küçük fil masalı / İnatçı Fil Yavrusu Masalı - Masallar Oku

Küçük Fil Masalı

küçük fil masalı

İnatçı Fil Yavrusu Masalı

İnatçı Fil Yavrusu; Günlerden bir gün Afrika’nın insanların olmadığı ve oldukça uzak ormanlık bir yerde çok mutlu bir fil ailesi yaşarmış. Bu fil ailesi her zaman birlikte dolaşırlar ve birlikte vakit geçirirlermiş. Ancak fil ailesinin en küçük üyesi olan fil yavrusu çok yaramazmış. Her yere zıplıyor, koşuyor ve ailesinin sözünü hiçbir zaman dinlemiyormuş. İnatçı fil yavrusu o kadar yaramazmış ki ailesi bir türlü ona söz dinletemiyormuş. Annesi ile babası da artık yavrularını idare etmekte zorlanır hale gelmişler. Havanın güneşli ve güzel olduğu bir gün yine fil yavrusu ailesiyle dolaşmaya karar vermiş. Baba fil yavru filin de kendileriyle birlikte gelmesini istemiş. Ancak yavru fil babasının gezmeye çıkma teklifini reddetmiş.

Bu sefer anne fil “gel beraber dolaşalım’ demiş yavru file. Ancak yavru fil annesine de aynı şekilde yanıt vermiş. ‘Hayır ben sizinle dolaşmak istemiyorum.’ Demiş inatçı bir tavır ile. Bu sefer kardeşleri inatçı filin de kendileri ile gelmesi için şanslarını denemek istemişler. “Sen de bizimle çok eğleneceksin” demişler. Fakat yavru fil yine hayır cevabını vermiş. Artık aile yavru fili bir türlü ikna edemeyeceklerini anlamış. Bunun üzerine anne ve baba fil diğer çocuklarını da alarak dolaşmaya çıkmışlar. Yavru fil ise onlarla gitmemiş. Ailesi gittikten sonra da yavru fil kendi başına oyunlar oynamış ve şarkılar söylemiş. Ancak bir zaman sonra tek başına vakit geçirmekten de sıkılmış.

Etrafına baktığında ailesini de görememiş. Ailesini göremeyince daha da çok canı sıkılmış. Oyunlar oynasa da tek başına olmak yavru filin farklı şeyler düşünmesine neden olmuş. Artık yalnızlıktan o kadar sıkılmış ki artık fil olmak istemediğine karar vermiş. ‘Ben küçük bir fil olmak istemiyorum artık. Küçük fil olmak çok kötü bir şeymiş.’ Diye söyleniyormuş. Bir yandan da kendine sorular soruyormuş. ‘Küçük fil olmayacaksam o zaman ne olabilirim?’ demiş. Bu sorular aklını kurcalarken bir yandan da çevresine bakınıyormuş.

İnatçı Fil Yavrusu Masalı

Birden etrafında zıplaya, zıplaya gezen bir ceylana gözleri takılmış. Ceylan o kadar güzelmiş ki. Üzerinde ki benekleri, iri gözleri ve sevimli halleri ile yavru filin çok hoşuna gitmiş. Zıplayarak gezmesi de ayrıca çok eğlenceli görünmüş. Hemen kararını vermiş ve ‘ben de ceylan olmak istiyorum’ demiş. Kendisi de aynı ceylan gibi zıplayarak gezmeye başlamış. Ancak ceylanın ayakları çok zarif ve incecikmiş. Çok rahat bir şekilde zıplayabiliyormuş. Fakat kendisinin bacakları hem kalın hem de ağırmış. Zıplarken zorlanmaya başlamış. Bir zıplamış, iki zıplamış. Sonra yine kendi kendine konuşmaya karar vermiş. “Yok, yok ceylan olmak da o kadar eğlenceli değilmiş” demiş. Yine canı sıkkın bir şekilde etrafta bakınıyormuş. Kendi kendine ne olabileceğini düşünürken aklına bir fikir daha gelmiş.

O zaman ben de maymun olurum diye düşünmüş. Maymunların hayatı da ona çok eğlenceli görünmüş. Daldan dala atlıyorlar, birbirileri ile oynuyorlar hem ağaç üstlerinde geziyorlarmış. Bunu gören minik fil yavrusu kendini bir maymun gibi hayal etmiş. Kendi kendine tamam demiş ben ancak bir maymun olabilirim demiş. Hemen ormanın içinde yaşayan maymunların olduğu yere gitmiş. Ağaçların üzerinde oynayan maymunlara seslenerek ‘ben de artık sizin gibi bir maymunum’ demiş. Hemen tüm maymunlar küçük filin yanına aşağıya inmişler. Üzerine çıkanlar olmuş, kulaklarını çekiştirenler olmuş. Bazıları da kulaklarına asılmış. Bazısı da kafasına Hindistan cevizi atmış. Yaramaz fil kendini o maymunların arasından çok zor bir şekilde kurtarmış. Onlar gibi olamayacağına da karar vermiş. Yine ne olacağını düşünmeye başlamış. Ne olmak istese hep bir engel çıkıyormuş. Bunun üzerine yolda yürürken rengârenk bir papağan ile karşılaşmış.

Papağan bir ağaçtan havalanıp bir başka ağaca konuyormuş. Renkleri ise büyüleyiciymiş. Kanatlarını açtığında süzülüşü fil yavrusunun çok hoşuna gitmiş. Hemen aklına bir fikir gelmiş. ‘İşte! Ben de bir papağan olmak istiyorum’ demiş. Hemen papağanın yanına gitmiş. ‘Papağan kardeş ben de papağan olmak istiyorum. Acaba sen bana uçmayı öğretir misi’ diye sormuş. Papağan diğer hayvanlardan daha vicdanlı çıkmış ve yavru file uçmayı öğretebileceğini söylemiş.

İkisi birlikte yola koyulmuşlar. Göl kıyısında bulunan bir dik yamacın kenarına kadar gitmişler. Papağan ‘haydi uçalım o zaman birlikte’ demiş. Papağan çok güzel bir şekilde semalarda süzülürken yavru fil de kendini birden boşluğa bırakmış. Ama papağan gibi güzel bir şekilde uçmak yerine yamaç aşağı paldır küldür yuvarlanmış. Derken kafa üstü göle çakılmış. Suyun içerisinde bir de çamura saplanmış. Kendini hem çamurdan hem de sudan kurtarmaya çalışırken o kadar çok korkmuş ki birden ne yapacağını şaşırmış. Güçlükle hemen karaya çıkmaya çalışmış. Karaya çıktığında da üzerinde bir sürü çamur varmış ve ağrımadık yeri yokmuş. En sonunda kendi durumunu kabullenmiş ve ‘en iyisi ben bir fil yavrusu olarak kalayım’ demiş. Sonra da ailesini aramaya başlamış. Onlarla vakit geçirmek ona daha çok cazip gelmiş. İnatçı fil yavrusu hikâyesi de burada sona ermiş.

İçindekiler

İnatçı Fil Yavrusu Masalı Özeti

İnatçı fil yavrusu hikayesi oku çocuklara ve yetişkinlere çok güzel mesajlar veren bir masaldır. Afrika’nın kimsenin bilmediği ormanlarının derinliklerinde bir yerlerde çok mutlu bir fil ailesi yaşarmış. Bu fil ailesi o kadar mutluymuş ki yavruları ile birlikte zaman geçirmekten büyük bir keyif alırlarmış. Ancak bu ailenin bir de ele avuca sığmaz bir yavruları varmış. Havanın çok güzel olduğu bir gün anne ve baba fil yavrularına hadi dolaşmaya gidelim demişler. Ancak yavru fil ailesine katılmak istememiş. Annesi ve babası ayrı ısrar etmişler gitmek istememiş. Sonra kardeşleri de gelmesini istemiş. Onlara da hayır cevabını vermiş. Aile de ikna edemeyeceklerini anlayınca yavru fili evde bırakarak kendileri gezmeye gitmişler.

Yavru fil yavrusu da inatçı olduğundan onlarla gitmemiş ve evde kalmış. Tek başına oyunlar oynamaya başlamış. Yavru fil yavrusu çok inatçı olduğundan bir türlü ailesinin arkasından da gitmemiş. Ancak biraz oynadıktan sonra canı sıkılmaya başlamış. Ailesi de hemen gelmemişler. Sağına bakmış soluna bakmış ve artık yavru bir fil olmak istemediğine karar vermiş. Ne olmak istediğini düşünürken birden yolda zıplayan bir ceylan görmüş. Ceylanın güzelliği ve zıplamasından çok etkilenen inatçı yavru fil hemen bir yavru ceylan olmaya karar vermiş. Hemen ceylanın arkasına takılmış ve ceylan gibi zıplamaya başlamış. Ancak kendi bacakları ceylanın bacakları gibi ince ve çevik değilmiş. Ceylan gibi kolaylıkla zıplayamamış. Ceylan olamayacağına karar veren fil yavrusu çevrede gezinmeye başlamış. Bu sefer de maymunları fark etmiş. Kolayca daldan dala atlıyorlar, etraflarında oyunlar oynuyorlar ve çok fazla eğleniyorlarmış. Bu sefer de bir maymun olmak istemiş. Ancak işler kendisinin hesapladığı gibi de gitmemiş.

Maymun olmak için hemen maymun ailesinin yanına gitmiş ve isteğini söylemiş. Diğer maymunlar da hemen yanına inmişler. Yavru fili çok merak etmişler. Fil yavrusunun kulağını çekmişler, kuyruğu ile oynamışlar, üzerine binmişler. Yapmadıklarını bırakmadıkları için yavru fil hemen oracıktan kaçmış. Kendini zar zor başka bir yere atmış ve bir maymun olmak istemediğine de karar vermiş. Yine kararsız bir şekilde düşünürken bu sefer de papağan görmüş. Papağan öyle güzel uçuyor öyle güzel süzülüyormuş ki kararını vermiş. Hemen papağanın yanına gitmiş ve papağan kardeş bana senin gibi uçmayı öğretir misin diye sormuş. Papağan da diğer hayvanlardan daha insaflıymış. Tabi ki öğretirim demiş ve yavru fil ile birlikte yol almaya başlamışlar. Papağan uçarak, yavru fil de yürüyerek göl kenarına gitmişler. Burada çok yüksek bir tepe varmış. Aşağıda da göl bulunuyormuş. Papağan haydi uçalım demiş ve kendini boşluğa bırakmış. Öyle güzel süzülüyormuş ki yavru fil de düşünmeden kendini boşluğa bırakmış. Ancak papağan gibi uçamadığı gibi birden aşağıya doğru da düşmeye başlamış. Bu da paniklemesine ve korkmasına neden olmuş. Kendini birden aşağıda ki gölün içerisinde ki çamurda bulmuş. Hemen çamurdan çıkmış ve karada kendini temizlemiş. Bundan sonra da yavru bir filden başkası olmayacağına karar vermiş. Bu olaydan sonrada hemen gidip ailesini aramaya koyulmuş. İnatçı fil yavrusu masal oku etkinliği böylece mutlu bir son ile sona ermiş.

İnatçı Fil Yavrusu İle İlgili Merak Edilen Sorular

İnatçı Fil Yavrusu hikayesi oku etkinliği ile ilgili olarak birçok merak edilen konu bulunuyor. Aynı zamanda bu hikayeden de çok güzel alınması gereken dersleri bulunuyor. İnatçı fil yavrusu masal oku etkinliği soruları şunlardır:

  • İnatçı Fil Yavrusu Hikayesinin Ana Kahramanı Kimdir?

İnatçı Fil Yavrusu hikayesi ana kahramanı bir fil ailesinin en küçük ve yaramaz olan üyesidir.

  • Yavru File Ailesi Ne Demiş?

Biz gezintiye çıkıyoruz. Sen de gelmek ister misin diye sormuşlar.

  • Yavru Fil Ailesine Ne Cevap Vermiş?

Annesi ve babası ayrı kardeşleri de ayrı ayrı sormuş ve hepsine gelmek istemediğini söylemiş.

  • Yavru Fil Ailesi Gittikten Sonra Ne Yapmış?

Kendi başına oyunlar oynamış, şarkılar söylemiş. Sonra da yapacak bir şey bulamayınca çok fazla canı sıkılmış.

  • Yavru Fil Neden Yavru Bir Fil Olmak İstememiş?

Tek başına kalınca canı çok sıkılmış ve yapacak bir şey bulamamış. Yalnız da kalınca yavru bir fil olmak yerine başka bir şey olmak istemiş.

  • Yavru Fil Ne Olmak İstemiş?

İnatçı Yavru fil masalı önce bir ceylan görmüş ve ceylan olmak istemiş. Ancak ceylan gibi kolayca zıplayamamış. Çünkü kendisinin bacakları hem kalın hem de çok hantalmış. Bu yüzden de vazgeçmiş. Sonra maymun ailesini görmüş ve maymun olmak istemiş. Ancak tüm maymunlar yavru fili görünce onu biraz hırpalamışlar. Kendini onlardan çok zor bir şekilde kurtaran yavru fil bu sefer de papağan olmak istemiş. Papağan olmayı da başaramamış.

  • Yavru Fil Neden Papağan Olmaktan Vazgeçmiş?

Papağan ile göl kenarından aşağıya atladığında papağan gibi uçamamış ve aşağıya düşmüş. Canı da çok yanmış ve bu sefer de yavru bir fil olarak kalmaya karar vermiş. Sonra da ailesini aramaya gitmiş.

  • İnatçı Fil Yavrusu Masalından Çıkarılması Gereken Ders Nedir?

İnatçı Fil Yavrusu masalında kişilerin kendi doğasına aykırı davranamayacağından bahsedilmiştir. Bir fil sadece fil gibi olabilir, ceylan ceylan gibi, maymunlar maymunlar gibi ve insanlar da insanlar gibi olabilir. Nasıl yaratıldılar ise o şekilde de davranmak zorundadırlar. Aynı zamanda bir yavru filin yeri de her zaman için ailesinin yanıdır.

Hayvan Hikayeleri &#; Resimli Hikaye &#; Değişik Masallar

Uykucu Fil

Yayınlanma Tarihi

11/12/

Üye Ol, Özel İçeriklere Eriş

Kocaman Bi' Site, yalnızca kullanıcılar için özel olarak sunulacak yayınlara başlıyor! Hemen kayıt ol ve şimdiden yerini kap. Beta süreci yalnızca ilk kullanıcı ile yapılacaktır.

Topluluğun Bir Parçası Ol!

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Ormanın birinde bir fil yaşarmış. Bu fil çok uykucuymuş. Her sabah okula geç kalırmış. Çünkü geceleri geç uyurmuş. Öğretmeni ona çok kızarmış. Ama ne çare? Uykucu fil geç kalmaya devam edermiş. Bir gün annesi elinde bir zille; sabahın erken saatinde, filin başına dikilmiş:

-Zırrr! Uyan bakalım uykucu. Okula geç kalma.

Fil uyanmak istemiyormuş. Hem gece yine çok geç yatmış. Uykusunu alamamış bile. Annesi niye erkenden başına dikilmiş ki? Fil:

-Uyanmak istemiyorum. Uyuyacağım.

Dese de, annesi bir türlü başından gitmiyormuş. En sonunda fil kalkmak zorunda kalmış. Mutsuz bir yüz ifadesiyle uyanmış. Yerinden zar zor kalkmış. Başı dönmüş, az daha düşecekmiş. Annesi:

-Söz dinlemeyip geç uyursan işte böyle olur.

Demiş. Fil elini yüzünü yıkamış. Uyuklayarak kahvaltı yapmış. Sonra okula gitmek için yola koyulmuş. Uzun zamandır ilk defa okula vaktinde gidecekmiş. Yürürken uykusu açılmış filin. Hoplaya zıplaya okula giderken, birden ayağı bir şeye takılmış. Fil yere kapaklanmış. Bir de bakış bir taş. Sinirlenmiş. Taşa tekme atayım derken ayağı acımış bu sefer de. Taşın içinden bir kafa çıkıvermiş. Fil:

-Bu da nedir?

Demiş kendi kendine. Meğerse bu bir taş değil, kaplumbağaymış. Kızgınlıkla file bakmış kaplumbağa:

-Ne yaptığını zannediyorsun sen?

Fil şaşırmış:

-Ben seni taş sanmıştım. Özür dilerim.

Dese de kaplumbağa laftan anlamamış. Söylenip durmuş file. Fil saate bakmış. Okula yine geç kalacakmış. Aceleyle:

-Gitmem gerek, okula geç kaldım.

Diyerek hızla uzaklaşmış. Kaplumbağa ise hala söyleniyormuş. Fil koşmaya başlamış. Koşarken bir anda birine çarpmış. Kafasını kaldırmış ki bir tavşan. Tavşan yere düşmüş. Fil, tavşanı yerden kaldırmak için elini uzatmış:

-Özür dilerim tavşan. Seni görmedim.

Tavşan:

-Önemli değil fakat bir dahakine daha dikkatli olmalısın.

Fil yoluna devam etmiş. Koştururken bir anda bir ses duymuş. Bir ağacın üstünde minik bir kedi varmış. Kedi:

-Miyav, imdat. Yardım edin.

Diye ağlıyormuş. Fil yardım etmek istiyormuş. Ama okula geç kalacakmış. Yine de kediyi orada bırakmaya gönlü razı olmamış. Fil:

-Tamam, kedicik, sana yardım edeceğim.

Demiş ve kedinin ağaçtan inmesine yardım etmiş. Kedi file teşekkür etmiş. Fil saate baktığında okula geç kaldığını görmüş. Çok üzülmüş. Okula yürümüş. Sonunda okula ulaşmış. Kapıyı çalmış:

-Öğretmenim, geç kaldığım için özür dilerim.

Öğretmen:

-Son derste bir daha geç kalma demiştim fil. Maalesef artık seni derse alamam. 

Fil:

-Ama öğretmenim…

Demiş ama ne fayda. Öğretmen fili dinlememiş. Çünkü fil her seferinde aynısını yapıyormuş. Hep de bir bahane buluyormuş. Fil eve geri dönmüş. O gün çok düşünmüş. Her gün geç kalmıyor olsa, belki de öğretmeni onu dinleyecekmiş. Hatta hak verecekmiş. Öğretmeninin onu dinlememesi biraz da filin suçuymuş. Geç kalarak öğretmeninin güvenini kaybetmiş. Fil bir karar vermiş. Artık vaktinde uyuyacak, okula geç kalmayacakmış. Öğretmeninden ve arkadaşlarından da özür dileyecekmiş. O gece fil erkenden uyumuş. Sabah vaktinde uyanmış. Okula da geç kalmamış. Öğretmeni çok mutlu olmuş. Fil öğretmeninden ve arkadaşlarından özür dilemiş:

-Artık geç kalmayacağım öğretmenim. Hepinizden özür diliyorum.

Öğretmeni gülümseyerek:

-Sana inanıyorum fil. 

Demiş. Fil o günden beri hep sözünü tutmuş. Okula hiç geç kalmamış. 

Yaş Grubu Etiketi:

6 Yaş Masalı

Hala E-Posta listemize kayıt olmadın mı?

En yeni içeriklerimizden, yeni kategorilerimizden, haftalık seçkilerimizden ve en önemlisi; Kocaman Bi' Site+ içeriklerine özel indirimler elde etmek için hemen mail listemize kaydol.

Thank you! Your submission has been received!

Oops! Something went wrong while submitting the form.

Copyright Uyarısı

Bu metin seafoodplus.info için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.

İnatçı Fil Yavrusu Masalı

İnatçı Fil Yavrusu Masalı, Afrika’nın  ormanlık bölgelerinin birinde bir fil ailesi yaşarmış. Bu ailenin en küçükleri olan yavru fil öylesine inatçı öylesine yaramazmış ki bazen çevresinde bulunanları usandırırmış,

Bir gün ailecek dolaşmaya çıkmaya karar vermişlerdi ama inatçı fil onlarla beraber gitmeyince, baba fil, “Bizimle gelmiyor musun?”

“Hayır baba ben gezmek istemiyorum” demiş,

Baba &#;hadi inat etme&#; demiş, inatçı fil hayır dercesine başını sallamış .

Anne fil bu kez “Gelsene yavrum beraber gidelim” demiş.

“Hayır gelmek istemiyorum.”

kardeşleri &#;Hadi bizimle gel beraber güzel vakit geçiririz” demiş

“Hayır gelmeyeceğim diyorum anlamıyor musunuz?” diyerek bağırmış yavru fil.

Çaresiz kalan aile küçük inatçı fili evde yalnız bırakarak dolaşmaya çıkmışlar, yavru fil herkes gittikten sonra bir süre tek başına eğlenmiş ama sonra da tek başına oynamaktan canı sıkılmaya başlamıştı.

Sıkıntıdan ne yapacağını bilemeyen fil herkese çok kızgınmış, kendi kendin konuşmaya başlamış “Bundan sonra ben bir fil olmak istemiyorum, birde küçük fil olmak daha kötü bir şey, peki ben ne olayım ki?” diye kendi kendine konuşurken,

O  anda yakınından zıplaya zıplaya  geçmekte olan bir ceylana gözü takılmış. “Heyecanla ben bir Ceylan olayım” diye karar vermiş.

Hemen Ceylanı taklit ederek zıplaya zıplaya gitmeye kalkışmış ama o kalın ve hantal ayakları hemen birbirine takılıverince yüzüstü yere düşmüş!

Canı acıyan yaramaz fil bu seferde &#; Demek Ceylan olmak o kadar eğlenceli değilmiş&#; diye söylenmiş.

En iyisi ben bir Maymun olayım! diye geçirmiş içinden, hemen Maymunların sıklıkla yaşadığı ağaçların yanına gitmiş ve daldan dala zıplayarak oyun oynayan maymun yavrularına seslenmiş:

“Hey Maymun kardeşler bundan böyle ben de sizin gibi bir maymunum gelin beraber oynayalım!”

Maymun yavruları küçük yaramaz filin yanına gelerek üzerine çıkmışlar, kimisi kulaklarını çekmiş, kimisi kuyruğuna asılmış, kimisi de sırtında ve kafasında zıplamaya başlamış, Maymun olmaktan da vazgeçen Yaramaz fil kendini o haylaz maymunlardan zor kurtarmış!

Yolda düşünceler içinde yürürken rengarenk bir papağanla karşılaşmış, Papağan bir ağaçtan diğer bir ağaca uçuyormuş, bu durum Küçük filin çok hoşuna gitmişti, hemen Papağana seslenerek

“Merhaba kardeş ben de senin gibi bir papağan olmak istiyorum, bana uçmayı öğretir misin?”

Papağan şaşkınlık içerisinde hiç istifini bozmadan “Elbette öğretirim!” demiş.

Beraberce gölün kıyısında bulunan dik bir yamaca gitmişler. Papağan haydi öyleyse uçalım diye ileri atlayıp yükseklerde süzülmeye başlamış.

İnatçı Fil uçamayacağını ne bilsin hemen onu taklit ederek dik yamaçtan kendisini aşağı bırakmış.

Papağan neşeli bir şekilde uçarken, yaramaz fil yavrusu, paldır küldür dik yamaçtan yuvarlana yuvarlana yamacın bitiminde bulunan küçük göle düşmüş, yara bere içinde kendisini, sudan kurtarmaya çalışırken çok korkan fil, zorla karaya çıkmayı başarmış ama her tarafı çamur içinde kalmıştı.

Uzun bir süre yara ve kemik ağrısı yüzünden yerinden kalkamayan yavru fil, “En iyisi ben bir fil yavrusu olarak kalmalıyım” diye düşünmüş.

Ertesi gün ancak ayağa kalkarak eve giden fil yavrusu, ailesinin geceden beri kendisini aradığını öğrendi, onlardan özür dileyerek bir daha onlardan ayrılmadı.

CANI SIKILAN KÜÇÜK FİL VE BİSİKLETLİ ADAM

kucuk_fil

Ormanların en büyük hayvanlarından birisidir fil. Kocaman vücudu, upuzun hortumu ile hem büyük hem de sevimli hayvanlardan birisidir. Peki, siz hiç canı sıkılan bir fil yavrusunun masalını dinlediniz mi? İşte size tatlı mı tatlı canı sıkılan fil masalı…

Bir varmış, bir yokmuş… Uzak ormanların birinde küçük bir fil yavrusu yaşarmış. Bu fil yavrusu, çok sevimli bir o kadar da şekermiş. Fakat ormanda oynayacak pek bir arkadaşı olmayan küçük fil, can sıkıntısından ne yapacağını bilemiyormuş. Ormanın içinde gezip dursa da can sıkıntısını bir türlü geçiremiyormuş.

Günlerden bir gün canı sıkılan küçük fil ormanın dışına çıkmaya karar vermiş. Bunun tehlikeli bir adım olacağının farkındaymış ama can sıkıntısını bu orman içinde geçiremeyeceğini de anlamış. Yavaş yavaş yürüyerek ormanın bitişine doğru gelmiş.

Ormanın bitişinde kocaman bir yol çıkmış karşısına. Yolun kenarında durarak gelen geçen arabaları izlemeye başlamış. Arabalar o kadar farklı geliyormuş ki küçük file… Bazıları büyük bazıları çok küçük arabalara bakakalmış. ‘Küçük arabalara ben nasıl sığarım ki’ diye geçirmiş bile içinden. Bazı arabalar küçük fili görünce arabalarını yol kenarında durdurup küçük fili sevmek için arabadan iniyormuş. Küçük fil kendisine gösterilen ilgiden memnun, gelen geçenleri izlemeye devam etmiş.

Küçük fil arabaları izlerken yolun en kenarından giden bir adam görmüş. Adam bir şeyin üzerine binmiş ve onu direksiyon ile yöneterek hareket ettiriyormuş. Küçük fil gördüğü karşısında çok şaşırmış. ’Acaba adamın kullandığı bu tekerlekli aracın adı ne’ diye geçirmiş içinden. Hemen adama bağırmış:

Küçük Fil: ‘Hey, baksana! Hey insan bakar mısın?’

Bisikletli adam yolun kenarında kendisine seslenen küçük fili fark edince durmuş:

Bisikletli adam: ‘Söyle bakalım küçük sevimli fil. Senin ne işin var burada? Neden ormanda değilsin?’

Küçük fil adama cevap vermiş:

Küçük Fil: ‘Ormanda canım çok sıkıldı. Yapacak bir şey ararken buraya kadar yürüdüm. Senin bindiğin bu şeyin adı ne?’

Bisikletli adam küçük file gülümsemiş:

Bisikletli adam: ‘ Bunun adı bisiklet. Canın sıkıldıysa sen de bisiklete binebilirsin’ demiş.

Küçük fil şaşkınlıkla sormaya devam etmiş:

Küçük FİL:’ İyi de ben o bisiklete sığmam ki…’

Bisikletli Adam: ‘O zaman kendine göre büyük bir bisiklet bul’ demiş.

Küçük FİL: ‘İyi de büyük bisikleti nereden bulacağım?’

Bisikletli adam: ‘ E onu da sen ara bul, hadi benim gitmem lazım işim var’ demiş.

Bisikletli adam uzaklaşırken filin aklına bir soru daha gelmiş. Hemen adamın arkasından koşmuş ve ona yetişmiş:

Küçük FİL: ‘Hey, baksana! Sen de canın sıkıldığı için mi bisiklete biniyorsun?’

Bisikletli adam: ‘Sen ne kadar meraklı bir filsin böyle! Evet, benim de canım sıkıldı, o yüzden bisiklete binip biraz gezmek istedim. Sana da boşuna mı bisiklete bin diye öğüt verdim sanıyorsun?’

Küçük fil, aklındaki soruları adama sormaya devam etmiş:

Küçük FİL: ‘Peki, iki tekerlek üzerinde nasıl düşmeden durabiliyorsun?’

Bisikletli adam: ‘Bine bine alışıyorsun tekerlek üzerinde denge kurmaya. Öğrenirken zorlansa da sonrasında alışıyorsun.’

Küçük Fil sorularına devam etmiş:

Küçük FİL: ‘Ben de alışabilir miyim acaba iki tekerlek üzerinde durmaya?’

Bisikletli adam: ‘Sen önce bisikletini al da sonra bakarız’ demiş.

Küçük fil sorularına devam ediyormuş:

Küçük FİL: ‘Peki bisiklet uçar mı?’

Bisikletli adam: ‘Hayır, uçmaz.’

Küçük filin gözleri açılmış:

Küçük Fil: ‘Peki bisiklet ne yapar?’

Bisikletli adam daha fazla dayanamamış:

Bisikletli adam: ‘Bisikletler kaçar, aynen benim şimdi kaçacağım gibi’ demiş ve bisiklet ile hızla uzaklaşırken küçük fil de arkasından bakakalmış.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir