yedi uyurlar mağarası selçuk / SELÇUK YEDİ UYURLAR EFSANESİ | Kültür Portalı

Yedi Uyurlar Mağarası Selçuk

yedi uyurlar mağarası selçuk

kaynağı değiştir]

Ortodoks ve Katolik kiliseleri olayı yâd ederler. Bununla birlikte Batı'da aydınlanmanın ve Protestanlığın yükselişi ile birlikte Yedi Uyurlar hikâyesi, apokrif bir efsane olarak nitelendirildi ve Roma Katolik Kilisesi, olayı insanları etkilemeye yönelik bir romantizm olarak itibarsızlaştırdı.[4]

İslam inancında[değiştir kaynağı değiştir]

Hikâyenin en eski versiyonu, kayıp bir Yunanca kaynaktan aldığını söyleyen Süryani rahip Suruçlu Yakup'a (y. ) aittir.[2] Hikâyenin çerçevesini Tours piskoposu Gregorius (y. ) ve Paulus Diaconus (y. ), Historia Langobardorum eserinde çizer. En iyi bilinen Batı sürümü, Jacopo da Varazze'nin Legenda aurea (Altın Efsane) eserinde yer alır.

Efes[değiştir kaynağı değiştir]

Efes'teki Ashâb-ı Kehf Mağarası

Gençler, Allah'tan başka ilâhlara tapan bir hükümdarın zamanında yaşıyorlardı; halkın çoğunluğu da hükümdarın âdeti üzereydi. Bir rivayete göre bu gençlerden altısı sarayda görevli, hükümdara yakın kimselerdi ve hükümdarın danışma heyetindeydiler. İmparatorunputperest olduğu, putperestliği kabul etmeyen bazı insanları yakalatıp öldürttüğü ve bir ihbar üzerine saraydaki putperest olmayan gençlerin durumlarını öğrendiği anlatılır. Hükümdar onları çağırıp tehdit eder, fakat onlar inançlarından ayrılmak istemezler. Aksine onu inançlarına davet ederler. Hükümdar, onlara eski günlerine dönmeleri için az zaman tanır. Gençler, inançlarını korumak için şehre yakın bir dağ yönüne giderler. Yolda giderken Kefeştetayyuş ismindeki bir çoban ile çobanın Kıtmir isimli köpeği de onlara katılır (Köpeğin ismi bir rivayette Himran olarak geçmektedir).[8]

Gençler, dağda çobanın gösterdiği bir mağaraya girerler, dua ederek merhamet dilerler. Hükümdar gençleri sorar, kaçtıklarını ve mağaraya sığındıklarını haber alıp adamlarıyla mağaraya gider. Mağaranın ağzını kapattırır. İnanca göre gençler ölmez, yüzyıllar boyunca uyumaya devam ederler. Kehf Suresi'nde bu süre hicrî yıl olarak geçer.[9] Bu sürenin sonunda ilahi bir sevkle uyandırılırlar. Ne kadar zaman geçtiğini bilmezler, ancak çok az uyuduklarını zannederler. Acıktıkları için bir arkadaşlarını şehre yiyecek getirmesi için göndermeye karar verirler. Bu kişinin adı Yemliha’dır ve onun kılık değiştirerek hâlini kimseye bildirmeden gidip gelmesini söylerler. Yemliha şehre geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulur. İnsanların İsa Peygamber'e inandıklarını görür ve geçen zamanın farkına varır. O zamanın hükümdarının yanına götürülür. İnanca göre bu hükümdar gençlerin dinindendir. Başlarından geçenleri hükümdara anlatır. Daha sonra gidip arkadaşlarına haber verir. Bunun üzerine hepsi tekrar uykuya dalarlar. Halk, onların uyudukları mağaranın girişine bir mescit yapmaya karar verirler.

İlgili Kur'an ayetleri[değiştir kaynağı değiştir]

Uygur Özerk Bölgesi'ndeki mağara ve eklentileri. Burası yöredeki Uygur Müslümanlarına göre Kehf Sûresi'nde anlatılan mağaradır

Ashâb-ı Kehf mağaraları dünyanın değişik ülkelerinde kendilerine atfedilen makam ve anlamları ile farklı dinlerden insanların inandığı ve ziyaret ettiği önemli inanç merkezleri hâline gelmiştir.[1] Dünyada bu mağaraların kendi sınırları içinde olduğunu iddia eden 33 kentin dördü Türkiye'dedir; Afşin, Selçuk (Efes), Lice ve Tarsus. Bunlardan hangisinin onların mağarası olduğu konusunda İslâmî ilim dünyâsında bir fikir birliği yoktur. İbn Kesir Tefsiri'ndeki bir rivayete göre şehrin adı Daksus idi.[16]

Ashâb-ı Kehf'in yaşadığı şehir, bir rivâyete göre, adı önceleri Efesos olan bir Tarsus'tu.[15] Adı geçen Tarsus'un günümüzde Türkiye'nin Mersin ilinin ilçesi olan Tarsus olduğu konusunda genel bir kabûl vardır. Ancak Kahramanmaraş ilinin bir ilçesi olan Afşin kentinin halkı, Ashâb-ı Kehf'in yaşadığı şehrin Afşin olduğunu savunurlar. Bunun bir sebebi, şehrin adının eskiden Efesos (veyâ Efsus) olmasıdır. Türkiye'deki Müslümanlar nezdinde mağaranın yeri hakkındaki tartışma daha çok Afşin ve Tarsus ilçeleri arasında olmaktadır. Ashâb-ı Kehf mağarasının Afşin'de olduğunu kanıtlamak için Afşin Eshâb-ı Kehf Derneği, bilim adamlarından oluşan bir heyete rapor hazırlatıp bunu yerel mahkemede açtıkları keşif davası ile karara bağlattı. Tarsuslular da Tarsus şehrine iki saat uzaklıktaki Bencilüs (veya Encilüs) denilen dağdaki mağarayı tefsirler, tarihî kaynaklar ve arşiv belgelerine dayanarak Ashâb-ı Kehf Mağarası olarak göstermektedir.

Kahramanmaraş Afşin'deki Eshab-ı Kehf (Ashab-ı Kehf) Külliyesi. Kehf Sûresi'nde anlatılan mağara olduğu düşünülmektedir ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesindedir.

Diyarbakır'da da Ashâb-ı Kehf'e atfedilen bir mekân vardır. Kehf Sûresi’nin âyetinde geçen "(Resûlüm! Orada bulunsaydın) Güneş'i görürdün: Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Böylece) onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı)."[17] meâlindeki tanımlamaya uygun bir mağara Lice'de bulunmaktadır. Yerden yüksekte ve üzerinde gölgelik şeklinde bir çıkıntı olan bu mağara, içeriye doğru girintilidir ve âyette geçen tanıma uymaktadır. asırda Artuklu hükümdârı Melik Âdil, burayı imâr ettirip bir kitâbe yaptırdı. Tarihçi Abdürrezzak Semerkandî'nin bir eserinde şöyle geçmektedir: "Sultan Üveys, Lice'deki Ashâb-ı Kehf'e Bingöl üzerinden sefer düzenledi ve Muş Ovası'na vardı".

Dış bağlantılar[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir