osmanlı devletinde has nedir / OSMANLI DEVLETİ'NDE VAKIF SİSTEMİ NEDİR? | İlim ve Medeniyet

Osmanlı Devletinde Has Nedir

osmanlı devletinde has nedir

Tımar Sistemi Nedir? Tımar Sisteminin Faydaları, Özellikleri ve Sonuçları

Osmanlı döneminde uygulanan tımar sistemi, işlevsel açıdan sahip olduğu genişlikle Osmanlı ordusunun asker ihtiyacının önemli bir bölümü karşılamaktaydı. Tımar sistemi temelde, barış zamanında çiftçilik ve benzeri faaliyetler ile uğraşan Tımarlı sipahilerin, savaş döneminde orduya katılarak askeri alanda hizmetlerine devam etmesi olarak tanımlanmaktadır. Tımar sistemi nedir? Osmanlı döneminde uygulanan Tımar sisteminin özellikleri nelerdir? İşte tımar sistemi ne demek sorusunun cevabı ve kısaca özellikleri…

TIMAR SİSTEMİ NEDİR?

Tımar sistemi, devlet mülkiyeti altındaki toprakların devlet memuru statüsünde kişilerin kontrolü altına bırakılması esasına dayanır. Tımarlı sipahi olarak adlandırılan devlet görevlileri, söz konusu toprakları barış döneminde işletir, savaş dönemi geldiğinde topraklarında barınan sipahiler ile birlikte savaşa katılır. Bu süreç kadı tarafından denetlenir. Bu sayede toprak sahibi memurlar ile tımarlı sipahilerin geçimleri karşılanır.

TIMAR SİSTEMİ ÖZELLİKLERİ

  • Tımar sisteminde akçeden fazla geliri olan bölgeler has olarak adlandırılır.
  • Geliri ile akçe arasında olan bölgeler zeamet olarak adlandırılır.
  • Yıllık geliri akçenin altında olan topraklar ise tımar unvanı ile anılır.
  • Tımar sistemine göre işletilen topraklar, sipahi olarak adlandırılan eyalet askerlerine tahsis edilir.
  • Kaynaklara göre Osmanlı devlet gelirlerinin büyük bir bölümünü tımar toprakları oluşturmakta.
  • 20 milyona yakın askerden oluşan tımar sipahi ordusu zamanla önemini yitirmiştir. Zamanla toprakta özel mülkiyete gidilmiş ve tımar sisteminin kalıntıları ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.

TIMAR SİSTEMİNİN FAYDALARI

  1. Devletin maaş yükünü azaltmaktadır.
  2. Devletin üretimi denetim altına almasıyla üretimde süreklilik sağlanmaktadır.
  3. İkta verilen bölgelerin güvenliği sağlanarak, devlet otoritesi korunmaktadır.
  4. Tımar sistemine toprağa dayalı olması sebebiyle göçebe yaşayan Türkmenler yerleşik hayata geçmektedir.
  5. Periyodik süreçlerle vergiler düzenli bir şekilde toplanmaktadır.
  6. Tımar sistemi ile ordunun asker ihtiyacı ve giderleri karşılanmaktadır.
  7. Ülkenin bayındır hâle gelmesini ve arazilerden daha fazla fayda sağlanmaktadır.
Osmanlı Devleti ne zaman kuruldu? Osmanlı Devleti kaç yılında, kim tarafından kuruldu?

Osmanlı&#;da vakıf, bir malın Allah&#;ın malı olmak üzere ferdî mülkiyetten çıkartarak insanların faydasına sunmaktır. Buradaki iki önemli husustan biri öncelikle vakfedilen şeyin mal olması. Diğer bir unsur ise vakfedilen mal insanların faydasına olmasıdır. Ferdî mülkiyetten çıkarılıp Allah&#;ın mülkü olarak kabul edilmesiyle vakfedilmiş olunur. 

Vakıf hangi amaç için yapılmışsa o amaç ortadan kalkmadığı müddetçe vakıf olarak hizmet etmesi gerekir. Bu amacın mutlaka insanlarım faydasına olması gerekmektedir. İnsanların faydasına olmayan bir iş için vakıf yapılamamaktadır. Osmanlı&#;da eğitim, sağlık, sosyal yardım, diyanet, bayındırlık gibi bütün yardımı vakıflar yapmaktaydı. Yolları, hanları, çeşmeleri vakıflar yapmaktaydı. Her mahallenin bir vakfı olup bunların bütün işlerini vakıflar yapmaktaydı. Dolayısıyla Osmanlı bir vakıf medeniyetiydi.

Vakıf sistemi nihai  şeklini Osmanlı&#;da almıştır. En yaygın biçimde Osmanlı&#;da bulunmakla beraber Osmanlı&#;da vakıf sistemi kurumsallaşmanın zirvesindedir.

Vakfın Osmanlı&#;da meşruiyetini yani hukuki dayanağını hadislerden almaktadır.

Vakıfta iki unsur bulunmaktadır. Bunlardan ilk unsur Asl-ı Vakıftır(Asıl Vakıf). Diğer unsur ise MüessesatıHayriyedir(Hayır Kurumları). Müessesatı Hayriye&#;yi finanse eden kaynaklara Asl-ı Vakıf denmektedir. Bunlar arazi, bina, çarşı, han, hamam olabileceği gibi ayrıca Osmanlılar&#;a has nakit para da olabilir. Vakıf malları normalde gayri menkullerden olmalıdır. Ancak Osmanlı&#;da para üzerinden vakıflara izin vermişlerdir. Müessesat-ı Hayriye ise: eğitim kurumları, bayındırlık kurumları, dini kurumlar gibi vakıf hangi amaç için kurulmuşsa o amaçı gerçekleştirmeye yönelik faaliyet gösteren kurumlara Müessesat-ı Hayriye denmekteydi.

Asl-ı Vakıf ise taşınabilir ve taşınmaz olmak üzere ikiye ayrılmaktaydı. Ancak asıl vakıf taşınmazlardan oluşmaktadır. Normalde taşınabilir malların vakfı olmamaktaydı. Ancak Osmanlı hukuku içerisinde taşınır malların da vakfedilmesine izin verilmiştir.

Asl-ı Vakıf için yatırımlar yapılmakta ve bunun için iş alanları oluşturulmaktaydı. Bunlar: hanlar,dükkanlar, çarşılar, hamamlar ve tarım arazileridir. Vakıflar arasında en geniş yeri o dönemde tarım arazileri tutmaktaydı.

Vakıfların bir kısmı vezir,sultan, şehzadeler, saltanat ailesine aitti. Çoğunluğu askeri zümreye ait olmakla birlikte diğer küçük bir kısmı ise reayaya aitti.

Vakıflar Osmanlı&#;da bir çeşit Özer kuruluşlardır. Evkaf Nezareti kurulana kadar idari muafiyete sahipti. Devlet memurlarının bu vakıflara müdahale etme hakkı bulunmamaktaydı. Ancak bu vakıfların bağımsız olduğu anlamına gelmemekteydi. Vakıflar kadılar tarafından denetlenmekteydi. Amacını aşmışsa veya amacına hizmet etmiyorsa bu vakıflar kapatılmaktaydı. Vakıfların Osmanlı&#;da sayısı tam olarak bilinmemekle beraber &#;in üzerinde olduğu varsayılmaktaydı.

Vakfın Osmanlı&#;da ticari, iktisadi, içtimai, siyasi, eğitim ve kültür açısından toplumsal hayatta görevleri vardı. Vakıflar birer iktisadi kuruluş gibi faaliyet göstermekteydi. Gelir elde edip mülk sahibi olmakta, üretim yapıp istihdam sağlamaktaydı. Bunlardan kazanç elde edip kendi faaliyet alanlarında kullanmaktaydılar. Dolayısıyla vakıfların toplum açısından önemli iktisadi işlevleri bulunmaktaydı. Toplum tabakalarının bir araya gelip kaynaşmasını da sağlıyordu. Ayrıca ekonomik faaliyetleri vakıfların kontrolündeydi.

OSMANLI DEVLETİ&#;NDE SOSYAL YAPI

OSMANLI&#;DA İMAMLAR VE BİR İMAMIN GÜNLÜĞÜ

OSMANLI DEVLETİ&#;NDE BİLİMİN ÖNCÜLERİ

OSMANLI DEVLETİ’NDE DİPLOMASİ

 

Tımar Sistemi nedir ve &#;zellikleri nelerdir? Tımar Sisteminin ama&#;ları, yararları ve bozulma nedenleri

Haberin Devamı

Tımar sisteminin tarihi Antik Mısır'a kadar uzanmaktadır. Osmanlı Devletinden önce birçok Türk Devletinde ve Bizans İmparatorluğunda da uygulanmıştır. Bizans'ta uygulanan tımar sisteminin adı Pronoia'dır.

Tımar Sistemi Nedir ve Özellikleri Nelerdir?

 Tımar sistemi, Osmanlı Devletinde yaklaşık yıl boyunca uyguladığı bir vergi ve toprak sistemidir. Eğer bir toprağın değeri bin akçeden az ise ona ''Has'' adı verilirdi. ''Zeamet sistemi'' ise ile bin akçe değerindeki toprakları kapsayan dirlik türünün adıydı. En geniş ve değerli topraklar ise tımar sistemi dahilinde işletiliyordu.

 Tımar, genelde savaşlarda yararlılık gösteren askerlere ve yüksek dereceli memurlara verilirdi. İlk dönem, tımar verilecek olan kişileri belirleme ve bildirme yetkisi sadece vezirlere ve sancak beylerine aitti. Toprak düzenin genişlemesi ile birlikte bu yetki Kapıkulu ocağında görev yapan kişiler de verildi.

Haberin Devamı

 Aynı zamanda bir dirlik türü olan tımar sistemi Osmanlı Devletinin her bölgesinde uygulanmamıştır. En yoğun olduğu bölgeler Trakya ve Anadolu'nun iç kesimleriydi. Tımar sayısının en az olduğu bölgeler ise Mısır ve Arabistan'dı. Tımar arazilerinin tamamı devlete aitti ve köylülere devredilmesi yasaktı. Osmanlı İmparatorluğu bir ülkeyle savaşa girdiğinde tımarlı sipahilerin sefere katılması zorunluydu. Bu zorunluluğa uymayanların elinden toprakları alınırdı.

 Not - Tımar sistemine kayıtlı topraklar babadan oğula geçebilirdi. Bu nedenle bu topraklar için tapu resmi ödenmezdi.

Tımar Sisteminin Amaçları Nelerdir?

 Osmanlı Devleti merkezi bir yönetim anlayışına sahip olduğu için ''taşra'' olarak nitelendirilen bölgelerin güvenliğini sağlamakta güçlük çekiyordu. Tımar sisteminin en büyük amaçlarından biri Sipahi askerlerini taşra bölgelerine atamak ve burada güvenliği sağlamaktı.

 Tımar sisteminden alınan vergiler askeri amaçlar için kullanılırdı. Örneğin sefere çıkan askerlerin silah ve zırh gibi temel ihtiyaçları tımar vergilerinden karşılanırdı.

Tımar Sisteminin Yararları Nelerdir?

Haberin Devamı

 Tımar sistemi, Osmanlı Devletinin askeri, idari ve ekonomik alanda güçlenmesini sağlamıştır. Yükselme döneminde en geniş sınırlarına ulaşan devlet, sınırların güvenliğini sağlama konusunda sorun yaşıyordu. Bu bölgelerde yaşanan isyanları bastırmak için görevlendirilen askerlerin ayaklanmanın başladığı bölgeye gitmesi günlerce sürüyordu. Ancak tımar sisteminin yaygınlaşması ile birlikte sınırlarda eyalet askerleri görev yapmaya başlamıştır. Bu da merkezi otoritenin gücünü arttırırken isyanların daha hızlı bastırılmasını sağlamıştır.

 Tımar sisteminin ekonomik açıdan da birçok faydası olmuştur. Yüksek dereceli memurların maaşlarının toprak üzerinden ödenmesi, Osmanlı İmparatorluğunda yaşanan mali krizlerin azalmasını sağladı. Aynı zamanda her tarım arazisi işlendiği için ülkenin üretim gücü de artmış oldu.

Haberin Devamı

 Osmanlı Devletinin en büyük sorunlarından biri olan vergi kaçakçılığı da bu sistem ile tamamen önlenmiştir.

Tımar Sisteminin Bozulma Nedenleri

 Hem iç hem dış etkenler tımar sisteminin bozulmasına neden olmuştur. IV. Murad'ın hüküm sürdüğü - yılları arasında tımar sistemi aksamaya başladı. Bunun en büyük nedeni ülkede yaşanan iç karışıklıklar ve ülkenin birçok yerinde eş zamanlı çıkan isyanlardır. Özellikle yüzyılda çıkan büyük çaplı isyanlar, hem tarımsal üretime zarar vermiş hem de maddi zarara yol açmıştır.

 Osmanlı Devletinin gerileme döneminde üst üste birçok savaş kaybedildi. Bunun sonucunda topraklar askerlere ve çiftçilere yetersiz gelmeye başladı. yılında ilan Tanzimat Fermanı ile birlikte tımar sistemi kaldırılmıştır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir