduğumuzda da bir hayat arkadaşına ihtiyaç duyuyoruz. Hayatımızı anlamlandırmak için partnerimizle kurduğumuz ilişkide tüm çabalarımıza rağmen ihtiyaçlarımızı karşılayamıyorsak,  sorunları çözemiyorsak  ilişkiyi bitirebiliyoruz.

Kaybetme, yalnız kalma, bağlanıp acı çekme gibi korkularımız varsa, özgüvenimiz de yerinde değilse ilişkimizden kolay kopamıyoruz. İhtiyaçlarımızı başka kişilerle karşılamaya çalışıyoruz veya bağlandığımız kişiye çok güvenmiyoruz ve o olmadığında yalnızlık hissetmemek için yedek insanlar arıyoruz. Çoğu zaman aldatma sebeplerimiz kendimizle ilgili, karşımızdakiyle ilgili değil. Aldatmanın altında yatan bir takım psikolojik sıkıntıları saymazsak da bütün bunları kötü bir niyetle yapmıyoruz. ‘…Ve  Mucizeydi Yaşamak’ kitabımda bunları bir takım formüllerle ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalıştım. İnsanlar temelde kendilerini gerçekleştirmek, sağlıklı bağlar kurmak, hayata ‘evet’ demek, etrafındaki insanlarla bir bütün olabilmek ve bütünün bir parçası olduğunu farklı bir ruhla deneyimlemek istiyor. Kişi bunları gerçekleştiremezse bunun yan ürünü olarak karşımıza aldatma, aldatılma çıkıyor. Aldatan insanlar da mutsuz. Biz, birinin yanında ne kadar içten, şeffaf ve kendimiz oluyorsak o kadar çok besleniyor ve mutlu oluyoruz.  Sonuçta toplumsal açıdan bakıldığında aldatma, sonuçta aldatana da aldatılana da zarar veriyor olsa da sıklıkla yaşananan bir durum.

Aldatmanın türlerini anlatabilir misiniz?

Toplumda zampara, çapkın olarak adlandırılan kişiler vardır. Bunlar tek kişiye sadık kalamayan, farklı partnerlere ve deneyimlere ihtiyaç duyan, tedavi edilmesi gereken seks ve tutku bağımlısı olan kişiliklerdir. Bazıları eşini artık istemediğinden evliliğini bitirmek ister. Eşini aldatmak onun için önemli değildir, sadece yalnız kalma fikrinden korktuğu için de yerine yedek birilerini bulmaya çalışır. İlişkide bir doyumsuzluk hisseden bazı kişiler de evinin eksiğini giderir gibi ilişkisinin eksiğini gidermeye çalışır. Cinsel, duygusal veya her iki yönü de güçlü olan ilişkiler yaşayabilir. Birlikte olduğu kişilere karşı sorumluluk hisseder. İlişkilerden birini tercih etmekte zorlanır. Evliliklerinden memnun, eşlerini sevdiklerini söyleyen fakat eşlerinin olmadığı bir ortamda ‘kaçamak’ olarak adlandırdıkları aldatmaları legalleştiren empatiden yoksun kişiler vardır. Kendisine yönelik bir aldatma olayına veya eşten gelen başka bir hatayı cezalandırmak için yapılan aldatmalar da vardır. Bunu fark ettirip intikam almak isteyenler olduğu gibi aldatmanın fark edilmesini istemeden gizli öç alanlar da vardır. Bu şekilde haksızlık cezalandırılıp, özgüven kazanmak amaçlanabilir.  

Aldatmaların bir kısmı da karşı tarafı kıskandırıp mevcut eşin ilgisini çekmek için gerçekleşir. Aldatma eylemini gerçekleştirdiği kişiyi önemsemez. Mevcut olan ilişkiyi bağlanmaktan korktuğu için sabote eden kişileri de görüyoruz. Karşı tarafın fazla sevgi, vakit, evlilik gibi bir bağ istemesinden korkarlar. Evliliğe, uzun birlikteliklere uygun olmadıklarını ispatlamaya çalışırlar. Aldatmanın fark edilmesi onlar için çok önemli olmayabilir. Kişi eşinden ilgi ve sevgi göremediğinde eşlerini sevseler de bu ihtiyaçlarını dışardan karşılayabilecek kendi kriterlerinin çok altında kişilerle bile eşini aldatabilir.  Böylelikle eşinden göremediği ilgiyi görüp, özgüvenini arttırmaya çalışıyordur. Aldatılan kişi de ilişkiyi değil,  gereksiz yere kendisindeki yetersizlikleri sorgular. İlişkiler monotonlaşmaya başladığında yeni bir insan, yeni bir beden, yaşanılan heyecan duygusu kişiye uzun zamandır unutmuş olduğu duyguları tattırabilir. Kişiler kendini beklenmedik bir anda derin duygu yoğunluğu içinde bulabilirler. Aşkını yaşayamazsa kendini feda etmiş hisseder. Aldatmış gibi hissetmez kendini, başka birine adar, bu duygusunu ‘aşk’ olarak yüceltir.

‘Benim kocam beni asla aldatmaz’ lafı sizce doğru mudur? Aldatma herkesin başına gelebilir mi?

Genellikle Türk kadınlarının inandığı ‘benim kocam aldatmaz’ söyleminin altında  büyük bir korku yatıyor. Kadınlar temelde kendi gücüne güvenmiyor, bir çoğu da hayatlarını sürdürecek şartlara sahip değiller. Kadın bu gerçekle karşılaşırsa ne yapacak? Kendisini bu ilişkiyi bitirecek kadar güçlü hissetmiyorsa gerçeği kabul etmiyor, görmezden geliyor, ‘benim kocam aldatmaz’ diyor.

Konu biz değilsek tüm erkeklerin eşlerini aldatabileceklerine inanıyoruz. Peki neden sıra kendimize gelince farklı oluyor?  Çünkü bunu çok acı verici bir gerçek olarak görüyoruz. Aldatıldığımız zaman karşımıza  ‘ben ne yapacağım, bu ilişkiyi nasıl devam ettireceğim, nasıl güvenmeye devam edeceğim, tek başıma hayatla nasıl mücadele edeceğim, yalnız kalırsam ne yaparım’ gibi sorular çıkıyor. Yeni kitabım Ve Mucizeydi Yaşamak’ta ‘Karşılaşmak istemediğimiz bir şeyle yüzleştiğimiz zaman neler yapıyoruz?’ diye sorarak, hayatımızdaki yok saymalar, çarpıtmalar, genellemeler gibi zihin oyunlarından bahsettim, çözüm örnekleri verdim. Özellikle Türkiye’de zemin, erkeğin aldatmasına  çok uygun. Erkeğin karısını aldatması öğrencinin kopya çekmesi gibi değerlendiriliyor. İstenmeyen bir durum olmasına rağmen ‘eşi bilmezse sorun yok, ufak bir yaramazlıktır’ algısı hakim. Bu açıdan bakıldığında etik değerlerle eğitilmemiş her erkek karısını aldatabilir. Genel olarak bakarsak kadın da erkek de aldatabilir. Aradaki farksa Türk kadını bunu övünç kaynağı olarak değil, bir vicdan azabı olarak taşıyor. Kadınlar aldatıldığında kırılıyor, daha çok içine kapanıyor, kendisini değersiz hissediyor. Erkeklerse kızgınlaşıyor dile bile getiremedikleri bu gerçek karşısında öfkeleniyor, saldırganlaşıyor,  özel alanlarına girilmiş, sahip oldukları ellerinden alınmış hissediyorlar. Erkek aldatılmayı onur, namus meselesi, kadının ahlaksızlığı olarak değerlendiriyor ve ‘İnsanların yüzüne nasıl bakarım,  namusumu temizlemeliyim?’ diye düşünebiliyor.  Böyle bir durumda kadın için sonuçlar daha çok ağır olabiliyor. Aldatılan erkek ya da yakınları kadını ölümle cezalandırırsa, katil mahkemede tahrik indirimi bile alabiliyor. Ne yazık ki aldatma olayında kadın ve erkek arasında çifte standartlar var. Toplum erkeğe karşı pozitif bir ayrımcılık yapıyor.

Aldatmanın oluşması için ille de cinsellik olması gerekir mi?

Burada verilen anlam çok önemli. Kadınlar derin yapıdaki duygusal bağlanmayı aldatma olarak değerlendirirken erkek için cinsel birleşme aldatma olabiliyor. Çünkü kadınlar duygulara, duyguların paylaşılmasına öncelik verirken erkek cinsel birlikteliği tehdit görebiliyor. Kadın ruhu, duyguyu paylaşmak istemezken erkek bedeni paylaşmak istemiyor. Kadın için ruh önemliyken erkek için beden önemli.

İnternet aldatmayı kolaylaştırdı mı?

Birlikteliklerde paylaşımlar ve paylaşımın kalitesi azaldıkça ilişkiden beslenemeyen bireyler cep telefonları, bilgisayarlar aracılığıyla yeni bağlar kurmaya çalışıyorlar. Sanal ortamlarda daha özgür oluyor ve istediği kimliği sergileyebiliyorlar. Bu kimliklerle onay, kabul, sevgi ve değer gördüğünde, kendini daha iyi hissediyor ve bu duyguların yarattığı hazza bağımlılık oluşturuyor. Bu paylaşımları gerçekleştirdikleri kişilerle reel bağlar kurmaya çalışıyorlar. İlk evrelerde tanımadığı biriyle kelimelerle ilişki aldatma olarak görülmüyor. İlerleyen evrelerde durumun aldatılan tarafından bir şekilde fark edilmesi veya kişinin bu duygudan kendini kurtaramaması ciddi sıkıntılara neden olabiliyor.

Aldatıldığından şüphelenen kadın nelere dikkat etmeli?

Aldatıldığından şüphelenen kadın öncelikle kendisiyle iletişime geçmelidir. Kendisinin ve çevresinin farkettiği aşırı şüpheci bir kişiliğe sahip mi? Kuşku ve kötüye kullanılma şeması olan aşırı güvensiz kişiler 'öküz altında buzağı aramak’ atasözündeki gibi paranoyalar kurabilme eğilimindedir. Böyle bir durumun farkındaysa kanıt prosedürleri neler, aksini ispatlayan kanıtlar var mı?Yani yanılıyorsa yanılma gerekçelerini, eminse emin olma gerekçelerini biliyor olmalı. Her uzaklaşma, yabancılaşma, paylaşım azlığı aldatılma olarak değerlendirilmemeli ama ilişkide bir kopuş olduğu kesindir.

İletişimin azalması, eve geç gelme, sorumluluklarla ve evdeki oluşumlarla ilgilenmeme, yanınızda depresif olması, zevklerinde değişiklik, telefondaki konuşmaları gizleme ve gelen mesajları silme, evde kapıları kapalı tutmaya başlaması, bilgisayar başında fazla kalması, dalıp gitmeler, gelecekle ilgili konuşmak istememeler, beraber, aynı zamalarda yatmaktan kaçınmak, uykusuzluk, kendine aşırı özen gösterme, zamanını eskiye göre daha çok ayna karşısında geçirmesi, sevgi sözcüklerini azaltması, sizin sevgi söylemlerinizden de rahatsızlık duyması, sizi ya da ilişkinizi başkalarıyla kıyaslaması dikkate alınması gereken bir durumdur.

Aldatılan kadın neler hisseder? Neler yaşar?

Yoğun bir hayal kırıklığı, derin bir travma, ciddi psikolojik sıkıntılar yaşayabilir. Kişinin ilişkisindeki bağları kişi açısından anlam gücü olarak çok kuvvetliyse ilişki birden anlamsızlaşır. Hayat da anlamsızlaşır, yaşam motivasyonu zayıflar ve kişi büyük bir boşluğa düşer. En yoğun hissedilen duygu öfkedir. Karşı tarafın bunu neden yaptığını sorgular, kendisinde de suç arar, ilişkide neyin eksik olduğunu, neyi yanlış yaptığını anlamlandırmaya çalışır. Kendisini değersiz görmeye başlar. Kendine, çevreye ve hayata karşı güveni azalmıştır. Bir bitiş ve ölümdür yaşadıkları. İyi bir onarım yeni bir başlangıç, farklı yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Bazen aldatılan kadın ilişkiden vazgeçemediğinde bu ilişkiye olan bağımlılık, durumu görmezden gelmesine neden olur. Ancak kabullenilemeyen bu durumla yüzleşmeyi reddeden kadın ilerki süreçlerde sık sık bu durumu yüzüne vurur ve karşı tarafın canını acıtmaya çalışır. Kendisinin de partnerinin de hayat kalitesini azaltır.

Aldatılan kişiye toplumun, yakın çevresinin davranışları nasıl olur?

Toplumun davranışları kadına ve erkeğe göre farklılıklar sergilemektedir. Erkeğe daha hoşgörülü yaklaşılırken, kadına çok daha tepkisel olabiliyor. Erkeğin aldatmasında geleneksel ailelerde kadına yuvanı koru şeklinde yapılan baskı, bazen boşan dayatmasına da dönebiliyor.

Aldatmadan sonra ilişki bitmeli mi?

Güçlü ve anlamlı bir ilişkide en önemli ilke sadakatle bağlılık ve adanmışılıktır. Aldatmanın yarattığı etki bazen ilişkiyi zayıflatırken, bazen de tamamen çökmesine neden olur. Artık bir şeyler değişmiştir. Değişen bu duruma nasıl yaklaşılacak. İşte bu anlamda mutlaka iyi ve deneyimli bir danışmana, terapiste gidilerek uzman yardımı alınmalıdır. Ben böyle vakalarda onarıcı terapi dediğim bir çalışma yapıyorum. Kitabımda da bahsettiğim onarıcı terapi ile iki tarafta istediği ve çaba sarf ettiği takdirde  eski sistemden daha iyi yeni bir sistemin kurulması mümkün olabildiği gibi kopması gereken bir ilişkide de sağlıklı kopuşlar sağlanabiliyor. Varsa çocuklarında bu durumdan olumsuz etkilenmemesi  için çalışmalar yapılıyor. Bir bayan danışanım eşi tarafından aldatılmış. Aldatan eş çok pişman, fakat eşine pişmanlığını ifade etme, aldatma olayının sorumluluğunu alma, telafi etme ve onarma için faydalı girişimlerde bulunamamış. 6 aydır birlikte olmalarına rağmen birbirlerine yabancılaşmış ve kopmuş bir şekilde ayrılma kararı almışlar. İkisinin de hayatlarındaki en önemli kişi şu sıralar yoğun bir şekilde ergenlik problemi yaşayan 14 yaşındaki çocuklarıydı, onun bu ayrılık kararından olumsuz etkileneceğini düşünüyorlardı.. Nasıl tanıştıklarını, ilişkilerinin ilk başından bu güne birbirlerinde gördükleri olumlu tarafları, birlikte yaşadıkları olumsuz olayların zamanla onları nasıl geliştirdiğini, birbirlerine katkılarını, güzel ve anlamlı anıları yazmalarını istedim. Görüşmede bunları birbiriyle paylaştılar. Bu olay olmadan önce onlar için ilişkilerinin güçlü anlamları neydi sorgulamalarla bunları fark ettiler. İkisi için de aile birlikteliği çocukları için özveride bulunmak vb. bütün bu güçlü anlam dinamikleri kutsaldı. Geçmişteki olumlu, olumsuz anıların kişiye, ilişkiye kattığı güçlü değerleri gördüklerinde çiftlerin daha fazla çabaladıklarını fark ettim. Aralarında yoğun anlam dolu geçmiş deneyimler anımsandıkça sevgi bağı güçlendi. Büyük bir travma görse de ilişki, büyük anlamlar taşıyorsa kolay kolay bitmesi söz konusu değil. İster erkek olsun, ister kadın olsun, her aldatan aslında acı çeker ve kendini savunma mekanizmaları ile avutur. Aldatan kişi pişmanlığını, üzgünlüğünü doğru ifade ettiğinde, aldatılan eş de empatiyle bağışlamanın hoşgörünün alçaltıcı değil, çok değerli ve yüce bir tutum olduğunu farkettiğinde olumlu bir adım atılmış olur ve yuvaları kurtulur. Geçmişte aldatmayı hazırlayan etkenler farkedilip değiştirilirse yeni tutum ve yaklaşımlarla beklentileri göz önünde bulundurarak  farklı güçlü anlamlı ilişkinin inşa edilmesini sağlanabilir. Acı deneyime bir tecrübe, büyüme ve olgunlaşma için bir fırsata, suçluluğu daha doğru davaranışlara, bitişleri de yeni başlangıçlara çevirebiliriz. Terapi ile travmaların etkilerini onarabilir, daha mutlu aileler ve ilişkiler kurabilir, birilerinin aracılığıyla hayatla bağlı olmanın, bir ailenin parçası olduğumuzu hissetmenin hem ilişkilerimize hem de hayatlarımıza güçlü anlamlar kattığını fark edebiliriz.

İlişkinin bitmesi gerekiyorsa nasıl olmalı?

Doğru başlasa da yanlış giden her şeye rağmen düzeltilemeyen bir ilişki kadın erkek ve çevresindeki herkes için can acıtıcı olabilir. Yaşam kalitesini aşağıya çeker hatta yaşama isteğini bile elinden alabilir. Yaşananlar bu denli anlamsız geldiğinde şık bir gidiş gerekir. Ve Mucizeydi Yaşamak her ne kadar ilişkiler için yazılmış bir kitap olmasa “Şık Gidişler” aslında benim kitabımda bahsettiğim bir konu.  Ayrılıkların nasıl olması gerektiğini anlattığım, kavga gürültüye girmeden, ceketini alıp gitmek gibi olmalı ayrılıklar. Söylenmesi gereken her şey söylenmiş, olması gereken her şey olmuştur. Yaşanılanlar yaşanması gerektiği için yaşanmıştır ve gereken ders alınmıştır. Ve her şey için teşekkür ederek veda edilmelidir. Gidişler de başlangıçlar gibi iyi hatırlanabilmelidir. Kimsenin kimse üzerinde hakkı kalmasın diye  helalleşmeli ve öyle vedalaşmalı.

Aldatmadan sonra kadının eşine güven duygusu nasıl yerine gelir? Burada erkeğe düşen görevler neler? Güven inşa etme esnasında kadın nasıl davranmalı?

Güven kaybedilebildiği gibi kazanılabilir de. Sadece kaybedilen güvenin kazanılması biraz zaman alır. Bu zamanı kısaltmak için kişiye göre önerilerde bulunuyoruz. Şeffaflık en önemli etkendir. Açık olmak kişi açısından risk ve korku oluşturuyorsa bunları bertaraf etmeye çalışıyoruz. İlk zamanlar aldatılan kişi çok hassas ve kuşkucu olabilir. Aldatan eş bunu normal karşılayıp önerilen onarma girişimlerine devam etmelidir. Bu konunun terapi dışında açılmaması konusunda çiftlerle anlaşma yapıyoruz. Terapi odasında güvensizlik duygusunu eşinin yardımıyla nasıl aşacağını çalışıyoruz.

Bir aldatma olayı yaşanmış olmasına rağmen güçlü bir ilişki kurulabilir mi?

Başarılı bir onarma terapisi ile güçlü bir ilişki yeniden inşa edilebilir. Sorgulamalarla öz farkındalık arttırılarak ilişkiyi tehlikeye atan riskler, tehditler ilişki içindeki zayıf taraflar tespit edilip dönüştürülebilir. Eşler derin sevgi bağlarıyla ilişkiye kendilerini adamalı. Beklentilerini, ilişkinin anlamını net bir şekilde ifade etmeliler. Karşı tarafın kazanmasını sağlayarak kazanmanın sevdiklerini mutlu ederek mutlu olmanın yaratacağı anlamı keşfetmeliler. Birbirlerini, kendilerini gerçekleştirmesine engel olmadan karşılıklı hayatlarını zenginleştirip, yeni deneyimlerden ilham alarak hayata daha sıkı sarılmalılar. Birlikteliklerinin hayatlarını anlamlandırmak, birbirlerini mutlu etmek için bir oyun alanı olduğunu farketmeliler. Birlikte daha fazla ve kaliteli zaman geçirmeli, sinema, tiyatroya, romantik akşam yemeklerine gitmeliler. Empati içeren verilmli sohbetler aracılığı ile birbirlerini daha iyi tanımalılar. Sorunlarını doğru tanımlamalılar. İki kişinin de kazançlı çıkacağı çözümler üretmeliler. Biz olmanın anlamını güçlendirmeliler.


              Aldatma evlilik birliğini tehdit etse de aldatılan eşin tek acısı evliliğini ve eşini kaybetme acısı değildir. Bunun yanı sıra asıl acı, ilişkisel bağın (ruhsal bağ) zedelenmesi ve ilişkideki kendiliğin yaralanmasının verdiği acıdır.

             Aldatma ilişkilerin en önemli bitme sebebi olsa da evliliğin aldatmanın verdiği acı ile tepkisel bir şekilde bitirilmesi sağlıklı değildir. Evliliğin bu şekilde sona ermesi aldatılan eşte travmatik bir güvensizlik ve geçmeyen bir öfke bırakır. Aldatan eşte ise yoğun bir suçluluk ve pişmanlık hissi bırakır. Her iki eşin bu noktalara saplanıp kalmasına ve bunları sonraki ilişkilerine taşımalarına sebep olur.

            Aldatma bir evlilikte çözülmesi mümkün olan ve çözülmesi gereken derin evlilik sorunlarının ya da bireysel sorunların bir sonucu olabilir. Bu anlamda aldatmaya (evlilik dışı ilişki) hayatın içinde olmaması gereken bir şey olarak bakmak aldatılan eşin o anki acısını azaltsa da sağlıklı bir değerlendirme değildir. Bu yaklaşım genellikle çifti evlilikleri hakkında yanlış kararlar almaya sevk eder.

              İlişkinin geleceği ile ilgili bir karar vermeden önce derinlerdeki evlilik ve kişilik sorunlarının anlaşılıp analiz edilmesi gerekir. Kişinin sevdiği birinden aldatmayı anlamlandırmadan, muhasebesini yapmadan ayrılması suçluluk, pişmanlık ve hayat akışının durması gibi sorunları da beraberinde getirir.

Aldatma Sonrası Eşler Ne Yapmalı?

Aldatma gerçeği ile karşılaşınca her iki eşte aldatma gerçeğini kabul etmeli, ardından aldatmanın en önemli evlilik krizlerinden biri olduğunu bilerek ilişkiye daha fazla zarar vermemek için tepkisel davranışlardan ve ani kararlardan kaçınmalıdır.

            Bir çift olarak bu krizi en iyi bir şekilde yönetmek ilişkisel travmanın acısı ile baş etmek çift arasındaki duygusal çalkantı ve gerilimi stabilize hale getirebilmek için evlilik terapistinden destek almalıdırlar.

            Aldatma travmasında eşler acı azaltılmadan ve aldatma sebepleri anlaşılıp değerlendirilmeden evlilikleri ile ilgili devam ya da bitirme kararı almamalıdırlar.

            Aldatma evliliğin varlığını tehdit eden acı verici bir süreç olduğundan aldatılan eş acının verdiği etkiyle öç alma, acı çektirme gibi reaktif davranışlarda bulunmamalıdır. Çiftler aldatma travması çözüldükten sonra evliliklerini bitirmek ya da devam ettirmek konusunda daha sağlıklı kararlar verebileceklerini bilmelidirler.

            Çiftler aldatma sonrası duygusal çalkantı ve gel gitlerle baş etmek, güven bunalımını yönetmek ve travmanın iyileşmesi gibi zor ve çetin meselelerin hemen hemen her zaman bir evlilik terapistinin rehberliğine ihtiyaç duyduğunu bilmelidir.

            Evlilik terapistiniz size aldatama sonrası çift terapisinde adım adım bir yol haritası sunacak ve bunu takip edecektir.

            Evlilik terapisti ölüm, yas kadar acı verici olan bu durumun evliliğinizi nasıl bir savunmasızlığa ittiğini bilerek ilişkinizin daha fazla zarar görmemesi için gereken düzenlemeleri yapacaktır.

Aldatma sonrası evlilik terapisinde terapist İlk önce çiftin evliliklerini kurtarma motivasyonlarının olup olmadığını belirleyecektir. Çünkü her iki taraf ta evliliğini kurtarmak isteyip bunun için sorumluluk alarak çabalarsa evlilik ayakta kalabilir.

            Aldatma sonrası tedavide evlilik terapistiniz evlilik krizini en iyi şekilde yönetmenizi sağlayacaktır. Acı verici duyguları yönetme, acıyı azaltma ve çift üyelerinden her bir eşin ne yapmaları gerektiği konusunda sizi ayrı ayrı donatacak gerekirse bunları sağlamak üzere bireysel seanslar düzenleyecektir. Aldatma sonrası terapide evlilik terapisti aldatmanın kişide yarattığı acı verici duyguları ele alarak çift arasındaki gerginliği ve tedirginliği azaltır. İlişkinin geleceği konusunda en iyi kararı vermenizde size rehberlik eder.

            Çift aldatma sonrası evlilik terapisinde evlilik terapistinin rehberliğinde ilerleyerek sorumluluk alma, dürüstlük ve güven duygusunun yeniden inşa edilmesi yönünde ilerlemeye başlar. Çift birleşik seanslarda aldatmanın kendileri ve evlilik ilişkileri için ne anlama geldiğini aynı şeyin bir daha yaşanmaması için bundan ne gibi dersler çıkarabileceklerini anlamaya başlar. Çift aldatma sonrası evlilik terapisi seanslarında ilişkilerini yeniden yapılandırma, var olan evlilik problemlerini çözme, yakın iletişime girme, barışma ve iyileşme yönünde yol almaya başlar. Aldatma sonrası evlilik terapisinde eşler ihanete bir daha yakalanmamak için  gereksinimlerini ve standartlarını birbirlerine açıklama ve birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için karşılıklı duyarlılık içinde çabalamaları gerektiğini öğrenirler.

            Aldatma sonrasında aldatılan eşler bazen konuyu kafalarının içinde evirip çevirerek kendini suçlar. “Ben doğru adım atamadım”, “evliliğimi yönetemedim”, “yeterince iyi değilim”, “ona bu kadar fedakar davranmamalıydım” “ o kişi benden daha iyi performans göstermiş olmalı” vb. yine de bütün bu kendini suçlamalara rağmen eşinin aldatmaması gerektiği gerçeği kafasında hiç değişmeden durur. Halbuki aldatan eş bunu yapmaması gerektiğini biliyordur. Bu nedenle kendini suçlamamalıdır. Bu suçu yüklenmek aldatma travmasının yükünü artırır ve aldatma sonrası nasıl ilerleyeceğini belirlemede ayağına takılır.

            Aldatma sonrası tedavisinde çok sık karşılaştığım ve iyileşmeyi en çok etkileyen faktörlerden biri aldatılan eşin evliliğini kurtarmak istemesine rağmen aldatma gerçeğini kabul edip onunla yüzleşme konusunda yaşadığı ikilemdir. Bu ikilem aldatan eşin güven verici davranışlara ve ilişkiyi kurtarma çabalarına rağmen aldatılan eşin eşini sürekli suçlamasına ve her fırsatta onu didikleyip başının etini yemesine neden olur. Bu durum diğer eşin motivasyonunu bozar. Hatta zaman zaman umutsuzluğa kapılmasına neden olur ve giderek ilişkinin kötüleşmesine hizmet eder.

            Aldatma sonrası evlilik terapilerinde çok sık karşılaştığım ve iyileşmeyi zorlaştıran şeylerden biri de aldatan eşin eşinin acısına empati göstermedeki başarısızlığı yada isteksizliğidir. Aldatma sonrası aldatan eş aldatmayı konuşmaktan çekinir. Konuşunca her şeyin daha da kötü olacağını düşünür. Biran önce her şeyin yoluna girip evliliğinin eskisi gibi olmasını ister. Ancak bunun bu kadar çabuk olması mümkün değildir. Aldatan eş eşini yeniden kazanmak ve evliliğini kurtarmak istiyorsa karşısında bir yaralı olduğunu yaranın iyileşmesi için empati, güvenli ortam ve zamana ihtiyaç olduğunu bilmelidir. Aldatan eş sorumluluk alıp eşiyle içten bir diyaloğa girmeden, travmanın acısı anlaşılmadan güvenin gelişmeyeceğini bilmelidir ve bu doğrultuda gerekeni yapmaya hazır olmalıdır. Aldatılan eş ise evliliğini kurtarmak istiyorsa bütün acısına ve güvensizliğine rağmen aldatan eşin sorumlu ve güven verici davranışlarına kucak açmalıdır.

Aldatma Sonrası Aldatan Eş Ateşten Bir Çemberden Geçer.

Aldatma sonrası aldatan eş iki acı gerçekle yüz yüze gelir.

1.      Hayatında nelerin kendisi için önemli olduğunu algılaması ve bunları yitirmenin nasıl bir şey olduğunu anlamak

2.      Yaşamındaki önceliklerin sıralamasının değiştirmesi gerektiğinin farkına varmak

            Aldatma ortaya çıktığında aldatan eş eşine gerçekten değer veriyorsa eşinin kapıdan çıkıp gitmesi gerçeği ile yüzleşince son derece duyarlı, kırılgan ve öğrenmeye açık olacaktır. Eğer eşini tekrar geri istiyorsa davranışlarını düzeltir. Eşini ve ailesini yitirme gerçeği ile karşı karşıya gelmek onun için uç bir deneyim olmuştur. Bu durumda eşini tekrar geri kazanmak için eşinin kendisinden istediklerinin çoğunu yapar.

            Eşini kaybetmemek için onun gereksinimlerini yerine getirir. Güvenini tekrar kazanmak için elinden geleni yapar. Sorumluluk alır, verdiği sözlerde durur, tutarlı davranır. Gecikeceği zaman haber verir. Hatta aldatma travmasını atlatmada bir evlilik terapistinden bir çift olarak destek almayı faydalı bulur. Eşinizin samimiyetini  sezersiniz.

            Aldatma sonrası aldatan eş sorguya çekilmekten eşinin öfkesini izlemek ve ona yaklaşamamak ve eşle birlikte bir evlilik terapistinin önüne oturup bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökmekten hiçte hoşlanmaz. Ancak eşine değer veriyorsa evliliğini kurtarmak istiyorsa her şeye rağmen eşinin güvenini kazanıp kalbine girebilmek için bunları yapması gerektiğini  bilir ve bunları yapar. Bu sorunda eşin güvenini kazanmaya ve onunla birlikte yürümeye istekli olur.

             Aldatmadan sonra kuşkulanmamak güvenmek ve zamanla bağışlamak hiçte kolay olmamakla birlikte mümkündür. Aldatma her zaman boşanma nedeni değildir. Çift sorunlarıyla yüzleşip aldatma nedenleri ortaya çıkarılıp çözümlenirse çift gerçekten birbirlerinin dünyalarına ulaşabilirlerse ilişkileri eskisinden daha da yakın daha da derin bir ilişkiye dönüşebilir.

Shu. Güldane KAVGACI
Aile ve Evlilik Danışmanı & Cinsel Danışman

Blog

O halde aldatma;

Çiftler arasındaki ilişkinin  işlevsizleşen ve tatmin etmeyen yönleri üzerine düşünmeyi sağlayan bir durum olarak görülebilir mi?  

Eğer öyleyse, aldatmanın ilişkiler üzerindeki yapıcı etkisinden söz edebilir miyiz?

Bu soruyu cevaplamak için öncelikle, bir evlilik ilişkisinin temelinde yatan dinamiklerin neler olduğuna bakmamız faydalı olacaktır. Evlilikler güven ve dayanışma ilişkisi üzerine kuruludur. Evlilikleri sürekli bir haz ve heyecan arayışından ziyade iki kişinin paylaştığı güven, sevgi ve şefkat hislerinin sonucunda oluşan duygusal tatminle süren beraberlikler olarak değerlendirebiliriz. Bir çift evlenirken “iyi ve kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta” birlikte olmak için güven, sevgi, şefkat ve dayanışmanın olduğu ilişkilerini bir ömür boyu sürdüreceklerine dair söz verirler. Dolayısıyla hiç kimse yalnızca bir süreliğine hissettiği seks arzusu, cinsel heyecan ya da gelip geçici hisler için evlilik kararı almaz. Evlilik yaşantısında sayesinde güven ve doyuma ulaşan temel arzular ve ihtiyaçların karşılanması ile kişi belirli bir rutine girer. Bazen bu rutin çiftlerin ilişkilerinden sıkılmalarına, farklı heyecanlar aramalarına ya da zamanla birbirlerine gösterdikleri başta cinsel arzu olmak üzere sevgi, ilgi ve şefkatin azalmasına yol açar.

Yapımcılığını Ferzan Özpetek’in üstlendiği “Cebimdeki Yabancı” filminin karakterleri, bizi evliliğin, çift ilişkilerinin ve aldatmanın farklı yüzleriyle tanıştırıyor. Kimi zaman cinsel heyecan arayışı, kimi zamansa karşı taraftan beklenen ancak karşılanmayan ilgi ve sevgi eksikliği sadakatsizliğe neden olur. Film boyunca çiftler bir oyun oynarlar. Bu oyunun tek bir kuralı vardır: Bir gece boyunca cep telefonlarına gelen her aramayı yanıtlamak ve mesajı sesli okumak. Cep telefonları özel hayatlarının kara kutusu haline dönüşmesine rağmen birbirlerinden gizledikleri hiçbir şeyin olmadığını iddia eden çiftler oyunu oynamaya başlarlar. Böyle bir oyun fikri başlangıçta eğlenceli gelse de ilişkilerinde konuşulmayan, paylaşılmayan ve belki de hiçbir sorun yokmuş gibi geçiştirilen her ne varsa kurcalamak ve hatta ilişkiyi bozmak demek olacaktır. Nitekim olaylar silsilesi ile yanıtlanan telefonlar ve okunan mesajlar, verilmiş olan sadakat taahhüdünü sarsar. Bunun sonucunda çiftlerin arasında gizli bırakılmış ve sanki üzerine konuşulmama sözü verilmiş küçük sırlar ortaya dökülür ve ilişkilerindeki temel problemler su yüzüne çıkar.

Tıpkı filmdeki gibi, bir kişiyi yasak bir aşk ilişkisi yaşamaya iten sayısız sebep olabilir. Aldatan kişinin patolojisi, cinsel yaşantıdaki yetersizlikler ve evlilik içindeki sevgi, şefkat ve ilgi eksikliği gibi karşılanmayan duygusal ihtiyaçlar başlıca sebepler arasındadır. Örneğin, eşine karşı öfkeli davranan ve aşağılayan biri, eşinin ihtiyaç duyduğu sevgi ve şefkati farklı bir ilişkide aramaya başlamasına sebep olabilir. Filmdeki karakterlerden biri benzer şekilde evliliğindeki ilgi, sevgi ve şefkat eksikliklerini, bir yabancıyla mesajlaşarak duyduğu heyecan ve kendisine gösterilen ilgiyle kapatmaya çalışır. Gerçek hayatta ise seks bağımlılığı ve karşı cins ile yakınlaşma korkusu sadakatsizliğe yol açan en yaygın nedenler arasındadır.  

Aldatmayı asıl sorun olarak ele almak yetersiz bir yaklaşımdır. Aslında sorun ilişkinin kendisindedir. Aldatmayı bir çiftin ilişkisinde birtakım problemlere ve eksikliklere işaret etmesi sebebiyle çok yönlü bir konu olarak ele almamız gerekir. Ancak genellikle aldatan kişilerin eşlerini aldatmalarına yol açan nedenlerin keşfedilmesine ihtiyaç dahi duyulmaz ve yasak ilişkilerin evlilikler üzerindeki travmatik etkileri üzerine yoğunlaşılır. İnsanlar bir ilişki içerisinde aldatmaya neden olan farklı dinamikleri hesaba katmaktan çoğu zaman uzak dururlar. Oysa aldatmanın yalnızca yol açtığı hasarlara bakmak oldukça faydasızdır. Tabii ki aldatılma, kişilerin duygusal yıkım yaşamalarına ve değersiz hissetmelerine sebep olan oldukça acı verici bir deneyimdir. Ancak sadece bu perspektiften aldatmayı ele almak ilişkilere bir yarar sağlamaz. Eğer çiftler sadakatsizliğe daha anlayışlı ve daha az yıkıcı yaklaşmayı başarabilirlerse, ilişkilerini örseleyen dinamikleri keşfedebilirler ve ilişkilerini kurtarabilirler.

Uzun süreli ilişkilerde bağlılık, çiftlerin birbirlerine gösterdikleri esneklik, sabır ve acılara direnebilmeleri sayesinde oluşur. Günümüz ilişkilerinde çiftler birbirleri üzerinde çeşitli haklar iddia ederek, ilişkilerini neredeyse tüketirler. Bir evliliğin sağlaması gereken daimî heyecan, rahatlık, cinsel mutluluk, entelektüel doyum gibi romantik seçimlere çiftlerin yeterince değer ve emek vermemesi, ufak bir sapmada bile büyük hayal kırıklıkları yaşamalarına, bocalamalarına ve bunlara karşı mücadele edememelerine yol açar. Bir kişi “ihtiyaçlarının karşılanmadığı” herhangi bir anda eşine verdiği cinsel sadakat sözünden kolaylıkla vazgeçebilir hale gelir. Diğer taraftan kendisine yapılan sadakatsizliği affetme niyetinde olanlar ise arkadaşları ve akrabaları tarafından eleştirilirler. Yakın çevrelerine göre kendisine yapılan sadakatsizliği affeden biri cesaretten yoksun demektir. Artık günümüzde kadınların aldatan eşlerini terk etmeleri kendilerine duydukları bir saygı göstergesi olarak değerlendiriliyor. Aldatmanın sosyal çevreyle paylaşılması durumunda evliliği koruyan mahremiyet duvarı yıkılır ve herkes söz konusu evliliği dikkatle incelemeye, onunla ilgili değerlendirmeler yapmaya başlar. Böyle durumlarda dile gelen hakaretler ve ahlaki yargılamalar aldatılan eş için rahatlatıcı olsa da büyük ölçüde faydasızdır.

Aldatmayı olgun bir şekilde ele almak istiyorsak:

Aldatmanın sonrasında belli bir süre için yoğun öfke ve ahlaki doğruların hatırlatılması hoş görebiliriz. Ancak bir süre sonra çiftler, aldatmanın anlamını ve gerekçelerini keşfetmek için özenli bir “çalışma” yapmalıdırlar. Bu özenli “çalışma” her iki tarafın bakış açısını göz önünde bulundurarak başlamalıdır.  

Sorulması gerekenler:

Sadık eşlerin aldatma sonrasında hoşgörülü olmaları ve sabır gösterebilmeleri önemlidir. Aldatılan eşlerin yalnızca kendi ahlaki üstünlüklerinden vazgeçmeleri gerekmez. Ancak eşlerine göre aldatmada neyin anlamlı, özgürleştirici ve keyifli olduğu üzerine düşünmeleri ve hatta anlayış göstermeleri beklenir. Genellikle fazlasıyla acıya ve üzüntüye sebep olan aldatma davranışını; sıkıntı, cinsel farklılık arzusu ya da varoluşsal “büyüme, keşif ve değişim” gibi sebepler tetiklemiş olabilir.

Aldatılan eşlerin intikam alma arzularını kontrol edebilmeleri önemlidir. Sağlıklı olan intikam arzularını kontrol altına almayı öğrenmeleridir. Aldatılan kişilerin her şeyi bilme arzularına karşı koymaları ve yaşamış olan cinsel ilişkinin detaylarını öğrenmeyi talep etmekten sakınmaları gerekir. Yaşanan hislerle ilgili araştırıcı sorular sorabilirler ancak saç rengi, seks pozisyonları ya da genital organlarının boyutu gibi detayları sorgulamak fayda sağlamaz. Bu noktada ilişkilerinde güveni yeniden sağlamaya çalışan kişileri bir nevi hukuki bir itiraf sürecine sokma ve onları aklanmış olarak çıkartma çabası da yanlıştır. Bu hususlara dikkat ederseniz devam ettirmek istediğiniz ilişkinizi hem korumuş olur, hem de yaşadığınız sadakatsizlik deneyimini sizi güçlendiren duygusal bir maceraya dönüştürme şansına sahip olursunuz.

Özellikle evliliklerde yıllar içerisinde cinsel yaşam monotonlaşmış olabilir  ve hatta bazen aldatılma sonucu ilişkide üçüncü bir kişinin varlığının hissedilmesinin oluşturduğu tehdit cinselliğe hareket getirebilir. Ancak çoğunlukla eşinin başka biriyle yaşadığı cinselliği düşünmek kişileri fazlasıyla incittiği için isteksiz ve cesaretsiz kılabilir. Böyle bir sürecin içerisindeyken ilişkinin cinsel boyutunu yeniden canlandırmak için oyuncu olma kapasitesini kullanmanız ve yaratıcı olmanız gerekir. Hemen umutsuzluğa kapılmayın ve bunun için kendinizi yeterince motive edemiyorsanız bir uzmandan yardım almaktan kaçınmayın. Çeşitli engellere rağmen evlilikleri ve ilişkileri sürdürme çabası takdir edilmeyi gerektiren bir özveridir.  

Tek eşli ilişkilerde her iki tarafın gösterdiği çaba inkâr edilemez boyuttadır. Yaşlı çiftler kaç senedir birlikte oldukları sorulunca sanki maraton koşmuş ya da kanser atlatmış gibi neden alkışlanırlar? Alkışlanan sabır ve dirençleri midir yoksa mazoşistik tutumları mıdır? Aslında her çift ilişkisinde mücadele edilen temel varoluşsal paradokslar mevcuttur. Bunlar; güvenlik ve macera, birliktelik ve otonomi, sabitlik ve yeniliktir. İşte bütün bu paradoksların doğurduğu duygusal ve yaşamsal sorunlara rağmen ilişkiyi yıllarca sürdürebilmek alkışı hak etmelerin asıl sebebidir.  

Aşk ya da seks kişilerin birbirleri üzerinde birtakım ayrıcalıklar ya da haklar iddia etmelerine zemin oluşturmamalıdır. Bir başkasına ve onun hislerine sahip olmamız zaten mümkün değildir. Aldatanlar ve onların ıstıraplı eşlerinin bize öğrettiği şey sadakatsizlik konusunda daha incelikli ve daha az yargılayıcı olmamız gerektiğidir. Aşkın ve arzunun karmaşıklıkları iyi ve kötü, mağdur ve suçlu gibi basit sınıflandırmalara indirgenemez. Aldatma ve sadakatsizliğe karşı yargılayıcı bir tutum takınmanın  bizi bu tarz davranışlardan alıkoymayacağı apaçık ortadadır. Bu durum, karşımızdakini aldatma nedenimizi anlamaktan da bizi uzaklaştırır.

Sonuç olarak aldatma bir ilişkiyi bitirme gerekçesi değildir. Bir uzman yardımı ile ilişkilerinizde aldatmaya yol açan problemleri keşfetmeniz, sorgulamanız ve bu problemlere çözümler bulmanız mümkündür.

29 Mayıs 2018 - Taksim, Istanbul

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır