turban tesisleri kilyos / Salt Research: Türkiye Turizm Bankası Kilyos Tesisleri - Turkey Bank of Tourism Kilyos Facilities

Turban Tesisleri Kilyos

turban tesisleri kilyos

Kilyos’taki Turban takası mümkün değil

CHP Sarıyer’in aktif siyasetçilerinden Ersin Özer, seçim sürecini ve CHP’de yaşanacak kongre sürecine ilişkin gazetemize özel önemli değerlendirmelerde bulundu. Özer, “Cumhuriyet Halk Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı, bütün il ve ilçe binalarımız bizim evimizdir. Görev beklenmemeli, gerektiğinde birey tarafından alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.

CHP Sarıyer’in sevilen, aktif siyasetçilerinden Ersin Özer, Sarıyer Son Baskı gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Çetin Ali Aytaç’ın sorularını yanıtladı. Özer, “Görev beklenmemeli, gerektiğinde birey tarafından alınmalıdır. Seçim sürecinde her Cumhuriyet Halk Partili’nin yapması gereken görevi, yani bana verilen görevleri, elimden gelen tüm çabayı göstererek yerine getirdim. Partimin seçim çalışmalarında var gücümle çalıştım. Bu çalışmaları yapmamın sebebi de, asla herhangi bir adaylık veya beklenti için olmamıştır.” dedi.

İşte Ersin Özer ile gerçekleştirdiğimiz çok özel röportajın tamamı:

Genel seçimler sürecinde CHP Sarıyer İlçe Başkanı Ahmet Güveloğlu ve ekibiyle seçim çalışmalarında aktif bir şekilde yer aldınız. Partinizin seçim çalışmalarına ciddi bir destek verdiniz. Bu süreçle birlikte hakkınızda ilçe başkanı adayı olacağınızla ilgili bir takım iddialar ortaya atıldı. Bu iddialar hakkında ne söylemek istersiniz?

Daha önce bir adaylığım oldu. Adaylığımın oluş sürecini de, Sarıyer’de siyaseti yakından takip edenler çok iyi bilir. Bizim aday olmaktan ziyade, bir adaylaşma sürecimiz oldu. Örgütten gelen sese ve talebe kulak verdik. Cumhuriyet Halk Partisi’nde kongre salonuna aday olarak girmek, gerçekten çok büyük bir onurdur. Cumhuriyet Halk Partisi’nde aday adayı olabilirsiniz; ama kongre salonuna aday olarak giriyorsanız, bu çok büyük bir başarı ve gururdur. Benim için de bir dönüm noktası oldu. Ve kongreye gitmeden önce, “Burası Cumhuriyet Halk Partisi, hepimizin evi olduğu gibi CUMHURİYET‘inde evidir. Tarih ve zaman kişilerin değişmesine şahitlik eder fakat ilkeler her daim yaşar.” demiştim.

“PARTİME HİZMET ETMEK VE YARDIMCI OLMAK BİRİNCİ VAZİFEM”

Kongreden sonraki süreçte de, seçilmiş olan ilçe başkanımızı ziyaret ederek tebrik ettim. Bana ihtiyacı olduğu alanlarda kendisine ve partime hizmet etmeye, elimden geldiğince yardımcı olmaya devam ettim. Belirli bir süre sonra ilçe başkanımız önce Milletvekili Aday Adayı, ardından ise Milletvekili Adayı olunca yerine atanan ilçe başkanımız Sayın Ahmet Güveloğlu’nu da ziyaret ettim. Her konuda kendisine yardımcı olabileceğimi, bir partili olarak gereken desteği verebileceğimi söyledim. Ve bu söylemim, eyleme geçen bir söylem olmuştur. Bu tutumlar, her Cumhuriyet Halk Partili için de aynı olmalıdır. Bazı arkadaşlarımızın bu gibi durumlarda başarıya giden yollarla ilgili çok söylemi olur, duyuyoruz; ama bunun eylemsellik anlamında böyle olmadığını da maalesef görebiliyoruz veya yaşayabiliyoruz. Az önce de ifade ettiğim gibi Cumhuriyet Halk Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı, bütün il ve ilçe binalarımız bizim evimizdir. Görev beklenmemeli, gerektiğinde birey tarafından alınmalıdır.

“ASLA BİR ADAYLIK VEYA BEKLENTİ İÇİNDE OLMADIM”

İlçe başkanı kim olursa olsun, nasıl seçilirse seçilsin, isterse bana rakip olsun ben bunlarla ilgilenmiyorum. Ben, partimin başarısıyla ilgileniyorum. Bu süreçte de, partime katkı sağlayabileceğim her alanda mücadele ettim etmeye de devam edeceğimi ilçe başkanıma ilettim. Seçim sürecinde her Cumhuriyet Halk Partili’nin yapması gereken görevi, yani bana verilen görevleri, elimden gelen tüm çabayı göstererek yerine getirdim. Partimin seçim çalışmalarında var gücümle çalıştım. Bizim bölgemizden aday olan milletvekillerimizle Sarıyer’in tüm mahallelerinde çalışmalar gerçekleştirdik. Hatta bazı mahallelerimize birkaç kez gittik. Bu süreçte esnaf ziyaretleri, ev ziyaretleri, hasta ziyaretleri, cenazelerde taziye ziyaretleri, sivil toplum örgütleri ve pazar ziyaretleri yaparak çok yoğun tempoda çalıştık. Bu çalışmaları yapmamın sebebi de, asla herhangi bir adaylık veya beklenti için olmamıştır. Mesele de hiç bir zaman bu olmamıştır. Çalışkan, ileri görüşlü, mümkünse genç, uzlaşabilen, eğitimli, barıştıran ve her alanda köprü vazifesi kuracak arkadaşlarımız olacaktır. Partimizde bu donanımlara sahip arkadaşlarımız vardır. Tabi ki her mevki ve görevde başarılı işler yapabileceğim konusunda kendime güvenim tam olduğum gibi çevremdeki dostlarımdan aldığım feedbacklerde bu yönde… Ancak! Kendimi ilçe başkanlığı adaylığı konusunda bu tanımlamaların dışında tutuyorum. Umarım doğru bir şekilde anlatabilmişimdir. Bu bağlamda, tamamen her CHP’linin yapması gerektiği gibi hem sandıkta, hem seçim çalışmalarında ilçe başkanımızla, milletvekili adaylarımızla kim olduğuna, nerede olduğuna, ne kadar yorucu olduğuna bakmadan çalışmaya özen gösterdim.
Bu doğrultuda da, Sarıyer’de seçim sonuçları olarak güzel bir sonuç elde ettik. Gönül isterdi ki, Sarıyer’de aldığımız bu güzel sonuçları Türkiye’nin tamamında alalım; ama olmadı. Hedefimiz iktidar olmaktı; ama beklediğimiz sonuca ulaşamadık. CHP; kendini yenileyen, yenilemeye devam eden bir parti olduğu için gelecek dönemlerde de hiç üzüntüye düşmeden, kederlenmeden önümüzdeki yerel seçimleri kazanmak için daha güçlü bir şekilde mücadele edecektir. Kazanmamız gereken bir iktidar var elbet; ama kaybetmememiz gereken de bir Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi var. Bunlar önceliğimiz olmalı; bizlerin üzülmeden, kırılmadan kesinlikle aynı güçte, aynı kararlıkla bu değerlere sahip çıkmamız gerekiyor.

“KIRGINLIKLARI, KÜSKÜNLÜKLERİ BİR KENARA BIRAKMALIYIZ”

Sarıyer’deki seçim çalışmalarını ve alınan oyu yeterli buluyor musunuz?

Seçim çalışmalarıyla ilgili değerlendirmeyi Genel Merkez, il ve bütün ilçe teşkilatlarımız yapmıştır. Kişi kişi yapılan işi değerlendirmek çok mümkün değildir. Bildiğiniz üzere ilçe başkanımız bu süreçte atanarak göreve geldi ve yeni ilçe yönetimi oluşturuldu. Seçim çalışmaları kapsamında tüm arkadaşlarımız var gücüyle imkanlar çerçevesinde çalışmıştır veya elinden geleni yapmıştır. Ayrıca bu soruya farklı bir cevapta vermem mümkün değildir. Asla partimi ve partilimi sosyal medya veya basında eleştirmemişimdir. Bu yönteminde doğru olmadığını söylemek ve hatırlatmak zorundayım. Burada bizim esas kayıp yaşadığımız noktaların birden fazla sebebi olabilir; ancak ilgimizi çeken bir nokta var ki; partililerimizin (Türkiye genelinde) ve geçmişte emekleri çok fazla olan arkadaşlarımızın tamamının bu sürece katılmamasıydı. Aslında onların katılımıyla çok daha güçlü bir çalışma yapılabilirdi ve daha iyi neticeler alınabilirdi. Bu durum, zamanında yaşanan küskünlüklerden ve kırgınlıklardan dolayı olabilir. Ama Cumhuriyet’imizin 100. yılında, böyle bir ortamda hepimizin kırgınlıkları, küskünlükleri bir kenara bırakıp önce kendi içimizde barışıp, sonra sevgiyi ve saygıyı sahaya yani Türkiye’mize daha fazla yansıtabilseydik, çok daha da verimli olabilirdi. Biz insanların genel yapısında suçu karşı tarafta arama özelliğimiz var maalesef. Kendimizde bir eksiklik görmeyi tercih etmiyoruz. Kimisi ilçeden, kimisi il merkezinden, kimisi genel merkezden veya aday isimlerinden dem vurmuş olabilir. Biraz daha genelleştirecek olur isek kişisel tartışmalar, o varsa ben yokum, ben yoksam başari olmaz, beni aramadılar, biz yokken bu iş olmaz diyerek tepkisini koymuş olabilir veya koymuştur. Bunları kenara bırakmamız gereken bir dönemdeydik. Suçlamaları bıraktığımız zaman, yan yana olduğumuz zaman sevgi ve saygı çerçevesinde birlikte bir şeyleri başarmaya inandığımız zaman çok daha başarılı olacağımızı düşünüyorum.

“YAPABİLİRDİK, YAPARIZ!”

CHP’de yeni bir kongre süreci başlıyor. Son kongrede CHP Sarıyer İlçe Başkan Adayı Ersin Özer olarak, bu kongre süreciyle ilgili neler söylemek istersiniz?

Aday olduğum kongrede, daha önceki kongrelerde olduğu gibi yine parçalı bir örgüt yapısı vardı. Delege yapısı dağınıktı. Tek liste çıkan yerlerde vardı, çift liste çıkan yerler de… Tek liste çıkıp da, kendi içinde ikiye, üçe ayrılan mahalleler oldu. Blok olarak hareket eden bazı mahalleler de oldu. Burada delegenin kendi iradesini ortaya koyması çok önemlidir. Temennim tüme yakın mahallerde tek listeli ve renkli delege yapısının olmasıdır. Herkes inandığı projelerin, düşüncenin hayata geçirilmesi noktasında yol alırsa, parti olarak çok daha iyi sonuçlar alırız.

Son kongrede size haksızlık yapıldığını söyleyenler olmuştu. Bu konudaki düşünceniz nedir?

Cumhuriyet Halk Partisi’nde haksızlık olmaz, yarış ve demokrasi olur. Gerisi teferruattır ve bizim partimizin iç meselesi olup kendi içimizde çözemediğimiz bir mesele olamaz, olmamıştır. Mesele daha iyisini yapmaktan geçer.
Partimizde son dönemlere bakıldığında çok gürültülü, kavgalı, herkesin birbirini kırdığı kongreler yaşanmıştı. Bu süreçte birbirinden ayrışan birçok yapı oldu. Bu yapıları bir araya getirmek en zor işti. Benim adaylaştığım kongrede bu zor işi başarabilmek bana ve arkadaşlarıma kalmıştı. Bu arkadaşları ve yapıları bir araya getirmeye çalıştık, yani başardık.

“İNSANLARIN KAVGA ETMEDİĞİ BİR KONGRE YAŞADIK”

Karşımızda mevcut ilçe başkanı adaydı. Ve güçlü ekipler tarafından desteklenen bir adaydı. Bu yapıya karşı mücadele etmenin zor olduğunu biliyorduk. Ama karşımızdaki güç ne kadar büyük olursa olsun, partideki önemli isimleri ve yol arkadaşlarımızı bir araya getirerek başarılı olabileceğimize inandık. Bunu yaparken de, kimseyi kırmadan, üzmeden, kavga etmeden, parti içi ilişkilere ve hiçbir arkadaşımızın kişiliğine zarar vermeden bu mücadeleyi büyük bir çaba göstererek ortaya koyduk. Ve aslında insanların kavga etmediği çok güzel bir kongre yaşadık. Çok kalabalık bir ortamın olduğu, herhangi bir kargaşa ortamının yaşanmadığı, kimsenin kimseyi üzmediği bir kongre geçirdik. Bunun devamının yapılabileceğini göstermiş olmak da, hem Sarıyer’de, hem de Türkiye’de CHP’nin tüm birimlerinde çok önemlidir. Kişisel çıkarlarımız değil de, parti çıkarlarımız ön planda olursa, barış ve sevginin hakim olduğu kongreleri yapmaya devam ederiz. Bundan 4 yıl önce arkadaşlarımızla güzel bir adım attık. Bunun tekrarının yaşanabileceğini ve Türkiye’ye de yayılabileceğine inanıyoruz. Bakın aradan 4 yıl geçti, hem beni destekleyen hem de desteklemeyen bütüne yakın isim ile yol arkadaşlığım devam etmektedir. Dolayısı ile bu dönemde de tabi ki önemli adaylar çıkacaktır. Partimizde çok değerli isimler bulunmaktadır. Bunlardan en iyilerinin en iyi yerlerde olması, partimizin geleceği ve başarısı açısından çok faydalı bir yöntem olacaktır. Şu anda da partimizin yönetim kadrolarında olduğu gibi görev almamış arkadaşlarımızın içinde de çok değerli kişilerin olduğunu biliyoruz. Bu süreçte partimizin değerli isimlerinin belirli makamlara gelmesini canı gönülden isterim. Benim de yapabileceğim bir şey varsa elimden gelenin en iyisini yapmaya hazırım. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi, YURT SEVGİSİ ONA HİZMETLE ÖLÇÜLÜR…

TURBAN bedavacıları


DYP'li Ömer Bilgin'in 'Aile oteli' gibi kullandırdığı TURBAN'dan 'bedava' yararlananların listesi partililerden müteahhitlere kadar uzayıp gidiyor


Hakan Şanlıtürk Ankara


DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'le mahkemelik olan DYP'li Ömer Bilgin'in TURBAN Genel Müdürlüğü döneminde kurum tesislerinin "aile oteli gibi kullanıldığı, peşkeş çekildiği" ifadesi bulunan bilirkişi raporunda, kimlere bedava hizmet verildiğine ilişkin belgeler de yer aldı.
Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam eden TURBAN davası için hazırlanan Bilirkişi Kurulu Raporu'na eklenen belgeler arasındaki "oda rezervasyonu" evrakının üzerine İngilizce "free - bedava" notu düşülmesi dikkat çekti. "Konaklama belgeleri"ne "Folyo açılmayacak" notu da düşüldü.
Milliyet'in ele geçirdiği listede, müteahhitlerden siyaset ve sanat dünyasına kadar çok sayıda isim yer aldı. Ömer Bilgin'in yakınlarının başı çektiği listedeki bazı isimler şöyle:
- Erkut Şenbaş: DYP eski milletvekili. Eşi ve çocuklarıyla birlikte Aralık 1994'de otelde indirimli kaldı.
- Şükrü Çukurlu: Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü. Adalya Oteli'nde iki gün kaldı.
- Özer Çiller: Davada sanık Antalya Bölge Müdürü Metin Karaaltın aracılığıyla, yeğenini kendi kontenjanından 10 Mayıs 1994 tarihinde 206 ve 306 numaralı odalarda konaklattı.
- Mr. Alexander: Çiller çiftinin arkadaşı olduğu söylenen Mr. Alexander 20 Eylül 1994'de konuk edildi. Alexander'ın, TURBAN Kemer Marinası'na büyük miktarda borçlandığı öne sürüldü.
- Mesut Rahman: Azeri asıllı İranlı. Çiller'in, boya, badana gibi işlerini yaptırdığı müteahhit.
- Ömer Bilgin: 311 numaralı odada 18 Mayıs 1994'de kaldı. Bilgin'in yakın arkadaşı Gül Taştan, Ömer Bilgin'den bir gün önce 17 Mayıs 1994 tarihinde girdiği Adalya Oteli'nde 25 Mayıs'a kadar konakladı. Ömer Bilgin'in 20 Şubat 1996'da kayınpederi 311 nolu odayı, 26 Şubat 1996'da 311 nolu odayı, 23 Şubat ve 28 Şubat 1996 tarihleri arasında oğlu 432 nolu odayı kullandı. Değişik tarihlerdee Ömer Bilgin'in kayınpederi, oğlu ve Isparta'dan gelen misafirler pek çok odayı kullandılar.
- Serdar Ekiz: Ömer Bilgin'in yeğeni. Değişik tarihlerde otelde bedava kaldı.
- Tolgahan konser grubu: Veysel, Deniz, Mahmut Çinkitaş ve Çağdaş Türker 16 Temmuz 1995'de misafir statüsünde bedava kaldılar.
- Nilda Ergür: DYP Başkanlık Danışmanı. 14 Ocak 1995 tarihinde bedava kaldı.
- Bedia Çelik: Devlet eski Bakanı Baki Ataç'ın danışmanı.

Otel Müdürü: Baskı yapıldı

Bu arada Turban Kilyos Tatil Köyü Müdürü İbrahim Yakın'ın bir mektubu da belgeler arasına alındı. İbrahim Yakın, mektubunda, Bilgin'e şu suçlamaları yöneltti:
"1993 yılında Marmaris Tatil Köyü Müdürü iken, zamanın Genel Müdürü Ömer Bilgin'in sözlü talimatıyla bütün işletmelerimizde ücretsiz olarak misafirler ağırlanmakta hiçbir ücret alınmaması ve aşırı ilgi gösterilmesi için yöneticilere baskı uygalamaktaydı. Aksine davrandığımız takdirde işimize son vermekle tehdit edildik. Ücretsiz kalanların talimatlarını Özel Kalem Müdürü Nesrin Cansızoğlu veya bizzat kendisi bildiriyordu."
İbrahim Yakın, Ömer Bilgin'in ücretsiz olanrak ağırladığı 10 kişilik listeyi de mahkemeye gönderdi.



Turban tesislerinin takası mümkün değil!

Ocak ayı Sarıyer Belediye Meclisi’nde Adalet ve Kalkınma Partisi Meclis Üyeleri tarafından sunulan, belediyemize ait Kilyos Turban Tesisleri’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile yapılacak parsel takası karşılığında Cumhuriyet, Pınar ve Rumeli Hisarı mahallelerimizin belirli parsellerinde yaşayan vatandaşlarımızın tapu almalarına ilişkin verilen önergenin yasal olarak gerçekleşmesi mümkün değildir.

AKP meclis üyelerinin de aslında çok iyi bildikleri gibi Kilyos TURBAN tesisleri 2001 yılında Sarıyer Belediyesine “Halka açık sosyal tesisler, parklar vb. projelerin uygulamaya konulması suretiyle geniş bir kesimin kullanımına sunulması” şartıyla tahsis edilmiş olup;  “Söz konusu parsel sadece rekreasyon ve turizm amaçlı kullanılabilir, üçüncü şahıslara satılamaz, ticari amaçla kullanılamaz ve bu amacının dışında da devredilemez” ibaresi bulunmaktadır.

Bu gerçekler altında verilen önergenin kabul edilmemesi sonrası özellikle sosyal medya mecralarında “Vatandaşlarımızın tapu alması engellendi.” gibi söylemler ısrarla yaptığımız  “Siyaseti bu işin dışında bırakın.” çağrımızın sonuçsuz kaldığının göstergesidir. Suni gündemler oluşturarak vatandaşlarımızın öncelikli problemlerini suiistimal etmek yerine samimi olma ve doğru olanı yapma vaktidir.

SAMİMİ OLUNSAYDI 2009’DA SORUN ÇÖZÜLÜRDÜ

Yönetimi devraldıktan 3 ay sonra İstinye, Tarabya ve Çayırbaşı’nda bulunan ve üzerinde 314 bina olan vakıflara ait 83.000 m2'lik 9 adet parselin hak sahibi vatandaşlara verilmesi için Milli Emlak’tan devrini istedik. 14 ay bekletildik.

Devretmediler!

Göreve geldikten sonra kısa süre içerisinde tapu sorununu çözmek için devir beklerken, 2010 yılında kanunda değişiklik yapılarak (23/7/2010-6009/35) “Hazine adına tescil edilen taşınmazlar, büyükşehirlerde öncelikle büyükşehir belediyesine devredilir.” maddesi eklenmesiyle karşılaştık. İlçe belediyeleri yerine İBB'ye devri için mevzuat değiştirildi. Vakıf parselleri Sarıyer Belediyesi yerine İBB’ye devredildi. Ancak İBB, yasal olarak kendisine tanınan beş yıl süre içerisinde bu parselleri vatandaşa devretmedi. Süre dolması sonucu bu parseller vakıflara geri döndü. Vatandaş yine ortada kaldı!

HANİ İMAR BARIŞI MÜLKİYET SORUNUNU ÇÖZECEKTİ?

Hatırlanacağı üzere İmar Barışı yasası sonrası her yere "Mülkiyet sorunu çözüldü, imar sorunu çözüldü" diye pankartlar asıldı. Altlığı boş olan yasa üzerinden insanlara umut verildi. Vatandaşın doğru bilgilendirilmesi, içeriğinin doğru anlaşılması için teknik ekibimizle birlikte sahaya indik. Mahallelerde, sitelerde imar barışı bilgilendirme toplantıları yaptık. Radyo, TV programlarında, gazetelerde konuyu detaylı olarak anlatmaya çalıştık.

İmar barışının gecekondu alanlarında tapu sorununu çözmediğini, yapı kayıt belgesinin tapu yerine geçmediğini, imar hakkı oluşturmadığını, düzenlemenin eksikliklerini tek tek anlattık. Hatta bu toplantılarımız sayesinde imar barışını çıkaranlar da ne çıkardıklarını bizden öğrenmiş oldu.

SORUNU SİYASET ÜSTÜ ANLAYIŞ ÇÖZER

Günü kurtarmaya yönelik hareket ederek, gerçeklerden uzak, siyaset malzemesi haline getirerek bu sorunun çözülmesi mümkün değildir. Biz samimiyetten yanayız. Sarıyerlilerin haklarının korunduğu, yasaların halktan yana yorumlandığı anlayışla hareket etmeye her zaman hazırız.


nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır