Hayatımızı altüst ediyor
İrritabl Bağırsak Sendromluların hastalıktan dolayı sosyal hayatları daha çok etkilenir. Mesela; sabahları sık sık ishal atağı geçiren bir hasta evden geç çıkmak zorunda kalıp işe geç gidebilir. Bunun dışında yemek yedikten sonra karın ağrısı oluyorsa öğle yemeklerini atlayabilir. Bu durumda da gıda alımı azlığından iş performansı düşebilir. Ya da bazı yemekler ağrı sebebi ile lüzumsuz yere diyetten çıkarılabilir. Örneğin sütü gereksiz yere diyetten çıkarttığımız taktirde bir süre sonra kalsiyum eksikliği oluşacaktır. Bununla beraber Spastik Kolon, bu kişilerde zayıflama veya uykularını bölecek derecede bir rahatsızlık yapmaz.
Sevgili okuyucular, geçen hafta İrritabl Bağırsak Sendromunu genel hatlarıyla tanımıştık. Bugün de bu müzmin hastalıktan kurtulmanın yollarını arayacağız. Başlıca sebebi stresli yaşam ve düzensiz beslenme olan İrritabl Bağırsak Sendromunu teşhis etmek için yapılan testlerde genelde herhangi bir anormallik tespit edilmez. Hastalığın teşhisini koyduracak bulgular halen günümüzde mevcut değildir. Bu sebeple teşhis, sık ve özel durumlarda gözüken şikayetlerin belirlenmesine ve benzer rahatsızlık yapan diğer hastalıkların olmadığının gösterilmesine dayanır. Hastalarda başka rahatsızlıkların alarm belirtileri yoksa ve tarama testleri (Tam kan sayımı, dışkıda gizli kan aranması, 50 yaş üzerinde fleksibl sigmoidoskopi) negatif ise ek testler gerekli değildir. Tedavinin gayesi şikayetlerin ortadan kaldırılmasıdır. Ancak hastaların şikayetleri ve psikolojik yapıları oldukça tipiktir.
BU TEDBİRLERLE KENDİ KENDİNİZİ TEDAVİ EDİN
İrritabl Bağırsak Sendromu çok çeşitli sebeplere bağlı bir hastalık olduğu için teşhis gibi tedavi yöntemleri de çok yönlüdür. Bağırsak hareketlerindeki anormallikler için çeşitli ilaçlar kullanılmakla birlikte en önemli tedavi yöntemi; sağlıklı ve doğal beslenmeyle düzenli hayattan geçmektedir. Şunları tatbik edersek oldukça rahatlarız:
* Sigara ve alkolü bırakın, temiz havada yürüyün.
* Stres ve sıkıntı verici ortamlardan uzaklaşın.
* Kısa süreli tatil ve seyahatler yararlıdır.
* Huzursuzluğu giderici uygulamalar (egzersiz, sevdiklerimizle yemeğe çıkmak) tatbik edilmeli.
* Yemekten önce antikolinerjik ilaçlar alınabilir.
* Bağırsak hareketlerini düzenleyici ilaçlar, şişkinliğe ve ishale karşı bitkisel ilaçlar da (kimyon, keten, rezene, anason) kullanılabilir.
* Şiddetli sıkıntı ve depresyon ise durumlarında psikiyatrik tedavi eklenmeli.
Bu hastalık hayat boyu sürebilir; ancak şikayetler uygun bir tedavi ile azaltılabilir veya tamamen ortadan kalkabilir. Fakat şu bilinmelidir ki; bu hastalık kansere yol açmaz ve hayatı tehdit
etmez. Sadece hayatın kalitesini bozar!
Nasıl beslenmeliyiz?
İrritabl Bağırsak Sendromunu yenmenin en iyi, kolay ve ucuz yolu düzenli perhizden geçiyor
* Yemekler az miktarda, sık aralıklarla yavaş yavaş ve çiğnenerek yenmeli. Bol bol su içilmeli, suyun özellikle yemekten 1 saat önce içilmesi de tavsiye edilir. Çünkü yemekle birlikte içilen su, sindirim sistemini daha hızlı terk eder.
* Diyette acı ve bulgur pilavından, süt, peynir, kuru meyve, ve baharatlı gıdalardan uzak durulmalıdır.
* Kabız olanlar lifli gıdaları, ishal olanlar ise posasız ve lifsiz gıdaları tercih etmelidir. Süt yerine yoğurt, siyah çay yerine bitki çayları tercih edilmelidir.
* Sindirim sistemini uyarabilecek kola gibi kafeinli yiyecek ve içeceklerden, çikolatadan, alkol, mercimek, nohut ve kuru fasulye gibi iyi sindirilemeyen (gaz yapıcı) gıdalardan uzak durmak lazım.
* Kırmızı et, sucuk, salam, sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek, 40 yaşından sonra ise şarküteri ve sakatat türü gıdaları tamamen menüden kaldırmak gerekir, aşırı yağlı, hamurlu yiyeceklerden de uzak durulmalıdır. Izgara veya buğulama tarzında bol bol balık yenmelidir.
Bu şikâyetleriniz varsa ALARM seviyesini yükseltin
İrritabl Bağırsak Sendromu ön teşhisi ile sorgulanan hastalarda aşağıdaki durumlar varsa, bu belirtiler alarm belirtisi olarak kabul edilir. Başka hastalık şüphesiyle bağırsak kanseri yönünden araştırma yapılması gerekir. İşte o belirtiler: Kansızlık (Anemi), Makattan kanama , Şiddetli ve inatçı kabızlık, Şiddetli ve inatçı ishal, Kilo kaybı, Geceleri ishal ve ağrı, Belirtilerin 50 ve üzeri yaşta ortaya çıkması, Ailede sindirim sistemi hastalığı bulunması.
Taze fasulye aslında şeker ile yapılışından dolayı gaz oluşumuna neden olur. Bunun yanında taze fasulye, midede şişkinliğe de neden olabilir. Bazı durumlarda ise, taze fasulyeden kaynaklanmayan gaz sancıları da ortaya çıkabilir. Ama bu durum da yine bağırsaklarınızda bulunan bakterilerden kaynaklanır. Yani her taze fasulye tükettiğinizde gaz yapmayabilir.
Taze Fasulyenin Emzirirken Bebeklerde Gaz Yapar mı?
Taze fasulye tüketen annenin sütü bebeklerde de gaz oluşumuna neden olabilir. Bu nedenle taze fasulye tüketirken dikkatli olmanız ve gaz oluşumunu önceleyecek şekilde pişirmeye dikkat etmeniz gerekir. Taze fasulyenin pek çok faydası vardır;
Taze fasulye yüksek orana A, B12, C, lif ve K vitamini içerir. Bu besin değerleri nedeni ile taze fasulye aslında insan vücuduna bir çeşit ilaç görevi görür.
Kemik gelişimi için çok küçük yaşlardan itibaren bu sebzenin tüketilmesi gerekir.
Diyet için en vazgeçilmez gıdalar arasında yer alır. Yine içinde bulunan lif miktarı nedeni ile kilo vermeye de yardımcı olur.
Astım ve bronşit gibi akciğer hastalıklarında tedavi için kullanılır.
Vücudumuzda yer alan toksinlerin dışarı atılmasını sağlayarak vücut yorgunluğunu azaltır. Aynı zamanda kişiyi sakinleştirir ve özellikle de cildin çok daha canlı görünmesini sağlar.
İçinde yoğun miktarda demir bulunur. Bu nedenle pek çok hastalıktan korunmanızı sağlar.
Taze Fasulye Hamilelikte Gaz Yapar mı?
Taze fasulye hamilelerde midede şişkinlik ve gaz sorununa neden olabilir. Bunun için taze fasulyeyi pişirmeden önce taze fasulyeyi doğru bir şekilde temizlediğinizden emin olmanız gerekir. Taze fasulyeyi ayıkladıktan sonra da bir süre suyun içinde bekletmeniz de hem gaz yapma ihtimalini düşürür hem de kolay bir pişim imkanı sağlar. Aynı zamanda kuru fasulyede de olduğu gibi pişirme sırasında köpüklenme ortaya çıkarsa, bu köpüklerin de alınması gaz sorununu ortadan kaldırabilir.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
“Midem ekşiyor!” yakınması sık karşılaştığımız bir sorun. Çoğunlukla da aşırı mide asidi üretimi nedeniyle oluşuyor. Ne var ki, belirli bir miktar mide asidi üretimi zorunlu.
Midede gıdaların parçalanıp ön sindirime hazırlanması için asitli bir ortam lazım. Midenin ürettiği asit normalde kendisine zarar vermiyor. İç yüzeyi “aside dirençli” yapılarla korunmuş.
Ne var ki, normalden çok fazla mide asidi üretildiği zaman bu sizi rahatsız edebiliyor, reflünüz varsa asit yemek borunuza kaçabiliyor. Yemek borusunun iç yüzeyi midenin tersine aside dayanıklı değil, asitle karşılaşınca tahriş oluyor.
Sonuç mide ağrıları, yanmaları, göğüs altında ağrılar, ekşimeler, ağızda garip bir tat, ses kısıklığı, boğaz yanması ve daha pek çok şey...
Peki, ne yapacaksınız? Çoğunu biliyorsunuz ama tekrarda fayda var. Baharatlı yiyeceklerden, özellikle acılardan uzak duracaksınız. Ağır yağlı yemeklere, kızartmalara bir süre ara vereceksiniz.
Mide asidini arttırabilen asitli meyve sularından, özellikle portakal ve greyfurt suyundan da bir süre uzak kalmanızda fayda var. Yemekten sonra içtiğiniz kahvelere ve çaylara da ara verin. Ve yine yemekten hemen sonra ağır fiziksel aktiviteler yapmayın ama aynı zamanda sırt üstü de yatmayın.
Sigara kullanıyorsanız kesin. Prensip olarak hangi yiyeceklerin midenizde ağrı ya da ekşimeye yol açtığını anlamaya çalışın ve o yiyecek içeceklerden de uzak durun.
Kolalı, gazlı içeceklere de veda edin. Cips ve kraker gibi atıştırmalıklar ve kepek eklenmiş besinler de ekşime yapabilir, dikkat edin.
Prensip olarak çok fazla yemeyin, öğünlerinizi hafif tutmaya çalışın. Yemeklerden hemen önce suyu kesin ve yemekten 15-20 dakika sonrasına kadar su içmeyin. Diğer zamanlarda sık sık küçük miktarlarda su yudumlamanızda fayda var.
BİR SORU
Postacı gibi mi yürüyelim? Pilates veya yoga mı?
Hızlı yaşayan, hızlı tüketen, kilo verirken de form tutarken de hızlı sonuç almak isteyen bir toplum haline gelince yenilen yemeğin içeriği ve miktarı kadar yapılan egzersizin de çeşidi ve süresi değişti.
Son zamanlarda her üç kişiden birinden duyduğunuz pilates ve yoganın aslında her an yapabileceğimiz yürüyüşle etkileri aynı mı yoksa kolları sallayarak hız kazandığınız namı diğer ‘postacı yürüyüşü’ mü en geçerlisi!
En basit ve ucuz bir yöntem olan tempolu bir yürüyüş, öncelikle önerilse de sabah erken çıkma zorunluluğu, akşamları iş stresi üzerine yaşanan trafik yoğunluğu, havanın soğuması, yağmurun yağması gibi nedenler, bu basit egzersizin yapılmasını zorlaştırıyor.
Bunun sonucu olarak da pilates ve yoga gibi ter attırmayan, ancak kasları çalıştıran egzersizlerin popülaritesi arttı. Bu popülarite, sadece zaman veya çeşitlilik aramaktansa pilates ve/veya yoganın kişilere fizyolojik ve psikolojik beden değişimlerini de beraberinde getirdi.
Pilates, derin ve uzun nefeslerin tekrarlanarak güçlendirici ve esnetici bir dizi hareket topluluğu. Bedenin esnekliğini kazandırması ile son yapılan çalışmalar pilatesin bedendeki değişimlerinin sadece postür itibari ile değil içeride de iyi şeyler yapabildiğini göstermekte. Örneğin 2014’te yapılan bir çalışma menopoz öncesi bayanlarda sekiz haftalık düzenli pilates çalışmasının kolesterol azalttığını aynı zamanda da kemik dansititesini etkileyerek osteoporozu engellediğini ve sırt kaslarını güçlendirerek yaşla birlikte deforme olan omurgayı iyileştirdiğini saptamış.
Yogaya da dönüp bakıldığında, çeşitleri farklı olsa da temel yoga hareketleri ile uyarılan kasların kilo kontrolünde olumlu etkileri olabilir.
Çok yeni bir çalışma özellikle obez genç erkeklerde yoganın LDL kolesterol, trigliserit, açlık glikoz, açlık insülin gibi metabolik sendrom parametrelerinin olumlu etkilendiğini vurgulamış.
BİR BİLGİ
Gaz sorununuz mu var
Normalde herkesin sindirim sistemi bir miktar gaz üretir. Ne var ki üretilen miktar abartılı olduğunda sizi zor duruma da sokabilir, rahatsız edici hale gelir. Peki, bağırsaklar neden ve nasıl gaz üretir? Buyurun...
Gaz ya hava yutmaktan ya da yiyeceklerin sindirimi sırasında enzim ya da bakterilerle parçalanmasından oluşur. Bazı yiyecekler var ki kiminde aşırı gaz şikâyetine sebep olurken diğerine hiç dokunmaz. Şu ayrıntıda mühim: Sindirim sistemindeki gazın çok azı bağırsaklarda üretilir, çoğu hava yutmaktan kaynaklanır. Yemek yerken de, bir şeyler yiyip içerken de doğal olarak hava yutuyoruz. Sakız çiğnediğimiz, bir içeceği kamışla içtiğimiz, sıcak bir içeceği hüpleterek tükettiğimizde yuttuğumuz hava miktarı artıyor.
İyi oturmamış takma dişler, kronik ağrılı haller, geniz akıntısı ve kaygı durumları da “yutulan” havanın miktarı artıyor. Çok hızlı yemek yediğimizde de bol bol hava yutarız.
Bağırsaktaki biyolojik dengenin (ahengin) bozulması da gaz üretimini arttırabilen bir şey. Sinirsel kolitlilerde de gaz üretimi ve sancıları artıyor.
Gaz ve şişkinlikten yakınanların önce bu gibi gözden kaçabilen şeylere dikkat etmesi lazım. Yiyeceklerin bağırsakta parçalanması da gaz oluşumuna neden olur ve özellikle gaz üreten bazı yiyecekler söz konusu. Mesela bakliyat grubu, kuru fasulye, nohut, mercimek, karnabahar, lahana...
Sütteki laktozu parçalayan enzimin noksanlığı da gaz üretimini arttırır. Çölyak hastalarında, antibiyotik kullananlarda, yapay tatlandırıcılardan istifade edenlerde ve düzensiz beslenenlerde de gaz sorunu daha sıktır.
BİR BİLGİ
Gaz sancısı nasıl giderilir?
* Sırt üstü uzanıp dizlerinizi göğsünüze doğru çekmeyi deneyin. Bu hareket gaz çıkarmanızı kolaylaştırabilir. Hemen işe yaramazsa birkaç defa deneyin.
* Nane, papatya, zencefil ve/veya rezene çaylarından istifade etmeyi de deneyebilirsiniz.
* Bol sıvı almayı deneyin.
* Stres gazı da sancıyı da arttırır. Sakinleşmek ve gazdan kurtulmak için “7/11 nefes tekniği”ni deneyin: Nefes alırken içinizden yediye kadar sayın ve nefes verirken de on bire kadar sayarak verin. İşlemi sakinleşene ve ağrı dinene kadar tekrarlayın.
* Karnınıza sıcak termoform uygulayabilirsiniz.
* Antispazmatik ilaçlardan veya probiyotik desteklerden faydalanabilirsiniz.
OKUR SORUSU
Argininin faydası nedir?
Arginin, son yıllarda sık kullanılan desteklerden biri oldu. Kas kütlesini arttırabileceği söylenince gençlerin, cinselliği destekleyebileceği belirtilince de yetişkinlerin favori besin desteği haline geldi.
Aslında sağlıklı beslenen biriyseniz yeterince arginin kazanıyorsunuz. Süt ürünlerinde ve kırmızı ette –ve daha pek çok besinde- arginin doğal haliyle bol miktarda bulunuyor. Peki, takviye olarak alınmasında fayda var mı?
Özel bazı durumlarda fayda var tabii ki. Ama bunların neler olduğuna sizin değil doktorunuzun karar vermesi gerekir. Argininin dozunu da o ayarlamalı. İsterseniz arginin bakımından zengin yiyecekleri de hatırlayalım: Süt ve süt ürünleri, kırmızı et, çekirdekler, balıklar, fasulyegiller, yumurta ve ıspanak.
OKUR SORUSU
Spirulina nedir?
Spirulina, mikroskobik bir su yosunudur. Son yıllarda yıldızı özellikle parlatılmaya çalışılan, “denizden gelen mucize” veya “süper besin” gibi övgülerle pazarlanmaya çalışılan spirulina, içerikli ürünlerin ne kadar işe yaradığı konusu ise net ve açık değil.
BAHAR DİYETİ SÜRÜYOR
İKİNCİ HAFTA
1.GÜN
Kahvaltı: Maydanozlu yumurta
Ara Öğün: Canlandırıcı çay
Öğle Yemeği: 8 çorba kaşığı zeytinyağlı barbunya pilaki, kırmızıbiber ve salatalık ile çoban salata
Ara Öğün:1 adet küçük boy armut, 8 adet badem, tarçın-karanfil çayı
Akşam Yemeği: 1 porsiyon ızgara balık, 1 yemek kaşığı zeytinyağı ve limon ile roka salatası
BİR TARİF : Maydanozlu yumurta
1 adet haşlanmış yumurtayı küçük dilimlere ayırın, maydanozu ince kıyarak üzerine ekleyin. Biraz nane ve 1 tatlı kaşığı kadar zeytinyağı ekleyin. Yanında kırmızıbiber veya cherry domatesle tüketebilirsiniz.
BİR TARİF : Canladırıcı çay
Sabah saatlerinde kaynamış suya ekleyeceğiniz 1 dilim taze zencefil, 1 dilim limon ve 1 tutam biberiye ile hazırlayacağınız canlandırıcı bahar çayınızı içebilirsiniz
BİR TARİF : Tarçın karanfil çayı
1 bardak suda 1 adet çubuk tarçın, yarım adet elmanın kabuğunu ve 2-3 adet tane karanfili 5 dk. kaynatarak hazırlayabilirsiniz.
#Osman Müftüoğlu#Kelebek#Yazar
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi