CRP, kan testlerinde sıklıkla görülen parametrelerden biridir ve “C-reaktif protein” adı verilen protein türünün kısa adıdır. Vücudun herhangi bir yerinde oluşan iltihaplanmaya (inflamasyona) yanıt olarak karaciğerde üretilen bu proteinin kandaki düzeyi, enfeksiyon hastalıkları başta olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarından kaynaklanabilir. CRP düzeyindeki hafif yükseklikler bazı durumlarda basit nedenlerden dolayı oluşabildiğinden normal olarak kabul edilebilir. Fakat şiddetli CRP yüksekliği veya sürekli olarak yüksek olarak seyreden CRP düzeylerinde mutlaka altta yatan nedene yönelik gerekli araştırmalar yapılmalıdır. Spesifik bir test değildir ve vücudun herhangi bir yerinde veya farklı yerlerinde olan inflamasyonlardan kaynaklı yükselebilir. Hastalığı teşhis edilmiş ve tedavi edilen hastalarda, tedavinin etkinliğinin araştırılmasında CRP testleri sıklıkla tercih edilir. Rutin kan testlerinde CRP düzeyinde yükseklik tespit edilen hastalarda daha ileri tanı yöntemlerine başvurularak inflamasyonun yeri ve nedeni araştırılmalı, tedavi planı buna göre şekillendirilmelidir.
Vücuttaki inflamasyona yanıt olarak karaciğer tarafından üretilen C-reaktif protein, hem vücutta iltihap varlığının araştırılmasında hem de iltihabın derecesinin belirlenmesinde kullanılabilen bir kan parametresidir. Kandaki yüksek seviyedeki CRP, enfeksiyondan inflamatuar hastalıklara ve kansere kadar birçok hastalığın habercisi olabilir. Sağlıklı bir kişide kandaki CRP düzeyinin 0-0,5 mg/dl aralığında olması beklenir. Oldukça hassas ve duyarlı olan CRP, en küçük bir inflamasyonda artabilir. Dolayısıyla CRP yüksekliğinin önemli bir durumu işaret etmesi genellikle 0,5 mg/dl’den sonra düşünülen bir durumdur. Fakat bu değerler kişinin yaşına, kilosuna, cinsiyetine, sağlık durumuna, kullandığı ilaçlar ve sahip olduğu hastalıklar gibi pek çok etken göz önünde bulundurularak hekim tarafından değerlendirilmelidir. Tahlil sonuçları değerlendirilirken hasta tarafından kullanılan ilaçlar, sahip olunan hastalıklar gibi konularda hekime detaylı şekilde bilgi verilmelidir. CRP testleri, inflamasyonun yeri ve nedeni hakkında bilgi vermez. Bu nedenle genellikle hekim tarafından herhangi bir hastalıktan şüphelenilmesi durumunda teşhisi destekleyici bir belirteç olarak araştırılır. CRP testi, açlık veya tokluktan etkilenmez ve günün herhangi bir saatinde açlık durumuna bakılmaksızın yapılabilir. Fakat genellikle açlık gerektiren bazı farklı kan testleri ile birlikte yapıldığından kan testine aç karnına gidilmesinde fayda vardır.
CRP seviyesinin yüksek bulunması, bazı sağlık sorunlarının habercisi olduğu gibi kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, kalp krizi, felç (inme), obezite gibi bazı önemli hastalıkların nedenleri arasında da yer alır. Bu nedenle yüksek olduğu tespit edilen CRP’nin nedenine yönelik ileri araştırmalar mutlaka yapılmalıdır. C-reaktif protein karaciğerde üretildiğinden karaciğer hastalıkları bulunan kişilerde proteinin üretiminde aksaklıklar meydana gelebilir. Bununla birlikte hamile kadınlarda da CRP düzeyinin bir miktar artması normal olarak değerlendirilebilir. Fakat gebelik dönemideki CRP yüksekliği mutlaka hekim kontrolü ve değerlendirmesi gerektirir. Şiddetli CRP düzeyleri, erken doğum veya düşük gibi riskleri de beraberinde getirebilir. Bireylerde yüksek kolesterol ve özellikle de kötü kolesterol olarak bilinen LDL yüksekliği de CRP seviyesinin yükselmesine neden olur. Bu kişilerde hem damarlarda oluşan yapısal sorunlar hem de yüksek CRP seviyeleri kardiyovasküler hastalıklar, kalp krizi ve felç gibi komplikasyonlara yakalanma riski yükselir. Dolayısıyla CRP düzeyinin yüksek olduğunu öğrenen kişiler mutlaka hekimlerine danışmalıdır.
CRP yüksekliği, kendi başına herhangi bir belirtiye yol açmaz. Fakat hastalarda CRP seviyesinin yükselmesini tetikleyen enfeksiyon hastalığı, inflamatuar hastalık, kanser, kardiyovasküler hastalıklar gibi sağlık sorunlarına bağlı olarak çeşitli semptomlar gelişebilir. Bu semptomlar özellikle de herhangi bir enfeksiyon hastalığı söz konusu olduğunda CRP seviyesinin artması ile birlikte şiddetlenebilir.CRP yüksekliğine özgü belirti ve bulgular yoktur. Ancak orta ve ağır dereceli enfeksiyonlar, kronik iltihaplanmalar ve kötü kontrollü otoimmün hastalıklar gibi nedenlere bağlı olarak gelişen CRP yüksekliği durumlarında ortaya çıkabilen belirtiler arasında şunlar sayılabilir:
CRP düzeyleri çok yüksek olan bireylerde en yaygın neden akut bakteriyel enfeksiyonlardır. Bu durumda yüksek ateş, terleme, titreme, hızlı kalp atışları, bulantı ve kusma, nefes darlığı, bilinç kaybı, kızarıklık ve kurdeşen gibi komplikasyonlar da gelişebilir. Belirtilerin şiddeti ne olursa olsun mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurulmalı ve hekim kontrolünden geçilmelidir.
Vücutta iltihaplanmaya yol açan her türlü hastalık, CRP yüksekliğine neden olabilir. CRP yüksekliğinin en yaygın nedenleri şunlardır:
Yukarıdaki durumların haricinde çok sayıda farklı sağlık sorunu da CRP yüksekliğine yol açabilir. Kandaki CRP düzeyleri değerlendirilirken dikkat edilmesi gereken konulardan bir tanesi de proteinin seviyesini etkileyen faktörlerdir. Kolesterol hastalarında kullanılan statinler ve non-steroid antiinflamatuar ilaçlar gibi bazı ilaç tedavileri CRP seviyelerini düşürebilir. Bunun yanı sıra gebelik, doğum kontrol haplarının kullanımı veya bazı kronik otoimmün hastalıklar nedeniyle CRP düzeyleri yüksek seyredebilir. Bu gibi durumların hekime bildirilmesi, test sonucunun doğru şekilde yorumlanabilmesi açısından oldukça önemlidir.
CRP yüksekliği tedavisi hastalar tarafından sıklıkla merak edilen konulardan bir tanesidir. CRP yüksekliğinde tedavi, yüksek CRP’ye yönelik bir tedavi değil bu proteinin kandaki seviyesinin yükselmesine neden olan sağlık sorununa yönelik bir tedavi gerektirir. Dolayısıyla öncelikle bu yükselmeye yol açan neden tam olarak tespit edilmelidir. Hastalığın teşhisinde ilave kan testleri, idrar testleri, ultrason, manyetik rezonans, bilgisayarlı tomografi gibi tıbbi görüntüleme testleri, endoskopi ve biyopsi gibi çeşitli yöntemlere başvurulabilir. Vücutta herhangi bir yerde oluşan iltihaplanmadan dolayı yükselen CRP, iltihaplanma etkeninin ortadan kaldırılması ile birlikte 18-20 saat içerisinde normal seviyesine dönmeye başlayabilir. Bu durum bir hastalığın varlığını teşhis etmek kadar tedavi etkinliğinin araştırılması açısından da fayda sağlar. Örnek vermek gerekirse, CRP yüksekliğinin en yaygın nedenleri arasında yer alan bakteriyel enfeksiyonlara yönelik uygulanan antibiyotik tedavilerinde, tedaviden alınan yararın düzeyi belli aralıklar ile yapılan CRP testleri ile takip edilebilir. Altta yatan hastalığa yönelik olarak yapılan tedavilerin yanı sıra hastalar tarafından alınabilecek önlemler arasında:
Eğer siz de yakın zamanda bir kan testi yaptırdıysanız ve CRP düzeyinizin yüksek olduğunu fark ettiyseniz bir sağlık kuruluşuna başvurarak bu durumun nedenlerine yönelik bilgi almanız oldukça önemlidir. Olası enfeksiyon hastalıklarınız veya diğer sağlık sorunlarınızın erken dönemde teşhis ve tedavi edilmesini sağlayarak ciddi hastalıkların önüne geçebilir, daha sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz.
1-Ağız kokusu
Çok fazla protein az karbonhidrat tükettiğinizde vücudunuz ketozise (keton cisimciklerinin kanda artması ve idrarda görülmesi) girer ve bu da nefesinizin çok ağır kokmasına neden olur.
Dişlerinizi fırçalayarak ya da gargara yaparak bu durumu düzeltemezsiniz. Çünkü kokunun kaynağı sindirim sisteminizdir.
Yapabileceğiniz en iyi şey, daha fazla su içerek ve sakız çiğneyerek bu durumu saklamaktır.
2-Hazımsızlık
Midenizde sertlik ve ağırlık mı hissediyorsunuz? Bu tabii ki hoş bir duygu değil.
Çok fazla protein tüketmek kesinlikle bu şekilde hissettirebilir çünkü proteini sindirmek zordur.
Unutmayın, çok fazla yediğinizde ya da sürekli olarak yüksek protein içeren besinler tükettiğinizde mideniz ve bağırsaklarınız bununla mücadele etmekte zorlanır.
3-Dehidrasyon
Protein fazlalığı, vücudunuzun suyu dışarı atmasına ve susuz kalmanıza neden olabilir.
Çoğu zaman buna karşı koymak için daha fazla tüketebilirsiniz.
Ancak çoğu zaman pek çok kişi normalden daha fazla susadıklarının farkına bile varmazlar.
Sebep ne olursa olsun her iki koşulda da vücut susuz kalarak güçsüz düşer.
4-Açıklanamayan halsizlik
Protein vücudumuz için harika bir yakıt ve kaslarımız için yapı taşı olsa da sindirimi maalesef kolay değildir.
Çok fazla protein tükettiğinizde de sindirim sisteminiz sindirmek için daha uzun ve fazla çalışmak zorunda kalır.
Bu da görünürde hiçbir sebep olmaksızın kendinizi yorgun hissetmenize yol açabilir.
5-Kabızlık
Yediklerinizi yüksek protein içerenler arasından seçtiğinizde ve karbonhidrat tüketimini de en aza indirdiğinizde muhtemelen vücudunuza yetersiz lif alırsınız.
Bu da tuvalette dakikalar harcamanıza neden olacak kabızlığa yol açabilir.
6-Kalp hastalığı ve kanser riski
Proteinden zengin beslenmek isteyenlerin çoğu kırmızı ete başvurur.
Ancak araştırmalar, çok fazla kırmızı et tüketmenin doğrudan kalp sorunları ve artan kanser riski ile bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Balık, kümes hayvanları, kabuklu yemişler ve baklagiller gibi kalp dostu gıdalardan protein ihtiyacını karşılamak çok daha iyidir. Elbette bunu yaparken de ölçülü olmayı asla göz ardı etmeyin.
7-Kilo almak
Pek çok insan sadece protein alımını artırarak kilo vereceğini düşünür.
Ancak aslında fazla protein sihirli bir şekilde kilo vermenizi sağlamaz hatta yağlanmanıza bile sebep olur.
Protein almak için yaptığınız aşırı kalori tüketimi kilo alımına yol açar ve günün sonunda çok fazla protein, sadece çok fazla kalori olarak size geri döner.
Kanda protein fazlalığı pek çok nedenden kaynaklanabilir. Kanda dolaşan proteinler bağışıklık sistemimizin bir parçası olan antikorlardır. Dolayısıyla kandaki protein fazlalığı bağışıklık sistemiyle ilgili bir problemin belirtisi de olabilir. Fakat yüksek protein içerikli beslenmenin kandaki protein fazlalığı ile bir alakası yoktur.
Kandaki protein fazlalığının belirtileri
Albümin ve globülin, kanda bulunan iki ana protein serumlarındandır. Bunlar vitamin, mineral ve hormonların vücut içerisinde düzenli biçimde dolaşmasını sağlarlar. Dolayısıyla sağlıklı kalabilmek için, aşağıdaki en yaygın protein fazlalığı belirtilerinden birkaçını yaşıyorsanız hemen bir doktora danışmalısınız:
Kanda protein fazlalığının nedenleri
İltihaplanma ve enfeksiyon
Kandaki protein fazlalığının en önemli sebeplerinden birisi, kandaki uzun süreli enfeksiyonlardır. Hepatit B ve C ve HIV virüslerinden kaynaklanan enfeksiyonlarda antikor üretiminden dolayı protein fazlalığı oluşur.
Karaciğer hastalıkları
Karaciğerinizde bir rahatsızlık olduğunda kanda iki protein salgılanır: Alanin aminotransferaz, ve Aspartat transaminaz. Aşırı kilolu olma ve diyabet sonucunda karaciğerin yağlanmasıyla bu proteinlerin miktarında artış olur. İlaçlar ve toksinlerden karaciğerin zarar görmesi, aşırı alkol tüketimi sonucu oluşan siroz ve hepatit sonucunda da vücutta bu proteinlerde artış görülür.
Nedeni bilinmeyen monoklonal gammopati
Nedeni bilinemeyen bu durum, kanda aşırı antikor birikimiyle ortaya çıkar. Bu hastalıkta kanda dolaşan monoklonal antikorlar dolayısıyla protein fazlalığı açığa çıkar.
Çoklu miyelom
Bir kanser çeşidi olan miyelomda da kanda bulunan aşırı antikorların sonucunda kanda protein fazlalığı oluşur. Bu hastalıkta hücreler kanserli ve kolayca bölünebildikleri için bir arada toplanarak kemikleri istila ederler. Kemiklerde kolayca kırılma, ağrı ve zayıflığa sebep olurlar.
Kandaki protein fazlalığı için tedavi yöntemleri:
Kandaki protein fazlalığından şüpheleniyorsanız ilk yapmanız gereken şey bir üroloji (bevliye) uzmanına görünmek olmalıdır. Durumunuzun ciddiyetine bağlı olarak doktorunuz protein miktarını düşürtmeye yönelik tedaviler uygulayacaktır. Doktorunuz bir protein testi önerebilir. Bu testte alınan kan örneği serumdan ayrılır ve kalan sıvıdaki protein miktarı ölçülür. 6.0 - 8.3 g/dl arası protein seviyesi normaldir.
Erken tanı ve tedaviler iyileşme oranınızı hızlandırır. İlaç tedavisinin yanında uygulamanız gerekenler:
Sağlıklı beslenme: Beslenmeniz size gerekli vitamin ve gıdaları sağlayan çeşitli sebze ve bakliyatları içermelidir.
İstirahat edin: Egzersizin yanında vücudunuza günlük ihtiyaç duyduğu yeterli uyku ve dinlenmeyi de vermelisiniz.
Stresle mücadele edin: Derin nefesler alın, namaz gibi dini vecibeleri yerine getirerek stresten kurtulmaya çalışın.