aziz sancar ne yapmıştır kısaca / Prof. Dr. Aziz Sancar

Aziz Sancar Ne Yapmıştır Kısaca

aziz sancar ne yapmıştır kısaca

Aziz Sancar kimdir? Aziz Sancar kaç yaşında, nereli? Aziz Sancar hayatı kısaca! Aziz Sancar'ın yaptığı çalışmalar neler?

Aziz Sancar kimdir sorusu, ünlü bilim adamı hakkında bilgi edinmek isteyen pek çok vatandaşın araştırdığı konu olmaya başladı. Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar'ın kim olduğu ve hayat hikayesi, vatandaşlar tarafından merak ediliyor. DNA onarımı konusundaki mekanik çalışmaları için Tomas Lindahl ve Paul monash.pwh ile birlikte Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Mardin'den Amerika'ya başarılarla dolu bir kariyeri olan Aziz Sancar, Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmasının ardından, sıkılıkla gündeme geliyor. Peki, Aziz Sancar kimdir? İşte Aziz Sancar'ın hayatına dair bilgiler haberimizde..

AZİZ SANCAR KİMDİR?

Aziz Sancar, yılında Savur-Mardin'de dünyaya gelen Sancar, okuma yazma bilmeyen anne ve babadan doğan sekiz çocuğun yedincisidir. Türk hekim akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanıdır

Aziz Sancar kimdir? Aziz Sancar hayatı ve biyografisi! Aziz Sancar kaç yaşında, nereli?

yılından beri Amerika Birleşik Devletleri'nde Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill Sarah Graham Kenan Biyokimya ve Biyofizik Programı'nda görevli Prof. Sancar, son 20 yıldır DNA onarımının pek çok parçasının tanımlanmasında kullanılan biyokimyasal yaklaşımlara yaptığı öncülükle tanınıyor. Mehmet Özdoğan ile birlikte ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk Amerikalı Türk olarak tanınır. Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır.

Aziz Sancar'ın geliştirip ismini koyduğu "maxicell" tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu"excinuclease/excision nuclease" enzimi terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü'ne girmiştir.

Hayatı

'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. HDP'den milletvekili olan akrabası Mithat Sancar'ın ifadesine göre, Aziz Sancar'ın ana dili Arapçadır ve aile içinde Arapça konuşulur. Aziz Sancar ise, anne ve babayla Arapça konuşulduğunu ama kardeşler arası Türkçe konuşulduğunu belirtmektedir. Sancar, verdiği her röportajda Arap olarak gösterilmekten rahatsız olduğunu ve Türk olduğunu vurgular. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre, ailesi Oğuz Türkleri'nin Hasi kolundan olup Horasan'dan Mardin'e göç etmiştir. Aziz Sancar, ilk ve orta eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi, ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti.

Aziz Sancar kimdir? Aziz Sancar hayatı ve biyografisi! Aziz Sancar kaç yaşında, nereli?

yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır.[12] Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile zarar görmüş DNA'nın onarımını yapmaktaydı. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi () almasını sağladı.

Sancar, yılları arasında Yale Üniversitesi'nin tıp fakültesinde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. yılından itibaren araştırmalarını biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi biyokimya ve biyofizik bölümünde sürdürmektedir.

Aziz Sancar kimdir? Aziz Sancar hayatı ve biyografisi! Aziz Sancar kaç yaşında, nereli?

DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar, kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller aldı. yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan[16] ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde"Carolina Türk Evi" isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne aslî üye olarak seçildi.

Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı, 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi.[18] Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar"Beni ödüle götüren, Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir." diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir.

Sancar, yaptığı bir açıklamada 5 TL üzerindeki DNA sarmalının hatalı olduğunu bunu Merkez bankasına ilettiğini ancak uyarılarına rağmen bunun düzeltilmediğini söyledi.

Ayrıca Aziz Sancar'ın ismi Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İstanbul'da yılında proje okulu olarak açılan Aziz Sancar Anadolu Lisesi'ne verilmiştir.

yılında Aziz Sancar, Ahmet Davutoğlu'nun ricası üzerine katıldığı ve 4 senedir yürüttüğü İstanbul Şehir Üniversitesi 'nin Mütevelli Heyeti üyeliğinden istifa ettiğini duyurdu.

Aziz Sancar kimdir? Aziz Sancar hayatı ve biyografisi! Aziz Sancar kaç yaşında, nereli?

Sancar şu anda, North Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Sarah Graham Kenan Biyokimya ve Biyofizik Profesörü ve UNC Lineberger Kapsamlı Kanser Merkezi'nin bir üyesidir. Türk kültürünü tanıtmak ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Türk öğrencileri desteklemek için kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Aziz & Gwen Sancar Vakfı'nın kurucu ortağıdır

Özel yaşamı

Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri vatandaşıdır. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir.

Ödülleri ve başarıları

DNA onarımı konusundaki mekanik çalışmaları için Tomas Lindahl ve Paul monash.pwh ile birlikte Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Sancar Nobel ödülü alan ikinci Türkiye vatandaşı.

Aziz Sancar , Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatmasının yıldönümü olan 19 Mayıs 'da düzenlenen cumhurbaşkanlığı töreniyle, orijinal Nobel Ödülü altın madalyasını ve sertifikasını Mustafa Kemal Atatürk'ün türbesine bağışladı. Nobel madalyası ve sertifikasının bir kopyasını İstanbul Üniversitesi'ne teslim etti ve buradan da doktorasını kazandı.

  • Başkanlık Genç Araştırmacı Ödülü, Ulusal Bilim Vakfı

  • , American Society for Photobiology Research Award
  • , Associate Fellow, Third World Academy of Sciences
  • , Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Temel Bilim Ödülü
  • , Amerikan Sanat ve Bilim Akademisi Üyesi
  • , Ulusal Bilimler Akademisi Üyesi, ABD
  • , Türkiye Bilimler Akademisi Üyesi
  • , Türkiye Koç Vakfı Vehbi Koç Ödülü
  • , Texas Üniversitesi, Dallas Distinguished Alumni Award
  • , Biyomedikal Bilimde Vallee Ödülü, Amerikan Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Derneği
  • , Kimyada Nobel Ödülü

Aziz Sancar kimdir? Aziz Sancar hayatı ve biyografisi! Aziz Sancar kaç yaşında, nereli?

Sirkadiyen saat üzerine araştırma

Sancar ve araştırma ekibi, Period ve Cryptochrome adlı iki genin, tüm insan hücrelerinin sirkadiyen saatlerini uygun ritimde tuttuğunu, onları günün 24 saati ve mevsimlerle senkronize ettiğini keşmonash.pwarı 16 Eylül 'te Genes and Development dergisinde yayınlandı. Sancar'ın araştırması, insanlardaki Sirkadiyen saatlerin işleyişinin tam olarak anlaşılmasını sağladı ve bu, çok çeşitli farklı hastalıkları ve rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılabilir.

Amerika Birleşik DevletleriAmerika Birleşik monash.pwiz SancarAziz SancarAziz SancarAzizAzizGündemGüncelHaberler

Zaten Destekçiyim

Okan Ö. Cinemre

Okan Ö. CinemreSeslendiren

’da, Mardin’in Savur ilçesinde sekiz çocuklu bir ailenin yedincisi olarak dünyaya geldiğimde, okuma yazma bilmeyen anne-babam bugünleri hayal edebilir miydi? Bilmiyorum… Ama şurası kesin: Kız ya da erkek olsun, tüm çocuklarını okutmak konusunda çok istekli olan ve bu bilinçle hareket eden bir ailem vardı. Hedef belirlenmiş: Çocuklar, okuyacaklar! Yoksulluğun içinden doğan kararlılığın küçük bir aileye nasıl yansıyacağının güzel bir örneğidir sanki…

İlk ve orta eğitimini Savur; liseyi Mardin’de tamamladım. 'te girdiğim İstanbul Tıp Fakültesi'ni 'da birincilikle bitirdim. Tıp eğitimimin ikinci yılında aldığım biyokimya derslerinden etkilenip, biyokimya alanında araştırmacı olmaya karar verdim. Mikroevrende gezinmek, hücrelerin hatta hücre organellerinin içinde olup bitenleri anlamak çok heyecan vericiydi. 

Tıbbiyeden mezun olan herkesin, temel bilimlerle ilgilenmeden önce birkaç yıl doktorluk yapmasında büyük fayda görüyordum. Saygı duyduğum bir hocamın tavsiyesine uyarak ve doğup büyüdüğüm memleketime borcumu ödemek için doğduğum yer olan Savur'a yakın bir bölgede iki yıl sağlık ocağı doktorluğu yaptım. İnsanla uğraşmak, onların sorunlarına çare olmak gurur vericiydi ancak tüm insanlık için bir şeyler yapabilmek duygusu coşkumu daha da artıyordu. 

Başvurum kabul edilince TÜBİTAK Bursu ile Dallas'taki Texas Üniversitesi'nde Moleküler Biyoloji dalında doktora yaptım. Ardından Yale Üniversitesi'nde DNA onarımı alanında doçentlik tezini tamamladım. Bütün bu eğitim sürecini birkaç cümlede yazıvermek ne kadar kolay. Halbuki her geçen saati emek ve fedakarlık isteyen doktora öğrenciliğim esnasında yaşadığım hiçbir güçlük beni yolumdan döndüremedi. 

Halen Kuzey Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik bölümü öğretim üyeliği görevini sürdürmekteyim. Benim gibi biyokimya profesörü olan Gwen Boles Sancar ile evliyim.  

Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.Dr. Feza Köylüoğlu

Size biraz da çalışmalarımdan bahsedeyim; Deoksiribo Nükleik Asit veya kısaca DNA, olarak ifade ettiğimiz madde, hücrelerimizde bulunan ve kalıtımla ilgili bilgileri taşıyan, tüm organizmalar ve bazı virüslerin canlılığını sürdürebilmesi, işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları içeren bir bilgi deposudur. Başlıca görevi bilginin depolanmasıdır. İşte ben de bozulan DNA’nın onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarımı sürdürmekteyim. Bu konularda bilimsel yazım var. Yayınlanmış 33 kitabım mevcuttur.

DNA onarımı ile ilgili araştırmamla, yılında, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü’nü İsveçli Tomas Lindahl ve ABD'li Paul Modrich ile birlikte aldık.

Neden Desteğe İhtiyacımız Var?

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor. Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak Daha fazla göster

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Destek Ol

Nobel Ödülü'nü Nasıl Aldım?

Nobel Ödülü'nü almamı sağlayan araştırmamın ne olduğunu size basitçe anlatmaya çalışayım:

Uzun zamandır “sirkadiyen ritm” diye adlandırılan bir durum vardır. Uyuma zamanında uyumamızı, uyanmamız gerektiğinde uyanmamızı sağlayan ve bunu tansiyon, nabız, bağışıklık sistemi gibi vücut fonksiyonlarını da kontrol ederek sağlayan bir mekanizma olduğu biliniyor. Bu mekanizmanın  memelilerde, retinaya gelen ışığın beynin ön kısmındaki suprakiazmatik çekirdek bölümünü uyarmasıyla olduğu ispatlandı. Bu çekirdek aynı zamanda dokuların eş zamanlı çalışmasını da sağlamaktadır. 24 saatlik davranışlarımızın tümü bedenimizdeki bazı kimyasal maddeler kullanılarak bu sirkadiyen ritm tarafından ayarlanmaktadır.

İşte ben yıllarca uğraşarak bu sirkadiyen ritmin içinde, bozulan DNA‘ların onarım sisteminin de olduğunu buldum. Böylece kanser tedavisinde ve kanserden korunmada çok önemli tespitler ve buluşlar yaptım. 

Birinci buluşum; bedenimizde sigara, ultraviole ışınları ve benzerleri gibi çeşitli zararlı maddelerin etkisiyle kontrolsüz bir şekilde hızla hücre çoğalması olmasına kanser diyoruz. Sürekli büyüyen ve fazlasıyla çoğalma gösteren kanser hastalığına neden olan DNA kırılmalarıdır. DNA Tamir mekanizmaları sirkadiyen ritme göre gündüz fazla, geceleri ise azdır. Kanser tedavisinde kullandığımız ilaçlar, kanserli hücrelerinin DNA yapısını bozarak etkilerini gösterirler. Kanseri yenmek için ilaçlarla bozulan bu DNA kırıklarının yeniden onarılmasına imkan vermemek gerekir. İşte ilaçları tamir işlerinin az çalıştığı zaman dilimini bularak uygularsak kansere karşı daha etkin tedavi yapabiliriz.

İkicisi buluşum; normalde hücre bölünmesi sırasında değişik hatalar olmakta ancak bu hatalar sirkadiyen ritme göre çalışan özel proteinler üretilerek yok edilmektedir. 

Serdar Çeliktaş

Üçüncüsü buluşum ise; yaşlanmış veya anormal hücrelerin ortadan kaldırılmasını sağlayan apoptoz (hücre yutulması) denen bir mekanizma var. Sirkadiyen ritm bozuklukları, genlerde ani ve istenmeyen oluşan farklılaşmalar yoluyla apoptozu da (kötü ve hatalı üretilen hücrelerin yok edilmesi) etkilemektedir. İşte ilaçların etkinliği, bu apoptozu azaltan genlerin baskılanmasıyla artacaktır.

Bu buluş ve tespitler sonrasında diğer arkadaşlarımla beraber, Hassas, içerisinde birçok bilgi bulunduran ve dış faktörlerden etkilenerek sürekli hasar oluşan DNA da, oluşan hasarın onarım mekanizmalarında kullanılan enzimlerin maxicell denilen bir yöntemle saflaştırılmasını sağladık. Ve bu yöntem bize Nobel Ödülü'nü getirdi..

Biliyorum sizler için oldukça karışık gelmiş olabilir. Umarım bu anlattıklarım sizlerinde akıl ve bilimin yolundan giderek insanlığa yararlı işler üretmenizde bir heyecan yaratır…    

Atatürk’ün kurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin gençlerine de bu yakışır.

Alıntı Yap

Okundu Olarak İşaretle

Paylaş

Sonra Oku

Notlarım

Yazdır / PDF Olarak Kaydet

Bize Ulaş

Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git

Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

monash.pw kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir

Aziz Sancar kimdir? Aziz Sancar'ın biyografisi ve hayatına dair bilgiler

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Aziz Sancar kimdir sorusu, ünlü bilim adamı hakkında bilgi edinmek isteyen pek çok vatandaşın araştırdığı konu olmaya başladı. Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar'ın kim olduğu ve hayat hikayesi, vatandaşlar tarafından merak ediliyor. Mardin'den Amerika'ya başarılarla dolu bir kariyeri olan Aziz Sancar, Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmasının ardından, sıkılıkla gündeme geliyor. Peki, Aziz Sancar kimdir? İşte Aziz Sancar'ın hayatına dair bilgiler

Haberin Devamı

Nobel Kimya ödülünü kazanan Türk bilim adamı Aziz Sancar, insanlık adına faydalı çalışmalarına devam ediyor. İşte, Aziz Sancar'ın biyografisi

Aziz Sancar ’da Mardin’in Savur kasabasında, çiftçilikle uğraşan orta gelirli bir ailenin yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini, Ankara’da okuduğu ilkokul ikinci sınıf hariç Savur’da tamamladı. Liseyi ise Mardin’de okudu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun oldu.

TÜBİTAK bursuyla gittiği ABD’de birkaç yıl biyokimya eğitimi aldı, fakat bazı sosyal uyum sorunları nedeniyle yurda döndü ve memleketi olan Savur’da bir süre hekimlik yaptı. Ancak gönlü hâlâ bilimsel çalışmalardaydı.

Bu yüzden tekrar ABD’ye giderek Dallas’taki Teksas Üniversitesi’nde moleküler biyoloji alanında doktoraya başladı. Doktora sonrası araştırmalarına Yale Üniversitesi’nde devam eden Aziz Sancar burada çok önemli buluşlar yaptı. Bu başarılarından dolayı da ABD’deki Chapel Hill North Carolina Üniversitesi’nden teklif aldı.

Haberin Devamı

Çalışmalarına orada da aynı hızla ve özenle devam etti ve yine önemli buluşlara imza attı. Yaklaşık kırk yıllık araştırma kariyeri boyunca pek çok ödül alan Aziz Sancar sonunda DNA onarım mekanizmaları konusunda yaptığı buluşlar nedeniyle Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü.

AZİZ SANCAR'IN BİLİME KATTIĞI BAZI DEĞERLER

Maxicell Yöntemini Geliştirmesi

Bakteriler kromozomlarından ayrı olarak plazmid denen daha küçük halkasal DNA molekülleri içerebilir. Plazmidler moleküler biyolojide önemli bir araç olarak kullanılagelmiştir.

Aziz Sancar bakteri hücresi içindeki kromozomun UV ışınlarının etkisiyle yok edilip plazmidin sağlam ve tek başına hücre içinde bırakıldığı Maxicell yöntemini geliştirdi. Böylece, örneğin plazmide aktarılan genler ve bunların protein ürünleri bakterinin kendi genleri ve proteinleri araya karışmadan incelenebiliyor. Aziz Sancar bu yöntemi aslında DNA onarımında görevli enzimleri saflaştırmak için geliştirmiş ancak yöntem literatüre geçmiş ve Aziz Sancar’ın ilgili makalesi ’in üzerinde atıf almış. Ayrıca Maxicell terimi Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü’ne de girmiş.

Haberin Devamı

Fotoliyaz Enzimi ile İlgili Keşifleri

Aziz Sancar Teksas Üniversitesi’ndeki doktora çalışması sırasında, bakterilerde UV (morötesi) ışımadan hasar görmüş DNA’yı onaran fotoliyaz enzimini

kodlayan geni klonlamayı, yani genomdan ayrı olarak elde etmeyi, ayrıca bakterinin bu enzimi fazladan üretmesini sağlamayı başardı. Ancak daha sonra

bu çalışmayı rafa kaldırmak zorunda kaldı. Yıllar sonra bu enzime geri döndü ve bakterideki fotoliyazın DNA’yı onarma mekanizmasını açıklığa kavuşturdu.

Ayrıca fotoliyazın insanda bulunan bir karşılığının, kirkadyan saati adı verilen biyolojik vücut saatinin işlemesinde rol oynadığının gösterilmesine yardım etti.

Nükleotid Kesip Çıkarma Onarım Mekanizmasını Aydınlatması

Haberin Devamı

Bu, Aziz Sancar’a kendi deyişiyle “en büyük memnuniyeti ve nadiren bulduğu sükûneti hissettiren” buluşlarından biri. Bu onarım mekanizması yılında tespit edilmesine rağmen detayları bir türlü çözülememişti.

Çalışmasına önce bakterilerle başlayan Sancar bu enzimin, bakteri DNA’sındaki hasarlı nükleotidleri çıkarırken bu nükleotidlerin çevresindeki 12 nükleotidi de

kesip attığını keşfetti. Sancar bu onarımın insanlarda gerçekleşen versiyonunu da araştırdı. İnsanlarda durum biraz daha karışıktı. Aziz Sancar geliştirdiği bir testle, insanlarda DNA’daki hasarlı nükleotidlerin çevresindeki 27 nükleotidin nasıl kesilip atıldığını ve “doğru” nükleotidlerin bu boşluğa nasıl yerleştirildiğini buldu. Bu mekanizmanın 16 gen tarafından sentezlenen 16 protein ile işlediğini keşfetti. Aziz Sancar Nobel Ödülü’ne özellikle bu konudaki başarılarından dolayı layık görüldü. Sancar ayrıca Mayıs ayında ekibiyle birlikte insan genomundaki DNA onarım genlerinin bütün bir haritasını yayımladı.

Haberin Devamı

Transkripsiyona Bağlı DNA Onarım Mekanizmasını Açıklaması

Aziz Sancar “biyokimyası güzel, verileri güzel, sunuşu güzel” diye tanımladığı keşfi için aynı zamanda “Yunus Emre destanım” diyor. DNA’daki hasar onarılırken, örneğin protein sentezlenen bölüm protein sentezlenmeyen bölüme göre daha etkin ve hızlı onarılır. Bu bilinen bir şeydi, ancak mekanizması çözülememişti. Transkripsiyon, bir proteinin sentezlenme sürecinde RNA adlı aracı molekülün, proteinin genindeki koda uygun olarak sentezlenmesidir.

Böylece genin bilgisi RNA’ya aktarılmış olur. Protein de RNA’daki koda göre sentezlenir. Sancar ve asistanı transkripsiyona bağlı DNA onarımına başlayan enzimi saflaştırıp mekanizmasını çözerek tüm mekanizmayı tek bir makalede açıkladı.

Haberin Devamı

Protein-DNA Bağlanmasında Moleküler Arabulucuyu Keşfetmesi

Aziz Sancar moleküler biyolojinin en temel konularından biri olan protein-DNA bağlanması konusunda yaptığı araştırmalar sonucunda bilime bir katkı daha yapmış ve “moleküler arabulucu protein” kavramını literatüre sokmuş. Sancar proteinlerin vücutta DNA’ya bağlanabildiğini ancak bunun laboratuvar koşullarında, bir deney tüpünde gerçekleşmediğini görmüş. Bunun üzerine proteinin DNA’ya bağlanması için aslında devreye başka bir proteinin girmesi gerektiğini fark etmiş ve bu proteine de “moleküler arabulucu” adını vermiş. Moleküler arabulucu proteinler, DNA’ya bağlanacak olan proteinin üç boyutlu yapısında değişiklik yaparak DNA’ya bağlanmasını ve böylece yarı-kararlı bir DNA-protein kompleksinin oluşmasını sağlıyor. Bağlanmanın gerçekleşmesinin ardından arabulucu protein bu kompleksten ayrılıyor. Kriptokrom ve Biyolojik Saat Konusundaki Keşifleri

yılının Mayıs ayında Sancar Türkiye’den ABD’ye giderken uçaktaki bir dergide jet lag hakkında bir makale okudu. Bu makale bilime yapacağı önemli altıncı katkının habercisiydi. Pek çok canlıda bulunan 24 saatlik bir iç saat olan biyolojik saat, insan vücudundaki çeşitli metabolik olayların düzenlenmesinde rol oynuyor. Sancar makaleyi okuduğunda insanda DNA onarımı etkinliği göstermeyen fotoliyaz benzeri genleri düşündü. Bakterideki fotoliyaz enzimi ışıktan etkilenen özellikte olduğu için aklına insanda fotoliyaz benzeri genlerle kodlanan proteinlerin, günışığı döngüsüyle uyumlu biyolojik saatimiz ile ilişkisi olabileceği fikri geldi.

O sıralarda sadece tek bir biyolojik saat geninin varlığı biliniyordu. Sancar fotoliyaz benzeri bu gene kriptokrom (CRY) adını verdi. Bu konudaki ilk makalesi sadece hipotez olarak yayımlandı. Sıra bu hipotezi ispatlamaktaydı. CRY1 ve CRY2 genlerinde mutasyon oluşturduğunda biyolojik saatin bozulduğunu gözlemledi. Ardından bu konuda çalışan başka araştırmacılar da başka biyolojik saat genleri keşfetti. Biyolojik saatle ilgili bu keşfi Aziz Sancar’a yılında Science dergisinin yılın molekülü yarışmasında ikincilik kazandırdı.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır