Hamileliğin ilk aylarında böbrek ağrısı

Hamileliğin Ilk Aylarında Böbrek Ağrısı

hamileliğin ilk aylarında böbrek ağrısı

Kadınların en özel dönemlerinden olan gebelikte vücutta birçok değişim bir anda gerçekleşiyor. Hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından bu değişimleri yakından takip etmek, gerekli önlemleri almak son derece önem taşıyor. Gebelikte ilk değişime uğrayan organın böbrekler olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, “Gebelikte önce böbrek değişir. Böbreğin çalışması, süzmesi ve dolayısıyla kişinin tansiyon durumu gebelik öncesinden farklıdır. O nedenle gebelik muayenelerinde böbrekler dikkatli takip edilmelidir” dedi. Olası sorunların önüne geçmek için, planlı gebelik ise öncesinde mutlaka idrar tahlili ve tansiyon ölçümünün yapılması ve bilinen böbrek yetmezliğinin olup olmadığına bakmak gerekiyor. Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, gebelik döneminde ortaya çıkabilecek böbrek sorunları hakkında bilgi verdi.



Gebelikte Yüksek Tansiyon

Böbreğin çalışması, süzmesi ve dolayısıyla kişinin tansiyon durumu gebelikten öncesinden farklılık gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, daha önce böbrekleriyle ilgili sorunu olmayan kadınlarda da gebelik döneminde böbrek hastalığının çıkabileceğine dikkat çekti. 

Gebelikte böbreğe bağlı en sık görülen rahatsızlığın gebelikte yüksek tansiyon (hipertansiyon) olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Genellikle ilk üç ayda tansiyon düşer. İkinci 3 ayda tansiyon normal sınırlara çıkmaya başlar. Bir diğer rahatsızlık da gebelikte farklı nedenlerle hipertansiyonun şiddetlenip preeklampsi denen hastalığın ortaya çıkmasıdır. Genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra hipertansiyon tespit edildi ise preeklamsi olabilir. Bu kişilerin daha önce bilinen böbrek hastalığı veya hipertansiyonu yoktur. Beraberinde şişlik, ödem, protein kaybı olur. Bazı ilerleyen formlarında daha şiddetli hale gelirse, hızla ilerlerse nöbet geçirmeye kadar varabilir. Buna da eklampsi denir ve genellikle 20 yaş civarındaki genç gebelerde ve ilk gebeliklerde daha fazla görülür.”

Daha önceki gebelikte preeklampsi geçirenler, annesinde preeklampsi öyküsü bulunanlar, çoğul gebelikler, hipertansiyon, kronik böbrek hastalığı, antifosfolipid antikor sendromu, damarsal ve yumuşak doku hastalıkları, şişman ve diyabeti bulunan gebelerde preeklamsi daha sık görülüyor.

Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, son yıllarda yapılan çalışmalarda plasenta (bebeğin anne karnında ihtiyaçlarını sağlayan, besinleri bebeğe getiren, atıkları toplayan, bebeğin büyümesini sağlayan yapı) tarafından salgılanan büyüme hormonu düzeylerinin takibi ile preeklamsi tanısının erken konabildiği gösterdiğine işaret etti.

Preeklamsi Hem Gebeyi Hem de Bebeği Etkiliyor

Yüksek tansiyonun hem gebeyi hem de anneyi yakından ilgilendiren bir sorun olduğunun altını çizen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, gebelikte hipertansiyona bağlı olarak idrarda protein kaçağı oluşması durumunda beyin kanaması hatta annenin yaşam kaybına kadar varabilen ciddi sonuçların ortaya çıkabileceğini söyledi.  Ayrıca gebelik hipertansiyonun çok iyi takip ve tedavi edilmemesi durumunda bebekte büyüme geriliği ya da düşük ağırlıklı doğum da meydana gelebiliyor. Bu nedenle, gebelikte yüksek tansiyon, preeklamsi ve eklamsisi olan bireylerin hem kadın doğum uzmanı hem de nefroloji uzmanı tarafından yakından takip edilmesi gerekiyor.

Tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 5 kadarında preeklamsi görülüyor. Genellikle ilk ve ileri yaştaki gebeliklerde daha sıklıkla karşılaşılıyor. 

Sadece risk grubunda olan gebelerin değil tüm gebelerin preeklamsi için taranması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, “Gebelik öncesi ve/veya erken genellikle sadece idrar tahlili ve kan basıncı ölçümü yapılması preeklemasinin kronik hastalıklardan ayırt edilmesinde önemlidir. Takiplerde de bu ikisinin takibi ile hem anne hem de bebeğin yaşamı için çok değerlidir” diye konuştu.


Tekrarlayan Enfeksiyonlar

Gebelerde en sık karşılaşılan bir diğer sorun ise tekrarlayan enfeksiyonlar. Gebelerde, gebe olmayanlara göre artmış idrar yolu enfeksiyon olasılığının daha fazla olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, “Böbrek iltihabı gebelerin hayatını etkileyebileceği gibi bebeğin sağlığını da olumsuz etkiler. Ayrıca nefrit gibi bazı hastalıklar da gebelikle beraber şiddetlenebilir. Gebeliğin özellikle altıncı ayında basınçtan dolayı böbreklerde genişleme ve büyüme de ortaya çıkabilir” diye konuştu. Diyabetik ve kilolu gebelerde enfeksiyon gelişimi riski yüksektir. Gebelikte kilo ve kan şekeri kontrolü sağlanmalı, günde 6-8 su bardağı kadar su içilmelidir. İdrar yolu enfeksiyonu yeterli tedavi edilemez ise annede kanda enfeksiyon ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğum riski vardır.

Basın Yansımaları: 

Gebelik döneminde ortaya çıkabilecek böbrek sorunları

Gebelikte vücutta birçok değişim gerçekleşiyor, böbrek sorunlarına dikkat

Kadınların en özel dönemlerinden olan gebelikte vücutta birçok değişim gerçekleşiyor. Hem anne hem bebeğin sağlığı açısından bu değişimleri yakından takip etmek, gerekli önlemleri almak ise son derece önem taşıyor. Gebelikte ilk değişime uğrayan organın böbrekler olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, "Olası sorunların önüne geçmek için, planlı gebelik ise öncesinde mutlaka idrar tahlili ve tansiyon ölçümünün yapılması ve bilinen böbrek yetmezliğinin olup olmadığına bakmak gerekiyor" dedi. Kantarcı, gebelik döneminde ortaya çıkabilecek böbrek sorunları hakkında bilgi verdi.

Gebelikte yüksek tansiyon

Böbreğin çalışması, süzmesi ve dolayısıyla kişinin tansiyon durumunun gebelik öncesine göre farklılık gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, daha önce böbrekleriyle ilgili sorunu olmayan kadınlarda da gebelik döneminde böbrek hastalığının çıkabileceğine dikkat çekti.

 Gebelikte böbreğe bağlı en sık görülen rahatsızlığın gebelikte yüksek tansiyon (hipertansiyon) olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: "Genellikle ilk üç ayda tansiyon düşer. İkinci 3 ayda tansiyon normal sınırlara çıkmaya başlar. Bir diğer rahatsızlık da gebelikte farklı nedenlerle hipertansiyonun şiddetlenip preeklampsi denen hastalığın ortaya çıkmasıdır. Genellikle gebeliğin 20’nci haftasından sonra hipertansiyon tespit edildi ise preeklamsi olabilir. Bu kişilerin daha önce bilinen böbrek hastalığı veya hipertansiyonu yoktur. Beraberinde şişlik, ödem, protein kaybı olur. Bazı ilerleyen formlarında daha şiddetli hale gelirse, hızla ilerlerse nöbet geçirmeye kadar varabilir. Buna da eklampsi denir ve genellikle 20 yaş civarındaki genç gebelerde ve ilk gebeliklerde daha fazla görülür. Daha önceki gebelikte preeklampsi geçirenler, annesinde preeklampsi öyküsü bulunanlar, çoğul gebelikler, hipertansiyon, kronik böbrek hastalığı, antifosfolipid antikor sendromu, damarsal ve yumuşak doku hastalıkları, şişman ve diyabeti bulunan gebelerde preeklamsi daha sık görülür."

 Prof. Dr. Kantarcı, son yıllarda yapılan çalışmalarda plasenta (bebeğin anne karnında ihtiyaçlarını sağlayan, besinleri bebeğe getiren, atıkları toplayan, bebeğin büyümesini sağlayan yapı) tarafından salgılanan büyüme hormonu düzeylerinin takibi ile preeklamsi tanısının erken konabildiği gösterdiğine işaret etti.

Preeklamsi hem gebeyi hem de bebeği etkiliyor

Yüksek tansiyonun hem gebeyi hem de anneyi yakından ilgilendiren bir sorun olduğunun altını çizen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, gebelikte hipertansiyona bağlı olarak idrarda protein kaçağı oluşması durumunda beyin kanaması hatta annenin yaşam kaybına kadar varabilen ciddi sonuçların ortaya çıkabileceğini söyledi. Ayrıca gebelik hipertansiyonun çok iyi takip ve tedavi edilmemesi durumunda bebekte büyüme geriliği ya da düşük ağırlıklı doğum da meydana gelebildiğine dikkat çeken Kantarcı, “Bu nedenle, gebelikte yüksek tansiyon, preeklampsi ve eklamsisi olan bireylerin hem kadın doğum uzmanı hem de nefroloji uzmanı tarafından yakından takip edilmesi gerekiyor. Tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 5 kadarında preeklamsi görülüyor. Genellikle ilk ve ileri yaştaki gebeliklerde daha sıklıkla karşılaşılıyor" dedi.

Sadece risk grubunda olan gebelerin değil tüm gebelerin preeklamsi için taranması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, "Gebelik öncesi ve/veya erken genellikle sadece idrar tahlili ve kan basıncı ölçümü yapılması preeklemasinin kronik hastalıklardan ayırt edilmesinde önemlidir. Takiplerde de bu ikisinin takibi ile hem anne hem de bebeğin yaşamı için çok değerlidir" diye konuştu.

Gebelikte tekrarlayan enfeksiyonlara dikkat

Gebelerde, gebe olmayanlara göre artmış idrar yolu enfeksiyon olasılığının daha fazla olduğunu söyleyen Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, "Böbrek iltihabı gebelerin hayatını etkileyebileceği gibi bebeğin sağlığını da olumsuz etkiler. Ayrıca nefrit gibi bazı hastalıklar gebelikle beraber şiddetlenebilir. Gebeliğin özellikle altıncı ayında basınçtan dolayı böbreklerde genişleme ve büyüme de ortaya çıkabilir. Diyabetik ve kilolu gebelerde enfeksiyon gelişimi riski yüksektir. Gebelikte kilo ve kan şekeri kontrolü sağlanmalı, günde 6-8 su bardağı kadar su içilmelidir. İdrar yolu enfeksiyonu yeterli tedavi edilemez ise annede kanda enfeksiyon ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğum riski vardır" ifadelerini kullandı.

Hamilelikte Böbrek Ağrısı Olur Mu Ve Ne Zaman Başlar? Gebelikte Bebeğe Zarar Verir Mi Ve Belirtileri Neler

Hamilelikte Sağlık

Haber Giriş: 01.06.2022 - 09:03 

Gebelerde karşılaşılan ürolojik problemler...

Hamilelerde oluşan ürolojik problemler; taş tedavisi, böbrek büyümesi, idrar yolu enfeksiyonlarıdır. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kıraç, gebelikte ürolojik problemlerinin tedavisini anlattı.

Gebelikte vücutta birçok değişiklik oluyor ancak ilk değişime uğrayan organ böbreklerdir. Böbreğin çalışması, süzmesi ve dolayısıyla kişinin tansiyon durumu gebelik öncesinden farklıdır. O nedenle gebelik muayenelerinde böbrekler dikkatli takip edilmelidir. Olası sorunların önüne geçmek için, planlı gebelik ise öncesinde mutlaka idrar tahlili ve tansiyon ölçümünün yapılması ve bilinen böbrek yetmezliğinin olup olmadığına bakmak gerekir. Daha önce böbrekleriyle ilgili sorunu olmayan kadınlarda da gebelik döneminde böbrek hastalığının çıkabileceğine dikkat çekti. Gebelikte böbreğe bağlı en sık görülen rahatsızlık gebelikte yüksek tansiyonudur. Genellikle ilk üç ayda tansiyon düşer. İkinci 3 ayda tansiyon normal sınırlara çıkmaya başlar. Bir diğer rahatsızlık da gebelikte farklı nedenlerle hipertansiyonun şiddetlenip preeklampsi denen hastalığın ortaya çıkmasıdır.

Böbrek Rahatsızlıkları Hem Anneyi Hem De Bebeği Etkiliyor

Gebelikte hipertansiyona bağlı olarak idrarda protein kaçağı oluşması durumunda beyin kanaması hatta annenin yaşam kaybına kadar varabilen ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir. Ayrıca gebelik hipertansiyonun çok iyi takip ve tedavi edilmemesi durumunda bebekte büyüme geriliği ya da düşük ağırlıklı doğum da meydana gelebiliyor. Bu nedenle, gebelikte yüksek tansiyon, preeklamsi ve eklamsisi olan bireylerin ilgili uzman hekimler tarafından yakından takip edilmesi gerekiyor.

Gebelikte Böbrek Taşı Hastalığı

Yaklaşık olarak her 150 gebeden biri böbrek taşı problemi yaşamaktadır. Gebelerde tespit edilen taş sıklığında bir artış olmasa da var olan taşlar gebelik ile beraber idrar kanallarındaki gevşeme nedeniyle daha sık olarak idrar kanalına düşerek ağrılı tabloların yaşanmasına neden olmaktadır. Gebelikte taş tanısını koymak gebe olmayan hastalardaki kadar kolay değildir. Böbrek taşının klasik bulguları olan yan ağrısı, bulantı, kusma ve sık idrar yapma hissi gebelerde taş hastalığı olmadan da görülürken, gebelerde büyüyen ana rahmine bağlı olarak taş ağrıları bel ve kasık gibi klasik konumlarından farklı noktalarda hissedilerek ağrının doktor tarafından yorumlanmasını da güçleştirebilir. Teşhis için radyasyon içermeyen bir yöntem olan ultrason anne karnındaki bebek için güvenlidir ve dolayısıyla taş şüphesi olan gebelerde ilk tercih edilen görüntüleme yöntemi olarak rahatlıkla kullanılabilmektedir.

Taşların büyük bölümü ağızdan ilaç tedavisi ile takip edildiğinde kendiliğinden düşer. Bu nedenle ağrısı ve bulantısı ağızdan alınan ilaçlarla kontrol edilebilen ve böbrek şişliği kritik düzeyde ilerlemeyen tüm gebeler takip edilmektedir. Genel durumu kötüleşen, ağrısı ve bulantısı ağızdan alınan ilaçlarla kontrol edilemeyen hastalarda ise ek tedavi yöntemlerine yönelmek gerekmektedir. Tedavide temel amaç hamile anne adayına ve karnındaki bebeğine zarar vermeden idrar akımının tekrar sağlanması ve bunun ile birlikte ağrı ve bulantının kontrol altına alınmasıdır.

Gebelikte Taş Ameliyatı Yapılabilir mi?

Gebelikte ilaç veya izlem ile tedavi edilemeyen taşlara cerrahi olarak müdahale edilmesi gerekebilir. Cerrahi kriterleri gebe olmayan hastalarda olduğu gibidir ancak bebeğin de olması bu kararı dikkatli vermeyi gerektirir. Eğer taş düşmüyor ise, böbrekte genişleme varsa, taşa bağlı ciddi enfeksiyon oluyorsa taşa müdahale yapılmalıdır. Gebe hastada anestezi almaya engel bir durum yok ise lazer ile taş kırma işlemi güvenli şekilde yapılabilir. Lazer böbreğe zarar vermez. Hatta gebelerde en güvenli taş kırma yöntemi lazer ile taş kırmadır. Ses dalgası ile kırmada bebekte işitme kaybına oluşabileceği için ve şok dalgası ile taş kırma radyasyon kullanımı gerektirdiği için gebelerde uygun yöntemler değildir. Lazer ile taş kırma işlemi gebelerde dikkatli yapılmalı ve bu konuda deneyimli ürologlar tarafından gerçekleştirilmelidir.

Tekrarlayan Böbrek Enfeksiyonları

Gebelerde en sık karşılaşılan bir diğer sorun ise tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlardır. Gebelerde, gebe olmayanlara göre artmış idrar yolu enfeksiyon olasılığı vardır. Böbrek iltihabı gebelerin hayatını etkileyebileceği gibi bebeğin sağlığını da olumsuz etkiler. Ayrıca nefrit gibi bazı hastalıklar da gebelikle beraber şiddetlenebilir. Gebeliğin özellikle altıncı ayında basınçtan dolayı böbreklerde genişleme ve büyüme de ortaya çıkabilir. Diyabetik ve kilolu gebelerde enfeksiyon gelişimi riski yüksektir. Gebelikte kilo ve kan şekeri kontrolü sağlanmalı, günde 6-8 su bardağı kadar su içilmelidir. İdrar yolu enfeksiyonu uygun şekilde tedavi edilemez ise annede, kanda enfeksiyon ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğum riski vardır.

 Son Güncelleme:

Hamilelikte Böbrek Ağrısı Olur Mu Ve Ne Zaman Başlar? Gebelikte Bebeğe Zarar Verir Mi Ve Belirtileri Neler

Gebelik sürecinde pek çok anne adayı çeşitli sorunlar ile karşılaşabilir. Özellikle de sağlık sorunlarının önlenmesi için başlıca önlemler alınmalıdır. Hamilelik sırasında böbrek ağrısı olduğunda ise çok dikkat edilmelidir. Hamilelikte böbrek ağrısı olur mu ve ne zaman başlar? Gebelikte bebeğe zarar verir mi ve belirtileri neler tüm ayrıntıları ile sizler için derledik.

Hamilelikte böbrek ağrısı olabilir. Tüm vücut belli bir değişimden geçtiği için çeşitli nedenler de böbrek ağrısına yol açabilir. Gebelik döneminde idrar yollarında enfeksiyon olması nedeniyle çeşitli böbrek ağrıları oluşabilir. Bu tedavi edilmezse erken doğuma da neden olabilir.

Hamilelikte Böbrek Ağrısı Olur mu?

Hamilelikte anne adaylarının tüm vücutlarında çeşitli değişimler görülebilir. Özellikle de organların bu değişim sürecinde bazı organlarda ağrılar oluşabilir. Böbrekler idrar toplanan alanlar olduğu için ağrı olma olasılığı da çok yüksektir. Gebelik sırasında rahim büyür. Gebelik hormonlarının gevşetici etkisi ile bu bölgelerde çeşitli genişlemeler başlar. Rahimdeki genişlemeler ultrason ile rahatça takip edilir. Bazı durumlarda sağ böbrek sol böbreğe göre de çok fazla genişlemeye başlar. Böylece anne adaylarında kan değerlerindeki kreatinin ve üre değerlerinde düşmeler gözlenir. Böbreklerde meydana gelen tüm bu genişleme doğumun ardından yaklaşık 1 ya da 2 ay içerisinde düzelme gösterecektir.

Hamilelikte Böbrek Ağrısı Ne Zaman Başlar?

Hamilelik süresinde böbreklerde çeşitli nedenlere bağlı olarak böbrek ağrıları oluşabilir. Bu böbrek ağrılarının çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Hamilelikte böbrek ağrısı genellikle rahim genişlemesi nedeni ile olabilir. Bunun yanı sıra bazı hallerde böbrek enfeksiyonu ya da böbrek taşı da böbrek ağrısının en önemli nedenlerinden birisi olarak ön plana çıkar. Böbrek taşı nedeniyle böbrekte büyük bir ağrı hissedilir. Bunun yanı sıra hormonların da gevşetici etkisi ile birlikte rahimde büyüme gerçekleşir. Rahim büyümeleri ise en etkili böbrek ağrılarına yol açabilir. Hamilelik sürecinde böbrek taşı oluşumu da çok sancılı olacaktır. O nedenle hamilelikte böbrek ağrısı her dönem başlayabilir. Bunun için tüm etmenlere dikkat edilmesi gerekir.

Gebelikte Bebeğe Zarar Verir Mi?

Anne adayları gebelik sürecinde pek çok konuya dikkat etmeliler. Özellikle de böbrek ağrısı çok sancılı olacağı için oldukça dikkatli olunmalıdır. Böbrek ağrısının çeşitli nedenleri olabilir. Genellikle böbrek taşı, böbrek enfeksiyonu ve ya idrarda bakteri üremesi ile birlikte böbrek ağrıları meydana gelir. Böbreklerde meydana gelen genişleme nedeniyle idrar yollarında enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. İdrarda bakteri üremesi de erken doğuma yol açmaktadır.

İdrar yolu enfeksiyonu en zararlı durumlardan bir tanesidir. Gebelik sürecinde idrar torbası ile üretra arasında bakteriler infekte olur. Bu durumda anne adayının idrarında acıma, yanma ve idrar yapma sıklığı oluşması görülür. Bazı durumlarda ise idrarda renk değişimleri ve koku da oluşabilir. Bu idrar yolları enfeksiyonlarına neden olur. Genellikle sistit belirtileri olur. Bu rahatsızlık yaklaşık bir hafta içerisinde geçecektir.

Hamilelikte Böbrek Ağrısı Belirtileri Neler?

Hamilelik sürecinde böbreklerde ağrılar oluşabilir. Çeşitli nedenler ile ortaya çıkan bu ağrılara çözüm bulmak önemlidir. O nedenle böbrek ağrısının nedeni belirlenir. Gebelikte böbrek ağrıları çeşitli belirti gösterir. Genellikle idrarda renk değişimleri meydana gelir. Bazı durumlarda idrar kokar. Ağır bir kokunun yanı sıra kişide sürekli idrara çıkma durumu vardır. Bu belirtilerden herhangi biri görüldüğünde mutlaka doktora gidilmelidir. Hamilelik sürecinde anne adaylarında yüksek ateş, bel ağrısı, titreme ve iştahsızlık gibi durumlar görülür ise mutlaka bir hekime gitmek gerekir. Hastalar hastanede gözlem altında tutularak doğru tedavi yöntemi de en kısa zamanda doğru bir şekilde belirlenir.

False
milliyet.com

gebelikte böbrek ağrısı..acillll

öncelikle geçmiş olsun şuan 24 haftalık hamileyim 21. haftamda böbrek ağrısıyla gece sabaha kadar uyuyamadım ve doktora gittim sonra anladımki gece çektiğim ağrı birşey değilmiş gittikçe arttı ağrılarım kendi doktorum hemen beni üroloğa gönderdi, ilk tabiki böbrek ağrısımı anlamadık korkudan kafayı yiyecektim nerdeyse. usg aldılar beni ya taş düşürüyordum ya bebek rahimde büyüdüğü için böbreğe baskı yapıyordu ve böbreğim bu sebepten dolayı şişiyordu şişlikte ağrıya neden oluyordu.yapılacak hiçbirşey yoktu maalesef önce acile aldılar beni ama ağrılarım geçmiyordu aynı zamanda kusmaya başlamıştım sık sık lavaboya gidiyor çıkarıyor ve şiddetli ağrı çekiyordum ,beslenemediğim için serum taktılar ve parol verdiler ama parol ağrımı geçirmiyordu ve ben 2 gece hastanede yattım ve böyle ağrı çektim 1. geceden sonra uroloğum böbreğime tel takılması gerektiğini söyledi kadın doğum doktorum ise bunu istemiyordu.Tel doğumdan sonra çıkartılacaktı ve enfeksiyona neden olabilirdi ayrıca idrarımı kanamalı yapabilirdim .Ayrıyetten ağrının geçme olasılığı %100 değildi .İçimize sinmedi biraz daha bekleyelim dedik .1 gün sonra ağrım azalmaya başladı çok şükür ki şimdi çok arada bir ağrım oluyor ama tekrarlama riski yüksek ,bu erken doğuma sebep olabilir bu yüzden 28. haftada ciğer geliştirici iğne vurulacak.Dua ediyorum tekrarlamasın diye şuan raporluyum dinleniyorum Allahım düşmanımın başına vermesin çok kötü bir ağrı 3 gün boyunca dik yürüyemedim ayrıca sağ bacağımı yataktan tek başıma indiremiyordum ne yürüyebiliyosun ,ne yatabiliyosun hiç bir yere sığmıyor insan.
Muhakkak dr a görünmelisin detaylı anlatmaya çalıştım ,durum hafife alınacak birşey değil enfeksiyon riski var çünkü buda bebek için çok riskli .
Bir an önce ağrılarının azalması dileğiyle tekrar geçmiş olsun .

Genişletmek için tıkla...

cnnturk.com

Hamilelikte Karın Ağrısı Ne Zaman Tehlikelidir?

Hamilelik yaklaşık 280 günlük bir süredir. Bu dönem süresince kadın vücudunda gebelik sürecine adaptasyonun sağlanması amacı ile birçok hormonal ve fiziksel değişim meydana gelir.  Hamileliğin erken döneminde halsizlik, bulantı kusma, meme dolgunluğu, kaygı-duygulanım bozukluğu, iştah azalması bazen iştahın çok artması, karın alt kısmında baskı hissi ve hafif kasık ağrısı gibi bulgular gözlenir. İlerleyen dönemlerde ise kilo artışı, vücut postürünün değişmesi, artan kiloya ve postür bozukluğuna ikincil sırt bel ağrıları eklenir. Mide-bağırsak ve idrar şikayetleri gebeliğin her döneminde görülebilir. Ama bazı bulgular vardır ki hamilelik süresinde görüldüğü veya fark edildiği zaman muhakkak değerlendirilmesi gerekir. Kanama, kilo kaybı ile aşırı bulantı kusma, ateş, solunum sıkıntısı, tansiyon yüksekliği, baş ağrısı, nöbet geçirme, idrar yaparken yanma, ateş-böğür ağrısı birlikteliği, bacaklarda şişlik, ısı artışı, solunum sıkıntısı ve karın ağrısı ile gelen olgulara altta yatan acil bir durum olabileceği düşünülerek değerlendirmeli ve gerekli tedavileri yapılmalıdır.


Hamilelikte Karın Ağrısı Olabilir mi?

Hamilelik vücutta hormonal ve fiziksel pek çok değişimi beraberinde getirir. Rahim büyürken hafif kasık ağrısı, alt tarafta baskı hissedilmesi doğaldır. Özellikle bu gebeliğin ilk üç ayında daha belirgindir. Bu dönemde hormonlarında etkisi ile bağırsak hareketlerinde azalma ayrıca oluşan bulantı, buna bağlı sıvı azalması ve kuru gıda tüketiminin artmasına bağlı kabızlık, karın şişliği de karın ağrılarına neden olabilir. Bebeğin sağlığı konusunda annenin endişeleri de bu duruma eşlik edince bu şikayetler daha fazla algılanabilir. 

Gebeliğin son üç ayında Braxton Hicks kasılmaları denilen yalancı doğum ağrıları görülebilir. Ama bu kasılmalar ağrılı değildir, alt tarafa baskı şeklinde gözlenir ve günde 9-10 defa gelen kasılmalar şeklindedir. Ayrıca mide yanması, hazımsızlık, reflü dediğimiz ağza yediğimizin gelmesi gözlenebilir. Bu da karın ağrısı olarak da algılanabilir.

Hamilelikte Karın Ağrısı Normal mi?

Gebelikte vücutta oluşan fizyolojik değişikliklere bağlı karın ağrısı normal karşılanabilir. Ancak hamileyken karın ağrısı hissetmeniz her zaman olmasa da doktora gitmenizi gerektirebilir. 

Ağrı şiddetli ise, geçmiyor ve şiddeti artıyorsa, kanama, idrarda yanma, ateş, ishal ile beraber ise muhakkak doktorunuza başvurmanız gerekir.

Özellikle sağ üst taraf ağrıları safra kesesi iltihabı, safra kesesi taşı veya gebelik zehirlenmesinin bir bulgusu olabilirken, sağ alt taraf ağrıları akut apandisitin bir bulgusu olabilir. Ayrıca şiddetli kasık ağrıları, daha önce yumurtalık kistiniz varsa bunun etrafında dönmesi yani torsiyon denilen bir olayın sonucu olabilir.

Özellikle beklediğiniz adet tarihinin geçmesi, kanama ve karın ağrısı başladıysa bunun bir dış gebeliğin bulguları olduğunu unutmamak gerekir. Gebeliğinizin erken döneminde kanama ve kramp tarzı ağrılar ise düşük tehdidinin veya kaçınılmaz bir düşüğün bulgusu olabilir. İleri gebelik haftalarında ise kanama rahim ağzına yerleşim gösteren plasenta durumlarında görülebilir ama bu kanama genelde ağrısızdır. Kanama şiddetli karın ağrısı varsa ve vişne çürüğü renginde bir kanama, teşkil ediyorsa plasentanın yerinden ayrılması yani ablasyo plasentanın bulgusudur ve acil hekiminize başvurmanız gerekmektedir.

Hamilelikte Karın Ağrısı Ne Zaman Başlar?

Hamilelikte karın ağrısı hamileliğin erken dönemlerinden itibaren (örneğin yerleşme ağrısı) her döneminde görülebilir. Ağrının nedenleri ve sonuçları da gebelik dönemlerine göre değişebilir.

Hamilelikte Karın Ağrısı Hangi Bölgede Olur?

Hamilelikte karın ağrısının hissedildiği yer yine ağrının nedenine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Alt karın, orta karın, üst karın ve mideye yakın böylede ağrı hissedilebilir. Özellikle gebelikte yaygın olarak gözlenen reflü, göğüs ağrısı ile de karışabilir ve akut karın gibi bulgu da verebilir.

Hamilelikte Karın Ağrısı Nedenleri

“Hamilelikte karın ağrısı neden olur?” sorusu kaygı duyulduğundan bir anne adayı için sorulması son derece normal bir sorudur. 1 aylık hamilelikte karın ağrısı veya 3 aylık hamilelikte karın ağrısı da olsa mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Hamilelikte karın ağrısı nedenleri şunlardır:

Mide Rahatsızlıkları: Mide bulantısı kadar gaz ve şişkinlik hamilelikte sıklıkla duyulan şikayetlerdendir. Çünkü sindirim sistemindeki düz kasları gevşeten progesteron hormonu yükseldikçe bu şikayetler artar. Bunun sonucunda sindirim yavaşlar ve kabızlık gelişir. Bu da gebelikte karın ağrısı yaşanmasına neden olabilir. Gaz çıkarmak veya tuvalete çıkmak rahatlatabilir. 

Büyüyen Rahim: Rahim büyüdükçe bağırsaklarda sıkışıklığa, bu da mide bulantısına, kolay doyma hissine veya karında şişkinliğe yol açar.

Cinsel İlişki: Hamilelikte yaşanılan cinsel ilişki ve orgazm sonrası karın ağrısı yaşanabilir. Bu sizi korkutmasın. Riskli bir hamilelik söz konusu değilse zararlı değildir. Bu ağrının sebebi pelvik bölgeye doğru kan akışının hızlanması ve rahim kasılmalarıdır. 

Kan Akışı: Hamileyken rahime kan akışının arttığı bir gerçek. Bu nedenle o bölgede bir baskı ve ağrı hissetmeniz de normaldir. Ayrıca bu dönemde vajinal akıntı normaldir. Beyaz veya açık sarı renkte, kokusuzdur.

İdrar Yolu Enfeksiyonu: Pelvik bölgede ağrı ve bası hissi idrar yolu enfeksiyonunda görülür. Kötü koku, idrar yaparken ağrı ve yanma, bulanık veya kanlı bir idrar ve sık idrara gitme şikayetlerde muhakkak doktorunuza başvurun.

Sıvı Kaybı: Genellikle gebeliğin orta ve yoğunluklu olarak son aylarında görülen Braxton Hicks kasılmaları sıvı kaybı olduğunda tetiklenir. Sıvı kaybı bazen erken doğum riskini getirebilir. Yeterli sıvı alınamayan durumlarda ise pıhtı atma riskinin olduğunu unutmamak gerekir.

Hamilelikte karın ağrısı bazen apandist kaynaklı olabilir ve bunun anlaşılması zordur. Rahmin büyümesiyle apandisit yukarı doğru hareket eder ve göbek deliğine veya karaciğere yaklaşabilir. Apandisit ağrısını sağ alt karındaki ağrı, iştahsızlık, bulantı ve kusma ile kendini gösterebilir. Hamileyken bu şikayetler daha belirgindir. Yine safra taşları da hamileyken şiddetli karın ağrılarının nedenlerinden biri olabilir. Safra taşı ağrısı daha çok karnın sağ üst çeyreğinde hissedilir. Pankreatit (pankreas iltihabı), böbrek taşı, miyom gibi etmenler de gebelikte karın ağrısının nedenlerinden sayılır.

Hamilelikte gelişen karın ağrılarının trimester dönemlerine göre nedenleri ise şöyle sıralanabilir:

Birinci Trimester

1 aylık hamilelikte adet benzeri kramplar görülebilir. Bu karın ağrısı yerleşme ağrısı olarak da bilinir ve adet döneminde daha çok hissedilir. Hafif sancılar ve hafif yerleşme kanaması, döllenmiş yumurtanın rahim duvarına tutunması sürecinde yaşanır.

Dış gebelikte (ektopik gebelik) ise yaşanan ağrı genellikle alt karın bölgesinde görülür. Çünkü döllenmiş yumurta rahim dışında bir yerdedir. Bu ağrı daha sonra kötüleşir ve bunun peşini vajinal kanama, kahverengi akıntı, idrar ve dışkı yapmada zorlanma, omuz ağrısı, baş dönmesi ve bayılma takip edebilir. Dış gebelikler 5-6 haftada ultrason ve kan testleriyle bulunabilir.

Hamilelikte ilk trimester’de görülen karın ağrısı düşüklerde sancılı adet dönemlerindeki ağrılara benzer bir özellik gösterebilir. Genellikle bel ve karın bölgesinde oluşur. Kanama ile birlikte gelebilir. Düşükler ikinci trimester’de de yaşanabilir.

Erken dönemde hissedilen krampların neden kaynaklandığını anlamak güçtür. Rahim genişlemesi, implantasyon, düşük, vb. nedenlerle oluşabilir. Gebelik karın ağrıları özellikle kanama ile beraber ve şiddeti artıyorsa düşüğün göstergesi olabilir. İmplantasyon kanaması ise beklenen adet tarihinden birkaç gün önce gözlenir, 1-2 gün içinde biter ve kişi adet gördüğünü zanneder.

İkinci Trimester

Rahmi tutan iki taraftaki yuvarlak bağlar, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde gerilir. Genellikle alt karın bölgesinde ağrılara sebep olan bu durum, ikinci trimester’de egzersiz, hapşırma, öksürme, yataktan kalkma gibi ani hareketlerle ortaya çıkabilir, birkaç saniye veya dakika sancı şeklinde olabilir. Rahime baskı ve gerilme ile birlikte hamilelikte göbek deliği ağrısı gelişebilir.

Vücudun gerçek doğuma hazırlanmasını da sağlayan Braxton Hicks kasılmaları düzensiz ve kısadır. 

Üçüncü Trimester

Rahime yapışık olan plansentanın rahimden kısmen veya tamamen erken ayrılması olarak bilinen plasental ablasyo durumunda şiddetli ve kalıcı bir karın ağrısı gelişir. Hatta bununla birlikte sırt ağrısı ve vajinal kanama görülebilir. Genellikle üçüncü trimester’de görülen bu durum bazen ikinci trimester’de de gelişebilir. 

Gebelik zehirlenmesinin ikinci trimester’de görülme ihtimali olsa da genellikle üçüncü yarıda çıkar. Ani bir tansiyon fırlaması ve idrarda yüksek protein değeriyle kendisini belli eder. Gebelik zehirlenmesi baş ağrıları, yüz ve ellerde şişkinlik, aşırı yememeye rağmen kilo alımı, nefes darlığı, görmede sorun, mide bulantısı, şişkinlik, kusma ve üst karın ağrısını beraberinde getirir. Düşük bir ihtimal olsa da bazı gebelik zehirlenmesi durumlarında HELLP Sendromu gelişebilir. Üç bulgudan oluşan bu sendromda hemoliz, yüksek karaciğer enzimleri ve düşük trombositler görülür.

Doğum kasılmaları son yarıda gelir ve 30-70 saniye sürer. Bu karın ağrıları gibi olan sancılar pozisyon değiştirmekle geçmez, hatta daha da kötüleşir. Pelvik bölgedeki baskı hissi ve vajinal kanamalar doğum kasılmalarıyla birlikte görülebilir. Bu belirtiler 37’nci haftadan önce geldiyse bu bir erken doğum sinyali olabilir.

Hamilelikte Karın Ağrısına Ne İyi Gelir?

“Hamilelikte karın ağrısına ne iyi gelir?” sorusuna verilebilecek birçok cevap vardır. Ancak bu, karın ağrılarının sebebine göre değişir.

Hamilelikte sindirim sorunları kaynaklı yaşanan karın ağrılarında lifli gıdalar tüketin, büyük ana öğünler yerine daha küçük öğünler yapın ve bol su içmeyi ihmal etmeyin. Hamilelikte yaşanan kabızlık için doktorunuz bazen takviyeler verebilir. Gaz sizi çok rahatsız ediyorsa gazlı içecekler, baharatlı ve kızarmış yiyecekler, süt ve süt ürünleri, lahana, soğan ve fasulye gibi gaz yapan besinlerden uzak durun.

Cinsel ilişki sonrası yaşanan karın krampları için uzanabilir ve dinlenebilirsiniz. 

Artan kan akışı sebebiyle uzanmanız iyi gelebilir. Ilık bir duş almak hamilelik karın ağrılarının hafiflemesine yardımcı olabilir. Ama kanama olaya eşlik ediyorsa muhakkak doktorunuza başvurun.

İdrar yolu enfeksiyonunda hissedilen karın ağrısı tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Doktorun önerdiği ölçüde kısa süreli bir antibiyotik kullanımını gerektirebilir.

Sıvı kaybında daha çok hissedilen Braxton Hicsk kasılmalarına karşılık tüm hamilelik boyunca 8-10 bardak kadar su içilmelidir. Sıvı yetersizliğinizi idrar renginizden anlayabilirsiniz. Koyu sarı bir idrar yetersiz su içtiğinizin bir göstergesidir.

Yuvarlak bağ ağrısı kramplarında dinlenin ve ani hareketlerle gelen sancılara karşılık pozisyonunuzu ufak ufak değiştirmeye çalışın.

Braxton Hicsk kasılmalarında da pozisyon değiştirmek önemlidir. Örneğin oturur pozisyondayken bu kasılmaları hissederseniz ayağa kalkın.

Hamileliğin ikinci döneminde kanamalı bir karın ağrınız varsa vakit kaybetmeden doktora gitmelisiniz. Çünkü bu durum plasental ayrılmanın bir sonucu olabilir.

Büyüyen rahimde yaşanan sıkışıklığa karşı sık ve küçük öğünlerle beslenin, dinlenin, düzenli egzersiz yapmaya ve mesaneninizi sık sık boşaltmaya çalışın.

Hamilelikte Karın Ağrısı Ne Zaman Tehlikelidir?

Hamilelikte karın ağrıları sizi endişelendirebilir. Kendinizi güvende hissetmek için her zaman doktorunuzla iletişime geçin. Ancak aşağıdaki durumlarda vakit kaybetmeden doktorunuza başvurun:

  • Bir veya iki tarafta veya orta karında şiddetli bir ağrı varsa ve bir kanama eşlik ediyorsa,
  • Ani şişlik ve idrara çıkmada azalma veya bütün gün idrara çıkmama,
  • Şiddetli ve geçmeyen bir baş ağrısı, görme değişikliği, ani bir şişkinlik ve sebebi bilinmeyen bir kilo alımı, 
  • Ateş ve titreme, 
  • Ağır bir kanama, kramplarla gelen bir kanama veya alt karında şiddetli bir ağrı, 
  • Kanlı ishal, 
  • Vajinal akıntı,
  • İdrar yaparken yanma ve ağrı, idrara çıkmada zorluk veya kanlı idrar,
  • Baş dönmesi ve bayılma hissi,
  • Özellikle 37’nci haftadan önce bir saat içinde dört defadan fazla hissedilen kasılma, erken doğumun bir bulgusu olabilir.

Hamilelikte Karın Ağrısı Nasıl Geçer?

  • Hamilelik karın ağrılarında uzanma ve dinlenme rahatlama sağlar.
  • Bol su tüketimi gebelikte karın ağrılarının hafiflemesine yardımcı olabilir.
  • Ilık bir banyo yapmak rahatlama verebilir.
  • Gebelik korsesi-bandı kullanmak sancılarda azalmaya yardımcı olabilir.
  • Pozisyon değişikliği yapmak özellikle Braxton Hicks kasılmalarına iyi gelebilir.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.