talk show sunucuları türk / Talk Show Haberleri - Son Dakika Talk Show Hakkında Güncel Haber ve Bilgiler

Talk Show Sunucuları Türk

talk show sunucuları türk

Eski Türkiye’de eğlence programı konseptinin çeşitliliği her zaman doyurucuydu. Süheyl ve Behzat Uygur’un sunduğu Şahane Pazar gibi yarışma programları da Levent Kırca’nın ekranlara getirdiği Olacak O Kadar gibi siyasal/toplumsal mizah üreten güldürü programları da yayınlandı. Eğlence programlarının talk show ayağında da her zaman iki kişi tahta oturdu. Bunlardan biri Beyazıt Öztürk, biri Okan Bayülgen oldu. Eski Türkiye televizyon programlarının, bir paranın iki yüzü gibi sürekli ayrılan unutulmaz talk show sunucuları, dosyamızın bu bölümünde bu sefer yalnızca ortak noktalarıyla karşınızda.

Okan Bayülgen de Beyazıt Öztürk de çok yönlü ve çoğu benzer birçok işe imza atmış kişiler. Bizim için unutulmaz oldukları nokta ise yıllarca sunmuş oldukları late night show tarzı eğlence programları. İkisi de Amerikan televizyon kültürünün değişmez bir parçası olan, sunucusu değişse bile formatı sabit kalan ve hepsi birbirine benzeyen bu programların tamamen Türk versiyonlarına imza attı. İkisi de bu konsepti kendi meşrebince yerelleştirdi ve bu işi bir diğerinden farklı yaptı. Okan Bayülgen sivri dilli, sansasyonel ve sistem karşıtı tavırlarıyla öne çıkarken; Beyazıt Öztürk ağır başlı, yumuşak huylu ve sempatik bir karakter profili çizdi. Birbirine taban tabana zıt davranış şekillerini benimsemiş olsalar da yadsınamaz ortak yönleri onları aynı potada eritmeyi kolaylaştırdı.

LİSANS EĞİTİMLERİ

İkilinin özel hayatlarına girmeden, onları bildiğimiz programlar dışında ne yaptıklarından da bahsedeceğim, bunun için de ilk örnek aldıkları lisans eğitimi olacak. İkisi de medyadan uzak bir iş koluna yönelecekken biri yurt dışında okuduğu bölümden sıkılıp bırakınca diğeri de üniversite sınavında beklediği puanı alamayınca güzel sanatlar okumaya yöneldi. Okan Bayülgen, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı bölümünü bitirdi Beyaz ise Anadolu Üniversitesi’nin Seramik-Heykel bölümünde okudu.

KÜLTÜR-SANAT İŞLERİ

İkisi de sundukları televizyon programlarıyla unutulmaz oldular ama ikisi de televizyon dışında sanatla iştigal etti. Okan, tiyatrocu ve fotoğrafçıydı; Beyaz, lakabını karikatür dergisindeki çizimlerinin altına attığı imzalarla kullanmaya başlamış aynı zamanda heykel ve seramik sergileri açmıştı. İkisi de radyoculuktan televizyona geçti ve ilk dönemlerinde siyasal mizah yaptı.

KANAL D

Okan Bayülgen, televizyon kariyeri boyunca birçok kanal ve program değiştirdi. Sürekli, yayıncılık anlayışını canlı tuttu ve sunmadığı bir tek haber programı kaldı. Beyaz da yarışma programı ve güncel konular üzerine program yaptı, pek kanal değiştirmedi ve 22 yıl boyunca aynı formattaki programını devam ettirdi. Kanal D, ikisinin de adını tarihe yazdığı programlara ev sahipliği yaptı. Okan, Zaga’yı; Beyaz, Beyaz Show’u bu kanalda sundu.

FİLMLER

Sanatçı/ünlü kişiliklerin çok yönlülüğü şaşılacak bir şey değildir. Şarkıcılar filmlerde oynar, sinema oyuncuları şarkı söyler; bazıları kitap yazar. Okan&#;la Beyaz ayrı ayrı, birçok sinema filminde oynadı ve oldukça kalburüstü işlere imza attı. Okan, “Ağır Roman”daki Salih rolüyle Sadri Alışık ödüllerinden en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı. Beyaz da “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?” ile aynı ödüle layık görüldü. Hadi geçelim ödül almayı, ikisi de Haluk Bilginer ile aynı filmde oynadı. Hatta Beyaz iki kere oynadı.

Film oyunculuğundan bahsetmişken, Okan’ın muazzam animasyon seslendirme özelliğinden bahsetmeden geçemeyeceğim. Birçok animasyon filmini onun sesiyle sevdik. Muhtemelen bunların en önde geleni de Shrek oldu. Beyaz’ın kariyerinde böyle bir nokta bulunmasa da buraya da zorlayarak Beyaz Show’daki helyum çekme seanslarını ekleyebiliriz.

REKLAMLAR

Reklam oyunculuğuyla ilgili söyleyebileceğimiz pek fazla şey yok. Filmde rol almak daha kapsayıcı bir özellik belirtse de en azından ikisi de belirli zamanlarda reklamlarda oynadı ve reklam yüzü oldukları şeyin akılda kalmasını sağladı. Ayrıca, Okan Bayülgen&#;in dış ses olarak yer aldığı reklam filmleri de oldukça fazla.

TALK SHOW

Birçok ortak nokta, benzer yönden sonra asıl konuya gelelim. Okan&#;cı mısın, Beyaz’cı mısın gibi bir karakter testine sebep olacak kadar ayrıma sebep olan şey, temelde ikisinin de aynı şeyi yapmasıydı. Rüstem Batum ve Cem Özay gibi büyük örnekler olsa da Okan’la Beyaz’ın kalıcılığı başkaydı. İkisi, tek tahtı eşit derecede paylaşan iki varis gibiydi. Burada ayırıcı olan nokta, seslendikleri kitle oldu. Beyaz her zaman ailenin ve herkesin komedyeni tarzındaki bir sunucuyken; Okan her zaman ofansif, cüretkâr tavırlarıyla kendi niş kitlesini oluşturdu.

FİNALLERİ

Uzun yıllar talk show tarzına devam eden ikili, süreklilikleriyle zaten Eski Türkiye kavramının kapsam alanını geride bırakan dönemlere dek programlarını sürdürdü. Herhangi bir değişim söz konusu olduğunda bunu kendilerinden sebeple gerçekleştirdiler ama ikisinin bir ortak noktası daha şu ki; ikisi de programlarına devam ederken, kendilerinin dışında gelişen sebeplerden ötürü programları yayından kaldırıldı. Bu durum ikisinde de kırılma noktası yaratmış ki; Beyaz, önce Youtube içerik üreticisi sonra da ses yarışması jürisi olarak kariyerine devam etti. Okan, sıklıkla kullandığı “konvansiyonel medya” tabiriyle –ki lafın geldiği yer şudur- televizyon yayıncılığının, internet çağına ayak uyduramadığını ifade etti ama bir türlü internet için içerik üretmedi. Televizyondan uzak kaldığı dönemde yazlık yerde eğlence mekânı ve İstanbul’da bir kabare sahibi oldu. Televizyondan yeteri kadar uzak kaldığını düşündüğü noktada da her zaman yaptığını yaptı ve yeni kanallarla, yeni konseptlere geri döndü.

Bu dosyanın yakın zamandaki muhtemel son konusu olarak Eski Türkiye’de kendine yer etmiş, şimdi bir şekilde yeri aynı kalan iki talk show sunucusundan bahsettik. Yayıncılık kültürünün, internetin getirdiği büyük bir değişime girdiğini gördüğümüz şu zamanlarda bu tarz programların da yavaş yavaş dijital platformlara kaydığını görüyoruz. Yalnız, gece kuşlarının eğlencesi olmaktan çıkan bu programlar istenilen vakitte, istenilen yerde izlenir hale geliyor. Birçok örneğe ve yeniliğe şahit olacağımız, bunun bir parçası olacağımız kesin olsa da bazen insan eskiyi yad etmeden duramıyor. Sormadan geçmeyelim. Benzerlik ve farklılıkların arasında; Okan mı yoksa Beyaz mı diyorsunuz?

Benzer Yazılar

İlk Özel Televizyonların, ilk Talk Show Sunucusu, Cem Özer

Bu hafta 'Bir Portre'de sizlere; popüler kimliğinden sıyrılmış, şöhreti sonuna kadar yaşamış, şimdi sadece kendi için yaşamak isteyen ilk özel televizyonların; ilk talk show sunucusu, oyuncu Cem Özer’i anlatacağım.

Cem Özer ile dostluğum yıllarında başlamıştı. Genç yaşlarda başlayan dostluğumuz kesintisiz bugünlere kadar gelmiştir. Değerli dostum Cem Özer ile sizlere anlatacak çok anım mevcuttur.

“CENK KORAY CEM ÖZER’E EL VERMİŞTİR”
Bunlardan ilki Rahmetli Cenk Koray ile Cem Özer arasında geçen yetki ve şifa devridir. Hasta yatağında yatan Cenk Koray yaşamının son günlerinde Cem Özer’i yanına çağırarak el vermişti. Yani başka bir deyişle Cenk Koray şifa gücünü Cem Özer’e devir etmişti.

“SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN ELEŞTİRİLERE NASIL SAYGI DUYDUĞUNU CEM ÖZER NASIL ANLADI?”
İkinci olarak ta sevgili dostum ile sayın cumhurbaşkanımız arasında geçen hem ilginç hem heyecanlı hem de anlamlı diyalogu sizlere aktaracağım.

Sayın cumhurbaşkanımız başbakan iken sanatçıların sorunları ile ilgili toplantı düzenlemişti. Düzenlenen toplantıda bütün sanatçılar kendileri için bir şeyler talep edip, dertlerini anlatırken, Sayın Cem Özer’e konuşma sırası geldiği zaman diğer sanatçılardan farklı bir konuşma yolu tercih etmişti.

Sanatçının toplumun aynası olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında, “Toplum huzurlu olmazsa sanatçının hiç huzuru kalmaz. Bu nedenle şimdi şımarık edalarla huzurunuzda kendim için bir şeyler talep etmeyeceğim. Kısa konuşma sürem içinde ülkemin vatandaşları için bazı konuları arz edeceğim” diyerek söze başlamış ve toplumun huzurlu olması için bazı detayları hazirun ile paylaşmıştı. (Şımarık kelimesini kullanırken Hülya Avşar’a dokundurmuştu bir anlamda)

Konuşmasını teşekkür ile bitirdikten sonra toplantı bitiminde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın elini sıkarken aslında herkese muhalif (kendi tabiriyle muhalefete bile muhalif) olan Cem Özer’e Sayın Erdoğan’ın siz biraz bekleyin misafirleri yolcu ettikten sonra sizinle görüşeceğiz demesi üzerine Sevgili Dostum Cem Özer o an tam anlamıyla şok yaşamış.

Muhalif bir konuşma yaptığı için Tayyip Bey’in kendisini fırçalayacağını düşünmüş. O günkü eşi Nurgül Yeşilçay’ı arayarak, “Nurgül yemeği hazırlama! Avukat Okan’a da haber ver, ben buradan karakola gidebilirim, haberin olsun” demiş.

Daha sonra herkes gittikten sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Cem’e dönerek, “konuşmanızı çok beğendim. Her ne kadar bize muhalif olsan da seni takdir ettim. Teşekkür ederim” demesi onu çok mutlu etmiş ve Recep Tayyip Erdoğan hakkında eleştirilmeyi hiç kaldırmıyor düşüncesinden kurtulmuş.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ne kadar saygı duyan birisi olduğunu o gün anlayarak, yaşadığı durum ile tescillendiğini belirtiyor Sayın Cem Özer…

Ben kimsenin adamı değilim diyerek her an toplumun gönüllü neferi olduğunu söyleyen Cem Özer, +1 kanalında program yapmaya devam ediyor.

Bir gün sevgili dostum Cem Özer ile beraber dost meclisinde otururken, bizim gazetede neden yazmıyorsun diyerek sormuştum.

Kendisi bana; “Hürriyet’ten sonra yazmamaya, yazılı basından uzak durmaya kendi kendime söz vermiştim. Bugün ülkemizin başına bela olmak için bir misyonları olan Fethullah Gülen ve paralel yapıyı geçmiş yıllarda kaleme almıştım. O yıllarda Gülen taraftarlarını karşılarına almak istemeyen Hürriyet Gazetesi yazımı yayınlamamıştı, bu sebeple bende Hürriyet ile yollarımı ayırmıştım. Lakin Ogün Gazetesi ilkeli ve tarafsız yayın politikası ile benim her zaman beğendiğim bir gazetedir. O nedenle Ogün gazetesine özel olarak yazılarımı yollamayı seve seve kabul ediyorum” diyerek konuşmuştu.

Bu vesileyle Ogün Gazetesinde yeni köşe yazıları yazmaya başlayan sevgili dostum Cem Özer’i tebrik ediyor, başarılarının devam etmesini ve yaşamının her zamanki gibi onurlu bir şekilde devam etmesini diliyorum.

Sunucu olarak değil, halkın içinden birisi olarak izleyenlerin evlerine, oturma odalarına konuklarıyla beraber misafir olarak giren Cem Özer, Türk halkının gönlünde bir yer tutmayı başarmıştı.

5 Ekim Kahramanmaraş doğumlu olan Cem Özer, Sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu, sunucu ve yazar olarak başarılı projeleri ile Türk halkının gönlünde taht kurmayı başaran sanatçılarımızdandır.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ki eğitimini yarım bırakmak zorunda kalan sanatçı, daha sonra Dostlar Tiyatrosu gibi topluluklarda çalışmıştır.

Televizyonda ‘Laf Lafı Açıyor’ adlı programın sunuculuğuyla tanınan sanatçımız ‘Şansını Dene yarışmasında’ halkın beğenisini kazanmıştır. Çeşitli sinema filmlerinde rol alan Cem Özer yaptığı evliliklerle de hep gündemde oldu.

Çocuklarına düşkünlüğüyle de tanınan Cem Özer, mesleğiyle alakalı öğrencilere eğitim de vermektedir.

Gece hayatına düşkün olmayan, alkol ile vakit geçirmek yerine evde kitap okumayı tercih ettiğini söyleyen Cem Özer, bu yönü dolayısıyla bazı insanların bundan sıkıldığını belirterek, geceleri hep dışarda olmak, aykırı yaşamın bir parçası olmak istemeleri ile yollarının bu kişilerle ayrıldığını belirtmişti.

Bir bankanın kredi kartı reklamında oynayarak milleti borç para kullanmaya teşvik etmektense vatandaşa yararlı projelerde yer almayı tercih eden Cem Özer, “Sanat için her şeyi yaparım ama sadece sanatseverlerin zararına olacak hiçbir projede yer almam“ ifadeleriyle meslek saygınlığına ne kadar bağlı olduğunu ispatlamıştı.

Bir görüşmemizde; ‘gerçek hayat ve içten gelerek yaptıklarımdan hoşlanılması benim için artık sahte hayattan gösteriş için yapılan ve sergilenenlerden daha önemlidir’ diyerek konuşan Cem Özer, “İnsanlar yaptıklarımdan değil, benden hoşlansınlar. Ben de insanları öyle beğenirim” demişti.

Ülkemizde pek çok şeyi en güzel şekli ile yaşayan sanat değerlerimizden olan Cem Özer,  sanat camiasında geldiği noktayı şu şekilde anlatıyor.

“Lise yıllarımda mesleğimde geleceğim noktayı hayal bile edemezdim. Öyle ünlü olmak gibi bir hayalim yoktu, şimdiki gençlerde bu var. Bir gün ders verdiğim öğrencilerimden birisi yanıma gelerek; Hocam bizim ne zaman zamanımız gelecek diye sormuştu. Hedefin bu mu yani; Televizyona çıkıp şöhret olmak mı diyerek şaşkınlığımı kendisine soruya soru ile karşılık vererek hissettirmiştim. Hayat bir maratondur, sonrasına bakmak lazım. Benim öyle ünlü olma derdim yoktu. Oyuncu olmak istiyordum, kabareler yapıyordum, stand_up’lar filan. Sonra TRT den teklifler gelmeye başladı. O zamanlar Yeşil Kabare, Elma Kabare falan vardı.
Sonra Maçka Kabare’ yi yaparken, o dönem STAR TV’nin ortağı Ahmet Özal beni izliyor ve davet ediyor televizyona ben seafoodplus.info istiyorum, onlar Talk Show diyor. 3 ay kadar cebelleştim, sonra başlıyorsun dediler öyle başladık. Aklımda olmayan bir şeydi.

Fakat ben bir şey yaptım, olduğum gibi davrandım, zaten hayatın içinde rol yapacağım alanlarım vardı. Şovlarımda göründüğüm gibi oldum, rol yapmadım, içim dışım birdi. O zamanlar öyle değildi, ekrana çıkanların bir tiplemesi vardı. Konuğa; Sokakta gördüğünüz gibi ‘Naber lan Rıfkı’ diyemezdiniz”

Talk shovlarda bir süre sonra konukların tükenmesi ile programın albüm tanıtımına döndüğünü belirten Cem Özer, sinemanın her zaman kendisinde tükenmez ayrı bir yer tuttuğunu söylüyor.
Kendisiyle geçen hafta sohbet ettiğimizde seyirciyle beraber yaşının ilerlediğini beyan etmiş ve eğlence anlayışlarının da değişerek insanların evlerine kapandığını belirtmişti.

Eserleri
Yastıkaltı Hikayeleri, Neden Kitap Yayınları
A! Cem'i Yazılar, Parantez Yayınları
Yirmidört Saat (Film senaryosu),

Filmografisi
Buyur Burdan Kaç - İSTANBUL SAHNE TİYATROSU "yönetmen"
Acayip Hikayeler -
Sıcak -
Adem'in Trenleri -
Bir İhtimal Daha Var -
Sen Ne Dilersen -
Masum Değiliz -
3. Tür -
Melekler Adası -
Neredesin Firuze -
Şıh Senem -
-
Ölüm Peşimizde
Aşkın Dağlarda Gezer -
Asansör
Karışık Pizza -
Usta Beni Öldürsene -
Berlin in Berlin -
Varyemez -
Anılar -
Zirvenin Bedeli -
Hanım -
Umutların Ötesi -
Vurmayın -
Menekşeler Mavidir -
Güldürme Beni -
Dayak Cennetten Çıkma -
Hababam Sınıfı Güle Güle -
Yirmidört Saat –

Müzik Albümü
A'cemi Şarkılar 'Beni Seviyorum'()

Sevgili okurlarım haftaya yeni ''Bir Portre''de buluşmak ümidi ile sağlıcakla kalın.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir