alkolün topluma verdiği zararlar / Prof. Dr. Erdoğan SÖZÜER - Alkolün Ruh Sağlığına Etkileri

Alkolün Topluma Verdiği Zararlar

alkolün topluma verdiği zararlar

SİGARA VE ALKOL KULLANIMININ ZARARLARI

SİGARA VE ALKOL KULLANIMININ ZARARLARI

SİGARA VE ALKOL KULLANIMININ ZARARLARI

SİGARA KULLANIMININ ZARARLARI

  • Ağız kokusu yapar, diş ve diş eti hastalıklarına yol açar.
  • Dudak, yanak ve gırtlak kanserine neden olur. Hatta sigarayı yakmadan dudağında taşıyan yada tütün çiğneyenlerde de ağız için kanserleri görülür.
  • Dilde, tat alma duyusunda bozulmalar olur.
  • Beyin hücrelerinin ölümüne yol açar. Öğrenme bozuklukları, hafıza zayıflığı ve erken bunama görülür.
  • Göz merceğinin saydamlığının azalmasına yani katarakta sebep olur.
  • Cildin yapısının bozulmasına neden olur. Leke ve kırışıklık oluşur. Selülitlere sebep olur.
  • Burunda koku alma duyusu azalır.
  • Sinüzit, farenjit, bademcik ve orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu hastalıklarına yol açar.
  • Damar sertliğini hızlandırır. Beyin ve kalpte damar tıkanıklığına neden olur. Kalp krizi ve tansiyon yükselmesi görülür.
  • Ayrıca mesane kanserinin önemli nedenlerindendir.
  • Akciğerlerde çeşitli hasarlara, astım ve kronik bronşit gibi hastalıklara neden olur. Bronşlarda ve akciğerlerde birçok çeşit kanserin oluşmasına neden olur.
  • Gastrit, ülser ve reflü hastalığına sebep olur. Mide ve yemek borusu kanserine yol açar.
  • Gebelikte tüketilen sigara düşük doğumlara ve bebekte gelişme geriliğine neden olur.
  • Erken menopoz ve rahim kanserinin sebebidir.
  • Parmaklarda sararmaya ve tırnaklarda zayıflamaya yol açar.
  • Kemik erimesine neden olur.
  • Burger hastalığına sebep olur. Bu hastalık, el ve ayaklardan başlayarak tıkanıklığa yol açar ve uzuvların kesilmesi gerekir.
  • Vücutta yorgunluk, uykusuzluk hali, stres, gerilim, performansta düşme ve reflekslerde azalma görülür.
  • Pankreas kanseri riski artar.
  • Hastalık, yara ve ameliyat tedavileri uzun sürer.
  • Kullanılan ilaçları etkisizleştirebilir.
  • Bütçenize yük olur, çevre kirliliğine yol açar, yangınların en önemli sebeplerindendir.
  • Çocuklarınız kanseri önleyen genlerden yoksun hayata gelir.
  • Hamilelerde % eksik kiloda doğuma ve bebek zeka eksikliğiyle doğar.
  • Çevrenizdekilere de bu zararları verirsiniz. Çocuğunuzun sigaraya başlama oranı daha fazladır.

ALKOL KULLANIMININ ZARARLARI.

  • Aşırı alkol geçici hafıza kaybına neden olur.
  • Beyin ve sinir hücrelerinin zarlarını zehirler veya uyuşturarak kullanılmaz hale getirir.
  • Alkol göze giden görme sinirlerine de tesir eder. Sulanma ve görme bozukluklarına neden olur. Neticede ameliyat kaçınılmaz olur. Körlüğe neden olabilir.
  • Midenin iç yüzeyini kaplayan tabakayı tahriş eder ve buna bağlı olarak gastrit'e yol açar. Mide zarında yırtıklar oluşur. Mide ve yemek borusunda iç kanamalar meydana gelir. Kusma gözlemlenir.
  • Kalp kasına zarar verir ve buna bağlı olarak kalp hastalıklarına yol açar. Kalp atışlarında düzensizlik meydana gelir. Kalp yetmezliğine neden olabilir.
  • Anne karnındaki bebeğin gelişimini olumsuz etkiler.
  • Damar kireçlenmesine yol açar.
  • Terleme ve kanın akışını hızlandırır. Kanı sulandırır. Yaralanmalarda, yaralı bölgenin geç iyileşmesine neden olur.
  • Tepki refleksleri azalır, beynin düşünme ve karar verme düzeni zayıflar.
  • Yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserlerine neden olur. Kanser riskini büyük oranda artırır.
  • Alkol kullanımından bir gün sonra baş ağrısı ve ağız kuruluğu çok sık görülür.
  • Sonradan utanacağınız, pişman olacağınız ya da pişman olmaya bile vakit bulamamanıza yol açabilecek davranışlarda bulunmanıza yol açabilir.

                                                                                                                   MEHMET TEKİNALP ANADOLU LİSESİ

                                                                                                                               REHBERLİK SERVİSİ

Alkolün Ruh Sağlığına Etkileri

Değerli okuyucular, daha önceki bir yazımızda alkolün organizma üzerindeki fiziki etkilerinden bahsetmiştik.  Bu yazımızda alkolün beyin, sinir sistemi ve ruhsal denge üzerindeki etkilerinden  bahsetmeye çalışacağım.      

 

Alkol organizmanın komuta merkezi olan beyin ve sinir sistemi üzerinde neler yapıyor?

Alkol kullanımının beyin ve sinir sistemi üzerine önemli etkileri olduğunu biliyoruz. Tabii bu etkiler alınan alkol miktarı ve sıklığı ile yakından alakalıdır. Hafıza kaybı alkol alanlarda sık görülen bir durumdur. Alkol alan kişi içtiği dönemin tümünü ya da bir bölümünü unutabilir ve bu dönemde ne yaptığını ne konuştuğunu hatırlamayabilir. Hatta alkol almayı bırakan alkoliklerde bir müddet devam eden hafıza kayıpları olmaktadır. Alınan miktar arttıkça hafıza kaybından, kalıcı beyin hasarlarına kadar gidebilen ciddi beyin hasarları ortaya çıkabilir.

Bazıları gece alınan bir miktar alkolün rahatlık verdiği ve uykuyu sağladığını söylerler. Bu belki kısa bir dönem için doğrudur, çünkü alkol vücudu bir nevi uyuşturmaktadır. Ancak kesinlikle şunu söyleyebiliriz ki, alkolün sağlamış olduğu bu uyku kaliteli, dinlendirici bir uyku değildir. Alkol alan kişi kaç saat uyursa uyusun sabah yorgun ve bitkin uyanır. O uyumuştur ama vücut alınan alkolü zararsız maddeler haline getirip atabilmek için anormal bir mücadele vermiş, bu arada bazı hücrelerini kaybetmiştir. Rahatlık veriyormuş gibi görünen alkol vücudun dinlenmesine engel olmakta, organizmayı daha da fazla yormaktadır. Aslında alkol zamanla uykusuzluğa ve uyku bozukluklarına yol açmaktadır.

Uzun süreden beri alkol alanlar göz kaslarında güçsüzlük ve felce bağlı çift görme ortaya çıkabilir. Zamanla hasta yardımsız ayakta duramaz veya yürüyemez hale gelir.  Özellikle yakın geçmişe ait olayları unutur, ayrıca çok ciddi hafıza kayıpları  ortaya çıkar, hatta hasta zaman zaman kim olduğunu bile unutur. Ayrıca bu kişilerde kendi kendine konuşma, bulunduğu yerin ve zamanın farkında olmama ve halüsinasyonlar (gerçek olduğu düşünülen hayaller) görülebilir. Her ne kadar alkolün bırakılması, vitamin eksikliklerinin yerine konması şikâyetleri azaltsa da  hastalık tamamen düzelmez.   

Alkolün bedensel sağlığımıza verdiği zararların dışında başka etkileri de var mıdır?

Gerçekten de hep alkolün kişisel olarak insan sağlığına verdiği zararlardan bahsettik, aile hayatına ve toplum huzuruna verdiği zararlar ikinci plânda kaldı. Alkol belli bir seviyeden sonra yalancı bir güven hissi verir, kişi hareketlerini kontrol edemez dolayısıyla suça eğilim artar. Hastanelerin acil servislerinde  geriye dönük olarak yapılan çalışmalarda, acil servislere getirilen hastaların önemli bir kısmında alkol’ün etkili olduğu  tespit edilmiştir. Trafik kazaları, delici kesici aletlerle veya ateşli silahlarla yaralanmalar, yüksekten düşmeler, yanıklar, cinsel tacizler gibi travmalarda alkol değişik derecelerde etkilidir. Örneğin trafik kazalarının %30’unda sürücülerin alkollü oldukları görülmektedir. Silahla yaralanmalarda bu oran %50, cinsel tacizlerde, aile içi şiddette %80 civarındadır. Bu veriler bize alkol’ün kişisel zararlarının dışında toplum için de ne kadar zararları olduğunu açıkça göstermektedir.

Devamlı alkol alanların zaman içinde ciddi ruhi çöküntülere, depresyona girdiklerini biliyoruz. Bu nedenle işini, ailesini kaybeden pek çok alkol bağımlısı hasta vardır. Toplumda alkol ve sigarayı deneyenlerin sayısı oldukça fazladır. Özenti için alınan bir birayla başlayan macera alkol bağımlılığına kadar ilerleyebilir. Sürekli alkol kullanımı ile kişi aile, iş, ev, okul vs.  ile ilgili sorumluluklarını tam olarak yerine getirmez hale gelir.  Bağımlılık düzeyindeki alkol kullanımlarında sonuçları ne olursa olsun kişi alkol kullanımını sürdürmekten kendilerini alamazlar.

 

Alkol bağımlılığı ne demektir?

 

Genel olarak alkole olan bağımlılık iki şekilde olabilir, bunlardan birincisi fizyolojik bir bağımlılıktır. Bu durum alkole karşı duyulan fizyolojik bir istek olarak tanımlanmaktadır. Zamanla vücutta alkole karşı uyum gelişiyor ve alkol alınmadığı zaman fizyolojik uyumun bozulmasına bağlı olarak fiziksel bazı belirtiler ortaya çıkıyor. Biyolojik, sosyal ve davranışsal boyutları da olan alkol bağımlılığı aslında ciddi bir hastalıktır. Tedavi edilebilen bir hastalık olan bağımlılık, tekrar alkol kullanıldığında nüks eder ve yeniden başa dönülür, tıpkı bin bir zahmetle çıkılan bir yerden kayarak tekrar aşağıya inmek gibi. Bu nedenle bağımlı kişinin, bıraktıktan sonra küçük miktarlarda da olsa tekrar alkol kullanmaya başlaması ciddi bir hatadır.

 

 

4

Ancak birçok bağımlı bunun farkında olmadığı, az kullanabileceğini, kendini kontrol edebileceğini düşündüğü için, kendini denemek amacı ile tekrar alkol kullanmaya başlıyor.  Bu deneme de maalesef hüsranla sonuçlanıyor. Bu nedenle alkol bağımlısı olan kişinin, tüm yaşamı boyunca bağımlı olduğunu unutmaması, yaşamını ve çevresini içinde bulunduğu bu duruma göre sürdürmesi gerekmektedir.                                                 

 

Fiziksel bağımlılığın dışında alkolün ikinci bağımlılık şekli psikolojik faktörleri içermektedir. Kişi alkol aldığında geçici olarak sıkıntılarından kurtulduğunu, kendini daha iyi hissettiğini düşünür ve bu yalancı rahatlamaya alışır. Ancak zamanla alkol almadığında kendini ruhi bir çöküntünün içinde bulur. Kronik alkolizm’in depresyon, intihar düşüncesi veya intihar girişimleri, şiddet ve suça eğilim gibi psikiyatrik belirtileri ortaya çıkar. Bu dönemde aile ve çevre ilişkilerinin bozulması da ruhi bunalımı daha da arttırır. Sonuçta kişi hem fiziki hem ruhi ciddi bir çıkmaza girer. Ancak bütün bunların yanında  alkolizm, eğer kişi ciddi şekilde karar vermişse, üstesinden gelinemeyecek bir problem değildir, tedavisi vardır.

 

İnsan giderek alkole bağımlı hale geldiğini anlayabilir mi?                                                     

Evet bunun bazı ölçüleri vardır. Aşağıda sayılan faktörlerin  e dikkat edilmelidir, 3’ü veya daha fazlası varsa alkol bağımlılığı var demektir.

1.      Alkol alınmadığı zaman yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması.

2.      Giderek daha fazla miktarda  alkol almaya ihtiyaç duyulması.

3.      Alkol kullanımının kontrol altına alınamaması.

4.      Alkolü bırakmak için bir çok başarısız girişimde bulunulması.

5.      Kişinin giderek gününün daha fazla bölümünü alkol almakla geçirmeye başlaması.

6.      Alkolun  kişinin işte, evde veya her hangi bir yerde üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmesine engel olmaya başlaması.

7.      Bütün bu olumsuzluklara rağmen, sürekli fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşamasına rağmen kişinin hala alkol almaya devam etmesi.

 

 

Evet sevgili okuyucular durum ve manzara bu iken Ülkemizde yapılan okul ve anket çalışmaları alkol ve madde kullanımının giderek arttığını göstermektedir. Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olması alkol ve madde  alımında artış için diğer bir risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle hepimiz özellikle çocuklarımızı, gençlerimizi bu zararlı maddelerden korumak için gayret göstermeliyiz. Bu hem çocuklarımız ve ailelerimiz hem de Ülkemizin geleceği açısından hayati derecede önemli bir meseledir.

Sağlıklı günler dileklerimle…

 

seafoodplus.infoğan Sözüer

Genel Cerrahi  Uzmanı

 

Alkol bağımlılığı
nedir?

Dünya Sağlık Örgütüne göre, alkol bağımlılığı, alkolün yinelenen bir biçimde veya sürekli kullanımından kaynaklanan kullanım bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Amerikan Psikiyatri Birliğinin belirlediği DSM- 5 tanı ölçütlerine göre alkol bağımlılığı; on iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren, günlük hayatında belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan, sorunlu bir alkol kullanım örüntüsüdür.

Bağımlılık Nedir

Alkol bağımlılığının temel belirtileri arasında şunlar yer almaktadır:

  1. Kullanımı kontrol etme kabiliyetinin bozulması,
  2. Alkol kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli bir istek ya da sonuç vermeyen çabalar olması,
  3. Alkol kullanımına diğer etkinliklere göre daha fazla öncelik verilmesi,
  4. İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülüklerini yerine getirememe,
  5. Zararlarla veya olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasına rağmen kullanıma devam edilmesiyle kendini gösteren güçlü bir alkol kullanma isteği,
  6. Alkolün gitgide eski etkisini kaybetmesi (tolerans geliştirilmesi),
  7. Çoğu kez, istendiğinden daha fazla ya da daha uzun süreli olarak alkol alınması,
  8. Alkolün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişiler arası sorunlar olmasına karşın alkol kullanımını sürdürme,
  9. Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda alkol kullanma,
  10. Alkol kullanımının kesilmesi veya azaltılması sonrasında yoksunluk belirtilerinin görülmesi.

Alkol Yoksunluğu Nedir?

Alkol kullanım bozukluğu ile ilgili sıkça karşılaşılan durumlardan biri, alkol yoksunluğudur. Uzun süre yüksek miktarda alkol kullanımının bırakılmasından ya da azaltılmasından sonra kandaki alkol düzeyinin azalmaya başlamasından saat sonra, genellikle ilk 24 saat içinde ortaya çıkmaktadır. İki hafta kadar aşağıdaki belirtilerin hepsi veya en az ikisinin gelişmesine alkol yoksunluğu denir. Kısaca yoksunluk; alkol kullanılmadığı zaman dilimlerinde ruhsal ve fiziksel sorunların ortaya çıkmasıdır. Belirtiler hafif şekilde seyredebileceği gibi ölüm riski taşıyan tablolara da dönüşebilmektedir. 

Alkol yoksunluk belirtilerinin şiddet düzeyinin değerlendirilmesi ve bireyin risk taşıyan olası zararlardan korunması için bırakma sürecinde bir uzman desteği alması önem arz etmektedir.

Bireyde alkol yoksunluğu sürecinde aşağıdaki belirtiler görülmektedir:
  1. Isı artışı (hipertermi)
  2. Kalp ritminde değişiklikler (aritmi)
  3. Terlemede ve titremede artış
  4. Bulantı veya kusma
  5. Baş ağrısı
  6. Uykusuzluk
  7. Kaygı, huzursuzluk vb.
  8. Bunaltı (iç sıkıntısı)
  9. Algı bozuklukları (halüsinasyonlar veya yanılsamalar)
  10. Sara nöbetleri
  11. Tansiyon yüksekliği (hipertansiyon)
  12. Dikkat bozukluğu

Alkol Bağımlılığının Yol Açtığı Sağlık Sorunları Nelerdir?

Alkol riskli kullanımı dünya nüfusunun sağlığı konusunda önde gelen risk faktörlerinden biridir ve birçok hastalığa yol açmaktadır, toplumlar üzerinde sosyal ve ekonomik açıdan pek çok yük oluşturmaktadır. Alkol bağımlılığı sıklıkla farklı psikolojik veya bedensel sorunlarla birlikte görülür. Alkol bağımlılığı tanısı alan kişilerde farklı maddelere bağımlılık riski, duygu durum bozuklukları, depresyon, kaygı sorunları şizofreni, kişilik bozuklukları gibi ruhsal problemler görülürken aynı zamanda bedensel olarak da karaciğerde büyüme, yağlanma, sarılık, kanser ve siroz, yüksek tansiyon, kalpte büyüme ve ani kriz, damar tıkanıkları görülmektedir.

Riskli alkol kullanımı beyin işlevlerinde bozulmalara neden olmaktadır ve buna bağlı olarak dengede bozulma, beceri isteyen uğraşları gerçekleştirmede zorlanma, alkole bağlı bunama, hafızada bozulma gibi süreçlerde çok sık görülmektedir.

Alkol testosteron (erkeklik) hormonunu azaltırken, östrojen (kadınlık) hormonunu yükseltmektedir. Vücutta vitamin dengesini bozar. Susuzluğa yol açar. Yağ depolanmasını arttırdığı için kilo problemine ve ayrıca kas erimesi ve kaslarda zayıflığa neden olur.

Riskli alkol kullanımı sinir sistemine zarar vermektedir, ellerde titreme ve bacaklarda karıncalanma, uyuşma hissine neden olabilir.

Alkol kullanımı bazı süreçlerde cinselliğe olumlu etki ettiği düşünülerek veya cinselliği kolaylaştırıyor sanıldığı için kullanılabilmektedir; ancak bilinenin aksine birçok soruna sebep olmaktadır.

Hamilelikte alkol kullanımı bebekte büyüme ve gelişme sürecinde geriliğe neden olur.

Yapılan araştırmalara göre alkolün riskli kullanımına bağlı olarak dünya çapında 3 milyon ölümün gerçekleştiği bilinmektedir. Alkolden kaynaklanan zararlar, hem alkol kullanan kişiye hem de onun aile üyelerine ve çevresindeki kişilere zarar vermekte; sağlık açısından çeşitli bozukluklar ve sosyal sorunlar yaşamasında neden olmaktadır.


Alkol Kullanımının Çocuk ve Ergenler Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Bireylerin gelişim süreçlerinde belirli aşamalar mevcuttur. Sosyal, fiziksel ve bilişsel gelişim süreçlerinde belirli görevler vardır ve birey bu görevleri tamamlayarak bir sonraki aşamaya geçer. Çocuk ve ergenlik döneminde de benzeri süreçler söz konusudur. Çocukluk ve ergenlik dönemi keşifler, denemeler ve davranışsal değişimler dönemidir. Özellikle ergenlik, özerkliğin arttığı, akran etkisinin önem kazandığı ve ebeveynlerin doğrudan etkilerinin azaldığı bir yaşam evresidir. Ergen için bireysel kimliğini oluşturma çabası gündemdedir. Alkole başlama açısından da kritik bir dönemdir. Ergenlik döneminde düşünme, planlama, karar alma becerilerinden ve sosyal/duygusal gelişimden sorumlu beyin devrelerinin hızlı bir şekilde değişmeye devam ettiği görülmektedir. Alkol kullanımı ile beraber çocuk ve gençlerde, bu gelişimsel değişimleri olumsuz etkilemektedir.


Alkollü Araç Kullanımının Riskleri Nelerdir?

Araştırmalar alkol kullanımı gerçekleştikten sonra, kullanılan alkol limiti fark etmeksizin, alkol kullandıktan sonra araç kullanımının güvenli olmadığını belirtmektedir. Alkollü araç kullanımında;

  • Karayolu trafik yaralanmaları önemli bir halk sağlığı sorunudur ve dünya çapında meydana gelen ölüm ve yaralanmaların önde gelen sebeplerinden biridir. Buna göre: Her yıl, çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde olmak üzere, trafik kazaları sonucunda yaklaşık milyon insan ölmekte ve milyonlarca insan yaralanmakta veya sakat kalmaktadır. Alkolün zararlı kullanımı sürücü, binici ve yayaların kazaya karışma ihtimalini önemli ölçüde etkilemektedir.
  • Alkollü araç kullanan sürücülerin kazaya karışma oranları, alkollü araç kullanmayan sürücülere kıyasla yüksektir.
  • Alkol, zayıf muhakemeye, dikkat eksikliğine ve görüş kabiliyetinde azalmaya neden olduğu için kaza olasılığını artırmaktadır. Ayrıca kan basıncını düşürebilmekte; bilinci ve solunumu baskılayabilmektedir.

Kan dolaşımında bulunan alkol miktarı, küçük bir kan veya idrar numunesi test edilerek veya solunan nefesin analizi yoluyla ölçülebilmektedir. (Dünya Sağlık Örgütü Alkollü Araç Kullanma: Uluslararası İyi Uygulama Örnekleri Kılavuzu, )


Biliyor musunuz?

Dünya Sağlık Örgütünün yılı Küresel Alkol ve Sağlık Durum Raporu’na göre yılında;

  1. Yaklaşık 3 milyon ölümün, alkolün zararlı kullanımından kaynaklandığı ve bu ölüm oranının, tüm ölümlerin yüzde 'ünü temsil ettiği tahmin edilmektedir.
  2. Dünya genelindeki 69 yaş ve altındakiler arasındaki erken ölümlerin yüzde ’sinin alkole bağlı olarak ortaya çıktığı öngörülmektedir. yaş arasındaki ölümlerin yüzde ’inden alkolün sorumlu olduğu düşünülmektedir.
  3. Alkolün zararlı kullanımı, 'den fazla sağlık sorunuyla ilişkilidir.
  4. Sadece yüksek düzeylerde alkol alımı değil düşük ve orta düzeyde alkol alımı da kalp hastalıkları ve felç, karaciğer sirozu ve bazı kanser türlerinin gelişimi açısından önemli bir risk faktörüdür. (Avrupa Komisyonu ve OECD’nin AB'de Sağlığın Durumu: Bir Bakışta Sağlık, )

Bırakmak Mümkün!

Alkol iyileşebilen bir beyin hastalığıdır. Alkolü bırakmak zor olabilir, ancak bağımlılık üzerine uzman bir ekipten destek alarak bırakma sürecini daha detaylı öğrenebilir ve kolaylaştırabilirsiniz. Alkolü bıraktığınızda yaşadığınız ve gözlemlediğiniz iyileşmeler, bırakma sürecine bağlı kalmanızdaki motivasyonunuzu artıracaktır. Bırakma yöntemleri ve bırakma süreci hakkında bilgi edinmek için YEDAM ile iletişime geçebilirsiniz. numaralı YEDAM Danışma Hattı’mız üzerinden, bir arkadaşınıza, aile üyelerinize veya bir tanıdığınız için alkolü bırakma konusunda uzman psikologlarımız ve sosyal hizmet uzmanlarımızdan ücretsiz destek alabilirsiniz.


Tedavi İçin

Alkol psikoaktif madde olduğu için kötüye kullanımını veya bağımlılığının geliştiğini kabul etmek zaman alabilir. Alkol kullanan birçok kişi sosyal kullanım düzeyinde devam ederken bağımlılığı gelişmektedir. Alkol kullanan ve bırakmak isteyen, bu konudaki problemlerine çözüm arayan kişi ve yakınları Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM), hastanelere bağlı alkol ve madde bağımlılığı tedavi merkezleri (AMATEM) ile psikiyatri kliniklerine başvurarak destek alabilirler.

  1. Tedavi hastanın ihtiyaçlarına göre seçilmelidir.
  2. Hedef hiç alkol kullanımı olmamasıdır. Eşlik eden diğer ruhsal bozuklukların tanısı ve tedavisi için bu önemlidir.
  3. Tedaviden sonra uzun süreli izleme gereklidir. Kişi uzun süre hastanede kalsa bile daha sonra izlenmezse tekrar alkol almaya başlaması muhtemeldir. Düzenli aralıklarla psikolojik danışma almak veya yardım gruplarına katılmak tekrar başlama riskini azaltır.
  4. Tekrar alkol kullanımına başlama (kayma) süreci ilk 6 ayda sıklıkla görülebilir.
  5. Bağımlılık aynı zamanda bir aile hastalığıdır. Aile bireylerinin tedavi sürecine olumlu etki edecek doğru iletişim becerilerini öğrenmeleri ve bağımlılığı iyi tanımaları bağımlı bireyin tedavi sürecine olumlu katkı sağlamaktadır.
  6. Alkol bağımlılığı ile ilgili destek almaya hazır olmayan birey tedavi ve destek alması için zorlanmamalıdır. Bağımlılık ve iyileşme ile ilgili bilgilendirilmesi yapılmalıdır. İyileşme sürecini kendisinin talep etmesi beklenmeli, sorumluluk kişiye bırakılmalıdır.

Ne Yapmalı?

  1. Bağımlı kişinin davranışlarının sonuçlarını görmesine yardımcı olun.
  2. Alkol probleminin bir hastalık olduğunu unutmayın, değişim zaman alır. Birey ile doğru iletişim kurma şeklini bir öğrenin ve değişim için sabırlı olmaya çalışın.
  3. Bağımlılık tedavi metotları hakkında bilgi sahibi olun. Bağımlıya bunlardan bahsedin.
  4. Tedavi sürecinde bir merkeze gitme konusunda ona eşlik edebileceğinizi vurgulayarak motive edebilirsiniz.

Ne Yapmamalı?

  1. Nefret, düşmanlık, kötü söz söyleme, lanetleme, ahlak dersi vermek gibi yaklaşımlardan uzak durun ve ona yardım etmeye çalıştığınızı unutmayın.
  2. Gizlilikte bağımlılık devam eder ve artması mümkündür. Saklamak, çevreye belli etmemeye çalışmak sorunun daha derinleşmesine neden olacaktır.

Dokümanlar

Sitede yer alan içerikler hakkında ayrıntılı bilgi almak için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz.

Alkol Bağımlılığı Afişi

pdf
İNDİR

Alkol Bağımlılığı Broşürü

pdf
İNDİR

Alkol&#;n zararlı kullanımı d&#;nya &#;apında 3 milyon &#;l&#;me neden oluyor

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Kasım 17,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Alkol Farkındalık Haftası’nda açıklama yapan Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, “Alkolden kaynaklanan zararlar, alkol kullanan kişiye, aile üyelerine ve alkol tüketen kişinin çevresine zarar verdiği gibi çeşitli sağlık sorunlarına ve sosyal sorunlara da neden oluyor. Bu kapsamda, alkol bağımlılığının zararlarına ilişkin farkındalık oluşturmak ve alkol bağımlılığına karşı vatandaşlarımıza destek olmak amacıyla Yeşilay Danışmanlık Merkezimizde ücretsiz olarak psikososyal destek sağlıyoruz” dedi. Trafik kazalarında alkollü araç kullanım verilerine de değinen Öztürk, alkol aldıktan sonra direksiyona geçmeye son verilmesi çağrısında bulundu.

Haberin Devamı

Bir asrı aşkın süredir bağımlılıklarla mücadelesini sürdüren Yeşilay, Kasım Alkol Farkındalık Haftası’nda açıklama yaptı. Bağımlılıkların bireyler ve toplum açısından sosyal ve ekonomik kayıplara yol açtığına dikkat çekilen açıklamada alkolün zararlarına ve bağımlılıklarla mücadelede Yeşilay’ın yürüttüğü çalışmalara değinildi. Alkolün zararlarına dikkat çekmeyi hedefleyen Yeşilay, Kasım tarihleri arasında “Şişenin Dibi” Sergisi’ni, Üsküdar Belediyesi Sosyal Hizmet Merkezi’nde ziyarete açtı.

Alkol kullanımının kısa dönemli ve uzun dönemli etkileri olduğunu belirten Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk şunları ifade etti:

“Alkolden kaynaklanan zararlar, alkol kullanan kişi ile beraber, aile üyelerine ve içen kişinin çevresine zarar verdiği gibi çeşitli sağlık bozukluklarına ve aynı zamanda çeşitli sosyal sorunlara da neden oluyor. Alkol kullanımı erken ölüm ve sakatlıklar açısından 7. sıradaki risk faktörü olarak görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü, alkolün zararlı kullanımının dünya çapında yaklaşık 3 milyon ölüme neden olduğunu belirtiyor. Tüm bu veriler göz önüne alındığında alkol bağımlılığının zararlarına ilişkin farkındalık oluşturuyor ve bağımlılıklarla mücadele eden vatandaşlarımıza destek oluyoruz. Küçük yaşlardan itibaren bireylere sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırarak bağımlılıktan uzak kalmaları için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu kapsamda, alkol bağımlılığının zararlarına ilişkin farkındalık oluşturmak ve alkol bağımlılığına karşı vatandaşlarımıza destek olmak amacıyla Yeşilay Danışmanlık Merkezimizde ücretsiz olarak psikososyal destek sağlıyoruz. Sanatın bağımlılıklarla mücadele konusunda farkındalık oluşturmanın etkili bir yolu olduğu düşüncesiyle alkolün olumsuz etkilerine dikkat çekmek için hazırladığımız “Şişenin Dibi” sergisinin de bu anlamda önemli olduğuna inanıyor; herkesi ziyarete bekliyoruz.”

Haberin Devamı

“ALKOL ALDIKTAN SONRA ARAÇ KULLANMAMAK GEREKİYOR”

Alkollü araç kullanımı trafikte risk oluşturmaya hala devam ediyor. T.C. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre yılının ilk 10 ayında meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında kazaya sebep olan sürücülerin yüzde 1,09’u alkollü araç kullanıyor. Alkole bağlı kazalar azalsa da alkolün kazalar için risk faktörleri arasında yer aldığını belirten Öztürk, “Bu oranları sıfıra indirmemiz, alkol aldıktan sonra direksiyona oturmaya artık son vermemiz gerekiyor. Tercihlerimizi kamu sağlığını tehdit etmeden toplumdaki başka bireylerin de sağlıklı yaşam alanlarını dikkate alarak yapmalıyız. Biz Yeşilay olarak bu konuda farkındalığı artırmak için geçtiğimiz yıl ‘İpler senin elinde’ başlıklı bir kamu spotu da hazırlayarak alkolün bireyin ailesi ve toplum için zararlarına dikkat çekmiştik. Bundan sonra da yürüteceğimiz çalışmalarla bağımlılıklarla mücadeleyi devam ettirecek ve toplumumuzu alkolün zararlı etkilerinden korumak için çalışmayı aralıksız sürdüreceğiz” dedi.

Haberin Devamı

YEDAM ALKOL BAĞIMLILIĞINDAN KURTULMAK İSTEYEN 8 BİN KİŞİYE DESTEK SAĞLADI

Yeşilay, Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM) ile bağımlılara ve yakınlarına ücretsiz psikososyal danışmanlık ve rehabilitasyon desteği sağlıyor. Bugüne kadar alkol bağımlılığından kurtulmak isteyen 8 bine yakın kişi YEDAM’a başvurdu. YEDAM’ın bağımlılık alanında uzman psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan ekibi; alkol bağımlılığının yanı sıra tütün, madde, kumar ve teknoloji ile ilgili sorunlar yaşayan kişilere de ücretsiz psikososyal destek sağlayarak yeniden hayata kazandırılmaları için yardımcı oluyor. Aynı zamanda aile ve yakınlarına da destek vererek bozulan yaşam düzeninin onarılmasını ve ilişkilerin sağlıklı devam etmesini destekliyor. YEDAM’a YEDAM Danışma Hattı üzerinden ulaşılabiliyor.

Haberin Devamı

YEŞİLAY HAKKINDA

yılında faaliyete başlayan Yeşilay, insan onurunu ve saygınlığını temel alan, toplumu ve gençliği ayrım gözetmeden zararlı alışkanlıklardan korumak için çalışan, milli ve ahlaki değerleri gözeterek bağımlılıklarla mücadele eden; ulusal ve uluslararası düzeyde önleyici ve rehabilite edici halk sağlığı ve savunuculuk çalışmaları yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Alkol bağımlılığıyla mücadele hedefiyle kurulmuş; kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri arttıkça Yeşilay’ın tüzüğüne yeni çalışma alanları eklenmiştir. Alkolden sonra tütün, madde, kumar ve internet bağımlılığı mücadele alanlarına dâhil olmuştur.
Türkiye genelinde Yeşilay şubesi, dünya genelinde 95 Ülke Yeşilayı bulunmaktadır. yılında YEDAM (Yeşilay Danışmanlık Merkezi) kurulmuştur. Danışma Hattı ile çağrı merkezi hizmeti vermeye başlayan Yeşilay Danışmanlık Merkezi, şu an Türkiye genelinde ve KKTC’de aktif olarak Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) ile bağımlılık alanında profesyonel psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan kadrosu ile psikolojik ve sosyal hizmet desteği sağlamaktadır.

Haberin Devamı

Toplumu bağımlılıklardan korumak ve bilinçlendirmek için yaptığı çalışmalarından dolayı Yeşilay, yılından bu yana “Kamuya Yararlı Cemiyetler” arasında yer almaktadır. BM Ekonomik Sosyal Konsey (ECOSOC) Özel Danışmanlık Statüsüne ve Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) “Türkiye Mükemmellik Ödülü’ne” sahiptir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir