istanbulda ezan vakti 2018 / Istanbul Namaz Vakitleri, Ezan Saatleri, Ezan Vakti, Istanbul, Turkey | IslamicFinder

Istanbulda Ezan Vakti 2018

istanbulda ezan vakti 2018

ISTANBUL Namaz




Sitemizde Diyanet &#;&#;leri Ba&#;kanl&#;&#;&#; namaz takvimi hesaplama yöntemi tercih edilmi&#;tir.



Istanbul · Ankara · izmir · Bursa · Adana · Kayseri · Antalya · Denizli
· Köln · NewYork · Viyana · Amsterdam · Londra · Toronto · Paris · Sydney · Tiran · Brüksel ·
· Saraybosna · Tiflis · Sofya · Bükreş · Zürih


AKCAKOCA . CILIMLI . CUMAYERI . GOLYAKA . GUMUSOVA . KAYNASLI . YIGILCA . ENEZ . HAVSA . IPSALA . KESAN . LALAPASA . MERİC . SULOGLU . UZUNKOPRU .

13 Haziran Ramazan İmsakiyesi" width="%">

13 HAZİRAN İMSAKİYESİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

İstanbul için 13 Haziran sahur imsak saati,İstanbul akşam iftar ezan vakti tarihlerini görmek için tıklayınız

SABAH-AKŞAM EZANI SAATLERİ (SON 2 GÜN)

13 Haziran Çarşamba : Ramazanın Yirmi dokuzuncu günü sahur saati , iftar saati Yirmidokuzuncu gün teravih namazı 'te kılınacak.

14 Haziran Perşembe: Ramazanın otuzuncu günü sahur saati , iftar saati Otuzuncu gün teravih namazı 'tekılınacak.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI'NDAN MESAJ

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan ayına dair mesaj paylaştı. Erbaş'ın mübarek aya dair mesajı: Genel olarak herhangi bir konuda aşırı gitmeyi, dinin ve aklın belirlediği ölçülerin dışına çıkmayı, imkânları meşru olmayan amaçlar için kullanmayı ve saçıp savurmayı ifade eden israf; aynı zamanda insanın varoluş bilincini, hayatın gayesini, imkânların geçiciliği konusundaki en büyük gaflet ve aldanışı da içeren bir kavramdır. Bugün bireysel anlamda ve küresel boyutta çok temel bir kriz ve ahlak sorunu haline gelen israf; sadece eşya ile sınırlı olmayıp hayat, zaman, ömür ve hülasa, bütün nimetler konusunda haddi aşmayı ifade eden bir realite olarak karşımızda durmaktadır.

ALLAH ZAMANA YEMİN EDİYOR!

Yeryüzünü imar etme maksadıyla Cenab-ı Hak tarafından bizlere verilen ömür, mühim bir nimet ve sermayedir. Çoğu insan en büyük aldanış ve pişmanlığını, en büyük sermayesi ve imkânı olan ömür nimetini ve onunla doğrudan ilintili olan zamanın önemini idrak hususunda yaşamaktadır. Oysaki zaman ve mekânla sınırlı bir varlık olarak insanın en büyük farkındalığı ve en yüksek şuuru, vaktin kıymetini ve ehemmiyetini bilerek yaşamak olmalıdır. Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette farklı boyutlarıyla zamana yemin edilmektedir. Özellikle tevhit inancının, iman şuurunun, hakikat bilincinin ve ahlaka dayalı bir tavrın inşa edildiği Mekke döneminde nazil olan ayetler içinde zamana yemini içeren ifadelerin varlığı, insanı bu konuda büyük bir dikkat ve tefekküre davet etmektedir. Söz konusu ayetler, çok çarpıcı şekilde zamanın önemine dikkat çektiği gibi, zamanın ortaya koyduğu hakikatlere de açıkça işaret etmektedir.

ASR SÛRESİ'NİN ÖNEMİ

Bu bağlamda duygu, düşünce, tavır ve eylem boyutuyla hayata dair külli bir hüsranı ve büyük bir kurtuluşu aynı anda ifade eden Asr Sûresi, mutlak manada zamana yemin ile başlamaktadır. Bahse konu sûre, insanın hüsrana duçar olmasında da kurtuluşa ermesinde de zamana karşı tutumunun hayati bir boyutu olduğunu ortaya koymaktadır. Aynı şekilde zamanı en güzel şekilde ihya etmenin, sağlam bir iman, salih amel, hakkı ve sabrı tavsiye şeklindeki dört temel unsurunu da bizlere ideal olarak sunmaktadır. Özetle, Yüce Kitabımızın ihtisarı hükmündeki bu sûre, imanı öteleyen, güzel ve hayırlı işleri ihmal eden, hakkı ve sabrı yaşamadan, tavsiye etmeyi hayatın merkezi yapmadan geçen her ânın ziyan ve hüsran olduğunu açıkça deklare etmektedir. Bu meyanda iletişim, ulaşım ve teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği, dünyanın küresel bir köye dönüştüğü, hayatın bir yönüyle dijital ortamlarda yaşandığı günümüzde, insanın zamanla ilişkisi daha karmaşık bir hal almıştır. Dolayısıyla günümüz insanının muhasebe etmesi gereken en önemli husus, zamanı heder eden ve/ya zamana değer katan iş ve eylemlerin farkına varıp zamanı zayi etmeyecek bir hayat tarzını geliştirmektir.

İSRAF KONUSUNDA MÜSLÜMAN HASSAS OLMALI

İnsana bir nimet ve emanet olarak lütfedilen her türlü maddi imkân konusunda kuşanmamız gereken tavrı; “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’râf, 7/) ayetiyle bizlere takdim eden Rabbimiz, Yaratıcı-kul ilişkisinin ideal boyutu ve neticesi olan “rıza-muhabbet” hakkında da bizlere hatırlatıcı ikazda bulunmaktadır. Maalesef bugün bir yanda açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan; ekmek, su gibi en temel gıda maddelerinden mahrum milyonlarca insan hayatta kalma mücadelesi verirken, diğer yandan çılgınca bir tüketim ve israfın varlığı acı bir gerçektir. Bu noktada her bir fert, sözü edilen realitenin sebepleri hakkında, üzerine düşen ferdi/içtimai sorumluluğu tefekkür etmek zorundadır. Nitekim; “O gün size verilen bütün nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz” (Tekâsür, /8) ayeti, Müslümanın hayatını tanzim ederek muhasebeye yönelmesi hususunda hayat parolası mesabesindeki kifayetli bir hatırlatmadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de konunun uhrevi boyutuna vurgu yapan; “Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz: Ömrünü nerede ve nasıl geçirdiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, bildiği ile amel edip etmediğinden.” (Tirmizi, Sıfatü’l-kıyâme, 1.) hadisiyle, insanın yeryüzü serüveninde dikkat etmesi gereken öncelikli değerlere işaret etmektedir.

Açgözlülük, kibir, tamahkârlık ve bencilliğin hayatı kuşattığı bir atmosferde, bireysel ve toplumsal bağlamda israfın yaşandığı alanlar sadece zikredilenlerden ibaret değildir. Nitekim ormanlar, akarsular ve bütün doğal unsurlarıyla tabiat da insanın sorumsuz ve hoyrat tavrından nasibini alarak ekolojik tahribe maruz kalmaktadır. Aynı şekilde, insani değer ve erdemler ihmal edildiğinde ve/ya ötelendiğinde; bilginin, sevginin, dostluğun ve güvenin tüketildiği ve heba edildiği bir dünyanın da anlam yönüyle fesada uğradığını ifade etmek izahtan varestedir.

NE CİMRİLİK NE DE SAVURGANLIK

Kur’an’ın dünya ve ahiret dengesi adına beyan ettiği fermanlara baktığımızda, cimriliği eleştirmekle birlikte saçıp savurmayı da şiddetle yasaklayan makul bir mizanın varlığı açıkça görülmektedir. Bu ölçü ihlal edildiğinde hayatın dengesi bozulmakta ve insan her şeyden öte kendisine ve geleceğine kötülük yapmış olmaktadır. Bahse konu makul ölçüyü bozan ve israfı tetikleyen önemli faktörlerden biri de dünyevileşmedir. Ne yazık ki, tüketimin kendini ifade biçimi olarak görüldüğü, özenti ve gösterişe dayalı hayatların öne çıktığı, ihtiyaç ve iktisat ölçüsünün kaybolduğu zamanlarda israf bir yaşam tarzına hatta ideolojiye dönüşebilmektedir. İnsanların ürettikleriyle değil tükettikleriyle öne çıktığı bir dünyada kanaat, şükür, paylaşma gibi güzel hasletler anlamını kaybetmekte; yaşanan travmalar, büyük ölçekte küresel krizlere sebep olmaktadır. İnsanın, ne olduğunun değil; neye sahip olduğunun daha çok önemsendiği bir ortamda ihtiyaç sınırı bozulmakta, tüketim ve israf adeta bir prestije dönüşmektedir. Hal böyleyken insani ilişkilerin yerini, çıkar ve beklentiye dayalı ilişkiler almakta; dostluk, diğerkâmlık gibi değerler, tüketimin hoyratlığına heba edilmektedir. Nimetlerin kıymetini idrak etmekten uzak bir yaklaşım, insanı tüketmeye ve son tahlilde de ne yazık ki tükenmeye mahkûm etmektedir.

Hırs ve tamahkârlıkla cimriliğe, savurganlık ve dikkatsizlikle israfa mahkûm olmak ciddi bir ahlaki yozlaşmanın tezahürü ve neticesi olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla lüks alışkanlıkların zaruret olarak algılanarak ihtiyaç ölçüsünün kaybolmasına, arzularının esiri olan insanın, hayatı israf ve tüketim çılgınlığına çevirmesine karşı ciddi bir tüketim ahlakına, nimet ve sorumluluk bilincine, şükür, kanaat ve paylaşma gibi değerlerin ihyasına ihtiyacın olduğu aşikârdır. Söz konusu ahlakın geliştirilmesi, israf ve onun sebep olduğu bütün olumsuzlukları ortadan kaldıracak biricik çözümdür. Netice olarak, Allah’ın verdiği her nimetin bir gün hesabının sorulacağının bilinci içinde, nimetler karşısında şımarıp lükse dalmadan ve duyarsızca israfa girmeden her konuda iktisadı merkeze alarak infak ahlakını kuşanmak bizlerin şiarı olmalıdır.

Bu noktadan hareketle ifade edelim ki, nurlu gölgesi üzerimize düşmeye başlayan mübarek Ramazan ayı, israf ve savurganlıktan uzak, infak ve paylaşmaya dayalı mutedil bir hayatı merkeze almak, derinlikli ve kapsamlı bir muhasebe ile hatalardan kurtulmak için eşsiz bir fırsattır. Bu itibarla rahmet, mağfiret ve kurtuluş iklimi Ramazan ayının bütün müminler ve insanlık için her türlü israftan uzak, bilinç ve şükür ile daha güzel bir hayatın ve dünyanın inşasına vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

İSTANBUL NAMAZ VAKİTLERİ

24 HAZİRAN
GÜNTARİHİMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
1 Perşembe
2 Cuma
3 Cumartesi
4 Pazar
5 Pazartesi
6 Salı
7 Çarşamba
8 Perşembe
9 Cuma
10 Cumartesi
11 Pazar
12 Pazartesi
13 Salı
14 Çarşamba
15 Perşembe
16 Cuma
17 Cumartesi
18 Pazar
19 Pazartesi
20 Salı
21 Çarşamba
22 Perşembe
23 Cuma
24 Cumartesi
25 Pazar
26 Pazartesi
27 Salı
28 Çarşamba
29 Perşembe
30 Cuma

İstanbul namaz vakitleri sayfamız ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı İstanbul ezan saatleri bilgisine ulaşabilirsiniz. İstanbul ezan vakti geri sayım sayacı ile güncel namaz vakitlerini kaçırmayın. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazı ezan vakti saat kaçta okunuyor sorusunun yanıtı ve namaz vakitleri sayfamızda bulunuyor.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir