pır fena sözler / Fena nedir? - İslamiyet Haberleri

Pır Fena Sözler

pır fena sözler

Fena Sözler

Sayfa İçeriği:Fena Sözler Kısa, Fena Mesajlar Kısa, Fena Sözler Face, Fena Sözler Kısa Anlamlı, Fena Sözler Yeni, Fena Sözler Kapak, Fena Sözler Facebook, Fena Sözler Sevgiliye

Her türden en güzel aşk sözlerini, anlamlı sözleri, kapak sözleri, sevgi sözlerini hazırladığımız bu güzel sitede şimdi de her yerde bulunmayan çok fena sözleri hazırladık. Bu fena sözleri facebook ya da twitterdan paylaşın.

ANLAMLI FENA SÖZLER

Manşet:Tek başına hayatı öğrenen insanı, kimse yokluğuyla korkutamaz.


Hep aklımdasın da aklım başımda değil.

Aklımdan geçtin gittin, kim bilir yine kime gidiyordun.

Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa?

Altın gibi kalbin olsa neye yarar. Ayarın düşük olduktan sonra…

Yanımda bir kişilik yer var ama o kişilik sende yok.

Bazen diyorum kendime ne çok değer vermişim değersizlere.

Bize yeni düşmanlar lazım eskileri hayranımız oldu.

Şu saatten sonra sende fırtına kopsa; bende yaprak oynamaz.

Bana kalbimdesin deme, bilirsin kalabalıkları sevmem.

Sahipsiz kalıp tutuşunca etekler, sahibine döner tüm köpekler!

Seveni arıyorum diyorsun. Verene gidiyorsun ne ayak?

Kırdığın kalbin sahibine iyi bak. Yolun bir gün muhakkak ona çıkacaktır.

Gözümde küçülmüş insanlarla büyük “hesaplarım” olmaz benim.

İnsanlar da fotoğraf gibi; Ne kadar büyütürsen, o kadar düşüyor kalitesi.

Kusura bakma canım. Küstüğüm dağın odununu yakmıyorum ben.

Sana biraz adam ol diyeceğim seni de zor durumda bırakmak istemiyorum.

Şerefin kadar konuş desem, ömür boyu susacak insanlar tanıyorum.

Piyangonun sana çıkmadığına çok şaşırdım halbuki bütün numaralar sendeydi.

Bu saatten sonra ben başkası için yazarım, sen kendin için okursun!

Sevebileceğim birine benziyordun dedi. Olsun dedim, sen de insana benziyordun.

Varlığımın yok sayıldığı bir yerde, yokluğumu yük etmem ben kimselere.

Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı sorun değil, ben zaten hiç kırmızıda durmadım.

Dünya aleminin derdi ben olmuşum, demek ki zamanında iyi koymuşum.

Cehaletin mutluluk olduğu bir ülkede, akıllı olmak deliliktir. Benimle delirir misin?

Uzak dur çek elini benden, senin gibi seviyesizleri çok geride bıraktım ben.

Tam diz çöktürecektim iki hecelik adına paşam şiir yazılmaz dediler üç kuruşluk kadına.

Yanımızda olması gerekenler zaten yanımda, defolup gidenler kimin umrunda.

Seni paramla satın alırım dediysem; cebimin doluluğundan değil, fiyatının ucuzluğundan.

Hatalarını yüzlerine vurmadığımız için kendilerini kusursuz sanan insanlar var.

Ben kimseye beni sevsin diye soytarılık yapmam. Ya sever bildiği gibi, ya gider geldiği gibi.

Aslında ben seni olduğun gibi kabul ederdim de; sen olmamışsın sıkıntı orada.

Gelişim gibi, gidişim de asildir benim. Ne yanıma bir şey alırım, ne de geride bir şey bırakırım.

Ya geç karşıma ortalığı sevginle inlet, ya da çekil kenara adam gibi nasıl sevilir seyret.

Hiç bir zaman yüksekte görmedik kendimizi, sadece gereksiz insanlar için düşürmedik seviyemizi.

Kendini beğenmiş insanları severim. Hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek, ayrıcalıktır.

Ben en azından katilimi tanıyorum. Fakat sen bir gün sevilmediğin bir yürekte, kim vurduya gideceksin.

Arkamdan konuşan insanlar, konuşmaya devam edin. Küçük insanlar konuşur, Büyük insanlar konuşulur.

Hani ben kötüyüm ya senin gözünde! Hiç düşünüyor musun acaba; sen kaç kuruşluk adamsın benim gözümde.

Benimle kurduğun hayalleri başkasıyla yaşayacak kadar ucuzsan, ben de seni tanımayacak kadar pahalıyım.

Belki tavırların beni en ağır küfürlere tahrik seafoodplus.info eder ama benim yüzümdeki o iplemez gülüş senin gelmişini geçmişini tatmin eder.

Stajını bende yapıp başkalarıyla kariyer yapmak isteyenler elbet gün gelir sorarlar referansın kim diye!

Bu sayfada anlamlı ve güzel resimli fena sözleri bulabilir sosyal ağlarda paylaşabilirsiniz.

Sende susmakta haklısın, adamlığın kadar konuş dedim diye bu susmaların.

Fena sözler bilirim ama adabım el vermez söylemeye, ama ille de duymak istersen gel tenhaya.

Ben bağlanmaktan korkuyorum dedi. Tasmasını çıkardım gitti.

Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı sorun değil, ben de zaten hiç kırmızı da durmadım.

Dijital ortamdaki bir fotoğrafı ne kadar kendine yakınlaştırırsan kalite o kadar düşüyor, hayatımızdaki bazı insanlar gibi.

Noktayı koyduktan sonra cümle bitmiştir. Daha açıklama yapılmaz.

Eğer varsa sende yürek sevginle ortalığı inlet, yoksa cesaretin çekil kenara adam gibi nasıl sevilir seyret.

Ben sende geleceğinin mesleği olarak kaptanlık görüyorum. Çünkü dümen çevirme konusunda üstüne yok.

Beni birileri sevsin diye şaklabanlık yapamam. Ya sever beni olduğum gibi, ya da çeker gider geldiği gibi.

Sadece gülüşümü yakala, öfkem sana ağır gelir.

Kim demiş her erkek dayıya çeker diye, bazı erkekler var tıpkı halası!

Boşuna dönüyorsun dünya! Okeylerin ikisi de bende.

Bundan sonra arkadaş kalalım diyor, bırak seninle arkadaş kalmayı düşman bile olmam.

Arkadaşlıklar aşka dönüşür ama dostluklar asla ihanete dönüşmemeli!

Hayatta hiç kimseyi küçümseme. Ve şunu unutma ki; nokta da küçüktür ama bitirir cümleyi…

Kalmadı içimde sana karşı bir sevgi, sen ettiğin tek bir söz ile bitirdin beni.

Tek nokta bitirir. Üç nokta devam ettirir. Ben iki noktayım, ne yapacağım hiç belli olmaz.

Eğer gözü kara karşındakinin canını yakacak biriysen, yaptıklarının sonuçlarına katlanacak kadar da güçlü olmalısın.

Sen her zaman aklımdasın ama benim aklım hiç bende değil.

Ben arkamdan konuşanlara hiç kızmıyorum. Çünkü arkadan havlayan köpekleri çok severim.

Yanımızda olması gerekenler zaten yanımda; defolup gidenler kimin umurunda.

Biz dostlarımızı kaşarlı sucuklu tosttan seçmiyoruz mertliğine sözüne bakarız.

Yeter artık uğraşma benimle, çek o kirli ellerini hayallerimden, senin gibi karaktersizleri çoktan hayatımdan çıkardım ben.

Oysaki piyangonun sana çıkması gerekiyordu; çünkü bütün numaralar sendeydi.

Bazen gitmişizdir kiminin hoşuna, kiminin de zoruna.

Eğer ben istersem her derdine bir çare, istemezsem de ölecek olsan da bulurum bir bahane.

Edebim el vermez edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene –Yunus Emre-

Kimselere kendimi anlatmak, kanıtlamak gibi bir derdim yok, kimsenin de beni tanıması gibi lüksü.

Altın kadar değerli olsan da önemi yok, bazen oluyor onunda değeri düşüyor.

Eğer çok talibiniz varsa buna sevinmeyin, üzülün. Çünkü ucuz malın çok alıcısı olur.

Sevgimin kıymetini bilmeyeni yokluğumla terbiye ederim.

Benimle hesabı olanlar sanmasın ki bitti bu işler, bu hesaplar kapanmaz beklemekteyim eninde sonunda kapıma gelecekler.

Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince, diğerleri de yanlış gider…

Etme sırtını duvardan başkasına emanet en kralının bile içinde vardır bir nebze ihanet.

Konuştuğun kadar şereflli olsaydı hislerin; şerefini iki paralık etmezdi seçimlerin.

Bana git demeden önce sen gitmeyi öğren.

Kimileri toprak kadar kıymetli, kimileri bir ot kadar değersiz. Herkes bir şekilde yaşıyor işte. Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz.

Buyur sahne senin, sen devam et, sıra bana gelmesin diye dua et.

Yolda yürürken ayaklarını görmeyen kafası bulutlara değecek gibi yürüyenler, bakmadığınız toprağın altına gireceksiniz unutmayın.

Ayakta ölmek diz üstü yaşamaktan daha çok onur vericidir.

Benim kalbimden çıktıktan sonra nereye, nasıl gittiğinin hangi kalplerde yaşadığının benim için hiçbir önemi yok artık.

Bir gün benim sana olan ilgimi fark ettiğinde, ya ilgim bitmişse?

Fena sözler bilirim ama adabım el vermez söylemeye, ama ille de duymak istersen gel tenhaya.

Sende buğulu camlara yazılan yazılar gibisin; sadece benim nefesim olduğu sürece varsın.

Ben sende geleceğinin mesleği olarak kaptanlık görüyorum. Çünkü dümen çevirme konusunda üstüne yok.

Kahkahalarım var benim, her sıkıntıya eyvallah diyen.

Kendini beğenmekte bazen işe yarar, mesela hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek insan için bir ayrıcalık oluyor.

Bizde geri vites yok; gerekirse ilerden döneriz. seafoodplus.info sözlerini bulunca çok seviniriz.

Noktayı koyduktan sonra cümle bitmiştir. Daha açıklama yapılmaz. seafoodplus.info fena sözler yazar.

Yalan zekâ işidir, dürüstlük ise cesaret. Şayet zekân yetmiyorsa yalan söylemeye, cesaretini kullanıp dürüst olmayı bi dene.

Sen yolda kibirli kibirli yürürken, o müptelası olduğun dizilerdeki müzikler çalsa ne güzel olurdu.

Sen her zaman aklımdasın ama benim aklım hiç bende değil.

Benim hayatına girişimde çıkışım gibi asildir. Ne gelirken bir şey getiririm, ne de giderken bir şey götürürüm.

Çakalın özgürlüğü aslan ayağa kalkana kadardır.

Eğer ben birini seversem ya adam gibi severim, ya da tek kalemle çizerim.

Gideceksen yol açarım, hayatımda kalacaksan mutluluk saçarım.

Sen nasıl bir role bürünürsen ben ona göre senaryo yazarım sıkıntı yok. Sen oynamaktan sıkılmadığın sürece ben yazmaktan sıkılmam.

Benim bu hayat mecrasında unuttuklarımı sen daha öğrenemedin bile.

Haşere olmayı kabullenenler, ezilince şikayet etmemelidirler.

Yerinde ve zamanında konuşmasını bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.

Eğer sevdiğine sahip çıkamıyorsan o zaman kadınlar gününe git adamım.

Wifisi açık telefon gibi her gördüğünüze bağlanmaya çalışmayın.

Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar, sorun atlıkarıncalar değil, arkamdan dönüp duran dönme dolaplar.

Benimle konuşmak için akıllı olmalısın. Bana yetişmek için hızlı olmalısın. Beni geçmek mi istiyorsun? Şaka yapıyor olmalısın.

Hep aklımdasın da aklım başımda değil.

Cehaletin mutluluk olduğu bir ülkede, akıllı olmak deliliktir. Benimle delirir misin?

Kusura bakma canım. Küstüğüm dağın odununu yakmıyorum ben.

Gelişim gibi, gidişim de asildir benim. Ne yanıma bir şey alırım, ne de geride bir şey bırakırım.

Kırdığın kalbin sahibine iyi bak. Yolun bir gün muhakkak ona çıkacaktır.

Hatalarını yüzlerine vurmadığımız için kendilerini kusursuz sanan insanlar var.

Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa?

Tek başına hayatı öğrenen insanı, kimse yokluğuyla korkutamaz.

Seveni arıyorum diyorsun. Verene gidiyorsun ne ayak?

CehaIetin mutIuIuk oIduğu bir üIkede, akıIIı oImak deIiIiktir. BenimIe deIirir misin?

AItın gibi kaIbin oIsa neye yarar. Ayarın düşük oIduktan sonra.

AsIında ben seni oIduğun gibi kabuI ederdim de; “Sen OImamışsın.” sıkıntı orada.

Kusura bakma canım. Küstüğüm dağın odununu yakmıyorum ben.

Hiç bir zaman yüksekte görmedik kendimizi, sadece gereksiz insanIar için düşürmedik seviyemizi.

Gözümde küçüImüş insanIarIa büyük “hesapIarım” oImaz benim.

Seni paramIa satın aIırım dediysem; cebimin doIuIuğundan değiI, fiyatının ucuzIuğundan.

Şu saatten sonra sende fırtına kopsa; bende yaprak oynamaz.

SevebiIeceğim birine benziyordun dedi. OIsun dedim, sen de insana benziyordun.

Yanımda bir kişiIik yer var ama o kişiIik sende yok.

Ya geç karşıma ortaIığı sevginIe inIet, ya da çekiI kenara adam gibi nasıI seviIir seyret.

Bazen diyorum kendime ne çok değer vermişim değersizIere.

Stajını bende yapıp başkaIarıyIa kariyer yapmak isteyenIer eIbet gün geIir sorarIar referansın kim diye!

VarIığımın yok sayıIdığı bir yerde, yokIuğumu yük etmem ben kimseIere.

Kendini beğenmiş insanIarı severim. Hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek, ayrıcaIıktır.

Bize yeni düşmanIar Iazım eskiIeri hayranımız oIdu.

Ben kimseye beni sevsin diye soytarıIık yapmam. Ya sever biIdiği gibi, ya gider geIdiği gibi.

Sahipsiz kaIıp tutuşunca etekIer, sahibine döner tüm köpekIer!

Tam diz çöktürecektim iki heceIik adına Paşam şiir yazıImaz dediIer üç kuruşIuk kadına.

Bana kaIbimdesin deme, biIirsin kaIabaIıkIarı sevmem.

Hayat bana hiç yeşiI ışık yakmadı sorun değiI, ben zaten hiç kırmızıda durmadım.

AkIımdan geçtin gittin, kim biIir yine kime gidiyordun.

Yanımızda oIması gerekenIer zaten yanımda, defoIup gidenIer kimin umrunda.

Bu saatten sonra ben başkası için yazarım, sen kendin için okursun!

Piyangonun sana çıkmadığına çok şaşırdım haIbuki bütün numaraIar sendeydi.

Şerefin kadar konuş desem, ömür boyu susacak insanIar tanıyorum.

BeIki tavırIarın beni en ağır küfürIere tahrik eder ama benim yüzümdeki o ipIemez güIüş senin geImişini geçmişini tatmin eder.

Sana biraz adam oI diyeceğim seni de zor durumda bırakmak istemiyorum.

Ben en azından katiIimi tanıyorum. Fakat sen bir gün seviImediğin bir yürekte, kim vurduya gideceksin.

İnsanIar da fotoğraf gibi; Ne kadar büyütürsen, o kadar düşüyor kaIitesi.

Hani ben kötüyüm ya senin gözünde! Hiç düşünüyor musun acaba; sen kaç kuruşIuk adamsın benim gözümde.

Uzak dur çek eIini benden, senin gibi seviyesizIeri çok geride bıraktım ben.

BenimIe kurduğun hayaIIeri başkasıyIa yaşayacak kadar ucuzsan, ben de seni tanımayacak kadar pahaIıyım.

Dünya aIeminin derdi ben oImuşum, demek ki zamanında iyi koymuşum.

Arkamdan konuşan insanIar, konuşmaya devam edin. Küçük insanIar konuşur, Büyük insanIar konuşuIur.

Mehmet Din&#;erler ile 5 aylık evliliğini bitiren Hadise bir konuştu pir konuştu! Bu kez fena patladı! “Boşandığım eşim ve ailesine”

Mehmet Din&#;erler ile beş aylık evliliği 30 Eyl&#;l'de sona eren şarkıcı Hadise, boşanma &#;ncesi ve sonrası bir&#;ok iddia ile magazin g&#;ndeminde yer aldı. Bug&#;ne kadar iddialarla ilgili sessiz kalmayı tercih eden şarkıcı, sosyal medya hesabında yaptığı son paylaşımla dikkat &#;ekti. Instagram hesabında paylaşımda bulunan Hadise, kaleme aldığı uzun bir yazıyla suskunluğunu bozdu. İşte Hadise'nin o a&#;ıklaması

- Son Güncelleme:

BU GALERİYİ PAYLAŞ
Mehmet Dinçerler ile 5 aylık evliliğini bitiren Hadise bir konuştu pir konuştu! Bu kez fena patladı! “Boşandığım eşim ve ailesine”

Bugüne kadar iddialarla ilgili sessiz kalmayı tercih eden şarkıcı, sosyal medya hesabında yaptığı son paylaşımla dikkat çekti.

Mehmet Dinçerler ile 5 aylık evliliğini bitiren Hadise bir konuştu pir konuştu! Bu kez fena patladı! “Boşandığım eşim ve ailesine”

Instagram hesabında paylaşımda bulunan Hadise, kaleme aldığı uzun bir yazıyla suskunluğunu bozdu.

Mehmet Dinçerler ile 5 aylık evliliğini bitiren Hadise bir konuştu pir konuştu! Bu kez fena patladı! “Boşandığım eşim ve ailesine”

Ünlü şarkıcı, söz konusu paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Bugüne kadar hakkımda çıkan doğru ya da yanlış haberleri gerek ifade özgürlüğüne gerek basın özgürlüğüne önem verdiğim ve şöhretin getirdiği bir bedel olarak gördüğüm için sağduyu ile karşılamaya çaba gösterdim.

Mehmet Dinçerler ile 5 aylık evliliğini bitiren Hadise bir konuştu pir konuştu! Bu kez fena patladı! “Boşandığım eşim ve ailesine”

Ne var ki, haber değeri taşımayan, yalanlamaya tenezzül dahi etmeyeceğim, kişisel kin, hırs ve habis duygular ile her şeyden evvel kadınlık onurumu zedeleyen, aileme hatta boşandığım eşim ve ailesine dahi saygısızlık ihtiva eden, iftira ve hakaret boyutuna ulaşan söylemler için sessiz kalmayacağım. Asla kabul etmiyorum, etmeyeceğim!

5- Pir Sultan Abdal -3

 

Pir Sultan Abdal -3

“Pir dergah&#;nda ayr&#;-gayr&#; olur mu, ak&#;ls&#;z k&#;z? Hepimiz can de&#;il miyiz?”
Ümmühan, kilerin (ambar veya dolap) önünde da&#;&#;n&#;k duran odunlar&#; toparlarken, Ball&#;han elinde ah&#;ap su kovas&#;yla, dergahtan ç&#;k&#;p kuyunun ba&#;&#;na vard&#;. Kovay&#; urgana ba&#;lay&#;p kuyuya dald&#;rm&#;&#;t&#; ki, Ümmühan elindeki i&#;i b&#;rakt&#; ve h&#;zl&#; ad&#;mlarla yürüyerek, ablas&#;n&#;n yan&#; ba&#;&#;na dikildi.

Ümmühan, daha onbe&#; ya&#;&#;nda oldu&#;undan, çocukluk ile gençlik aras&#;ndaki geçi&#; dönemini atlatamam&#;&#;t&#;. O nedenle çevresinde olup biten her &#;eyden ku&#;kulan&#;yor, merak ediyor ve ablas&#;n&#;, babas&#;n&#;, dergahtaki canlar&#;, di&#;er kom&#;ular&#; soru ya&#;muruna tutuyordu. En büyük merak&#; da, ba&#; ba&#;a konu&#;an iki ki&#;iyi gizlice dinlemekti. Ball&#;han’a:
* Babamla ne konu&#;uyordun k&#;z! Diye sordu.

Ball&#;han ans&#;z&#;n ba&#;&#;n&#; çevirdi ve öfkeli öfkeli:
* Bizi mi dinliyordun yoksa?

Ümmühan utanm&#;&#; gibi yapt&#;. Ba&#;&#;n&#; önüne e&#;di ve k&#;s k&#;s gülere:
* O da nerden ç&#;kt&#; Bal ablam? Amma kalbin fesat ha! dedi.

Ball&#;han, bir yandan Ümmühan’&#;n sorular&#;n&#; yan&#;tlamayaçal&#;&#;&#;rken, bir yandan da kovay&#; kuyudan çekmeye çal&#;&#;&#;yordu.

* E&#;leme beni de gidip i&#;imi bitireyim. Sen de yard&#;m et.
*Bu Haydar’&#;n ve di&#;er canlar&#;n i&#;i de&#;il mi?

Ball&#;han, elindeki su dolu kovayla dergaha do&#;ru giderken, Ümmühan da onunla birlikte yürüyordu.

Ball&#;han.
* Pir dergah&#;nda ayr&#; gayr&#; olur mu, ak&#;ls&#;z k&#;z? Hepimiz can de&#;il miyiz?

Ümmühan, bu sözler kar&#;&#;s&#;nda utanc&#;n&#; gizleyemedi.
* Ben onu demek istememi&#;tim Bal ablam

Ball&#;han, sözünü kesti:
* Peki ne söylemek istemi&#;tin? Dü&#;ünmeden konu&#;ursun, sonra da pi&#;man olursun. Gelip yard&#;m edeceksen et, yoksa git ba&#;&#;mdan. Anla&#;&#;lan sen daha neyin ne oldu&#;unu farketmiyorsun. Ya da fark etmek istemiyorsun. Lakin bunu sana  çok görmüyorum. &#;u heyheylerin üstünden bir gitsin, sen de has bir avrat olacaks&#;n.

Ümmühan, kendisinin çocuk say&#;lmas&#;na fena bozuluyordu. Ablas&#;n&#;n bu sözleri Ümmihan’&#; üzdü. An&#;nda k&#;zd&#;&#;&#;n&#; belli etti:

* Tamam tamam anlad&#;k, sanki sen dü&#;ünerek konu&#;uyorsun da Dünyan&#;n ak&#;ll&#;s&#; sen mi&#;sin gibi Ver &#;u kovay&#; da ben ta&#;&#;yay&#;m. Biraz &#;aka yapay&#;m dedim, anlamad&#;n!

Ball&#;han, karde&#;inin bu haline için için güldü. Hani, ho&#;una da gitmedi de&#;il Yard&#;m&#;na gereksinimi olmad&#;&#;&#; halde, kovay&#; almas&#;na hiç tepki göstermedi,

* Benim güzel karde&#;im! Diye söylendi.

Birlikte dergaha girdiler.

Ball&#;han ile Ümmühan, elele verip dergah&#; ba&#;tan a&#;a&#;&#;ya temizledikten sonra, her&#;eyi yerli yerince bir güzel yerle&#;tirdiler. Bu süre için de, sürekli haydar’&#; konu&#;tular.

Haydar ise, bütün bunlardan habersiz, girdi&#;i ah&#;rdan ö&#;lene dek ç&#;kmad&#;. Bir yandan ball&#;han’la kar&#;&#; kar&#;&#;ya geldikleri an&#; dü&#;ündü; bir yandan da, hayvanlar&#;n altlar&#;n&#; temizleyip yemlerini verdi. Atlar&#;n t&#;mar&#;n&#; yapt&#;. Sonra onlar&#; havaland&#;rmak için getirip ah&#;r&#;n önündeki a&#;aca ba&#;lad&#; Kuyunun ba&#;&#;na vard&#;. Su çekip kurnalar&#; doldurdu. Hayvanlara su içirdi.

Bu kez de a&#;ac&#;n dal&#;nda as&#;l&#; duran ipi ve baltay&#; al&#;p, odun kesmek üzere fundal&#;&#;a do&#;ru yürüdü. Giderken, ans&#;z&#;n akl&#;na kimseye haber vermedi&#;i geldi. zaten Ümmühan göz ucuyla onu izliyordu. Ablas&#;n&#;n anlatt&#;klar&#; Ümmühan’&#; olumlu yönde etkilemi&#;ti. Ümmühan’&#;n Haydar’a olan sayg&#;s&#; daha da artm&#;&#;t&#;.

* Oduna m&#; Haydar a&#;am?
* Oduna Ümmü bac&#;, gitti&#;imi haber verecektim. Unutmu&#;um.
* Güle güle git, kolay gele Babama ve canlara söylerim gitti&#;ini. Kü&#;ümlenme.
* Sa&#;ol bac&#;m, haydi eyvallah.

O s&#;rada Ball&#;han da d&#;&#;ar&#;ya ç&#;kt&#;. Ümmihan’&#;n yine çocuklu&#;u tuttu:

* Seninki oduna gitti Bal ablam!
* Fazla ileri gidiyorsun Ümmü! Niye benim ki olsun? Haydarcan hepimizin de&#;il mi?
* &#;ka yapt&#;m k&#;z, tabii ki o hepimizin.

Ball&#;han, tekrar içeriye girdi.
Seyit Ali Sultan Dede ise, bulabildi&#;i canlar&#; H&#;d&#;r’&#;n evinin önüne toplam&#;&#;; onlara Haydar’&#;n son durumu hakk&#;nda bilgi veriyordu. Amac&#;, ak&#;amleyin tümünü dergaha toplay&#;p, hem aseslerin Hafik ve köylerine yapt&#;&#;&#; bask&#;n&#; görü&#;mek, hem de bir f&#;rsat&#;n&#; bulup, Haydar’&#; yoklamakt&#;.

Ak&#;ama do&#;ru yemekler pi&#;ti, yufkalar ac&#;ld&#;, dergah&#;n içi bir daha gözden geçirildi. Eksiklik yoktu.

Bu arada Haydar da, s&#;rt&#;yla getirdi&#;i odunlar&#; belirlenen yere y&#;k&#;p, do&#;ru kuyunun ba&#;&#;na gitti, elini-yüzünü y&#;kad&#;. Mendiliyle yüzünü kurularken, yan&#;na ball&#;han geldi.

* Nas&#;ls&#;n Haydarcan? Ho&#; gelmi&#;sin.
* sa&#;ol Ball&#;han, iyiyim.
* Ak&#;amleyin canlar toplanacak. Babam buyru&#;udur, sen de kat&#;lacaks&#;n. Ancak bir muhabbet ehli olarak, babama yak&#;n oturacaks&#;n haberin olsun.

Haydar olacaklar&#; anlad&#;. Sabahki s&#;k&#;nt&#;lar&#;n&#; üzerinde att&#;&#;&#; için rahatt&#;.

* Pirimin buyru&#;u ba&#;&#;m üstünedir.

“Sefas&#;na cefas&#;na dayand&#;m bu cefaya dayanamayan gelmesin”
Ak&#;amleyin, Seyit Ali Sultan Dede kö&#;esine oturdu. Canlar tek tek içeriye girerek Dede’ye niyaz oldular. Sonra da geri geri çekilip, yerlerine oturdular.

Sofra kuruldu, yemekler yendi, gülbengler okundu

Uzun uzun Hafik ve çevresindeki köylere yap&#;lan bask&#;nlar konu&#;uldu. Somut bir çözüm bulunamad&#; ama, canlar umutsuzlu&#;a dü&#;meden , önerilerde bulundular. Haydar ise, bu konuda hiçbir görü&#; ileri sürmedi. Ancak içinden, “Mutlaka bir çare bulunacak ve fakir-fukaran&#;n bu çilesi sona erecektir.” diye geçirdi.

Son sözü Dede söyledi:
*Erenler, &#;imdi yap&#;lacak &#;ey, dergahta toplanan yiyecek ve giyecekleri götürüp yoksullara da&#;&#;tmakt&#;r. Gerisini sonra dü&#;ünece&#;iz. Böyle gelmi&#; ama, böyle gitmeyecektir. Köylerle olan ba&#;lant&#;m&#;z&#; kesmeyece&#;iz, olup bitenlerden an&#;ndan haberdar olaca&#;&#;z ki, aç&#;lan yaralar&#; elimiz erdi&#;ince, gücümüz etti&#;ince sarmaya çal&#;&#;al&#;m. &#;imdi Hak a&#;k&#;na ba&#;lama çal&#;p nefes söyleyelim. Semah edelim. Çan ba&#; ile dile gelelim, bile gelelim. Hu diyelim, Hu!.. Sabah ola hay&#;rola!

Canlar, hep birden “Hu” çekende, Seyit Ali Sultan Dede, duvarda as&#;l&#; duran ba&#;lamay&#; al&#;p öptü aln&#;na koydu ve kuca&#;&#;na al&#;p çalmaya ba&#;lad&#;. Seyit Ali Duran Dede’nin bal dilinden Yunus Emre’nin &#;u dizeleri döküldü:

 

&#;&#;itin ey yarenler, a&#;k bir güne&#;e benzer
A&#;k&#; olmayan ki&#;i, misali ta&#;a benzer

 

Ta&#; gönülde ne biter, dilinde a&#;u tüter
Nice yumu&#;ak söylese, sözü sava&#;a benzer

 

A&#;k&#; var gönlü yanar, yumu&#;an&#;r muma döner
Ta&#; gönüller kararm&#;&#;, sarp kat&#; k&#;&#;a benzer

 

Geç yunus endi&#;eden, gerekse bu pi&#;eden
Ere a&#;k gerek evvel, ondan dervi&#;e benzer.

Seyit Ali Sultan Dede nefesi bitirdi ve ba&#;lamay&#; yan&#;nda oturan Zakir H&#;d&#;r’a verdi. O da saz&#; öptü, “Hu erenler” dedikten sonra aln&#;na götürdü ve ba&#;lama e&#;li&#;inde Bal&#;m Sultan’&#;n dilden dile dola&#;an &#;u nefesini okudu:

 

Bir Urum abdal&#;y&#;z,
Maksudumuz yard&#;r bizim.
Geçtik ziynet kabas&#;ndan,
Gencimiz erdir bizim.

 

A&#;k bülbülüyüz öteriz,
Rah-&#; Hakk’a yüz tutar&#;z.
Mana gevherin satar&#;z,
Mü&#;terimiz vard&#;r bizim.

 

Haber ald&#;k Muhammed’den,
Geçmeliyiz zat-u s&#;fattan.
Bal&#;m nihan söyler zattan,
&#;r&#;ad&#;m&#;z s&#;rd&#;r bizim.

H&#;d&#;r’&#;n türküsü bitince, canlar hep birden “Hu” çektiler, H&#;d&#;r da

&#;imdi de s&#;ra Haydar’dayd&#;. O da onlar gibi a&#;ka gelmi&#;, da&#;arc&#;&#;&#;nda ne varsa bir bir  söylemeye haz&#;rd&#;. S&#;k&#;lganl&#;k perdesini söküp atm&#;&#;t&#;. Ba&#;lamay&#; eline ald&#;, büyük bir sayg&#; ile niyaz oldu. elini gögsüne pence yap&#;p, “Hu” çekti. Canlar hep birden “Hu” diye kar&#;&#;l&#;k verdiler. Haydar edep-erkan gere&#;i Seyit Ali Sultan Dede’ye döndü, , “Destur ya Pirim” dedi ve tezeneyi saz&#;n&#;n&#; gögsüne bir vurdu ki, bütün canlar&#;n tüyleri diken diken oldu. tümünün heyecan&#; doruktayd&#;. &#;lk kez Haydar’&#; dinleyeceklerdi çünkü

Y&#;ld&#;zeli’nin muhabbet ehli kad&#;nlar&#; da, dikkatlice Haydar’ izliyorlard&#;. Bu an&#;n Ball&#;han için özel bir önemi vard&#;. Haydar, do&#;açtan &#;u nefesi söyledi:

 

Temennaya geldim erenler size
Temennah edeyim destur olursa
Mürüvvet kap&#;lar&#;n ba&#;laman bize
&#;çeri gireyim destur olursa.

 

Pirim deyu divan&#;na geçeyim
Destisinden ab-&#; hayat içeyim
&#;zniniz olursa a&#;z&#;m açay&#;m
Bir mana söyleyim destur olursa.

 

Pir Sultan Abdal’&#;m hey güzel &#;ah’&#;m
Günahl&#;y&#;m ar&#;a ç&#;k&#;yor ah&#;m
Pire kurban olsun bu tatl&#; can&#;m
Terceman olay&#;m destur olursa.

Haydar, böylece bir kez de &#;iirle destur diledi.

Seyit Ali Sultan Dede, sevincinden uçacak gibiydi. Haydar’&#;n destur dilemesi bile ermi&#;ceydi. Dede, “Destur senindir ya Pir Sultan” diyebildi sadece

Haydar, bu kez de &#;öyle bir nefes okudu:

 

Sefas&#;na cefas&#;na dayand&#;m
Bu cefaya dayanamayan gelmesin
Rengine hem boyas&#;na boyand&#;m
Bu boyaya boyanmayan gelmesin.

 

Rengine boyand&#;m meyinden içtim
Nice canlar ile didar görü&#;tüm
Muhabbet eyleyip candan sevi&#;tim
Muhabbeti küfür sayan gelmesin.

 

Muhabbet eyle yokle pirini
Yunus senin namus ile ar&#;n&#;
Var bir gercek ile k&#;l pazar&#;n&#;
K&#;ld&#;&#;&#;n pazardan ziyan gelmesin.

 

K&#;rklar bu meydanda gezer dediler
Evliya yola dizer dediler
Destini destinden üzer dediler
Nefsaniyetine uyan gelmesin.

 

Pir Sultan’&#;m eydür dünya fanidir
K&#;rklar&#;n sohbeti a&#;k mekan&#;d&#;r
Kusura kalmayan kerem kanidir
Gönülde karas&#; olan gelmesin.

Haydar deyi&#;ini bitirdi, “Eyvallah” çekti, ba&#;lamay&#; öpüp yan&#;nda oturan canlardan birine verecekti ki, Seyit Ali Sultan Dede söz ald&#;:

* Haydarcan, ellerine dillerine sa&#;l&#;k. Pek güzel söylüyorsun. Lakin bir süre önce k&#;z&#;m Ball&#;han’&#;n ve çoban R&#;za’n&#;n ayr&#; ayr&#; senden dinledikleri bir nefes vard&#;: “uyur idik uyard&#;lar” diye ba&#;layan Canlar onu da dinlemek isterler.

* Ba&#;&#;m, gözüm üstüne diyen Haydar, tekrar ba&#;lamas&#;n&#; kuca&#;&#;na ald&#; ve bu kez de istenen nefesi okudu, iki yeni dörtlük ekleyerek:

 

Sürülüp kasaba gittik
Kanara da mekan tuttuk
Didar defterine yettik
Ölüye sayd&#;lar bizi.

 

A&#;k defterine yaz&#;ld&#;k
Pir divan&#;na dizildik
Bal olduk &#;erbet ezildik
Doluya sayd&#;lar bizi.

Bu iki dörtlü&#;ü dinleyen Ball&#;han, heyecandan yerinde duramaz olmu&#;tu. Gözlerini babas&#;n&#;n gözlerine dikmi&#;, onun nas&#;l bir karar verece&#;ini bakliyordu. Seyit Sultan Ali Dede’ninise gözlerinin içi gülüyor, ya&#;l&#; yüre&#;i k&#;p&#;r k&#;p&#;r ediyordu.

Di&#;er canlar&#;n durumu da Dede’ninkinden farkl&#; de&#;ildi. Çünkü, Yunus, Abdal Musa ve Kaygusuz’dan sonra ilk kez böylesine duygulu, böylesine içten, böylesine anlaml&#; nefesler dinliyorlard&#;.

Haydar ba&#;lamay&#; yan&#;ndaki cana uzatt&#;. Ancak Seyit Ali Sultan Dede, onun tezeneyi vurmamas&#;n&#; i&#;aret edip &#;öyle konu&#;tu:

* Evet canlar. Duydu&#;unuz, bildi&#;iniz gerçektir. Gerçe&#;e Hü! Can yolda&#;&#;m&#;z Haydar,, gayri bir abdal, bir Pir Sultan olmu&#;tur. Bana kal&#;rsa, Banaz’da kurulacak olan dergah&#;m&#;z&#;n yar&#;n&#;n&#; elinde tutacak eri&#;kinli&#;e ula&#;m&#;&#;t&#;r. Zaten di&#;er hallerini hepimiz biliyor, takdir ediyorduk Hak kelam&#; söyledi&#;ini ise yeni i&#;ittik. &#;imdiden e&#;itirim ki size, &#;u an üstünde oturdu&#;um post onundur. Üstümdeki bu h&#;rka benden çok, onun s&#;rt&#;nda ö&#;ünçlenir. Ne var ki, Haydar’a önce bir can yolda&#;&#;, ard&#;ndan da bir musahip gerek Bilirsiniz musahipsiz yola gidilmez Can yolda&#;&#; ve musahibi olmayan er, kanats&#;z ku&#;a benzer. Gayri güvenimiz tamd&#;r ki, ikrar&#;ndan dönmez Haydar. Canba&#; ile dile gelelim, bile gelelim, Hu diyelim hu!

Canlar hep birden ellerini gögüslerine pençe yap&#;p “Hu” diye kar&#;&#;l&#;k verdiler ki, dergah&#;n d&#;&#;&#;nda bir ba&#;&#;rt&#;d&#;r koptu. Ard&#;ndan da gözcü Hüseyin h&#;zla içeriye girdi. Haber iyi de&#;ildi.

Kitap: Pir Sultan Abdal
Yazar: Battal Pehlivan
Ekleyen: Seyyid Hakk&#;

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir