peygamberimiz ne tarafa yatardı / Neden sol tarafımızda yatmamız gerekiyor? | Sağlık

Peygamberimiz Ne Tarafa Yatardı

peygamberimiz ne tarafa yatardı

Peygamberimiz nasıl uyur ve otururdu? Yüz üstü yatmak günah mı? Oturma ve uyuma adabı

Peygamberimiz nasıl uyur ve otururdu? Yüz üstü yatmak günah mı? Oturma ve uyuma adabı

Peygamberimiz (SAV)'in oturma adabı ve uyuma şekli ile ilgili bilinmesi gerekenleri sizler için araştırdık! Allah'ın sevmediği uyku şeklini tarif eden Peygamberimiz başka hangi uyku şeklini yasakladı? Peygamberimiz nasıl uyurdu? Peygamberimizin oturma şekli nedir? Peygamberimiz en çok nasıl otururdu? Köpek oturuş şekli nasıl? Bacak bacak üstüne atmak caiz mi? Peygamberimizin sünnet davranışları

Allah (c.c)'un 'Habibim' olarak hitap ettiği Peygamber Efendimiz (SAV), gündelik hayatımız içerisinde örnek almamız gereken ilk insandır. Sözleri ve davranışlarıyla bizlere rehber olan Peygamberimiz (SAV)'in sünnetleri, her Müslüman kişi tarafından bilinmeli ve uygulamaya geçirilmelidir. Dua etme şekli, yemek yeme adabı, oturup kalkması, uyku pozisyonu, ibadet etme şekli ve insanlara hoşgörülü yaklaşımı ile benzememiz gereken birçok yön vardır. Sünnet olan davranışları hayata geçirmeye özen gösterdiğimiz takdirde hem Efendimizi hem de Efendimizin izinden gideceğimiz için bizlerden hoşnut olacak olan Allah (c.c)'un rızasını kazanmamız mümkündür.

Bizlerde günlük hayatımızda sergilediğimiz bazı davranışları sünnete uygun hale sokmaya çalışarak daha doğru ve faziletli bir yol izleyebiliriz. Örneğin oturma ve uyuma eylemlerini ibadete dönüştürebiliriz! Nasıl mı? Elbette, sünnete uygun oturma adabı ve uyku pozisyonu şekli ile

Salavat nedir? Peygamberimize salavat nasıl getirilir? Sevgiliye en güzel salavatı şeriflerİLİŞKİLİ HABERSalavat nedir? Peygamberimize salavat nasıl getirilir? Sevgiliye en güzel salavatı şerifler

Öyle ki Ebu Said el- Hudri'nin rivayetlerine göre, Efendimiz (SAV) oturduğu zaman kalçaları üzerine oturarak dizlerini dikip el (ler)ini önden bağlarmış. Bu durum karşısında Peygamberimizin oturma adabını anlayabiliyoruz. Uygun olmayan bir yatış pozisyonu ile ilgili de 'Allah'ın sevmediği' olarak sıfatlandırılan uyku şekli rivayetlere göre şöyledir: Efendimiz (SAV), mescitte yüz üstü şekilde yatan birisini uyandırmış ve "Bu şekilde yatmak Allah'ın sevmediği bir yatış şeklidir." buyurmuştur. (Ebû Dâvud)

PEYGAMBERİMİZ (SAV) NASIL OTURURDU? PEYGAMBERİMİZİN OTURMA ADABI

Oturma şekilleri ve anlamları! Oturma adabı nasıldır?

Oturma şekilleri ve anlamları! Oturma adabı nasıldır?

BAĞDAŞ KURARAK OTURMANIN HÜKMÜ NEDİR?

Peygamber Efendimiz (SAV)'in en sık tercih ettiği ve rahat ettiği oturma şekillerinden birisi de bağdaş kurarak oturduğu zamanlardı. Bu şekilde oturmak avret mahallininin açılmasını engeller ve

Câbir bin Semure (r.a), Efendimiz (SAV)'in, sabah namazını kıldıktan sonra güneş iyice yükselinceye kadar, bağdaş kurarak oturduğunuhaber vermektedir. (Ebû Dâvûd, Edeb, 26)

KURFUSA/ İHTİBA OTURUŞU:

İbn-i Ömer (r.a); “Peygamberimiz (SAV)'i Kâbe'nin avlusunda elleriyle dizlerini tutarak şöyle otururken gördüm.” demiş ve uyluklarını karnına dayayıp kolları ile dizlerini tutarak, kaba etleri üzerine oturmuştur. (Buhârî, İsti'zân, 34)

Kayle bint-i Mahreme de; ''Peygamberimizi dizlerini karnına dayamış, dizlerini elleriyle tutup kaba etleri üzerine oturmuş vaziyette gördüm. Onu böyle huşû ve huzûr içinde mütevâzi bir vaziyette oturur görünce, korkudan irkildim.” demektedir. (Ebû Dâvud, Edeb, 22) Bu tarz, Peygamber Efendimiz'in sıklıkla yaptığı, hatta Kâdî İyâz'a göre bağdaş kurarak oturmaktan daha çok tercih ettiği bir oturuştur. Ancak bu oturma pozisyonu hutbe sırasında yasaklanmıştı. (Ebu Dâvûd, Salât, ) Nedeni ise bu şekilde uyumanın uyku getirici olması ve kişinin kendisine hutbeye verememesinden kaynaklanmaktadır. En risklisi de abdestin bozulmasına yol açabilir.

Peygamber Efendimiz (SAV)İLİŞKİLİ HABERPeygamber Efendimiz (SAV)'in 'En' sevdiği şeyler

PEYGAMBERİMİZİN YASAKLADIĞI OTURMA ŞEKLİ! KÖPEK OTURUŞ ŞEKLİ NASIL? MÜSLÜMAN NASIL OTURMAMALI?

Köpek oturuşu nasıl? Köpek oturuş şekli nedir?

Köpek oturuşu nasıl? Köpek oturuş şekli nedir?

Dinimizce tavsiye edilmeyen ve sakıncalı olan oturma şekli 'köpek oturuşu' olduğu bilinmektedir. Bu şekil ise kalçanın yayık bir şekilde dizlerin dikik olduğu ve ellerinde yere dayanarak köpek oturuşuna benzer oturulmasıdır.

Peygamberimizin o şekilde oturulduğu takdirde gazaba uğrayanlara benzetildiği oturma şekli hadiste şöyle geçmektedir:  Şerîd bin Süveyd (r.a) rivayetine göre, ''Bir gün sol elimi arkaya atmış ve elimin ayasına dayanmış otururken, Peygamberimiz yanıma geldi ve: "Allâh'ın gazabına uğramış olanlar gibi mi oturuyorsun?" buyurdu.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 24)

Bir başka hadis-i şerifte de kişiyi kaldırtıp onun yerine kendinin oturduğu kimseler için şu tavsiyede bulunmuştur:“Sizden biriniz bir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp yerine kendisi oturmasın. Fakat açılarak halkayı genişletiniz.”

Gece yatmadan önce okunacak dua ve sureler! Uyumadan önce yapılacak sünnetlerİLİŞKİLİ HABERGece yatmadan önce okunacak dua ve sureler! Uyumadan önce yapılacak sünnetler

PEYGAMBERİMİZ NASIL UYURDU? PEYGAMBERİMİZİN UYKU ŞEKLİ NASILDI? SAĞ TARAFI MI YOKSA SOL TARAFA MI YATILMALI?

Peygamberimiz nasıl uyurdu? Sağ tarafa yatmak

Peygamberimiz nasıl uyurdu? Sağ tarafa yatmak

Bilindiği üzere Peygamberimizin sünnetlerine baktığımızda hayırlı her işe sağ taraftan başladığını görürüz. Uyku esnasında da sağ tarafına yatmayı tercih etmiştir. Hem sünnet hem de sağlıklı bir yöntem olan bu şekilde kalp ve mide sol da olduğu için sıkışma olması önlenmiş olur.

Tam olarak uyku şekli ise tariflere göre şu şekildedir: Sağ tarafa yatıp sağ dirseğini dikerek, sağ elinin ayasını sağ yanağının altına destek yaparak yatmıştır. (Müslim, Mesâcid, ) Yine Peygamberimiz (SAV) kısa zamanlı bir uyku için ve bilhassa zarûret îcâbı geç yattığında sabah namazını geçirme endişesi ile böyle yapmıştır. (Buhari, Deavât, 5; Müslim, Misâfirîn, )

Kaylule uykusu nedir ve kaylule vakti ne zaman? Öğle uykusunun bilimsel faydalarıİLİŞKİLİ HABERKaylule uykusu nedir ve kaylule vakti ne zaman? Öğle uykusunun bilimsel faydaları

YASAKLANAN UYKU ŞEKLİ! YÜZ ÜSTÜ YATMAK GÜNAH MI? 

Uyku pozisyonları neler? sağ tarafa mı sol tarafa mı yatılmalı? Sırt üstü yatmak

Uyku pozisyonları neler? sağ tarafa mı sol tarafa mı yatılmalı? Sırt üstü yatmak

Haram olmasa da dinimize göre uygun görülmeyen bir uyku şekli Allahın sevmediği bir pozisyon olduğu için yüz üstü yatmadır. Tahfe bin Kays (r.a.) rivayetine göre:“Bir ara mescitte yüzükoyun yatmıştım. Baktım ki bir adam ayağıyla bana dürtüyor ve: “Bu, Allah’ın kızgınlığına sebep olan bir yatış tarzıdır.” diyordu. Bir de baktım o, Resûlullah imiş! (Ebû Dâvûd, Edeb, 94)

BACAK BACAK ÜSTÜNE ATARAK UZANMAK CAİZ Mİ?

Abdullah bin Yezîd (r.a.), Resûlullah’ı mescidde bir ayağını diğer ayağı üzerine atmış, sırt üstü yatarken gördüğünü öne sürmektedir. (Buhârî, Salât, 85) Diğer bir rivâyette ise; “Uzanıp yattığın vakit ayaklarını birbirinin üzerine koyma!” (Müslim, Libas 73) buyrulur. Şimdi bu iki hadis incelendiğinde zıtlık var gibi görülse de aslında zıt değildir. İkinci hadis, avret mahallinin tamamının ya da bir tarafının açılacak gibi sırt üstü uzanarak bacak bacak üstüne koymayı yasaklamaktadır. İlkinde ise açılıp saçılmaya meydan vermeyecek tarzda câiz olan pozisyondan bahsedilmektedir.

Taharet nasıl alınır? Büyük tuvalet sonrası temizlik nasıl yapılır? Peçeteyle taharet

İLİŞKİLİ HABER

Taharet nasıl alınır? Büyük tuvalet sonrası temizlik nasıl yapılır? Peçeteyle taharetKaylule uykusu nedir ve kaylule vakti ne zaman? Öğle uykusunun bilimsel faydaları

İLİŞKİLİ HABER

Kaylule uykusu nedir ve kaylule vakti ne zaman? Öğle uykusunun bilimsel faydalarıPeygamberimiz kimlere şefaat edecek? Peygamberimizin şefaati ile ilgili hadisler

İLİŞKİLİ HABER

Peygamberimiz kimlere şefaat edecek? Peygamberimizin şefaati ile ilgili hadisler

Peygamberimiz nasıl uyurdu? Peygamberimizin yatağı nasıldı?

 Peygamber Efendimiz (SAV), gündelik hayatımız içerisinde örnek almamız gereken ilk insandır. Sözleri ve davranışlarıyla bizlere rehber olan Peygamberimiz (SAV)'in sünnetleri, her Müslüman kişi tarafından bilinmeli ve uygulamaya geçirilmelidir. Dua etme şekli, yemek yeme adabı, oturup kalkması, uyku pozisyonu, ibadet etme şekli ve insanlara hoşgörülü yaklaşımı ile benzememiz gereken birçok yön vardır

Efendimiz'in en çok merak edilen hasletlerinden biri de uyku düzeni ve uyuma şekliydi.

Peygamberimiz (asm), yüz üstü ve karın üstü yatılmasını hoş görmezönce sağ tarafına uzanır, sonra da genellikle sırt üstü uyurdu.

PEYGAMBERİMİZİN YATAĞI NASILDI?

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Resûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem yatağının yüzü tabaklanmış deriden, içi de yumuşak hurma lifindendi.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN UYKU DÜZENİ NASILDI?

Peygamber Efendimiz SAV öğleden sonra istirahat ederlerdi

Hz. Peygamber (asm) öğle namazını kıldıktan sonra, bir miktar uyur, "kaylule" yapardı.

Kaylûleden, "güzel bir âdet" diye söz eder, zaman zaman süt teyzesi Ümmü Haram veya Enes'in annesi Ümmü Süleym gibi yakınlarının evinde kaylûle yapardı.

Ayrıca gecenin bir bölümünü ibadet için ayıranların gündüz kaylûle yaparak geceye zinde girmelerini tavsiye ederdi.

Yatsı namazından sonra yatar, gece kalkıp vitir namazını kılardı.

“Gecenin sonuna doğru namaza kalkamayacağından endişe eden kimse vitir namazını gecenin baş tarafında kılsın" buyurur,. gecenin sonunda kalkacağına güvenen kimse de vitir namazını gecenin sonunda kılsın derdi.

Peygamberimiz SAV yatsı namazını mescidde kıldıktan sonra evine döner istirahate çekilirlerdi. Uyumadan önce odasına çekilir, Kur'ân okurdu.

Genellikle de İsrâ, Zümer, Hadîd, Haşr, Tegâbün, Cum'a sûrelerinden birini okurdu.

UYUMADAN ÖNCE HANGİ DUAYI EDERDİ?

Hz. Peygamber (asm) uyumadan önce "Allah'ım! Senin isminle ölür, senin isminle yaşarım!" der, uyandığı zaman "Bizi öldürdükten sonra yaşatan Allah'a hamd olsun. Hepimiz ona döneceğiz." derdi.

Gecenin üçte ikisi geçtikten sonra uyanır, yastığına yakın bir yerde bulundurduğu misvakla dişlerini ovar, sonra abdest alarak Allah'a ibadet ederdi.

Teheccüd namazı, Hz. Peygamber (asm)'e vacip olduğu için hiç terk etmemiştir. Bu ibadet ve zikirleri yaparken ümmetine de yapmalarını tavsiye etmiştir.

Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

"Sizden biri uyurken, şeytan kafasına üç düğüm atar. Her düğümün üzerine; ‘Uzun bir geceye sahipsin uyu!’ diyerek elini vurur. O kişi uyanıp da Allah-u Zülcelal'i zikrederse bir düğüm, abdest alırsa bir düğüm, namaz da kılarsa bütün düğümler çözülür. Artık o kimse neşeli ve hareketli olur. Aksi halde neşesiz ve tembel olur." (Buhari, Teheccüd, 12)

Diğer bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurmuştur;

"Gece bir saat vardır ki, bu saatte Allah'dan dünya ve ahiret işiyle ilgili bir hayır isteyen Müslüman kul ona rastlarsa, mutlaka istediği kendisine verilir. Bu, her gece olur." (bk. Riyazü's-sâlihîn, )

Hz. Peygamber (asm) teheccüd namazını kıldıktan sonra sabah namazı için hazırlık yapardı, sabah namazının sünnetini odasında kılar ve cemâatle farzı edâ etmek üzere mescide giderdi.

Peygamber Efendimizin Yatma ve Uyuma Âdabı

Nasıl uyunur? Peygamber Efendimiz nasıl uyurdu? Dinimizde yasaklanan yatma şekilleri nelerdir? Peygamberimizin yatış şekli nasıldı? Sağ tarafa yatmanın faydaları nelerdir? Yatarken ve kalkarken okunacak dualar nelerdir? Peygamber Efendimizin yatma ve uyuma adabı

Yüce Rabbimiz, gündüzü daha çok maişetin temini için çalışma, geceyi de uyku ve dinlenme vakti yapmıştır. Âyet-i kerimelerde şöyle buyrulur:

“O (Allâh), geceyi sizin için (örtünecek) bir elbise, uykuyu bir dinlenme, gündüzü de kalkıp çalışma zamanı yapmıştır.” (el-Furkân 25/47)

 “Uykunuzu dinlenme (vasıtası) yaptık. Geceyi de (sizi örten) bir elbise yaptık.” (en-Nebe, 78/)

Gece karanlığı, örtücü ve gizleyici olduğu için elbiseye benzetilmiş ve uyku dinlenme vasıtası olarak takdim edilmiştir. Çünkü uyuyan çalışmayı bırakmak ve hareketsiz kalmak sûretiyle istirahat eder.

Gerçekten geceler, sıhhî, ictimâî, ahlâkî ve bediî bir libâs, yâni örtüdür. Dünya boyuna göre biçilmiş bir kudret, huzur ve nîmet elbisesidir. İzdivaç kanunu bakımından da bir seâdet libâsı, mahremiyeti koruyan bir sır perdesi, maddî ve mânevî olarak gizlenme isteyenler için de bir sığınaktır. Bu bakımdan geceler, bir taraftan Hak âşıkları için bir vuslat demi olurken diğer taraftan mücrim ve nefsine mağlûb olanlar için de büyük bir aldanıştır.

Resûlullah; “Uyku ölümün kardeşidir.”buyurmuştur. (Suyûtî, II, ) “Sizi geceleyin öldürür (gibi uyutan), gündüzün de ne işlediğinizi bilen O’dur…” (el-En’âm 6/60) âyetinde de bu gerçeğe işâret edilmiştir. Bunun mânâsı, tefekkür-i mevt için başkalarının cenâzesinde bulunmaktan daha yakînî bir sûrette, insanın kendi uykusunu tefekkür ederek ölümün hakîkatini idrâk etmesidir.

PEYGAMBER EFENDİMİZ NASIL UYURDU?

Bu sebeple Müslüman, gecenin karanlığında kendisini uykunun kollarına bırakırken, bir daha dönüşü mümkün olmayan bir gidiş olabilir mülâhazasıyla hazırlıklı bulunmalıdır. Sevgili Peygamberimiz, ümmetine yatma ve uyumanın nasıl olması gerektiği noktasında çok güzel edep kâideleri tâlim etmiş ve bunu örnek yaşayışıyla göstermiştir. O, uyumak istediği zaman sağ yanının üzerine yatar, sağ elini sağ yanağının altına koyar, sonra da şöyle dua ederdi:

“Allâhım! Kendimi Sana teslim ettim, işimi Sana havâle ettim, yüzümü Sana çevirdim. (Rızânı) isteyerek ve (azâbından) korkarak sırtımı Sana dayadım, Sana sığındım. Sana karşı yine Sen’den başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin Peygamber’e inandım.”Bir sahâbîsine de şöyle demişti:

“Eğer bu duâyı yapıp yattığın gece ölürsen, îmân üzere ölürsün. Bunlar yatmadan önceki son sözlerin olsun.”(Buhârî, Deavât, 7)

Fahr-i Kâinât Efendimiz’in yatağının duruş şekli, mevtanın kabre konuş istikâmetindeydi. Uyumak üzere yattığı zaman başı mescide doğru gelirdi. (Ebu Dâvûd, Edeb, 97) Uyurken altına serdikleri örtü de kabre konanların üzerindeki kefene pek benziyordu.

Müslüman, uyumasının bile bir ibadet olduğu şuuru içinde bir hayat sürmelidir. Çünkü o, her ânının Allah’ın murâkabe ve müşâhedesi altında olduğunu, Allah’ın kendisini her an gördüğünü, her işlediğini bildiğini, her söylediğini duyduğunu, hatta kalbinden geçirdiği her şeyden ânında haberdar olduğunu bilir. İşte bu sebeple, Allah’tan bir an olsun gâfil olmamaya çalışır. Cenâb-ı Hak mü’min kullarına uyku vâsıtasyla nice mânevî ikramlarda bulunur. Bunlardan biri de sâdık rüyâlardır. [1]

Efendimiz’in tavsiyelerine uygun olarak yatmak, kişinin uykusunu bile ibadete çevirmekte ve onu Allah’ın güvencesine almaktadır. Allah’ın emânına inanmış bir insana Allah’ın izni olmaksızın hiç kimse ve hiçbir şey zarar veremez. Son derece açık ve net ifadelerden ibaret olan yukarıdaki duanın anlamını her birimiz derinden düşünürsek, sanki Allah’a son defa hâlimizi arzediyormuşuz gibi bir hisse kapılırız. Zîrâ yaptığımız bir dua son duamız, kıldığımız namaz son namazımız, tuttuğumuz oruç son orucumuz, kısacası yaptığımız herhangi bir iş son işimiz olabilir.

SAĞ TARAFA YATMANIN FAYDALARI

Peygamber Efendimiz’in sünnetlerinden biri de her işe sağdan başlamaktır. Dolayısıyla o, yatarken de sağ tarafı üzerine yatmayı tercih etmiştir. Üstelik, bu şekilde yatmak sağlık açısından da faydalıdır. Bilindiği gibi, insanın kalbi ve midesi sol tarafındadır. Her iki uzvumuz da çok önemli olup, sıkışmaları sağlık açısından son derece zararlıdır. Bu sebeple doktorlar kalp ve mide üzerine yatmamayı tavsiye etmektedirler.

Habîb-i Ekrem Efendimiz’in, sefer ve benzeri sebeplerle hâne-i saâdetlerinin hâricinde olduğu zamanlarda, yatma ve uyuma tarzı biraz daha değişik olmuştur. Bu durumda sağ tarafına yatıp sağ dirseğini dikerek, sağ elinin ayasını sağ yanağının altına destek yaparak yatmıştır. (Müslim, Mesâcid, ) Bu yatma şekline daha çok arâzide baş altına yastık yapacak bir nesne bulunmadığı takdirde, onun yerini tutsun diye başvurulur. Yine Efendimiz kısa süreli uyumak istediğinde ve bilhassa zarûret îcâbı geç yattığında sabah namazını geçirme endişesi ile böyle yapmıştır. (Buhari, Deavât, 5; Müslim, Misâfirîn, )

YATARKEN VE KALKARKEN OKUNACAK DUALAR

Efendimiz’in yatarken ve uykudan uyanırken okuduğu başka dualar da vardır. Yatarken:

“Allâhım! Senin isminle ölür ve dirilirim.”diye dua eder; uykudan uyandığı zaman da:

“Öldürdükten sonra bizi dirilten Allah’a hamd olsun. Dönüş ancak O’nadır.”derdi. (Buhari, Deavât, 8)[2]

Fahr-i Cihân Efendimiz, Allah’ı zikretmeden yatan kimsenin eksik bir iş yaptığını belirtirdi. (Ebu Dâvûd, Edeb, 25) Kendisi de her gece yatağına girdiği zaman İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini okuyarak ellerine üfler ve onları vücuduna sürerdi. (Buhari, Fedâilü’l-Kur’an, 14) O, çalışmaktan elleri yara bere içinde kalıp kendisinden bir hizmetçi talebinde bulunan kızı Fâtıma’ya, yatağına girip istirahata çekileceği zaman;“Otuz üç defa Allahuekber, otuz üç defa sübhânellâh ve otuz üç defa da elhamdülillâh”demesini tavsiye etmiştir. Böyle yapmasının, hizmetçi istihdam etmesinden daha hayırlı olacağını söylemiştir. (Buhari, Deavât, 11) Efendimiz Hz. Fatıma’nın, gündelik işlerden yorulup yatmak isteyince bu zikirleri yapmak sûretiyle, bir anlamda günün yorgunluğunu üzerinden atmasını da hedeflemiştir.

Yatmadan önce, yatılacak yerin gözden geçirilmesi, herhangi bir zararlı şeyin olup olmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. Resûl-i Müctebâ Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Biriniz yatağına yatacağı zaman elbisesinin bir ucuyla yatağını silkelesin. Çünkü yatağından ayrıldıktan sonra oraya hangi zararlının girdiğini bilemez. Sonra da şöyle desin; «Rabbim! Sen’in isminle yatağıma yattım, yine Sen’in isminle yatağımdan kalkarım. Eğer uykuda canımı alacaksan, bana merhamet edip bağışla! Şayet hayatta bırakacaksan, iyi kullarını muhafaza ettiğin gibi beni de fenalıklardan koru!»”(Buhârî, Deavât, 13)

Muntazam evlerde, apartmanlarda yaşayan kimseler bu hadîs-i şerifteki tavsiyenin sebebini gereği gibi anlamakta zorlansalar da kapısı, bacası düzenli olmayan çöl ve köy evlerinde yaşayanlar bunun ehemmiyetini çok iyi bilirler. Ancak bu edep, şehir hayatı için de geçerlidir. Zira buralar da iğne ve benzeri tehlikeli şeylerden tamamıyla uzak değildir.

Ayrıca Efendimiz, kişinin korkuluğu olmayan dam gibi tehlikeli yerlerde yatmasını da yasaklamıştır. (Tirmizi, Edeb, 82)

YASAKLANAN YATIŞ ŞEKİLERİ

Peygamber Efendimiz’in yasakladığı yatış şekilleri de vardır. Bunlardan biri yüzüstü yatmaktır. Allah ve Resûlü’nün hoşlanmadığı bu durumlardan uzak durmalıdır. Tahfe bin Kays (r.a.) şöyle anlatmaktadır:

“Bir ara mescitte yüzükoyun yatmıştım. Baktım ki bir adam ayağıyla bana dürtüyor ve:

“Bu, Allah’ın kızgınlığına sebep olan bir yatış tarzıdır.”diyordu. Bir de baktım o, Resûlullah imiş! (Ebû Dâvûd, Edeb, 94)

Bu yatış şekli Allah ve Resûlü’nün hoşnutsuzluğuna sebep olduğu gibi insanın sağlığına da zararlıdır. Mide ve kalp gibi âzâların sıkışmasına sebep olur. Aynı zamanda edebe aykırı ve görüntüsü çirkindir. Netice itibariyle, Efendimiz’in sakındırdığı bu yatış biçiminden uzak durmak bizler için en uygun ve en doğru yoldur.

BACAK BACAK ÜSTÜNE ATMAK GÜNAH MI?

Abdullah bin Yezîd (r.a.), Resûlullah’ı mescidde bir ayağını diğer ayağı üzerine atmış, sırt üstü yatarken gördüğünü nakletmektedir. (Buhârî, Salât, 85) Diğer bir sahih rivâyette ise; “Uzanıp yattığın vakit ayaklarını birbirinin üzerine koyma!”buyrulur. (Müslim, Libas 73) Bu hadisler arasında bir zıtlık yoktur. İkinci hadis, avret mahallinin tamamıyla veya bir kısmı açılacak şekilde, sırt üstü uzanarak bacak bacak üstüne koymayı yasaklamaktadır. Önceki ve bizzat Efendimiz’in davranış tarzını gösteren hadis ise açılıp saçılmaya meydan vermeyecek tarzda câiz olan şekli göstermektedir.

Efendimiz geceleyin uyandıkları zaman, ihtiyaçları varsa kaza-i hacette bulunurlar, ellerini ve yüzlerini yıkarlar, sonra tekrar uyurlardı. (Ebu Dâvûd, Edeb, )

PEYGAMBER EFENDİMİZ GECEYİ NASIL GEÇİRİRDİ?

Allah Resûlü, gündüz ve gece hayatını ölçülü bir şekilde tanzim ederdi. Genel bir kâide olarak yatsı namazından önce yatmaz, yatsıdan sonra da sohbet ve konuşmaya yer vermezdi. (Buhari, Mevâkît, 23) İbn-i Mesut (r.a.); “Resûlullah bize yatsı namazından sonra gece sohbetini yasakladı.” demektedir. (İbn-i Mâce, Salât, 12) Bu, tavsiye niteliğinde bir yasaktır. Fakat buna ittiba ederek yatsıdan sonra hemen yatabilmek; radyo, televizyon gibi fuzuli şeylerden kurtularak geceyi iyi değerlendirmek, özellikle teheccüde kalkabilmek açısından çok büyük önem arzetmektedir. Bu sünnetin ihyasına Müslümanlar, günümüzde daha çok muhtaçtırlar.[3]

Resûl-i Muhterem Efendimiz’in uykusuna gelince, şüphesiz onun uykusu bizimki gibi değildir. Belki ona uyku demek bile zordur. Zira onun hayatının hiçbir ânında gaflet söz konusu değildir.

Uyku halinde uyuyan ve faaliyetten kesilen sâdece organizmadır. Bu bakımdan Efendimiz’in zâhiren gözü uyusa da kalbi yani ruh, şuur ve idraki dâima Allah’ın zikri ile uyanıktır. (Buhari, Menâkıb, 24)[4] Çünkü zikrin feyiz ve bereketinden âzamî derecede istifâde edebilmek için onun uykuda da inkıtasız devam etmesi gerekmektedir.

KAYLULE UYKUSU NEDİR?

Resûl-i Ekrem Efendimiz’in uyku vakti, genellikle yatsı namazından sonra ve sabah namazından önceki zamandır. Efendimiz, imkân varsa öğle namazından sonra bir saat kadar uyurdu. Buna “kaylûle” denir. Peygamber Efendimiz bununla alakalı olarak da:

“Gündüzün orucuna sahur yemeği ile, gecenin ibadetine de öğle uykusu ile yardımcı olunuz!” (Hâkim, I, ) buyurmuş ve bu uykunun daha ziyade gece ibadetine yardımcı olacağını ifade etmiştir.[5]

Güneşin doğuşundan yaklaşık 45 dakika geçinceye kadarki zamanda uyumak iyi karşılanmamıştır. Aslolan erken yatıp erken kalkmaktır. Sabah namazını kıldıktan sonra tesbih, zikir, Kur’ân ve ilimle meşgul olmalı ondan sonra işe başlamalıdır. Sabahın bereketinden istifade etmek lazımdır. İkindi ile akşam arasında da yatmak uygun değildir. Herkes bu vakitte yatmanın zararını bizzat tecrübe ederek görmüştür. O vakitte yatıp da kalkan kişi sersem gibi olur ve kendine gelmekte güçlük çeker.[6] Sabah vakti olduğu gibi ikindi ve sonrası da zikir ve tefekkürle değerlendirilmelidir.[7]

Dipnotlar:

[1] Uy­ku sı­ra­sın­da in­sa­nın mad­dî âlem­le ir­ti­bâ­tı as­ga­rî se­vi­ye­ye iner. Be­de­ne hap­se­dil­miş olan rû­ha âit his­ler güç­le­nir. Bu sû­ret­le rüyâ­la­rın­da gayb âle­mi­ni sey­ret­mek, bâ­zı sâ­lih kul­la­ra na­sîb olur. Rüyâ üç kı­sım­dır: Şey­tâ­nî rü­ya­lar: Şey­ta­nın, in­sa­nı kor­kut­mak, rû­hu sı­kın­tı­ya dü­şür­mek ve­ya mah­zûn et­mek mak­sa­dıy­la il­kâ ey­le­di­ği rü­yâ­lar­dır. Yük­sek bir yer­den düş­mek ve­ya in­sa­nı te­sir al­tın­da bı­ra­kan kar­ga­şa ve fe­lâ­ket sah­ne­le­ri gör­mek gi­bi. Böy­le rü­yâ­la­rın bir esâ­sı yok­tur. Böyle bir rü­ya gö­ren, gör­dü­ğü­nü kim­se­ye an­lat­ma­ma­lı ve şey­ta­nın iğ­va­sın­dan Allah’a sı­ğın­ma­lı­dır. Hâ­ri­cî bir te­sir­le gö­rü­len rü­yâ­lar: Ki­şi­nin hâl ve ha­yâ­li­ne bağ­lı ola­rak rü­yâ­sı­na ak­se­den man­za­ra­lar­dır. Me­se­lâ çok tuz­lu ye­miş olan bir kim­se­nin rü­yâ­da bol­ca su iç­me­si ve­ya­hut da zih­ni­ni faz­la­ca meş­gûl eden bir me­se­le­nin rü­yâ­sı­na ak­set­me­si gi­bi. Bun­la­rın da tâ­bi­ri yok­tur. Sâ­dık rü­yâ­lar: Böy­le rü­yâ­lar net ola­rak ha­tır­la­nır­lar. Bun­lar, Ce­nâb-ı Hak ta­ra­fın­dan ya be­şâ­ret (müj­de) ve­ya­hut da îkâz mâ­hi­ye­tin­de­dir. Sâ­dık rü­yâ­lar, eh­li ta­ra­fın­dan tâ­bi­re, yâ­ni şif­re­le­ri­nin çö­zül­me­si­ne muh­taç­tır. Rü­yâ ta­bi­ri de Hak ver­gi­si ve ba­zı kâ­ide­le­re is­ti­nâd eden bir ilim­dir. Bu­nun için rü­yâ­yı tâ­bir ede­nin, mâ­ne­vî bir ik­ti­dâ­ra sâ­hip ol­ma­sı ge­rek­li­dir. Ak­si hâl­de yan­lış tâ­bi­rin teh­li­ke­le­riy­le kar­şı­la­şı­lır. Zî­râ, Pey­gam­ber Efen­di­miz;“ Rü­yâ, ilk tâ­bir­ci­ye gö­re ta­hak­kuk eder.” bu­yur­muş­tur. (İbn-i Mâ­ce, Ta‘bîr, 7) (Bkz. Osman Nûri Topbaş, Tasavvuf, s. ) [2] Allah dostlarından birisi de Peygamberimiz’in bu duasından ilham alarak yatarken “Allâh’ım beni Sen’inle öldür Sen’inle dirilt.” diye dua ederdi. [3] Sevgili Peygamberimiz’in bu sünnetinin insana sağladığı faydalardan bir kısmını uzmanlar şöyle îzâh etmektedir: “Epifiz bezi, salgıladığı melatoninden dolayı ruhî durumlarımız ile alâkalı bazı davranışlara ait bir merkez durumundadır. Cinsî hayatın düzenine tesir eder, enfeksiyonlara karşı vücudu korur, uykuyu getirir ve ruh hâlini düzeltir. Melatoninin en yüksek olduğu saati yakalamak için saat ’de uyunup, ’te kalkılmalıdır. Bu vakitte uyanık olup ışık alındığı zaman melatonin salınması devam eder.” [4] Muhammed Es’ad Erbilî hazretleri; “Gönül seni görmek için bedene muhtaç değildir. Her ne kadar geceleri göz uykuya dalarsa da, gönlün yolu açıktır.” demektedir. (Dîvân, s. 21) [5] Nitekim bugün doktorlar, glikoz metabolizmasının en yüksek seviyede olduğu saatleri arasında kısa bir öğle uykusunu faydalı olduğunu söylemektedirler. [6] Yine uzmanların tesbîtine göre, saat ’de tansiyon ve kalp atım sayıları düşer. Saat ’ten sonra tansiyon ve kalp atışlarında yükselme başlar ve arası en üst seviyeye ulaşır. Dolayısıyla tansiyon ve kalp atımının yüksek olduğu ve hücrelerin en üst derecede metabolize olduğu ikindi vaktinde uyumamalıdır. Ayrıca bu vakitte uyumakla yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlığına da dâvetiye çıkarılmış olur. İslâm âlimlerinin ikindi vakti uykuyu tavsiye etmemelerindeki hikmetlerden biri de bu olsa gerektir. [7] Tasavvuf ehli, sünnete uyarak, zikir için genellikle seher, sabah ve ikindi vakitlerini tercih etmişler ve bu anların bereketinden faydalanmışlardır.

Kaynak: Üsve-i Hasene, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

Peygamber Efendimiz’in Hayatı

Gaylule, Kaylule ve Feylule Uykusu Nedir, Ne Zaman Uyunur?

PAYLAŞ:                

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir