besmelesiz kesilen hayvan eti yenir mi / EskiEserler | Eski Eserler | monash.pw

Besmelesiz Kesilen Hayvan Eti Yenir Mi

besmelesiz kesilen hayvan eti yenir mi

Besmelesiz Kesilen Hayvanlar

Besmele çekilmeden kesilen hayvanların hükmü, helal gıda konusunun günümüzde en çok tartışılan meselelerinin başında gelmektedir. Hanefî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine mensup âlimler En’âm sûresinin ayetini delil göstererek hayvan kesiminde besmelenin farz, besmelesiz kesilen hayvanların haram olduğunu kabul etmişlerdir. Şâfiî mezhebinde ise bunun tam aksine hayvan kesiminde besmele çekmek farz değildir, dolayısıyla besmelesiz kesilen hayvanlar da helaldir.

Aslında yukarıdaki iki zıt görüş de aynı ayetle yani En’âm sûresinin ayeti ile temellendirilmektedir. Besmelenin farz olduğunu iddia edenler, ilgili ayeti “Üzerine Allah’ın adı anılmayan (hayvan)lardan yemeyin! Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır&#;” şeklinde tercüme etmektedirler. Gerçekten de ayet bu şekilde anlaşılacak olursa kesilirken üzerine Allah’ın adı anılmayan hayvanların yenilmesi haram olup bu hayvanların etini yiyenler de fasık olacaklardır! Besmelenin farz olmadığını iddia edenler ise ayetin bu şekilde tercüme edilip anlaşılmasının yanlış olduğunu, burada besmelesiz kesilen hayvanlardan değil; Allah’tan başkasının adı anılarak kesilenlerden bahsedildiğini söylemektedirler. Biz de bu yazımızda En’âm sûresinin ayetini fazla ayrıntıya girmeden; ama farklı açılardan ele alarak hayvan kesiminde besmele çekmenin şart olup olmadığı hususunda bir sonuca varmaya çalışacağız.[1]

1. Arap Dili Açısından

Tartışmalara konu edilen En’âm sûresi ayetin ilk kısmının Arapçasını bir görelim:

وَلَا تَأْكُلُوا مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ وَإِنَّهُ لَفِسْقٌ

Hayvan kesiminde besmeleyi farz kabul edenlerin, ayeti “Üzerine Allah’ın adı anılmayan (hayvan)lardan yemeyin! Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır&#;” şeklinde iki ayrı cümle olarak tercüme ettiklerini, karşıt görüş sahiplerinin ise ayeti bu şekilde tercüme etmenin yanlış olduğunu söylediklerini ifade etmiştik.

Gerçekten de ayete Arap dili açısından baktığımızda burada bir tercüme ve anlama hatası yapıldığını, bundan dolayı da yanlış bir hükme varıldığını görüyoruz. Şöyle ki:

Besmeleyi şart görenler ayetteki (وَإِنَّهُ لَفِسْقٌ) cümlesini başındaki vâv harfinden dolayı kendisinden önceki (وَلَا تَأْكُلُوا مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ) cümlesine atıf olarak kabul etmişlerdir. Hâlbuki Arap dili açısından böyle bir şey mümkün değildir. Çünkü (وَإِنَّهُ لَفِسْقٌ) ifadesi, cümle içinde hâl konumunda olup yeme yasağını kesilen hayvanın “fısk” olması hali ile sınırlamaktadır.

Şâfiî fakihlerden Hatîb eş-Şirbînî, bu cümlenin kendisinden önceki cümleye atfedilemeyeceğini, çünkü ikisi arasında Arap dili kuralları açısından tam bir zıtlık (tebâyün) bulunduğunu belirtmiştir. Bunun sebebi, (وَلَا تَأْكُلُوا مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ) cümlesinin fiilî-inşâî; (وَإِنَّهُ لَفِسْقٌ) cümlesinin ismî-haberî olmasıdır. Yerleşik nahiv kurallarına göre bu iki cümlenin birbirine atfedilmesi doğru değildir. Şirbînî’ye göre (وَإِنَّهُ لَفِسْقٌ) cümlesi, başındaki vâv harfinin konumundan dolayı bir suâl-i mukadderin (sorulma ihtimali olan, gelmesi beklenen bir sorunun) cevabı da olamaz. Dolayısıyla buradaki vâv’ın, “vâv-ı hâliyye/durum bildiren vâv” olmasından başka bir ihtimal kalmamaktadır.[2] Böyle olunca ayetteki yasak besmelesiz kesimle değil; kesilen hayvanın fısk olması durumu ile kayıtlanmış olur. Bu fısk oluş da Allah’ın Kitabında (En’âm ayette) “Allah’tan başkasının adı anılarak kesilenler” şeklinde açıklanmıştır.

Mezhep imamlarından İmam Şâfiî’nin de bu görüşte olduğu belirtilmektedir. O, ayette yer alan (وَلَا تَأْكُلُوا مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ) ibaresi ile kastedilenin putlar için kesilen hayvanlar olduğunu şöyle ifade etmiştir:

“Allah Teâlâ’nın –En’âm ayetin devamında yer alan- ‘Eğer onlara uyarsanız kesinlikle siz de müşrik olursunuz’ buyruğu, putlar adına kurban edilenlerle ilgilidir. Yani, ‘Eğer putlar adına kesilen hayvanların etini yemeye razı olursanız bu, sizle­rin de o putların ilahlığına razı olduğunuz manasına gelir. Bu ise, şirki gerektirir’ de­mektir.”

Şâfiî, âyetteki fısk kavramı için “Allah’ın kitabından, bunun ne zaman fısk olacağını araştırdık” demiş ve En’âm sûresinin ayetindeki  (أَوْ فِسْقًا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ) cümlesini delil göstererek fısk kavramının üzerine Allah’tan başkasının adı anılarak kesildiği için fısk olan hayvan’ ifadesi ile tefsir edildiğini belirtmiştir.[3]

Meşhur müfessirlerden Fahreddîn er-Râzî de hayvan kesiminde besmelenin farz olmadığını düşünmekte ve En’âm suresi ayetten yola çıkarak besmeleyi farz kabul edenler için: “Onların zannettiği gibi bu ayet onların lehine değil, bizim lehimize delil olur” deyip şu açıklamaları yapmaktadır:

“Buradaki vâv’ın atıf vâv’ı olduğunu söylemek mümkün değildir. Çünkü (وَلَا تَأْكُلُوا) ibaresi fiil cümlesi, (وَإِنَّهُ لَفِسْقٌ) ise isim cümlesidir. Zaruret halleri haricinde isim cümlesinin fiil cümlesine atfedilmesi hoş değildir. Vâv’ın burada atıf için olamayacağı anlaşılınca geriye onun “hâliyye” olması seçeneği kalır (&#;)

Ayrıca bu ayette fısk oluş durumu mücmel/kapalı bırakılmış, açıklanmamıştır. Ama aynı sûrenin ayetinde: ‘üzerine Allah’tan başkasının adı anılarak kesildiği için fısk olan hayvan’ şeklinde buyurularak ayette geçen fısk ‘Allah’tan başkasının adı anılarak kesilenler’ ifadesi ile açıklanmıştır.”[4]

Bu açıklamalar doğrudur. O halde Arap dili kuralları gözetilerek ayetin meali şöyle olmalıdır:

“Üzerine Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanın fısk olduğu kesin ise ondan yemeyin!”

Mana Arap dili kurallarına uygun bir şekilde verilince ayette besmelesiz kesilen hayvanlardan bahsedilmediği, aksine Allah’tan başkasının adı anılarak kesilen hayvanlardan söz edildiği ve bu şekilde kesildiği konusunda hiçbir şüphe bulunmadığı zaman o etlerden asla yenilmemesi gerektiği anlaşılmaktadır.

2. Fısk Kavramı Açısından

Hayvan kesiminde besmelenin farz olmadığının bir delili de ayetteki fısk kavramıdır. Bu da En’âm sûresinin ayetinde Allah’tan başkasının adı anılarak kesilen hayvanları ifade etmektedir. Yani her kim bile bile Allah’tan başkasının adı anılarak kesilen bir hayvanı yerse O’ndan başka bir ilahın varlığını kabul etmiş olacağından bu davranış onu fasık yapacak yani dinden çıkaracaktır. Yoksa üzerine besmele çekilmeden kesilen şeyleri yemek fasıklık sayılmaz. İmam Nevevî, besmelesiz kesilen hayvanların etlerini yemenin fasıklık sayılmayacağı konusunda ümmetin icmâ ettiğini belirtirken[5] müfessirlerden Âlûsî de ictihada konu olmuş fiilleri işlemenin ayette belirtilen fısk kapsamına girmeyeceğini söylemiştir.[6]

Tartışmalara konu olan bu ayetin tamamı şöyledir:

“Üzerine Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanın fısk olduğu kesin ise ondan yemeyin! Şeytanlar dostlarına, sizinle mücadele etmelerini fısıldarlar. Eğer onlara uyarsanız kesinlikle siz de müşrik olursunuz.”

Görüldüğü gibi ayette ‘fısk’ kavramı ile birlikte ‘şirk’ kavramı da geçmektedir. Bu, meselenin tevhid – şirk bağlamında düşünülmesi gerektiğini göstermesi bakımından hayli önemli bir ayrıntıdır. Yani Allah’tan başkasının adını anarak hayvan kesen birini onaylamak, o hayvanın etinden yemek suretiyle ona uymak kişiyi tereddütsüz bir şekilde müşrik yapacaktır. Mesele böylesine önemlidir. Dolayısıyla bir kez daha ifade etmeliyiz ki ayette besmele çekilip çekilmeme durumundan değil; hayvanın Allah’tan başkası adına kesilip kesilmemesi durumundan bahsedilmektedir.

3. Sûre Bütünlüğü Açısından

En’âm sûresi ayette üzerine Allah’tan başkasının adı anıldığı için fısk olan hayvanın yenilmemesinden söz edildiğinin bir diğer kanıtı, bu ayetin içinde bulunduğu En’âm sûresidir. Allah Teâlâ bu sûresinin ve ayetlerinde şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın ayetlerine inanıp güveniyorsanız artık O’nun adı anılarak kesilenlerden yiyin.

Size ne oluyor ki Allah’ın adı anılarak kesilenlerden yemiyorsunuz![7] Oysa Allah, haram kıldığı her şeyi size ayrıntılı olarak açıklamıştır; çaresiz kalıp yedikleriniz başka. Birçokları, kendi arzularına uyarak bilgisizce insanları saptırırlar. Rabbin, sınırları aşanları çok iyi bilir.”

Meali verilen bu ayetlerde yenilmesi haram kılınan şeylerin ayrıntılı olarak açıklandığı bildirilmiştir. Bu ayrıntılı açıklama aynı sûrenin ayetinde şöyle yapılmıştır:

De ki: Bana gelen vahiyde yiyen kişiye şunlardan başka yemesi haram kılınmış bir şey bulamıyorum: Ölü (leş), akmış kan, domuz eti -ki bir pisliktir- ya da üzerine Allah’tan başkasının adı anılarak kesildiği için fısk olan hayvan.Kim zorda kalır da isyan etmeden ve aşırıya gitmeden bunlardan yerse senin Rabbin bağışlaması çok, iyiliği bol olandır.”

Kesilmeden ölmüş hayvan, akıtılmış kan, domuz eti ve Allah’tan başkasının adı anıldığı için fısk özelliği kazanmış olan hayvanlardan başka haram kılınan herhangi bir hayvansal gıdanın bulunmadığının bildirildiği bu ayette besmelesiz kesilen hayvanlara yer verilmediği ayan beyan ortadadır. Ayetler arasında herhangi bir çelişki yoktur. Yani bir ayette anlatılan husus, diğer ayette unutulmamıştır. İmam Şâfii ve Fahreddîn er-Râzî’nin “Bu ayetteki fısk kavramı ayette geçen fısk kavramının ne olduğunu izah ediyor” şeklindeki gayet isabetli açıklamalarını bir kez daha hatırlatmak isteriz. Yani sûre bütünlüğü de net bir şekilde göstermektedir ki haram kılınan hayvansal gıdaların arasında besmelesiz kesilenler yoktur. En’âm ayette bahsi geçen ise fısk olduğu kesin olan yani Allah’tan başkasının adı anılarak kesildiği kesin olarak bilinen hayvanlardır.

4. Kur’an Bütünlüğü Açısından

Sadece En’âm sûresinin ayeti değil; haram kılınan hayvansal gıdaların anlatıldığı Bakara sûresi , Mâide sûresi 3 ve Nahl sûresi ayetlerde de besmelesiz kesilen hayvanlara yer verilmemiştir. Bu dört ayetin dördünde de haramların; kesilmeden ölmüş hayvan, kan, domuz eti ve Allah’tan başkasının adı anılarak kesilenler olmak üzere dört hayvansal gıda ile sınırlı olduğu belirtilmiştir. Besmele eğer farz olsaydı aynı şeylerin tekrar tekrar zikredildiği ayetlerde mutlaka “Bir de Allah’ın adı anılmayanlar/besmele çekilmeden kesilenler” şeklinde buna da yer verilirdi. Hâlbuki en son indiği rivayet edilen ve haramların son kez tekrarlandığı Mâide sûresinin 3. ayetinde bile “tezkiye ettikleriniz/kestikleriniz hariç” buyurularak kesim işlemine değinildiği halde besmeleden söz edilmemiştir. Hâşâ Allah Teâlâ En’âm ayette söylediğini bu ayetlerde unutmuş değildir!

Kur’an bütünlüğüne bakıldığında besmele yani Allah’ın adının anılması; biri kurban ibadetinde[8], diğeri av bahsinde[9] olmak üzere iki durumda emir ve/veya tavsiye edilmiştir. Yani hangi durumda besmele çekilmesi isteniyorsa onunla ilgili ayette “üzerine Allah’ın adını anın!” ifadesiyle besmeleye açıkça yer verilmiştir. Fakat kurban ibadeti ve avlanma durumu dışında normal zamanlarda etlik hayvanların kesimi esnasında besmele çekilmesi gerektiğinden bahsedilmemiştir.

Netice itibarıyla hayvan kesiminde besmele çekilmesinin farz değil, sünnet olduğu[10], besmele çekilmeden kesilen hayvanların da yenilebileceği sonucuna ulaşmış bulunuyoruz. Aşağıdaki sahih hadis de ulaştığımız bu sonucu kuvvetlendirmektedir.

Bir grup sahabî, Resûlullâh’a gelerek: “Ey Allah’ın elçisi! Bazıları bize et getiriyorlar. Üzerine Allah’ın adını anıp anmadıklarını bilmiyoruz. O etlerden yiyelim mi, yemeyelim mi?” şeklinde bir soru sorunca O da onlara şu cevabı vermiştir:

“Siz Allah’ın adını anın ve yiyin!”[11]

Muhaddis ve lugat alimi Hattâbî: “Bu hadis, hayvan kesiminde besmele çekmenin şart olmadığının delilidir. Eğer şart olsaydı hakkında şüpheye düşülen o hayvan, mubah kabul edilmezdi…” derken[12] Mühelleb b. Ebî Sufre de konuyla ilgili olarak şunları söylemiştir:.

“Besmelenin farz olmayışının kaynağı bu hadistir. Çünkü onların yerken çektikleri besmele, kesim esnasında çekilmeyen besmelenin yerine geçmiştir. Bu da onun sünnet olduğunun delilidir. Çünkü hiçbir sünnet, farzın yerine geçmez…”[13]

Dr. Yahya ŞENOL

monash.pw Editörü

[email&#;protected]

YAYIMLANDIĞI YER: Kitap ve Hikmet Dergisi, Temmuz-Eylül , Sayı: 30, s.

monash.pw

[1] Konu hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi’nde yayımlanan (sayı: 31, yıl: , s. ) “Hayvan Kesiminde Besmele Meselesi” başlıklı akademik makalemize başvurabilirler.

[2] Hatîb eş-Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc, Mısır, , c: 4, s.

[3] Fahreddîn er-Râzî, et-Tefsîru’l-Kebîr, Beyrut, , c: 5, s.

[4] Râzî, Menâkıbu’l-İmâmi’ş-Şâfiî, Mısır, , s.

[5] İmam Nevevî, el-Mecmû’, Beyrut, t.y., c: 8, s.

[6] Şehâbeddîn el-Âlûsî, Rûhu’l-Maâni, Kahire, , c: 8, s.

[7] En’âm sûresi Mekke’de indiği için bu ayetler, Mekke döneminde Müslümanların, müşriklerin Allah’ın adını anarak kestikleri hayvanların etinden yemediklerini gösteriyor. Çünkü müşrikler, kestikleri hayvanların sadece bir kısmı üzerine Allah’ın adını anmaz (En’âm 6/), onları Allah’tan başkası adına keserlerdi (En’âm 6/). Ayetler çok açık olmasına rağmen fıkıh mezhepleri, müşriklerin kestiklerini yemenin haram olduğu konusunda ittifak etmişlerdir! Hâlbuki haram olan, müşriklerin kestiği her hayvan değil; O’ndan başkasının adını anarak kestikleri hayvanlardır. Müşrikler o hayvanları, bu iş için yerleştirilmiş taşlar (nusub) üzerinde kestikleri için o taşların üzerinde kesildiği bilinenler de aynı şekilde haramdır. Bkz Mâide 5/3.

[8] Hac, 22/28, 34,

[9] Mâide, 5/4.

[10] Hadis kaynaklarında yer alan sağlam bilgilere göre Nebîmiz Muhammed Mustafa sallallâhu aleyhi ve sellem sadece hayvan keserken değil; yemeğe başlarken, abdest alırken, elbise giyerken, bineğe binerken, cenazeyi kabre indirirken, eve girip çıkarken, kapıları kilitlerken, kap-kacağın üzerini örterken ve hatta karı koca ilişkisinden önce dahi besmele çekilmesini öğütlemiştir. Bütün bunlar -haram olmayan- bir işe başlarken Allah’ın adını anmanın, Nebîmizin ihmal etmediği kuvvetli bir sünneti olduğunu göstermektedir

[11] Buhârî, “Tevhid”, 13, “Zebâih”, 21; Ebû Dâvûd, “Edâhî”, 13–19; İbn Mâce, “Zebâih”, 4.

[12] Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, c: 8, s.

[13] Şevkânî, a.g.e., c: 8, s.

Eti yenen-yenmeyen hayvanlarDomuz ve köpek eti ittifakla helâl değildir. Avını köpek dişi ile veya pençesi ile yakalayan hayvanın eti de helâl değildir. Dolayısıyla arslan, kaplan, kurt, fil, ayı, kedi gibi yırtıcı hayvanlar ile pençeli olup başka kuşlara saldıran kartal, atmaca, şahin, doğan, pençesizlerden de leş yiyen çaylak, akbaba, leş kargası gibi yırtıcı kuşlar helâl değildir. Ancak Mâlikîlere göre dört ayaklı yırtıcı hayvanlar kerahetle helâldir. Kirpi, gelincik, tilki, sırtlan, samur Şâfiî’de helâldir. Kirpi, köstebek, yılan Mâlikî’de helâldir. Tilki ve sırtlan Hanbelî’de helâldir, kirpi Hanbelî’de helâl değildir. Çakal Şâfiî’de de haramdır. Kırlangıç, hüdhüd (ibik kuşu), yarasa, baykuş, papağan, tavus kuşu, saksağan [penguen] helâldir. Bunlar Şâfiî’de helâl değildir. Leş kargası yenmez. Ekin kargası ve kara karga Hanefî ve Mâlikî’de helâldir. Güvercin, turna, toy, bülbül, keklik, bıldırcın, sığırcık, serçe helâldir. Leylek helâl olmakla beraber insanlar bunu yemeği hoş görmezler.

Deniz mahsullerinden balığa benzeyenleri yemek câizdir. Midye, karides, istakoz, ahtapot, kalamar gibi balığa benzemeyenleri yemek helâl değildir. Timsah ve kurbağa hariç hepsi Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî’de helâldir. Hem suda, hem karada yaşayan yengeç, kunduz, kurbağa [fok, su samuru] gibileri Hanefî ve Şâfiî’de helâl değildir. Mâlikî ve Hanbelî’de helâldir; bunlardan kaplumbağa gibileri kesilerek yenir; yengeç gibi akar kanı olmayanlar balık gibi tutulup yenir. Timsah dört mezhepte de helâl değildir.

Karada, suda yaşayan haşaratı yemek helâl değildir. Meselâ, kertenkele, kaplumbağa, yılan, kurbağa, arı, pire, bit, sinek, akrep, midye, yengeç, fare, köstebek, kirpi, sincap yemek helâl değildir. Bütün kara haşereleri Mâlikî’de kerahetle câizdir. Çekirge ittifakla helâldir. Ancak Mâlikî’de kendiliğinden değil, dışarıdan bir müdahale ile ölmüş olması gerekir.

Sığır (inek, öküz, manda), davar (koyun, keçi), deve, kümes hayvanları (tavuk, ördek, kaz), yabanî eşek (zebra), tavşan, zürafa, geyik, yaban sığırı, yaban keçisi helâldir. At eti İmam Ebu Hanife’ye göre tenzihen mekruhtur. Diğerlerine göre helâldir. Ehlî eşek ve katır yenmez. İki ayrı cins hayvanın yavrusu anasına tâbidir. Mâlikî ve Şâfiî’de biri ehli, diğeri vahşi iki hayvanın yavrusu yenir.

Kendiliğinden ölen hayvan helâl değildir. Ölmek üzere olup usulünce kesilen hayvan helâldir. Ava atış yapıp bu darbe ile ölen hayvan helâldir. Balık ve çekirge kendiliğinden ölse bile helâldir.

Hayvanın kesim usulüHayvanın boğazında merî denilen yemek borusu, hulkûm denilen hava borusu ve evdâc denilen iki yanda birer kan damarı vardır. Bu dört borudan üçü bir anda kesilmelidir. İmam Ebu Yusuf’a göre mutlaka yemek, nefes ve şah damarından biri kesilmelidir. Hayvanı yalnız ensesinden kesmek câiz değildir. Şâfiî ve Hanbelî’de yalnızca nefes ve yemek borusu kesilir. Mâlikî’de nefes borusu ile iki şah (boyun) damarını kesmek gerekir. Başı tamamen kesilen hayvan dört mezhepte de kerahetle helâldir. Hayvan kesildiği zaman boğaz çıkıntısı başta kalırsa helâldir; vücud tarafında kalırsa Hanefî ile bazı Mâlikîlere göre helâl, Şâfiî ve Hanbelî ile Mâlikîlerin ekseriyetine göre helâl değildir.

Hayvan ensesinden kesilip nefes borusunu keserken canlı ise Hanefî ve Şâfiî mezhebinde helâl olur. Mâlikî mezhebinde ensesinden kesilen hayvan hiç helâl olmaz.

Kesmeyip de, bir yerine bıçak saplayarak, ensesine ve alnına vurarak veya boğarak veya ilaçlayarak, elektrikleyerek öldürülen kara hayvanları leş olur. Bunları yemek helâl değildir.

Su içinde kendiliğinden ölüp, karnı üst tarafta duran balık helâl değildir. Bunun dışında ağ ile, saçma ile, ilaç ile, sarsıntı ile ölen her balık helâldir.

Hayvanın yenmeyen yerleriKurbanın ve eti yenen her hayvanın yedi yerini yemek haramdır. Bunlar, akan kan, bevl âleti [zekeri], hayaları [koç yumurtası], bezleri [guddeleri], safra kesesi, dişi hayvanın önü ve bevl kesesi [mesâne]. Gudde herhangi bir hastalık sebebiyle deri ile et arasında meydana gelen sertleşmiş ez bezeleridir.

Hayvanı usulünce kesmek veya av hayvanı ise vurmak suretiyle hayvan temiz olur. Yemesi helâl ise yenir. Eti yenen hayvanlardan kendiliğinden ölenler leş olur. Eti yenmez ise de, kılı, kemiği, dişi temizdir. Derisi tabaklanınca temiz olur. Eti yenmeyen hayvan usulüne uygun kesilince yalnız derisi temiz olur. Domuz ve yılan derisi tabaklansa bile temiz olmaz. Domuzun hiçbir yerinden istifade edilemez. Hanefî ve Mâlikî’de kılı ayakkabı dikişinde kullanılabilir. Şâfiî’de köpeğin de derisi tabaklansa bile temiz olmaz.

Helâl et ile helâl olmayan et beraber aynı çömlekte pişirilirse yenmez. Deniz hayvanlarından yemesi câiz olmayanlar temizdir. Helâl et beraber pişirilirse, deniz mahsulleri ayırılıp kalan kısmı yenir. Balığın içi yenmez; ama salamura ise veya böylece pişirilmiş ise temizlenip kalanı yenir. Eti yenmeyen hayvanın kesildiği bıçak ile kesilen veya böyle etin doğrandığı tahta üzerinde doğranan helâl et yıkanır veya ateşte pişirilirse temiz olur. Haram etin kızartıldığı ızgara üzerinde helâl eti kızartmak câizdir. Çünki ateş temizleyicidir. Tavuk tüyleri yolunmadan ve içi temizlenmeden kaynar suya atılıp saniye bekletilirse necis olur ve yenmez. Çünki içindekilerle beraber pişer ve içindeki necaset derisine akseder. Ancak kaynar olmayan sıcak suya atılırsa, eti helâl olur, ancak tüyleri yolunup içi boşaltıldıktan sonra derisini soğuk suyla yıkamak gerekir. Et şarap ile kaynatılırsa necis olur, yenmez. Üç kere temiz su ile kaynatıp her birinde soğutulursa temiz olur denildi.

Müslüman kasaptan alınan bir etin, nasıl kesildiği bilinmiyorsa, helâl olmak ihtimali varsa, yani kesenler Müslüman-Ehl-i kitap ve müşrik-mürted karışık ise, yemek helâl olur. Harâm olduğu görerek veya âdil bir müslümanın haber vermesi ile anlaşılarak bilinirse yenmez. Fakat sorup araştırmak lâzım değildir. Ehl-i kitabın dârülharbde kesmiş oldukları aksi sâbit olmadıkça helâl ve temiz kabul edilir. Ehl-i kitap olmayanın etli yemeklerini yemek onların kestiği kat’î bilinmediği için kerahetle câizdir. Böyle kasaptan alınan etler de kerahetle helâldir. Çin gibi Budist veya Küba gibi komünist memleketlerde satılan etin, Müslüman veya ehl-i kitap olmayan biri tarafından kesildiği yahud leş olduğu bilinmedikçe, alınıp yenmesi câizdir. Çünki burada Ehl-i kitap ve Müslümanlar da yaşamaktadır.


4 Kasım Perşembe
Ana Sayfa1 milyon Türkiye fotoğrafı

Giriş Yap

Tükettiğimiz Etlerin Çoğu Maalesef HARAM
123   sonraki »

ANA SAYFA -> HABERLER ve SOHBET
cevap yaz

sayfa 1
Yusuf Esengül
8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

Tükettiğimiz Etlerin Çoğu Maalesef HARAM



Dinimizin çok önem verdiği şeylerden biri de yenilen şeylerin helal olması.

Kesilen etler eğer Allah'ın adı ile kesilirse helal yani caiz olur. Yoksa bu etleri yemek caiz değildir ve dinen HARAM olur.

En'am Suresi'nde kesin hükümler var:

"Eğer Allah'ın ayetlerine inanıyorsanız, O'nun adı anılarak kesilen hayvanların etlerinden yiyiniz. "

"Niçin Allah'ın adı anılarak kesilen hayvanların etlerinden yemiyorsunuz? Oysa Allah çaresizlik sonucu yemek zorunda kaldıklarınız dışında, size haram kıldığı etleri ayrıntılı biçimde açıkladı. Birçokları bilmeden keyfi arzularına uyarak insanları yoldan çıkarırlar. Hiç kuşkusuz Rabbin sınırı aşanları herkesten iyi bilir. "

"Allah'ın adı anılarak kesilmeyen hayvanların etlerinden yemeyiniz. Çünkü bu, Allah'ın yolundan sapmaktır. Şeytanlar dostlarına sizinle tartışmalarını telkin ederler. Eğer onlara uyarsanız, şüphesiz siz de müşrik olursunuz. "

Konu ile alakalı olarak da Sünnet-i Rasulluh'ta da hep Allah adına kesilen hayvanların yenilebileceği üzerinde durulmaktadır.


Ancak toplumumuzun ekser kesimi sadece hijyene odaklanmış durumdayız. Acaba kasaplarda kesilen hayvanların kesilirken besmele çekildi mi yoksa çekilmedi mi?
Bunu merak edenimiz çok az.

Konu ile alakalı minik bir araştırma yaptım. Şehirlerimizin hemen hepsinde belli mezbahanelerde kesim yapılıyor. Kasaplar kestirmek istedikleri hayvanları buralara getiriyor ve burada kesiliyor. Zaten dışarıda kesim yapmak yasak.

Ancak neredeyse hiç bir hayvan kesilirken besmele çekilmiyor. Niçin besmele çekmiyorsunuz diye sorduğumuzda da ''DUVARDA YAZIYOR YA'' ya da ''SABAHLEYİN ÇEKMİŞTİM , O HEPSİNE GEÇER'' şeklinde cevaplar alıyoruz.

Bu konudaki araştırmalarım ve gözlemlerime dayanarak diyebilirim ki ;
MAALESEF ÇOĞUMUZUN YEDİĞİ ET HARAM.

Aynı durum tavuklar için de geçerli.
Bu konu ile alakalı paylaşımlarınızı bekliyorum.

 mesajı beğendiniz mi?: &#;+1

Misafir d72

8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

Bir hadise gore soyle bir konusma geciyor.

Diyorlar ki Ey Muhammed bize kestikleri etleri getiriyorlar yiyoruz bilmiyoruzki bismillah cekip cekmediklerini bilmiyoruzbunun uzerine efendimiz,o zaman siz besmele cekin de monash.pw safii mezhebinde de monash.pwi da kesmis olsa besmele cekip yiyebiliyorlar

 mesajı beğendiniz mi?

+Muhammed

8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

Uzun yollarda, özellille doğuda.. trafikte ölen hayvanların murdar olmasına rağmen kasaplarda satıldığını biliyor muydunuz?

Canlı tanığıyım.. et yemeyecek seviyedeyken kendiniz çözüm buluyorsuniz artık..

 mesajı beğendiniz mi?

Abdullah Egemen

8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

Bu konuda yapacak hiçbirşeyimiz yok etimizi kendi kestiğimiz hayvandan elde etmekten başka.

En son Abdullah Egemen tarafından Pts 22 Arl , tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi

 mesajı beğendiniz mi?

Yusuf Esengül
8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

Alıntı:
Diyorlar ki Ey Muhammed bize kestikleri etleri getiriyorlar yiyoruz bilmiyoruzki bismillah cekip cekmediklerini bilmiyoruzbunun uzerine efendimiz,o zaman siz besmele cekin de yiyin..


Evet bu doğru.
Hz. Aişe annemiz soruyor bu soruyu. Ya Rasulallah, bize yeni Müslüman olmuş kişiler et getiriyorlar, besmele çekip çekmediklerinden emin değiliz diyor. Bunun üzerine Efendimiz, siz besmele çekip yiyin diyor.

Ancak, bu insanların kuvvetle muhtemel besmele çektikleri, çekmeme ihtimallerinin de yeni Müslüman oldukları için cahilliklerinden oldukları üzerinde duruluyor.

Ancak benim bahsettiğim konu şek ve şüphe götürmez bir biçimde BESMELE ÇEKİLMİYOR şeklindedir.

Yani o yeni Müslümanlar gibi bir şüpheden bahsetmiyoruz ve kesinlikle besmelesiz diyoruz.



 mesajı beğendiniz mi?

NonConformist

8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

"Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlar" dan kasıt, müşriklerin kestiği hayvanlardır. Bir müslüman hayvanı keserken besmele yi unutsa bile o et helaldir. Yahudi hristiyanların kestikleri hayvan etleride yenilebilir. Ateistin, putperestin budistin yani ehli kitap olmayan kafirlerin kestiği hayvanlar yenilmez.

 mesajı beğendiniz mi?

Abdullah Egemen
8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

Alıntı:
Yani o yeni Müslümanlar gibi bir şüpheden bahsetmiyoruz ve kesinlikle besmelesiz diyoruz.

Peki çözümü nedir?Ne yapmamızı tavsiye edersiniz?

 mesajı beğendiniz mi?

Yusuf Esengül
8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

Alıntı:
Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlar" dan kasıt, müşriklerin kestiği hayvanlardır. Bir müslüman hayvanı keserken besmele yi unutsa bile o et helaldir.


1. Bu konudaki dayanağınız, ispatınız nedir? Lütfen belirtin.

monash.pwk ile kasten söylememek arasında fark var. Biz, bize ulaşan hayvanların ne surette kesildiğini, unutulduğunu mu yoksa bilerek mi çekilmediğinden nasıl emin olacağız ki sizin yorumunuza dayanara et yiyelim?

Alıntı:
Peki çözümü nedir?Ne yapmamızı tavsiye edersiniz?

Abdestinde namazında olduğunu bildiğim, bu konuda besmele çektiğini yemin ederek bana beyan eden kasaplardan alıyorum.

 mesajı beğendiniz mi?

Engin Topal

8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

Alıntı:
"Allah'ın adı anılarak kesilmeyen hayvanların etlerinden yemeyiniz. Çünkü bu, Allah'ın yolundan sapmaktır. Şeytanlar dostlarına sizinle tartışmalarını telkin ederler. Eğer onlara uyarsanız, şüphesiz siz de müşrik olursunuz. "


Hrıstiyanların ve yahudilerin kestiği etler yeniyor. Genel kabul budur. Bu ayetten murad ancak şu olabilir kanımca: Allah'tan başka bir tanrı adına kesilen hayvanlar yenilmez. Unutularak besmele çekilmese de et haram olmaz. Hatta ve hatta bayıltıldıktan sonra kesilen hayvan da yenilir. Hayvan ölüp mundar olmadığı sürece sorun yok. Onun için tükettiğimiz etlerin çoğunun haram olması mümkün değildir; hele hele Türkiye'de hiç değildir. Tabi inek eti yerine, eşek eti yemiyorsak. Eşek eti genel kabüle göre haramdır.

Bu din bir şekilde yaşanacak. Kendi kendimize yahudilerin yaptığı gibi dinimizi zorlaştırmayalım derim acizane.

şu linkte güzel açıklama var:

monash.pw monash.pw

.

 mesajı beğendiniz mi?: &#;+1

akin87
8 yıl önce - Pts 22 Arl ,

Okuyalim

Alıntı:
"Ey peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim." (Mu'minun: 51)

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde:
«Ey İnsanlar! Şüphesiz ki Allah, Tayyib'tir. Tayyîb'den başka bir şey kabul etmez» buyurarak yukarıdaki ayeti okumuş ve sonrasında şöyle demiştir:

«Bir kimse uzun sefere çıkar, saçları dağılmış, toza toprağa bulanmış bir hâlde ellerini semaya kaldırarak: Yâ Rabbî, yâ Rabbî! diye duâ eder. Hâlbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdır. Haramla beslenmiş birinin duası nasıl kabul edilir?» (Muslim,Zekât, 1)

Bu ayetler ve hadisler mu'minlerin yedikleri ve içtikleri şeylerin helal ürünler olması gerektiğini açıkça ifade ve emretmektedir. Ne tür yiyecek ve içeceklerin haram kılındığı Kur'ân ve Sünnetle tesbit edilmiştir.

"Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah&#;tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı." (Mâide: 3)

Hayvanı keseceğiniz vakit, bıçağı keskinletiniz ki ona rahat ettiresiniz" (İbn Mâce, Zebâih, 3).

"Hayvan kan akıtan her şeyle kesilir. Üzerine de Allah'ın ismi anılırsa o kesileni yiyiniz. Yalnız diş ve tırnak mustesnadır. Sebebi şudur diş bir kemiktir, tırnak ise Habeşlilerin kesme âletidir" (Buhârî, Zebâih, 15; Tecrid-i Sarih Tercümesi, VII, )
İslama uygun şekilde hayvan kesilmesi İçin Şartlar Şunlardır :

Kasab (kesen kişi) müslüman veya ehl-i kitaptan olması.
Âyette; " ancak usulune göre kestikleriniz müstesna" buyurularak, mü'minlere hitab edilmiştir (Maide 3 . el-Mevsili, a.g.e, cz. V,10).
"Bugün size temiz olanlar helal kılındı. Kitap verilenlerin (Ehl-i Kitap) yemeği size, sizin yemeğiniz de onlara helâldir" (Mâide,5).
Bütün alimlere göre ayette geçen &#;taam-yemek&#; kelimesinden kastedilen, kestikleri etlerdir. Eğer Müşriklerin, üzerine Allahın adını anarak kestikleri helal olsaydı, Allahu tealanın bu ayeti indirmesi gereksiz olurdu (haşa).
Fıkıh usulu gereğince ehli kitabın yiyeceklerinin istisna edilmesi (tahsis edilmesi), herkesin kestiğinin yenemeyeceğinin en büyük delillerindendir. Eğer buradaki illet besmele olsaydı, Allah&#;u teala bu hükmü indirmezdi. Sadece Enam suresi ayeti belirtir ve Yahudi ile hırıstiyanları istisna etmezdi.

Musluman veya ehli kitap (hırıstiyan-yahudi) olmayan kimselerin (ateist, laik, budist, hindu, mecusi, putperest, murted) kestiklerinin yenmesini yasakladığı gibi , evlilikleri ve cizyeyi de helal kılmamıştır.
Hayber&#;in fethinde yahudilerden bir kadın, kesip kızarttığı koyun butunu zehirleyerek Rasulullah&#;a ikram etti. Rasulullah (s.a.v) ondan bir parça ısırdı. Fakat sonra, yemeyip tükürdü. Sahabelerden bir kimse (Bişr b. Bera b. Marur) ise ondan yedi ve bu sebeple öldü. (Buhari, Muslim)

Hırıstiyan ve yahudilerin (ehli kitabın) ise sadece kadınlarını almaya müslüman erkeklere izin vermiştir. Müslüman kadın ehli kitap ile evlenemez.
Ehli kitabın kestiği hayvanların etinden yenilebilmesi için keserken Mesîh, Uzeyir, haç ve benzeri, Allah'tan başkasının ismini zikretmemeleri de gereklidir. (el-Kâsânî, Bedâyîu's-Sanayî, V, 45; İbn Ruşd, Bidâyetu'l-Muctehid, cz.1, vd; el-Cezîrî, Kitabu'l-Fıkh alel-Mezâhibi'l-Erbaa, 11, 22 vd.; el-Kardâvî, İslâm'da Helal ve Haram, terc. Ramazan Nazlı, İstanbul , s. 64 vd.).

Rasulullah (s.a.v): Mecusilere, ehli kitaba davrandığınız gibi davranın. Fakat kadınlarıyla evlenmeyin, kestiklerini yemeyin!&#; buyurdu.(Ebu Davud)
İmam Serahsi şöyle diyor: &#;Alimlerin icmaıyla, iki şeyin helal olması dine bağlıdır. Bunlar; kesilen hayvan etleri ve evlenilecek kadınlardır. Murtedin ise dini yoktur.&#; (El-Mebsut c: 10 s: )
İbni Kayyım şöyle diyor: &#;Kitap ehli dışındakilerin kestiği ölü hükmündedir. Kitap ehli dışındaki müşriklerin kestiğinin haram olmasının bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz birtakım faydaları vardır.&#; (İlamu&#;l-Muvakkiin)

İbni Mesud, İbni Abbas, Ali, Cabir ve Ebu Burde radıyallahu anhum&#;dan nakledilmiştir ki; Müslümanlar Fars ve Rum diyarlarını fethettikleri zaman bu gibi karışık milletlerin bulunduğu diyarlarda, hayvan kesenlerin müşrik mi, yoksa ehli kitap mı olduklarını araştırıyorlardı. (El-Muğni ala muhtar el-harki c:9 s: )

Diğer bir şart içe keserken Besmele çekmektir.

"Kesilirken üzerine Allah'ın adı anılmayan hayvanları yemeyiniz" (En'am, )
Peygamber (s.a.v.): "Allah'ın adı anılarak, kanı akıtılan hayvanın etini yeyiniz"(Buhârî, Zebâih, 20)

Âyette, üzerine Allah'ın adı anılmayanı yememek emredilirken, bazı hadislerde konuya esneklik getirilmesi, değişik görüşlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Alimlerimizin ekserisine göre, hayvanı keserken besmele hatırlanırsa, çekmek farzdır. Fakat unutulduğu zaman eti yenilir. Bunlara göre sadece kasden terkedilince, kesilen hayvanın eti yenmez.

İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, bir gün hayvan kesen, fakat besmeleyi unutan birisinin durumu sorulduğunda şöyle demiştir:
"Aziz ve Celîl olan Allah'ın adı, her müslümanın kalbinde mevcuttur. Onun kestiğini yeyiniz" (Buhârî, Zebîrih, 9; Ebû Dâvûd, Sayd, 2; el Kasânî, a.g.e., V, 47; Mevsılî, cı. V, 9).

Şâfiî alimlere göre, hayvan kesilirken üzerine besmele çekmek sünnettir.
Âyette (En'âm, ), haram kılınan şeyler; leş, akıtılmış kan ve domuz eti olarak sayılmış, kesilirken besmele terkedilen hayvan zikredilmemiştir.
Peygamber bu üç şeyin dışındakilerin haram kılındığını söylemekle yükümlü tutulmuştur. Kesilen bir hayvanın haram olması, üzerine Allah'tan başkasının adını anma yüzündendir (el-Kâsanî, a.g.e., V, 46).

Mâlîkî ve Zâhirî alimler ise "Kesilirken üzerine Allah'ın adı zikredilmeyen hayvanların etini yemeyiniz" (En'âm, ) âyetinde unutma veya terketmeden söz edilmediği için, besmeleyi mutlak olarak farz kabul ederler.
Bu prensiple çelişen Âişe'nin naklettiği yukarıda zikrettiğimiz hadisi de neshedilmiş sayarlar (Muhammed Fevzî, el-Fıkhu'l-İslâmî, Dimaşk , s. , ).

Ehli sünnetin cumhurunun bunlara cevabı ise şöyledir :
En&#;am: ve ayetlerini açıklayan diğer ayet ve hadisler olmasaydı kim olursa olsun, ister müşrik, ister mecusi olsun besmele çekip kestiklerinde onların kestiği yenir, şeklinde hüküm çıkarmak bir anlamda doğru olabilirdi. Fakat bu ayetlere açıklık getiren ayet ve hadisler olduğu halde &#;kim keserse kessin, besmele çekerse onun kestiği yenir&#; diyerek, bir delile bakarak diğer delilleri görmemezlikten gelerek hüküm çıkaranlar;
&#;Allah&#;ın ayetlerini az bir pahaya satmayın&#; (Bakara: 41) ayetinden haşa Allah&#;ın ayetlerinin çok pahaya satılabileceğini, &#;Faizi kat kat yemeyin.&#; (Ali İmran: )ayetinden faizin az az yenilebileceğini, &#;Kadınlar sizin tarlanızdır. Onlara istediğiniz yerden yaklaşın.&#; (Bakara: ) ayetinden kadınlarla dübüründen cima yapmanın caiz olduğunu, &#;İçkili iken ne dediğinizi bilene kadar namaza yaklaşmayın.&#; (Nisa: 43) ayetinden namaz dışında içki içmenin caiz olduğu hükmünü çıkaranlar gibidirler. Çünkü onlar nasların birine bakıp hüküm çıkartmaktadırlar. Bu ise Ehli Sünnetin menhecine kesinlikle muhalefet etmektir.

İmam Taberi şöyle diyor:
&#;Kitap ehlinin kestiğinin helal olabilmesi için Allah&#;ın ismini zikretmeleri şart değildir. Çünkü onlar Allah&#;ın ismini söyleseler bile, gerçek mabud olan Allah&#;ı kastetmezler.

Mesih&#;in babası veya Uzeyr&#;in babası olduğuna inandıkları Allah&#;ı kastederler. Gerçek mabudun ismini kastederek söyleseler bile, ehli kitab kafirlerin besmele çekip çekmemesi önemli değildir.&#; (Kurtubi Ahkamu&#;l-Kur&#;an c: 6 s: 52)

Besmele illet olsaydı, ister bilerek, ister bilmeyerek, ister unutularak terkedilmiş olsun, besmele zikredilmeden kesilen hayvanların etlerinden yemek haram olurdu. Halbuki Cumhur Ulemaya göre, besmele unutularak zikredilmese de, kesilen hayvanın eti helaldir, yenilebilir.

&#;İster Müslüman ister kitap ehli olsun, hayvan keserken besmeleyi zikretmeyenlerin kestikleri yenmez&#; diyen alimler, hiçbir zaman; &#;müşrikler besmele çekerek hayvan keserlerse, kestikleri yenir&#; dememişlerdir.

Besmeleyi şart koşan alimlerin bazıları, bunu sadece Müslümanlar için, bazıları da hem Müslümanlar hem de kitap ehli için şart koşmuştur.
Besmeleyi hayvan etinin yenmesi için illet kabul edip, zikreden kim olursa olsun, kestiği hayvanın eti yenir demek yanlıştır. Çünkü birşeyin illet olabilmesi için bir takım şartlar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

1- İllet olacak vasfın herhangi bir nassa zıt olmaması gerekir. Halbuki besmelenin illet olmadığını gösteren naslar mevcuttur.
Aişe (monash.pw) şöyle demiştir: &#;Rasulullah (s.a.v.)&#;e bir grub müslüman geldi ve dediler ki:
&#;Yeni Müslüman olmuş bir kavim bize et getiriyor. Keserken Alllah&#;ın ismini zikredip zikretmediklerini bilmiyoruz. Ne yapalım?&#;
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.): &#;Siz Allahın adını zikrederek yeyin&#; buyurdu. (Buhari, Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace, Malik)

Şayet besmele illet olsaydı, yeni Müslüman olmuş bu kimselerin kestiklerinin, keserken besmele çekip çekmedikleri bilinmediği için yenilmemesi gerekirdi. Rasulullah (s.a.v.)&#;in bu etlerin yenilmesine izin vermesi besmelenin illet olmadığını gösterir.

2- İllet olan vasıf ortadan kalktığında, ona bağlı olan hüküm de ortadan kalkar.
Şayet besmele illet olarak kabul edilirse, unutularak dahi olsa, besmele zikredilmediği taktirde kesilen hayvan etinin haram olması gerekirdi. Halbuki Cumhur Ulemaya göre, bir Müslüman besmeleyi unutma sebebiyle zikretmezse, kestiği hayvanın eti haram olmaz, helaldir ve yenilebilir.
Besmele, kesilen hayvan etinin helal olabilmesi için şarttır, diyen alimler bile besmelenin illet olduğunu söylememişler ve &#;hayvanı besmele ile kesen kim olursa olsun, isterse bir müşrik olsun, kestiği helaldir yenilebilir&#; dememişlerdir.

Mesela; namazın sahih olabilmesi için abdestli olmak şarttır. Bir kimse abdesti olmadığı halde namaz kılsa, kıldığı namaz batıl olur. Fakat buradan yola çıkarak; &#;abdesti olan ve bütün şartlarını yerine getirerek namaz kılan bir kafirin kıldığı namaz geçerlidir&#; şeklinde bir hükme varılamaz.
Aynı şekilde; &#;bir kafirin besmele dahil bütün şartlarını yerine getirerek kestiği hayvanın eti de helaldir, yenilebilir&#; denilemez.

Sahabelerin, Muşriklerin Put adlarına kestiklerinin yenmeyeceğine dair icması açıktır. Muşriklerin put adına kesmediklerine de yenmez demek haddi aşmaktır.
Buna muhalefet eden kim varsa delilleri getirip ortaya koyar ve Rasulullah ile Sahabenin, Müşriklerin besmeleyi zikrederek kestiklerinden yediklerini naslarla ispatlar. Ama bununla alakalı hiçbir sahih nakil bulunmamaktadır. Aksine bir çok rivayet onların bunu haram saydığını göstermektedir.




Aişe (monash.pw)'dan rivayetle:
&#;Rasulullah (s.a.v)'e "Yeni müslüman olmuş bir topluluktan bize et getiriyorlar. Fakat biz bunların besmele çekip çekmediğini bilmiyoruz. Ne yapmamızı emredersin?" diye sorduk.
Rasulullah (s.a.v) "Siz besmele çekip yiyin". buyurdu.&#;
Eğer besmele çekmek illet olsaydı baştan çekilmesi şart olurdu. Çünkü usulen illetin tahakkuk etmediği yerde hüküm uyğulanmaz.
&#;Yine Şafiler, Ahmed ve Malikilerin bir görüşüne göre hayvan keserken besmele çekmek sünnettir.
Delilleri ise "ancak yetişip sizin kestikleriniz müstesna" ayitidir.
Çünkü burada kestikleriniz denilmiş besmele zikredilmemiştir. Bundan dolayı da besmele çekmek şart değildir.&#;( )
&#;Besmelenin illet olduğunu iddia eden kimseye şöyle sorarız. Muşriklerin gerçek ibadete layık olan ilaha inandıklarını iddia edebilir misin?
Müşrikler besmele ile hayvanı keserken eşi benzeri olmayan ilahı mı kastederler yoksa güncel hayatlarına müdahale etmeyen eş koştukları ilahı mı kastederler?
Eğer gerçek ibadete layık olan ilahı kastederler derse müşriklerin müslüman olduğunu söylemiş olur. Şayet eş koştukları ilahı kastederler derse kendi kendini yalanlamış ve ALLAH (c.c) layık olmadığı sıfatlarla anmayı caiz görmüş olur ki bunun hükmü açıktır. Şayet bu kimse bu ayırımı bilmiyorum derse kendisine izah edilir.&#;
&#;Oysa günümüz müşrikleri hukuki işlemlerde ceza meselelerinde kanun ve yasa koymada güncel hayatlarına müdahale etmeyen sadece göklere hükmeden bir ALLAH inancına sahiptirler. Böyle bir ilaha inanıp amel ve yaşantılarında böyle bir ilahı kastetmeleri apaçık küfürdür.&#;
İbn-i Abbas (r.a) şöyle buyuruyor:
&#;Kesim sırasında besmeleyi unutanın kestiğinin yenmesinde bir beis yoktur.&#;( )
Celal Belkini ve diğerleri de bunu kebairden saymış ve &#;Üzerine ALLAH 'ın adının anılmadığı kesilmiş hayvanları yemeyin.&#; Bunu yapmak fısk (ALLAH 'ın yolundan çıkmak)tır. Enam: 21 ayet-i celilesiyle delil çıkarmıştır.
&#;Diğer ayeti celil-e de açıkca veya yoldan çıkarak ALLAH dan başkası adına kesilen hayvandan En&#;am bu ayet ile semelesi terk edilenlerin yenilebileceği anlatılmıştır.&#;
(Şafiler de besmele terk edilebilir fakat Hanefilerde bilerek ve kasten terk edilirse kesilen murdardır yenmez.)
&#;Bu ayetin tefsirinde İbn Abbas (monash.pw) şu sözlerle teyyid etmiştir.
İbn Abbas (monash.pw) der ki: Bundan maksat ölü hayvan süsmekle öldürülen bir de Dikili taşlar üzerine boğazlananlar dır. Maide:3 &#;
&#;Kelbi de Besmele çekilmeyen veya ALLAH &#;dan başkası adına kesilendir demiştir.&#;
&#;Ata ise Putlara kurban olarak kesilen hayvanların etini yemekten nehy etmiştir.&#;
&#;Ayetin manası ALLAH 'ın adı ilekesilmeyen ölü hayvanlardan yemek fısktır yani yoldan çıkmaktımonash.pwerde olmuştur.&#;
&#;Doğrusu şeytanlar sizinle tartışmaları için doslarına fısıldarlar. En&#;am:&#;
İbn Abbas (monash.pw) bu vesveseyi şöyle anlatır:
&#;O insanlardan olan dostlarına fısıldar ve der ki: Nasıl olurda sizin taptığınız ALLAH &#;ın öldürdüklerini yemezsiniz de kendi öldürdüklerinizi yersiniz:&#;
İşte onun bu vesvesesini reddetmek üzere ALLAH &#;u Teala Eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz muşrik olursunuz. En&#;am:
Yani ölü hayvanın murdar etini helal kabul etmekle şeytanlara uyarsınız muhakkak ki siz müşriklerden olursunuz.&#; Buyurmuştur.
Zeccac diyor ki: &#;Bundan şu netice çıkıyor: Din&#;de zaruri olarak bilinen ve üzerinden icma bulunan bir harama helal veya bir helale haram demenin şirk olacağıdır.&#;
&#;Şayet besmelesiz kesilenin haram olduğunda bir nas gibi olduğu halde siz müslümanın besmelesiz de olsa kestiğinin helal olduğuna nasıl hükmettiniz? derseniz.
Deriz ki: Üzerine ALLAH &#;ın adı anılmayan hayvandan yemeyin mealindeki. Ayet-i celileyi tefsir eden müfessirlerin hepsi bundan murad ölü olan hayvanlardır demişlerdir.&#;
&#;Müfessirlerin hiç biri müslümanın besmelesiz kestiği haramdır dememiştir.&#;
Bu ayetin ölü hayvan hakkında olduğununun delillerden birisi de ALLAH &#;u Teala&#;nın Eğer onlara (şeytanlara) itaat ederseniz şüphesiz siz müşriklerden olursunuz, buyurmasıdır. Zira besmeleyi terkedenin kestiğinin yenip yenmemesi imamlar arasında ihtilaflıdır. Bu ihtilaf sebebiyledir ki kendi mezhebinde haram olsa da bunu yiyen fasık olmaz belki haramdır diyenlere göre ancak zahir olabilir. Bunun diğer bir delili de münazarada ölü hayvan hakkında olup besmelesiz kesen müslüman hakkında olmadığında müfessirlerin ittfakı vardır. Alah&#;u Teala&#;nın Eğer onlara (şeytanlara) itaat ederseniz şüphesiz siz muşriklerden olursunuz. Buyruğu da yine müslümanın besmelesiz kestiği hayvan hakkında değil murdar olarak ölen hayvanın etini helal kabul etmek hakkındadır. Vahidi ve diğerleri bunu böyle açıklamışlardır.
Yine Vahidi senedleri ile rivayet ettiği hadislerin bazılarında ise sehven olsun kasden olsun besmeleyi terketmekte bir sakınca olmayıp bu durumda kesilen hayvanın etinin helal olduğu ifade edilmektedir.
Boğazlanan hayvanın haram yapan ALLAH &#;ın ve Muhammed&#;in adı ile kesiyorum diyerek hayvanı boğazlamaktır. Bir de kitabı&#;nin, kilise, Musa ve isa adına kesmesidir. Müslümanın Kabe&#;ye peygamber veya bir sultana karşı kurban kesmesi de aynıdır. Bunların hepsi haram&#;a iyleşmesi kebiredir. Tabi bunların kelimeleri şerefine veya ALLAH &#;a şükranen veya birisinin gönlünü almak veyahut ALLAH &#;u Teala&#;nın kendisini koruması için, ALLAH rızası adına kurban kesmek böyle değildir, bunlarda haramlık yoktur.( )
Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: &#;Kesim sırasında ALLAH&#;ın adını zikretse de zikretmesede müslümanın kestiği helaldir.&#;( )
İbn Abbas şöyle dedi: &#;Bir müslüman ALLAH &#;ın ismini anmadan bir hayvan keserse onun etinden yiyin! Çünkü &#;muslim&#; kelimesinde ALLAH &#;ın isimlerinden bir isim (olan Selam) vardır.&#;( )
İmamlar (ALLAH &#;ın rahmeti üzerlerine olsun) bu konuda üç değişik görüş öne sürmüşlerdir.
1) Bir grup şöyle demektedir: Bu durumdaki hayvanın, ALLAH &#;ın adı ister bilerek, ister unutularak terkedilmiş olsun, yenilmesi helal değildir.
Bu görüş İbn Ömer, kölesi Nafi, Amir es-a&#;bi Muhameed b. Sirin&#;den rivayet edilmiştir.
Aynı görüş İmam Malik ve Ahmed b. Hanbel&#;den de rivayet edilmiştir. Bu rivayetleri İbn Hanbel&#;in bağlılarından önceki ve sonraki bir grup alim de desteklemiştir. Ebu Sevr ve Davud ez-Zahiri&#;nin tercihide bu yöndedir. Aynı şekilde Şafii mezhebinin sonraki alimlerinden Ebu&#;l-Futuh Mahammed b Muhammed b. Ali et-Tai, &#;Erbain&#; adlı kitabında bu görüşü seçmiştir.
Bunlar kendi görüşlerine yukarıda geçen ayet ve avlanma ile ilgili şu ayeti delil olarak göstermişlerdir.
&#;Öğretip yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için yakala-dıklarından da yiyin ve onları ava salarken üzerlerine ALLAH &#;ın adını anın.&#; (Maide: 4)
Sonra bu görüşü, &#;Bunu yapmak ALLAH &#;ın yolundan çıkmaktır.&#; ayeti de vurgulamaktadır.
Ayetteki zamirin &#;yeme&#; anlamına geldiği gibi, &#;ALLAH &#;dan başkası adına kesme&#; anlamını taşıdığı da söylenmiştir. Üstelik Adiy b. Hatem ve Ebu Sa&#;lebe&#;den rivayet edilen hadisleri Buhari ve Muslim&#;de yer almaktadır.
Rafi b. Hadic&#;in rivayet etteği hadis de şöyledir:
&#;ALLAH &#;ın adı anılıp da kanı akıtılanları yiyiniz.&#; (Bu hadis de aynı şekilde Buhari ve Muslim&#;de yer almıştır.)
2) Konuyla ilgili ikinci görüşe göre, kesimde besmele şart değildir. Sadece iyi karşılanan (mustehab) bir davranıştır. Bilerek ya da unutarak kişinin besmeleyi terketmesinin bir zararı yoktur.
İmam Şafii (ALLAH rahmet eylesin) ve arkadaşlarının görüşü böyledir.
İmam Ahmed&#;in kendisinden İbn Hanbel&#;in naklettiği bir rivayeti de aynı yöndedir.
İmam Malik&#;ten de böyle bir görüş gelmiştir. Rivayeti İmam ve Ata b. Ebu Rebah&#;tan da benzeri görüşler anlatılmıştır. En iyisini ALLAH bilir.
İmam Şafii (ALLAH rahmet eylesin) &#;Kesilirken üzerinde ALLAH &#;ın adı zikredilmeyen hayvanları yemeyin. Bunu yapmak ALLAH &#;ın yolundan çıkmaktır&#; ayetini yoldan çıkarak, üzerine ALLAH &#;tan başkasının adı zikredilmek suretiyle kesilen hayvanın yenmesi haramdır. &#;(En&#;am: ) ayetinin de bu anlama geldiğini belirtmiştir.
İbn Curayc, Ata&#;dan gelen bir rivayete dayanarak:
&#;Üzerine ALLAH &#;ın adı zikredilmeyen hayvanları yemeyin&#; ayetiyle ilgili olarak şunları söylemiştir.
&#;ALLAH Kureyş&#;in putlar için kestikleriyle, Mecusilerin kestiklerini yemeyi yasaklamıştır.&#; İmam Şafii&#;nin benimsediği bu gürüş güçlüdür.
İbn Ebi Hatem babasından, Yahya b. Mugire&#;den, İbn Cerir&#;den, Ata, Said b. Cubeyr ve İbn Abbas&#;tan:
&#;Üzerine ALLAH &#;ın adı zikredilmeyen hayvanları yemeyin&#; ayetiyle ilgili olarak anlatılanlar için şöyle demektedir:
Bu, ölü hayvandır. Bu görüş Ebu Davud&#;un mursel hadislerine dayandırılmıştır. Nitekim Sevr b. Yezid, tabiilerinden birisi olan Suveyb b. Meymun&#;un kölesi Salt es-Sedusi&#;den böyle bir hadis rivayet etmiştir.
Hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
&#;ALLAH &#;ın ismini ansın, anmasın müslümanın kestiği helaldir. Çünkü müslüman andığında ALLAH &#;tan başkasının adını anmaz.&#;
Bu mursel hadis, Darekutni&#;nin İbn Abbas&#;tan rivayet ettiği şu hadisi desteklemektedir:
&#;Müslüman, ALLAH &#;ın ismini zikretmeden de kestiğini yesin. Çünkü müslümanda ALLAH &#;ın isimlerinden biri yer almaktadır.&#;
3) Bu görüşe göre kişi kesilen hayvan üzerine besmele çekmeyi unutursa, bu zarar vermez. Eğer besmeleyi bilerek terkederse, kesilen şey helal olmaz.
İmam Malik ve Ahmed, b. Hanbel&#;in meşhur görüşleri budur. Ebu Hanife ve arkadaşlarıyla İshak b. Rebeveyh bu görüştedirler.
Görüş, Ali İbn Abbas, Said b. el-Museyyeb, Ata, Tavus, Hasanu&#;l-Basri, Ebu Malik, Abdurrahman b. Ebu Leyla, Cafer b. Muhammed, Rabla b. Ebu Abdurrahman tarafından dile getirilmiştir.( )
Malikiler dediler ki: &#;Av köpeğini av üzerin gönderirken besmele çekmek şart olduğu gibi, gerek bağozlama gerek nahr şeklinde normal kesimlerde de besmele şarttır. Yalnız bu şart müslümanları ilgilendirir. Kitap ehli kimselerin besmele çekmeleri şart değildir. Besmeleden maksut, özellikle &#;Bismillah&#; demek olmayıp sadece ALLAH &#;ı anmaktır. Ama en faziletlesi &#;Bismillahi vALLAH ü ekber&#; demektir.( )
Besmeleyi Şart Görmeyen Şafii&#;nin Delilleri:
Şafii (r.a) şöyle demiştir: &#;Ayetteki bu yasak, putlar adına kesilen hayvanlara muhsustur.
Bunun böyle olduğunun delili şunlardır:
a) ALLAH Teala&#;nın &#;Çünkü bu, muhakkak ki bir fısktır&#; buyruğudur. Müslamanlar, hayvanı keserken besmeleyi terkeden müslümanın kestiği hayvanın etini yemenin bir fısk (günah) olmadığı hususunda ittifak etmişlerdir.
b) ALLAH Teala&#;nın &#;Hakikatte şeytanlar sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına mutlaka telkinde bulunurlar&#; ifadesi, bu mücadele ancak meyte (leş) meselesi üzerinde olmuştu.
Rivayet edildiğine göre, müşriklerden bir kısmı müslümanlara, &#;Doğan kuşunun ve köpeğin yakalayıp öldürdüğü avı yiyorsunuz, Ama ALLAH &#;ın öldürdüğünü yemiyorsunuz&#; demişlerdi.
İbn Abbas (monash.pw) yine o müşriklerin &#;Kendinizin öldürdülerini yiyorsunuz, ama ALLAH &#;ın öldürdüklerini yemiyorsunuz.&#; dediklerini rivayet etmiştir.
Binanealeyh ayette bahsidilen bu mücadele ve münakaşa, meyte eti yeme ile ilgilidir.
c) Alah Teala&#;nın, &#;Eğer onlara itaat ederseniz, şüphesiz ki siz de müşrik olur çıkarsınız.&#; buyruğu.
Bu ifade de, putlar adına kurban edilen şeylerle ilgilidir. Yani &#;Eğer putlar adına kesilen o hayvanların etini yemeye razı olursanız bu, sizlerin de o putların ilahlığına razı olduğunuz manasına gelir. Bu ise şirki gerektirir.&#; demektir.
İmam Şafii sözüne şöyle devam eder:
&#;Her ne kadar ayetin başı, sigası itibari ile umumi bir ifade ise de sonunda şu 3 kayıt yer aldığı için, bu umumi ifadeden hususi mana murad edilmiş olduğunu anlıyoruz.
Ayetteki, &#;Üzerlerine ALLAH &#;ın ismi anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu muhakkak ki bir fısktır.&#; ifadesi bu manayı güçlendirmektedir. Binaenaleyieh bu yasak bu işin bir fısk olması haline has kılınmış olur. Sonra, ALLAH &#;ın kitabından, bunun ne zaman fısk olacağı meselesini araştırdık ve gördük ki bu fısk, ALLAH Teala&#;nın &#;De ki: &#;Bana vahyolunanlar arasında, yiyen bir kimsenin, yiyeceği için meyte, dökülen kan, domuz eti - ki bu şüphesiz bir pisliktir - veya (ALLAH &#;a) itaat yolundan çıkarak ALLAH &#;dan başkası adına keselin hayvanlardan başkasının yemenin haram olduğuna dair bir emir görmüyorum.&#; (En&#;am: ) ayet-i kerimesinde açıklanmıştır.
Binaenaleyh bu ayette fıskın, ALLAH &#;dan başkası adına (yani onun adı anılarak) kesilen hayvan olduğu açıklanmıştır. Durum böyle olunca, ayettiki &#;Üzerlerine ALLAH &#;ın ismi anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu, muhakkak ki bir fısktır&#; buyruğu ALLAH &#;tan başkası adına boğazlanmış hayvanlarla ilgili olur.
Bu hususta ikinci bir izah da şudur:
Bu tahsis edici ifadelere tutunmayı bırakırız. Fakat deriz ki: &#;Niçin. &#;Bu meselede ALLAH &#;ın isminin anılması söz konusu değildir.&#; diyorsunuz? Halbuki kesmede besmelenin şart olmadığının delili Hz. Peygamber (s.a.v)&#;den gelen şu hadis-i şeriftir:
&#;Müslüman ister (açıktan) söylesin, ister söylemesin, ALLAH &#;ı zikir (hatırlama) hep müslümanla beraberdir. Onun içindedir.&#;
Binaenaleyh ayette geçen &#;zikretme&#; (anma) kalb ile anma manasına anlaşılır.
Üçüncü bir izah yolu olarak da şöyle diyebiliriz:
Farzet ki bu delil haram oluşu göstermektedir. Fakat bu mesele hakkında zikredilen diğer deliller de, bunun helal olduğunu göstermektedir. Bir meseledeki deliller birbiriyle çatışınca, helalliği ifade edenlerin tercih edilmesi gerekir. Çünkü yiyeceklerde aslolan helalliliktir.
Yine bunu yemenin ve istifade etmenin helalliliğini gerektiren diğer bütün umumi deliller de delalet eder.
Bu deliller, mesela, &#;O (ALLAH ) yerede ne varsa hepsini sizin için yaratandır.&#; (Bakara) ayeti ile,
&#;Yiyiniz ve içiniz.&#; (Araf: 31) ayetidir.
Bir de bu duyularımız açısından da güzel kabul edilen bir husustur. Binanaleyh (bu kesilen hayvanın), Cenab-ı Hakk&#;ın, &#;Size bütün iyi ve temiz (şeyler) helal kılındı. &#; (Maide: 5) ayetinden dolayı helal sayılması gerekir.
Hem sonra bu bir maldır. Çünkü insanın gönlü bunlara meyleder. Rasulullah malları zayi etmeyi yasakladığı için, bunun etinin haram olmaması gerekir. Bu meselede yapılacak olan izahın tamamı budur. Bununla beraber diyoruz ki: Müslümana en uygun olan bundan sakınmasıdır. Çünkü ayetin zahiri manası kuvvetlidir.( )

Aynı meselede Alaeddin Palevi hocamız şunları demektedir:


&#; Malum olduğu üzere İslam âleminde küfrü mutlak hâkim olduktan sonra insanların çoğu ikrah olmaksızın küfrü gerektiren birçok söz ve fiili yaparak küfre girmektedirler.
İnsanlar bir taraftan tevhid kelimesini ikrar edip, namaz kılıp, oruç tutmakta diğer taraftan ise tağutları destekleyerek tevhid kelimesini bozan fiillere bulasmaktadırlar. Böyle toplumların kestiğinin yenilip yenilmemesi günümüzde oldukça büyük tartısmalara neden olmaktadır.
İnsanlar hayvan kesme konusunda üç gruba ayrılırlar.&#;


1. Hiçbir şirke bulaşmamış muvahhid Müslümanın İslam&#;a uygun olarak kestiği hayvanların eti âlimlerin icmasına göre yenilir. Şayet ehli kitap put üzerine kesmezse onların kestiği de icma ile yenilir.&#;


2. Muşrik ve mulhidlerin putların üzerine kestikleridir. Putların üzerine kesilen bu hayvanların etini yemenin haram olduğuna dair icma vardır. Zira Allah put üzerine kesilmiş hayvanların etinin yenilmesini haram kılmıstır.
&#;Üzerlerine Allah'ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin, çünkü onu yemek yoldan çıkmaktır. Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, muhakkak ki, Allah'a ortak koşanlardan olursunuz.&#; (6, En&#;am/)&#;


3. Sabiiler, Mecusiler ve muşriklerin İslami kurallar içerisinde kestikleri hayvanların etleridir. Bu şekildeki kesim hakkında âlimler arasında ihtilaf vardır. Âlimlerin büyük bir kısmına göre kesen kisinin Müslüman olması gerekir. Âlimlerin çoğunluğu sayet kesen kişi muşrik ise, ister put üzerine kessin isterse de Allah&#;ın ismini anarak İslami usullere göre kessin bu etin yenilemeyeceği görüsünü kabul etmistir.
Fakat İmam Şevkani(rahimehullah) söyle der:
&#;Kesen kisi eğer hayvanı keserken put üzerine değil de Allah&#;ın ismini anıp İslami usullere göre keserse bu kestiği yenir. Yenilmez diyenlerin elinde hiçbir delil yoktur. İddia edilen icma ise putlar üzerine kesilenler hakkındadır.&#; (Seylu-l Cerrar sy: 64)&#;


Şafi alimleri, Sabilerin ehli kitaba benzemesi durumunda kestiklerinin yenilebileceğini bunun tersi bir durumda ise kestiklerinin yenmeyeceğini söylerler. Hanefi alimlerine göre Sabilerin kestikleri mutlak surette yenilirken Maliki ve Hanbeli alimlerine göre de sabilerin kestikleri mutlak surette yenmez.
(Mevsuatul Fıkhıyye, Nikâh babı) &#;


Benim (Alaeddin Palevi) düşünceme göre namaz kılıp, oruç tutan ve İslamın birçok ahkâmını uygulayan ancak küfür ve küfür ehlini destekleme neticesinde sirke giren kişilerin İslami usullere uygun olarak kestikleri hayvanların eti yenilir. Çünkü bu kimseler putların üzerine kesmiyorlar, besmele çekiyorlar ve baskasının adını da anmıyorlar. Bununla beraber kendilerini semavi bir kitaba nispet ediyorlar, kesimlerini ise İslamî usullere uygun kesiyorlar.
Bu konu hakkında önyargılardan uzak bir sekilde düsünürsek zamanımız müşriklerinin, Rasulullah&#;ın zamanındaki ehli kitapla ortak özelliklere sahip olduğunu görürüz. Zaten Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) döneminde &#;Muşriklerin kestiği yenilmez ama ehli kitabın kestiğinin yenilir&#; denilmesinin sebebi de budur. Zira o dönemde yasayan ehli kitap semavi bir kitaba intisap etmisti. Kestikleri hayvanları, önceden gönderilmiş peygamberlerin seriatına uygun bir sekilde ve hepsinden önemlisi Allah&#;ın ismini anarak keserlerdi ve kesinlikle putlar üzerine kesmezlerdi. Bu özellikler ise o devrin müşriklerinde yoktu. Onlar hayvanı keserken Allah&#;ın ismi yerine putların isimlerini anarlardı. Benim görüşüme göre burada illet hayvanı kesen kisinin dini değil kesim yöntemidir. Çünkü ehli kitap &#;Yahudiler -Uzeyir Allah'ın oğlu- dediler. Hıristiyanlar da -Mesih Allah'ın oğlu- dediler&#; (9, Tevbe/30) ayeti gereğince o zamanın muşriklerinden daha büyük bir sirkin içindeydiler. Oysa muşrikler Allah&#;ın birliğine inanır, teslisi red ederlerdi. İbrahim ve İsmail&#;in seriatından kendilerine ulasan kısmıyla amel ederler ve kendilerini Müslüman kabul ederlerdi.
Fahreddin Razi meşhur tefsirinde Tevbe Suresi&#;nin ayetine dair yaptığı açıklamada kitap ehlinin şirk konusunda diğer müşriklerden daha şedid olduğunu söylemektedir.&#;
Muşriklerin kestiğinin hiçbir durumda yenilmeyeceğini söyleyen kimsenin Kur&#;an ve Sünnetten delil getirmesi gerekmektedir.

Eğer delil olarak &#;Üzerlerine Allah'ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin&#; ayetini getirirlerse, ayette bahsedilenin Allah&#;ın ismi anılmadan putların üzerine kesilenler olduğunu söyleriz.
Yine aynı sekilde &#;kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir&#; (Maide /5) ayetini delil getirerek &#;Allahu Tealâ bize ehli kitabın kestiğinin helal olduğunu söylemektedir.
"Muşriğin kestiği haram olmasaydı buna gerek kalmazdı&#; denirse bu görüsün sakatbir görüs olduğunu söyleriz. Zira ayetin zahiri öncelikle ehli kitabın kestiğinin helal olduğunu söylemektedir. Ayette müsriklerin kestiklerine dair bir ifade yoktur. Bununla beraber usul ilminde alimlerin çoğuna göre özellikle lakaplarda mefhumu muhalife itibar edilmez.
Müsriklerin putlar üzerine kesmediklerinin yenilebileceği hakkında benim görüsüm budur ve beni bağlar.
Bir kimse çıkıp &#;Mezheb alimlerinin hemen hemen tamamına göre müsriklerin kestiği hiçbir durumda yenmez. Onun için ben İslami usullere uygun da olsa müsriklerin kestiğini yemem&#; diyebilir.
Baslangıçta da belirttiğim gibi bu konu oldukça ihtilaflıdır. Bundan dolayı Müslümanların sadece kendi görüslerini doğru kabul etmeleri, karşı görüsü ise yanlış görüs kabul ederek fırkalasmaları caiz değildir.
Bununla birlikte bir olay üzerinde fetva boyutu farklıdır takva boyutu farklıdır. Şubheli seylerden kaçınmak ise takvadandır.
İhtilafın olduğu konularda kisiler konu üzerinde kendilerince en sahih olan görüsü kabul etmekte serbesttirler. Ancak kisinin ihtilaflı bir meselede sadece kendi görüsünü doğru görüs olarak nitelendirmesi, karşıt görüş sahiplerini ise küfür ve fıskla suçlaması ciddi bir hatadır.
Ve maalesef günümüzde Müslümanların en çok hata ettikleri nokta burasıdır.
Tarih boyunca üzerinde birçok ihtilafın olduğu bir mesele hakkında &#;Allah&#;ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirdirler&#; diyerek Müslümanları tekfir etmek, muhalif düsünce sahiplerine buğzetmek, kâfirlerden daha çok onlara düsmanlık yapmak günümüzün en yaygın hastalıklarındandır. Bundan kesinlikle kaçınmak gerekir.
Burada hatırlatmak istediğim diğer bir husus ise sudur:
Müslümanlar özellikle içinde yasadıkları toplumun durumunu olabildiğince göz önünde tutmalıdırlar. Sirkin mutlak olarak hakim olduğu beldelerde oldukça titiz ve dikkatli davranmak gerekir. Zira böyle toplumlarda fertlerin haram/helal ayrımına özen gösterdiklerinden bahsetmek mümkün değildir. At etinin inek eti diye satılması, tavukların elektrikle soklanarak öldürülmesi ve üzerine de &#;İslami Usullere Göre Kesilmistir&#; yazılması pekâlâ mümkündür. Bundan dolayı Müslüman bir ferdin dinini ve ırzını koruma adına süpheli gördüğü her durumdan uzak kalması en sahih olan yoldur. Alaeddin Palevi : Mühim Soruların Cevabı ; S: - &#;

monash.pw l-et/





 mesajı beğendiniz mi?

sayfa 1

cevap yaz

123   sonraki »

ANA SAYFA -> HABERLER ve SOHBET
 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır