Arapça kökenli bir sözcük olarak öne çıkan Kibriya, kelime anlamı ile beraber aynı zamanda dini anlamı üzerinden ifade edilir. Türkçede pek kullanılmayan ve aynı zamanda bulunmayan bir sözcük olduğunu da söylemek mümkündü.
Kibriya Ne Demek, Ne Anlama Gelir?
Kelime anlamı üzerinden ele alındığı vakit Kibriya sözcüğü değişik kelimeler eşliğinde ifade edilir.
- Büyüklük
- Ululuk
- Azamet
Yukarıda öne çıkan anlamları ile beraber Kibriya kelimesi amaca uygun değişik yerlerde kullanılabilir. Aynı zamanda dini anlamı üzerinden de özellikle önemli bir yere sahip olduğunu söylemek mümkün. Bu yönüyle sadece Allahu Tealaya ait olan büyüklük, ululuk ve azameti gösteren bir yapı üzerinden ele alınır.
Kibriya Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı
Türk Dil Kurumu üzerinden ele alındığı vakit değişik kelimeler ile beraber Kibriya kelimesi ifade edilir. Bu doğrultuda Arapça üzerinden kullanım tanımı ile beraber Türkçe eşliğinde, ululuk ya da azamet ve büyüklük şeklinde ifade edilmektedir. İslamiyet açısından ele alındığı vakit Allahu Tealaya ait olan bir büyüklük ve azamet ile ululuğu göstermektedir. Taşımış olduğu bu anlamları ile beraber tek başına veya cümle içerisinde amaca göre kullanılabilir.
Burada Kibriya isminin anlamı ve kökeni hakkında bilgi bulabilirsiniz
İsminiz Kibriya mi? Lütfen bu profili geliştimek için isminiz hakkında 5 soru cevaplayın
Anlam: | ihtişam zafer |
Cinsiyet: | Erkek |
Menşei: | Afrika |
Benzer erkek sesleri: | Kabir, Kaspar, Kasper, Kipr, Kaapro, Kubera, Kavera, Kuper |
Benzer kız sesleri: | Kubra, Kebira, Kapri, Kobra, Kabira, Kübra, Kabeera, Kubria |
Reyting: | 5/5 Yıldız 2 oy |
Facebook:
+/- Facebook'ta 60 Kibriya Pozisyon #
Mesaj yayınla
Yorum yazmak ister misiniz? Adınızı girin ve sonrakine tıklayın:
Adın Kibriya mı? Adınıza oy verin
Adın Kibriya mı? Adınıza oy verin
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
Ömer AĞAÇLI
Şimdiye kadar nefsin kötü huyları, sıfatları üzerinde çok sayıda makale yazdım ve nefsin kötü huylarını bir bir sayarak bunların nasıl birer illet olduğunu açıklamaya çalıştım.
Şimdi “ KİBİR”, “ KİBRİYA” sıfatları nefsin kullandığı ve fakat nefse ait olmayan, Allah’ın kendi zatına ait sıfat olduğu üzerinde kimi şeyler söylemek istiyorum.
“AZAMET”, “ KİBİR” VE “ KİBRİYA” sıfatları Allah’ın zatına ait ululuk, yücelik, ilahlık sıfatlarıdır. Allah bu sufatlarını insanın kullanımına vermemiş ve insanlığı tüm tebliğlerde uyarmıştır. Azamet ve kibriya benim gömleklerimdir. Kim bu sıftalarımı kullanırsa ben onları yırtarım ve o kimseyi cehenneme sürerim, diye uyarmıştır.
Kur’an yaratılışın ilk sahnelerinde 2/34 ayette ilk kibriya sıfatını kullananın İBLİS olduğunu ve iblisin cennetten kovulmasına neden olduğunu söyler. Yani yaratılışta ilk işlenen günahın kibir olduğu belirtilir.
2/ “ Meleklere: “ Adem’e secde edin.” Demiştik, onlar da bu emre uyarak secde ettiler. Yalnız iblis diretti, böbürlendi, ululuk tasladı, nankörlerden oldu.”
4/ “ Allah’a kulluk edin, O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Allah, kurumlu, kibirli, ululuk taslayanları sevmez. “
4/ “ İnanıp iyi işler yapanların karşılıklarını eksizsiz ödeyerek ve lütfundan onlara fazlasını verecektir. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da acı bir azap verecektir”
“
KİBİR” sıfatının anlamı, büyüklük, ululuk, azamet, ilahlıktır ve tümüyle Allah’ın zatına aittir.
“ HABİBİ KİBRİYA”, ALLAH’TIR. “ RESULÜ KİBRİYA” , MUHAMMED( S.A.V) DİR. Hz. Muhammed, Allah’ın en büyük peygamberidir. O Allah’a en yakın mertebeye gelmiş ve bütün ilahi sıfatların tecellilerine mazhar olmuş, sıfatları nefsinde cem etmiştir. O nedenle kibriya sıfatına da haizdir. Allah’a en yakın metebeye ulaşan Hz. Muhammed’in Allah’a da nisbeti vardır. Onun dışında yaratılmış hiç bir yaratığın Allah’a nisbeti yoktur. İnsan diğer varlıklardan üstündür ama Allah’a nisbeti yoktur. Bu nedenle hiç bir insan kibriya sıfatını kullanamaz. Tevazu sıfatnı kullanmak durmundadır.
Kötü huylar kalbin huzuruna mani olur, insanın aklına da zarar verir diyor İBRAHİM HAKKI EFENDİ. Fakat kibir nefsin kötü bir huyu değil, hakk’ın zat sıfatıdır. Bütün kötü huyları üreten, Allah’ın ululuk sıfatını kullanan nefs yüzündendir. Nefsi bu ilahi sıfatı kullanmaya teşvik eden “ gurur” dur.
“GURUR”, Arapça bir kelimedir ve manası da çok ilginç olarak aldanmaktır. İnsanın kendi durumu ve konumun idrak edememesi sonucu aldanması, savrulmasıdır.
İnsan sonuç olarak bir yaratılmıştır. İnsanın varlık nedeni ise hakk’ı bilmek ve O’na kulluk etmektir. İnsanı Allah’a kulluk etmesine mani olan ise şeytanın gurur ipine takılmasıdır. Gurur ipine asılmış insandan kibir ürer, insan haddini aşar. Kibir, nefsin ululuk taslaması, ilahlık davasına kalkışmasıdır ki bu halin diğer adı ŞİRKTİR. ÇÜNKÜ KİBİR KULLUĞUN ÖNÜNÜ KESER.
Bir uluhiyet sıfatı olan kibir öyle tehlikeli bir sıfattır ki, insan bu sıfatı kullanmakla başta imanını sonra da aklını kaybeder.
Allah, kibir sıfatını kullananlar için onların ilk önce kalplerini mühürleyeceğini sonra da gök kapılarını ( manevi alemin kapılarını) açmayacağını, hakikat bilgileri olan Kur’an ayetlerinin manalarını açmayacağını söyler.
40/ “ Onlar ki kendilerine gelmiş bir delil olmadan Allah’ın ayetlerini tartıştıseafoodplus.info böylece her kibirli olanın kalbini mühürler.”
7/ “ Yeryüzünde kibirlenenlere ayetlerimi açmayacağım.”
7/ “ Bizim ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara inanmaya tenezzül etmeyenler var ya, işte onlara GÖK KAPILARI AÇILMAYACAKTIR”
16/ “ KİBİRLENENLERİN YERİ CEHENNEMDİR.” Sonuçta, Allah’a karşı Kibir büyüklük, ululuk taslamak anlamında kibir, insanın da katilidir. Kibir insanın ilim, irfan, idrak sahibi olmasını engellediği gibi olgunlaşmasını da engeller. Tevazu, tekamüle götürür. Kibir de alçaklığa
Kibirli insanlara bir bakınız. Onların katı kalpli, kaba, akıl ve idrakten mahrum zillet hayatı yaşadığını göreceksiniz. Allah, kibirli kimseleri zalim ve cebbarlar zümresine dahil eder.
MÜTEKEBBİRLER MÜMİNLER DEĞİLDİR.
İnsan neye sahip ki bu kadar kibirleniyor? Para, mevki, unvan mı insanı Allah’a karşı diklendiren. Bunlar Allah’ın insan verdiği nimetlerdir
Aksaray doğumlu, Ankara Devlet Mühendislik Akademisi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu. Daha sonra işletme masteri yaptı. Kamu da çalıştı Emlak Kredi Bankası’nda mühendislik, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde imar başkanlığı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü’nde genel müdür yardımcılığı, genel müdürlük yaptı.. Ankara’da yaşıyor.. Evli, çocuklu..