namaz kılmak faziletleri / Namaz ile İlgili Ayetler ve Hadisler: Namazın Önemini Anlatan Ayetler ve Hadisler Nelerdir?

Namaz Kılmak Faziletleri

namaz kılmak faziletleri

Sual: Namazın dindeki yeri nedir?
CEVAP
Namazın önemi çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani]

(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]

(Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.) [seafoodplus.info]

(Allahü teâlâ buyuruyor ki, "Söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarım") [Hâkim]

(Her Peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.) [Gunye]

Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır. Hanbeli’de namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve Maliki’de büyük günah işlediği için ceza olarak katli gerektiği fıkıh kitaplarında yazılıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki]

(Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni Nasr]

(Namaz kılan, kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olur.) [Taberani]

(Namaz kılmayan, kıyamette, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur.) [Bezzar]

(Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır.) [Ebu Nuaym]

(Bizimle kâfir arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.) [Nesai]

Yukarıdaki hadis-i şerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklamışlardır:
Dinimizde en büyük günahı işleyen kâfir olmaz. Bunun için namaz kılmayana kâfir denmez. Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez. Günahlar da insanı küfre sürükler. Bazı âlimler, namaz kılmayanın kâfir olacağını bildirmişlerdir. Bu bakımdan her ne şart altında olursa olsun muhakkak namazı kılmalı!

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak ancak müminlere kolay gelir. Kur'an-ı kerimde, (İman ve ibadet etmek, müşriklere güç gelir) ve (Namaz kılmak müminlere kolay gelir) buyurulmaktadır. Namaz kılmamak, iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek kolaylıkla uymaktır.(1/,)

Namaz kılmamanın ne kadar büyük günah olduğunu bilen, ayakta duramayacak kadar hasta olsa bile, mutlaka namaz kılar. Ateşin yaktığını bilen kimse, kendini nasıl ateşe atar? Cehennemden kaçan, Cenneti isteyen namaz kılmaz mı? Hadis-i şerifte, (Cenneti isteyip de, Allah’ın yasakladıklarından kaçınmayan, isteğinde yalancıdır) ve (Cenneti isteyen, hayırlı işlere koşar, Cehennemden korkan, haramlardan kaçar) buyuruluyor. (Beyheki)

Tadil-i erkâna riayet etmek vacibdir. Namazın vaciblerinden biri bilerek terk edilirse, o namazı tekrar kılmak vacib olur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Hırsızların en büyüğü, namazından çalandır. Yani namazın erkânına riayet etmez, rükû ve secdelerini hakkiyle yerine getirmez.) [Vesilet-ün Necat]

(Herkesin namazında, kalbin hazır olduğu kısımlar yazılır. Kalbin hazır olmadığı namaza, Allahü teâlâ nazar etmez.) [Vesilet-ün Necat]

Cemaatle namaz kılmak erkeklere Sünnet-i hüdadır. Yani dinimizin şiarı, alameti olan sünnettir. Özürsüz terk etmek asla caiz değildir. Bilhassa yatsı ve sabah namazını cemaatle kılmak çok önemlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibadetle geçirmiş sayılır.) [Müslim]

(Münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır. Bunlardaki ecri bilen, sürünerek de olsa, cemaate gelir.) [Buhari]

En faziletli ibadet
Sual:
İbadetler içinde en faziletlisi hangisidir?
CEVAP
İbadetler içinde en faziletlisi namazdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir. Rızkın bereketi, duanın kabulüdür. Kabirde ışıktır. Sıratı yıldırım gibi geçiricidir. Cennette başa taçtır. İmanın başı, gözün nuru ve Cehennemden kurtarıcıdır.) [Miftah-ul-Cenne]

(Cennetin anahtarı namazdır.) [Darimi]

(En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır.) [Ebu Davud]

(Kalk namaz kıl, namaz elbette şifadır.) [seafoodplus.info, seafoodplus.info]

(Namazın farz olduğuna inanıp, eksiksiz kılan, Cennete gider.) [Hâkim]

(Ümmetimin fesadı zamanında sünnetime yapışan, [yani Ehl-i sünnet olan] ve beş vakit namazı cemaatle kılanın amel defterine her gün yüz şehit sevabı yazılır.) [İ.Nâsiruddin]

Namaza dikkat edin
Sual:
Vaizler, hatipler, hep İslam’ın sosyal strüktüründen, sosyo-ekonomik, sosyo-politik yönlerinden bahsediyorlar da neden, namazın öneminden, sünnetlerinden, secde-i sehvden bahsetmiyorlar? Kabirde, ahirette neler sorulacak, iyi Müslüman olmak için neler yapmak gerekir? Dini gazete denilen bazı yayın organları da böyle. Acaba namazdan bahsetmeyi aşağılık mı kabul ediyorlar?
CEVAP
Böyle sualleri sahiplerine sormak gerekir. Fakat namazın önemi söz konusu olduğu için, (Namaz kılmaz ama dayımın oğlunun imanı çok kuvvetlidir. Teyzem de açık saçık gezer ama imanı çok sağlam) diyen bir okuyucumuza bu vesile ile cevap vermek istiyoruz. Namaz kılmayanın, pervasızca günah işleyenin imanı kuvvetli olmaz. Bir kimse, namazı ne kadar doğru kılıyorsa, imanı o ölçüde kuvvetlidir, parlaktır. Namaz kılmayanın ve kılmadığı için üzülmeyenin imanı çok sönüktür, belki de çoğunun imanı yoktur. Peygamber efendimiz, (İman namaz demektir. Namaz dinin direğidir) buyuruyor. Direksiz din olur mu?

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(İman, namaz demektir. Namazı itina ile, vaktine, sünnetine ve diğerşartlarına riayet ederek kılan, mümindir.) [İbni Neccar]

Peygamber efendimizin son sözlerinden biri, (Namaza dikkat edin) idi. (İbni Mace)

Namaz her iyiliğin anahtarıdır
Sual:
Ben namaz kılmıyorum. Fakat hiç günah işlemiyorum. İçki içmem, kumar oynamam, hırsızlık etmem ve başka günahları da işlemem. Bunlar yetmez mi?
CEVAP
Namaz kılmamak çok büyük günahtır. Hırsızlık etmekten, kumar oynamaktan, içki içmekten daha büyük günahtır. Birçok hadis-i şerifte, kasten namaz kılmamanın küfür olduğu bildirilmiştir. Amel imandan parça olmadığı halde, namaz konusunda ittifak hâsıl olmamıştır. Namazın imandan olduğunu bildiren âlimler de olmuştur. Bu bakımdan namaz kılmamak, çok büyük tehlikedir.

Bir insan her türlü kötülüğü işlese, namaz kılmaya devam etse, namazı doğru olarak kılsa, kötülüklerin çoğunu, hatta tamamını terk eder; çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.) [Ankebut 45]

Namaz kılmanın fazileti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz, her hayrın, her iyiliğin anahtarıdır.) [Taberani]

Bu hadis-i şerifleri okuduktan sonra, namaz kılmayan Müslümana hayret etmemek imkânsızdır.


İbadet ve ihtiyaç
Sual:
Nefsime yenik düşerek, namaz kılmayı terk ettim. Şimdi bir bunalım içindeyim. Arkadaşlar, (Böyle zamanda namaz kılmak daha önemlidir) dediler. Peki, şimdi başlarsam, Allah, bu kulum sadece bana ihtiyacı varken, bunalımdayken namaz kılıyor demez mi?
CEVAP
Öyle düşünmek doğru değildir. Var olabilmek, varlıkta ve hayatta kalabilmek için, zaten her an Allahü teâlâya muhtacız. Gözümüzün görmesi, kulağımızın duyması, konuşmamız, nefes almamız, yürümemiz, oturmamız, kalkmamız için hep Allah’a muhtacız. Muhtaç olmadığımız bir an düşünülemez. Allahü teâlâya, sadece sıkıntıda olduğumuz zaman değil, her an muhtacız. Yaptığımız ibadetlerinse, bununla hiçbir ilgisi yoktur. Onlar zaten bizim kulluk vazifelerimizdir. Rabbimizin emridir. İmandan sonra en büyük vazifemiz, beş vakit namaz kılmaktır. Bunun için hemen namaza başlamalı. Dualarımızın kabulü için de, sadece sıkıntılı zamanlarda değil, her zaman dua etmeli, Allahü teâlâdan af ve afiyet istemeli. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sıkıntıda duasının kabul edilmesini isteyen, rahat zamanında çok dua etsin!) [Tirmizi]

Namazı kaçırmamalı
Sual:
İşlerimizin hayırla neticelenmesi için ne yapmak gerekir?
CEVAP
Namaza mâni olan işte, hayır olmadığını iyi bilmek gerekir. Şu üç şeye çok sıkı sarılmalı:
1- Namazları vaktinde kılmak, 2- Haramlardan sakınmak, 3- Helâl kazanmak. Bu üç şeye mâni olan her şeyi terk etmelidir.

Namazın önemi
Sual:
(Her çeşit şükür ve ibadet namazda toplanmıştır) sözünün açıklaması nedir?
CEVAP
İslam âlimleri, (Namaz, her çeşit şükrü kendinde toplar) demişlerdir. Büyük âlim Abdullah-i Dehlevi hazretleri de buyuruyor ki: Bütün ibadetler namaz içinde toplanmıştır:
1- Kur’an-ı kerim okumak, 2- Tesbih söylemek [Sübhanallah demek], 3- Resulullah'a salevat söylemek [Salli barikleri okumak], 4- Günahlara istigfar etmek, 5- İhtiyaçları yalnız Allahü teâlâdan isteyerek Ona şükredip dua etmek [Fatiha okumak] namaz içindedir. Daha başka ibadetler de vardır. Ağaçlar, otlar, namazda durur gibi dik duruyorlar. Hayvanlar, rükû hâlinde, cansızlar da namazda oturur gibi yere serilmişlerdir. Namaz kılan, bunların ibadetlerinin hepsini yapmaktadır. (Mekatib-i şerife m. 85)

Ne zaman farz olur?
Sual:
(Küçük bir çocuk yatsıyı kıldıktan sonra cünüp olsa ve fecirden sonra uyansa yatsıyı kaza etmesi gerekir) deniyor, ne demektir?
CEVAP
Akıl baliğ olmayan çocuk, yatsıyı kıldıktan sonra akıl baliğ olsa, o yatsıyı tekrar kılması farz olur, çünkü önceki kıldığı yatsı nafileydi, büluğ çağında olmayana farz olmaz.

Hazret-i Âdem’den beri
Sual:
Namaz, ne vakitten beri kılınıyor?
CEVAP
Namaz, ilk Peygamber Hazret-i Âdem’den beri kılınmaktadır. (Mevkufat)

Her dinde farzdı
Sual:
Âdem aleyhisselamdan beri her dinde namaz var mıydı? Varsa kaç vakit idi?
CEVAP
Âdem aleyhisselamdan beri her dinde namaz var idi. Her ümmete bir vakit farz idi. Ama bir vakitte birçok rekat farz idi. Kimine sabah namazı, kimine akşam namazı farz idi. Her ümmete ayrı farz olan namazlar, bizim ümmetimize hepsi birden farz oldu.

Hak geçmez
Sual:
Almanya’da çalışıyorum. Namaz kılacak kadar işi bırakınca hak geçer mi?
CEVAP
Hak geçmez. Hiç kimsenin namaza mani olma hakkı olmaz.

Mekke’de farz oldu
Sual:
Neden namaz Mekke’de, abdest Medine’de farz oldu?
CEVAP
İkisi de Mekke’de farz oldu. Namaz Mirac’da farz oldu. Halbuki daha önce de namaz kılınıyordu. Kıyamete kadar ihtilafa düşmemek için Maide suresinde önemi bildirildi.

Namaz dinin direği değil mi?
Sual: Hoca denilen sosyalist bir yazar, (Namaz, karın doyurmaz, önce fakirin karnını doyurmalı. Namazın kazası da, cezası da yoktur. Dinin direği falan da değildir) diyor. Bu sözler küfür değil mi?
CEVAP
Elbette küfürdür. Bir Müslüman, namaz hakkında öyle çirkin sözler söyleyemez. Böyle söyleyen Müslüman ise küfre düşer. Müslüman olmayan da, ne söylerse söylesin, sözünün hiçbir değeri olmaz. En büyük ibadetin namaz olduğu Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. Bir âyet-i kerime meali:
(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.Çünkü zikrullah [namaz kılmak] elbette en büyüktür. [En büyük ibadettir]) [Ankebut 45]

Buradaki zikrullah, namazdır. Namaz diğer ibadetlerden daha büyüktür. (Beydâvî)

Namazın önemi hakkında bazı hadis-i şerifler:
(Namazı kasten terk eden kâfirdir.) [Taberânî]

(Namaz kılmayanın Müslümanlığı yoktur.) [Bezzar]

(Namaz kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez. Tevbe edinceye kadar da Allah'ın himayesinden uzak olur.) [İsfehânî]

(Beş vakit namazı terk eden, Allah'ın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mâce]

Bu hadis-i şerifler de, namazın dinin direği olduğunu göstermektedir.

Sual: Müslüman olarak bizim bugün kıldığımız namaz ibadeti, önceki ümmetlerde de var mı idi?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Redd-ül-muhtâr’da deniyor ki:
“Âdem aleyhisselamdan beri, her dinde bir vakit namaz vardı. Namaz kılmak, imanın şartı değil ise de, namazın farz olduğuna inanmak, imanın şartıdır. Namaz, dua demektir. İslâmiyetin emrettiği, bildiğimiz ibadete, namaz (Salât) ismi verilmiştir. Mükellef olan yani âkıl ve bâliğ olan her Müslümanın, her gün beş vakit namazı kılması Farz-ı ayındır. Farz olduğu, Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, açıkça bildirilmiştir. Mirâc gecesinde, beş vakit namaz emir olundu. Mirâc, hicretten bir yıl önce, Receb ayının yirmiyedinci gecesinde idi. Mirâcdan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı.”

İmanı olan namazını kılar
Sual: Dinimizin emrettiği ibadetler içinde, yerine getirilmediği zaman imanı bile tehlikeye sokan ibadet hangisidir?
Cevap:
Kitâb-ül-fıkh-alel-mezâhib-il-erbe'ada, konu ille alakalı olarak buyuruluyor ki:
“Namaz, İslâm dininin direklerinden en ehemmiyetlisidir. Allahü teâlâ, kullarının yalnız kendisine ibadet etmeleri için, namazı farz etti. Nisâ sûresinin âyeti; (Namaz müminler üzerine, vakitleri belirli bir farz oldu) demektir. Hadîs-i şerifte; (Allahü teâlâ, her gün beş vakit namaz kılmayı farz etti. Kıymet vererek ve şartlarına uyarak, her gün beş vakit namaz kılanı Cennete sokacağını, Allahü teâlâ söz verdi) buyuruldu.

Namaz, ibadetlerin en kıymetlisidir. Hadîs-i şerifte; (Namaz kılmayanın, İslâmdan nasibi yoktur!) buyuruldu. Mişkâtda ve Künûz-üd-dekâ'ıkda ve Sahîhaynde ve Halebîde bildirilen hadîs-i şerifte de; (İnsan ile küfür arasındaki fark, namazı terk etmektir!) buyuruldu. Bunun manası; “İnsan ile küfür, ayrı ayrı iki varlıktır. İkisini birleştiren yol, namaz kılmamaktır. Küfür bulunan insanda namaz kılmamak vardır. Küfür bulunan insan ile küfür bulunmayan insan arasındaki fark, namaz kılıp kılmamaktır” demektir. Bu hadîs-i şerif; “İnsan ile ölüm arasındaki fark, nefes almamaktır” sözüne benzemektedir. Ölüm bulunan insan nefes almaz. Nefes almamak bulunan insanın ölü olduğu anlaşılır. Bu hadîs-i şerif, namaz kılmakta tembellik edenleri şiddetle korkutmaktadır.

Namaz kılmak, Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünerek, Onun karşısında kendi küçüklüğünü anlamaktır. Bunu anlayan kimse, hep iyilik yapar. Hiç kötülük yapamaz. Nefsine uyanın namazı sahih olsa da, bu meyvelerini veremez. Her gün beş kere, Rabbinin huzurunda olduğuna niyet eden kimsenin kalbi ihlâs ile dolar. Namazda yapılması emrolunan her hareket, kalbe ve bedene faydalar sağlamaktadır.

Cemaatle namaz kılmak, Müslümanların kalplerini birbirlerine bağlar. Birbirlerinin kardeşleri olduklarını anlarlar. Büyükler küçüklere merhametli, küçükler de büyüklere saygılı olur. Zenginler fakirlere, kuvvetliler zayıflara yardımcı olur. Sağlamlar hastaları camide göremeyince, evlerinde ararlar. (Din kardeşinin yardımına koşanın, yardımcısı Allahtır) hadîs-i şerifindeki müjdeye kavuşmak için yarış ederler.”

"Bu kadar ibadet, fazla değil mi?"
Sual: Günde beş kere namaz kılmak, insanın bugünkü hayat tarzına göre fazla değil midir?
Cevap:
Konu ilgili olarak sonradan Müslüman olan B. Jolly isimli bir İngiliz kadın hatıratında şöyle demektedir:
“Ben İngiltere’de Hristiyan olarak doğdum, İncilde yazılı olanları öğrenerek büyüdüm. Çocukken kiliseye gittiğim zaman, çeşitli ışıklar, müzik ve muhteşem elbiseler giymiş rahipler, üzerimde büyük bir tesir yapıyordu. Çocukken, koyu bir Hristiyandım. Zaman geçtikçe, tahsil derecem yükseldikçe, kafamda bazı sualler oluşmaya ve Hristiyanlıktan uzaklaşmaya başladım. Artık, hiçbir dine inanmıyordum Bir gün gazetede, İsâ aleyhisselâmın ulûhiyyeti hakkında bir konferans verileceği, bu konferansa her dinden adamların iştirak edebileceği yazılıydı. Konferansa katıldım ve orada bir Müslümanla tanıştım. Bu Müslüman, sorduğum suallere o kadar güzel, o kadar mantıki cevaplar verdi ki, hiç aklıma gelmediği hâlde, İslâmiyetle meşgul olmaya karar verdim. İslâmiyeti kabul etmiş İngiliz kadınlarla görüştüm. Onlardan yardım istedim. Tanıştığım Müslüman bir kadına;
-Günde beş defa ibadet etmek, bugünkü hayat tarzımıza nasıl uyar, bu kadar ibadet, fazla gelmez mi? diye sordum. O da bana;
-Sizin piyano çaldığınızı duyuyorum, müziğe meraklı mısınız diye sordu.
-Hem de çok diye cevap verdim.
-Pekâlâ, her gün egzersiz yapar mısınız?
-Tabii, işten eve gelir gelmez her gün hiç olmazsa iki saat piyano çalarım diye cevap verdim. Bunun üzerine, Müslüman kadın;
-Beş vakit namaz, nihayet yarım saat veya 45 dakika sürecek olan bir ibadet, size niçin çok geliyor? Siz nasıl piyano egzersizlerini yapmazsanız piyano çalmak kudretiniz azalırsa, Allahü teâlâyı düşünmek, Ona secde ederek lütuflarına şükretmek azaldıkça, Ona giden yol uzaklaşır. Hâlbuki, her gün yapılan ibadet, Allahü teâlânın doğru yolunda adım adım ilerlemek demektir, diye cevap verdi.

Ne kadar haklıydı! Her Müslümanın, Allahü teâlâyı çok hatırlaması, kalbine Allah sevgisini yerleştirmesi lazımdır. Kalp, Beytullah'tır. Bir eve sahibi sokulmazsa, eve de, sahibine de, düşmanlık olur. Beş vakit namaz, insanı bu felaketten kurtarmaktadır.

Artık Müslümanlığı kabul etmeme bir mani kalmamıştı ve ben de İslâmiyeti bütün ruhumla kabul ettim.”

“Namaz, müminin miracıdır”
Sual: Peygamber efendimizin; “Namaz müminlerin miracıdır” hadisinde anlatılmak istenen nedir?
Cevap:
İmandan sonra, en kıymetli ibadet, namazdır. İman gibi, onun da güzelliği, kendindendir. Başka ibadetlerin güzelliği, kendilerinden değildir. Peygamber efendimiz, rahatını, huzurunu, namaz kılmakta bilirdi. Hadîs-i şerifte;
(Allah ile kul arasındaki perdeler, ancak namazda kaldırılır) buyuruldu. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Namaz, bütün ibadetleri kendisinde toplamıştır. İslamın beşte bir parçası ise de, bu toplayıcılığından dolayı, yalnız başına, Müslümanlık demek olmuştur. İnsanı Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işlerin birincisi olmuştur. Âlemlerin efendisine mirac gecesi, Cennette nasip olan rü'yet şerefi, dünyaya indikten sonra, dünyanın hâline uygun olarak kendisine yalnız namazda müyesser olmuştur. Bunun içindir ki; (Namaz müminlerin miracıdır) buyurmuştur. Onun yolunda, izinde giden büyüklere, o rü'yet devletinden, bu dünyada büyük pay, namazda olmaktadır. Namaz, üzüntülü ruhlara lezzet vericidir. Namaz, hastaların, rahat vericisidir. Ruhun gıdası, kalbin şifası namazdır. (Ey Bilal, beni ferahlandır!) diye ezan okumasını emir buyuran hadîs-i şerif, bunu göstermekte, (Namaz, kalbimin neşesi, gözümün bebeğidir) hadîs-i şerifi, bu arzuya işaret etmektedir. Namazın hakikatini anlamış olan bir kimse, namaza durunca, sanki, bu dünyadan çıkıp ahiret hayatına girer, ahirete mahsus olan nimetlerden bir şeylere kavuşur. Bu nimet, yalnız bu ümmete mahsustur.”

Hazret-i Ali, namaza durduğu zaman, bütün âlem alt-üst olsa, hiç haberi olmazdı. Bir harpte, mübarek ayağına ok saplanmış ve okun demir kısmı kemiğe girmişti. Bunu çıkartmak için, kendisinin bayıltılması gerektiği söylenince;
-Bayıltamaya gerek yok, ben namaza durduktan sonra çıkarırsınız cevabını vermiştir.

Nitekim namaza durunca, Cerrah, o demir parçasını çıkartır ve yarayı sarar. Hazret-i Ali;
-Ben o demir parçasını çıkardığınızı hissetmedim, buyurur.

Muhammed Ma’sûm hazretleri;
“Namaz, dinin direği, müminin miracıdır. Onu en iyi şekilde kılmaya gayret etmelidir” buyurmuştur.

Mirac gecesinde Peygamber efendimize ihsan olunan nimetler, bu dünyada, Onun ümmetine yalnız namazda tattırılmaktadır.

“Yalancıların ibadetini geçirmezler”
Sual: Her kılınan namazı ve yapılan her ibadeti, Allaha teâlâ, melekleri vasıtası ile kontrol etmekte midir?
Cevap:
Bu konuda Süleymân bin Cezâ hazretleri, Eyyühel Veled kitabında buyuruyor ki:
“Namazlarını özürsüz terk etme ki, münafıklardan olmayasın. Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki: (Eğer kadınlarla, memede olan çocuklar olmasa, yerime bir imam koyup, şehri gezer, namaza gelmeyenleri cezalandırırdım.) Yine Resûlullah efendimiz buyurdu ki: (Namazlarınızı ihlas üzerine kılınız! Çünkü yanınızda bulunan melekler, sizin amel, namaz ve taatinizi alıp göklere giderler, göklere giderken, muhtelif melekler, bu ibadetleri görürler: 1. kat gökteki melekler, yalancıların ibadetini geçirmezler. 2. kattaki melekler, namaz kılarken dünya işi ile kalbi meşgul olan kimsenin namazını geçirmezler. 3. kattaki melekler, namazını beğenenlerin namazını geçirmezler. 4. kattaki melekler, kibredenlerin, yani kendini beğenenlerin namazını geçirmezler. 5. kattaki melekler, hased edenlerin namazını geçirmezler. 6. kattaki melekler, kalbinde şefkat ve merhameti olmayanın namazını geçirmezler. 7. kattaki melekler ise, hırs ve tamahkar olanların namazını geçirmeyip geri döndürürler.) Bu hâli Habîb-i kibriyâ beyan buyurdukları zaman, bütün Eshâb-ı güzîn ağladılar.”

40 Gün Teheccüd Namazı Kılmanın Fazileti Nedir?

İslam’ın beş şartından ilki olacak kadar önemli bir ibadet olan namaz kılmak, ibadetler arasında en faziletlisi ve en önemlisidir. Ayrıca namaz Kur’an-ı Kerim’de bulunan ayetler, Peygamber Efendimizin buyurmuş olduğu hadisler ve sünnet doğrultusunda ibadetler içerisinde rütbesi en yüksek yani ibadetlerin özü durumundadır. Allah’ın yolunda olmak isteyen her Müslüman kendisine farz kılınmış 5 vakit namazları eksiksiz yerine getirmelidir. Müslümanlara farz kılınmasının yanı sıra namaz kılmak Allah’a yakınlaşmanın, onun huzurunda ona kulluk etmenin en önemli yoludur. Bu yüzden farz namazlarının yanı sıra birçok Müslüman dua etmek, şükretmek ya da Allah’a daha da yakınlaşmak için namaz kılmaktadır. Bu namazlardan biri de teheccüd namazıdır. Teheccüd namazı ile ilgili en çok merak edilen soruların başında ise 40 gün teheccüd namazı kılmanın fazileti nedir sorusu gelmektedir.

40 gün teheccüd namazı farz olmayan namaz çeşitleri arasında en faziletli namaz olarak kabul edilmektedir. Çünkü ne kadar faziletli bir namaz olduğu Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetler, Peygamber Efendimizin buyurmuş olduğu hadis-i şerifler ve sünnet ile de birçok defa belirtilmiştir. Yatsı namazını kıldıktan ve bir süre uyuduktan sonra kılınan, bu yüzden gece namazı olarak da bilinen teheccüd namazı ile ilgili olarak Sahih-i Müslim'de Ebû Hureyre (r.a)’nın rivayetine göre Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

Farz namazdan sonra en faziletli namaz gece namazıdır. Geceyi iki kısma bölersen son kısmı namaz için en faziletli vakittir. Eğer geceyi üçe bölersen ortası en faziletli vakittir."

İlginizi çekebilir: İmam Nasıl Niyet Eder?

40 Gün Teheccüd Namazı Kılmanın Mükâfatı Nedir?

Farz veya vacip olmayan yani bir Müslümana herhangi bir yükümlülüğü olmayan bütün namazlar nafile namaz olarak adlandırılır. Farz olan beş vakit namaz ile birlikte kılınan sünnet namazları, teravih namazları ve şükür namazlarının hepsi nafile namazlardır. Nafile namazlar arasında en faziletlisi olan ise Peygamber Efendimiz tarafından buyrulan hadis-i şerif ile teheccüd yani gece namazıdır. Aynı zamanda teheccüd namazı Kur’an-ı Kerim’de yer alan "Ey Muhammed! Gecenin bir bölümünde uyanıp, sırf sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere, Kur'an'la gece namazı kıl. Rabbinin seni Makam-ı Mahmuda erdireceğini umabilirsin." ( İsra 17,79) ayeti ile de Peygamber Efendimize farz kılınmıştır.

Müslümanlar için en faziletli nafile namazlardan biri olan teheccüd namazını kılmanın mükâfatını anlayabilmek için ise teheccüd namazı ile ilgili hadis-i şeriflere göz atmak gerekir.  Peygamber Efendimiz teheccüd namazı ile ilgili olarak “Geceleyin kılınan iki rekâttık namaz insanoğlu için dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha yararlıdır. Ümmetime zor gelmese iki rek'at gece namazını üzerlerine farz kılardım." (İmâm-ı Gazâlî) buyurmuşlardır. Tek başına bu hadis-i şerif bile teheccüd namazının ne kadar önemli olduğunun ve mükafatını anlamak için yeterlidir.

Teheccüd Namazı Nasıl Kılınır?

Teheccüd namazı kılarak faziletine ve mükâfatına ulaşmak isteyen Müslümanların en çok merak ettiği sorulardan biri de teheccüd namazı nasıl kılınır sorusudur. Teheccüd namazı kılmak için öncelikle ne zaman kılınması gerektiğini bilmek gerekir. Yatsı namazından sonra bir süre uyuyup uyandıktan sonra kılınan namaz teheccüd namazıdır. Teheccüd namazı iki rekâttan başlayarak 10 rekâta kadar kılınabilir. Her iki rekâtta bir selam verilmesinin daha faziletli olduğu buyrulmuştur.

Teheccüd namazına öncelikle "Niyet ettim Allah rızası için Teheccüd namazı kılmaya" şeklinde niyetlenerek başlanır. Sonrasında ise farz olan namazlarda olduğu gibi namaz kılınmaya devam edilir. İki rekât veya daha fazla kılınabilir ancak çift sayılarda kılınması tavsiye edilmiştir. İki rekâttan fazla kılındığı zaman aralarda namazı bozacak herhangi bir şey yapılmamış ise tekrar niyet etmeye gerek yoktur.

Teheccüd Namazının Önemi

Kur’an-ı Kerim’de yer alan birçok ayette ve Peygamber Efendimizin buyurduğu birçok hadis-i şerifte teheccüd namazının ne kadar faziletli ve önemli bir nafile namaz olduğu belirtilmiştir. Ayrıca teheccüd namazının Peygamber Efendimize indirilen bir ayet ile farz kılınması ve Peygamber Efendimizin teheccüd namazına teşvik ederek kendisinin de hiç bırakmadığı ibadetlerden biri olması da teheccüd namazının ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir.

Hiranur İlim ve Hizmet Derneği olarak bu yazımızda 40 gün teheccüd namazı kılmanın fazileti ile ilgili en çok merak edilen konular hakkında detaylı bilgiler vermeye çalıştık. 40 gün teheccüd namazı ve benzeri içerikler için sitemizde bulunan diğer yazılara göz atabilirsiniz.

İlgili İçerik: 

12 Rekâtlık Hacet Namazı Nasıl Kılınır?

Nafile Kurbanı Nedir? Nafile Kurbanın Şartları Nelerdir?

Namazın maddi ve manevi fazileti hakkında bilgi verebilir misiniz?

Değerli kardeşimiz,

Kelime-i şehadetten sonra İslâm’ın en önemli rüknü olan namaz, günde beş ayrı zaman diliminde olmak üzere kadın ve erkek her Müslüman için bir görevdir.

Kur’ân’da Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’den önceki peygamberlerin namaz kılmakla emrolundukları değişik vesilelerle belirtilmektedir.(1) Bundan anlaşıldığına göre, namaz ibadeti sadece Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem)’in ümmetine has olmayıp önceki dinlerde de bulunmaktaydı.

Namazın daha önceki dinlerde de emredilmiş olduğu hatırlanınca, namazın sayısız hikmetinin yanında, güçlüklere direnç göstermede bir fonksiyonu bulunduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bir ayette

“Ey inananlar, sabır ve namaz ile yardım isteyin.” (Bakara, 2/) buyrulmaktadır.

Namaz Allah’ı sürekli hatırlamanın en büyük vesilesidir. Nitekim ayette,

“ Bana kulluk et; beni hatırlamak/anmak için namaz kıl.” (Tâhâ, 20/14)

buyrulmaktadır. Namaz emrini Allah Teâlâ’nın yeryüzüne melek aracılığıyla göndermeyip Mirac gecesi Allah Resûlü (aleyhissalatü vesselâm) huzuruna çıktığında ona bizzat tebliğ etmesi de(2), bu ibadetin Müslüman’ın dinî ve ruhanî hayatı açısından önem ve anlamını göstermektedir. Bu sebeple de dini literatürde namaz ibadetinin bu yönünü, namazın kulun Allah’a ulaşması, kavuşması yolunda önemli bir araç olduğunu anlatmak için “Namaz müminin miracıdır.” denilmiş; ümmetin namazla ilgili ortak bilinç ve değerlendirmesi âdeta bu cümleyle özetlenmiştir.

NAMAZIN FERDE VE CEMİYETE KAZANDIRDIKLARI

Namaz, Müminin Hayatını Disipline Eder

Günde beş defa kılınan namaz, müminin hayatını disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alıştırır. Cemaatle kılınan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuşturur. İmam “Allahu Ekber” dediğinde artık, konuşan ve Rabb’e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere aynı zamanda vekalet etmiş olur. İmamın tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldırır. Bu açıdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardır. İdeal bir cemaatin ve inanmış topluluğun ileri derecede disipline olmuş formlarını ancak günde beş defa kılınan namazda bulmak mümkündür. Şüphesiz bu disiplin her şeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diğer bazı disiplinlerin soğukluğu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sımsıcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.

Namaz İnsanı Fuhşiyattan Alıkoyar

Allah (c.c.), Kur’ân-ı Kerim’de:

“ Muhakkak namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkor.”(Ankebût, 29/45)

buyuruyor. Fuhşiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah’a kurbiyetinden uzaklaştırır. Haddi zatında "her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır." Günah, işlene işlene insana küfrü kolaylaştırır. Ancak namaz, Allah’a bir kurbiyet olduğu için, insanı her türlü günahtan korur, tıpkı bir paratoner gibi Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarıdaki ayette de ifade edildiği gibi, gerçek manasına ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasızlıktan, azgınlıktan ve taşkınlıktan alıkoyar. Şuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.

Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.)

“.. veyl olsun o namaz kılanlara! Onlar ki kıldıkları namazdan gafildirler.”(Maûn, /)

buyurur. Demek ki namazda, insanı kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkıyla eda edilmediği zaman kul kendini günahlara karşı riske açıyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiği için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamı şudur; kulun, namaza karşı gösterdiği vefa, özen ve iştiyak nisbetinde, namaz da ona karşı vefalı olur ve ondaki fuhşiyata açılan duyguları ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karşılıklı vefa söz konusudur.

Namazın, Kalbî Huzuru Temin Etmesi

Müminin, namazlarını şuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatına bir düzen, dağınık kalbine bir denge ve insicam getirecek, perişan hislerini ayağa kaldırıp bulanık yönlerine de bir ışık saçacaktır. Ve o, bu sayede doğru görme, doğru düşünme, doğru konuşma imkânını elde edecektir. Günde beş defa Rabbin huzuruna gelinip şuurla eda edilen namaz, Allah’ın izniyle bütün bunları insana kazandıracak mahiyettedir. Namaz, bu manaları hem taşır hem de tekeffül etmiş durumdadır.

Evet, müminin hudu ve huşû içinde eda ettiği namaz, gerçek namaz olacaktır. Ama huşuun temini için bir kısım şartlar vardır; evvela huzur-u kalb lazımdır; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb’e bel bağlama daha sonra da utanma ve sıkılma havası içinde Rabbin huzuruna gelme.

Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manaların dışına çıkmamaktır. Zaten “huzur” Arapça manası itibariyle; “hazır olma”, “hazır bulunma” demektir. Avamca ifadesi ile, çarşıya pazara çıkarken cüzdanınızı yanınızda taşıdığınız gibi, namazda kalbinizi yanınızda taşımanız demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir şey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O’na verecek, karşılığında da O’nun rahmet ve rızasını alacaksınız.

Namazın İçtimâî Bir İbadet Olması

Ferdî ve ruhî bir ibadet olduğu kadar, namazın sosyalleştirici bir yönü de vardır. Özellikle farz namazların cemaatle kılınmasının lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanın boyutunu göstermesi bakımından önemlidir. İslâm’da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleşmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuştur. Zira camiler yalnızca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inşa edilmiş değildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inşa ettiğinde, Müslümanların bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslararası (diğer kabile ve devletlerle arasındaki ilişkileri adına) bütün sorunları mabedde görüşülüyor, istişare ediliyor ve karara bağlanıyordu. Belki daha sonraki yüzyıllara damgasını vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkaların da merkezi konumuna yükselecekti. İlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atıldı.

İslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, aynı zamanda Müslüman bireylerin sosyalleş­mesinde ve kamusal bir şuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiştir. Bu bakımdan namaz, İslâm’da yalnızca bir ibadet değildir. Bireylerin sosyalleşmesinde ve ilk şehir ve kentlerin oluşmasında merkezi bir rol oynamıştır. Bilindiği gibi İslâm’da ilk şehirler, camiler etrafında örgülenmiştir.

Namaz İnsanlar Arası Eşitliği Sağlar

İslâm-ibadet sisteminin amaçlarından birisi de, insanlar arasındaki farklı toplumsal statü gruplarını ve sınıfsal yapıları refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafında eşitleyen bir sosyal model oluşturmasıdır. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet başkanı ve sıradan bir vatandaşı aynı safta ipe dizercesine eşit bir statüye kavuşturmasıdır. Sınıf çatışmalarıyla ilgili kavgalar, insanlık tarihinde nasıl kanlı olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettoların oluşmasına hizmet etmiştir? Bunu Batı’nın tarihinden bilmekteyiz. İslâm tarihinde bu anlamda bir çatışmadan ve farklılaşmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kılınan namazların bireylere kazandırdığı kardeşlik ve eşitlik ruhudur. Çünkü her inanmış, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düşünce ve hazzı bu namazlar sayesinde elde eder.

Namaz Müminin Miracıdır.

Namaz, insanı hakikî insanlığa götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin Miracıdır. Namazın hakikatini, bir Müslüman’ın hayatındaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasıl bir mirac olduğunu anlamak için Yüce Mevla'dan aşağıdak açıklamalara bizleri ulaştırmasını niyaz ediyoruz.

* * *

NAMAZ

Namazın beden sağlığına olan faydaları iki nokta üzerinde toplanır: Birincisi namazın temizlik yönü, ikincisi de hareket, yâni namazın idman yönüdür.

NAMAZIN TEMİZLİK YÖNÜ

Vücudun kiri ile Cenâb-ı Hakk’ın karşısına çıkılmayacağı gibi, namaz abdesti almadan namaza durmak da mümkün değildir. Namaz kılan insanın vücudu pırıl pırıldır ve bu temizlik günde beş defa tekrar edilir. Namaz kılan insan en iyi şekilde tahâretlenmeye (temizlenmeye) mecburdur. Onun kulaklarında, burnunda, göbeğinde kir bulunmaz. Madem ki namaz mü’minin Mi’râcıdır ve Cenab-ı Hakk’ın huzûruna yükseliştir, o halde huzûra çıkan bir şahsın gerek bedenen, gerek fikren ve gerekse rûhen tertemiz olması şarttır.

NAMAZIN İDMAN YÖNÜ

Her rekâtta iki defa secdeye giden mü’min, günlük kırk rekat namazda seksen defa yatar kalkar. Hiçbir jimnastikçi, bu hareketleri muntazam olarak günde seksen defa tekrarlayamaz. Jimnastikçiler, genellikle sadece sabahları olmak üzere, günde yirmi veya otuz defa hareket ederler. Yaptıkları hareketler hızlı olduğundan, ekseriyetle kalblerini yorar ve onları yorgun düşürür. Bütün gün de hareket etmediklerinden, vücutlarında kalori toplanmasının ve yağlanmanın önüne geçemezler. Namazda ise hareketler yavaştır. Hareketler kalbi yormaz ve günün muhtelif saatlerinde olduğu için insanı devamlı dinç tutar. Yağlanmaya ve kalori depolanmasına mâni olur.

“Sıvı halindeki organımız” denebilen kan, akciğerlerde ve böbreklerde temizlenir, oksijen ile yüklenir ve bütün vücuda yayılmak üzere kalbe gelir. Kalb, kanı vücudun en ücra yerlerine kadar ulaştırmak üzere pompalar. Ancak bu kan gönderme işinde kalbe yardımcı olunabilmesi için, insanın birtakım hareketler yapması gerekmektedir. Organizmadaki hücrelerin yaşaması ve bedenin dinç kalması için, o hücrelerin kan ile iyice sulanması veyahut kanlanması gerekmektedir.

Namaz kılmadan bütün gün sopa gibi gezinen bir insanın kalbinden başına doğru pompalanan kan ile, namaz kılan ve günde başını seksen defa yere koyan bir kimsenin başına gelecek kan miktarı, muhakkak ki aynı değildir. Beynin üzerindeki zar tabakası, namaz kılan şahıslarda, kılmayanlara nazaran günde seksen defa daha fazla kanlanıyor demektir.

Hafıza ve şahsiyet ile ilgili frontal lob, yâni beynin ön lobu da, aynı şekilde seksen defa fazla kan banyosu yapmaktadır.

Namaz kılan insanlarda hafıza ve şahsiyet bozukluklarına, çok az rastlanır. Bu insanlar daha uzun ömürlü olur ve bunamaya uğramazlar. Erken bunamanın cerrahî tedavisinde bu frontal lob, yâni beynin ön kısmı kesilip çıkartılır. Bir insanın beyni günde seksen defa kanla yıkanırsa, o insan ne erken ne de geç bunamaya yakalanır. Onun için namaz kılan ve çok yaşayan ihtiyarlar kolay kolay bunamazlar. Fazla ihtiyarlamadığı halde yataklara yapışıp altlarını pisleyen ve ekseriya bunama alâmetleri gösterenler, namaz kılmayan kimselerdir.

Diğer taraftan, insanın iradesine bağlı hareketlerini ve yürüyüşünü temin eden merkezlerin bulunduğu parietal lob ile görme, işitme, duyma, koklama ve tatma merkezlerinin bulunduğu arka lob da seksen defa fazla kanla besleniyor demektir. Beynin içindeki “Capsula interna” dediğimiz noktalı çekirdeğin içinde de, insanın irade dışı hareketlerini temin eden (ekstrapramidal) merkezler olduğu için, namaz kılanların capsula internaları da, kan ile seksen defa temas etmektedir. İnsanın dengesini sağlayan beyinciğin ve kafa çiftlerinin çıktığı beyin kökünün beslenmesinin ne kadar kıymetli bir şey olduğunu anlamak için doktor olmak gerekmez.

Namaz kılanların gözleri de kuvvetli bir kan deveranına mâlik olur. Böylece göziçi tansiyonunda artma olmaz ve ön kameradaki sıvının devamlı şekilde değişmesi temin edilmiş olur. Glokom ve buna benzer vahim göz hastalıklarının namaz kılanlarda daha az görülmesi bu yüzdendir.

Kulakların iyi kanlanması da sinüzitlerin meydana gelmesine büyük ölçüde mâni olmaktadır.

Namazın ritmik hareketleri, bağırsak peristaltizmini arttırdığından, bağırsakların kolay boşalmasında ve kabızlık âfetinin defedilmesinde büyük rol oynar. Namaz kılan insanların gerek kalça, gerek diz ve gerekse ayak bileklerinin yanısıra kol omuzu, dirsek ve el bileği mafsalları da devamlı işleyen bir makina gibi olduğundan, mafsallarda teşekkül edecek bütün romatizma ve degeneratif hastalıklardan korunduğu apaçık ortadadır. Zaten bu hastalıklar, İslâm Dîni ile yakından uzaktan alâkası olmayan Hristiyanlarda ve namaz kılmayan insanlarda daha fazla görülür. En son bahsettiğimiz bu mafsal hastalıklarından insanı koruması bile, namazın mucizevî yönlerinden birini teşkil eder.

Namazın, organizmamız üzerindeki faydalarını yazmak, ciltler dolusu bir eser gerektirdiğinden, bunu her uzvun uzmanına bırakmayı uygun görüyorum. Bu konuda yapılan her araştırma, namazın “dinin direği” olduğu gerçeğini bir kere daha ispatlayacaktır.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Hz. Peygamber (s.a.v.)‘ın gözümün nuru diye tarif ettiği namaz ibadetini öğrenmek ve eda etmek her Müslümana vazife atfedilmiştir. Şüphesiz Cenab-ı Hakk’ın her emrinde pek çok hikmetler mevcuttur. Namaz kılarken yapılması buyurulan her eylemin, hem vücuda hem de ruha sağladığı manevi faydalar bulunuyor. Ruha ve bedene dokunan faydalarını öğrenmek için haberimizi okumaya devam edebilirsiniz…

NAMAZ KILMANIN VÜCUDUMUZA FAYDALARI

  • Namazda yapılması gerekenler eylemler hafif olduğu için bedeni yormaz ve günün farklı zaman dilimlerinde eda edildiği için insanı düzenli olarak atik ve dinç tutar.

  • Namaz kılarken başımızı günde 80 defa secdeye koymuş oluyoruz bu da beynimize kanın daha fazla ulaşmasına vesile oluyor. Kan artışı ile beraber beyin hücrelerinin düzenli işleyişi namaz kılanlarda hafıza problemlerini ortadan kaldırıyor.

  • Namaz esnasında gözleri, belirli sınırlar içerisinde eğilip doğrulmaktan dolayı, gözlerdeki nizam ve kan akışı yine belirli bir düzene girmiş olur. Bu yüzden göz içi tansiyonunun önüne geçilir ve göz florasındaki sıvının devir daimi hızlanmış olur.

  • Namaz kılarken gerçekleştirdiğimiz hareketler, mide asitliğinin düzenine ve safra kesesinde birikinti olmamasına, pankreastaki enzimlerin kolay boşalmasına fayda sağlarken kabızlığın önlenmesinde de oldukça etkilidir. Günün 5 güzel vaktinde eda ettiğimiz bu eylemler böbrek ve idrar yollarını harekete geçirerek, buralarda oluşabilecek enfeksiyonların önüne geçer.

  • Günlük hayatta hareket ettirilmeyen adale ve eklemleri canlandırarak romatizma ve kireçlenme gibi eklem rahatsızlıklarını önler.

  • Namaza hazırlık için aldığımız abdestler, hem ruhu hem bedeni temizler. Abdest ve gusül, beden temizliğini sağlarken ruha da ferahlama hissini uyandırır.

  • Vücutta birikmiş olan elektriği, secde yaparken aslında bir nevi topraklamayla boşaltırız. Mevcut statik olumsuz enerjiyi atıp bedenin rahatlamasını sağlar.

  • Vakitlerin günde 5 güzel vaktine ayrılması sebebiyle uykunun düzene girmesini sağlar ve daha konforlu bir uyku geçirmemize yardımcı olur.

NAMAZ KILMANIN RUHA FAYDALARI NEDİR? FAZİLETLERİ NELERDİR?

Hz Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:

“İnsanlar ezan okumanın ve namazda birinci safta bulunmanın ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, sonra bunları yapabilmek için kura çekmek zorunda kalsalardı kura çekerlerdi. Şayet camide cemaate erken yetişmenin ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, birbirleriyle yarışa girerlerdi. Eğer yatsı namazı ile sabah namazındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek ve sürünerek de olsa bu iki namaza gelirlerdi.”

-Namaz, kulun Allah'a (c.c.) teslimiyeti ve kulluk borcunun ifasıdır. Hz. Muhammed (s.a.v.) namaz için dinin direği, gözümün nuru ifadelerini kullanmıştır.

-Namaz, kulu Allah'a yaklaştıran ve yakınlaştıran bir ibadettir.

-Namaz ibadeti Allah' u Teala'nın bir emrini yerine getirme görev bilinci ile yapılırsa Yüce Yaradan'ın buyurduğuna icabet edilmiş olunur.

-Namaz, müminin miracıdır. İnsanın Allah'a en yakın olduğu an "secdedeki halidir". Kişi tefekkür edip, manen ve kalben Yüce Yaradan’a bağlanabilir. Kişinin Allah sevgisini artırır.

-Namaz, insanın yalnız ve tek olmadığını hissettir. Kişi dünyevi sıkıntıları ile baş edecek manevi gücü bulur. Kişinin, af ve mağfiretini dile getirebileceği ortamı hazırlar.

-Allah' u Teala kullarına namazı bir ikram olarak sunmuştur. Kul, sadece farz olan vakit namazı ile değil sünnet namazları ile de Yaradan'ına her an dönebilir. Şükür namazı ile minnetini ifade edebilir. Bir niyet ve arzusu için yine Rabbi'nin kapısını namaz ile tıklatabilir.

RAMAZAN BOYUNCA KILINAN TERAVİH NAMAZININ SAĞLIĞA FAYDASI

Sözlükteki anlamı rahatlatmak, dinlendirmek olan tervîha kelimesinin çoğulu olan teravih, dinî bir terimdir. Müslümanların Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında eda ettiği nafile bir namazdır.

Uzmanlara göre, Ramazan boyunca yatsı namazı ve ardından kılınan teravih namazı, nabız ve tansiyonu düzenliyor, uyku düzensizliğini de ortadan kaldırıyor.

Uyku düzensizliği için, uykudan önceki 2 saat egzersizin önerildiği biliniyor. Aynı şekilde Ramazan boyunca kılınan teravih namazı bu egzersizin yerine geçiyor. Ramazanda kazanılan bu hareket düzeni yatsı namazı şeklinde her gece devam edecek olursa uyku düzensizliği ve besinlerin sindirimi için müthiş bir kolaylık sağlıyor. 

TERAVİH NAMAZININ FAZİLETLERİ

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim Ramazan’ın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân  37 ; Müslim, Müsâfirîn , ) 

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurur: “Allâh Teâlâ Ramazan’da orucu farz kıldı, ben de (terâvîh) namazını sünnet kıldım.” (İbn-i Mâce, Salât, ) 

Hadis-i şerifte buyurulduğu üzere:  ''İster kadın olsun, ister erkek; Ramazan ayının gecelerinden birinde kıldığı namazın (teravihin) her secdesi için bin yedi yüz sevap yazılır. Onun için cennette bir saray yapılır ki; kırmızı yakuttandır, her kapının dahi kırmızı yakut işlemeli iki kanadı vardır…” (Gunyet'üt-Talibin)

Beyzanur Öseafoodplus.info - SEO Editör

Haber 7 - Beyzanur Özbostan

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir