emekli amirallerin bildirisi nedir / Emekli amirallerin bildirisi nedir, ne yazıyor? İşte tam metni… - Son dakika haberleri – Sözcü

Emekli Amirallerin Bildirisi Nedir

emekli amirallerin bildirisi nedir

kaynağı değiştir]

Bu tarihte bir gazeteci TBMM başkanına "Bir gün bir Cumhurbaşkanı gelip ben Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çekildim derse veya Montrö'yü tanımıyorum feshettim derse" diye sormuş, Şentop ise; "Teknik olarak yapabilir" yanıtını vermiştir.

Ayrıca aynı gün subay ve astsubay yetiştiren Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokullarına giriş şartlarında yer alan 'irticai faaliyetlere karışmamış olma' şartı kaldırılmıştır.[3]

Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın gittiği bir tarikat evinde sarık ve cüppe ile fotoğrafları ortaya çıkmıştır.[4] Ardından Milli Savunma Bakanlığı olayla ilgili soruşturma başlatmıştır.

Olaylar[değiştir

'Montrö bildirisi': Gözaltındaki emekli amiraller neyle suçlanıyor, ifadeleri ne zaman alınacak?

İstanbul BoğazıGetty Images

emekli amiralin Montrö Sözleşmesi hakkında yayımladığı ortak açıklamanın ardından, gözaltına alınan 10 emekli amiralin ifadelerinin yarın alınması bekleniyor.

Emekli amirallerin avukatı Şule Nazlıoğlu, vmetnin bir bildiri değil, açıklama olduğunu ve herhangi bir suç unsuru içermediğini söylüyor.

EMEKLİ AMİRALLER NEYLE SUÇLANIYOR?

Emekli amiraller hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun /1 maddesinde yazılı "Devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan re'sen soruşturma açılmıştı.

BBC Türkçe'nin amirallerin avukatı Şule Nazlıoğlu'ndan edindiği bilgiye göre, gözaltında bulunan emekli amirallerin polis ifadesine henüz başlanmış değil.

Avukat Nazlıoğlu, polis ifadesinin yarın sabah başlayarak tüm gün süreceğini ve Perşembe sabahı itibariyle de savcılık karşısına çıkacaklarını ifade ediyor.

monash.pw

Basına yansıyan haberlerde emekli amirallerin polise ifade verdiği ve açıklama metnini emekli Amiral Ergün Mengi'nin hazırladığı iddia edilmişti.

Avukat Nazlıoğlu bu iddiaların doğru olmadığını ifade etti.

Nazlıoğlu açıklama metni için ise "Bu bir bildiri değil, açıklama. İçeriğinde hiçbir suç unsuru içermeyen sıradan bir açıklama yüzünden sabahın köründe gözaltına alınarak 4 gün gözaltı süresi verilmesi adil yargılanma hakkının çok açık çiğnenmesi demektir" dedi.

Soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'ndan sorumlu Başsavcıvekili Veysel Kaçmaz tarafından yürütülüyor.

monash.pw?v=8QEy4JOH_tc&feature=monash.pw

HUKUKÇULAR SORUŞTURMA İÇİN NE DİYOR?

BBC Türkçe'ye konuşan eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, emekli amiraller hakkında TCK'nın maddesine göre işlem yapabilmek için gerekli suç unsurlarını oluşmadığını değerlendiriyor:

"Bu bir niyet okumadır. kişinin hangi suç ya da suçları işleyecekleri konusunda anlaştıklarını ve bu suçları işleyebilmek için gerekli vasıtalarda da anlaştıklarını ortaya koymanız gerekiyor ancak bildiride bunların hiçbiri yer almıyor."

Türkaslan, "Açıklamanın gece geç vakitte yapılmış olması bunun suç oluşturduğu anlamına gelmez" diyor.

Türkaslan'a göre, emekli amirallerin açıklamasında herhangi bir suç unsuru bulunmamasına rağmen soruşturma başlatılmış olması, ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geliyor.

BBC Türkçe'ye konuşan Yaşar Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Timur Demirbaş da, "Anayasa'nın Maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. Maddesi gereği tamamen ifade özgürlüğüdür. O bildiride darbe çağrısı yok, kaldı ki bunlar emekli insanlar. İnsan hukuk devleti adına üzülüyor, Türkiye bunları hak etmiyor" diyor.

Anadolu Ajansı'nda yer alan bir habere göre, açıklamayı hazırlayan amirallerin "görevde olan muvazzaf subaylarla irtibatı olup olmadığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı dışında diğer komutanlıklarla da irtibat kurulup kurulmadığı, başka kişilere imza için baskı yapılıp yapılmadığının araştırıldığı" ifade edildi.

Demirören Haber Ajansı (DHA) haberinde ise açıklamada imzası olan emekli amirallere; bildirinin hazırlanma sürecinden, yayınlanan son içeriğinden, yayınlanacağı tarih ve saatten haberdar olup olmadıklarının sorulacağı belirtildi.


BBC Türkçe

Fotoğraf: AA arşiv

Haberin İngilizcesi için tıklayın

Kamuoyunda “emekli amirallerin Montrö bildirisi” olarak bilinen açıklamada imzası bulunan emekli amiralin yargılandığı davada karar verildi.

Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, emekli amiral hakkında “suçun yasal unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle beraat kararı verildi.

AA’nın haberine göre, mahkeme heyeti başkanı, kararın oy birliğiyle verildiğini açıkladı.

Emekli amiraller, “devletin güvenliğine veya Anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmak” suçundan 12'şer yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyordu.

TIKLAYIN - Emekli amiraller Montrö bildirisi yayımladı

Ne olmuştu?

emekli amiralin imzaladığı bildiri, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili sözleri ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın takke ve cübbe giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ardından 4 Nisan ’de yayınlandı.

Bildiride, Montrö'nün, “Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan bir anlaşma olduğu” belirtildi. Sözleşmenin büyük bir diplomasi zaferi olduğu aktarıldı. “Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz” dendi.

Tuğamiral Mehmet Sarı’nın fotoğrafı için de bildiride “kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur” ifadeleri yer aldı.

Bildiriyle ilgili iktidar “darbe/muhtıra” yorumu yaparken, bazı muhalefet partileri buna karşı çıktı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kişi hakkında "devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 3'er yıldan 12'şer yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame düzenledi.

Savcı 12 sanığa ceza istemişti

Savcı, mütalaasında, “sanıkların ortak bir iştirak iradesiyle hazırlanan bildiriyi kamuoyuyla paylaşarak, meşru iktidara karşı harekete geçmek üzere ve hükümetin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellenmesi amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde emir komuta dışında hareket edilmesini hedeflediklerini” aktardı.

Sanıklar Alper Çetin Tezeren, Atilla Kezek, Atilla Kıyat, Arif Vehbi Alpman, Ergün Mengi, Işık Biren, İlker Güven, Mustafa Özbey, Namık Kemal Çalışkan, Osman Metin Açımuz, Ramazan Cem Gürdeniz ve Türker Ertürk'ün "devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçunu işlediklerini belirterek, 3 yıldan 12'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istedi.

Savcı, aralarında eski Deniz Kuvvetleri komutanları Bülent Bostanoğlu, Eşref Oğuz Yiğit ve Murat Bilgel'in de bulunduğu 91 sanığın isnat edilen suça yönelik kasıtlarının bulunmadığını, cezalandırılması istenen 12 kişinin eylemlerine iştirak iradelerinin olmadığını belirterek, bu sanıklar hakkında ayrı ayrı beraat talebinde bulundu.

TIKLAYIN - Montrö Anlaşması nedir, neden gündeme geldi?

(AS)

amiral 'Montrö bildirisi' yayımladı, AK Parti hükümeti tepki gösterdi

Türkiye'de emekli amiral, Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın cübbe ve sarık ile fotoğraflarının ortaya çıkması ve son günlerde gündeme gelen Montrö Boğazlar Antlaşması'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iptal etme yetkisinde olduğuna dair tartışmalara ilişkin bir açıklama yaptı.

Açıklamada 'tekkedeki amiral' tartışmalarıyla ilgili Atatürk ilkeleri hatırlatılırken, Montrö Sözleşmesi ile ilgili ise "Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir." denildi. Türk hükümet yetkilileri söz konusu açıklamaya tepki gösterirken, TBMM Başkanı Mustafa Şentop açıklamayı 'darbe çağrışımlı' olarak niteledi.

TBMM Başkanı Şentop, geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında "Cumhurbaşkanı Montrö'yü feshedebilir mi?" sorusuna "Teknik olarak evet" demişti.

amiralin açıklamasında ne deniliyor?

Veryansın TV'de yayımlanan ve amiralin imzasını taşıyan açıklama metninde şu ifadeler yer alıyor:

"Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız."

Hükümet açıklamaya nasıl tepki gösterdi?

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, emekli amirallerin yayımladığı bildiriye tepki göstererek "Yıllardır içeride, dışarıda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele sürerken ortalıkta gözükmeyen emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle kaos simsarlığı üstlenmişler." dedi.

Şentop, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Yıllardır içeride, dışarıda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele sürerken ortalıkta gözükmeyen emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle kaos simsarlığı üstlenmişler; belli. Kahraman milletimiz 15 Temmuz'da sadece FETÖ'cü darbecileri değil, aynı kaynaktan beslendiğini bildiğimiz bütün darbe sevdalılarını da toprağa gömdü. Düşünce açıklama başka, darbe çağrışımlı bildiri hazırlamak başka." ifadeleriyle söz konusu bildiriye tepki gösterdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Twitter'dan yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Büyük Türk milleti üniformaya aşıktır. Üniformayı taşımak şereftir. O şerefi emekli olduktan sonra taşımak daha büyük şereftir. Demokrasiye, devlete ve millete sadakatle bağlı, rütbesini üniformasını siyaset malzemesi yapmayanları daima şükranla yad ederiz Ya diğerleri"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Bildiri yayınlanması kabul edilemez

Emekli amirallerin geçmişteki kötü ve çirkin olayları hatırlatan bir yöntem ve üslupla bildiri yayınlamasının kabul edilemez olduğunu belirten AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Seçilmiş siyasi iradeye yönelik kullanılan bu ilkel dili kınıyoruz." ifadesini kullandı.

"Açıklama yok hükmünde" diyen Çelik, "Bu yaptıkları hem milli iradeye hem de bir dönem taşıdıkları üniformaya saygısızlıktır. Bu, vesayet özlemiyle tutuşan bir zihniyetin canlı olduğunun da kanıtıdır." değerlendirmesinde bulundu. Seçilmiş siyasi iradeye yönelik kullanılan bu ilkel dili kınıyoruz. Kaldı ki Mavi Vatan'da mücadele veren ordunun başkomutanını cephe gerisinde hedefe koymanın askeri terminolojideki karşılığı da bellidir. Bu zihniyetle siyasi ve hukuki mücadelemiz sürecektir. Bugüne kadar aziz milletimizin karşısında kendisinde bir güç vehmeden her türlü vesayet odağına gereken ders verilmiştir, verilmeye de devam edilecektir." dedi.

Diğer yandan sosyal medyada #hodrimeydan ve #haddinizibilin etiketleri altında paylaşılan mesajlarla amirallerin bildirisine tepki gösterildi.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır