aspirin çiğnenir mi / Kalp krizinde aspirin ve öksürük hayat kurtarıyor

Aspirin Çiğnenir Mi

aspirin çiğnenir mi

aspirin çiğnemek

  • (bkz: kalp krizi sirasinda yapilmasi gerekenler)

  • (bkz: bebek aspirini)
    (bkz: cocuk aspirini)

  • yavaş yavaş aspirinden küçük parçalar dişlerlele koparılarak agızda çignenir. küçükken muhteşem tadı dolayısıyla bolca yaptıgım hede hödö. ufak ufak ısırılır ki hemencecik bitmesin. agızda bıraktıgı eksimsi tadı bu yaşıma gelip başka bişeyde bulamamişimdir. ama fazla çignemenin zaralı oldugunu 15 li yaşlarda geçirdigin migde kanaması ile acı da olsa anlamışımdır. aspirinin su ile içilmesi gerektigi yoksa migdeye yapısıp kanamaya neden oldugu gerekçesi olmasa hayla günde bir kutu bile çignemek istedigim dünyanın en tatlı bonibonudur aspirin.

  • sonuç: tatlı/ekşi.

  • sadece kalp krizi esnasında yapılmalıdır. aksi durumda farklı zararlarla beraber net şekilde diş erozyonu sebebidir.

  • damarlarımın tıkandığını hissettiğimde başvurduğum çözüm yolu. hepsini açıyor bu meret. bir kaç ay idare ediyor. sonra yine tıkanıyor ve bir aspirin daha.

  • Aspirin nedir, neye iyi gelir? Kullanımı, faydaları ve zararları

    Aspirin, dünyanın en popüler ve yaygın kullanılan ilaçlarından biridir. Hafif ve orta şiddette ki ağrıların tedavisinde kullanılır. Ateş düşürücü ve kan sulandırıcı olan Aspirin, ayrıca anti-enflamatuar özelliğe olduğu için romatoid artrit gibi eklem iltihaplanmalarının tedavisinde de kullanılır. Aspirinin düşük dozda kullanımı, kanın pıhtılaşmasını önler. Bu nedenle felç ya da kalp krizinin tekrarının önlenmesi için kullanılır. Ancak dikkatli kullanılması gereken bir ilaçtır. Mide rahatsızlığı olanlar ya da kanama riski olan hastalar aspirin kullanmamalıdırlar. Pek çok ilaçla etkileşime girebildiği için kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerekir.

    Aspirin nedir?

    Aspirinin etken maddesi asetilsalisilik asit’tir ve steroid olmayan ağrı kesiciler grubunda olan bir ilaçtır. Ağrı kesici, ateş düşürücü ve kan sulandırıcı özellikleri vardır. Aspirinin ham maddesi olan salisilik asit ve türevleri söğüt gibi bazı bitkilerin yaprak ve kabuklarında bulunur. Salisilik asit antiseptiktir ve bazı gıdalara koruyucu olarakta katılır.

    Aspirin tarihçesi; ne zaman keşfedildi?

    Bayer ilaç firması mide rahatsızlığına neden olmayan bir salisilik asit türevi yapması için 1895 yılında kimyacı F. Hoffman ve A. Eichengrün’ü görevlendirmiştir. Kimyager Hoffman, 1897’de asetilsalisilik asit adlı, salisilik asit türevini sentezlemiştir.

    Ağrı kesici ilaçlar nasıl kullanılmalıdır? Türleri ve yan etkileri

    Aspirinin hastalıkları önlemedeki rolü 50 yıl boyunca anlaşılamamıştır. 1950’de Amerikalı pratisyen Dr. Craven, 6 yıl boyunca günlük aspirin alan 8000 erkek hastanın hiçbirinin kalp krizi geçirmediğini fark ederek hastalarına kalp kriziriskini azaltmak için günlük aspirin önermiştir (ancak FDA aspirinin bu amaçlı kullanımını 1988’e kadar onaylamamıştır). 1970’te Sir John Vane ve ark. Ağrı kesici etkisini göstererek Nobel ödülü almışlardır.(1)

    Aspirinin içeriği

    Aspirin asetilsalisilik asit etken maddesini içerir. Kullanımda olan ticari formlarda asetilsalisilik asit etken maddesinin yanı sıra etken maddenin ilaç formuna gelmesini sağlamak için yardımcı maddeler de bulunur.

    Aspirinin formları

    Ülkemizde aspirinin tablet, saşe, tablet, enterik kaplı tablet ve kapsül formları mevcuttur. Bu formların farklı dozaj şekilleri bulunmaktadır. Hastalığınızın durumuna göre en uygun dozaj ve formu hekiminiz reçete edecektir.

    Aspirin ne işe yarar?

    Aspirin yüksek dozlarda (300 mg ve üzeri) ağrı kesici, ateş düşürücü ve antienflamatuar (yangı giderici) özellik gösterir. Kısa süreli olarak baş ve diş ağrısı gibi genel ağrı tedavisinde, ateş düşürmede ve yangı giderici olarak kullanılır. Uzun süreli düşük dozlarda (75 mg) kan sulandırmak için kullanılır. Bu özelliği sayesinde kan pıhtılaşmasının bir risk olduğu kalp krizi, anjina, felç, iskemik atak, periferik arter hastalığı, koroner arter by-pass ameliyatı, kalp ve damarlarla ilgili diğer operasyonlar sonrasında kullanılır.

    Kalp krizi belirtileri nelerdir? Kriz anında acil müdahale yöntemleri

    Koroner damar hastalığı bulunan ve aspirin kullanmasına mani bir durumu olmayan tüm hastalar için aspirin yararlıdır. Günde 75-100 mg doz bu amaç için yeterlidir; daha yüksek dozlarda kanama riski artmaktadır. Bilinen kalp hastalığı olmayanlarda aspirin kullanma kararını hekimleri vermelidir. (2)

    Aspirin nasıl kullanılmalı?

    • Aspirin kan sulandırıcı özelliği nedeniyle mutlaka doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır. Reçete edilenden daha fazla ya da daha az dozda kullanılmamalıdır.
    • Aspirin kullanımı sırasında mideniz rahatsız olursa gıda ile almanız tavsiye edilir.
    • Aspirin tabletleri ezilmemeli, çiğnenmemeli, kırılmamalıdır.
    • Bazı aspirin formları özellikle bağırsakta çözünmesi için özel bir formda üretilmiştir. Bu nedenle tablete herhangi zarar vermeden sadece su ile yutmanız gerekmektedir.
    • Yakın zamanda herhangi bir ameliyata girecekseniz aspirin kullandığınız konusunda mutlaka doktorunuzu bilgilendirmeniz gerekir. Doktorunuz hastalığınızın ve operasyonunuzun durumuna göre aspirin tedavinize bir süre ara verebilir.
    • İlacınızı oda sıcaklığında nemden uzak bir şekilde saklamanız tavsiye edilir.

    Aspirin dozları

    Aspirin yemekle alınmalıdır. Kullanım miktarına göre doz ayarı günde 50 mg ila 6000 mg arasında değişkenlik gösterebilir. Önerilen kullanım dozları genelde şöyledir:

    • Hafif ve orta derecede ağrı: Normal dozlar her 4 saatte bir 350mg ya da 650 mg veya 6 saatte bir 500 mg
    • Romatoid artrit: Her 4-6 saatte bir 500 mg / 4 saatte bir 650 mg / 4-6 saatte bir 1000 mg / Günde iki kez 1950 mg.
    • Kalp krizini önlemek için: Günlük 75, 81, 162 veya 325 mg
    • Başka bir felç riskini önlemek için: Günde 75 ila 100 mg

    160 ila 325 mg non-enterik kaplı aspirin, kalp krizi semptomları yaşandığında hemen çiğnenmelidir. (3)

    Koroner arter hastalığı nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavisi

    Aspirinin faydaları nelerdir?

    Aspirin ve ağrı tedavisi

    Aspirin ağrı kesici ve yangı giderici özellik gösterir. Vücudumuzda yangıya (enflamasyon) neden olan prostaglandinler adı verilen çeşitli moleküller bulunur. Ağrı oluşumunda ve yangı oluşumunda görev alan bu moleküllerin üretilmesi aspirin tarafından engellenir. Bu etki aspirin dozu 300 mg’ın üzerinde olduğu zaman ortaya çıkar.

    Aspirin ve kalp hastalıkları

    Aspirin’in kalp krizi üzerine olumlu etkisi ilk defa 1974 yılında gösterilmiştir. Geçen 40 yıl içinde yapılan klinik çalışmalar, kalp – damar hastalığı olan, kalp krizi geçirmiş, balon- stent tedavisi yapılmış veya koroner bypass operasyonu geçirmiş erkek ve kadınlarda, aspirinin yararlı olduğu kanıtlanmıştır. Günümüzde, kalp damar veya beyin damar hastalığı geçirmiş hastaların, herhangi bir engelleyici durumu yoksa, düşük doz aspirini ömür boyu kullanması tavsiye edilir. Aspirin mide kanaması riskini arttırabilir. Bu nedenle kalp damar hastalığı riski düşük olan kişilere genellikle aspirin önerilmez. (4)

    Aspirin ve kanser

    Son yıllarda yapılan pek çok bilimsel çalışmanın sonuçlarına göre, bazı durumlarda düzenli Aspirinin kullanımı, kanseri önleyici etkilere sahip. Yine aspirinin pek çok kanser dürünün gelişmesini yavaşlattığı yada kanser hastalarının tedavisine eklendiğinde başarıyı arttırdığına dair de bilimsel çalışmalar giderek artmaktadır. Ancak doktor kontrolü ve tavsiyesi dışında düzenli ve yaygın aspirin kullanımı tehlikeli sonuçlar yaratabilir. (5)

    Aspirin maskesi ve cilde faydaları

    Aspirinin cilt üzerine uygulanması için çeşitli maske tarifleri son dönemde oldukça yaygınlaşmış durumda. Özellikle akne tedavisi için önerilen aspirinin cilt üzerine uygulanmasının bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

    Aspirin mide-bağırsak kanseri tedavisi görenlerin yaşam süresini iki kat arttırıyor

    Bunun yanı sıra ciltte kızarıklık ve tahrişe neden olabilir. Akne tedavisinde kullanılan etken madde aspirinin etken maddesi olan salisilik asittir ve belirli bir dozda hekim reçetesi ve eczacınızın hazırlayacağı majistiral ilaçla uygulanması gerekmektedir.

    Aspirin hangi hastalıklara iyi gelir?

    Aspirin, hafif-orta şiddetteki ağrıları, migren ağrısını ve ateşi tedavi etmek için en sık kullanılan ilaçlardan biridir. Yaygın kullanım alanları arasında:

    Hafif ve orta derecede ağrı için, sadece aspirin yeterlidir. Orta ve şiddetli ağrı için, genellikle diğer opioid analjezik ve NSAID’lerle birlikte kullanılır.

    Aspirin yüksek dozlarda, şu hastalıkların tedavisinde kullanılır:

    • Romatizmal ateş
    • Romatizmal artrit
    • Diğer eklem iltihaplanmaları
    • Kalp zarı iltihabı

    Günde 75-81 miligram (mg) dozunda düşük doz aspirin, kan pıhtılarının oluşmasını önlemek için bir antiplatelet ilaç olarak kullanılabilir.

    Migren nedir? Neden olur? Migrenin belirtileri ve tedavisi

    Düşük dozlarda kullanıldığı hastalıklar:

    • Kan pıhtılarının oluşmasını önlemek ve geçici iskemik atak (TIA) ve kararsız angina riskini azaltmak
    • Pıhtı oluşumunu önleyerek kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda miyokard enfarktüsünü önlemek
    • Felçten korunmak. Ancak felç tedavisinde kullanılmaz.
    • Kolorektal kanseriönlemek

    Aspirinin kan pıhtılaşmasını engelleyici özelliğinin keşfinden sonra ağrı kesici etkisi geri planda kalmıştır. Günümüzde daha çok kalp hastalıklarında kan pıhtılaşmasını engellemek için kullanılmaktadır.

    Kimler aspirin kullanmamalı?

    Aspirin kan sulandırıcı özelliği nedeni ile kanamaya meyil oluşturacak durumlarda oldukça risklidir. Aspirin’in en önemli yan etkisi kanamadır. Kanamaların çoğu mide-barsak kanamaları olup bazı kanamalar hayatı tehdit edecek kadar ciddi olabilir. Aspirin’e bağlı kanama riski en yüksek olanlar:

    • Daha önce ülser veya kanama geçirenler,
    • Hemofili gibi herhangi bir kanama bozukluğu olan hastalar
    • Yaşı 60’tan büyük olanlar
    • Yüksek doz ilaç alanlar,
    • Kortizon veya ek kan sulandırıcı ilaç alan hastalardır.

    UYARI: Aspirinin bağırsakta çözünmesi ya da düşük dozda alınması kanama riskini azaltmaz. Eğer kanama riskiniz yüksekse ve yine de aspirin kullanmak zorundaysanız, aspirinle birlikte mide koruyucu ilaç da kullanmalısınız.

    Düzenli Aspirin kullanmak özellikle yaşlılarda kanama ve ölüm riskini artırıyor

    Ayrıca aspirinin kullanımı bazı hastalıklar durumunda son derece sakıncalı olabilir. Bu hastalıklara örnek verecek olursak:

    • Bronşiyal astım, saman nezlesi, nazal polipler veya kronik solunum yolları hastalıkları
    • Şiddetli karaciğer yetmezliği, karaciğer fonksiyonlarında bozukluk, şiddetli böbrek yetmezliği, kontrol altında olmayan şiddetli kalp yetmezliği, şiddetli hipertansiyon ve taşikardinin eşlik ettiği hastalıklar
    • Koroner arter hastalığı, tiroid fonksiyon bozukluğu
    • Diyabet
    • Ateşli çocuk hastalıkları (Özellikle viral hastalıkların neden olduğu ateşli hastalıklarda ateş düşürme amaçlı aspirin kullanımı Reye Sendromu adı verilen ölümcül çok ciddi bir beyin ve karaciğer hastalığına neden olur. )
    • Ağrı kesicilere, asetilsalisilik aside, diğer salisilatlara veya ilacın herhangi bir bileşenine karşı alerjisi olanlar

    Aspirin kullanılmaması gereken durumlar

    • Kan sulandırıcı etkisine bağlı olarak, asetilsalisilik asit, cerrahi operasyonlar sırasında (diş çekimi gibi küçük cerrahi girişimler de dahil) ve operasyondan sonra, kanama eğiliminde artışa yol açabilir.
    • Aspirin düşük dozlarda ürik asit atılımını azaltır. Bu durum düşük ürik asit atılımına eğilimi olan kişilerde, gut hastalığını tetikleyebilir.
    • Alışkanlık haline gelmiş ağrı kesici kullanımı (özellikle değişik ağrı kesici ilaçların kombinasyonları) böbreklerde kalıcı harabiyete neden olabilir (analjezik nefropatisi).

    Hamilelikte aspirin

    Aspirin hamilelik kategorisi 1.ve 2. 3 aylık dönem için C, 3. 3 aylık dönem içinse D’dir. Hekiminiz gerekli görüyorsa bazı plasental yetmezlik durumlarında aspirin kullandırılmakla birlikte genel olarak kullanımı risklidir. Emzirme döneminde ise aspirinin kullanılmaması gerekir.

    Antidepresan nedir? Ne işe yarar? Yan etkileri ve depresyon tedavisi

    Aspirin hangi ilaçlar ile kullanılmamalı?

    • Kan sulandırıcı diğer ilaçlar
    • Kortikosteroid ilaçlar
    • Digoksin
    • Diyabet ilaçları
    • Diğer ağrı kesiciler
    • Metotreksat
    • MAO inhibitörleri
    • Valproik asit

    Yukarıda bulunan etken maddeler aspirin ile ciddi etkileşimi olanlardır. Bu ilaçlarla aspirinin birlikte kullanımı ilaçların etkisini azaltabilir veya arttırabilir. Bu nedenle aspirin kullanmadan önce mutlaka hekiminiz ve eczacınıza danışınız.

    Eğer, sitolapram, essitolapram, fluoksetin, fluvoksamin, paroksetin, sertralin, trazodon veya vilazodon etken maddelerinden birini içeren bir antidepresan kullanıyorsanız aspirin kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Bu ilaçların yanı sıra farklı bir ağrı kesici kullanmak da kanama eğilimini arttırabilir. Aspirin ve ağrı kesici kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın.

    Aspirin ne yoğunlukta ve süre ile kullanılabilir?

    Aspirin doz miktarına göre farklı etkiler gösteren bir ilaçtır. Yüksek dozlarda ağrı kesici, düşük dozlarda kan sulandırıcı özellik gösterir. Ağrı kesici olarak daha kısa sürelerde kullanılırken, kan sulandırıcı amaçla çok daha uzun sürelerde kullanılabilir. Aspirin ağrı kesici etkisi nedeniyle kullanılıyorsa dört günden uzun süre kullanılmamalıdır.
    En uygun kullanım süresi ve dozuna hekiminiz karar verecektir.

    Aspirinin zararları ve yan etkileri

    Her ilaçta olduğu gibi aspirinin de doza bağlı olarak faydalarının yanı sıra zararları ve yan etkileri mevcuttur. Bilinen yan etkilerin haricinde farklı bir durumla karşılaşırsanız mutlaka hekiminize ve eczacınıza danışınız.

    Folik asit nedir? Folat vitaminin faydaları ve gebelikte kullanımı

    Aspirin yan etkileri

    Aspirin kullandıktan sonra yüzünüzde, dilinizde, dudak veya boğazınızda şişme gibi alerji belirtileri gözlerseniz hemen acil servise başvurun. (6) Aşağıdaki durumlardan birini gözlemlerseniz ilacı kullanmayı bırakıp, doktorunuzu arayın.

    • Kulaklarda çınlanma, konfüzyon, halüsinasyon, hızlı nefes alıp verme, konvülsiyon
    • Ciddi düzeyde mide bulantısı, kusma ve mide ağrısı
    • Kanlı dışkı, kanlı öksürük ya da kusma
    • 3 günden fazla süren ateş
    • Ödem veya 10 günden fazla süren ağrı (7)

    Bunların dışında aspirinin bilinen yan etkileri aşağıdaki gibidir;

    • Çeşitli cilt reaksiyonları
    • Mide ekşimesinden dolayı duyulan göğüste yanma hissi, bulantı, kusma, karın ağrısı
    • Burun, dişeti kanamaları
    • Baş ağrısı, baş dönmesi
    • Kulak çınlaması

    Aspirin reçetesi

    Aspirin (asetilsalisilik asit) 100 mg tablet ile ilgili daha kapsamlı bilgiye ulaşmak için Reçetesine ve prospektüsüne şulinke tıklayarak ulaşabilirsiniz: >>>

    Aspirin fiyatı

    Aspirin (asetilsalisilik asit) 100 mg tableti satış fiyatı, Subat 2022 tarihi itibariyle 15 TL civarındadır. Bknz:>>> Aspirin

    Koruyucu Aspirin kullanalım mı

    LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

    Aspirin sahip olduğumuz en güvenli ilaçlardan biri. Yaklaşık 300 yıldan bu yana kullanıyoruz.

    Daha çok ağrı kesici olarak kullanılan bu mucize molekülün son yıllarda damarlar için de iyi olduğu, pıhtılaşmaya yol açan süreçleri engellediği anlaşıldı.

    Düzenli olarak Aspirin kullanarak kanı inceltmek (yani pıhtılaşmasını biraz daha zor hale getirmek), damar riski yüksek ya da geçmişinde damar sorunları (örneğin kalp krizi) olan biri için faydalı olabilir. Aspirin bu kişilerde birçok mekanizmayla pıhtılaşma olasılığını azaltarak damar yaşlanmasını geciktirir, ani pıhtı oluşumlarını ve buna bağlı damar tıkanmalarını engeller.

    Orta yaş ve sonrasında düzenli olarak koruyucu Aspirin kullanmanın yararlı olup olmadığı yönündeki tartışmalar bir türlü bitmiyor! Yeni yapılan bir araştırmanın sonuçları dikkate alınarak bakıyorsunuz bu yıl "40’ından sonra her gün 80-100 mg Aspirin kullanmakta fayda var" diyenler, ertesi yıl bunun tam tersini söyleyebiliyor. Anlaşılıyor ki, hangisi doğru, hangisi yanlış hálá belli değil. Bana göre hiçbir zaman da belli olmayacak! Bunun nedeni tıbbın son zamanlarda sık sık yaptığı ciddi bir yanlışı Aspirin konusunda da yapmasıdır.

    İNSANLAR OTOMOBİL DEĞİLDİR!

    Modern tıbbın önemli zaaflarından biri ilaç üreticilerinin etkisinde fazlaca kalması ise diğeri de insanları aynı üretim tezgáhından çıkmış tek model tek tip mekanik araçlar sanmasıdır. Aspirin konusunda da aynı hataların yapıldığını düşünüyorum. Kırk yaşını geçmiş hatta 50’sine 60’ına merdiven dayamış "taş gibi birinin" koruyucu Aspirin kullanması gerekmiyor. Hatta eğer bu kişilerde ülser, gastrit gibi sorunlar varsa Aspirin zararlı bile olabiliyor.

    Diğer taraftan kolesterolü çok yüksek bir diyabet hastası orta yaşlının (özellikle ailesinde erken yaşlarda kalp krizi geçirme sıklığı yüksekse) koruyucu Aspirin kullanması faydalı olabiliyor. Yani koruyucu Aspirin kullanımının her kişi için ayrı ayrı ve dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor.

    NE ZAMAN BAŞLAMALI?

    Koruyucu olarak Aspirin almaya başlama kararını doktorlara bırakmak gerekiyor. Çünkü kimin bu koruyucu tedaviden yarar veya zarar göreceğine doktoru karar verebiliyor. Aspirin’e başlamanın zamanı çok önemli. Genel olarak erkeklerde 40, kadınlarda 50 yaştan sonra Aspirin’e başlamak damar yaşlanmasını biraz yavaşlatabiliyor. "Aspirin’e ne zaman başlanmalı?" sorusuna cevap ararken kişisel sağlık hikáyesi ve ailenin sağlık öyküsü yani genetik mirası da dikkate almak gerekiyor.

    Bana göre aile mirasında ileri yaşlara kadar kalp damar hastalığı, felç, kanser gibi sorunlar yoksa erkekseniz 50-55, kadınsanız 60 yaşına kadar koruyucu Aspirin kullanmanıza gerek yok. Diğer taraftan eğer ailenizde erken yaşlarda kalp damar hastalığına yakalananlar sayıca fazlaysa, 50-55 yaş altında kalp krizi ve/veya felç geçirenler fazlaysa, kalın bağırsak, meme, prostat kanserlerinin görülme sıklığı yüksekse 40’lı yaşlardan sonra koruyucu Aspirin kullanmayı doktorunuzla görüşmeniz yararlı olabilir.

    NASIL KULLANMALI

    Aspirin’i düzenli kullanmaya başladıysanız mutlaka yemeklerden sonra ve bol suyla içmeye özen gösterin. Özellikle egzersizden hemen önce Aspirin almayın ya da alıyorsanız birlikte bol su içmeyi unutmayın. Aspirin’le beraber ibuprofen, naproksen gibi iltihaplanma önleyici bir ağrı kesici kullanıyorsanız bol su içme konusunda özellikle duyarlı davranın. Gribal enfeksiyonlar esnasında Aspirin’e bir süre ara vermeniz yararlı olabilir.

    Kanı sulandırıcı başka ilaçlar kullanıyorsanız Aspirin’e başlamadan önce doktorunuza bunları belirtin. Omega-3 ve Ginko Biloba gibi destekleri kullananların da Aspirin’e başlamadan önce doktorlarına bilgi vermelerinde yarar var. Böbrek yetmezliğiniz, astımınız varsa doktorunuza bunları da hatırlatın. Eğer düzenli Aspirin kullanıyorsanız ve yakın bir gelecekte ameliyat, biyopsi gibi herhangi bir cerrahi girişim söz konusu olacaksa Aspirin’e ara vermeniz gerektiğini unutmayın. Bu durumu doktorunuza hatırlatın. Kişisel sağlık öykünüzde mide kanaması, peptit ülser, gastrit gibi sorunlar varsa bu durumların da Aspirin’e başlamadan önce değerlendirilmesi gerektiği aklınızda olsun. Her gün kaç miligram Aspirin yutacağınız kararını da doktorunuza bırakın.

    Aspirin dáhil hiçbir ilacı doktorunuza danışmadan kullanmaya kalkmayın. Eski hekimlerin deyimiyle "İlaçlar iki ucu keskin bıçaklar gibidir. Dikkat edilmezse kaş yapayım derken göz çıkarılabilir!"

    Mendiller elden düşmüyor

    Aksırıyorsunuz, burnunuz akıyor, ürperiyorsunuz... Hafif ateşiniz de var. Nezleye yakalanmış olabilirsiniz. "Havalar soğudu, üşüttüm" diye düşünebilirsiniz. Ancak, nezlenin asıl nedeni soğuk hava ya da hava değişimi değil, ortalıkta cirit atan "rhinovirus" adlı virüsler. Elbette, vücut sıcaklığını 37 C’de sabit tutmaya çalışmak, artan burun akıntısı ile virüslerin işini kolaylaştırmak nezleye davetiye çıkartacaktır. Kalabalık ortamlar, okul, iş yeri gibi havalandırma problemi olabilen yerler bulaşma için idealdir.

    Ateşi düşürmek, kırıklığı ve eklem ağrılarını gidermek için "paracetamol" içeren ilaçlar kullanılabilir. Burun akıntısından çok tıkanıklığı önemlidir ve mutlaka giderilmelidir. Deniz suyu içeren spreyler kullanılabileceği gibi, evde bir su bardağı kaynamış ve ılıtılmış suya katılacak bir silme çay kaşığı sofra tuzu ile kolay yoldan "serum fizyolojik" de hazırlanabilir. Bol sıvı tüketmek, meyve ve sebzeye öncelik vermek, uyku düzenine dikkat etmek bağışıklığı güçlendirerek iyileşmeyi hızlandırır.

    Ölü doğum sebepleri

    Gebelik 40 haftadır; eğer bebek 20. haftadan sonra anne karnında ölürse ölü olarak doğurtulmak zorunda kalınır. Bebek saatler, bazen de haftalarca anne karnında ölü kaldıktan sonra fark edilir. Bütün doğumların yüzde 1’i civarında görülen bu durumun büyük bir çoğunluğunda sebep bulunamaz. Böyle bir durumla karşılaşıldığında tekrar ölü doğum yapma şansı ortalama yüzde 3’e çıkmaktadır. Eğer sebep annenin kronik bir hastalığı veya genetik bir bozukluk ise, şans artmaktadır.

    Sigara ve aşırı alkol ölü doğum riskini artırmakla birlikte, bulunabilen 3 ana sebep şunlardır:

    - Plasenta veya kordonla ilgili sorunlar.

    - Annede yüksek tansiyon, gebelik zehirlenmesi, kontrol altına alınmamış şeker hastalığı, lupus, kalp veya tiroit hastalığı, bazı viral ve bakteriyel enfeksiyonların bulunması.

    - Bebeğin yapısal kusurları. Yapılan otopsilerde bebeklerin dörtte birinde bir veya birkaç yapısal anormallik bulunmuştur.

    En yeni ilaç en iyi ilaç olmayabilir

    Çoğu hastanın hatta hekimin- yaptığı bir hatayı siz de yapmayın! Yeni üretilen her ilacı öncekilerden daha etkili ve daha zararsız sanarak mevcut ilacınızla değiştirmeye kalkmayın. Yeni ilaç daima daha iyi ilaç anlamına gelmeyebiliyor. Hatta bazen yeteri kadar denenmemiş, yaygın olarak kullanılmamış yeni bir ilaca başlamak riskli bile olabiliyor. Eski hekimlerin şöyle bir kanaati vardı: "Bir ilacı veya tıbbi yöntemi ilk ve son kullanan hekim ve hasta olmak doğru değildir!" Bu fikir geçerliliğini bugün de koruyor. Gördüğünüz her yeni tansiyon, şeker, kolesterol ilacını daha iyisi çıkmış diye düşünerek yıllardır güvenle kullandığınız ilaçlarla değiştirmeye kalmayın. Eğer böyle bir düşünceniz varsa bunu doktorunuzla paylaşmayı unutmayın.

    Mevsimsel diyetlerin yanlışı çok olur (2)

    1) Yararlı olduğu düşünülerek çok fazla miktarlarda keten tohumu, üzüm çekirdeği ekstresi benzeri maddeler tüketmek.

    2) Yağ yakıcı olduğunu sanarak limon suyu, kekik suyu, sirkeli su, maydanoz suyu içmek.

    3) Kalorisi azaltılmış besinleri (kepekli bisküvi, kek, çikolata) sıfır kalori olarak düşünerek hedeflenenden fazla kalori almak.

    4) Omega 3 kaynağı zeytinyağının sağlık yararlarından faydalanmak amacı ile aşırı miktarda tüketmek.

    5) Yoğurt ve süt gurubunu bilinçsizce diyetten çıkarmak.

    6) Diyet sırasında aşırı spor yapıp hedeflenen kiloya ulaşıldığında fiziksel aktiviteyi bırakmak.

    7) Kolesterol üzerindeki olumlu etkilerinden faydalanmak için çok fazla miktarda kabak çekirdeği, fındık ve ceviz tüketerek kalori alımını artırmak.

    8) Tatlandırıcılı gazlı içecek ve sodayı aşırı miktarda tüketmek.

    9) Her gün tartılmak.

    10) Tek çeşit besine dayalı diyet listeleri uygulamak.

    11) Kalorisinin daha az olduğu düşünülerek meyve tüketiminde aşırıya kaçmak.

    12) Kilo verme konusunda takıntılı olmak, takılma kilolarında diyeti bırakmak.

    Sofranızdaki ilaçlar

    Ben hipertansiyon hastasıyım. Zayıflamak için diyet yapıyorum. Tansiyonum yüksek olduğu için bu diyette ayrıca nelere dikkat etmem gerekir?

    - Tuz kullanımınızı azaltın. Günde 2-3 gr’ı geçmeyecek miktarda tuz tüketmeye gayret edin. - Yemeklerinize potasyumdan zengin, maydanoz, nane, kekik, dereotu, soğan, limon suyu gibi tat vericileri kullanın.

    - Kansere karşı da koruyucu potansiyel etki mekanizmasına sahip olan sarmısak sofranızda mutlaka yer alsın.

    - Bitkisel sıvı yağları tercih edin.

    - Yeşillikleri unutmayın! Tere, roka, yeşil soğan, maydanoz... - Peynirinizi tuzsuz alın. - Günde 3-5 porsiyon sebze, meyve tüketin. - Alkol kullanmayın, mutlaka alkol kullanılacaksa 1 kadeh içki ile sınırlandırın.- Yüksek oranda doymuş yağ içeren; tereyağı, margarin, kuyrukyağı ve içyağı kullanmayın.

    LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

    Yazarın Tüm Yazıları

    nest...

    oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır