osman pamukoğlu plevne marşı / Osman Pamukoglu Plevne Marşi mp4 3gp flv mp3 video indir

Osman Pamukoğlu Plevne Marşı

osman pamukoğlu plevne marşı

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok - Osman Pamukoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:Osman Pamukoğlu

Yayın Evi: İnkılap Kitabevi

İSBN:

Sayfa Sayısı:

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hakkâri ve Kuzey Irak Dağlarındaki Askerler

"Siz savaşla ilgilenmeyebilirsiniz, savaş sizinle ilgilenir. Savaş kazananıda yorar. Ölüm her şeyi eşit yapan doğal sonuçturç Ölümden korkmayan ölmez; ölüm kendine koşanları hiçbir zaman vurmaz. Ölüm korkusu, ölüm acısından daha şiddetlidir. Ölüm teşkilatının bir anlamı yoktur. Size yol gösterdim de diyebilirsiniz, ama askeri manada emir vermedim. Kahramanlara emir verilmez."- Osman Pamukoğlu-

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok Alıntıları - Sözleri

  • Kabul etmediğiniz sürece yenilmezsiniz. Bu yüzden kabul etmeyin.
  • Siz de boşuna beklemeyin, ben askerlere leş toplatmam.
  • Karanlık bir gökyüzü fırtınasız açılmaz.
  • Bir milletin şerefi cephedeki askerin sırtındadır.
  • Ölümün korkusu, ölüm acısından daha şiddetlidir.
  • Herkesin yağdığını gördüğü yağmur için, yağmur altında kalanların bize şemsiye lazım demesi mi gerekir?
  • Rütbe, mevki geçicidir, kalıcı olan şerefiniz olacaktır.
  • Dağ taş PKK'Iı terörist cesedi dolu.
  • Üç kişi bir sırrı ömür boyu saklayabiliyorsa, bilin ki, bunlardan ikisi ölü demektir.
  • Gün doğuyor, kimi mahzun gözler üstüne; Kimi uykusuz sabahı bekleyen
  • Arkasında düşmanı hisseden önündekiyle savaşamaz.
  • Meyvası çamura düşüyor diye ağaca kızılmaz.
  • Dünyada bir tane güzel çocuk vardı ve bütün anneler o çocuğa sahiptirler.
  • Ne kadar eğitim almış olursan ol, öğretilenlerin hiçbiri, seni o ana hazırlamış değildir.
  • Arkadaşlar, deniz varsa korsan da olacaktır.

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ulu Türk Osman Pamukoğlu Paşa!: Esenlikler! Kitabımızın adı “Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok”. Aslında kitabı okursanız adının manasını daha iyi anlarsınız. Yazarı Osman Pamukoğlu Paşa. Bu kitabı okuyunca kendisine saygı ve sevgim kat kat arttı. Benim okuduğum kitabın kapağında şehidimizin adı ve memleketleri var. Kitabın sonunda yani ekler kısmında daha detaylı olarak (doğum tarihleri, şehadet yerleri ve tarihleri vb. gibi birçok bilgi var) verilmiş. Daha sonra Hakkari Harekat Bölgesi Haritası ve bazı harekatların fotoğrafları var. İsterseniz genel ağdan yüzlerce video, fotoğraf bulabilirsiniz harekatlara dair. Okumanızı görsel olarak desteklerseniz anlatılanları daha iyi kavrıyorsunuz. Zaten kitabın pek bir zorluğu yok. Sade bir dille yazılmış. Bizzat Osman Pamukoğlu tarafından birinci kişi ağzıyla yazılmış. Ben kitabı kütüphaneden aldım lakin en yakın zamanda bu değerli kitabı satın alıp kitaplığıma ekleyeceğim. Zaten yazarın bütün kitaplarını da en kısa sürede satın alacağım. Aslında kitabı asıl okuma amacım proje ödevi için Osman Pamukoğlu’nu araştırmaktı. Hayat hikayesini yazmıştım ama ben biraz daha tanımak için kütüphaneye gittim ve Osman Pamukoğlu yazarına ait tüm kitaplara baktım fakat sadece bunu buldum. Haliyle bu kitabı aldım ve iyi ki almışım seafoodplus.infoın sayfasına yüreğimi bıraktım. Kendileri ve Tanrı hariç hiç bir şey bulunmayan o dağlarda savaşan askerlerimize derin bir saygı ve minnettarlık duydum. Aynı zamanda Osman Paşa’ya hayran oldum. yıllarında Hakkari Dağ ve Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı yapmıştır ve o dönemde PKK’nın omurgası kırılmıştır. Bu günü kitapta anlatmaktadır. Kitap diğer bölümler hariç ana olarak 3 bölümden oluşmaktadır. , ve dönemleri. Ve Paşa’mızın Hakkari Dağ ve Komando Tugayı’na atanması şöyle olur: 22 Haziran günü Kara Kuvvetleri Komutanlığına çağrılır. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhittin Füsunoğlu Paşa’yla konuşmaya başlar. Ve sonunda Osman Pamukoğlu’nu Hakkari’ye göndereceklerini söyler. Tabiki Osman Pamukoğlu görevi seve seve kabul eder. Kara Kuvvetleri Komutanı hem sevinir hem de rahatlar ve Osman Pamukoğlu Genelkurmay Başkanı’nın yanına gider. Genelkurmay Başkanı öfkelidir çünkü artan terör olaylarından dolayı hiç bir general doğuya gitmek istememiş, bu da Genelkurmay Başkanı’nı çok sinirlendirmişti.İşte Osman Paşamız farkını göstermiş ve bu durumda görevi şerefle üstlenerek Hakkari’ye gitmiştir. Ve gitmeden önce tümgeneralliğe terfi ettirilmiştir. Bir nevi kitapta anlatılan ana şeyler böyle başlıyor diyebiliriz. Ardından Paşa Tugay’a gelir ve karargahta brifing-karşılayacak bir kelime bulamadım- verilir. Paşa’nın dikkatini çeken bir çok şey vardır. Birini yazıyorum: "4. Hiç bir bilgi doğru ve güvenilir değildi. Halkın devlete güvenini kaybettiğini olaylar gösteriyordu. Halkın PKK'ya yardım ve destek sağlaması örgütün ideolojisine değil, baskın çıkan otoritesinden korkmasıydı." (sayfa) "Siz Dağ ve Komando Tugayının kışlasının tehdit ve tehlike altında olduğuna inanarak yaşarsanız, Hakkari'nin 60 ayrı yerindeki küçük birlikler, bölükler, karakollar ne yapsın?" (sayfa) İşte bu yazılanlardan dolayı karakollardaki askerlerimiz hep hazırlıksız yakalanıyorlardı. Ve sabitlerdi ama düşman istediği mevkiden saldırabilirdi. Daha bir çok nedenden dolayı karakollar güvenlik sağlamaktan ziyade bize şehit verdiriyordu. Durum Paşa geldiğinde böyleydi. Her gün saldırılar oluyor, karakollara taciz atışları yapılıyordu. Ve en acısıda bunların çoğunda şehit veriyorduk. Bir olay daha, Tugay Başkanı bir baskından çok çekindiği için gece boyu mevzileri kontrol etmesi üzerine Paşa şu cümleleri söyler: "Siz Dağ ve Komando Tugayının kışlasının tehdit ve tehlike altında olduğuna inanarak yaşarsanız, Hakkari'nin 60 ayrı yerindeki küçük birlikler, bölükler, karakollar ne yapsın?" (sayfa) İşte bu sözler bile Osman Paşa’nın yapacakları şeylerin bir önizlemesi gibidir. Paşa en çok sıkıntıda olan karakolları - İran ve Irak sınırındaki karakollar- 6 içinde dolaşır. Her gittiği karakola göre senaryolar üretir. Düşmann gibi düşünmeye çalışır. Düşmanını tanımadan onunla iyice savaşamayacağı için tanımaya çalışır. PKK gibi düşünmeye ve onun taktiklerini anlamaya çalışır. Analiz ettiği şeylerden biri de karakolların bölgeye hakim olan yere değil direkt olarak kaçakçılık yollarının üzerine inşa edildiğiydi. Ve bu yüzden binaların çoğu çukurlarda, göçük alanlarının dibindeydi. Bu da bölgeye hakim olmayı bırak, kendini savunmasız hale getiriyordu. Bir başka husus ise bu yapılanma. Nasıl oldu, birden mi ortaya çıktı? Tabii ki hayır, bir atasözü vardır ya, her çok azdan olur. İlk 60 kişi ile başlayan küçük bir yapılanma 10 yıl sonra kişiye çıkıyor. İşte böyle oldu. Kitapta Paşa şöyle izah eder durumu, PKK’nın ilk yıllarında kod Sinan isimli birinin yönetiminde 60 kadar militan faaliyet göstermiştir. Ve Hakkari’nin tamamında. Ardından bunu diğer eşkıyalara benzemediğini anlayan köylüler hem askeri hem de mülki makamlara bunu bildirmişlerdir. Aldıkları cevap: “Bizim bilgimiz var, siz köylerinize dönün.” Yani düşmanımızı hafife almışız. Umursamamışız. İşte örgütün filizlenme dönemleri o yıllar. Bir alıntı geçiyordu: “Tecavüzün büyüğü küçüğü olmaz.” diye. İşte bu küçük tecavüzler zamanlar katlanarak artmış ve örgüt Türkiye Cumhuriyeti’ne kabadayılık yapacak hale gelmiştir. Bölgeye Osman Paşa geldiğinde ise artık halk tamamen devletten kopmuştu. Bu da bir çok şeye sebep oluyordu. En basitinden kimse PKK’nın tam yerini bilmiyordu. Halk biliyordu fakat askere söyle(ye)miyordu., çünkü PKK bölgede otoritesini sağlamıştı. Eğer PKK’nın yerini söylerse öldürülecekti. Her şeyi buraya yazamam, ama okursanız daha çok şeyle karşılaşırsınız. İşte genel durum böyleydi. Haliyle buna birinin dur demesi gerekti. O kişi de Ulu Türk Osman Pamukoğlu’ydu. Kitapta her geçen olay gözümün önünde canlandı. Paşam ile dağda mahsur kaldım, 13 bot eskittim, karakolları dolaştım. Kitabın bir kurgusu yok fakat beni öyle içine çekti ki… nasıl anlatsam bilemiyorum. Evet, Paşa dur diyecekti, dedi de. Konuşmasından bir bölüm: “Kurt sürüsü taktiği ile tilki avı tekniği kullanarak taarruz edeceğiz. () “Arkasında düşmanı hisseden önündekiyle savaşamaz.”” (Safa 63) Bir tane daha: "Türklerin vatanlarına bağlılıkları her huylarının üstündedir” sözünün kanıtlanma zamanı geldi, arkadaşlar. (Sayfa 65) İşte bundan sonra harekatlar başlar, askerlere moral verilir. “Kim Türkiye Cumhuriyeti’ne kabadayılık yapar!” diyerekten dağlara çıkan komandolarımız o it sürülerini inlerinde tek tek gebertirler. Önce karakoldan çıkmayan askerler nasıl bunu yapıyor derseniz onu da izah edeyim, Başlarında komutanları var, en üst rütbelisi, aynı koşullar altında,bizzat askerle beraber çatışıyor. Haliyle askere moral oluyor. Marşlarla askere destek veriliyor; dağlarda, vadilerde: “Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız” sözleri yankılanıyor. Bunları yazarken bile damarlarımın hareketlendiğini hissediyorum. Bari yazıma devam ederken dinleyeyim:) TSK Armoni Mızıkası-Kara Harp Okulu Marşı"Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız" - YouTube Şehit ailelerine her şey anlatılıyor, evlatları için özel belgeler gönderiliyor. Artık askerlerimiz karakolda oturup düşmanı beklemiyorlar, gidip düşmanı buluyor ve yok ediyorlar. Durgunluk ve bezginlik ortadan kalkıyor. Tüm bunlar olunca askerimiz durar mı hiç? Savaşmak, kandaşlarının öcünü almak için can atıyorlar. İşte daha birçok neden var fakat bunlar yeterli. Artık PKK’nın bir militanın bile izinin bulunamaz olduğu vakitler geçmiş, bizzat ana kamplarına gidip onları gebertme vakti gelmişti. Farklı bir husus daha- bu hususlar çok oldu ama bilirsiniz, anlatılacak çok şey var- belki duymuşsunuzdur o sözü: “Ben askere leş toplatmam!” sözünü. Burada da askerin moral ve psikolojisinin önemini çok iyi bilen Osman Paşa sert bir şekilde muhabire böyle demiştir. Böyle olayları elimden geldiğince genel ağdan bulup incelemenin sonuna bağlantılarını koyacağıseafoodplus.infoında kitabı okuyalı epey zaman oldu fakat incelemeyi hemen yaz(a)madım. O yüzden bölük pörçük olabilir fakat bu incelemeyi yazmazsam içimde kalırdı. O yüzden sayfalarına tek tek bakıp olabildiğince iyi yazmaya çalışıyorum. Aslında belki bugün yazmayacaktım lakin kütüphaneye geri verme gününün bugün olduğunu anımsadım ve dizi izlemeyi bırakıp kaleme sarıldım:) Neyse devam… sayfada altını çizdiğim yeri gördüm, “Bu memleket için neler yapmadık; Kimimiz nutuk attık, Kimimiz öldük.” İşte askerlerimiz öldüler, uçmağa vardılar, biz ise anca nutuk atıyoruz. Asla hakları ödenmez… sayfalarda karşılaştığım bir kahraman, Zekeriya Gülyaman. (Soyadı belki kitapta yanlış yazılmış olabilir çünkü genel ağda araştırırken “Gözyuman” şeklinde yazılan soyadları da vardı) Üzümlü’de 12 Aralık gecesi ’da Kuzey Irak’a sızan iki komando timinde bulunana doğumlu , Mustafa oğlu, Şehit Jandarma Komando Onbaşı Zekeriya Gülyaman’ın ( tertip) şahsi eşyaları arasında bulunan, kendisinin yazdığı yürek sızlatan şiir: “KOMANDO OLMAK ONURUMDUR OLUR YA BİR ÇATIŞMADA ÖLÜRSEM ARKAMDAN YAS TUTMAYIN BIRAKIN TOPRAĞIMDA RAHAT UYUYAYIM BEDENİMDEN KOMANDOMU ÇIKARMAYIN ONLAR BENİM GURURUMDUR ÖLÜNCE KEFENİM OLACAK BAŞIMDAN MAVİ BEREMİ ÇIKARMAYIN O BENİM ŞANIM ŞEREFİM OLACAK AYAĞIMDAN BOTLARIMI ÇIKARMAYIN ONLAR NİCE YOLLAR AŞACAK ŞEHİT OLURSAM SIRAT KÖPRÜSÜNDEN GEÇECEK ELİMDEN TÜFEĞİMİ ALMAYIN O BENİM MEZARIMA SEMBOL OLACAK YARAMIN KANINI SİLMEYİN AHİRETTE HESABI SORULACAK GÖĞSÜMDEN KÖR KURŞUNU ÇIKARMAYIN O BENİM MADALYAM OLACAK Hemen bu şiirin ardından bir konuya değinmek istiyorum, PKK’nın kurucusu olan eli kanlı bir katili , Apo’yu özledim diyen birini “insanlık(!)” kisvesi adı altında sevdirmek nedir ha? Apo’yü özledim diyen birini bırakın sevmeyi saygı bile duymam. Eğer böyle birşey yaparsam PKK tarafından öldürülen askerlerin, öğretmenlerin, bebeklerin, insanların kemikleri sızlar. İsterse dünyanın en iyi sesine sahip olsun, hiç farketmez. Böyle bir şey asla ve katâ yapılamaz. Yapanların vicdanı rahat mıdır acaba?.. Şu alıntıyı da bırakayım: “Vatan sevgisinden beslenen fedakarlık duygusu dejenere insanlara gülünç gelir.” ( sayfa) sayfadan bir alıntı: “Ocak ayı içerisinde Aralık gibi, Hakkari topraklarında tek bir PKK hareketine rastlanmadı.” Gördüğünüz gibi askerimiz çelik yumruğunu indirmiş, her gün bir- veya birden fazla- olay olan, karakol baskını, taciz atışları, sivil insanları öldürme, mayınlama, pusu gibi şeylerle karşılaşılan Hakkari nasıl bu hale gelmişti? O komutan gibi komutan Osman Paşa ve şanlı Türk askeri sayesinde. Yavaş yavaş sonlara geliyoruz, şunu eklemeden geçmeyeyim: Hakkari’de bir anıt var, “İsimleriyle Güneşi Yükseltenler Anıtı”. Şehitlerimizin adları, İstiklal Marşı ve Komando Olmak Onurumdur şiirleri yazılı anıtın üstünde. Biraz daha ayrıntılı okumak isteyenlere o sayfanın resmini bırakayım: seafoodplus.info Bağlantıdan okuyabilirsiniz. Paşamızın görevi sonlanınca helikopterle ayrılmak üzereyken karargahtan hoparlörlerle Plevne Marşı çalınmış. Ve Osman Paşa çok duygulanmış. O cümleleri okurken ben bile duygulandım. Bir isteğim olacak, lütfen ergence düşüncelerine daha fazla ergence düşünme katmaktan başka bir işe yaramayan kitaplar -ergence düşünce derken ergenlik çağındakinlerle ilgili değil, yoksa zaten bende ergenlik çağındayım, anketler kısmına girerseniz dediğimi daha iyi anlarsınız.- yerine bu kitabı okuyunuz, okutturunuz. Kitap bitince aklıma şu dizeler geldi: “Buyursunlar Bizim için savaş düğündür; Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden ordular indir! Çarpışalım, en doğru söz süngülerindir! Kalem, fırça, mermer nedir? Birer oyuncak! Şaheserler süngülerle yazılır ancak!” Atsız/Davetiye Kitabın ekler bölümünde şu şiir vardı: Selâm olsun bizden güzel dünyaya Bahçelerde hâlâ güller açar mı? Selâm olsun sonsuz güneşe, aya Işıklar, gölgeler suda oynar mı? Hepsi güzeldi kar, tipi, fırtına Günlerin geçişi ardı ardına. Hasretiz bir kanat şakırtısına Mavi gökte kuşlar yine uçar mı? Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan, Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan, Dönmeyen gemiler olduk açıktan, Adımızı soran, arayan var mı? Ahmet Hamdi TANPINAR Ve ben yazımı sonlandırmadan önce bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları uçmağ, tinleri şad olsun. Onların korumak için uğraştığı bu yurda bir şeyler katabilmek için elimden geleni yapacağım. Yüreğimde minnet duygusu ile başımı yastığa koyuyorum. Burak/ 18 Şubat Kendi koyduğum ekler: Hakkari Harekat Bölgesi Haritası: seafoodplus.info Kapak Fotoğrafı: seafoodplus.info Ekteki bahsettiğim şehit örneği: seafoodplus.info Operasyon: seafoodplus.info Operasyon: seafoodplus.info (burada Paşam “Kim ulan Türkiye Cumhuriyeti’ne kabadayılık yapan!” der gibi bakıyor:) Operasyon: seafoodplus.info Operasyon: seafoodplus.info Operasyon: seafoodplus.info Operasyon: seafoodplus.info Operasyon: seafoodplus.info Operasyon: seafoodplus.info Operasyon: seafoodplus.info Operasyon: seafoodplus.info (beni en çok etkileyen resim, o askerlerin bakışları…) seafoodplus.info?v=GrA5Wn2m42g seafoodplus.info?v=Ui6hGuCYXJ8 seafoodplus.info?v=0NToFsvl7Vw seafoodplus.info?v=B_P-Hqzikwc seafoodplus.info?v=p31daxgmIHs seafoodplus.info?v=UdcShwOc5Pg seafoodplus.info?v=DzRosH_-v30 seafoodplus.info?v=syE2dsUsYQc seafoodplus.info?v=-lZqDLcWH7A seafoodplus.info?v=zTwkHUR8SZo Selahattin Demirtaş vs. OSMAN PAMUKOĞLU seafoodplus.info?v=aQroSElmhsQ seafoodplus.info?v=9rW4FJSK6NU seafoodplus.info?v=4vR4qoJTofU seafoodplus.info?v=ZLnXMA3BVYU seafoodplus.info?v=jjBL9ZBmb9c seafoodplus.info?v=wvODSFmwN60 seafoodplus.info?v=FtXkp2wzfTg seafoodplus.info?v=CRZbmX42WaQ seafoodplus.info?v=GSof1IkM-r8 Hakkari Dağ ve Komando Tugayı Belgeseli Gezelim Görelim TRT 1

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.