sabahları şiddetli bel ağrısı / Bel Ağrıları | Romatem

Sabahları Şiddetli Bel Ağrısı

sabahları şiddetli bel ağrısı

Sabah bel ağrısı ile uyanıyorsanız dikkat!

Genellikle genç erkeklerde görülen ve ilk belirtisini sabahları bacağa vuran bel ağrısıyla veren ankilozan spondilit hakkında merak edilenleri Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Hamuryudan anlatıyor.

ANKILOZAN SPONDILIT NEDIR?

Bel kemiğini tutan bir iltihaplı romatizma türü. Erkeklerde daha sıktır. Genellikle 40 yaşın altında başlıyor. Ankilozan Yunancada ‘bükülmüş eklemin hareketsiz kalışını’ tanımlıyor, spondilit de omurganın iltihabı anlamına geliyor.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

İlk belirti, bel kemiği ve kalçada ağrıdır. Başlangıçta ağrı sinsidir, aralıklı gelir, bir sağda bir solda olur, biraz bacağa vurur. Bu nedenle siyatik veya bel fıtığı diye kabul edilir. Hatta bu nedenle bazı hastalar ameliyat olurlar. Bel fıtığı tanısı alıp ameliyat olmuş hasta bir süre sonra kaderine razı hale gelir. Bu arada hastalık yavaş yavaş bel kemiğinden yukarı doğru çıkar, iltihap sonucu omurlar birbirine kaynamaya başlar. Hasta tipik şekilde önden ve yandan baktığınızda kambur görünür. Halk arasında ‘kambur’ ya da ‘bambu’ hastalığı olarak bilinir. Röntgende bel kemiğinin görüntüsü bambu kamışı gibidir. Göğüs kafesi de, eklemlerin tutulmasıyla genişleme özelliğini kaybeder ve karın bombe olarak öne doğru çıkar ve kurbağa karnı denilen görünüm oluşur.

BEL AĞRISININ SÜRESI ÖNEMLİ Mİ?

Dün başlamış bir ağrıya ankilozan spondilit demek kolay değil. Bazı hastalıkları ekarte edelim diye ağrının en az 3 aydır devam ediyor olması lazım.

DİĞER BEL AĞRILARINDAN AYIRT EDİCİ ÖZELLİĞİ NEDİR?

Az ya da çok bel ağrısı çekmeyen kişi yok gibidir. Fıtık, kayma, kireçlenme, incinme de bel ağrısı yapar. Kireçlenme ya da fıtığınız varsa ağrı hareketle artar, akşama doğru ya da gece daha fazla olur. Ankilozan spondilitin ağrısı ise iltihabi karakterdedir. Yani çalıştıkça, hareket ettikçe, vücut ısındıkça azalır. Sabah yataktan kalktığınızda ya da istirahat sonrasında ağrı yoğundur. Tipik olarak sabaha karşı uyandıran, istirahat sonrası belirgin olan, hareket ettikçe de şiddeti azalan ve 3 aydır devam eden ağrılarda ankilozan spondilit akla gelmeli.

NEFES ALMADA GÜÇLÜK YAPAR MI?

Bu belirti ileri aşamada ortaya çıkar. Ankilozan spondilit kuyruk sokumundan başlar, yavaş yavaş yukarı, bel kemiğine yukarıya doğru çıkar. Bu sırada kaburgaların omurlarla bağlandığı eklemleri etkiler ve kaburgaların hareketlerini kısıtlar. Hastalar göğüsten değil, genellikle karın kaslarını yani diyaframlarını kullanarak nefes alırlar. Bunun için ankilozan spondilitli hastalara ilk tavsiyemiz ‘Aman sigarayı bırak’ olur. Ayrıca sigara hastalığa zemin hazırlar ve tedaviden görülen faydayı azaltır.

TOPUK BÖLGESINDE AĞRI OLUR MU?

Ankilozan spodilit gibi hastalıklarda temel bozukluk tendonların kemiğe girme noktalarıdır. Mesela topukta kocaman bir aşil tendonumuz var, bacağı topuğa bağlar. Bu tendonun kemiğe girme noktasında iltihaplanma sonucu ağrı meydana gelebilir.

Tabanımızda da kocaman bir bağımız var. Bu bağın topuk kemiğine girme noktasındaki iltihap şiddetli ağrı yapabilir. Her yere basışta kendini hissettirir. Hatta zaman içinde buraya kalsiyum çökebilir, filmde ‘topuk dikeni’ diye tabir ettiğimiz görüntü ortaya çıkar. Sadece topukta değil diz ve kalça etrafında, omuz çevresinde tendonların kemiğe giriş noktalarında da olabilir.

HASTALIĞIN SEBEBI BILINIYOR MU?

Çok fazla bilmiyoruz ama genetik özelliği var. Aile efradında benzer hastalık veya başka bir iltihaplı romatizma olabiliyor. B27 dediğimiz gen, ankilozan spondilitli hastaların yüzde 90’ında pozitif bulunuyor. Ama B27 bir hastalık geni değil normal bir gen. Türkiye’deki sıklığı yüzde 6-7 civarında. Buna karşılık ankilozan spondilitin sıklığı binde 5 civarında. Düşünün, yüzde 7 nüfus B27 genini taşıyor ama sadece binde 5 nüfus ankilozan spondilitli. Yani bir genetik özellik var ama bu hastalığı ortaya çıkarmıyor. Zaman içinde birtakım faktörler belki bağırsaktan geçen birtakım çevresel faktörler bu hastalığa yol açıyor.

HASTALIK İLERLEYİCİ Mİ?

Maalesef ilerleyici ve hastalığı yüzde 100 durduran bir tedavi yok. Ama tedavi erken başlanırsa kamburluğa geçiş, hareket kısıtlılığı geciktiriliyor.

NASIL TEŞHİS EDİLİYOR?

Bir kere akla getirilmezse tanıda çok gecikmeye yol açıyor. İkincisi ağrı kesicilere çok güzel cevap veriyor. Ankilozan spondilitin tanısında 8-9 yıla kadar gecikme olabiliyor. O nedenle ‘Genç bir adamda niye kronik bel ağrısı olsun, bel fıtığı bu kadar sürmez, en fazla 5-6 gün yatağa yatırır, sonra düzelir’ deyip sorgulamak lazım. Ankilozan spondilit hastalarında birtakım eklem dışı belirtiler de vardır. Mesela artmış sıklıkta sedef hastalığı, gözlerde üveit denen iltihap görülür. Tekrarlayan ağız yaraları olabilir. Kanlı ishal ile seyreden iltihaplı bağırsak hastalığı olabilir. Bütün bunlar dikkat çekmeli, hasta romatoloğa yönlendirilmeli.

KAN TETKİKLERİ KULLANILIYOR MU?

Bel fıtığı gibi hastalıklarda kanda iltihap yoktur. Ama ankilozan spondilitli hastada erken veya geç evrede kanda iltihap vardır. Sedimantasyon, CRP, lökosit sayısı yüksektir. Bunun dışında B27 geni bazen teşhiste işimize yarıyor. Bir de röntgen incelemeleri ve MR yardımcı.

Yarınki konularımız ankilozan spondilitin tedavisi ve Behçet hastalığı...

Sabah ağrılarla uyananlar dikkat!

'Her tarafım ağrıyor, gece uyumama rağmen yorgun kalkıyorum' diyorsanız fibromiyalji denilen özel tipte bir romatizmal hastalığınız olabilir. Bu hastalıkta şikâyetler yağmurla birlikte artıyorYorgunluk, halsizlik. Eklem çevrelerinde şişlik. Yağmurla birlikte artan ve sebebi belirlenemeyen ağrıların ardında fibromiyalji adı verilen bir rotamizmal hastalık olabilir. Prof. Dr. Murat İnanç anlattı:Nedeni tam olarak belirlenmemiş yaygın ağrıların romatizmayla ilişkisi olabilir mi?Nedeni bilinmeyen yaygın ağrılara fibromiyalji sendromu diyoruz. Fibromiyalji tıbbın uzun süredir uğraştığı, hâlâ tam çözemediği sık görülen bir sorun. Bazı bilim adamları fibromiyaljinin bir hastalık olarak tanımlanacak özelliklere sahip olmadığını ve birbiriyle ilgisi olmayan belirtilerden ibaret olduğunu ileri sürüyor. Gerçekten de yaygın ağrılardan şikayet eden kişilerde yapılan ayrıntılı incelemelerde bu ağrıya neden olabilecek organlarla, dokularla ilgili bir anormalliğe rastlanmıyor. Ama bu kişilerde yaygın ağrılarla birlikte sebebi açıklanamayan yorgunluk, uyku bozuklukları, sindirim sistemiyle ilgili şikâyetler bulunuyor. Aynı zamanda ruhsal gerilim veya baskı yaratan faktörlerin olduğu görülüyor. Önceki yıllarda bu durum psikojenik romatizma veya fibrozit adıyla inceleniyordu. Son yıllarda benzer tablolar fibromiyalji ana başlığı altında toplanıyor. İltihaplı romatizmal hastalıkları olanlarda da fibromiyalji ek bir sorun olarak ortaya çıkabiliyor.Kimlerde daha sık görülür?Fibromiyalji sıklıkla orta yaş dönemindeki kadınlarda gündeme gelir. Çocuklarda ve yaşlılarda daha nadirdir. Fibromiyaljiyi gösteren kesin bir test yok. Ayrıca belirtilerin çok çeşitli olması nedeniyle toplumdaki sıklığını ortaya çıkarmak zor. Yapılan araştırmalar hastaların yüzde 90 kadın olduğunu ve erişkin kadınların yüzde 5-10'unda bu tip şikâyetler bulunduğunu ortaya koyuyor. Erkeklerde sıklığı yüzde 5'in altında.Belirtileri nelerdir?Hastalar boyun, sırt, bacaklar gibi kas-iskelet sisteminin çeşitli bölgelerinde yaygın ağrılardan şikâyet eder. Bir hekim tarafından değerlendirildiğinde hastalarda herhangi bir doku, organ hasarı, belli bir romatizma ya da romatizma dışı hastalık saptanamaz. Yapılan muayenede yaygın ağrıya ek olarak belli bölgelerde kasların hassas olduğu saptanır. Bu hastalarda ayrıca sabahları kısa süren eklemleri hareket ettirme güçlüğü bulunabilir. Hastalar genellikle eklem ve çevrelerinde şişlikten şikâyet eder. Ancak hekimler muayenede objektif olarak şişliği saptayamaz. Yağmurlu hava gibi hava değişiklikleri de hastanın şikâyetlerinde artışa yol açabilir.Başka ne tür sorunlar olur?Ağrılar dışında en sık yorgunluk, halsizlik ve uyku bozukluları görülüyor. Uykusuzluk, yeterli ya da dinlendirici uyuyamama sıktır. Bazı hastalarda bu durum uyku sırasında görülen solunum sorunlarına bağlı olabilir. Ek olarak hastalarda migren ve gerilim tipi baş ağrıları, bağırsak bozuklukları, adet dönemlerinde sorunlar, sık idrara çıkma, el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, ellerde morarma gibi şikâyetler görülebilir. Hastalar soğuk, nem gibi hava şartlarına daha duyarlı olabilir. Şikayetleri dağınık ve birbiriyle ilişkisiz gibi olduğundan hastalar çeşitli uzmanlık dallarından hekimlere başvurabilir. Maalesef bu hastalarda şikâyetlerin nedenini aydınlatmak için çok sayıda kan tetkiki ve görüntüleme yöntemleri istenir. Fakat genellikle bir sonuç elde edilemez. Öte yandan her türlü şikâyetin fibromiyaljiye bağlanması durumunda da yeni ortaya çıkan hastalıklar gözden kaçabilir ve hasta hekime başvurmaktan kaçınabilir.Ateşli hastalık ve stresSebepleri nedir?Müzmin birçok sağlık sorununda olduğu gibi fibromiyaljide de kalıtsal faktörlerin rolü var. Ailede benzer ağrıları olan bireylerin bulunması fibromiyalji gelişme riskini artırıyor. Vücudumuzda ağrı özel mekanizmalarla iletilir. Fibromiyalji tanısı konan hastalarda ağrı iletimiyle ilgili mekanizmaların bozuk olduğundan şüpheleniliyor. Ayrıntıları tam açıklığa kavuşturulamadı ama beyin, hormonlar, kaslar ve çevre sinir sistemindeki bozuklukların yaygın ağrı tablosunun gelişmesine katkıda bulunduğu düşünülüyor. Hastalar genellikle şikâyetlerinin başlangıcında ateşli bir hastalık, ameliyat, kaza gibi travma veya yaşamlarında stres yaratan önemli bir olayın etkili olduğunu ifade ediyor.Nedensiz ağrılar üzerinde stresin nasıl bir rolü var?Fibromiyalji teşhisi konan hastaların önemli bir bölümünde stres yaratan faktörler ön plandadır. Bazen hastalığın başlangıcı hastada şiddetli stres yaratan bir olayla ilişkilendirilebilir. Örneğin ailede bir kayıp, kaza bu rahatsızlıkta etkili olabilir. Hastaların bir bölümünde endişe ve depresyon çeşitli derecelerde saptanabilir. Tabii bu durum yaygın ağrıların nedeni değil sonucu olarak da ortaya çıkmış olabilir. Yapılan araştırmalar psikolojik sıkıntıları olan hastaların oranının hekime başvuran hastalarda daha yüksek olduğunu gösteriyor. Hekimler fibromiyalji düşündükleri hastaları incelerken psikiyatri uzmanlarına danışmaları gerekip gerekmediğini de değerlendirirler.Nasıl teşhis edilir?Fibromiyalji teşhisi hekimin klinik değerlendirmesiyle konur. Hastadaki belirtilere ve ağrının dağılım ve yerine göre ek tetkikler yapılması gerekir. Kural olarak yapılan tetkiklerin fiziksel bir hasar göstermemesi ve normal olması lazım.Tedavisi nasıl yapılır?Hastalığı kolayca ve kısa sürede ortadan kaldıran bir ilaç ya da tedavi yöntemi yok. Tedavide depresyon ilaçlarının, kas gevşeticilerin ve endişeyi azaltan ilaçların yararı olabiliyor. Ağrı kesicilerden de yararlanılabilir. Sinir sistemini etkileyen ilaçlar üzerinde çalışmalar sürüyor. Sonuçları kanıtlanamamış olmakla birlikte meditasyon, masaj ve diyetten yararlanan hastalar da var. Bazı hastalar davranış terapilerinden yarar görebilir. Kullanılan yöntemler içinde fibromiyaljisi olan hastalarda en yararlı tedavi yönteminin uygun ve sürdürülebilen bir egzersiz programı olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle aerobik egzersiz yöntemleri tercih edilmeli. Hastalıkla ilgili kötümser tavırlar tedavi sonuçları üzerinde olumsuz etki yapıyor. Bu nedenle hastanın fibromiyalji ile ilgili yeteri kadar bilgi edinmesi ve ağrıların temelinde organ ve dokularında kalıcı bir hasar olmadığını kavraması çok önemli.Üç aydan uzun süren bel ağrısına dikkat!Deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ve merhum tiyatro sanatçısı Suna Pekuysal'ın hastalığı olarak bilinen ankilozan spondilit'in en önemli belirtisi belin alt tarafında ortaya çıkan ağrı.Prof. Dr. Murat İnanç hastalıkla ilgili merak edilenleri anlattı:Ankilozan spondilit nedir?Müzmin ve ilerleyici iltihaplı bir romatizmal hastalıktır. Ankilozan, Yunanca bükülmüş eklemin hareketsiz kalışını tanımlar. Spondilit ise omurganın iltihabı anlamına gelir. Hastalığın başlangıç yaşı genellikle 15-30 arasındadır. Fakat daha erken ya da geç başlaması da mümkün.Erkeklerde daha mı sık görülüyor?Evet, ankilozan spondilit (AS) erkeklerde iki-üç kat daha fazladır. Kadınlarda hastalığın belirtileri daha siliktir. AS göz, akciğer, kalp, böbreği de etkileyebilir.Belirtileri nelerdir?Sürekli bel ağrısı ve tutukluk AS 'nin en önemli belirtisi. Toplumda bel ağrısı olan hastalar incelendiğinde bunların önemli bir bölümünde uzun süreli tedavi gerektirecek bir hastalık bulunmayabilir. Fakat AS'de bel ağrısı çok önemli özellikler gösterir. İltihaplı hastalık olduğunu gösteren bu özellikler şunlar: Bel ağrısının üç aydan uzun süredir devam etmesi, genç yaşta ortaya çıkması, sabahları şiddetli tutuklukla birlikte olması, hareketle ve günlük aktivitelerle azalması, başlangıcının sinsi olması ve omurgada hareket kısıtlılığı hatta derin nefes alma güçlükle birlikte olması. Topuk bölgesinde uzun süren ağrıların olması.Neden ortaya çıkar? Kalıtsal bir yatkınlıktan söz edilebilir. Hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde ailede başka bir hasta veya hastalar bulunuyor.Nasıl teşhis edilir?Kan testleri yapılarak kanda iltihapla ilgili tetkiklerde bozulma saptanır. Görüntüleme yöntemleriyle hastalığın yaptığı değişiklikler ortaya konabilir. Radyografiler uzun süredir hastalığı devam eden hastalarda genellikle yeterli olur. Hastalığın erken dönemlerinde manyetik rezonans ile görüntüleme erken tanı ve hastalığın tutuğu bölgelerin gösterilmesinde yararlıdır. Gereken hastalarda HLA-B27 testi ile kalıtsal yatkınlık ortaya konabilir.Tedavisi nasıl yapılır?AS tedavisinde hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yok. Ancak günümüzde düzenli ilaç tedavilerinin hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı yönündeki veriler artıyor. Buna ek olarak standart ilaçlara yanıt vermeyenlerde uygulanabilecek yeni ilaçlar (biyolojik ilaçlar) üretildi. AS'li hastanın hastalığıyla ilgili bilgilendirilmesi gerekir. Hastanın ilaçların tedavideki rolünü ve düzenli egzersizin önemini kavraması bu yöntemlerin sürdürülebilmesi için şart. AS tedavisinde hemen her hastada anti-inflamatuar ilaçların kullanılması gerekiyor. Bu ilaçların uzun süre kullanımında istenmeyen etkilerin izlenmesi çok önemli. Bu ilaçlar hastaların özellikle sabahları daha ağrısız ve kolay hareket etmelerini sağlar. Anti-inflamatuarın yanında kas gevşetici de verilebilir. İltihap belirtilerinin güçlü olduğu hastalarda sulfasalazin, metotreksat gibi uzun dönemde etkili olabilecek ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatan ilaçlar kullanılabilir. Hekim gerek gördüğünde kısa veya uzun dönem kortikosteroid (kortizon) içeren ilaçları tedavide uygulayabilir. Gerekirse romatoloji merkezlerinde biyolojik ilaçlar uygulanır.Özgür Gökmen Çelenk /Radikal

False

Sabah ağrıları ve sabah ağrılarının nedenleri

Sabah ağrılı uyanmak


Kişi sabahları sırt ve bel ağrısıyla uyanıyorsa öncelikle şunun iyi ayırt edilmesi gerekiyor: Sabahları kalktığında hissedilen ağrı mı yoksa tutukluk mu? Hastalar çoğunlukla bu ikisini birbirine karıştırıyor. Aradaki fark çok önemli çünkü hasta kalktığında tutukluktan bahsediyorsa bunun altında yatan bir hastalığı düşünmek gerekiyor. Yatak yapısının ya da fiziksel ortamla ilgili bir etki ya da etkenlerin dışında bir hastalığın tutukluğa neden olma ihtimalinin oldukça yüksek olduğu kabul ediliyor.   Tutukluğun süresi de önemli bir kriter olarak kabul ediliyor. Eğer tutukluk yarım saatten fazla sürüyorsa bir hastalığa işaret edebiliyor. Böyle bir durumda mutlaka herhangi bir romatizmal hastalığın araştırılması gerekiyor.  

Tutukluk nedir?


Tutukluk; hareket kısıtlılığıdır. Tutuklukta; kişi yataktan kalkıp yüzünü yıkayana kadar eklemleri çok iyi çalışmaz, hareketlerini bir miktar kısıtlanmış gibi hisseder. Sağlıklı kişilerde tutukluk hissi çok kısa sürede geçer. Daha çok boyun, bel ve sırt bölgesinin yanı sıra ellerde oluşur.   Öte yandan gece yarısı uykudan ağrıyla uyanmak da romatizmal hastalıkların habercisi olabilir. Hasta uyuduktan kısa bir süre sonra ağrıyla uyanıyorsa bunun altında bir enfeksiyon hastalığı, kanser ya da bir kireçlenme yatabiliyor olabilir. Bu üçünün mutlaka araştırılması gerekir.  

Ağrılar nasıl ayırt edilir?


Ağrıları ayırıcı basit bir tanım vardır. Eğer mekanik nedenler ya da fiziksel zorlamalar  nedeniyle ağrı ortaya çıkıyorsa bu genellikle hareketle artan, istirahatle azalan bir ağrıdır. Ciddi hastalıklardan kaynaklanan ağrı ise uykudan uyandırıcıdır ve istirahatte artar.   Uykudan uyandıran bir ağrı varsa ve uyandıktan sonra vücutta oluşan tutukluluk hissi yarım saatten fazla sürüyorsa mutlaka bir hekime başvurulması gerekir.  


Sağlıklı uykunun en önemli kriterleri

  • Vücut şeklini almayan yatak
  • Uygun sertlik ve yükseklikte yastık   

Yorgun uyanmanın en önemli sebeplerinden biri uyku kalitesinin iyi olmamasıdır. Uyku kalitesinin iyi olmamasının en önemli sebeplerinden biri de yatağın vücuda uygun olmamasıdır. Eğer kişinin vücudu, yattığı zaman yatağa gömülmüyorsa yani yatak hastanın vücudunun şeklini almıyorsa bu ideal bir sertliktir.  Vücuttaki basıncı dağıtması açısından son yıllarda kullanılan silikon yataklar da sağlıklıdır ancak bu yataklardan herkes memnun kalmayabilir.  

Yastık seçiminde de en önemli kriterler uygun sertlik ve yüksekliktir. Yastığın sertliği kişiden kişiye değişebilir, o nedenle çok belirgin bir şey söylemek mümkün değildir. Kişi, rahat ettiği sertlikteki yastığı kullanabilir.     

Yükseklik açısından da; hasta yan yattığı zaman omuzla boyun bölgesi arasındaki boşluğu doldurabilecek yükseklik, ideal bir yüksekliktir ama bu sağlıklı kişiler için geçerlidir. Boynundan rahatsızlığı olan kişilere belli kalıptaki yastıklar önerilir.   

Bel Ağrısı için Evde Yapabileceğiniz 10 Basit İşlem

Beliniz mi ağrıyor? Korkmayın, yalnız değilsiniz. Bel ağrılarının büyük bir bölümünün masum olduğunu hiç aklınızdan çıkartmayın. Doktora gittiniz, ilaç verdi, MR dahi yapıldı, pek bir şey saptanamadı ya da ufak tefek yıpranmalar görüldü. Beliniz ağrımaya başlayınca hemen bir tomar ilaç mı kullanacaksınız, defalarca fizik tedavisi mi yaptıracaksınız?

Bakalım bel ağrısını hafifletmek için evde kendi kendinize neler yapabilirsiniz, nelere dikkat etmelisiniz?

1- Hareket, Hareket, Hareket….

Doğru olarak bildiğimiz yanlışların başında, belimiz ağrıdığı zaman hemen yatmamız, birkaç gün yataktan hiç kalkmamamız gerektiğidir, bu bilgi kesinlikle doğru değildir. Bel ağrılarının önemli bir kısmı ters bir hareket nedeniyle gelişen kas kasılmalarına bağlıdır ve bu durumda en faydalı işlem gergin olan kası gevşetmek için kası gevşeterek açmak ve çalıştırmaktır. Günlük aktivitelerinizden uzaklaşmanız, ağrınızı arttıracağı endişesi ile hareket etmekten kaçınmanız size faydadan çok zarar getirecektir. Aksine düzenli aralıklarla kendinize hafif bir egzersiz programı oluşturun. Rutin hareketlerinizi yapmaktan vazgeçmeyin. Böylece belinizde bulunan kasları gevşeterek ve güçlendirerek bel eklemlerine binen yükü azaltmış olacaksınız. Hareket etmek, daha hızlı bir şekilde iyileşerek hayat kalitenizi düşüren ağrıdan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

2- Sabahları Vücudunuzu Esnetin

Biliyorsunuz ki egzersiz yapmanın en temel faydalarından bir tanesi kasları esnetip gevşetmektir. Bel ağrısı çekmenize neden olan şey kaslarda oluşmuş gerginlik olabilir. Kasları esnetmek vücudunuzu daha rahat hareket ettirmenize olanak sağlayacaktır. 

Sabahları yatağınızdan kalktığınızda, evde uygun bir zeminde hem bel hem de tüm vücut kaslarınızı esnetmeniz gün boyunca daha az bel ağrısı çekmenize yardımcı olacaktır.

3- Duruş Pozisyonunuza Dikkat Edin

Vücut postürü adını verdiğimiz vücut duruşu çoğu kişinin çok dikkat etmediği konulardan birisidir. Öyle ki, çoğu zaman bir arkadaşımız ya da ailemizden birinin ancak dik dur diye uyarmasıyla farkında olmadığımız yanlış duruşumuzu düzeltiriz.

Duruşun dengeli olmaması vücudumuzun ağırlık merkezinin kaymasına ve omurgamıza gereğinden fazla yük binmesine neden olmaktadır. Bu durum, vücut ağırlığımızın omurgaların arasında bulunan kaslara ve disk eklemlerine eşit olmayan şekilde dağılmasına,  kas ve eklemlerin ağrılı hale gelmesine sebep olabilmektedir.

Topuklu Ayakkabı ve Bel Sağlığı yazımız da ilginizi çekecektir.

Özellikle masa başında çalışırken veya bilgisayarda uzun süre vakit geçirildiğinde omurganızın duruşunun doğru olması belinizin daha az ağrımasına yardımcı olacaktır. Bu nedenle belinizi destekleyici önlemler alabilirsiniz (minder, uygun sandalye…)

Belinizi desteklemek için alacağınız önlemlerden bir diğeri de boyunuza uygun masa ve sandalye yüksekliğini ayarlamaktır. Otururken ayaklarınızın yere sağlam ve düz bir şekilde basabileceğiniz sandalye yüksekliğini ayarlamalısınız. Masada kaldığınız süre içinde vücut ağırlığınızı ayaklarınıza da paylaştırarak omurga üzerine ek bir yük oluşturmanın önüne geçmiş olursunuz.

Duruş denildiğinde kadınların aklına gelenlerden birisi de topuklu ayakkabılar. Topuklu ayakkabılar dışardan ne kadar şık görünse de ne yazık ki omurga sağlığını bozabilmektedir. Topuklu ayakkabı seçiminde daha kısa topuklu ayakkabı giymek omurga sağlığınızı korumak için önemli hususlardan biridir. Yüksek topuklu ayakkabılar, dengeyi sağlamak uğruna omurganızda ciddi derecede denge bozukluğuna yol açabilmektedir.

Bel Ağrısı için Evde Yapabileceğiniz 10 Basit İşlem

Bel Ağrısı Tedavisi sayfamızı da inceleyebilirsiniz.

4- Sağlıklı Kilonuzu Koruyun

Fazla kilolar aşırı bir yük olarak omur eklemlerine binerek bel ağrılarına neden olabilir. Fazla  kiloları vermek, belinize daha az yük binmesini sağlayacaktır ve bel ağrılarınız azalacaktır. 

Boşuna sırtınızda bir çuval patates taşımayın, vücudunuza iyi davranın :)

5- Sigarayı Bırakın

Tabii ki burada ben yazıyorum diye sigarayı bırakmayacaksınız biliyorum fakat benden söylemesi, sigara kullanımı, belinizdeki disk eklemlerinin beslenmelerini bozarak eklem yıpranması riskini sigara kullanmayanlara göre dört kat daha fazla arttırır. 

6- Sıcak ve Soğuk Uygulamalarını Deneyin

Bel ağrısına hangisi daha iyi geliyor, soğuk uygulaması mı, sıcak uygulaması mı diye soracak olursanız, bu sorunun her zaman doğru bir cevabı yok. Bazı hastalar soğuk uygulamalarından, bazı hastalar sıcak uygulamalarından daha fazla fayda gördüklerini anlatırlar.

Soğuk uygulamalar genellikle düşme, çarpma, ezilme gibi nedenlerle gelişen akut enflamasyon dediğimiz ani yangıya iyi gelirken, sıcak uygulamaları kas gevşemesi sağlarlar.

Hangisi size daha iyi geliyorsa onu kullanın fakat bir defada en fazla 20 dakika uygulayın.

7- Ecza Dolabınıza Bir Göz Atın

Sabah kalktığınızda ani oluşan bir bel ağrısıyla karşı karşıyasınız ve geçici bir ağrı olduğunu düşünüyorsanız ecza dolabınızdaki ilaçlar günü kurtarmak adına işe yarayabilir.

Tabii ki reçetesiz ilaç kullanmanızı önermiyorum, doğru olan doktorunuzun önerisiyle ilaç kullanmanızdır. Bununla beraber, doktora gidemiyorsanız, eczacının ırağına ya da bi arkadaşınıza sormak yerine ben size basit önerilerde bulunayım.

Ağrınızı hafifletmek için içinde parasetamol bulunan bir basit ilaç mutlaka evde vardır, bir ya da iki adet alabilirsiniz. Birçok ülkede, parasetamol ve non steroid antiinflamatuar adını verdiğimiz ödem giderici ve ağrı kesici ilaçlar reçetesiz satılmakta. Bu ilaçlar geçici bir süre ağrınızı kesecektir. Ancak devam eden veya ağrı kesiciye yanıt vermeyen durumlarda bir doktora başvurmanızı tavsiye ederiz. Sağlık geçiştirmeye gelmez.

8- Kas Gevşetici Kremler

Çoğu insanın ecza dolabında ilaçların yanında kas gevşetici veya kas gevşettiği söylenen bitkisel karışımlı kremler bulunabilmektedir.

Kremlerin büyük bir kısmı aslında bel ağrısı tedavisinde çok fazla bir işe yaramaz. Kremi uyguladığınız cilt dokusu ile etki etmesini beklediğiniz kas dokusu arasında genellikle birkaç santimetre uzaklık vardır, ilacın emilip kas gevşetici etkisini sağlaması ve ağrınızı kesmesi her zaman çok kolay değildir fakat özellikle fazla kilolu değilseniz deneyebilirsiniz, işe yarayabilir. Kas gevşetici kremi sürdükten sonra işlemi uyguladığınız bölümü bir bezle sıkıca sararak o bölgenin sıcak kalmasını sağlayabilirsiniz. Böylelikle hem kremin hem de sıcağın kas gevşetici etkisini birlikte kullanmış olursunuz. Ağrıya maruz kalma sürenizi olabildiğince kısaltmış olursunuz.

Bel Kayması Ameliyatı sayfamızı da inceleyebilirsiniz.

9- Vitamin Ve Mineral Takviyeleri

Vücudumuz bazı mineral veya vitaminlerin eksikliklerinde alarm verir. Kas krampları için Magnezyum takviyesi almak sizi rahatlatabilir.

D vitamini kemik sağlığı için de olmazsa olmazlardan biri. Eksikliğinde omurga kemiklerinin dokusunun dayanıksız hale gelmesi ve kırılmaya yatkın olduğunu bilmelisiniz. Özellikle kış günlerinde D vitaminin vücudumuzda sentezlenmesi imkansız hale gelmekte. Herhangi bir şekilde vücudumuza güneş ışığı alamadığımızdan, D vitamini aktif hale dönüşemez. Bu dönemlerde doktorların ortak tavsiyesi takviye D vitamini kullanımından yana olmaktadır.

10- Sıcak Bir Havlu

Yatarken belinizin altına koyacağınız bir sıcak havlu, hem belinizdeki eğimi destekler hem de kas gevşemesini sağlar. Havluyu ısıtmak için ütüyü kullanabilirsiniz, ütüyü fişe takılı bırakmayın :)

Aynı uygulamayı sıcak su torbası ile de yapabilirsiniz. Sıcak uygulaması uyguladığınız bölgedeki damarları genişleterek kan akımının artışına da yardımcı olur.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır