arapça türkçe hadisler pdf / (PDF) 40 Hadis Arapça Türkçe | ayşe bardakcı - seafoodplus.info

Arapça Türkçe Hadisler Pdf

arapça türkçe hadisler pdf

40 HADİS ARAPÇA TÜRKÇE METİNLERİYLE

ARAPÇA TÜRKÇE  HADİS  ARŞİVİ

Muvatta İmam Malik Hadisleri ()

Rezin Hadisleri Arapça Türkçe ()

Riyazus Salihin Arapça Türkçe Hadisler ()

Sahihi Buhari Buhari Hadisleri ()

Sahihi Müslim Hadisleri ()

Süneni Ebu Davud Hadisleri ()

Süneni İbn Mace Hadisleri ()

Süneni Nesai Hadisleri ()

Süneni Tirmizi Hadisleri ()

El Lulu Vel Mercan (29)

اَلْإِسْلاََمُ حُسْنُ الْخُلُقِ

İslâm, güzel ahlâktır.

Kenzü’l-Ummâl, 3/17, Hadis No:

اَلدّ۪ينُ النَّص۪يحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ (يَا رَسُولَ اللّٰهِ؟) قَالَ: لِلّٰهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلِأَئِمَّةِ الْمُسْلِم۪ينَ وَعَامَّتِهِمْ

(Allah Resûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Ya Resûlullah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.

Müslim, Îman,

مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللّٰهُ

İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.

Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr,

يَسِّرُوا وَلَا تُعَسِّرُوا، وَبَشِّرُوا وَلَا تُـنَـفِّرُوا

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.

Buhârî, İlim, 11; Müslim, Cihâd, 6.

إِنَّ مِمَّا أَدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلَامِ النُّبُوَّةِ:

إِذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ

İnsanların peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de; “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.

Buhârî, Enbiyâ, 54; Ebu Dâvûd, Edeb, 6.

اِنَّ الدَّالَ عَلَى الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ

Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.

Tirmizî, İlim,

لَا يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ

Mü’min, bir yılanın deliğinden iki defa sokulmaz.

Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd,

اِتَّقِ اللّٰهَ حَيْثُمَا كُنْتَ، وَأَتْبِعِ السَّيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا، وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ

Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki, bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.

Tirmizî, Birr,

إِنَّ اللّٰهََ تَعَالٰى يُحِبُّ إِذَا عَمِلَ أَحَدُكُمْ عَمَلًا أَنْ يُتْقِنَهُ

Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.

Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/;

Beyhakî, Şu’abü’l-Îman, 4/

اَلْإ۪يمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أَفْضَلُهَا، قَوْلُ لٰا إِلٰهَ إِلَّااللّٰهُ وَأَدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأَذَى عَنِ الطَّر۪يقِ، وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الْإ۪يمَانِ

İman, yetmişküsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Hayâ da imandandır.

Buhârî, Îman, 3; Müslim, Îman,

مَنْ رَأٰى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِه،ِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ، وَذٰلِكَ أَضْعَفُ الْإ۪يمَانِ

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse, onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa, diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.

Müslim, Îman,

عَيْنَانِ لَا تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللّٰهِ، وَعَيْنٌ بَاتَتْ تَحْرُسُ ف۪ى سَب۪يلِ اللّٰهِ

İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz.

Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd,

لَا ضَرَرَ وَلَا ضِرَارَ

Başkalarına zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.

İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye,

لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتّٰى يُحِبَّ لِأَخ۪يهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ

Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.

Buhârî, Îman, 7; Müslim, Îman,

اَلْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُ، مَنْ كَانَ ف۪ى حَاجَةِ أَخ۪يهِ، كَانَ اللّٰهُ ف۪ى حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللّٰهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mü’min) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n bir kusurunu) örter.

Müslim, Birr,

لَا تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتّٰى تُؤْمِنُوا، وَلَا تُؤْمِنُوا حَتّٰى تَحَابُّوا

İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.

Müslim, Îman, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme,

اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ

وَالْمُؤْمِنُ مَنْ أَمِنَهُ النَّاسُ عَلٰى دِمَائِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ

Müs­lü­man, müslüman­la­rın elin­den ve di­lin­den emin ol­du­ğu kim­se­dir. Mü’min ise, insanların canları ve malları konusunda kendisinden emin olduğu kimsedir.

Tirmizî, Îman,

لَا تَبَاغَضُوا وَلَا تَحَاسَدُوا وَلَا تَدَابَرُوا، وَكُونُوا عِبَادَ اللّٰهِ إِخْوَانًا، وَلَا يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلَاثَةِ اَيَّامٍ

Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

Buhârî, Edeb,

إِنَّ الصِّدْقَ يَهْد۪ى إِلَى الْبِرِّ، وَ إِنَّ الْبِرَّ يَهْد۪ى إِلَى الْجَنَّةِ، وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتّٰى يُكْتَبَ صِدّ۪يقًا، وَ إِنَّ الْكَذِبَ يَهْد۪ى إِلَى الْفُجُورِ، وَ إِنَّ الْفُجُورَ يَهْد۪ى إِلَى النَّارِ، وَ إِنَّ الرَّجُلَ لَيَكْذِبُ حَتّٰى يُكْتَبَ كَذَّابًا

Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.

Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr,

لَا تُمَارِ أَخَاكَ، وَلَا تُمَازِحْهُ، وَلَا تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ

(Mü’min) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.

Tirmizî, Birr,

تَبَسُّمُكَ ف۪ى وَجْهِ أَخ۪يكَ لَكَ صَدَقَةٌ، وَأَمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ، وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ ف۪ى أَرْضِ الضَّلَالِ لَكَ صَدَقَةٌ، وَبَصَرُكَ لِلرَّجُلِ الرَّدِىءِ الْبَصَرِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَةَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّر۪يقِ لَكَ صَدَقَةٌ

(Mü’­min) kar­de­şi­ne te­bes­süm et­men sa­da­ka­dır. İyi­li­ği em­re­dip kö­tü­lük­ten sa­kın­dır­man sa­da­ka­dır. Yo­lu­nu kay­be­den kim­se­ye yol gös­ter­men sa­da­ka­dır. Gözünden rahatsız olan bir kimseye yardımcı olman sadakadır. Yol­dan taş, di­ken, ke­mik gi­bi şey­le­ri kal­dı­rıp at­man da se­nin için sa­da­ka­dır.

Tirmizî, Birr,

إِنَّ اللّٰهَ لَا يَنْظُرُ إِلٰى صُوَرِكُمْ وَأَمْوَالِكُمْ وَلٰـكِنْ يَنْظُرُ إِلٰى قُلُوبِكُمْ وَأَعْمَالِكُمْ

Allah, sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. O, sadece sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.

Müslim, Birr, 34; İbn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 3/,

رِضَى الرَّبِّ ف۪ى رِضَى الْـوَالِدِ، وَسَخَطُ الرَّبِّ ف۪ى سَخَطِ الْـوَالِدِ

Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.

Tirmizî, Birr, 3.

ثَلَاثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لَا شَكَّ ف۪يهِنَّ: دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ

Üç dua var­dır ki, bun­lar şüp­he­siz ka­bul edi­lir: Maz­lu­mun du­ası, mi­sa­fi­rin du­ası ve ba­ba­nın ev­la­dı­na ­du­ası.

İbn Mâce, Dua,

مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أَدَبٍ حَسَنٍ

Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.

Tirmizî, Birr,

خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ

Sizin en hayırlılarınız,

hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

İbn Mâce, Nikâh,

لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغ۪يرَنَا وَيُوَقِّرْ كَب۪يرَنَا

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.

Tirmizî, Birr,

كَافِلُ الْيَت۪يمِ لَهُ أَوْ لِغَيْرِهِ أَنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فِى الْجَنَّةِ. (وَأَشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى)

(Pey­gam­be­ri­miz, işa­ret par­ma­ğı ve or­ta par­ma­ğıy­la işa­ret ede­rek:) “Ge­rek ken­di­si­ne ve ge­rek­se başka­sı­na ait her­han­gi bir ye­ti­mi gö­rüp gö­zet­me­yi üze­ri­ne alan kim­se ile ben, cen­net­te iş­te böy­le yan­ya­na­yız” bu­yur­muş­tur.

Müslim, Zühd,

اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ: اَلشِّرْكَ بِاللّٰهِ، وَالسِّحْرُ، وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِى حَرَّمَ اللّٰهُ إِلَّا بِالْحَقِّ، وَأَكْلُ الرِّبَا، وَأَكْلُ مَالِ اْليَت۪يمِ، وَالتَّوَلَّى يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ

(İn­sa­nı) he­lâk eden şu ye­di şey­den ka­çı­nın:Al­lah’a şirk koş­mak, si­hir, Al­lah’ın ha­ram kıl­dı­ğı ca­na kıy­mak, fa­iz ye­mek, ye­tim ma­lı ye­mek, sa­vaş­tan kaç­mak, suç­suz ve na­mus­lu mü­min ka­dın­la­ra if­ti­ra­da bu­lun­seafoodplus.infoârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îman,

مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَلَا يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ، وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أَوْ لِيَصْمُتْ

Al­lah’a ve ahi­ret gü­nü­ne iman eden kim­se, kom­şu­su­na ezi­yet et­me­sin. Al­lah’a ve ahi­ret gü­nü­ne iman eden kimse, mi­sa­fi­ri­ne ik­ram­da bu­lun­sun. Al­lah’a ve ahi­ret gü­nü­ne iman eden kim­se, ya ha­yır söy­le­sin ve­ya sus­sun.

Buhârî, Edeb, 31,

مَا زَالَ جِبْر۪يلُ يُوص۪ين۪ى بِالْجَارِ، حَتّٰى ظَنَنْتُ أَنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ

Cebrâil, bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.

Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr,

اَلسَّاع۪ى عَلَى الْأَرْمَلَةِ وَالْمِسْك۪ينِ كَالْمُجَاهِدِ ف۪ى سَب۪يلِ اللّٰهِ أَوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ

Dul ve fakire yar­dım eden kim­se, Al­lah yo­lun­da ci­had eden ve­ya gün­düz­le­ri (na­fi­le) oruç tu­tup, ge­ce­le­ri­ni (na­fi­le) iba­det­le ge­çi­ren kim­se gi­bi­dir.

Buhârî, Nafakât, 1.

كُلُّ بَن۪ى اٰدَمَ خَطَّاءٌ، وَخَيْرُ الْخَطَّائ۪ينَ التَّوَّابُونَ

Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.

İbn Mâce, Zühd,

عَجَبًا لِأَمْرِ الْمُؤْمِنِ، إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ ، وَلَيْسَ ذَاكَ لِأَحَدٍ إِلَّا لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ، فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ، وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ، فَكَانَ خَيْرًا لَهُ

Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hâli vardır; onun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa, şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa, sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.

Müslim, Zühd,

مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّا

Bizi aldatan bizden değildir.

Müslim, Îman,

لَا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ

Söz taşıyan, (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe) cennete giremez.

Müslim, Îman,

أَعْطُوا الْأَج۪يرَ أَجْرَهُ قَبْلَ أَنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ

İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.

İbn Mâce, Ruhûn, 4.

مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أَوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَأْكُلُ مِنْهُ طَيْرٌ أَوْ إِنْسَانٌ أَوْ بَه۪يمَةٌ إِلَّا كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ

Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.

Müslim, Müsâkât,

إِنَّ فِى الْجَسَدِ مُضْغَةً، إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّه،ُ وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ، أَلَا وَهِىَ الْقَلْبُ

İn­san­da bir or­gan var­dır. Eğer o sağ­lık­lı ise bü­tün vü­cut sağ­lık­lı olur; eğer o bo­zu­lur­sa bü­tün vü­cut bo­zu­lur. Dik­kat edin! O, kalp­tir.

Buhârî, Îman, 39; Müslim, Müsâkât,

اِتَّقُوا اللّٰهَ رَبَّـكُمْ، وَصَلُّوا خَمْسَكُمْ، وَصُومُوا شَهْرَكُمْ، وَأَدُّوا زَكَاةَ أَمْوَالِكُمْ، وَأَط۪يعُوا ذَا أَمْرِكُمْ، تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّكُمْ

Rab­bi­ni­ze karşı gel­mek­ten sa­kı­nın, beş va­kit na­ma­zı­nı­zı kı­lın, Ra­ma­zan oru­cu­nu­zu tu­tun, mal­la­rı­nı­zın ze­kâ­tı­nı ve­rin, yö­ne­ti­ci­le­ri­ni­ze ita­at edin. (Böy­le­lik­le) Rab­bi­ni­zin cen­ne­ti­ne gi­rer­si­niz.

Tirmizî, Cum’a,

40 Hadis İmam-ı Nevevi Türkçe ve Arapça ÖNSÖZ Hadis-i şerifte: "Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfz ettirirse, Allahü Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder. Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum" buyurulmuştur. İslâm âlimleri bu müjdeye erebilmek için eşitli konularda Kırk Hadisler derlemişlerdir. Tarihte ilkönce kırk hadis derleyenin Kûfe'de oturan Merv'li Bilgin Abdullah İbn-i Mübarek olduğu bilinmektedir. İmâm Nevevi'nin bu geleneği devam ettiren elinizdeki eseri, en fazla yayınlanan ve üzerine şerhler yapılan bir eserdir. ‫‪HADİS BİR‬‬ ‫عن أمـيـر المؤمنـين أبي حـفص عمر بن الخطاب رضي اهلل عنه ‪ ،‬قال ‪ :‬سمعت رسول اهلل صلى اهلل عـليه وسلم‬ ‫يـقـول ‪:‬‬ ‫إنـما األعـمـال بالنيات وإنـمـا لكـل امـرئ ما نـوى ‪ .‬فمن كـانت هجرته إلى اهلل ورسولـه فهجرتـه إلى اهلل ورسـوله‬ ‫ومن كانت هجرته لـدنيا يصـيبها أو امرأة ينكحها فهجرته إلى ما هاجر إليه ‪.‬‬ ‫رواه إمام المحد ثين أبـو عـبـد اهلل محمد بن إسماعـيل بن ابراهـيـم بن المغـيره بن بـرد زبه البخاري الجعـفي‪ ،‬وابـو‬ ‫الحسـيـن مسلم بن الحجاج بن مـسلم القـشـيري الـنيسـابـوري رضي اهلل عنهما في صحيحيهما اللذين هما أصح‬ ‫الكتب المصنفه‬ ‫‪Emirü’l-Mü’minin Ebu Hafs Ömer b. Hattap (ra)’den şöyle demiştir:‬‬ ‫‪"Rasulullah (sav)’dan işittim, şöyle buyuruyordu:‬‬ ‫‪Ameller niyetlere göredir. Herkese ancak niyet ettiği vardır. Kimin hicreti Allah’a‬‬ ‫‪ve Rasulüne ise onun hicreti Allah’a Rasulunedir. Kimin de hicreti eline geçireceği‬‬ ‫"‪bir dünya veya nikah yapacağı bir kadına ise hicreti, hicret ettiği şeyde son bulur.‬‬ ‫‪Bu hadis: Her biri hadisçilerin imamı olan Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail b.‬‬ ‫‪İbrahim b. Muğıre, Berdizbe el-Buhari el cu'fi ile Ebul Hüseyin Müslim b. Haccac el‬‬ ‫‪Kuseyri en-Neysaburi Musannef kitanplarının en sahihi olan sahihlerinden rivayet‬‬ ‫‪ettiler.‬‬ ‫‪HADİS İKİ‬‬ ‫عن عمر رضي اهلل عنه أيضا ‪ ،‬قال ‪ :‬بينما نحن جلوس عـند رسـول اهلل صلى اهلل عليه وسلم ذات يوم اذ طلع علينا‬ ‫رجل شديد بياض الثياب ‪ ،‬شديد سواد الشعر ال يرى عليه أثـر السفر وال يعـرفه منا احـد‪ .‬حتى جـلـس إلى النبي‬ ‫صلي اهلل عليه وسلم فـأسند ركبـتيه إلى ركبتـيه ووضع كفيه على فخذيه‪ ،‬وقـال‪ " :‬يا محمد أخبرني عن اإلسالم ‪.‬‬ ‫فقـال رسـول اهلل صـلى اهلل عـليه وسـلـم ‪ :‬اإلسـالم أن تـشـهـد أن ال إلـه إال اهلل وأن محـمـد رسـول اهلل وتـقـيـم‬ ‫الصالة وتـؤتي الـزكاة وتـصوم رمضان وتـحـج البيت إن اسـتـطـعت اليه سبيال‪.‬‬ ‫قال ‪ :‬صدقت‪.‬‬ ‫فعجبنا له ‪ ،‬يسأله ويصدقه ‍‌‌؟‬ ‫قال ‪ :‬فأخبرني عن اإليمان ‪.‬‬ ‫قال ‪ :‬أن تؤمن باهلل ومالئكته وكتبه ورسله واليوم االخر وتؤمن بالقدر خيره وشره ‪.‬‬ ‫قال ‪ :‬صدقت ‪.‬‬ ‫قال ‪ :‬فأخبرني عن اإلحسان ‪.‬‬ ‫قال ‪ :‬ان تعبد اهلل كأنك تراه ‪ ،‬فإن لم تكن تراه فإنه يراك ‪.‬‬ . ‫ فأخبرني عن الساعة‬: ‫قال‬ ‫ "ما المسؤول عنها بأعلم من السائل‬: ‫قال‬ . ‫ فأخبرني عن أماراتها‬: ‫قال‬ ‫ وان ترى الحفاة العراة العالة رعاء الشاء يتطاولون في البنيان‬، ‫ أن تلد األم ربتها‬: ‫قال‬ ‫ يا عمر أتدري من السائل ؟‬: ‫ثم قال‬، ‫ فلبثت مليا‬، ‫ثم انطلق‬ . ‫ اهلل ورسوله أعلم‬: ‫قلت‬ ‫ اتاكم يعلمكم دينكم رواه مسلم‬، ‫ فإنه جبريل‬: ‫قال‬ Ömer b. el-Hattab (ra)’dan şöyle demiştir: "Bir gün biz Rasulullah (sav)’ın yanında iken birden baktık ki elbisesi bembeyaz , saçları simsiyah, üzerinde yolculuk alameti olmayan biri karşımıza çıkageldi. Onu bizden kimse tanımıyordu. Nihayet Peygamber (sav )’in yanına oturdu. Dizlerini dizlerine dayadı, iki avucunu iki uyluğu üzerine koydu ve: “Ya Muhammed, İslam hakkında bana haber ver” dedi. Rasulullah (sav): “İslam; Allah’dan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sav)’in Allah’ın Rasulü olduğuna şahitlik etmen, namazı dosdoğru kılman, zekatı vermen, Ramazan’da oruç tutman ve yoluna gücün yeterse Beyti (Kabe’yi) haccetmendir” buyurdu. Adam: “Doğru söylüyorsun” dedi. Biz onun hem peygambere soru sorup hemde cevap vermesine taaccüb ettik. Adam: “İman hakkında da bana haber ver” dedi. Rasulullah(sav): İman; Allah’a Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, ahiret gününe iman etmendir. Kadere, hayrına ve şerrine de iman etmendir” dedi. Adam: “Doğru söylüyorsun” dedi ve “İhsan; hakkında bana bilgi ver” diye yine sordu. Rasulullah (sav): “ihsan; sanki görüyormuşsun gibi Allah’a ibadet etmendir. Her ne kadar sen O’ nu görmüyorsan da, O seni görüyor” buyurdu. Adam: “Doğru söylüyorsun” dedi ve “Kıyamet hakkında bana haber ver” diye tekrar sordu. Rasulullah (sav): (Bu konuda) sorulan sorandan daha alim değildir” diye cevap verdi. Adam: “Öyle ise kıyametin alametlerinden haber ver” dedi. Rasullah (sav): “Cariyenin efendisini doğurması, yalınayak sırtı çıplak fakir davar çobanlarının bina yaptırmada yarıştıklarını görmendir” diye cevap verdi." Hz Ömer (anlatmaya devam ederek) şöyle dedi: Sonra adam gitti. "Rasulullah (sav) bir müddet öyle durdu, sonra bana “ya Ömer,soran kimdir biliyor musun? dedi. Ben: “Allah ve Rasulü daha iyi bilir” dedim. Rasulullah (sav): “O, Cibril’dir. Size dininizi öğretmek için gelmişti” buyurdu." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. HADİS ÜÇ ‫ سمعت رسول اهلل صلى اهلل عليه‬: ‫ قـال‬، ‫عن أبي عـبد الرحمن عبد اهلل بن عـمر بـن الخطاب رضي اهلل عـنهما‬ ‫ وإيـتـاء‬، ‫ وإقامة الصالة‬، ‫ شـهـادة أن ال إلـه إال اهلل وأن محمد رسول اهلل‬: ‫ بـني اإلسـالم على خـمـس‬: ‫وسـلم يقـول‬ ‫ وصـوم رمضان رواه البخاري ومسلم‬، ‫ وحـج البيت‬، ‫الـزكـاة‬ Ebu Abdir-Rahman Abdullah b. Ömer b. El-Hattap'dan. Şöyle demiştir: "Resulullah (sav)'dan işittim şöyle buyurdu: İslam beş şey üzerine kurulmuştur. Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in onun kulu ve Resulu olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekati vermek, Beyti (Kâbe'yi) haccetmek, Ramazan'da oruç tutmak." Bu hadisi Buhari ve Müslim tahriç etmiştir. HADİS DÖRT ‫ حدثنا رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم – وهو‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي عبد الرحمن عبد اهلل بن مسعـود رضي اهلل عنه‬ ‫ ثم يكون‬، ‫ ثم يكون علقة مثل ذلك‬، ‫ إن أحـدكم يجمع خلقه في بطن أمه أربعين يوما نطفه‬: - ‫الصادق المصدوق‬ ، ‫ وعمله‬، ‫ واجله‬، ‫ بكتب رزقه‬: ‫ ويـؤمر بأربع كلمات‬، ‫ فينفخ فيه الروح‬، ‫ ثم يرسل إليه الملك‬، ‫مـضغـة مثل ذلك‬ ‫وشقي أم سعيد ؛ فواهلل الـذي ال إلــه غـيره إن أحــدكم ليعـمل بعمل أهل الجنه حتى ما يكون بينه وبينها إال ذراع‬ ‫ وإن أحدكم ليعمل بعمل أهل النار حتي ما يكون بينه وبينها‬. ‫فيسبق عليه الكتاب فيعـمل بعـمل أهــل النار فـيـدخـلها‬ ‫إال ذراع فــيسـبـق عليه الكتاب فيعمل بعمل أهل الجنة فيدخلها رواه البخاري ومسلم‬ Ebu Abdir-Rahman Abdullah b. Mesud (ra)'dan şöyle demiştir: "Doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik olunan Resulullah (sav) bize şöyle anlattı: Sizlerden herbirinizin yaratılışı ana rahminde nutfe olarak 40 günde toplanır. Sonra aynen öyle (kırk günde) alâka olur. Sonra aynen öyle et parçası olur. Sonra oraya bir melek gönderilir. O na ruhu üfler. Ve şu dört kelimeyi: Rızkını, ecelini, amelini, şaki mi yoksa said mi olacağını yazması emredilir. Kendinden başka ilah olmayana yemin ederim ki sizden biri cennet ehlinin amelini işler, o hale gelir ki, kendisi ile cennet arasında bir arşın kalır. Derken yazgı onun önüne geçer, cehennem ehlinin amelini işlerde cehenneme girer. Yine sizden biri cehennem ehlinin amelini işler. O hale gelir ki kendisi ile cehennem arasında bir arşın kalır. Derken yazgı onun önüne geçer. Cennet ehlinin amelini işlerde cennete girer." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. HADİS BEŞ ‫ قال رسول اهلل صلي اهلل صلى اهلل عليه وسلم )من‬: ‫ قالت‬، ‫عن ام المؤمنين أم عبد اهلل عـائـشة رضي اهلل عنها‬ ‫ ومسلم‬، ‫ رواه الـبـخـاري‬. ‫أحدث في أمرنا هـذا مـا لـيـس مـنه فهـو رد‬ ‫ مـن عـمـل عـمـال لـيـس عـلـيه أمـرنا فهـو رد‬: ‫وفي رواية لمسلم‬ Mü'minlerin annesi Ümmü Abdullah Aişe (ra)'den şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Kim bizim bu işimize (dinimize) sonradan birşey ihdas ederse o reddolunur." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Müslim'in diğer bir rivayetinde ise şöyle denilmiştir. Her kim emrimize uygun olmayan amel yaparsa reddolunur. HADİS ALTI ‫ إن‬: ‫ سمعـت رسـول اهلل صلي اهلل عـليه وسلم يقول‬: ‫ قـال‬، ‫عن أبي عبد اهلل النعـمان بن بشير رضي اهلل عـنهما‬ ‫ فمن اتقى الشبهات فـقـد استبرأ‬، ‫ وبينهما أمـور مشتبهات ال يعـلمهن كثير من الناس‬، ‫ وإن الحـرام بين‬، ‫الحالل بين‬ ‫أال وإن‬،‫ كـالراعي يـرعى حول الحمى يوشك أن يرتع فيه‬، ‫ ومن وقع في الشبهات وقـع في الحرام‬، ‫لديـنه وعـرضه‬ ‫ وإذا فـسـدت‬، ‫ أال وإن في الجـسد مضغة إذا صلحـت صلح الجسد كله‬، ‫ أال وإن حمى اهلل محارمه‬، ‫لكل ملك حمى‬ ‫ أال وهي الـقـلب رواه البخاري‬، ‫فـسـد الجسـد كـلـه‬ Ebu Abdullah Numan b. Beşir (ra)'den: Demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle söylerken işittim: Helal apaçıktır. Haram da apaçıktır. İkisi arasında şüpheli işler vardır. İnsanlardan birçoğu onları bilmezler. Kim bu şühelilerden sakınızsa dini ve ırzını korumuş olur. Kim de şüphelilerin içine dalarsa haramın içine dalar. (Bunun hali) tıpkı koruluğun etrafında sürü otlatan çoban gibidir ki, sürüsünü korulukta otlatıverir. Dikkat edin her padişahın bir korusu vardır. Allah'ın korusu da haram kıldıklarıdır. Dikkat edin cesedin içinde de bir et parçası vardır ki, eğer o iyi olursa bütün ceset iyi olur. Eğer o bozulursa bütün ceset bozulur. Dikkat edin o kalbdir." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. HADİS YEDİ . ‫ الـديـن النصيحة‬: ‫ أن النبي صلى اهلل عـليه وسـلم قـال‬، ‫عن أبـي رقــيـة تمـيم بن أوس الـداري رضي اهلل عنه‬ ‫ لمن ؟‬: ‫قلنا‬ ‫ وأل ئـمـة الـمـسـلـمـيـن وعــامـتهم رواه مسلم‬، ‫ ولـرسـولـه‬، ‫ ولـكـتـابـه‬، ‫ اهلل‬: ‫قال‬ Ebu Rukayyete Temim b. Evs ed-Dariyy (ra)'den: "Rasulullah (sav): Din nasihattir, buyurdu. Biz: Kim için? dedik. O: Allah için, Kitabı için, Rasulü için, Müslümanların imamlar (devlet başkanları) için ve bütün Müslümanlar için, diye cevap verdi." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. HADİS SEKİZ ‫ أمرت أن أقاتل الناس حتى يـشـهــدوا أن‬: ‫ ان رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلـم قـال‬، ‫عن ابن عمر رضي اهلل عنهما‬ ‫ ويؤتوا الزكاة ؛ فإذا فعلوا ذلك عصموا مني دماءهم‬، ‫ ويـقـيـمـوا الصالة‬، ‫ال إلــه إال اهلل وأن محمد رسول اهلل‬ ‫ وحسابهم على اهلل تعالى رواه البخاري ومسلم‬، ‫وأموالهم إال بحق اإلسالم‬ Abdullah b. Ömer (ra)'den: Demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Ben, Allah'tan başka ilâh olmadığına şahitlik edinceye, namazı dosdoğru kılıncaya, zekâtı verinceye kadar insanlarla harbetmekle emrolundum. Bunları yaptıkları zaman İslâmın hakkı (olan had cezaları) hariç kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. (İçlerinde gizledikleri) hesapları Allah'a aittir." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. HADİS DOKUZ ‫ ما‬: ‫ سمعت رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم يقول‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي هريرة عبد الرحمن بن صخر رضي اهلل عنه‬ ‫ فإنما أهلك الذين من قبلكم كثرة مسائلهم واختالفهم‬، ‫ وما أمرتكم به فأتوا منه ما استطعتم‬، ‫نهيتكم عنه فاجتنبوه‬ ‫ ومسلم‬، ‫ رواه البخاري‬. ‫على انبيائهم‬ Ebu Hüreyre Abdür-Rahman b. Sahr (ra)'dan, demiştir ki: "Rasulullah (sav)'ı şöyle derken işittim: Sizi nelerden nehyedersem kaçının, size neleri emredersem gücünüz yettiği kadar yapın. Sizlerden öncekileri helâk eden ancak çok sormaları ve Peygamberlerine karşı muhalefet etmeleridir." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. HADİS ON ‫ وإن‬، ‫ إن اهلل تعالى طيب ال يقبل إال طيبا‬: ‫ قال رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي هريرة رضي اهلل عنه‬ ‫ يا‬: ‫ وقال تعالى‬، ‫ يا أيها الرسل كلوا من الطيبات واعملوا صالحا‬: ‫اهلل أمر المؤمنين بما أمر به المرسلين فقال تعالى‬ ‫ يا رب يا‬: ‫ ثم ذكر الرجل يطيل السفر أشعث أغبر يمد يده إلى السماء‬، ‫أيها الذين امنوا كلوا من طيبات ما رزقناكم‬ ‫رب ومطعمه حرام ومشربه حرام وملبسه حرام وغذي بالحرام فأنى يستجاب له ؟ رواه مسلم‬ Ebu Hüreyre (ra)'den, demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Allah temizdir, ancak temiz olanı kabul eder. Şüphesiz Allah mü'minlere neyi emretti ise onu Peygamberlere de emretmişti ve (Allah peygamberlere): "Ey peygamberler, temiz ve helâl olanlardan yeyin ve salih amel işleyin" (Allah mü'minlere de): "Ey mü'minler size rızık olarak verdiğimiz temiz ve helâl olanlardan yeyiniz" buyurdu. Sonra Peygamber (sav) uzun yolculuğa katlanan, saçları birbirine karışan, toz toprak içinde kalan bu haliyle ellerini gökyüzüne açan ve Ya Rab! Ya Rab! diye (yalvaran) birini hatırlattı ve halbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram. Haramla beslenmiş. "Bunun duası nasıl kabul olunur" buyurdu. Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. HADİS ONBİR : ‫عن أبي محمد الحسن بن على بن ابي طالب سبط رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم وريحانته رضي اهلل عـنهـما قـال‬ . ‫ دع ما يـريـبـك إلى ما ال يـريـبـك‬: ‫حـفـظـت مـن رســول اهلل صلى اهلل عـليـه وسلم‬ ‫ حديث حسن صحيح‬: ‫ وقال الترمذي‬، ‫ والنسائي‬، ‫رواه الترمذي‬. Rasulullah (sav)'ın Reyhan kokulu torunu Ebu Muhammed Hasan seafoodplus.info seafoodplus.info Talib'den, demiştir ki: "Ben Rasulullah (sav)'dan: "Seni şüpheye düşüreni bırak, seni şüpheye düşürmeyene bak" sözünü ezberledim. Bu hadisi Nesai ve Tirmizi rivayet etmiştir. Tirmizi bu hadis Hasendir; sahihdir dedi. HADİS ONİKİ ‫ من حسن إسالم المرء تركه ما ال يعـنيه‬: ‫ قال رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي هريرة رضي اهلل عنه‬ . ‫ رواه الترمذي ابن ماجه‬، ‫حديث حسن‬ Ebu Hüreyre (ra)'den: Rasulullah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişinin mala ya'niyi (üzerine gerekmeyeni) bırakması Müslümanlığın güzelliklerindendir." Bu hasen hadisi Tirmizi ve diğerleri böyle rivayet etmiştir. HADİS ONÜÇ ‫عن النبي صلي اهلل‬،‫ خــادم رسـول اهلل صلى اهلل عـلـيـه وسـلم‬، ‫عـن أبي حـمـزة أنـس بـن مـالـك رضي اهلل عـنـه‬ . ‫ ال يـؤمـن احـدكـم حـتي يـحـب ألخـيـه مــا يـحـبـه لـنـفـسـه‬: ‫عـلـيـه وسـلـم قــال‬ ‫ ومسلم‬، ‫رواه البخاري‬ Rasulullah (sav)'ın hizmetçisi Ebu Hamza Enes b. Malik (ra)'den, demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Sizden biri kendisi için arzu ettiğini (mü'min) kardeşi için de arzu etmedikçe (hakkıyla) iman etmiş olmaz." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. HADİS ONDÖRT ‫ ال يحل دم امرىء مسلم يشهد أن ال إله‬: ‫ قال رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم‬: ‫ قال‬، ‫عن ابن مسعود رضي اهلل عنه‬ ‫ والـتـارك لـد يـنـه الـمـفـارق‬، ‫ والـنـفـس بـالنفس‬، ‫ الـثـيـب الــزاني‬: ‫ وأني رسول اهلل إال بـإحـدي ثـالث‬، ‫إال اهلل‬ . ‫للـجـمـاعـة‬ ‫ ومسلم‬، ‫رواه البخاري‬ İbn-i Mes'ud (ra)'dan, demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Şu üç şeyden biri olmadıkça Müslamanın kanının akıtılması helâl olmaz. Zina eden evli veya dul, kasden adam öldürenin kendisinin öldürülmesi, dinini terkedip cemaatten ayrılan." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. HADİS ONBEŞ ‫ مـن كـان يـؤمن باهلل والـيـوم األخـر‬: ‫ ان رســول اهلل صلي اهلل عـليه وسـلـم قــال‬، ‫عن أبي هـريـرة رضي اهلل عـنه‬ ‫ ومن كان يؤمن باهلل واليوم األخر‬، ‫ ومـن كــان يـؤمن باهلل واليـوم األخر فـليكرم جاره‬، ‫فـلـيـقـل خـيـ ًرا أو لـيـصـمـت‬ . ‫فليكرم ضيفه‬ ‫ ومسلم‬، ‫رواه البخاري‬ Ebu Hüreyre (ra)'den. Resulullah (sav)'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa, ya hayır söylesin yahut sussun. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa komşusuna ikram etsin. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. HADİS ONALTI . ‫ أوصــني‬: ‫ ان رجــال قـــال للـنـبي صلي اهلل عـلـيـه وسـلـم‬، ‫عــن أبـي هـريـرة رضي اهلل عــنـه‬ . ‫ ال تغضب‬: ‫ قال‬، ‫ ال تغضب ( فردد مراًرا‬: ‫قال‬ ‫رواه البخاري‬ Ebu Hüreyre (ra)'den, demiştir ki: "Bir adam Peygamber (sav)'e: Bana nasihat et, dedi. (Efendimiz): "Kızma" buyurdu. Adam birkaç kere tekrarladı (Efendimiz) yine "Kızma" diye cevapladı." Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir. ‫‪HADİS ONYEDİ‬‬ ‫عـن أبي يعـلى شـداد بـن اوس رضي اهلل عـنه ‪ ،‬عـن الـرسـول صلى اهلل عـليه وسلم قـال ‪ :‬إن اهلل كتب اإلحـسـان‬ ‫عـلى كــل شيء ‪ ،‬فـإذا قـتـلـتم فـأحسـنوا القـتـلة ‪ ،‬وإذا ذبـحـتم فـأحسنوا الذبحة ‪ ،‬وليحد أحـدكم شـفـرتـه ‪ ،‬ولـيـرح‬ ‫ذبـيـحـته ‪.‬‬ ‫رواه مسلم‬ ‫‪Ebu Ya'la Şeddad b. Evs (ra)'den. Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet‬‬ ‫‪etmiştir:‬‬ ‫‪"Allah her şeye güzel davranmayı emretmiştir. Öyle ise öldüreceğiniz zaman bile‬‬ ‫‪güzel öldürün. Hayvan keseceğiniz zaman güzel kesin. Sizden biri bıçağını bilesin ve‬‬ ‫"‪kestiği hayvanı rahatlatsın.‬‬ ‫‪Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.‬‬ ‫‪HADİS ONSEKİZ‬‬ ‫عـن أبي ذر جـنـدب بـن جـنـادة ‪ ،‬وأبي عـبد الـرحـمـن معـاذ بـن جـبـل رضي اهلل عـنهما ‪ ،‬عـن الرسول صلي اهلل‬ ‫عـليه وسلم ‪ ،‬قـال ‪ :‬اتـق اهلل حيثما كنت ‪ ،‬وأتبع السيئة الحسنة تمحها ‪ ،‬وخالق الناس بخـلـق حـسـن ‪.‬‬ ‫‪ .‬رواه الترمذي وقال ‪ :‬حديث حسن ‪ ،‬وفي بعض النسخ ‪ :‬حسن صحيح‬ ‫‪Ebu Zer Cündüb b. Cünadete'l-Gıfari ile Ebu Abdir-Rahman Muaz b. Cebel (ra)'den.‬‬ ‫‪Demişlerdir ki:‬‬ ‫)‪"Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Her nerede olursan ol, Allah'a (isyandan‬‬ ‫‪sakın. Kötülüğün ardından hemen iyilik yap ki, o kötülüğü yok etsin. Halka da güzel‬‬ ‫"‪huy ile muamele et.‬‬ ‫‪Bu hadisi Tirmizi hasendir, diye rivayet etmiştir. Bazı nüshalarda Hasendir, sahihdir‬‬ ‫‪diye rivayet edilmiştir.‬‬ ‫‪HADİS ONDOKUZ‬‬ ‫عـن أبي العـباس عـبد اهلل بن عـباس رضي اهلل عـنهما ‪ ،‬قــال ‪ :‬كـنت خـلـف النبي صلي اهلل عـليه وسلم يـوما ‪،‬‬ ‫فـقـال ‪ :‬يـا غـالم إني اعـلمك كــلمات ‪ :‬احـفـظ اهلل يـحـفـظـك ‪ ،‬احـفـظ اهلل تجده تجاهـك ‪ ،‬إذا سـألت فـاسأل اهلل ‪ ،‬وإذا‬ ‫اسـتعـنت فـاسـتـعـن باهلل ‪ ،‬واعـلم أن األمـة لـو اجـتمـعـت عـلى أن يـنـفـعـوك بشيء لم يـنـفـعـوك إال بشيء قـد كـتـبـه‬ ‫اهلل لك ‪ ،‬وإن اجتمعـوا عـلى أن يـضـروك بشيء لـم يـضـروك إال بشيء قـد كـتـبـه اهلل عـلـيـك ؛ رفـعـت األقــالم ‪،‬‬ ‫وجـفـت الـصـحـف ‪.‬‬ ‫رواه الترمذي وقال ‪ :‬حديث حسن صحيح ‪.‬‬ ‫ واعلم أن ما أخطأك‬، ‫ تعرف إلى اهلل في الرخاء يعرفك في الشدة‬، ‫ احفظ اهلل تجده أمامك‬: ‫وفي رواية غير الترمذي‬ ‫ وان مع العسر‬، ‫ وان الفرج مع الكرب‬، ‫ واعلم ان النصر مع الصبر‬، ‫ وما أصابك لم يكن ليخطئك‬، ‫لم يكن ليصيبك‬ ‫يسر‬ Ebu'l-Abbas Abdullah b. Abbas (ra)'dan. Demiştir ki: "Bir gün Peygamber (sav)'in terkisinde idim. (Bana) dedi: Evlâd, sana birkaç kelime öğreteyim: Allah' (ın emir ve yasaklarını) gözet ki, Allah da seni korusun. Allah'ı gözet ki onu karşında bulasın. Bir şey istediğinde Allah'dan iste. Yardım istediğinde Allah'dan yardım dile. Şunu iyi bil ki ümmetin tamamı sana fayda vermek için toplansalar Allah'ın yazdığından başka bir şeyle fayda veremezler. Yine eğer sana zarar vermek için toplansalar, Allah'ın sana yazdığı zarardan başka bir şeyle zarar veremezler. Kalemler kaldırılmış (işleri bitmiş), sahifeler kurumuştur (yazılar tamamlanmıştır.) Bu hadisi Tirmizi rivayet etmiştir. Hasendir, sahihtir demiştir. Tirmizi'den başkasının rivayetinde ise şöyle buyrulmuştur: Allah'ı gözet ki onu önünde bulasın. Geniş zamanında Allah'a kendini tanıt ki darlık zamanında O da seni tanısın. Şunu iyi bil ki, taktirde başına gelmeyecek şey sana isabet etmez. Takdirde başına gelecek olan da sende hata etmez (sana ulaşır). İyi bil ki yardım ve zafer sabır ile, rahatlık meşakkatle beraberdir. Her zorluğun yanında kolaylık vardır. HADİS YİRMİ ‫ إن مما‬: ‫ قال رسول اهلل صلي اهلل علية وسلم‬: ‫عن أبي مسعود عقبة بن عمرو األنصاري البدري رضى اهلل عنه قال‬ . ‫ إذا لم تستح فاصنع ما شئت‬: ‫أدرك الناس من كالم النبوة األولى‬ ‫رواه البخاري‬ Ebu Mes'ud Ukbe b. Amir el Bedri (ra)'den. Demiştir ki: "Rasulullah şöyle buyurmuştur: İlk peygamberlik sözlerinden insanların hatırında kalan: "Utanmazsan dilediğini yap" sözüdür." Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir. HADİS YİRMİBİR ‫ يا رسول اهلل ! قـل لي في‬: ‫ قلت‬: ‫ قال‬، ‫ وقيل أبي عمرة ؛ سفيان بن عبد اهلل الثقفي رضي اهلل عنه‬، ‫عن أبي عمرو‬ . ‫ ثـم اسـتـقم‬، ‫ آمـنـت بـاهلل‬: ‫ قــل‬: ‫اإلسـالم قـوال ال أسـأل عـنه أحــًدا غـيـرك ؛ قـال‬ ‫رواه مسلم‬ Ebu Amr (veya Ebu Amra da denir). Süfya b. Abdullah es-Sakafi (ra)'den. Demiştir ki: "Ya Rasulullah (sav), İslâm hakkında bana öyle bir söz söyle ki, İslâm hakkında senden başka hiç kimseye soru sormayayım, dedim. O da: Allah'a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol, buyurdu." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. HADİS YİRMİİKİ ‫ فقال‬، ‫ أن رجال سأل رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم‬: ‫عن أبي عبد اهلل جابر بن عبد اهلل األنصاري رضي اهلل عنهما‬ ‫ ولم أزد علي ذلك شيًئا ؛ أأدخل‬، ‫ وحرمت الحرام‬، ‫ وأحللت الحالل‬، ‫ وصمت رمضان‬، ‫ أرأيت إذا صليت المكتوبات‬: . ‫ نعم‬: ‫الجنة ؟ قال‬ ‫رواه مسلم‬ Ebu Abdullah Cabir b. Abdullah el-Ensari (ra)'den, demiştir ki: "Bir adam Rasulullah (sav)'a şöyle sordu: Ben farz namazları kılar, Ramazan orucunu tutar, helâlı helâl kabul eder, onları yaparsam, haramı da haram kabul eder ondan kaçınırsam, bunlardan fazla bir şey yapmazsam ne dersin, cennete girer miyim? Peygamber (sav) evet dedi." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. HADİS YİRMİÜÇ ‫ الطهور شطر‬: ‫ قال رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي مالك الحارث بن عاصم األشعري رضي اهلل عنه‬ ‫ والصالة نور‬، ‫ تمأل – ما بين السماء واألرض‬: ‫ وسبحان اهلل والحمد هلل تمألن أو‬، ‫ والحمد هلل تمأل الميزان‬، ‫اإليمان‬ . ‫ أو موبقها‬، ‫ فبائع نفسه فمعتقها‬، ‫ والقرآن حجة لك أو عليك ؛ كل الناس يغدو‬، ‫ والصبر ضياء‬، ‫ والصدقة برهان‬، ‫رواه مسلم‬ Ebu Malik Haris b. Asım el Eş'ari (ra)'den demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur. Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah mizanı doldurur. ‫‪Sübhanallahi ve'l-Hamdüllillahi (sözü) göklerle yer arasını doldururlar -veya‬‬ ‫‪doldurur- namaz nurdur.‬‬ ‫‪Sadaka (imana) delildir.‬‬ ‫‪Sabır bir ışıktır.‬‬ ‫‪Kur'an senin lehine veya aleyhine delildir.‬‬ ‫‪Her insan sabahleyin işine gider de nefsini satar. (Neticede) ya nefsini kurtarır ya‬‬ ‫"‪mahveder.‬‬ ‫‪Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.‬‬ ‫‪HADİS YİRMİDÖRT‬‬ ‫عن أبي ذر الغفاري رضي اهلل عنه ‪ ،‬عن النبي صلي اهلل علية وسلم ‪ ،‬فيما يرويه عن ربه تبارك وتعالى ‪ ،‬أنه قال ‪:‬‬ ‫يا عبادي ‪ :‬إني حرمت الظلم على نفسي ‪ ،‬وجعـلته بيـنكم محرما ؛ فال تـظـالـمـوا‪.‬‬ ‫يا عبادي ! كلكم ضال إال من هديته ‪ ،‬فاستهدوني أهدكم ‪.‬‬ ‫يا عبادي ! كلكم جائع إال من أطعمته ‪ ،‬فاستطعموني أطعمكم‪.‬‬ ‫يا عبادي ! كلكم عار إال من كسوته ‪ ،‬فاستكسوني أكسكم ‪.‬‬ ‫يا عبادي ! إنكم تخطئون بالليل والنهار ‪ ،‬وأنا أغفر الذنوب جميعا فأستغفروني أغفر لكم ‪.‬‬ ‫يا عبادي ! إنكم لن تبلغوا ضري فتضروني ‪ ،‬ولن تبلغوا نفعي فتنفعوني ‪.‬‬ ‫يا عبادي ! لو أن أولكمم وآخركم وإنسكم وجنكم كانوا على أتقي قلب رجل واحد منكم ‪ ،‬ما زاد ذلك في ملكي شيًئا ‪.‬‬ ‫يا عبادي ! لو أن أولكم وأخركم وإنسكم وجنكم كانوا علي أفجر قلب رجل واحد منكم ‪ ،‬ما نقص ذلك من ملكي شيًئا ‪.‬‬ ‫يا عبادي ! لو أن أولكم وأخركم وإنسكم وجنكم قاموا في صعيد واحد ‪ ،‬فسألوني ‪ ،‬فأعطيت كل واحد مسألته ‪ ،‬ما‬ ‫نقص ذلك مما عندي إال كما ينقص المخيط إذا أدخل البحر ‪.‬‬ ‫يا عبادي ! إنما هي أعمالكم أحصيها لكم ‪ ،‬ثم أوفيكم إياها ؛ فمن وجد خيًرا فليحمد اهلل ‪ ،‬ومن وجد غير ذلك فال‬ ‫يلومن إال نفسه ‪.‬‬ ‫رواه مسلم‬ ‫‪Ebu Zerrin-il Gıfari (ra), Rasulullah (sav)'ın Rabbinden rivayet ettiği hadisi kudside‬‬ ‫‪şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:‬‬ "Ey kullarım, ben zulmü kendime haram kıldım, sizin aranızda da zulmü haram kıldım. O halde birbirinize zulmetmeyiniz. Ey kullarım, Benim hidayette kıldıklarımdan başka hepiniz delalettesiniz. O halde benden hidayet isteyin ki size hidayet vereyim. Ey kullarım, benim doyurduklarımdan başka hepiniz açsınız. Öyle ise benden yiyecek isteyin ki size yiyecek vereyim. Ey kullarım, Benim giydirdiklerimden başka hepiniz çıplaksınız. Öyle ise benden giyecek isteyiniz ki size giyecek vereyim. Ey kullarım, siz gece ve gündüz hata işliyorsunuz. Ben de bütün günahları affederim. Öyle ise benden af isteyin sizi affedeyim. Ey kullarım, siz bana zarar veremezsiniz ki zarar veresiniz. Yine siz bana fayda veremezsiniz ki fayda veresiniz. Ey kullarım, evvel geçenleriniz, sonra gelecek olanlarınız, insanlarınız ve cinlerinizin sizin aranızda en müttaki adamın kalbi gibi olsalar yine de mülkümde bir şey artmaz. Ey kullarım, evvel geçenleriniz sonra gelecek olanlarınız, insanlarınız ve cinleriniz sizin aranızda en facir (iskankâr) adamın kalbi gibi olsalar, yine de mülkümden bir şey eksilmez. Ey kullarım, evvel geçenleriniz, sonra gelecek olanlarınız, insanlarınız ve cinleriniz bir yerde dursalar da benden isteseler, ben de her birinize istediklerini versem bu benim yanımdaki (hazinem)den bir şey eksiltmez. Ancak denize batırılan iğnenin eksilttiği gibi eksiltir. Ey kullarım, onlar sizin amellerinizdir. Sizin hesabınıza olanları ben zaptederim. Sonra onları size vereceğim. Kim hayır bulursa Allah'a hamdetsin. Kim de başka şey bulursa kendisinden başkasını kınamasın." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. HADİS YİRMİBEŞ ‫سا من أصحاب رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم قالوا للنبي صلي اهلل عليه‬ ً ‫ أن نا‬، ‫عن أبي ذر رضي اهلل عنه أيضا‬ ‫ ويـتـصـد قــون‬، ‫ ويصومون كما نصوم‬، ‫ يا رسول اهلل ذهب أهل الدثور باالجور ؛ يصلون كما نصلي‬: ‫وسلم‬ ، ‫ وكل تكبيرة صدقة‬، ‫ أولـيـس قـد جعـل اهلل لكم ما تصدقون ؟ إن لكم بكل تسبيحة صدقة‬: ‫ قـال‬. ‫بفـضـول أمـوالهم‬ ‫ وفي بعض أحـد كم‬، ‫ ونهي عن المنكر صدقة‬، ‫ وأمر بالمعروف صدقة‬، ‫ وكل تهليلة صدقة‬، ‫وكل تحميدة صدقة‬ . ‫صـدقـة‬ ‫ أيأتي أحدنا شهوته ويكون له فيها أجر؟‬، ‫ يا رسول اهلل‬: ‫قالوا‬ . ‫ كان له أجر‬، ‫ أكان عليه وزر ؟ فكذلك إذا وضعها في الحالل‬، ‫ أرأيتم لو وضعها في حرام‬: ‫قال‬ ‫رواه مسلم‬ Nevvas b. Sem’an (ra) Peygamber (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Birr, ahlâk güzeliğidir. Günah ise, nefisde iz bırakan ve insanların bilmesini sevmediği şeydir." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. Vabisa b. Ma'bed'den şöyle rivayet edilmiştir: "Ben, Resulullah'a geldim, bana: Sen Birr'in ne olduğunu sormaya mı geldin? dedi. Ben, evet dedim. Rasulullah (sav): Kalbine danış. Birr (iyilik) nefsin kendisinde huzur bulduğu, kalbin kendisinde tatmin olduğu şeydir. Günah da, insanlar fetva verseler bile nefisde iz bırakan ve kalbde tereddüt meydana getirendir." Bu Hasen hadisi biz Ahmed b. Hanbel ile Barami'nin müsnedlerinden rivayet ettik. HADİS YİRMİALTI ‫ كل سالمي من الناس عليه صدقة كل‬: ‫ قال رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي هريرة رضي اهلل عنه‬ ، ‫ وتعين الرجل فى دابته فتحمله عليها أو ترفع له عليها متاعة صدقة‬، ‫يوم تطلع فيه الشمس تعدل بين اثنين صدقة‬ . ‫ وتميط األذي عن الطريق صدقة‬، ‫ وبكل خطوة تمشيها إلي الصالة صدقة‬، ‫والكلمة الطيبة صدقة‬ ‫ ومسلم‬، ‫رواه البخاري‬ Ebu Hüreyre (ra), Rasulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İnsanın eklemlerinden her biri için güneş doğan her günde bir sadaka gerekir. İki kimse arasında adil olman sadakadır. Bir kişiye hayvanına binerken yardım edip bindirmen veya eşyasını onun üzerine kaldırıvermen sadakadır. Kelime-i tayyibe (güzel söz, kelime-i tevhid) sadakadır. Namaz için attığın her adım için sadaka (sevabı) vardır. Eza veren şeyi yoldan kaldırman sadakadır." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. HADİS YİRMİYEDİ ‫ وعـظـنا رسول اهلل صلي اهلل علية وسلم موعـظة وجلت‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي نجـيـج العـرباض بن سارية رضي اهلل عنه‬ ‫ أوصيكم بتقوى اهلل‬: ‫ قال‬، ‫ يا رسول اهلل كأنها موعـظة مودع فـأوصنا‬: ‫ فـقـلـنا‬، ‫ وذرفت منها الدموع‬، ‫منها القلوب‬ ‫ فعـليكم بسنتي وسنة الخفاء‬، ‫ فإنه من يعــش منكم فسيرى اخـتـالفـا كثيًرا‬، ‫ والسمع والطاعة وإن تأمر عليكم عبد‬، . ‫ فإن كل بدعة ضالله‬، ‫ واياكم ومـحدثات األمور‬، ‫الراشدين المهديين عـضوا عـليها بالـنـواجـذ‬ ‫ حديث حسن صحيح‬: ‫رواه أبو داود والترمذي وقال‬. Ebu necid ırbad b. Sariye (ra)’den şöyle demiştir: "Rasulullah bize öyle bir va’z verdi ki, va’zdan kalbler titredi, gözler yaşardı. Biz de dedik ki: Ya Rasulullah, bu ayrılık va’zı gibi. O halde bize vasiyette bulun. Rasulullah şöyle buyurdu: Size Allah (isyan)’dan sakınmayı üzerinize emir olan kimse köle de olsa sözünü dinleyip itaat etmeyi vasiyyet ederim. Çünkü ömrü olanlar birçok ihtilâflar görecektir. O zaman sünnetime ve hidayet üzere olan Raşid halifelerin sünnetine sarılınız. Sünnetlere dişlerinizi sıkarak sarılınız. Dini işlerde sonradan uydurulanlardan sakınınız. Çünkü her bid’at dalâlettir." Bu hadisi Ebu Davud ve Tirmizi rivayet etmiştir. Tirmizi hadisin hasen ve Sahih olduğunu söylemiştir. Cebel (ra)'den şöyle demiştir: "Ya Rasulullah, beni cennete sokacak, cehennemden uzaklaştıracak bir ameli haber ver dedim. O da şöyle buyurdu: "Sen büyük bir şey sordun. Ancak o Allah'ın kolay kıldığı kişilere kolaydır. Allah'a ibadet edersin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı dosdoğru kılarsın, zekâtı verirsin, Ramazan orucunu tutarsın, Beyti (Kâbe'yi) tavaf edersin. Sonra şöyle buyurdu: Sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır, sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi günahı söndürür. Gecenin içinde kişinin kıldığı namaz da (hayır kapılarındandır). Sonra: "Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümidle Rab'lerine dua ederler, verdiğimiz rızıklardan infak ederler. Onların yaptıklarına mükafak olarak ne göz aydınlatacak sevinçler sakladığımızı hiçbir kimse bilemez." mealindeki ayeti okudu. Sonra şöyle dedi: Sana din işinin başı, direği ve en yüce yerinin zirvesini haber vereyim mi? Ben, evet ya Rasulullah derim. O şöyle dedi: İşin başı İslam, direği namaz, zirvesi cihaddır. Sonra şöyle buyurdu: Bütün bunların da özünü sana haber vereyim mi? Ben, evet ya Rasulullah dedim. Dilini (eliyle) tuttu ve "İşte bunu tut" buyurdu. Ben de: Ya Rasulullah, biz söylediğimiz şeylerle de mi hesaba çekileceğiz? dedim. O da: "Annesi kaybedesice insanları yüz üstü yahut burunları üzerinde cehenneme sürükleyen ancak dillerinin ekip biçtiğidir." Bu hadisi Tirmizi rivayet etmiştir. Hadis hasendir, sahihdir. HADİS YİRMİDOKUZ ‫ إن اهلل تعالى‬: ‫ قال‬، ‫ عن رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم‬، ‫عن أبي ثعلبة الخشني جرثوم بن ناشر رضي اهلل عنه‬ ‫ وسكت عن أشياء رحمة لكم غير‬، ‫ وحرم أشياء فال تنتهكوها‬، ‫ وحد حدوًدا فال تعتدوها‬، ‫فرض فرائض فال تضيعوها‬ . ‫نسيان فال تبحثوا عنها‬ ‫ وغيره‬، ‫ رواه الدارقطني‬، ‫حديث حسن‬ Ebu Sa’lebete-l Huşeni cürsüm b. Naşir (ra), Rasulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah (cc) birtakım şeyleri farz kılmıştır. Onları zayi etmeyiniz. Çizdiği hudutlar vardır. Hudutları aşmayınız. Bir kısım şeyleri haram kılmıştır. Onlara el uzatmayınız. Bir kısım şeylerden de unutmaksızın size merhamet olsun diye sükût etmiştir, siz de onları araştırmayınız." Hadis hasendir. HADİS OTUZ ‫ يا‬: ‫ فقال‬، ‫ جاء رجل إلى النبي صلى اهلل عليه وسلم‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي العباس سهل بن سعد الساعدي رضي اهلل عنه‬ ‫ وازهد فيما عند‬، ‫ ازهد في الدنيا يحبك اهلل‬: ‫رسول اهلل دلني على عمل إذا عملته أحبني اهلل وأحبني الناس ؛ فقال‬ . ‫الناس يحبك الناس‬ ‫ وغيره بأسانيد حسنه‬، ‫ رواه ابن ماجه‬، ‫حديث حسن‬ Ebu’l-Abbas sehl b. Sa’d es-Sa’di (ra) şöyle demiştir: "Bir adam Rasulullah (sav)’a geldi ve şöyle dedi: Ya Rasulullah, bana bir amel göster ki onu yaptığımda beni hem Allah sevsin, hem de insanlar sevsin. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Dünyaya gönül verme seni Allah sevsin. İnsanların elindekine göz dikme seni insanlar sevsin." Bu hadisi İbnü Mace ve diğerleri hasen olarak rivayet etmişlerdir. HADİS OTUZBİR ‫ ال ضرر‬: ‫ أن رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم قال‬، ‫عن أبي سـعـيـد سعـد بن مالك بن سنان الخدري رضي اهلل عنه‬ . ‫وال ضرار‬ . ‫ رواه ابن ماجه والدارقطني وغيرهـما مسندا‬، ‫حديث حسن‬ ‫ فـأسـقـط أبا سعـيد‬، ‫ورواه مالك في )الموطأ( عـن عـمرو بن يحي عـن ابيه عـن النبي صلي اهلل عـليه وسلم مرسال‬ ‫ وله طرق يقوي بعـضها بعـضًُـا‬، Ebu Said Sa’d b. Malik b. Sinan el Hudri (ra), Rasulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Zarar vermek de yoktur. Zarara zararla karşılık vermek de yoktur." Hadis hasendir. İbnü Mace Barakutni ve diğerleri müsned olarak rivayet etmişlerdir. Malik Muvattasında Ömer b. Yahya'dan, o, babasından o da Peygamber (sav)'den Mürsel olarak rivayet etmiş ve Ebu Saidi senedden düşürmüştür. Bu hadisin birbirini kuvvetlendiren tarikleri vardır. HADİS OTUZİKİ ‫الدعى رجال‬، ‫ لو يعطى الناس بدعواهم‬: ‫ قال‬، ‫ أن رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم‬، ‫عن ابن عباس رضي اهلل عنهما‬ . ‫ لكن البينة على المدعي واليمين على من أنكر‬، ‫أموال قوم ودماءهم‬ ‫ الصحيحين‬، ‫ وبعضه في‬، ‫ رواه البيهقي وغيره هكذا‬، ‫حديث حسن‬ İbni Abbas (ra), Rasulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İnsanlara dava ettikleri her şey verilseydi birçok adam, birçok kimsenin mallarını ve canlarını iddia ederlerdi. Lâkin, delil dava edene, yemin de inkâr edene düşer." Bu hadisi Beyhaki ve diğerleri böyle rivayet etmiştir. Hadis hasendir. Hadisin bir kısmı Buhari ve Müslim’de vardır. HADİS OTUZÜÇ ‫ من رأى منكم منكًرا‬: ‫ سمعت رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم يقول‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي سعيد الخدري رضي اهلل عنه‬ . ‫ وذلك أضعـف اإليمان‬، ‫ فإن لم يستطع فبقلبه‬، ‫ فإن لم يستطع فبلسانه‬، ‫فلغيره بيده‬ ‫رواه مسلم‬ Ebu Said el-Hudri (ra) şöyle demiştir. "Rasulullah (sav)’dan işittim, şöyle buyurdu: İçinizden kim bir münker görürse onu eliyle değiştirsin. Eğer eliyle gücü yetmezse diliyle, yine gücü yetmezse kalbi ile. Bu ise imanın en zayıfıdır." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. HADİS OTUZDÖRT ‫ وال‬، ‫ وال تناجشوا‬، ‫ ال تحاسدوا‬: ‫ قال رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي هريرة رضي اهلل عنه‬ ‫ ال يظلمه وال‬، ‫ المسلم خو المسلم‬، ‫ وكونوا عباد اهلل إخوانا‬، ‫ وال يبع بعضكم على بيع بعض‬، ‫ وال تدابروا‬، ‫تباغضوا‬ ‫ التقوى ها هنا ويشير صلى اهلل عليه وسلم إلى صدره ثالث مرات – بحسب امرىء‬، ‫ وال يحقره‬، ‫ وال يكذبه‬، ‫يخذله‬ . ‫ دمه وماله وعرضه‬: ‫ كل المسلم على المسلم حرام‬، ‫أن يحقر أخاه المسلم‬ ‫رواه مسلم‬ Ebu Hüreyre (ra)'den, demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Birbirinize hased etmeyiniz. Alış verişte birbirinizi aldatmayınız. Birbirinize buğzetmeyiniz. Birbirinize sırt çevirip dargın durmayınız. Birinizin pazarlığı üzerine bir kısmınız pazarlık yapmasın (açık arttırma usulü değilse). Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu yardımsız bırakmaz. Ona yalan söylemez. Onu hakir görmez. (Üç kere göğsüne işaret ederek) takva işte buradadır. Kişiye günah olarak Müslüman kardeşini hakir görmesi yeter. Müslümanın her şeyi kanı, malı, ırzı Müslümana haramdır." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. HADİS OTUZBEŞ ‫ من نفس عن مؤمن كربة من كرب الدنيا‬: ‫ قال‬، ‫ عن النبي صلى اهلل عليه وسلم‬، ‫عن أبي هريرة رضي اهلل عنه‬ ‫ ومن ستر مسلما‬، ‫ ومن يسر على معسر يسر اهلل عليه في الدنيا واالخرة‬، ‫نفس اهلل عنه كربة من كرب يوم القيامة‬ ‫ ومن سلك طريقا يلتمس فيه علما‬، ‫ واهلل في عون العبد ما كان العبد في عون أخيه‬، ‫ستره اهلل في الدنيا واألخرة‬ ‫ ويتدارسونه بينهم؛ إال‬، ‫ وما اجتمع قوم في بيت من بيوت اهلل يتلون كتاب اهلل‬، ‫سهل اهلل له به طريقا إلي الجنه‬ ‫ ومن أبطأ به عمله لم يسرع‬، ‫ وذكرهم اهلل فيمن عنده‬، ‫ وحفتهم المالئكة‬، ‫ وغشيتهم الرحمه‬، ‫نزلت عليهم السكينه‬ . ‫به نسبه‬ ‫رواه مسلم بهذا اللفظ‬ Ebu Hüreyre (ra), Peygamber (sav)'den şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim bu mü'minden dünya üzüntülerinden bir üzüntüyü giderirse Allah da ondan kıyamet günü üzüntülerinden bir üzüntüyü giderir. Kim bir fakire kolaylık sağlarsa, Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık sağlar. Kim bir Müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve ahirette örter. Kul, kardeşinin yardımında oldukça, Allah da o kula yardım eder. Kim ilim için yola düşerse, Allah onunla o kimse için cennete giden yolu kolaylaştırır. Allah'ın evlerinden bir evde Allah'ın kitabını okuyan ve aralarında onu müzakere eden hiçbir topluluk yoktur ki, üzerlerine sekinet (emniyet) inmesin, onları rahmet bürümesin, melekler her taraflarından kuşatmasın. Allah (cc) da yanında bulunanlara anmış olmasın. Kimi ameli geri bırakırsa onu nesebi ileri götüremez." Bu hadisi, bu lâfızla Müslim rivayet etmiştir. HADİS OTUZALTI ‫ إن‬: ‫ قال‬، ‫ عن رسول اهلل صلى اهلل علية وسلم فيما يرويه عن ربه تبارك وتعالى‬، ‫عن ابن عباس رضي اهلل عنهما‬ ‫ وإن هم‬، ‫ فمن هم بحسنة فلم يعملها كتبها اهلل عنده حسنة كاملة‬، ‫ ثم بين ذلك‬، ‫اهلل تعالى كتب الحسنات والسيئات‬ ‫ وإن هم بسيئة فلم يعملها‬، ‫بها فعملها كتبها اهلل تعالى عنده عشر حسنات إلى سبعمائة ضعف إلى أضعاف كثيرة‬ . ‫ وإن هم بها فعملها كتبها اهلل عنده سيئة واحدة‬، ‫كتبها اهلل عنده حسنة كاملة‬ ‫ بهذه الحروف‬، ‫ صحيحيهما‬، ‫ رواه البخاري ومسلم في‬. İbni Abbas (ra) Rasulullah (sav)'ın Rabbinden rivayet ettiği hadisi kudside şöyle dediğini nakleder: "Allah (cc), hasenat ile seyyiatı yazmıştır. Sonra bunları açıklamıştır. Kim bir haseneye niyet eder de onu yapmazsa, Allah (cc) katında onu tam bir hasene olarak yazar. Eğer o amele niyet eder ve yaparsa Allah (cc) katında ona on hasenattan yediyüz kata kadar, hatta daha çok katlara kadar yazar. Kim bir seyyieye niyet eder onu da yapmazsa Allah ona bir hasene yazar. Eğer ona niyet eder ve onu yaparsa Allah ona bir seyyie yazar." Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. HADİS OTUZYEDİ ‫ من عادى لي وليا‬: ‫ إن اهلل تعالى قال‬: ‫ قال رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي هريرة رضي اهلل عنه‬ ‫ وال يزال عبدي يتقرب إلي بالنوافل‬، ‫ وما تقرب إلي عبدي بشيء أحب إلي مما افترضته عليه‬، ‫فقد آذنته بالحرب‬ ‫ ورجله التي‬، ‫ ويده التي يبطش بها‬، ‫ وبصره الذي يبصر فيه‬، ‫ فإذا أحببته كنت سمعه الذي يسمع به‬، ‫حتي أحبه‬ . ‫ ولئن استعاذ ني ألعيذ نه‬، ‫ ولئن سألني ألعـطينه‬، ‫يمشي بها‬ ‫رواه البخاري‬ Ebu Hüreyre (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Allah buyuruyor: Kim benim bir velime düşmanlık yaparsa, şüphesiz ben ona harp ilan ederim. Benim kulum kendisine farz kıldığım şeyden daha sevgili bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetlerle bana yaklaşırsa, ben de onu severim. Onu sevdiğim zaman onun duyan kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Eğer benden isterse mutlaka veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korurum." Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir. HADİS OTUZSEKİZ ‫ إن اهلل تجاوز لي عن أمتي الخطأ‬: ‫ أن رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم قال‬، ‫عن ابن عباس رضي اهلل عنهما‬ . ‫والنسيان وما استكرهوا عليه‬ ‫ رواه ابن ماجه والبيهقي وغيرهما‬، ‫ حديث حسن‬. İbni Abbas (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah (cc), ümmetimden hatayı, unutmayı ve zorlanarak yaptıkları şeyi benim için bağışladı." Bu hasen hadisi İbni Mace, Beyhaki ve diğerleri rivayet etmiştir. HADİS OTUZDOKUZ ‫ كن في الدنيا كـأنـك‬: ‫ فقال‬، ‫ أخـذ الرسول صلي اهلل عـلية وسلم بمنكبي‬: ‫ قــال‬، ‫عـن ابـن عـمـر رضي اهلل عـنهـما‬ . ‫غـريـب أو عـابـر سبـيـل‬ ‫ وخذ‬، ‫ وإذا أصبحت فال تـنـتـظـر المساء‬، ‫ إذا أمسيت فال تـنـتـظـر الصباح‬: ‫وكـان ابـن عـمـر رضي اهلل عـنهـما يقول‬ . ‫ ومن حـياتـك لـمـوتـك‬، ‫من صحـتـك لـمـرضـك‬ ‫رواه البخاري‬ İbni Ömer (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), omuzlarımdan tuttu ve şöyle buyurdu: "Dünyada sanki yabancı yahut yolcu imişsin gibi ol." İbni Ömer (ra) şöyle derdi: "Akşamladığında sabahı gözleme, sabahlayınca da akşamı gözleme. Sıhhatinden hastalığına, hayatından ölümüne bir şeyler al." Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir. HADİS KIRK ‫ ال يؤمن‬: ‫ قال رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم‬: ‫ قال‬، ‫عن أبي محمد عبد اهلل بن عمرو بن العاص رضي اهلل عنهما‬ . ‫أحدكم حتي يكون هواه تبعا لما جئت به‬ ‫ بإسناد صحيح‬، ‫ الحجة‬، ‫ رويناه في كتاب‬. ‫حديث حسن صحيح‬ Ebu Muhammed Abdullah b. Amr b. el As (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden hiçbiriniz gönlü benim getirdiğime uymadıkça gerçekten iman etmiş olmaz." Bu hasen hadisi biz sahih bir senedle, "Kitab-ül-Hucce"den rivayet ettik. HADİS KIRKBİR ‫ يا ابن ادم إنك ما‬: ‫ قال اهلل تعالى‬: ‫ سمعت رسول اهلل صلي اهلل عليه وسلم يقول‬: ‫ قال‬، ‫عن انس رضي اهلل عنه‬ ‫ ثم‬، ‫ يا ابن آدم ! لو بلغـت ذنـوبك عـنان السماء‬، ‫دعـوتـني ورجوتـني غفرت لك على ما كان منك وال أبالي‬ ‫ يا ابن آدم إنك لو اتيتني بقراب األرض خطايا ثم لقيتـني ال تـشـرك بي شيئا ألتـيـتـك‬، ‫استغـفـرتـني غـفـرت لك‬ . ‫بقرابها مغـفـرة‬ ‫ حديث حسن صحيح‬: ‫رواه الترمذي وقال‬ Enes (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu işittim demiştir: "Allah (cc) buyuruyor ki: Ey Adem oğlu, sen bana yalvarıp benden ümit ettikçe senden sadır olan ne olursa olsun affederim (çocukluğuna) aldırmam. Ey Ademoğlu, günahların gökyüzüne ulaşsa, sonra da benden af dilesen, seni affederim. Ey Ademoğlu, eğer bana yeryüzü dolusu günah getirirsen, sonra da bana ortak koşmadan bana gelsen (ölsen) ben de sana yeryüzü dolusu af ile gelirim." Bu hasen, sahih hadisi Tirmizi rivayet etmiştir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir