gelmek kelimesinin zıt anlamlısı / Gelmek Zıt Anlamlısı Nedir? Gelmenin Zıt Anlamı Olan Kelimeler

Gelmek Kelimesinin Zıt Anlamlısı

gelmek kelimesinin zıt anlamlısı

Galip Zıt Anlamlısı Nedir? Galip Kelimesinin Zıt Anlamlıları Nelerdir?

Galip sözcüğüyle eş anlamlı olan kelimeler şu şekilde sıralanabilir: 1- Üstün 2- Egemen 3- Hakim 4- Başarılı. Bu sözcükle zıt anlamlı olan 5 kelime bulunmaktadır. Bu kelimelerin ikisi öz Türkçe iken üçü Arapça kökenlidir.

Galip Zıt Anlamlısı Nedir?

1- Mağlup
2- Yenik
3- Münhezim
4- Kaybeden
5- Hakir

Galip Kelimesinin Zıt Anlamlıları Nelerdir?

1- MAĞLUP

Galip kelimesi gibi mağlup sözcüğü de galebe kelimesinden türetilmiştir. Bir spor müsabakasında ya da yarışmada rakibine yenilen kişilere ve takımlara mağlup denir.

Örnek Kelimeler:

1- Mağlubiyet 2- Mağlup Olmak

Örnek Cümleler:

1- Üst üste üçüncü kez mağlup olan futbol takımı, teknik direktörü ile yollarını ayırdı.

2- Takımımız 90 dakika boyunca çok iyi oynamasına rağmen sahadan mağlup ayrıldı.


2- YENİK

Yenmek fiilinden türetilen yenik kelimesi de galip sözcüğüyle zıt anlamlıdır.

Örnek Cümle:

''Sahadan yenik ayrılsak da gruptan çıkma şansımız devam ediyor.

3- MÜNHEZİM:

Dilimize Arapçadan geçmiş olan münhezim kelimesi, hezimet sözcüğünden türetilmiştir. Hezimet, ağır bir yenilgi almak anlamına gelirken, münhezim de bozguna uğramış ve mağlup olmuş demektir.

Örnek Cümle:

''Sevda beni terk ettikten sonra kendimi tam anlamıyla münhezim gibi hissediyorum.''

4- KAYBEDEN:

Kaybetmek fiilinden türetilen kaybeden sözcüğü de galip ile zıt anlamlıdır.

Örnek Cümleler:

1- Maçı 3-1 kaybeden takım, şampiyonluk yarışında ağır darbe aldı.
2- Sahanın kaybedeni henüz dördüncü dakikada kırmızı kart gören defans oyuncusu oldu.

5- HAKİR:

Hakir kelimesi de mecazen kaybeden ve mağlup anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

''Bu hayatta kimseyi hakir görme.''

Gelmek Kelimesinin Zıt-Karşıt Anlamlısı (TDK)

Gelmek Kelimesinin Zıt Anlamlısı nedir, Gitmek Kelimesinin Zıt Anlamlısı nedir,Gelmek Kelimesinin Karşıt Anlamlısı nedir, Gitmek Kelimesinin Karşıt Anlamlısı nedir,Gelmek nasıl yazılır tdk, Gelmek anlamı tdk, Gitmek nedir,Gitmek nasıl yazılır tdk, Gitmek anlamı tdk, Gitmek nedir,

Sizlere bu yazımızda –Gelmek– kelimesinin zıt-karşıt anlamlısı hakkında bilgi vereceğiz. 

Gelmek kelimesinin zıt (karşıt) anlamlısı Gitmek

Türk Dil Kurumu’na göre Gelmek kelimesinin anlamı:

1. -e, nesnesiz, -den Ulaşmak, varmak:
      “Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş” – Bekir Sıtkı Erdoğan

2. -e, nesnesiz, -den Getirmek:
      “Adamı Ödemiş’ten aldım geldim, her masrafını çektim.” – Necati Cumalı

3. -e, nesnesiz, -den Oturmaya, ziyarete gitmek:
      Dün akşam amcamlar bize geldi.

4. -e, nesnesiz, -den İsabet etmek:
      Attığı top gözüme geldi

5. -e, nesnesiz, -den Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek:
      Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir.

6. -e, nesnesiz, -den Ortaya çıkmak, doğmak.

7. -e, nesnesiz, -den Belli bir süre dolmak:
      “Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu.” – Necati Cumalı

8. -e, nesnesiz, -den Belli bir zamana ulaşmak.

9. -e, nesnesiz, -den Kadar olmak:
      Boyu ancak omzuna geliyor.

10. -e, nesnesiz, -den Çıkmak, yönelmek:
      Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez.

11. -e, nesnesiz, -den İzlemek, takip etmek:
      Çocuklar arkadan geliyordu.

12. -e, nesnesiz, -den Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak:
      Kahve Brezilya’dan geliyor.

13. -e, nesnesiz, -den Katılmak, eklenmek:
      Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir.

14. -e, nesnesiz, -den Türemek.

15. -e, nesnesiz, -den Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek:
      Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim.

16. -e, nesnesiz, -den Sonuç çıkmak:
      Bu davranışlardan ne gelir bilinmez.

17. -e, nesnesiz, -den Dayanmak, tahammül etmek:
      Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor.

18. -e, nesnesiz, -den Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak:
      “Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez.” – Memduh Şevket Esendal
      “Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin.” – Refik Halit Karay

19. -e Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek:
      Dediğime geldiniz mi?

20. -e, nesnesiz, -den Etkisini herhangi bir biçimde göstermek:
      Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi.

21. -e, nesnesiz, -den Kazanılmak, sağlanılmak:
      Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir.

22. -e, nesnesiz, -den Uymak:
      Bu ayakkabı sana küçük gelir.

23. -e, nesnesiz, -den Olmak, -e uğramak:
      Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi.

24. -e, nesnesiz, -den Akmak:
      Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor.

25. -e, nesnesiz, -den Düşmek, rast gelmek:
      Buraya ışık gelmiyor.

26. -e, nesnesiz, -den Görünmek, sanılmak:
      “Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi.” – Haldun Taner

27. -e Uygun düşmek:
      “Caddelerde oturmaya gelmez.” – Ömer Seyfettin

28. -e Başlamak, ortaya çıkmak.

29. -e, nesnesiz, -den Mal olmak:
      Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi.

30. -e, nesnesiz, -den Biriyle birlikte gitmek:
      Ben İstanbul’a gidiyorum, benimle gelir misiniz?

31. -e, nesnesiz, -den İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil:
      Uykusu gelmek.

32. yardımcı fiil Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur:
      Alışageldiğimiz bir anlamı vardı.

33. -e, nesnesiz, -den -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar:
      Görmezlikten gelmek. İşitmezlikten gelmek.

34. -e, nesnesiz, -den Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar:
      Yola gelmek. Meydana gelmek. Hatıra gelmek. Akla gelmek.

35. -e, nesnesiz, -den -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil:
      Baktıkça bakası gelmek. Yedikçe yiyesi gelmek.

36. -e, nesnesiz, -den Herhangi bir sırada bulunmak:
      Başta gelmek. Önde gelmek. Birinci gelmek.

Türk Dil Kurumu’na göre Gitmek kelimesinin anlamı:

1. -e Bir yere doğru yönelmek.

2. -den Bir yerden veya bir işten ayrılmak.

3. -e Çıkmak, ulaşmak:
      Bu yol nereye gider?

4. -e Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak:
      Her gün çalışmaya gidiyor.

5. nesnesiz Sürmek, devam etmek:
      “Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin.” – Memduh Şevket Esendal

6. -e Yakışmak, yaraşmak:
      Bu renk ona gitmedi.

7. -e Tüketilmek, harcanmak:
      “Eline geçen paranın çoğu da İstanbul’da çoluğa çocuğa gidiyor.” – Memduh Şevket Esendal

8. nesnesiz Götürülmek, gönderilmek:
      Haber daha yeni gitti.

9. nesnesiz Yeter olmak, yetmek, yetişmek:
      İki ton kömür üç ay gider.

10. nesnesiz Yürümek, yol almak:
      Bu at iyi gider.

11. nesnesiz Dayanmak:
      Bu giysi iki yıl gider.

12. nesnesiz Geçmek:
      Yaz gitti, kış geldi.

13. nesnesiz Herhangi bir durumda olmak:
      Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?

14. nesnesiz Yok olmak, elden çıkmak:
      “Gemiler ve saray hepsi gitti.” – Falih Rıfkı Atay

15. nesnesiz Ölmek:
      “Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın” – Âşık Veysel

16. -e Başvurmak, yapmak:
      Mahkemeye gitmek.

17. nesnesiz Bir şey zarar görmüş olmak:
      Duvarın boyası gitmiş.

18. nesnesiz Makine, işlemek, çalışmak:
      Bu saat iyi gidiyor.

19. -den Satılmak:
      “Altın kaçtan gidiyor?” – Sait Faik Abasıyanık

20. -e Yapmak:
      Para ayarlamasına gitmek.

21. -e, mecaz Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak:
      Bu işin sonu nereye gider.

22. yardımcı fiil Değerlendirmek, saymak, karşılamak:
      Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti.

NOT : İki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaş, yakın anlamlı veya zıt anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliğini taşımaları gerekir.Zıt anlamlılık ile olumsuzluk birbiriyle karıştırılmamalıdır.

Zıt Anlam Nedir?

Birbiriyle çelişen özellikler barındıran yani anlam bakımından birbirinin karşıtı olan sözcüklere “Zıt Anlamlı Kelimeler” veya “Karşıt Anlamlı Kelimeler” denir.

–>Tüm kelimelerin zıt anlamlısı yoktur.

–>Eylemlerde de durum aynıdır. Bir eylemin olumsuzu o eylemin karşıtı sayılmaz.

Zıt Anlamlı Kelimeler İçin Tıklayınız

Terimler Sözlüğü İçin Tıklayınız

Nasıl Yazılır Kelimeleri İçin Tıklayınız

Atasözleri ve Anlamları İçin Tıklayınız

Deyimlerin Anlamı ve Cümle İçinde Kullanımları İçin Tıklayınız

gelmek kelimesinin zıt anlamı, gitmek kelimesinin zıt anlamı, Zıt anlamlı Kelimeler

TDK Sözlük TDK Sözlük

Sözlüklerin kendisine özgü hazırlama ilkeleri ve kullanma özellikleri vardır. Bu özellikler; madde düzeni, yazım ve söyleyişle ilgili ilkeler ve diğer özellikler olarak sıralanabilir.

Madde Düzeni

Türkçe Sözlük’te madde düzeni ile ilgili olarak benimsenen ilkeler şunlardır:

1. Herhangi bir nesnenin veya kavramın adı olan ve “sözlük birimi” olarak adlandırılan söz ve söz öbekleri, bitişik veya ayrı yazılmasına bakılmaksızın madde başı yapılmıştır: almak, balık, atom ağırlığı, badem yağı, çeşitkenar, dershane, hizmet içi eğitim, işkembesi geniş, kapalı yüzme havuzu, yön gösterme eki vb.

Bunlara ek olarak bitişik yazılan birleşik fiiller (hissetmek, zikretmek) ile dolayısıyla, itibarıyla, meydanda, tutturabildiğine, vaktiyle, yanlışlıkla gibi kalıplaşmış biçimler de madde başı yapılmıştır

Madde içinde ise etmek, eylemek, olmak, kılmak, yapmak vb. yardımcı fiillerle oluşturulup ayrı yazılan birleşik fiiller; deyimler; atasözleri; gibi, kadar, ile vb. sözlerle oluşan kalıplaşmış biçimler yer almıştır: ayırt etmek, hizmet etmek, azat eylemek, göç eylemek, dost olmak, emekli olmak, namaz kılmak, otostop yapmak; abayı yakmak, çene yormak, ev açmak; ayağının bastığı yerde ot bitmez, elin ağzı torba değil ki büzesin, söz gümüşse sükût altındır; akrep gibi, ibiş gibi, kıl gibi, su gibi; parmak kadar, tırnak kadar; bileğinin hakkıyla, bin can ile vb.

2. Madde başında her sözün türü dil bilgisindeki yeri atılacak ve fiillerden önce gelen nesnelerin hangi eklerle kullanıldığı kısaltmalarla gösterilmiştir: a., sf., e., zf.; (-i), (-e), (-den), (nsz) vb.

3. Madde başlarında uzun heceler iki nokta (:) ile, vurgular vurgu işareti (') kontrol edilecek ile ince söylenmesi gereken heceler ünlünün üzerinde (^) işareti ile gösterilmiştir: abat sf. (a:ba:t), bariz sf. (ba:riz), bazı sf. (ba:zı), delalet a. (dela:let), fakirhane a. (fakirha:ne), halazade a. (halaza:de), hudayinabit sf. (huda:yi:na:bit); acaba zf. (a'caba), edepsizce zf. (edepsi'zce), eğer bağ. (e'ğer), evet e. (e'vet); dergâh a. (dergâ:hı) vb.

Türkçede kullanılan Doğu kökenli yabancı söz varlıklarının aslen uzun olan kapalı hecelerinin kısa söylenmesi eğilimi yaygınlaşmıştır. Söz gelişi, haya:t değil hayat; kara:r değil karar, ru:h değil ruh, saba:h değil sabah, zama:n değil zaman. Ancak bu yapıdaki kelimelerin çoğu, ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında aslen uzun olan son heceleri özgün söylenişine dönüşür: hayatı (haya:tı), kararı (kara:rı), ruhu (ru:hu), sabahı (saba:hı), zamanı (zama:nı) gibi. Sözlüğümüzün elinizdeki baskısında, hecenin açılması durumunda ortaya çıkan bu özellik şu şekilde gösterilmiştir: hayat a. (haya:tı), karar a. (kara:rı), ruh a. (ru:hu), zaman is.(zama:nı) vb.

Hem kalın hem de ince okunma özelliğine sahip olan l ünsüzünün söylenişinde sık sık yanlışlığa düşüldüğü görülmektedir. Bu yanlışlıkları ortadan kaldırmak amacıyla ince söylenmesi gereken l’nin okunuşu ayraç içinde belirtilmiştir: klasik, -ği a. (l ince okunur), laborant a. (l ince okunur), vals a. (l ince okunur) vb.

4. 1988 ve 1998 baskılarında madde başı sözlerin köken bilgisini gösterme konusuna ağırlık verilmişti. Bu baskıda da bütün yabancı söz varlıklarının hangi dilden geldikleri ve öz- XII gün biçimleri gösterilmeye çalışılmıştır: adliye a. Ar. ¤adliyye, ahu a. (a:hu:) Far. ¥h°, anarşi a. Fr. anarchie, sadrazam a. (sadra:zam) Ar. ¹adr + a¤©am, doping a. İng. doping, fok a. Fr. phoque, filiz a. Rum., forint a. Mac. forint, marina a. (mari'na) İt. marina, mart a. Lat., martini a. (marti’ni) İt. martini, kuruş a. Alm. Groschen, temel a. Rum., vasistas a. (va'sistas) Fr. vasistas

Köken bilgisinde, Doğu dillerinden alınan sözlerin özgün yazımı, uluslararası bilim çevrelerinde benimsenmiş bulunan çeviri yazısı alfabesine göre verilmiştir: alem a. Ar. ¤alem, hakikat, -ti a. (haki:kat) Ar. §a®³®at, Hüda a. (hüda:) Far. ¬ud¥, hudayinabit sf. (huda:yi:na:bit) Far. ¬ud¥y + Ar. -³ + n¥bit. Bitişik olarak yazılan ve iki kelimesi de aynı dilden olan sözlerin köken bilgisi verilirken iki kelimenin arasına (+) işareti konmuştur. şehriyar a. Far. şehr + y¥r vb.

Tek sözden veya bitişik kelimelerden oluşan madde başlarında köken bilgisi ayrıntılı olarak gösterilirken ayrı yazılan birleşik kelimelerde bu ilke uygulanmamıştır. Örnek olarak millî ekonomi maddesinde köken bilgisi verilmemiş, bu kelimelerle ilgili bilgiler, millî ve ekonomi maddelerinde yer almıştır. Ancak ayrı yazılmasına karşın birleşik sözü oluşturan sözler ayrıca madde başı olarak yer almıyorsa bu sözlerin köken bilgileri verilmiştir. nitrik asit Fr. acide nitrique, fort pense Fr. fort pince. Ayrıca Türkçe yapım ekleriyle oluşturulan yeni söz varlıklarının köken bilgilerinin verilmesine de gerek duyulmamıştır.

5. Madde başı sözler eğer herhangi bir bilim dalının veya alanın terimi ise bunlar kısaltma ile gösterilmiştir: anat. (anatomi), coğ. (coğrafya), ed. (edebiyat), fiz. (fizik), jeol. (jeoloji), kim. (kimya), sin. (sinema), sp. (spor) vb.

6. Madde başı sözlerin açıklanmasında bir başka incelik de kullanım sıklığı, eskilik ve halk dilinde yaşama özelliğidir. Yaygın kullanımdaki sözler için herhangi bir kısaltma verilmemiştir; eskilik için esk., halk arasında yaşayan sözler için hlk. kısaltmalarına yer verilmiştir. Ancak bu kısaltmalar kelimelerin türevlerinde kullanılmamıştır

7. Genellikle yaygın anlamlar önce, mecaz, argo, alay, hakaret ve öteki anlamlar sonra verilmiştir. Ardından deyimleşmiş veya kalıplaşmış biçimler anlamlarıyla, varsa örnekleriyle sıralanmış; atasözleri de bu bölüm içinde gösterilmiştir.

Ali Cengiz oyunu; Ali kıran baş kesen; Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını Ali’ye giydirmek gibi özel adlarla kurulmuş deyim ve atasözlerine de Türkçe Sözlük’te yer verilmiştir. Ancak bunların sözlükte yer alabilmesi için özel adın madde başı yapılması gerekmiştir. Söz gelişi, Ali Cengiz Oyunu deyimine yer verebilmek için Ali sözü madde başı olarak alınmıştır.

8. Madde başı olan söz sadece mecaz anlam taşıyorsa bu söz için mec. kısaltması kullanılmamıştır.

9. Sözlerin cümle içindeki kullanımlarını göstermek ve anlamlarına açıklık getirmek için Türk edebiyatının tanınmış yazarlarından seçme örnekler, tırnak içinde ve eğik yazıyla dizilerek verilmiştir. Herhangi bir örnek cümle, içindeki sözlerin zenginliği, kullanım güzelliği veya çarpıcılığından dolayı bazen birden fazla madde için örnek gösterilmiştir

10. Türkçe Sözlük’ün bu baskısında gönderme düzeninde ayrıca şu ilkeler benimsenmiştir:

a. Sözlerin kullanım sıklığı dikkate alınmış ve eş anlamlı sözlerden yaygın olanında tanım verilmiş; yaygın olmayan sözlerde ise tanım yerine karşılık verilmekle yetinilmiştir: mahcur sf. Kısıtlı; mahiye a. esk. Aylık; telaki a. esk. Buluşma, kavuşma; teşrinievvel a. esk. Ekim; teşrinisani a. esk. Kasım; uca (II) sf. hlk. Yüce; üstüvane a. esk. Silindir vb.

b. Dilde kullanımdan düşmüş olan kelimeler bk. kısaltması ile yaygın söz veya söz öbeklerine gönderilmiştir: ır a. bk. yır vb. Yaygın yanlışlar doğru biçimlerine gönderilmiştir: abi a. bk. ağabey; ayrıyeten zf. bk. ayrıca; muzur sf. Ar. mużirr bk. muzır vb.

c. Dilimize son zamanlarda girmekte olan Batı kökenli sözler özgün biçimiyle eğik olarak yazılmış, burada tanım verilmeyerek Türkçe karşılıklarına gönderme yapılmıştır: check-up a. İng. check-up tıp bk. tam bakım; factoring a. İng. factoring ekon. bk. alacaklandırma; tubeless sf. İng. tubeless bk. içsiz vb

ç. Birleşik sözler sözlükte ilk kelimesine göre abece sırasıyla yer almaktadır. ” biçiminde yer almaktadır.

Yazım ve Söyleyiş

1. Türkçede yalın biçimleri iki heceli olan vakit, sabır, meyil, şehir, hasım, resim, asıl, nehir, beyin gibi Doğu dillerinden, özellikle Arapçadan geçmiş bazı alıntı kelimelerin, ünlüyle başlayan bir çekim eki aldıklarında veya etmek, eylemek, olmak yardımcı fiilleriyle birleştiklerinde, ikinci hecelerindeki dar ünlü düşer: vakitim değil vaktim, sabırın değil sabrın, meyili değil meyli, şehire değil şehre, hasımı değil hasmı, resimi değil resmi, asılı değil aslı, nehire değil nehre, beyinim değil beynim; küfretmek, kasdetmek, kaybolmak, kahrolmak, zehrolmak , sabreylemek vb. Türkçe Sözlük’te bu tür değişikliklere uğrayan kelimeler madde başında vakit, -kti, sabır, -brı, meyil, -yli, şehir, -hri, hasım, -smı, resim, -smi, asıl, -slı, nehir, -hri, beyin, - yni biçiminde gösterilmiştir.

Yalın biçimleri iki heceli olan ve ikinci hecelerinde dar ünlü bulunan gönül, burun, ağız, karın, boyun, göğüs gibi bazı Türkçe kelimeler de ünlüyle başlayan çekim eki aldıklarında hece kaybına uğrar. Bu tür kelimeler de Türkçe Sözlük’te gönül, -nlü, burun, -rnu, ağız, -ğzı, karın, -rnı, boyun, -ynu, göğüs, -ğsü biçiminde verilmiştir.

2. Sert ünsüzlerle biten bazı kelimelerin, ünlü ile başlayan ek almaları durumunda son sesleri yumuşar. Son sesteki bu değişme, açık, -ğı, barınak, -ğı, kürek, -ği, elek, -ği, araç, -cı, süreç ,-ci, söğüt, -dü, kanat, -dı, itimat, -dı, yurt, -du, kitap, -bı, hesap, -bı örneklerinde görüldüğü biçimde gösterilmiştir.

2. Sert ünsüzlerle biten bazı kelimelerin, ünlü ile başlayan ek almaları durumunda son sesleri yumuşar. Son sesteki bu değişme, açık, -ğı, barınak, -ğı, kürek, -ği, elek, -ği, araç, -cı, süreç ,-ci, söğüt, -dü, kanat, -dı, itimat, -dı, yurt, -du, kitap, -bı, hesap, -bı örneklerinde görüldüğü biçimde gösterilmiştir.

Ünlüyle başlayan ek aldıklarında son ünsüzü değişen Batı kökenli kelimeler de vardır. Bunlar için de lirik, mikrop, lort, lastik, gardırop, otomatik, komik, prensip örneklerini verebiliriz. Bu tür kelimeler de Türkçe Sözlük’te lirik, -ği, mikrop, -bu, lort, -du, lastik, -ği, gardırop, -bu, otomatik, -ği, komik, -ği, prensip, -bi biçiminde gösterilmiştir.

3. Yazımla ilgili bir başka sorun, Arapçadan dilimize geçen ve aslında ikiz ünsüz bulunduran kelimelerle ilgilidir. Türkçede son sesleri tek ünsüze dönüşmüş olan hak (hakk), his (hiss), zan (zann), ret (redd) gibi kelimelerin, ünlüyle başlayan ek almaları veya etmek, eylemek, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşmeleri durumunda, yapılarında var olan çift ünsüzler yeniden ortaya çıkar: hak, hakkım; his, hissi, hissetmek, hissolunmak; zan, zannı, zannetmek, zannolunmak; ret, reddi, reddetmek, reddeylemek, reddolunmak. Türkçe Sözlük’te bu tür değişikliğe uğrayan kelimeler hak, -kkı; his, -ssi; zan, -nnı; ret, -ddi biçiminde gösterilmiştir.

4. Son ünlüsü kalın olmasına rağmen ince sıradan ek alan Doğu ve Batı kökenli kelimeler menfaat, -ti; saat, -ti; lügat, -ti; feragat, -ti; harf, -fi; hayal, -li; ihtimal, -li; istikbal, -li; rol, - lü; alkol, -lü; mareşal, -li; festival, -li biçiminde gösterilmiştir

5. Sonu p, ç , t , k ile biten özel adlar ünlü ile başlayan ek aldığında çoğunlukla son seslerinde yumuşama olur ancak bu değişim yazıda gösterilmez: Suruç, -ç’u; Gaziantep, -p’i; Güzelyurt, -t’u; Zonguldak, -k’ı biçiminde gösterilmiştir. Bu özel adların okunuşlarındaki değişiklik ise (su’rucu); (ga:zi'antebi); (güze'lyurdu); (zo’nguldağı) biçimlerinde belirtilmiştir.

Diğer Özellikler

Türkçe Sözlük’ün kullanımında yukarıda verdiklerimizin dışında başka bazı teknik özellikler de yer almıştır. Yapı bakımından birbirine benzeyen ve eş sesler bulunduran birçok kelime Türkçe Sözlük’te art arda gelmektedir: boy, çay, kalın, saf, sandal bu tür örneklerden birkaçıdır. Kaynakları ve anlamları farklı olan bu yapıdaki kelimeler boy (I), boy (II), boy (III); çay (I), çay (II); kalın (I), kalın (II), kalın (III); saf (I), saf (II); sandal (I), sandal (II), sandal (III) biçiminde Romen rakamlarıyla birbirlerinden ayrılmışlardır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır