satmak kelimesinin mecaz anlamı / satmak kelimesinin mecaz anlamı, mecazi amlamlısı, TDK mecaz kelimeler sözlüğü

Satmak Kelimesinin Mecaz Anlamı

satmak kelimesinin mecaz anlamı

TDK Sözlük TDK Sözlük

Sözlüklerin kendisine özgü hazırlama ilkeleri ve kullanma özellikleri vardır. Bu özellikler; madde düzeni, yazım ve söyleyişle ilgili ilkeler ve diğer özellikler olarak sıralanabilir.

Madde Düzeni

Türkçe Sözlük’te madde düzeni ile ilgili olarak benimsenen ilkeler şunlardır:

1. Herhangi bir nesnenin veya kavramın adı olan ve “sözlük birimi” olarak adlandırılan söz ve söz öbekleri, bitişik veya ayrı yazılmasına bakılmaksızın madde başı yapılmıştır: almak, balık, atom ağırlığı, badem yağı, çeşitkenar, dershane, hizmet içi eğitim, işkembesi geniş, kapalı yüzme havuzu, yön gösterme eki vb.

Bunlara ek olarak bitişik yazılan birleşik fiiller (hissetmek, zikretmek) ile dolayısıyla, itibarıyla, meydanda, tutturabildiğine, vaktiyle, yanlışlıkla gibi kalıplaşmış biçimler de madde başı yapılmıştır

Madde içinde ise etmek, eylemek, olmak, kılmak, yapmak vb. yardımcı fiillerle oluşturulup ayrı yazılan birleşik fiiller; deyimler; atasözleri; gibi, kadar, ile vb. sözlerle oluşan kalıplaşmış biçimler yer almıştır: ayırt etmek, hizmet etmek, azat eylemek, göç eylemek, dost olmak, emekli olmak, namaz kılmak, otostop yapmak; abayı yakmak, çene yormak, ev açmak; ayağının bastığı yerde ot bitmez, elin ağzı torba değil ki büzesin, söz gümüşse sükût altındır; akrep gibi, ibiş gibi, kıl gibi, su gibi; parmak kadar, tırnak kadar; bileğinin hakkıyla, bin can ile vb.

2. Madde başında her sözün türü dil bilgisindeki yeri atılacak ve fiillerden önce gelen nesnelerin hangi eklerle kullanıldığı kısaltmalarla gösterilmiştir: a., sf., e., zf.; (-i), (-e), (-den), (nsz) vb.

3. Madde başlarında uzun heceler iki nokta (:) ile, vurgular vurgu işareti (') kontrol edilecek ile ince söylenmesi gereken heceler ünlünün üzerinde (^) işareti ile gösterilmiştir: abat sf. (a:ba:t), bariz sf. (ba:riz), bazı sf. (ba:zı), delalet a. (dela:let), fakirhane a. (fakirha:ne), halazade a. (halaza:de), hudayinabit sf. (huda:yi:na:bit); acaba zf. (a'caba), edepsizce zf. (edepsi'zce), eğer bağ. (e'ğer), evet e. (e'vet); dergâh a. (dergâ:hı) vb.

Türkçede kullanılan Doğu kökenli yabancı söz varlıklarının aslen uzun olan kapalı hecelerinin kısa söylenmesi eğilimi yaygınlaşmıştır. Söz gelişi, haya:t değil hayat; kara:r değil karar, ru:h değil ruh, saba:h değil sabah, zama:n değil zaman. Ancak bu yapıdaki kelimelerin çoğu, ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında aslen uzun olan son heceleri özgün söylenişine dönüşür: hayatı (haya:tı), kararı (kara:rı), ruhu (ru:hu), sabahı (saba:hı), zamanı (zama:nı) gibi. Sözlüğümüzün elinizdeki baskısında, hecenin açılması durumunda ortaya çıkan bu özellik şu şekilde gösterilmiştir: hayat a. (haya:tı), karar a. (kara:rı), ruh a. (ru:hu), zaman is.(zama:nı) vb.

Hem kalın hem de ince okunma özelliğine sahip olan l ünsüzünün söylenişinde sık sık yanlışlığa düşüldüğü görülmektedir. Bu yanlışlıkları ortadan kaldırmak amacıyla ince söylenmesi gereken l’nin okunuşu ayraç içinde belirtilmiştir: klasik, -ği a. (l ince okunur), laborant a. (l ince okunur), vals a. (l ince okunur) vb.

4. ve baskılarında madde başı sözlerin köken bilgisini gösterme konusuna ağırlık verilmişti. Bu baskıda da bütün yabancı söz varlıklarının hangi dilden geldikleri ve öz- XII gün biçimleri gösterilmeye çalışılmıştır: adliye a. Ar. ¤adliyye, ahu a. (a:hu:) Far. ¥h°, anarşi a. Fr. anarchie, sadrazam a. (sadra:zam) Ar. ¹adr + a¤©am, doping a. İng. doping, fok a. Fr. phoque, filiz a. Rum., forint a. Mac. forint, marina a. (mari'na) İt. marina, mart a. Lat., martini a. (marti’ni) İt. martini, kuruş a. Alm. Groschen, temel a. Rum., vasistas a. (va'sistas) Fr. vasistas

Köken bilgisinde, Doğu dillerinden alınan sözlerin özgün yazımı, uluslararası bilim çevrelerinde benimsenmiş bulunan çeviri yazısı alfabesine göre verilmiştir: alem a. Ar. ¤alem, hakikat, -ti a. (haki:kat) Ar. §a®³®at, Hüda a. (hüda:) Far. ¬ud¥, hudayinabit sf. (huda:yi:na:bit) Far. ¬ud¥y + Ar. -³ + n¥bit. Bitişik olarak yazılan ve iki kelimesi de aynı dilden olan sözlerin köken bilgisi verilirken iki kelimenin arasına (+) işareti konmuştur. şehriyar a. Far. şehr + y¥r vb.

Tek sözden veya bitişik kelimelerden oluşan madde başlarında köken bilgisi ayrıntılı olarak gösterilirken ayrı yazılan birleşik kelimelerde bu ilke uygulanmamıştır. Örnek olarak millî ekonomi maddesinde köken bilgisi verilmemiş, bu kelimelerle ilgili bilgiler, millî ve ekonomi maddelerinde yer almıştır. Ancak ayrı yazılmasına karşın birleşik sözü oluşturan sözler ayrıca madde başı olarak yer almıyorsa bu sözlerin köken bilgileri verilmiştir. nitrik asit Fr. acide nitrique, fort pense Fr. fort pince. Ayrıca Türkçe yapım ekleriyle oluşturulan yeni söz varlıklarının köken bilgilerinin verilmesine de gerek duyulmamıştır.

5. Madde başı sözler eğer herhangi bir bilim dalının veya alanın terimi ise bunlar kısaltma ile gösterilmiştir: anat. (anatomi), coğ. (coğrafya), ed. (edebiyat), fiz. (fizik), jeol. (jeoloji), kim. (kimya), sin. (sinema), sp. (spor) vb.

6. Madde başı sözlerin açıklanmasında bir başka incelik de kullanım sıklığı, eskilik ve halk dilinde yaşama özelliğidir. Yaygın kullanımdaki sözler için herhangi bir kısaltma verilmemiştir; eskilik için esk., halk arasında yaşayan sözler için hlk. kısaltmalarına yer verilmiştir. Ancak bu kısaltmalar kelimelerin türevlerinde kullanılmamıştır

7. Genellikle yaygın anlamlar önce, mecaz, argo, alay, hakaret ve öteki anlamlar sonra verilmiştir. Ardından deyimleşmiş veya kalıplaşmış biçimler anlamlarıyla, varsa örnekleriyle sıralanmış; atasözleri de bu bölüm içinde gösterilmiştir.

Ali Cengiz oyunu; Ali kıran baş kesen; Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını Ali’ye giydirmek gibi özel adlarla kurulmuş deyim ve atasözlerine de Türkçe Sözlük’te yer verilmiştir. Ancak bunların sözlükte yer alabilmesi için özel adın madde başı yapılması gerekmiştir. Söz gelişi, Ali Cengiz Oyunu deyimine yer verebilmek için Ali sözü madde başı olarak alınmıştır.

8. Madde başı olan söz sadece mecaz anlam taşıyorsa bu söz için mec. kısaltması kullanılmamıştır.

9. Sözlerin cümle içindeki kullanımlarını göstermek ve anlamlarına açıklık getirmek için Türk edebiyatının tanınmış yazarlarından seçme örnekler, tırnak içinde ve eğik yazıyla dizilerek verilmiştir. Herhangi bir örnek cümle, içindeki sözlerin zenginliği, kullanım güzelliği veya çarpıcılığından dolayı bazen birden fazla madde için örnek gösterilmiştir

Türkçe Sözlük’ün bu baskısında gönderme düzeninde ayrıca şu ilkeler benimsenmiştir:

a. Sözlerin kullanım sıklığı dikkate alınmış ve eş anlamlı sözlerden yaygın olanında tanım verilmiş; yaygın olmayan sözlerde ise tanım yerine karşılık verilmekle yetinilmiştir: mahcur sf. Kısıtlı; mahiye a. esk. Aylık; telaki a. esk. Buluşma, kavuşma; teşrinievvel a. esk. Ekim; teşrinisani a. esk. Kasım; uca (II) sf. hlk. Yüce; üstüvane a. esk. Silindir vb.

b. Dilde kullanımdan düşmüş olan kelimeler bk. kısaltması ile yaygın söz veya söz öbeklerine gönderilmiştir: ır a. bk. yır vb. Yaygın yanlışlar doğru biçimlerine gönderilmiştir: abi a. bk. ağabey; ayrıyeten zf. bk. ayrıca; muzur sf. Ar. mużirr bk. muzır vb.

c. Dilimize son zamanlarda girmekte olan Batı kökenli sözler özgün biçimiyle eğik olarak yazılmış, burada tanım verilmeyerek Türkçe karşılıklarına gönderme yapılmıştır: check-up a. İng. check-up tıp bk. tam bakım; factoring a. İng. factoring ekon. bk. alacaklandırma; tubeless sf. İng. tubeless bk. içsiz vb

ç. Birleşik sözler sözlükte ilk kelimesine göre abece sırasıyla yer almaktadır. ” biçiminde yer almaktadır.

Yazım ve Söyleyiş

1. Türkçede yalın biçimleri iki heceli olan vakit, sabır, meyil, şehir, hasım, resim, asıl, nehir, beyin gibi Doğu dillerinden, özellikle Arapçadan geçmiş bazı alıntı kelimelerin, ünlüyle başlayan bir çekim eki aldıklarında veya etmek, eylemek, olmak yardımcı fiilleriyle birleştiklerinde, ikinci hecelerindeki dar ünlü düşer: vakitim değil vaktim, sabırın değil sabrın, meyili değil meyli, şehire değil şehre, hasımı değil hasmı, resimi değil resmi, asılı değil aslı, nehire değil nehre, beyinim değil beynim; küfretmek, kasdetmek, kaybolmak, kahrolmak, zehrolmak , sabreylemek vb. Türkçe Sözlük’te bu tür değişikliklere uğrayan kelimeler madde başında vakit, -kti, sabır, -brı, meyil, -yli, şehir, -hri, hasım, -smı, resim, -smi, asıl, -slı, nehir, -hri, beyin, - yni biçiminde gösterilmiştir.

Yalın biçimleri iki heceli olan ve ikinci hecelerinde dar ünlü bulunan gönül, burun, ağız, karın, boyun, göğüs gibi bazı Türkçe kelimeler de ünlüyle başlayan çekim eki aldıklarında hece kaybına uğrar. Bu tür kelimeler de Türkçe Sözlük’te gönül, -nlü, burun, -rnu, ağız, -ğzı, karın, -rnı, boyun, -ynu, göğüs, -ğsü biçiminde verilmiştir.

2. Sert ünsüzlerle biten bazı kelimelerin, ünlü ile başlayan ek almaları durumunda son sesleri yumuşar. Son sesteki bu değişme, açık, -ğı, barınak, -ğı, kürek, -ği, elek, -ği, araç, -cı, süreç ,-ci, söğüt, -dü, kanat, -dı, itimat, -dı, yurt, -du, kitap, -bı, hesap, -bı örneklerinde görüldüğü biçimde gösterilmiştir.

2. Sert ünsüzlerle biten bazı kelimelerin, ünlü ile başlayan ek almaları durumunda son sesleri yumuşar. Son sesteki bu değişme, açık, -ğı, barınak, -ğı, kürek, -ği, elek, -ği, araç, -cı, süreç ,-ci, söğüt, -dü, kanat, -dı, itimat, -dı, yurt, -du, kitap, -bı, hesap, -bı örneklerinde görüldüğü biçimde gösterilmiştir.

Ünlüyle başlayan ek aldıklarında son ünsüzü değişen Batı kökenli kelimeler de vardır. Bunlar için de lirik, mikrop, lort, lastik, gardırop, otomatik, komik, prensip örneklerini verebiliriz. Bu tür kelimeler de Türkçe Sözlük’te lirik, -ği, mikrop, -bu, lort, -du, lastik, -ği, gardırop, -bu, otomatik, -ği, komik, -ği, prensip, -bi biçiminde gösterilmiştir.

3. Yazımla ilgili bir başka sorun, Arapçadan dilimize geçen ve aslında ikiz ünsüz bulunduran kelimelerle ilgilidir. Türkçede son sesleri tek ünsüze dönüşmüş olan hak (hakk), his (hiss), zan (zann), ret (redd) gibi kelimelerin, ünlüyle başlayan ek almaları veya etmek, eylemek, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşmeleri durumunda, yapılarında var olan çift ünsüzler yeniden ortaya çıkar: hak, hakkım; his, hissi, hissetmek, hissolunmak; zan, zannı, zannetmek, zannolunmak; ret, reddi, reddetmek, reddeylemek, reddolunmak. Türkçe Sözlük’te bu tür değişikliğe uğrayan kelimeler hak, -kkı; his, -ssi; zan, -nnı; ret, -ddi biçiminde gösterilmiştir.

4. Son ünlüsü kalın olmasına rağmen ince sıradan ek alan Doğu ve Batı kökenli kelimeler menfaat, -ti; saat, -ti; lügat, -ti; feragat, -ti; harf, -fi; hayal, -li; ihtimal, -li; istikbal, -li; rol, - lü; alkol, -lü; mareşal, -li; festival, -li biçiminde gösterilmiştir

5. Sonu p, ç , t , k ile biten özel adlar ünlü ile başlayan ek aldığında çoğunlukla son seslerinde yumuşama olur ancak bu değişim yazıda gösterilmez: Suruç, -ç’u; Gaziantep, -p’i; Güzelyurt, -t’u; Zonguldak, -k’ı biçiminde gösterilmiştir. Bu özel adların okunuşlarındaki değişiklik ise (su’rucu); (ga:zi'antebi); (güze'lyurdu); (zo’nguldağı) biçimlerinde belirtilmiştir.

Diğer Özellikler

Türkçe Sözlük’ün kullanımında yukarıda verdiklerimizin dışında başka bazı teknik özellikler de yer almıştır. Yapı bakımından birbirine benzeyen ve eş sesler bulunduran birçok kelime Türkçe Sözlük’te art arda gelmektedir: boy, çay, kalın, saf, sandal bu tür örneklerden birkaçıdır. Kaynakları ve anlamları farklı olan bu yapıdaki kelimeler boy (I), boy (II), boy (III); çay (I), çay (II); kalın (I), kalın (II), kalın (III); saf (I), saf (II); sandal (I), sandal (II), sandal (III) biçiminde Romen rakamlarıyla birbirlerinden ayrılmışlardır.

Saymak ve satmak gerçek ve mecaz anlamı

Saymak ve satmak gerçek ve mecaz anlamı

Saymak ve satmak gerçek ve mecaz anlamı nedir, saymak ve satmak sözcüklerinin gerçek ve mecaz anlamlarıyla birer cümle örneğini yazımızın devamından okuyabilirsiniz.



Saymak nedir

  1. [-i] Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak
    • "Nara sormuşlar: - Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne -demiş." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. Sayıları arka arkaya söylemek
    • "Birden ona kadar saymak."
  3. Herhangi bir sıraya koymak, herhangi bir sırada yer aldığını kabul etmek
    • "Artık kışı geçti sayabiliriz."
  4. Herhangi bir şey, yerine koymak veya herhangi bir şey gözüyle bakmak, addetmek
    • "Her çiçekten bal eyledik / Arıya saydılar bizi." (Pir Sultan Abdal)
  5. Varsaymak, tutmak, farz etmek
    • "Elimi uzatsam benim olacak bir vazoya sırt çevirip başkasına kaptırınca onu benden çalınmış saymak neden?" (Haldun Taner)
  6. Arka arkaya söylemek, sıralamak
    • "Birinin iyiliklerini saymak."
  7. Ödemek, peşin vermek
    • "İki bin lira saydı, bana bir küpe aldı." (Memduh Şevket Esendal)
  8. Geçer tutmak
    • "Bunu saymam, sizi bir gün erkenden beklerim."
  9. Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı dolayısıyla bir kimseye veya bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmak, saygı göstermek, sözünü dinlemek, hürmet etmek
    • "Anam babamı nasıl saydı ise ben de kocamı öyle sayacaktım." (Memduh Şevket Esendal)
  10. Önemsemek
  11. Gibi görmek, kabul etmek
    • "Arzularını yapmayı belli büyük bir külfet saydığınız bu küçük kalpler, saadetin kapısından girmeden felaketin ortasına yuvarlanıyorlar." (Aka Gündüz)
  12. Hesaba katmak, dikkate almak
    • "Bundan önce verdiğimi saymıyor musun?"

Satmak nedir

  1. [-i] Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek
    • "Geniş arazisini parselleyip sattı." (Tarık Buğra)
  2. [nsz] Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak
    • "Onun yerinde kim olsa bu kadar azamet satardı." (Peyami Safa)
  3. Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek
    • "Herhâlde beni de satmasını bilmiş olacaktı ki hatırlılar masasında ehemmiyetli bir adam gibi karşılandım." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek
  5. Bir yolunu bularak birinden ayrılmak
    • "Yanımdakini satamazsam size gelemeyeceğim."

Saymak ve satmak sözcüklerinin gerçek ve mecaz anlamlarıyla birer cümle yazınız.

saymak

  • Gerçek: Okuldaki sıraları saydım. Yoldan geçen araçları saymak yerine dersine çalışsan daha iyi olur.
  • Mecaz: Saydım çektiğim kahırları. Anan babanı nasıl saydı ise sen de kocanı öyle saymalısın.

satmak

  • Gerçek: Geçen gün ev sattım.
  • Mecaz: Sattım çocukluğumu üç kuruşa. Sen beni sattın yazıklar olsun.
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

👏

👎

😍









◁ GÜNÜN HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ ▷ Önemli not: Habere dosya, resim ve video ekleme özelliği geçici olarak devre dışı bırakılmıştır. Yorum ve düşüncelerinizin bizim için çok değerli olduğunu biliyor musunuz? Yorumlarınızla soru cevaplarımıza katkıda bulunabilirsiniz.
Sitemizde yer alan tüm hizmet ve içerikler eğitim ve öğretim amaçlı olarak öğrencilerin kullanımına sunulmaktadır.

▼ SIRADAKİ HABER ▼

Paragraf Bilgisi

Paragraf Nedir?

Paragraf herhangi bir yazının bir satırbaşından öteki satırbaşına kadar olan bölümüne denir.

Paragraf bir olayın, bir durumun, bir duygunun sadece bir yönünü ele alır.

Paragraf uzun bir yazıya yapı olarak benzer. Paragrafta da uzun yazılarda olduğu gibi giriş, gelişme, sonuç bölümleri vardır.

Her paragrafta bir düşünce savunulur. Paragrafı oluşturan cümlelerin anlam ve yapı yönünden bir uyum içerisinde olması gerekir.

A) PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ

1) Paragrafın Konusu:

Her paragrafta yazar bir şeylerden söz ederek okura mesaj ulaştırmak ister. Paragrafta üzerinde durulan, hakkında söz söylenen düşünce, olay ya da duruma &#;konu&#; denir.

Bir paragrafı Çözümlerken yapılacak ilk iş konuyu doğru olarak saptamaktır. Konusu bilinmeyen paragrafın anlaşılması güçtür. Konuyu bulmak için &#;Parçada neden söz ediliyor?&#;, &#;Üzerinde durulan nedir?&#;, &#;Hakkında söz söylenen nedir?&#; sorularını paragrafa yöneltiriz, aldığımız cevap bize paragrafın konusunu verir.

NOT: Konunun belirlenmesi ana düşüncenin belirlenmesi için ilk aşamadır. Konu, genellikle paragrafın ilk cümlesinde yer alır. Kimi zaman da ikinci cümlede yer alır.

Örnek: Sabun köpüklerinde gökkuşağının renklerini, lapa lapa yağan karda uçuşan serçeleri görebildiğimiz için Tanrı&#;ya şükredelim. Eğer bize verilen nimetleri ve bütün güzellikleri göremeyecek kadar kör isek utanalım. Elimizdeki nimetleri sayalım. Ufak tefek çabalarla ortadan kaldırılabilecek sıkıntıları değil.

Şimdi bu paragrafı dikkatlice okuyup anladıktan sonra paragrafa şu soruyu soralım: &#;Parçada neden söz ediliyor?&#; Bu sorunun cevabı &#;Mutlu olabilmek için hayatın kötü yönlerini değil güzel yönlerini görmeye çalışmak gerekir&#; cevabını alıyoruz.

Örnek: Herkes mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan geçmeye mecburdur. Ancak bu yolları elinde bir ışık olmadan geçmeye çalışmaktansa, başkalarının tecrübe meşalelerinden faydalanarak yürümek daha kolay ve karlı değil midir?

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden bahsedilmektedir?
A)  Gelecekte başarılı olmak için genç yaşta bir mesleğe atılmak gerekir.
B)  Hayat, uzun ve zor bir yoldur.
C)  Hayatı daha kolay bir hale getirmek için başkalarının tecrübelerinden yararlanmak gerekir
D) Herkes, mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan geçer.

Çözüm: Paragrafın bütününü dikkatlice okuduktan sonra &#;paragrafta neden söz ediliyor?&#; sorusunu paragrafa yönelttiğimizde &#;hayatı kolay  bir hale getirmek için başkalarının tecrübelerinden yararlanmak gerekir .&#; cevabını alırız. Cevap: C

2) Paragrafın Başlığı:

Bir paragrafın başlığı konu ve ana düşünceyle doğrudan ilgilidir. Başlık, konu ve ana düşüncenin bir çeşit özetidir. Başlık paragrafın tamamını kapsar.

Paragrafın başlığını bulurken paragraf okunduktan sonra ilk ve son cümle tekrar okunmalıdır. Bu cümleler genellikle konuyu ve ana düşünceyi verir. Başlık ana düşünceyle özellikle de konuyla ilgilidir.

Örnek: Sözü uzatmak, büyütmek, dallandırmak, gereksiz kelimelerle doldurmak yoktur onda. Ne diyecekse en açık, en doğru biçimde söyler. Ama bu sözler bir araya geldi mi bir derinlik, bir anlam çoğalması, üzerinde uzun uzun durmak, incelemek, düşünmek gerekliliği yaratır.

Bu paragrafın ana düşüncesi, &#;Söyleyeceği sözü uzatmadan açıkça söylemek.&#; olduğuna göre, başlık da düşüncenin özeti olan &#;özlü anlatım&#; olmalıdır.

Örnek: Para, gerçek zenginlik değildir. O, sadece ihtiyaçların giderilmesine vasıta olduğu için değerlidir. Bir çölün ortasında, hararetten yanan bir insan için birkaç damla soğuk su, bir torba altından çok daha değerlidir.

Bu paragrafın başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A)  Gerçek Zenginlik
B)  Çöl ve Su
C)  Soğuk Su
D)  İhtiyaçların Giderilmesi

Çözüm: Paragrafın ana düşüncesi &#;Para gerçek zenginlik değildir.&#; Bu ana düşünceyi kapsayan başlık  &#;Gerçek Zenginlik&#; olmalıdır. Cevap: A

3) Paragrafın Ana Düşüncesi:

Yazarken veya konuşurken karşımızdakine bir şeyler aktarmak isteriz. İster bir olay aktaralım, isterse bir konudaki düşüncemizi aktaralım,bunların hepsini bir amaç için ortaya koyarımonash.pw amaca,aktarmak istenilen bu mesaja &#;ana düşünce&#; denir.

&#;Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?&#; sorularına cevap verir. Ana düşünce paragrafın başında, ortasında, sonunda olabileceği gibi paragrafın geneline sindirilmiş de olabilir.

Örnek: &#;Kışın beyaz güzelliğinin de yazın sıcak ve nemli günlerinin de zevkine var. Her mevsim, her gün, her an gelir geçer ve hiçbiri asla birbirinin aynı ya da tekrarı değildir. Kış soğuğunun ortasında yazı, yazın bunaltıcı sıcağında kışı özlemek yerine, her mevsimi kendi güzelliğiyle kabul et.&#;

Parçada, her mevsimin, her anın kendine göre bir güzelliğinin olduğu, bir mevsimi yaşarken bir başka mevsimin hayalini kurarak yaşamamak  ve içinde bulunduğumuz mevsimin tadını çıkararak yaşamak gerektiği anlatılıyor. Öyleyse bu paragrafın ana düşüncesi: &#;Hayatın her mevsiminin tadını çıkarmak gerekir.&#; olmalıdır.

4) Paragrafın Yardımcı Düşünceleri:

Ana düşünceyi inandırıcı bir duruma getirmek,desteklemek amacıyla çeşitli düşüncelere,görüşlere de yer verilir,bunlara &#;yardımcı düşünce&#; denir.

Bir paragrafta ana düşünce bir tane iken yardımcı düşünce sayısı birden fazla monash.pwımcı düşünceler ana düşünceyle bağlantıları ölçüsünde önem kazanır.

Yardımcı düşünceyle ilgili sorular çoğu zaman &#;olumsuz&#; biçimdedir.

  • &#;&#;..  hangisine değinilmemiştir?&#;
  • &#;&#;..  hangisi çıkarılamaz?&#;
  • &#;&#;..  hangisi söylenemez?&#;
  • &#;&#;&#; hangisine yer verilmez?&#;
  • &#;&#;&#; hangisi yoktur?&#;
  • &#;&#;&#; hangisine ulaşılamaz?&#;

biçimdeki olumsuz sorular yardımcı düşünceleri sorar. Seçeneklerin dördünde söz edilenler  parçada bulunmalıdımonash.pw yüzden bu tip olumsuz sorularda paragraflar dikkatlice okunmalı,yardımcı düşünceler iyi belirlenmelidir.

Örnek: Hislerimizi etkileyen yüz ifadeleri üzerinde yapılan çalışmalar, iyi durumdayken bile pek fazla gülmediğimizi ortaya çıkarmıştır. Oysa gülümseme ve gülme, biyolojik süreci etkileyerek kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Onlar, beynimize giden kan ve oksijen miktarını, sinir taşıyıcılarının uyarı düzeyini artırır.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Yapılan araştırmalar, pek fazla gülmediğimiz ortaya çıkarmıştır.
B)  Gülümseme kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.
C)  Gülümseme insan biyolojisini etkiler.
D)  Sağlıklı insanlarda beyne giden kan ve oksijen miktarı daha fazladır.

Çözüm: Parçada A, B, C seçeneklerinde verilenlere ulaşılabilir. Parçada, beyne giden kan ve oksijen miktarının artması sağlıklı olmaya değil, gülümsemeye bağlanmıştır; bu yüzden D seçeneğinde verilen yargıya ulaşımonash.pw: D

B) PARAGRAFIN YAPISI

Her cümlenin paragraf içinde özel bir yeri vardımonash.pwıl ki her metnin bir girişi, bir gelişmesi, bir sonucu varsa paragraf da böyle bölümlere ayrılır. Her cümle kendinden önceki ve sonraki cümleyle hem anlam hem de yapı bakımından ilişki içindedir.
Şimdi bu bölümlerin özelliklerini görelim:

 1) PARAGRAFIN GİRİŞ (BÖLÜMÜ) CÜMLESİ:

Giriş cümlesi paragrafın ilk cümlesidir. Bu bölümde paragrafta ele alınacak konu belirtilir. Kendisinden sonraki her cümle, dil ve düşünce yönünden giriş cümlesine bağlıdır.

NOT: Giriş cümlelerinde bir cümleyi önceki cümleye bağlayan &#;bağlayıcı öğeler&#; bulunmaz. &#;Fakat, ama,lakin, ancak, yalnız, çünkü, yani, oysa,n ne var ki, bu nedenle, şöyle ki, halbuki, kısacası,.&#; bağlaçlarına yer verilmez.

NOT: Giriş cümlesi kendinden önceki bir yargının varlığını hissettirmez;çünkü daha önce söylenen bir şey yoktur.

Örnek:Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olmaya en uygundur?

A) Yeni öykücüler arasında Türkçe&#;yi bütün güzelliği ile kullananlar var.
B) Başka öykülerini de dergilerde okumuştum ama bunu hepsinden güzel buldum.
C) Bunda,tiplerin çok canlı,öykülerin otobiyografik olmasının da etkisi var.
D) Bir bakıma bu son iki kitabı birer dil olayı olarak değerlendirilmelidir.
E) Birçok yeni öykücünün,buna gereğinden fazla önem verdiğini gördük.

2) PARAGRAFIN GELİŞME  BÖLÜMÜ

Bu bölümde girişte ele alınan konu açıklanmış, tartışılmış, betimlenmiş ve öykülenmiştir. Bundan dolayı ayrıntılara girilmiş, düşüncelerle desteklenmiş, bütünleşme sağlanmış bölüme &#;gelişme bölümü&#; denir.

Gelişmeyi oluşturan cümleler, dil ve düşünce yönünden kendisinden önceki ve sonraki cümleye bağlıdır. Bu cümleler konunun geliştirilip açıklandığı cümledir. Gelişme cümleleri ana düşüncenin belirginleşmesini sağlayan yardımcı düşünceleri içerir.

NOT: &#;&#;. hangisi söylenemez, hangisine değinilmemiştir, hangisine ulaşılamaz?&#; biçiminde düzenlenmiş, olumsuz sorularda &#;söylenen, değinilen, ulaşılan&#; sonuçların çoğu gelişme bölümünde bulunur.

Örnek: Bence edebiyat, bütün türleriyle masalla başlar, masalla biter. Masal, türler içinde en çok şiire yakındır. Ritmiyle, tekrarıyla, hayaliyle. Eşine rastlamadığımız ama umutlarımızı, korkularımızı, sevinçlerimizi taşıyan yeni eşyalar, yeni insanlar, yeni hayvanlar yaratır masal. Bu nedenle en çok şiire yakındır.

Bu parçada masalla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Yinelemelere yer verildiğine,
B) Düş öğesinden yararlanıldığına,
C) Çok aranan ve okunan bir tür olduğuna,
D) Değişik türlerin kaynağı olduğuna,
E) Duygusal yönünün bulunduğuna.

Çözüm: Görüldüğü gibi bu soru,paragrafın yan düşüncelerini araştıran bir sorudur. Paragrafta yan düşünceler paragrafın gelişme bölümünde bulunur.

A,B,D ve E seçeneklerinde bulunan düşünceler bu paragrafın gelişme bölümünde yer almıştır. C seçeneğindeki &#;çok aranan ve okunan bir tür olduğuna&#; değinilmemiştir.

3) PARAGRAFIN SONUÇ (BÖLÜMÜ) CÜMLESİ:

Paragrafın en can alıcı,en etkili bölümü burasıdır. Sonuç bölümü çoğu kez, kendinden önceki düşünceleri açıklayan, özetleyen bir nitelik taşır. &#;Kısacası, demek ki, yani, böylece, sonuç olarak, öyleyse.&#; gibi özet anlamı taşıyan bağlaçlarla tamamlanır.

Yazar bu bölümde düşüncelerini derleyip toparlar ve bir sonuca bağmonash.pwç bölümü,bazen giriş bölümünün tekrarı biçiminde bazen de ana düşüncenin anımsatıldığı,paragrafın özetlenmesi şeklinde oluşur.

Örnek: İnsanın doğayla savaşımında korkunun rolü yansımaz.Önemli olan, bu insanca duyguyu iyi değerlendirebilmektir. Nasıl ki  kullanılması bilinmeyen bir silah bazen geri tepip büyük zararlara yol açabiliyorsa, korku da  denetim altında tutulmayıp kendi başına bırakılırsa sonuç hiç kimse için iyi olmaz. Korkalım; ama neden, niçin korktuğumuzu bilelim. Korkuya yenilme kaygısının tutsağı olmayalım.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Korkuyla birlikte yaşamayı öğrenelim.
B) Korkudan,uygun biçimde yararlanmaya çalışalım.
C) Korkunun,toplumu değişik yönlerden etkilediğini unutmayalım.
D) Korkuyu bir engel değil,bir araç olarak görelim.
E) Korkumuzun nedenini öğrenip ona göre davranalım.

Çözüm: Parçada korkuyla yaşamın sadeliğinden,bu duyguyu iyi değerlendirmenin gerekliğinden söz monash.pw parçanın sonuna A,B,D,E seçeneklerindeki ifadeler monash.pw korkunun toplum üzerindeki değişik etkilerinden söz edilmediği için E&#;deki ifade ile tamamlanması uygun olmaz.

Düşüncenin Akışını Bozan Cümleler:

Her cümle kendinden önceki ve sonraki cümleyle hem anlamlı hem de yapı bakımından ilişki içerisindedir. Bu yüzden bir paragrafta dil ve düşünce bağlantısı iyi kurulmamışsa, anlatımın akışı bozulur. Paragrafın içerisinde belirtilen düşünceden farklı bir düşünceye değinen cümleler düşüncenin akışını bozar.

Ayrıca bakınız ⇒Anlatım Bozuklukları

Örnek: (I)  Bu kitap, yaşamının değişik dönemlerinden seçilmiş ürünlerden oluşuyor.(II)  Ağırlık  O lerden önce yazdığım şiirlerde (III) Son beş yılda dergilerde birçok şiir yayımladım, ancak bu şiirleri kitaba almadım. (IV)Anılarımda da belirttiğim gibi bunlar kendimle uzun bir hesaplaşmadan sonra oluşan şiirler.(V) Dolayısıyla beni bütün yöntemlerimle okurlarımla tanıtacaktır.

Yukarıdaki  numaralanmış gibi cümlelerden düşüncenin hangisi akışını bozmaktadır?
A) 1.          B) 2        C) 3          D) 4        E) 5

Çözüm: Bu parçanın üçüncü  cümlesi düşüncenin akışını bozuyor. Çünkü 1. ve 2. cümlede kitaptaki şiirlerden  söz  edilmiş 3. cümlede ise kitapta olmayan şiirlere değinilmiş 4.cümlede ise yine kitapta olanlara geçilmiş 4. cümledeki &#;bunlar&#; sözü bir önceki cümleye bağlı olduğunu açıkça ortaya koymuşturcümle çıkarılırsa anlam düzelir.

Parçayı Bölümlere Ayırma:

Bir paragraf ancak bir düşünceyi anlatır. Parça iki paragrafa bölünmek istenirse, parçada iki ayrı düşünce var demektir. Öyleyse parça içinde her düşünce ayrı bir paragrafta yer almalıdır.

Bu konuyla ilgili sorularda iki ayrı düşüncenin işlendiği bir parça verilir. Ve bu parçanın iki parçaya bölünmesi istenir.

Örnek:
Sanatçının mektupları bir araya getirilerek bir kitap oluşturulmuş.(1) Oluşturulan kitap iki bölüme ayrılmış.(2) Birinci bölümde sanatçının çeşitli kişilere yazın alanında yazdıkları,ikinci bölümde ise ona yazılanlardan alıntılar yer alıyor.(3) Sanatçı şiiri,düz yazıdan daha çok seviyor.(4) Bir mektubunda: &#;Şiirin bir tek dizesi bile, koskoca bir yazının anlatmak istediğini bir çırpıda anlatıverir.&#; diyor.(5) Bu söz de onun şiire ilişkin görüşlerini kısaca açıklıyor.

Bu parça, açıklanan düşünceler açısından iki paragrafa ayrılmak istense, ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) 1           B) 2           C) 3         D) 4              E) 5

Çözüm: Parçada 3. cümleye kadar sanatçının mektuplarından oluşan bir kitabın özellikleri; 3.cümleden sonra ise sanatçının sevdiği tür üzerinde duruluyor. Yani yeni bir konuya geçiliyor. Bu da ikinci paragrafa geçilmesini gerektiren bir durumdur.

Paragrafa Cümle Ekleme:

Bir paragrafın başına, ortasına ve sonuna getirilecek cümle, kendisinden önceki veya sonraki cümleyle dil ve düşünce yönünden bağlantılı olmalıdır.
Bazı sorularda paragrafın başına, ortasına bazılarında ise sonuna cümle ekleme sorulabilir. Bu durumda parçanın anlam bütünlüğü ve yapısal bağlılığı dikkate alınmalıdır.

Örnek: İnsanların beğenileri birbirine monash.pw o kırmızıdan hoşlanıyor,siz yeşili monash.pw o,Wagner&#;in müziğini beğeniyor. Siz Mozart&#;ı yeğliyorsunuzdur. Gördüklerinden ve dinlediklerinden aldığı tat sizinkine uymuyor diye karşınızdakini zevksizlikle,kabalıkla suçlamaya hakkınız yoktur.

Bu parçada boş bırakılan yere,düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) Kimi zaman beğenilerinizin bağdaştığı da olur.
B) Öteki sanat dallarında da böyledir bu.
C) Öyleyse nelerden hoşlandığınızı bilmeniz gerekir.
D) Çünkü,insanların beğenileriyle davranışları arasında ilişki vardır.
E) Değerlendirmeleri belirli ölçütlere göre yapmak gerekir.

Çözüm: Paragrafta asıl anlatılmak istenen farklı beğenileri olan insanların davranışlarının da farklı olacağı,bundan dolayı da insanların suçlanmaması gerektiğmonash.pwğişik renklerden hoşlanan,değişik müzikler dinleyen insanlar değişik davranışlar sergileyeceğine göre boş bırakılan yere &#;D&#; seçeneğindeki cümlenin gelmesi uygun olur.

Bir Sorunun Cevabı Olan Paragraflar

Bir paragrafın ilk cümlesi sorudan sonra okunduğunda soru ve ilk cümle arasında bir uyum olması gerekir. Bu bakımdan genellikle konuyla ilgili bu tür sorular sorulduğu paragraftaki ilk cümleden anlaşılır.

Bir de paragrafın ana düşüncesinin sorulan soruyla uyum içinde olması, parçanın sorunun cevabı niteliğinde olması gerekir.

Örnek: Bu soru, birçok yazara sorulmuştur. Soruyu yanıtlayanlar arasında, &#;Kendim için yazıyorum.&#; diyenler de vardır. Eğer bu tür bir yanıtı benimsemiş olsaydım, okurlarımı kendimle bütünleştirirdim; yani,  &#;Onlar demek,ben demek&#; derdim. Oysa ben, beni anlamak için özel bir çaba gösterecek olanlara sesleniyorum.

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?

A) Yapıtlarınızla ilgili tepkilerine göre,okurlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
B) Niçin kendinizi okurun beklentilerine bağımlı hissediyorsunuz?
C) Okurlarınızın, &#;sizin gibi düşünenlerden oluştuğu&#; görüşüne nasıl vardınız?
D) Okurlarınızın görüşlerini değerlendirmeyi doğru buluyor musunuz?
E) Yapıtlarınızı oluştururken hangi tür okuru hedefliyorsunuz?

Çözüm: Yazar; &#;Oysa ben,beni anlamak için özel bir çaba gösterecek olanlara sesleniyorum.&#; diyerek aktif okuyuculara hitap ettiğini  belirtmektedir. Böylesine bir yanıt E seçeneğindeki &#;Yapıtlarınızı oluştururken hangi tür okuru hedefliyorsunuz?&#; sorusuna karşılık verilmiş olabilir.

Duyularla İlgili  Sorular:

Duyu insan ve hayvanlarda dışarısının etkisini bir organizma yardımıyla duyma yeteneğidir. Duyular; görme, işitme, koklama, tatma ve dokunma organları ile algılanır.

Örnek: Küf yeşili yaprağın üzerinde koyu benekler vardı. Yapraktan acı, kekiğimsi bir koku geliyordu. Adam, yaprağa bakıyor, beneklerini sayıyordu. Birden yaprağın üstündeki beneklerden biri kımıldadı.İrkildi adam. Önce gözlerine inanamadı. Koyu kestane kabuk çıtırdayarak yarıldı, altından tül gibi yarı saydam kanatlar çıktı. Uçuverdi böcek. Nemli, ılık bir esintinin içinde yitip gitti.

Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır?

A) Görme     B) Tatma        C) Dokunma   D) İşitme  E) Koklama

Çözüm: Parçada duyuları veren ipuçlarını bulalım. &#;Küf yeşili&#; sözü renk olduğundan &#;görme&#; , &#;acı bir koku&#; sözü &#;koklama&#; , &#;çıtırdayarak&#; sözü &#;işitme&#; , &#;nemli,ılık bir esinti&#; sözü &#;dokunma&#; duyusunun bulunduğunu gömonash.pwçada tatmayla ilgili bir duyu yok. &#;Acı&#; sözü sizi aldatmasın parçada bu söz mecaz anlamda kullanılarak, koku söylenmiş.

Paragraftan Yargı Çıkarma:

Paragraftan hareketle paragraftaki düşünceyle ilgili bazı kanılara varmaktır. Paragraftaki düşünceyi yorumlamayla yargılara ulaşılır. Anlatılanların, neyi düşündürmek istediğine ve hangi amaca yönelik olduğuna göre yorumlanması olumlu veya olumsuz yargıları saptar.

Örnek: Kimi çağdaş yazarların hoş bir tutumu var. Önce bilinen bir klişeyi alıp yazdıkları öykünün çıkış noktası yapıyorlar. Siz okur olarak &#;Eyvah!&#; der demez, satırların arasında verilen ustalıklı ve incelikli anlatımlar sizi bambaşka bir şölene çağırıyor. Ama öyle dil oyunlarının, bilinç akışı gibi metnin anlaşılmasını güçleştiren yöntemlerin kullanıldığı bir şölen değil bu. İnsanların davranışlarını yönlendiren ögeleri seçiyor, bunları çarpıtmadan çağdaş insanın tutkularıyla bizi yüz yüze getiriyor. Üstelik her şey yalın ve usulca söz söylemeye dayalı.

Bu parçada sözü edilen yazarların yapıtlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Anlaşılması çaba gerektiren nitelikler taşıdığı
B) Özgün olmayan konulardan yola çıktığı
C) Belirli teknikleri kullanmaktan kaçındığı
D) Anlatılanların beklentilere ters düştüğü
E) Karakterleri kendi gerçeklikleri içinde yansıttığı  (ÖSS )

PARAGRAF SORULARINDA  ŞUNLARA DİKKAT EDELİM!

* Paragraf sorularında önce soru cümlesi okunur. Daha sonra parça okunur. Çünkü parçayı hangi amaçla okuyacağımızı bilirsek amacımıza uygun olarak paragraftaki düşüncelere daha kolay ulaşırız. Bu yaklaşım zamanda kazanç sağlar, dikkatimizin dağılmasını önler.

*Paragraf sorularının tamamına yakınını doğru yanıtlayabilmek için, &#;Paragraflar uzun olduğu için zordur.&#; önyargısını terk edelim; bir parça ne kadar uzun olursa, yanıtı bulmak o kadar kolaylaşır. Çünkü sorunun yanıtı parçada yer alır. Bu nedenle en kolay sorular, paragraf sorularıdır. Bu tip sorular özel bir bilgi gerektirmediğinden, herkes tarafından kolaylıkla yanıtlanabilir.

*Sorulanı göz önünde tutarak metni okuyunuz. Önemli gördüğünüz anahtar sözcüklerin altını çiziniz.

*Paragraflar bir çırpıda, geri dönüş yapmadan mümkün olduğu kadar hızlı okunmalıdır. Paragrafları dudağımızla değil, gözlerimizle okumalıyız. Yapılan araştırmalar gözün okuma hızının, zihnin düşünme ve anlama hızına dudağınkinden daha yakın olduğunu ortaya çıkarmıştır.

*Paragrafta anlatılanlar karşısında nesnel olmalıyız. Bu tür sorularda paragraftaki düşünceye katılıp katılmadığımız ya da o konuda ne düşündüğümüz sorulmaz. Paragraf yazarının söylediklerini anlamamız yeter.

*Özel uyarılara dikkat etmeliyiz. Soru cümlesinde altı çizilen ya da tırnak içine alınan  &#;-me, -ma, değildir, yoktur&#; gibi ek ve sözcüklere özellikle dikkat gösterilmelidir.

*Paragraf sorularında başarılı olmanız için geçmiş yılların  sınav sorularını titizlikle, sabırla, dikkatle çözmenizi tavsiye ederiz. Düzenli olarak yapacağınız günlük paragraf çözme egzersizleri anlama, yorumlama ve karşılaştırma yeteneğinizi geliştirecek ve tüm sözel (Tarih, Coğrafya, Felsefe) sorularında fayda sağlayacaktır.

OKUMA HIZINIZI ARTIRIN !!!

Okuma hızınızı artırmak için yapacağımız işlem çok basittir. Elinize alacağınız bir kalemi mümkün olduğu kadar hızlı hareket ettirerek satırlar üzerinde yürütün ve gözünüzün her defasında birden çok kelime üzerinde sabitleşmesine imkân verir.

Kalemi satır üzerinde yürüterek okumak size başlangıçta anlamsız ve çocukça gelebilir. Sonuç olarak yavaş okuduğunuzda ağır ve sıçramalı okuyuşunuzdan ötürü çabuk sıkılır ve dikkatiniz dağılır. Bu sebeple zihniniz okuduğunuz konudan uzaklaşır. Fakat hızlı okuduğunuz zaman elde edeceğiniz ritim ve akış okuduğunuzun anlamına daha kolay ulaşmanızı sağlar.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır