aekb vakfı burs sonuçları / (PDF) ankaranın müseafoodplus.info | Jankat Doğan - seafoodplus.info

Aekb Vakfı Burs Sonuçları

aekb vakfı burs sonuçları

Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim (AEKB) Vakfı Burs Başvurusu Başladı!

Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim (AEKB) Vakfı Burs Başvurusu Başladı!

Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim (AEKB) Vakfı ülke genelindeki lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinden burs başvurusu almaktadır.



Başvuru formu doldurularak, Facebook’ta AEKB Gençlik adlı hesaba mesaj olarak atılacaktır. Facebook sayfasını beğenmeniz de başvuru değerlendirme aşamasında dikkate alınacaktır.

Başvurular 1 Eylül – 15 Eylül tarihleri arasında gerçekleşmektedir.

AEKB Gençlik Facebook Sayfası için tıklayınız.

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

👏

👎

😍









◁ GÜNÜN HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ ▷ Önemli not: Habere dosya, resim ve video ekleme özelliği geçici olarak devre dışı bırakılmıştır. Yorum ve düşüncelerinizin bizim için çok değerli olduğunu biliyor musunuz? Yorumlarınızla soru cevaplarımıza katkıda bulunabilirsiniz.
Sitemizde yer alan tüm hizmet ve içerikler eğitim ve öğretim amaçlı olarak öğrencilerin kullanımına sunulmaktadır.

▼ SIRADAKİ HABER ▼

ankaranın müseafoodplus.info

Küresel kapitalist hegemonyanın her geçen gün açık şiddetini ve her türlü demokratik potansiyeli bastırdığı günümüz İmparatorluk koşullarında, sosyal bilim yapmanın da bu tahakkümün bir parçası olup olmadığından emin olmalıyız. Bu çerçevede bazı sorular sorulabilir? Sosyal bilim pratiği küresel kapitalist iktidar ilişkileri içerisinde nerede konumlanmaktadır? Nasıl bir sosyal bilim pratiği küresel kapitalizme karşı bir şekilde gerçekleştirilebilir? Yaptığımız veya yapmakta olduğumuz sosyal bilimsel aktiviteler, temel olarak hangi amaca hizmet ediyor? Küresel kapitalist hegemonya ile sosyal bilim pratiği arasındaki eklemlenme nasıl oluşuyor? Küreselleşme koşulları altında sosyal bilim yapmanın özellikle de Üçüncü Dünya ülkesi koşullarında siyasal anlamı nedir? Kuzey'deki sosyolojinin niteliği ve temel sorunsalları ile Güney'deki sosyolojinin sorunsalları niteliksel olarak birbirinden farklı olmak zorunda mıdır? Yoksa bunun aksine egemen kapitalist hegemonyaya bağlı olarak dünyanın birçok coğrafyasında aynı bilimsel paradigmaların egemen olduğu ve uygulandığı bir sosyal bilime doğru mu gidiyoruz? Eğer durum böyleyse, " yerel " olguların kavranmasında metropolitan, Kuzey kökenli daha çok da Amerikan ve Avrupa merkezli sosyal kuramların yerel olguların açıklanmasında doğrudan kullanılmasının " kültürel emperyalizm " ve " tektipleştirme " bağlamında anlamı nedir? Bu sorular çerçevesinde bu makalede ele alınmaya çalışılan temel sorunsal, Negri ve Hardt'ın çalışmalarında geliştirilen küresel kapitalist hegemonyayı tarif etmek için kullanılan mparatorluk koşulları altında sosyal bilim yapmanın mparatorluğun dışarısına çıkmayı ne kadar mümkün kıldığını belirlemektir. Alatas'ın belirttiği üzere " tutsak akıl " sendromundan kurtulmak için biz Üçüncü Dünya sosyal bilimcileri olarak ne yapmamız gerekir? Ürettiğimiz kavramların, algılama biçimlerinin Batı dünyası ile uyumlu olması gerekir mi? Bu anlamıyla Raewyn Connell'ın Güney teorisi içerisinde gördüğü yaklaşımlar, her ne kadar doğrudan sosyolog kökenli yazarlar tarafından geliştirilmese de, Batılı hegemonyaya karşı bir karşı-hegemonik süreç başlatmakta ve alternatif bir söyleme dayanmaktadırlar. Bu yönde Burawoy bir Güney sosyolojisinin olup olmadığını ve eğer varsa Güney sosyolojisinin temel göstergelerinin neler olduğunu sormaktadır. Güney sosyolojisi Batılı hegemonyayı ve akademik bağımlılık ilişkilerini ters yüz etmektedir. Akademik bağımlılık ilişkileri temel olarak azgelişmiş toplumlardaki bilimsel işleyişin, gelişmiş toplumlardaki bilimsel işleyişe bağımlı olduğu anlamına gelmektedir. Buna göre azgelişmiş ülkelerdeki sosyal bilimciler, gelişmiş ülkelerdeki bilimsel prensipleri, araştırma metodlarının ve kavramlarının pasif alıcısı konumundadır (Alatas, ). Üçüncü Dünyadaki sosyal bilimciler, araştırmaların parasal açıdan desteklenmesi, makalelerinin ve kitaplarının yayınlanması ve yeteneklerinin gelişmesi anlamında Batılı bilimsel kuruma, bu sosyal bilim iktidarına bağımlı haldedir. Bu anlamda Alatas'ın tutsak akıl kavramı bu bilimsel iktidarın görevli memurlarının içinde bulundukları koşulu tanımlamak için devreye sokulmaktadır. Alatas bu zihinsel durumu radikal bir şekilde eleştirmekte ve yaratıcı ve eleştirel bir tahayyül yeteneğine sahip olan bilimsel pratiği inşa etmek gerektiğini ifade etmektedir. Çünkü Alatas'a göre tutsak akıl temelde yaratıcı değildir ve Batılı düşünce sistemine bağımlıdır. Tutsak akıl temelde bir zihinsel durumu ifade eder ya da daha doğrusu Üçüncü Dünya aydınının içerisinde bulunduğu zihniyet dünyası hakkında bizlere bir fikir verir. Tutsak akıl mevcut toplumunun sorunlarını çözebilecek analitik bir düşünme kapasitesine sahip değildir ya da böyle bir amacı söz konusu değildir. Kendi toplumunun özgün değerlerinden, tarihsel birikiminden tamamıyla uzaklaşmış hatta yabancılaşmış durumdadır. Tutsak akıl kavramı ile Batıdan-zehirlenmiş insan (Westoxicated man) kavramı arasında bu anlamda yakın bir anlam yoğunluğu mevcuttur.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir