Lazerle Orman Yangını

Göltürkbükü'nde 11 Ağustos'ta gece saatlerinde yangın için devriye görevi yapan Bodrum-Milas Havalimanı'na konuşlu Orman Genel Müdürlüğü (OGM) bünyesindeki yangın söndürme helikopterine, yerden lazer tutuldu.

Uçuş güvenliğinin riske atıldığı olay sırasında pilotlar, zor dakikalar yaşadı. O anlar, helikopterdeki bir pilot tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.

Bir pilota ait olduğu öğrenilen 'FirefighterFly'isimli Instagram hesabından yapılan paylaşımda, "Bodrum-Göltürkbükü'nde gece uçuşu yapmakta olan helikoptere lazer tutarak uçuş güvenliğini riske atıyorlar. Bizler ormanlarımız yanmasın, geleceğimiz kül olmasın diye çabalarken, siz hayatımızı riske atıyorsunuz. Lütfen bu konularda duyarlı olalım" denildi.

'HAVA ARACIMIZA LAZER TUTULDU, UÇUŞ TEHLİKEYE ATILDI'

Helikopterin pilotlarından Süleyman Mukim, yaşananları anlattı. Mukim, “Olay saat 20.45 sıralarında Türkbükü'nde gerçekleşti. Hava aracında 3 pilot, 1 uçak mühendisi, 1 teknik ekip olmak üzere 5 kişi ile birlikte havalandık. Gece helikopterin emniyetli bir operasyon yapabilmesi için, gündüz işaretleme yapılması gerekiyor. Bu uçuşta gece görüşüne uygun bir şekilde bölge taraması yapıyoruz. Gerekli önlemleri ve taramaları yaptıktan sonra rotamızı oluşturuyoruz. Bu rota doğrultusunda o gün de test uçuşuna çıkmıştık. Güneş battıktan sonra, derinlik algımız ve görüş çok düşük olduğu için bu görüşü yapmak operasyonun emniyeti açısından zorunlu. Biz uçuşun bu safhasını gerçekleştirdikten sonra keşif ve test amaçlı gece çalışmalarına başladık. O esnada Türkbükü civarlarında hava aracımıza doğru bir lazer tutuldu. Tutulan lazer, uçuşun emniyeti açısından çok tehlikeli. Gece derinlik algımızın kaybolması nedeniyle en ufak görsel müdahale uçuşun güvenliğini tehlikeye atıyor. Lazer tutulması pilota flaş körlüğü, gece körlüğü, geçici körlük, dikkat dağılması gibi sorunlar yaşatıyor" ifadelerini kullandı.

'VATANDAŞLARIMIZIN DAHA DİKKATLİ OLMASI GEREKİYOR'

Lazer kullanımının hava araçlarının uçuşunu tehlikeye atmaması için dikkatli olunması gerektiği konusunda vatandaşlara uyarılarda bulunan Mukim, "Bu tarz hava araçlarında inişte ve kalkışta, acil manevra sırasında görsel referansa dayalı uçuyoruz. Bu noktada halkımız lazer kullanımı konusunda dikkatli olmalı. Havalimanı gibi alanlarda, yangın bölgelerinde bu tarz lazer tutmalarından kaçınalım" dedi.

Mukim, şöyle konuştu:

"Lazer cihazlarına emniyetiyle ilgili açıklamalar yapıştırılabilir. Yangınlarda yer ekibinin ulaşamadığı noktalarda havadan destek büyük önem teşkil ediyor. Yangın bölgelerinde 7 gün 24 saat hazır bir şekilde beklemedeyiz. Olası bir yangın ihbarında 12 dakika içerisinde kalkmış olup müdahale etmemiz gerekiyor, bu sebeple sürekli uçuşa hazır bir şekilde bekliyoruz. Çevre konusunda vatandaşlarımızın daha dikkatli olması gerekiyor."

Orman yakan cani gözü dönmüş korkak kahpe teröristler ülkemizin akciğerleri olan ormanlarımızı, onlarca yılda yetişmiş milli servetlerimiz olan ağaçları ve içindeki canlıları acımasızca yakıyorlar.

Zaman zaman sahil bölgelerinde  İNŞAAT YAPMAK için orman alanlarını yakan alçak hainler hırsızlar ve onlara göz yuman sözde "siyasetçi ve bürokrat" alçaklar da ayrı bir konudur!

Alçak hain korkak PKK terör örgütü ormanlarımızı ilk defa yakmıyor! 
Ormanların içindeki canlılar orman köylerindeki köylülerin ineklerini hayvanlarını ilk defa yakmıyor!
 

Yakıyor gene yakacak!

CHP ve Millet ittifakı ortakları bunlara ses çıkarmaz ve gereğini yapmazsa aynı insanlık dışı canice yapılmış görüntüleri görmeye devam ederiz!

PKK ve Türkiye düşmanlar bundan sonra teknolojide kullanacaklar Türkiye'yi zora düşürmek çaresiz hissettirmek istiyorlar yanılıyorlar!

Türk milleti bırakın ormanları canını vermeye her daim hazırdır.

Ve başaramayacaklar!..
Yok oluşarından önceki son çırpınışlarıdır.

Askeri müdahaleden umudunu kestiğini söyleyen sözüm ona gazeteci bozuntusu ise Türkçe dilini hileli olarak korkakça alçakça kullanarak bilumum teröristlere Erdoğan'ın gitmesi için büyük yangınlar gerekli "Avustralya'daki gibi her yer yanmalı" diye yol gösteriyor teşvik ediyor. Gösteriyor göstermesine de ne hikmetse savcılarda tık yok. Şu demokrasi neymiş be arkadaş içine her haltı koyabiliyorlar ve adına "fikir özgürlüğü diyorlar! Demokrasinin gereği imiş!

Öte yandan Millet ittifakının CHP ye göre örtülü ortağı HDP ye göre aşikar ortağı  ile ittifak partileri yola devam durumundalar.

Peki neden?

CHP orman yangınlarını kınadı ama ormanlarımızı kahpece alçakça yakan teröristlerlerin yandaşları ile artık işimiz yoktur diyemedi demeyeceği anlaşılıyor. Özellikle İstanbul belediye seçimlerini onların desteği ile kazandılar şimdi olur da başkanlığı da onların desteği ile kazanırız hesabındalar CHP ve Kılıçdaroğlunun açık tavrı bu. Fakat millet ittifakının ortakları başta SP ve İYİ parti neyi bekliyor!

Askerlerimizi şehit eden ormanlarımızı yakan kahpe alçaklarla ne için hangi "kutsal ve milli" amaç için "yandan çarklı" birlikteliğe devam ediyorlar ses çıkarmıyorlar. Anlaşılır gibi değil. Ancak şunu bilmeliler millet kimler kimlerledir biliyor ona göre de hakettiği cevabı veriyor ve verecek. Ormanları yakmak kargaşa çıkarmak özellikle Oteller bölgesinde yangın çıkararak ülke ekonomisine darbe vurmak öte yandan yerleşim yerlerinde yangın çıkararak insanlara zarar vermek ve insanları canından bezdirmek istiyorlar. 
Bu hainlerle korkak alçaklarla nasıl olsa gündem değişir bunlar unutulur deyip yola devam edenlere Allah izan versin ne diyelim.

İşin bir başka ve çok önemli cephesi ise;

"Elon Musk’tan Starlink müjdesini dünya kamuoyunu ile paylaşması  " Starlinkler Ağustos’ta bütün dünyayı kapsayacak" demesidir.
 

"İspanya'nın turistik kenti Barcelona'da düzenlenen Mobile World Congress isimli teknoloji fuarına katılan Elon Musk, uydular aracılığıyla bütün dünyaya internet sağlama projesinin detaylarını paylaştı."
Peki bu uydular sadece bütün dünya'ya sadece internet mi sağlıyor? Tam bu noktada bilim adamlarımızı göreve davet ediyorum.

Mesela;
 
- Starlinkler elektroşok yapabilirler mi?

- Laser ile yeryüzünün herhangi bir noktasında yangın çıkarabilirler mi?

- Cennet vatanımızın dört köşesinde başlayan yangınların starlinkler ile bir ilgisi olabilir mi?

Şu anda ülkemiz üzerinde denenmiş olabilir mi?

Ve bundan sonra böyle bir tehlikeye karşı ne yapabiliriz?

- Küresel ısınmanın nedenlerinden bir tanesi uzaya gönderilen uydular vasıtası ile bulutların istenilen bölgelere çekilmesi mi?

Sorular soru içinde ancak malesef İslam dünyası büyük sessizlik ve uykuda.

Hasılı komşumuz Yunanistan'da da aynı sıcaklıklar hakimken yangınlar ora da değil de neden Türkiye'nin pek çok yerinde bir anda çıktı?

İkinci mesele Afganistan'dan KİTLESEL GÖÇ dalgası
Afganistan'dan gelen kitlesel göç dalgasına girmeden kısaca Afganistan bizim neyimiz olur Afganlar kimdir bizi neden ilgilendirir ona deyinmek isterim.

Afganistan yeraltı zenginlikler bakımından çok zengin bir ülkedir. Afganistan'ın istikrarsızlığı sebebi ile kaldı ki onun için istikrarsızlaştırıyorlar Afganistan iç sorunlarla boğuşuyorken yeraltı zenginlikleri başta ABD ve Çin tarafından çalınmakta halk ise sefalet içinde yaşamaktadır. Ayrıca dünyanın nerede ise uyuşturucu merkezi durumunda UYUŞTURUCU üretmektilmekte olduğu bilinmektedir.

Afganistan dost ve kardeş ülkedir. Afganistan'da 35 etnik gurup yaşar bunlardan on etnik guruptan Peştunlar çoğunluğu oluştururken Kuzey Afganistan'da Özbek asıllı yaklaşık on iki milyon civarında Türk yaşamaktadır. Şu sıralar ABD nin Afganistan'dan çekilmesi ile Taliban Afganistan'ın Türklerin çoğunlukta yaşadığı bölgelere saldırmakta bazı bölgeleri de işgal etmeye devam etmektedir.

Afgan merkezi hukümeti yetersiz kalmaktadır. Taliban güçleri gerek ABD gerekse Çin ile anlaşmış ayrıca Pakistan'ın kendilerini desteklediği bilinmektedir.

Türkiye bu durumda ne yapabilir veya ne yapmalıdır?
Türkiye Pakistan ve Afganistan ile bir araya gelerek çözüme kavuşturabilecek öncelikli  ülkedir. Hatta yegane ülkedir denilebilir.

Pakistan ve Afganistan devleti ve halkları Türkiye'nin dostudur. Türkiye her iki ülke üzerinde de büyük saygınlık ve etkiye sahiptir.

Afganistan'daki kargaşa bahanesi ile ülkemize büyük göç başlatılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Afganistan'dan Türkiye gelecek yeni bir göç dalgasını Türkiye kaldıramaz. Zaten Suriyelilerle birlikte ülkemizde on milyona yakın yabancı yaşamaktadır.

Afganistan'dan ülkemize gelmek isteyenler kimlerdir bilinmemektedir. Çoğunluğunun Afganistan'da ABD güçleri yanında yer almış "paralı asker" olarak kullanılmış milisler olduğu yönünde bilgiler gelmektedir.
"Afganlar bizim kardeşlerimiz Türkiye'ye gelmeyip nereye gidecekler" yaklaşımı doğru bir yaklaşım olmadığı gibi çözüme de katkı sunmayan işi çözümsüzleştiren içinden çıkılmaz hale getirecek olan bir yaklaşımdır.

Türkiye bu kadar büyük yükü taşıyamaz taşımamalı.

AB yetkileri ağızlarından baklayı çıkardılar "beş milyon Afganlı Türkiye'ye yerleştirilmeliymiş."
İnsan hakları savunucusu kahraman(!) Avrupalıların bundan muratları nedir? Türkiye ekonomik yük alsın istikrarsızlaşsın iç güvenlik sorunları yaşasın istiyorlar.

Türkiye Afgan kardeşlerimize sahip çıkmalı derken Türkiye'ye beş milyon da Afganlı gelsin demek doğru bir yaklaşım değildir.

Türkiye Afganistan'a sahip çıkmalı ancak Pakistanı Afgan merkezi hükümetini ve Taliban yetkililerini bir araya getirerek konuyu çözüme kavuşturmalıdır. Bunu en iyi şekilde yapabilecek olan da Türkiye'dir.
Aksi halde Suriyeliler kardeşimiz Afganlar kardeşimiz onlar da gelsin yaklaşımı ile meseleye yaklaşırsak sonu olmayan bir yoldur çünkü bizim iki milyar müslüman kardeşimiz var ayrıca içinde dört yüz milyona yakın Türk var ne yapalım yani sorunu olanı "ülkelerini boşaltıp"Türkiye'ye mi alalım böyle bir çözüm akla ve mantığa uyar mı? 

Ve çözüm bu mudur!

Türkiye'ye nereden gelirse gelsin yeni TOPLU KİTLESEL GÖÇLER  konusunu hümanist yaklaşımlarla çözemez.

Ülkemize operasyonlar çekilmekte olduğunu görmeliyiz. 

Konuya  tamamen stratejik ve akılcı olarak yaklaşmalıyız Suriyeli sığınmacılar ve Afgan göçmenler konusunda ileri sürülen yaklaşımlar "muhalefette karşı" zaten diyerek  "muhalefet ağzı" olarak değerlendirmek çok yanlıştır. "Bizim halkımızın yapmadığı işleri bunlar yapıyor ağır işlerde ucuz olarak çalışıyorlar" yaklaşımı ahlaki ve insani bir yaklaşım değildir. Açık açık bunların emeklerini sömürüyoruz demekten ibarettir. Çözüme mani, fikir geliştirmeye mani kısır döngüden ibarettir.

Suriye boşaltıldı istikrarsızlaştırılmıştır böyle devam edilir başta Türkiye'de yaşayan Suriyeliler ülkelerine dönüp ülkelerine sahip çıkmazlarsa İsrail'e kolay lokma yapılmış olacak İsrail Suriye'yi ne zaman nasıl yutacak! 

Afganistan son elli yıldır önce Ruslara karşı sonra kurtarıcı olarak Afganistan'a giren ABD askerlerine karşı şimdi ise birbirlerine karşı savaşmaktalar.

Afganistan'da istikrarsızlık emperyal hedefleri olanlara yetmemekte "böl parçala yut" taktiği gereği şu anda Afganistan birkaç parçaya bölünmek sureti ile Komünist Çin Rusya ABD nin kuklası ve sömürgesi haline getirilmek isteniyor.

Afganlar da Türkiye'ye gelsin diyerek İYİLİK YAPALIM DERKEN Afganistan'ın boşaltılmasına yardım etmiş ABD Rus ve yeni işgalci komünist Çin de dahil emperyalistlere alan açmış oluyoruz.
Türkiye bu meseleyi yerinde ve geç kalmadan çözüme kavuşturmalıdır.

 
Orman yangınları ve yeni Afgan göç dalgası Türkiye'de kargaşa ve iç huzursuzluk ekonomik istikrarsızlık çıkarmak isteyenlerin operasyonudur.

Hamaset yapanlar şunu bilmeli "Türkiye'yi koruyup kollamadan Ne ÜMMETİ ne de MİLLETİ koruyup kollayamazsınız Allah korusun ve ne de kendinizin sığınacak barınacak bir yeriniz olur. Başka Türkiye yok!
Türkiye mazlumların sığınağı barınağıdır. Türkiye ülkelerin istikrarsızlaştırılması, bölünüp parçalanabilmesi "kolay lokma yapılması" için vatandaşlarının BOŞALTMA ve SÜRGÜN ALANI değildir. Olmamalı.

Kalın sağlıcakla 

Vesselam

Alanya, Güzelbahçe’deki çizgi şekilde uzayıp devam eden yangın videosu Twitter’da pek çok insanın tarafından paylaşılarak ‘Starlink uyduları tarafından lazer ile yakıldığı’ iddia edildi. Bu yazıda gerçeği yansıtmayan bu safsatayı açıklığa kavuşturarak bilgi kirliliğini önlemeye çalışacağız.

Karşı ateş tekniği nedir?

Yangınla mücadele yöntemlerinden biri olan karşı ateş tekniği, yangına yaklaşarak söndürebilmenin mümkün olmadığı, yangının genişleyerek büyüdüğü örtü veya tepe yangını durumlarda kullanılan, yangını yangınla söndürme metodudur. Bu teknikte amaç hızla ilerleyen yangının önündeki yanıcı maddeleri azaltarak veya tamamen yok ederek yangının büyümeden kontrol altına alınabilmesini sağlamaktır.

Bu yöntemleri uygulayacak yetkililerin görevlerini en iyi şekilde bilmeleri ve en iyi şekilde uygulayabilmeleri gerekir. Ağır yanıcı madde kullanımı, rüzgar yönü ve rüzgar yönünün değişme ihtimali, nem oranı gibi önemli detaylara dikkat edilmesi son derece önemlidir.

Yukarıdaki videoda da, insanların uydudan lazer ile yakıldığını zannettikleri yangın, devam eden büyük yangını kontrol altına alabilmek amacıyla karşı ateş tekniği kullanılarak kontrollü olarak çıkartılmış. Dolayısıyla ortada uzaydan gelen bir saldırı ihtimali bulunmuyor. Kaldı ki böyle bir ihtimalin olabilme olasılığı da yok denecek kadar düşük.

Gerçekten uydular aracılığıyla yangın çıkartılabilir mi?

Bilmeyenler için haberimizde bahsi geçen Starlink uydularını ele alacak olursak, ünlü girişimci milyarder Elon Musk’ın SpaceX şirketi tarafından geliştirilip fırlatılan ve insanlara uydular aracılığıyla yüksek hızlı kablosuz internet bağlantısı kurmayı amaçlayan uydulardır. Proje aylık abonelik hizmetiyle tıpkı cep telefonu operatörünüz üzerinden eriştiğiniz mobil veri internetinizde olduğu gibi, kablosuz bir şekilde anten aracılığıyla (TV yayını alıyor gibi) internete bağlanma hizmeti sunmayı hedefliyor. Evet, V.09 model Starlink uyduları üzerindeki lazer bağlantıları yer alıyor ancak bunlar saniyede 100 megabayta (Mbps) varan hızlarda veri aktarmak için uydular arasında iletişimi sağlamak amacıyla kullanılıyor. Dolayısıyla yer yüzünde bir yere saldırıda bulunulabilmesi mümkün değil. Uydular sayıca çok olup gezegenin etrafını kaplaması ve alçak yörüngede oluşları nedeniyle astronomik araştırmalara kimi zaman parlayarak engel teşkil edebildiklerinden dolayı gündeme gelmekte ve eleştirilerin odağı olmakta.

Buna rağmen sosyal medyada yangın bölgelerinden paylaşılan acı verici videolar varken, sürecin bu denli ağır ilerletilmesi kelimelerle tarif edemeyeceğim ölçüde öfkelenmeme ve üzülmeme neden oluyor…

İlgili