istanbul un fethinin neden ve sonuçları / İSTANBUL'UN FETHİ - Şehit Hakan Ünver Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

Istanbul Un Fethinin Neden Ve Sonuçları

istanbul un fethinin neden ve sonuçları

kaynağı değiştir]

Hristiyanların şehirde kalabileceği duyuruldu, İslam hukukuna göre yargılanmadılar, ibadetlerini özgürce sürdürdüler ancak ata binmeleri, silah taşımaları ve askerlik yapmaları yasaklandı.[] Scholarius adlı bir rahip, II. Gennadios ismiyle patrik seçildi ve II. Mehmed'ten bir takım imtiyazlar aldı; patrik tarafından Ortodokslara özel mahkemeler kurulabilecekti ve bu mahkemelerin üyeleri de ruhbanlardan seçilecekti.[][] 'de II. Mehmed tarafından Ermeni Patrikhanesi kuruldu ve Bursalı I. Hovagim patrik olarak seçildi. Ortodoks patriği gibi Ermeni patriği de imtiyazlar aldı; Süryani, Habeş ve Kıpti kiliseleri bu patrikhaneye bağlandı.[]Yahudilere de haklar tanındı, Osmanlı himayesindeki ilk hahambaşı Moş Kapsari oldu.[]

Padişahın koruyucu tutumu sayesinde Ayasofya tahrip edilmedi, daha sonra Ayasofya'nın camiye çevrilmesi sebebiyle mozaiklerinin sökülmesi icap etti ancak sultanın emriyle mozaikler sökülmeyerek kireçle kaplandı.[] arası tamiratta Bizans mozaiklerinin korunmuş olduğu görüldü.[] Çan kuleleri yıkılmadı, geçici olarak ahşap minareler eklendi. Günümüzdeki minareler II. Selim zamanında inşa edilmiştir.[] Ayasofya'yla beraber çok sayıda kilise ve manastır camiye ve medreseye çevrildi.[] Medreselerde eğitim vermeleri ve bilim çalışmaları yapmaları için Semerkant, Bağdat, Kahire, Şam, Buhara gibi şehirlerden âlimler davet edildi. Daha sonra tamamlanan Sahn-ı Seman Medresesi'ne gelir getirmesi için bazı binalar ve araziler bağışlandı.[]

İstanbul'da Osmanlı hâkimiyetinin başlamasıyla beraber, demografik yapı da ciddi değişime uğradı. Şehir fethedildiğinde nüfusunun 30 ilâ 40 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir.[] Başta sanatkârlar olmak üzere birçok insanın İstanbul'a iskân edilmesi emredildi; gönüllü gelenlerin istedikleri mülke sahip olabileceği duyurusundan sonra birçok insan şehre yerleşti. İstanbul çevresindeki tarım arazilerinin işlenmesi için Avrupa'da esir alınan insanlar getirildi. Bunun haricinde isyan tehlikelerinin olduğu Konya, Karaman ve Aksaray yörelerinden de mecburi iskân yapılmıştır.[][] yılında İstanbul'un nüfus sayımı yapıldığında ortaya çıkan tablo şöyleydi;

MilletAile sayısı
Müslümanlar
Rum-Ortodoks
Yahudi
Ermeni
Karamanlı Rumlar
Galata halkı
Diğer gayrimüslimler
Çingeneler 31[]

Ek olarak İstanbul ile Galata'da toplam ev ve dükkân kaydedilmiştir.[]

Osmanlı Devleti[değiştir

İstanbul’un Fethi’nin nedenleri, sonuçları, Türk ve dünya tarihi açısından önemi nedir?

Osmanlı Devleti’nin daha önce tam yedi kez kuşattığı İstanbul, 29 Mayıs ’te 7. Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmet (2. Mehmet) tarafından fethedildi. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmek için pek çok nedeni vardı. Dini, siyasi ve stratejik sebepler Sultan 2. Mehmet’i adım adım İstanbul’a yaklaştırdı.

İSTANBUL’UN FETHİ KISACA

İstanbul, tarih boyu pek çok devlet tarafından defalarca kuşatıldı. Ancak bu kuşatmaların hiçbiri sonuç vermedi. Ta ki Fatih Sultan Mehmet’e kadar…

İstanbul’un Fethi’nin Nedenleri

İstanbul’un fethedilmesi Osmanlı Devleti açısından pek çok nedenden ötürü gerekliydi. Bunun ilk sebebi, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bir hadisinde belirttiği: “Kostantiniyye elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” müjdesine nail olmaktı.

İstanbul’un fethi siyasi sebeplerden dolayı da gerekliydi. Bizans İmparatorluğu, şehzadeleri kışkırtıyordu. Şehzadeler birbirine düşerek taht kavgasına tutuşuyordu.

Bizans, konumu itibariyle Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de büyümesine engeldi. Anadolu ve Rumeli toprakları arasında bağlantı sağlanamıyordu. İstanbul’un alınmasıyla bu engel ortadan kalkacaktı. İstanbul’un fethiyle Anadolu ve Rumeli arasında askeri geçiş için de engel kalmayacaktı.

Bizanslılar, Avrupa’daki Hristiyanları kışkırtarak Haçlı seferlerinin yapılması için uygun koşulları yaratıyordu. Anadolu beyliklerini de Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtıyordu. Bu da Anadolu’daki Türk birliğinin bozulmasına neden oluyordu.

Ekonomik sebepler, İstanbul’un fethini gerekli kılan bir başka unsurdu. İstanbul’un fethiyle Osmanlı Devleti, kara ve deniz ticaretinde avantajlı konuma geçecekti. Ayrıca İpekyolu’nun bir koluna da hakim olacaktı.

İstanbul’un Fethi İçin Yapılan Hazırlıklar

İstanbul kuşatmasında kullanılmak üzere büyük toplar yapıldı. Kuşatmaya denizden destek verilmesi için parçalık donanma hazırlandı. Mora’ya bir donanma gönderildi.

Venedik ve Ceneviz’den sonra Eflak, Macaristan, Sırbistan ve Karamanoğulları Beyliği ile barış anlaşmaları yapıldı. Bizans İmparatorluğu’nun elinde bulunan Misivri, Ahyolu, Vize ve Silivri kaleleri hazırlık sürecinde ele geçirildi. Rumeli (Boğazkesen) hisarı yapıldı.

Bizans’ın (Doğu Roma) Savunma Hazırlıkları

İstanbul’u çevreleyen surlar elden geçirildi. İstihkam çalışmaları yapıldı. Şehrin savunması için yeni mevziler açıldı. İmparator Konstantin, Girit ve Mora yarımadası başta olmak üzere Haçlı dünyasından birçok asker kiraladı. Kentin deniz yönünden savunması için Haliç’in girişi eski gemi ve varillerle desteklenen büyük ve kalın bir zincirle kapatıldı.

Karışımı çok az kişi tarafından bilinen ve temas ettiği her şeyi yakan Grejuva ateşi (Rum ateşi) stokları yapıldı. Bu ateşin en büyük özelliği, su dökülünce daha da alevlenmesiydi. Yiyecek, içecek ve ilaç stoku yapıldı. Sivil halkı kuşatmaya karşı silahlandırdı. Dahası, halk arasından asker topladı.

İstanbul’un Kuşatılması ve Fethedilmesi

Fatih Sultan Mehmet kuşatma başladığında daha 21 yaşındaydı. Genç ve kararlıydı, kendine güvenen azimli bir sultandı. 6 Nisan tarihinde kuşatmaların başlamasıyla savaş başladı. Papa Bizans’a tam teçhizatlı 5 yardım gemisi gönderdi. Gemiler Osmanlı donanmasını geçerek Haliç’e girdi. Bu arada 2. Mehmet karadan Haliç’e 70 parçalık gemi indirdi. Osmanlı ordusu 53 gün süren kuşatmanın ardından 29 Mayıs ’te İstanbul’u fethetti.

İstanbul’un Fethi’nin Türk Tarihi Açısından Sonuçları

Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemi bitti, yükseliş dönemi başladı. İstanbul’un fethi ile Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans’ın yarattığı tehlike ortadan kalktı. İstanbul’un fethi ile Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi. İpekyolu’nun Avrupa’ya giden kolu ele geçirildi. İstanbul, Osmanlı Devleti’nin başkenti yapıldı. 2. Mehmet ülke alan, ülke açan anlamına gelen ‘Fatih’ ünvanını aldı. Osmanlı Devleti’nin İslâm Dünyası’ndaki saygınlığı arttı. Fener Rum Patrikhanesi Osmanlı himayesine girdi.

İstanbul’un Fethi’nin Dünya Tarihi Açısından Sonuçları

yıllık Bizans devleti sona erdi. İstanbul’un fethi Orta çağın sonu, Yeni çağın başlangıcı kabul edildi. Kalelerin ve surların top gülleleriyle yıkılacağı anlaşıldı. Bu gelişmeler Avrupa’da derebeylik rejiminin gücünü kaybetmesine ve mutlak krallıkların güçlenmesini sağladı. Fetihten sonra İtalya’ya giden Bizans bilginleri Rönesans hareketinin başlamasında etkili olmuşlardır. Ticaret yollarının Osmanlı Devleti’nin eline geçmesi Avrupalıları yeni arayışlara yöneltmiş ve coğrafi keşiflere sebep olmuştur. Avrupa ülkeleri İstanbul’da ilk sürekli elçilikler kurmaya başladılar. Ortodokslar koruma altına alınarak Avrupa’nın dini birliği önlendi.

İstanbul’un fethinin ayrıntılı anlatımı

AYRINTILARIYLA İSTANBUL’UN FETHİ

Fetih öncesinde Bizans güçlü bir imparatorluk olmaktan çıkmıştı. İmparatorluk başkent Konstantinopolis, Marmara kıyısındaki Silivri Kalesi, Vize ve Misivri gibi küçük kasabalardan ibaretti. Buralar da Osmanlılar tarafından çepeçevre kuşatılmıştı. Sur dışındaki küçük Bizans kasabalarının Osmanlı sınırlarına katılmamış olması ise direnmelerinden değil, buraların çok ciddiye alınmamasından ve hedefin önce Konstantinopolis olmasındandı. Kaldı ki son kuşatmaların başarısız olmasının sebebi ordu değil, daha çok Osmanlı’nın iç sorunlarıydı.

Son Kale

Bizans, bu dönemde güçlü bir imparatorluk değildi. Bizans imparatorları da artık Osmanlı Devleti’ne itaatini sunmuş ve her yıl düzenli vergi ödemeyi kabul etmişlerdi. Artık Osmanlı’nın karşısında Bizans İmparatorları yerine kendisine vergi veren küçük Tekfurlar vardı. Konstantinopolis de bir imparatorluk başkentinden ziyade dini bir merkezdi. Hıristiyan dünyasının İslam dinine ve Türk ordularına karşı en son ve en güçlü kalesiydi ve kesinlikle düşmemeliydi. Bu yüzden Papa önderliğinde bu kaleyi korumak için yeni Haçlı Seferleri örgütleniyordu.

Bizans’ın En Önemli Sorunu

Bu dönemde Osmanlı akınlarından ve kuşatmalarından bunalan Bizans’ın en önemli sorunu, Hıristiyan dünyasındaki örgütlenmenin Ortodoks ve Katolik olarak ikiye ayrılmış olmasıydı. Bu ayrılık Hıristiyan Avrupa’nın Ortodoks Bizans’ı yeterince kollayamaması anlamına geliyordu. Bu ikiliği gidermek için çaresizlik içinde çırpınan İmparator ve Patrik, ’da Floransa Konsili’nde Katolik Kilisesi’ne boyun eğdi. Rum Ortodoks Kilisesi de Katolik Kilisesi’ne boyun eğdi. Rum Ortodoks Kilisesi ile Katolik Kilisesi kavgasında zoraki de olsa bir ittifak dönemi başladı. Böylece yüzyıllardır süren Ortodoks-Katolik çatışması, Osmanlı’nın baskısıyla kısa süreli de olsa donduruldu. Ancak bu anlaşma Konstantinopolis halkı tarafından hiç de hoş karşılanmadı ve Ayasofya’daki resmi kutlama törenleri halkın sert protestolarıyla karşılaştı. Bizans halkı Konstantinopolis’te Avrupalıyı görmek istemiyor, yeni bir Latin dönemi yaşamaktan korkuyordu.

İSTANBUL NEDEN FETHEDİLDİ?

Floransa Konsili’nde sağlanan birleşmeden sonra kurulan güçlü Haçlı Ordusu, Rumeli’yi ve ’de istila etti. Fakat ’de Osmanlı’nın kazandığı Varna Zaferi ile Haçlıların önünü kesti. Bu son savaş Konstantinopolis’in alınyazısını belirledi. Anadolu’ya ve Rumeli’ye yayılan genç Osmanlı için Konstantinopolis’i fethetmek artık tersi düşünülemez bir mecburiyetti. İmparatorluk topraklarının tam kalbindeki bu yabancı unsur ortadan kaldırılmalıydı. Çünkü Anadolu’nun ve Rumeli’nin gerçek anlamda birbirine bağlanması Konstantinopolis’in fethiyle mümkündü.

İSTANBUL’UN FETHİ İÇİN YAPILAN HAZIRLIKLAR

İstanbul’un fetih hazırlıkları bir yıl önceden başlatıldı. Kuşatma için gerekli olan çok büyük toplar döktürüldü. yılında Boğaz’ın kontrolünü sağlamak için Rumeli Hisarı inşa edildi. 16 kadırgadan oluşan güçlü bir donanma oluşturuldu. Asker sayısı iki kat arttırıldı. Bizans’ın yardım almasını engellemek için yardım yolları kontrol altına alındı. Cenevizlilerin elinde bulunan Galata’nın da savaş esnasında tarafsız kalması sağlandı. 2 Nisan tarihinde ilk Osmanlı öncü kuvvetleri İstanbul önlerinde görüldü. Böylece kuşatma başladı.

istanbulun-fethi-infografikjpg

İSTANBUL’UN FETHİ’NİN KRONOLOJİSİ

6 Nisan  Fatih Sultan Mehmet otağı Konstantinopolis önlerinde, St. Romanüs Kapısı (Şimdiki Topkapı) önüne kuruldu. Aynı gün şehir, Haliç’ten Marmara’ya kadar kuşatıldı.

Nisan  İlk top atışları başladı. Edirnekapı yakınındaki surların bir kısmı yıkıldı.

9 Nisan  Baltaoğlu Süleyman Bey Haliç’e girmek için ilk saldırıyı yaptı.

Nisan  Boğaz’daki surların bir bölümü ele geçti. Baltaoğlu Süleyman Bey Prens adalarını ele geçirdi.

11 Nisan  Büyük surlar dövülmeye başlandı. Yer yer gedikler açıldı. Sürekli dövülen surlarda tahribat önemli boyutlara ulaştı.

12 Nisan  Donanma Haliç’i koruyan gemilere saldırdı, fakat Hıristiyan gemilerinin üstün gelmesi Osmanlı ordusunda moral bozukluğuna yol açtı. Fatih Sultan Mehmet’in emri üzerine havan topları ile Haliç’teki gemiler dövülmeye başlandı ve bir kadırga batırıldı.

18 Nisan Gecesi: Padişah, ilk büyük saldırı emrini verdi. Dört saat süren saldırı püskürtüldü.

20 Nisan  Yardıma gelen erzak ve silah yüklü, üçü Papalığın, biri Bizans’ın dört savaş gemisiyle Osmanlı donaması arasında Yenikapı açıklarında bir deniz savaşı meydana geldi. Padişah bizzat kıyıya gelerek Baltaoğlu Süleyman Paşa’ya gemilerini her ne pahasına olursa olsun batırmasını emretti. Osmanlı donanması, sayıca üstünlüğüne rağmen, kendilerinden büyük ve yüksek olan düşman gemilerini engelleyemedi. Bu başarısızlık Osmanlı ordusunda bir bozgun etkisi gösterdi. Asker orduyu terk etmeye başladı. Hemen sonra bu durumdan istifade etmek isteyen imparator bir barış önerisinde bulundu. Sadrazam Çandarlı Halil Paşa’nın desteğiyle bu öneri reddedilerek, kuşatmaya ve surların büyük toplarla dövülmesine devam edildi.

Bütün bu bozgun havası içinde Fatih Sultan Mehmet’e şeyhi ve hocası Akşemseddin Hazretlerinin fetih müjdesi mektubu geldi. Fatih Sultan Mehmet bu manevi desteğin de etkisiyle bir yandan saldırıyı şiddetlendirirken, öte yandan herkesi şaşırtan yeni girişimlerde bulundu. Dolmabahçe’de demirlenen donanma karadan Haliç’e indirilecekti!

22 Nisan  Sabahın erken saatlerinde Hıristiyanlar, Fatih Sultan Mehmet’in inanılmaz azminin Haliç sırtlarında, karada seyrettiği gemileri hayret ve korkuyla gördüler. Öküzlerle çekilen 70 kadar gemi yüzlerce gemi tarafından halatlarla dengeleniyor ve kızaklar üzerinde ilerliyordu. Öğleden sonra gemiler artık Haliç’e inmişlerdi. Türk donanmasının umulmadık biçimde Haliç’te görünmesi Bizans üzerinde büyük bir olumsuz tesir yaptı. Bui arada, Bizans kuvvetlerinin bir kısmı Haliç surlarını savunmaya başladığı için, kara surlarının savunması zayıfladı.

28 Nisan  Haliç’teki gemi yakma girişimi yoğun top ateşiyle engellendi. Ayvansaray ile Sütlüce arasına köprü kuruldu ve buradan Haliç surları ateş altına alındı. Deniz boyu surlarında tamamı kuşatıldı. İmparatora Cenevizliler aracılığıyla koşulsuz teslim önerisi iletildi. Eğer teslim olunursa serbestçe istediği yere gidebilecek, halkın canı ve malı güvende olacaktı. İmparator bu teklifi kabul etmedi.

7 Mayıs  30 bin kişilik bir kuvvetle Bayrampaşa Deresi üzerindeki surlara yapılan 3 saatlik saldırı sonuca ulaşamadı.

12 Mayıs  Tekfursarayı ile Edirnekapı arasında yapılan büyük saldırı püskürtüldü.

16 Mayıs  Eğrikapı önüne kazılan lağımla Bizans’ın açtığı karşı lağım birleşti ve yeraltında şiddetli bir çarpışma oldu. Aynı gün Haliç’teki zincire yapılan saldırı da başarılı olamadı. Ertesi gün tekrar saldırıldı, yine sonuca ulaşılamadı.

18 Mayıs  Hareketli ağaçtan bir kule ile Topkapı yönünden saldırıya geçildi. Şiddetli çarpışmalar akşama kadar sürdü. Bizanslılar gece kuleyi yaktılar, doldurulan hendekleri boşalttılar. Sonraki günlerde surların yoğun top ateşiyle dövülmesi sürdürüldü.

25 Mayıs  Fatih Sultan Mehmet, İmparator’a İsfendiyar Beyoğlu İsmail Bey’i elçi göndererek son kez teslim olma teklifinde bulundu. Bu teklife göre imparator bütün malları ve hazinesiyle istediği yere gidebilecek, halktan isteyenlerde mallarını alıp gidebilecekler, kalanlar mal ve mülklerini koruyabileceklerdi. Bu teklif de reddedildi.

26 Mayıs  Kuşatmanın kaldırılması, aksi durumda Macaristan’da Bizans lehine harekete geçmek zorunda kalacağı, ayrıca Batı devletlerinin gönderildiği büyük bir donanmanın yaklaşmakta olduğu gibi söylentilerin artması üzerine Fatih Sultan Mehmet Savaş Meclisi’ni topladı. Bu toplantıda, baştan beri kuşatmaya karşı olan Çandarlı Halil Paşa ve taraftarları kuşatmayı kaldırılmasını savundular. Padişah ile birlikte lalası Zağanos Paşa, Hocası Akşemseddin, Molla Gürani ve Molla Hüsrev gibi zatlar buna şiddetle karşı çıktı. Saldırıya devam etme kararı alındı ve hazırlıkları yapma görevi Zağanos Paşa’ya verildi.

27 Mayıs  Genel saldırı orduya duyuruldu.

28 Mayıs  Ordu, gününü ertesi gün yapılacak saldırılara hazırlanmak ve dinlenmekle geçirildi. Orduda tam bir sessizlik hakimdi. Fatih Sultan Mehmet safları dolaşarak askeri yüreklendirdi. İstanbul’da ise bir dini ayin düzenlendi, imparator Ayasofya’da herkesi savunmaya davet etti. Bu tören Bizans’ın son töreni oldu.

29 Mayıs  Birlikler hücum için savaş düzenine girdiler. Fatih Sultan Mehmet sabaha karşı savaş emrini verdi. Konstantinopolis cephesinde askerler savaş düzenini alırken halk kiliselere doluştu. Osmanlı ordusu karadan ve denizden tekbirlerle ve davul sesleri ile son büyük saldırıya geçtiler. İlk saldırıyı hafif piyade kuvvetleri yaptı, ardından Anadolu askerleri saldırıya geçti. Surdaki gedikten içeriye giren kadar Anadolu askeri şehit olunca, ardından Yeniçeriler saldırıya geçtiler yanlarına kadar gelen Fatih Sultan Mehmet’in yüreklendirmesiyle göğüs göğüse çarpışmalar başladı. Surlara ilk Türk Bayrağı’nı diken Ulubatlı Hasan bu arada şehit oldu. Belgradkapı’dan Yeniçerilerin içeri girmesi ve Edirnekapı’daki son direnişçilerin arkadan kuşatılmaları üzerine Bizans savunması çöktü.

Askerleri tarafından yalnız bırakılan İmparator sokak çatışmaları sırasında öldürüldü. Her yandan kente giren Türkler, Bizans savunmasını tümüyle kırdılar. Fatih Sultan Mehmet öğleye doğru Topkapı’dan şehre girdi, doğruca Ayasofya’ya girerek burayı camiye çevirdi. Böylece bir çağ açılıp, bir çağ kapandı.

İSTANBUL’UN FETHİ’NİN SONUÇLARI

İstanbul’un Fethi’nin Türk, İslam ve dünya açısından önemli ve tarihin akışına yön verecek olan sonuçları vardır. Bu nedenle birçok tarihçi İstanbul’un Fethi’yle Ortaçağ’ın sona erdiğini kabul eder.

Fetihle birlikte Osmanlı Devleti, Anadolu’da kurulmuş bulunan çok sayıdaki Türk beyliğine karşı üstünlüğünü pekiştirmiş bulunuyordu. Bu nedenle İstanbul’un Fethi, Anadolu’daki Türk birliğinin sağlanmasında önemli bir etkendir. Osmanlı Devleti’nin sadece Anadolu’daki Türklerin değil, aynı zamanda bütün İslam ümmetinin lideri olması süreci de fetihten sonra başlar. Böylece Osmanlı Beyliği bir dünya devleti haline gelecektir.

Fetihten sonra, Osmanlı liderliğindeki İslam, dünya politikasının temel dinamiklerinden biri olmuştur. O dönemde Eski Dünya’da yaşanan bütün uluslararası olaylarda Müslümanların belirleyici bir rolü vardır.

Avrupa Hıristiyanlığı yaklaşık üç asır boyunca Haçlı Seferleri ile İslamiyet’i Ön-Asya’dan çıkarmaya çalışmıştı. Bu mücadelede İstanbul Haçlılar için bir sınır karakolu işlevi görüyordu. İstanbul’un Fethi’nden sonra Ön-Asya’daki İslam egemenliği Hıristiyan dünyası tarafından kesin olarak kabullenilecek ve bir daha bu toprakları kurtarmak için Haçlı seferi düzenlemeyecektir. Aksine İslam Avrupa içlerine yönelecektir. İstanbul’un Fethi Müslümanlar için Avrupa’ya karşı kazanılmış ve uzun yıllar sürecek bir üstünlüğün başlangıç noktasıdır.

İSTANBUL’UN FETHİ’NİN DÜNYA TARİHİ AÇISINDAN ÖNEMİ

İstanbul’un Fethi’nin dünya tarihi açısından önemli olmasının bir diğer sebebi de Rönesans üzerindeki etkisidir. Fetih’ten sonra birçok Bizanslı düşünür ve sanatçı yanlarına çok değerli yazma eserleri de alarak, çoğunlukla Roma’ya göç ettiler. Bu kimseler klasik Yunan kültürüne dönüşte önemli rol oynadılar ve kısa bir süre sonra Avrupa’da Rönesans hareketi başladı. (İslam ve ihsan)

 

 

Kaynak:Haber Kaynağı

İstanbul'un fethi'nin nedenleri nedir?

1. Bizans'ın, Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki ilerlemesine ve büyümesine engel olması.
2. Bizans'ın Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtarak Anadolu'daki Türk birliğini bozmaya çalışması.
3. Bizans'ın Osmanlı şehzadelerini kışkırtarak Osmanlı Devleti'nde taht kavgalarına neden olması.
4. Bizans'ın, Avrupa-Hristiyan dünyasını kışkırtıp Haçlı Seferleri'ne zemin hazırlaması.
5. Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki bağlantının sağlanabilmesi için İstanbul'un alınmasının gerekmesi.
6. İpek Yolu'nun Avrupa'ya açılan koluna hakim olmak.
7. Kara ve deniz ticareti bakımından İstanbul'un önemli bir konuma sahip olması.
8. Boğazlar yolu ile ekonomik canlılığın mevcudiyeti.
9. Anadolu ve Rumeli arasındaki askeri geçişin kolaylaştırılmak istenmesi.
II. Mehmed'in, Hz. Muhammed'in; "İstanbul elbet fetholunacaktır. Ne güzel kumandandır o kumandan ve ne güzeldir o askerler" hadisine layık olabilme düşüncesi.

1. Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Dönemi bitti, Yükseliş Dönemi başladı.
2. İstanbul'un Fethi ile Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans'ın yarattığı tehlike ortadan kalktı.
3. İstanbul'un Fethi ile Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi.
4. İpek Yolu'nun Avrupa'ya giden kolu ele geçirildi.
5. İstanbul, Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı ve II. Mehmed ülke alan, ülke açan anlamına gelen 'Fatih' ünvanını aldı.
6. Osmanlı Devleti'nin İslam Dünyası'ndaki saygınlığı arttı.
7. Fener rum Patrikhanesi Osmanlı himayesine girdi.
seafoodplus.info Sultan Mehmet Han İstanbul'un fethinden sonra tüm putları toplatıp askeri eğitim yerlerine gönderip orda üzerlerine atış talimleri yapılmasını istemiştir.

1. İstanbul'un Fethi ile Orta çağ kapanıp, Yeni Çağ açıldı.
2. İstanbul'un Fethi sırasında kullanılan büyük topların, en güçlü surları bile yıkabileceği görüldü. Bu denli güçlü topların yapılması, Avrupa'daki 'derebeylik'lerin yıkılmasına ve merkeziyetçi krallıkların güçlenmesine neden oldu.
3. İstanbul'un Fethi ile İpek Yolu'nun Orta Asya'dan Avrupa'ya giden kolunun Osmanlı Devleti'nin eline geçmesi, Avrupalılar'ı yeni ticaret yolları arayışına yöneltti. Bu olay 'Coğrafi Keşifler'in nedenlerinden birini oluşturdu.
4. İstanbul'un Fethinden sonra İtalya'ya giden bilim adamları, orada eski Yunan ve Roma eserlerini inceleyerek, 'Rönesans'ın başlamasına katkıda bulundular.

Kimi iddialara göre Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un fethinden sonra Truva'ya giderek Truvalı kahramanların anısına kurban kesmiştir ve "Truvalıların öcünü aldım" demiştir.

kaynağı değiştir]

Fetih gerçekleştiğinde papalık makamında V. Nicolausbulunmaktaydı.

Osmanlıların İstanbul'u almasından sonra II. Mehmed Memlûk Sultanlığı'na,[] Memlûk himayesindeki Mekke şerifine,[]Karakoyunlulara[]fetihnâmeler gönderdi ve bu devletlerden cevap olarak hediyeler, tebrikler geldi.[]Avrupa'da ise genellikle mücadele hakimdi; Fransa Krallığı ile İngiltere Krallığı arasındaki Yüz Yıl Savaşları yeni bitmiş, savaştan mağlup çıkan İngiltere'de York-Lanchester hanedanları arası mücadeleyle iç savaş çıkmış, İskandinavya'da da Danimarka Krallığı ile İsveç Krallığı arasındaki savaş bitmemişti.[]Rodos'un hakimi Hospitalier Şövalyeleri haricinde bütün Avrupa devletlerinden tebrik için elçiler geldi, Sırp Despotluğu'nun elçisi hediye maksatlı iki kale anahtarı getirdi fakat II. Mehmed sinirlendi, iki kalenin zaten Osmanlı himayesinde olduğunu ve Sırpların Macaristan Krallığı'yla işbirliği yaptığını söyledi.[][][]Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun desteğine rağmen Papa V. Nicolaus'un Haçlı girişimleri sonuç vermedi, bilakis Cenevizliler, Eflak Prensliği ve Mora Despotluğu Osmanlı'ya vergi vereceğini duyurmuş, Venedikliler de Osmanlı'yla ticarete başlamıştı.[][] Bundan sonra diğer Rum topraklarına ve Sırbistan'a yönelen Osmanlılar yıllarında Sırp Despotluğu üzerine sefer yaptı, Belgrad kuşatıldı ve Sırbistan tümüyle ilhak edildi.[] Mora'da ise Konstantin'in kardeşleri Tomas ile Dimitrios taht kavgasına girişti ve tam bu sırada Osmanlıların seferi başladı, 'de imzalanan anlaşma ile Korint teslim oldu fakat güney kesim despotluğa ve Venediklilere bırakıldı;[] üç ay sonra despotluktaki taht kavgası tekrar başlayınca Tomas üstün geldiyse de on bin duka altınlık vergisini vermeyince II. Mehmed taarruza geçti; her iki kardeşin de bütün kaleleri ele geçirildi ve Mora Despotluğu yıkıldı.[] Dimitrios Osmanlı himayesinde yaşamaya başladı, rakip kardeşi Tomas Avrupa'ya kaçtı ve Bizans tacını VIII. Charles'a satmak zorunda kaldı.[] Mora meselesi, Osmanlı-Venedik ilişkilerinin bozulmasına yol açtı ve 'te Venedik donanması iki kez Mora'ya saldırdı.[] Mora ile Sırbistan'ın ilhakından sonra Osmanlılar, vergi veren Limni, Midilli, Gökçeada, Eğriboz, Semadirek, Taşoz adalarını ele geçirdi.[]

Osmanlı Devleti'nin kurumsallaşmasına katkıları[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir