lıpanthyl 267 zayıflatırmı / Kolesterol ilaçlarına ne zaman başlamalı | Osman MÜFTÜOĞLU Köşe Yazısı - Hürriyet Haberler

Lıpanthyl 267 Zayıflatırmı

lıpanthyl 267 zayıflatırmı

Kolesterol İla&#;ları cinsel g&#;c&#; azaltıyor

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

ıki ay kadar önce, kolesterol seviyesi ciddi boyutlara ulaşan genetik riski yüksek bir hastama, statin grubu ilaçlardan birini reçete ettim.

Haberin Devamı

Hastam geçen hafta yaptığı ziyarette bu ilaçtan sonra cinsel gücünde bir azalma hissettiğinden yakındı, sorunun kullandığı kolesterol ilacı ile ilişkili olup olmayacağını sordu. ışte o hastama anlattıklarım

Yüksek LDL kolesterolü azaltmak amacıyla kullanılan statinlerin cinsel gücü de azaltabileceği, erkekler arasında yaygın bir kanaattir.
Çoğu hasta sadece bu nedenle ilaç kullanmayı bile reddeder. Üretici firmalar ise bu konuda hekimlerin karşılaştığı şikâyetleri yıllardır görmezden gelir.
ılaçlar hakkındaki bilgileri firmaların aktardığı bilgilerle sınırlı olan biz hekimler ise hastaların bu yöndeki soruları karşısında “olmaz öyle şey” diyerek konuyu kestirip atarız. Ama son zamanlarda durumun öyle olmadığı anlaşıldı.

Fransa’da yapılan yeni bir çalışma, kolesterol düşüren ilaçların erkeklerde cinsel istek kaybı ve ayrıca cinsel güçte azalma, yani ereksiyon sorunu yaratabileceğini ortaya çıkardı. Araştırmacılar (C, Huyghe, E, M, Montastruc/Drug Saf. ,32), yaklaşık binden fazla hasta kaydı üzerinde yaptıkları incelemelerin sonuçlarını yayınladı.

Elde edilen bulgulara göre kolesterol düşürücü ilaçları kullanmayanlarda yüzde 0,4 oranında görünen erektil bozukluk (sertleşme sorunu) statin kullanan hastalarda yüzde 1,1’e yükseliyor.

Ereksiyon sorunu ortalama bir ay sonra başlıyor ve en sık görüldüğü statinlerin rosuvastatin, atorvastatin, sinvastatin olduğu belirtiliyor. Fluvastatin ve simvastatinde ise anlamlı bir değişiklik görülmemiş.

NE YAPMALI

Kolesterol ilaçlarına bağlı cinsel güç kaybı konusu yakın zamana kadar benim de ciddiye almadığım ve pek inanmadığım bir şikâyetti. Ne var ki yeni gelişmeler bu konuda daha duyarlı ve dikkatli olmamız gerektiğini düşündürüyor.Eğer kolesterol ilacı kullanmaya başladıktan sonra ortaya çıkan bir cinsel güçsüzlük ve isteksizlik problemi yaşıyorsanız, bu sorunun kullandığınız ilaçla ilgili olup olmayacağını doktorunuzla konuşmanızda fayda var.

Sonuç olarak kolesterol düşürücü ilaçların cinsel güç üzerinde olumsuz etkisi olabiliyor, aklınızda olsun!

Yeri gelmişken, kolesterol mücadelesinde yalnızca ilaçlara güvenmemenizi, beslenmeniz, aktiviteniz ve yaşam seçimlerinizin de bu mücadelede önemli olduğunu hatırlatalım

Haberin Devamı

Bitkisel çay ne anlama geliyor

Haberin Devamı

Kuşburnu, nane, papatya, elma ve benzeri bitkilerden değişik yöntemlerle hazırlanmış çaylara bitkisel çay diyoruz.
Bunların kimi antioksidan güçleri az da olsa vitamin mineral zenginlikleri, kimi uykuya, hazma, kabızlığa, gaz sorununa yaptıkları olumlu katkılarla kullanım alanı buluyor.

Bitkisel çay kullanmak son yılların yükselen bir trendi Bizim geleneğimizde ise pek yok. Biz yeşil çaycı bile değiliz. Daha çok siyah çay tüketmeyi seviyoruz. Toplam çay tüketimimizin yüzde ’ini siyah çay oluşturuyor.

Son zamanlarda özellikle kanserden, cilt yaşlanmasından, damar sertliğinden koruduğu anlaşılan yeşil çaya karşı da bir yönelme başladı. Hatta hiç bilmediğimiz buzlu çay, soğuk çay gibi seçenekleri de alışkanlıklarımız arasına yerleştirdik.

Ben her sabah güne bir bardak siyah çayla başlarım. Çayı açık içerim ve daima ilk çayımın içine de bir parça limon eklerim. Bitkisel çaylardan akşam saatlerinde melisa ve papatyayı, gündüz saatlerinde ıhlamur ve adaçayını tercih ederim.

Haberin Devamı

Aşırı adet kanamaları pıhtılaşma bozukluğuna bağlı olabilir

Adet zamanlarında fazla miktarda kanaması olan kadınların bir kısmında, kanama ve pıhtılaşma bozukluğu bulunabilir. Böyle hastaların çoğunun kanaması hormonal veya miyom gibi patolojilere bağlı olarak değerlendirilip, ameliyat veya başka tedaviler önerilir.
Duke Üniversitesi’nde yapılan çalışmalarda, kadınların kendi ailelerinde de zaten adetlerin fazla olduğunu belirttikleri, bu nedenle bu durumu normal karşıladıkları tespit edilmiş. Aslında sebep ailevi pıhtılaşma bozuklukları olabilmektedir. şu durumlarda uyanık olmak gerekir:

Aşırı adet kanamaları

Ailede kan hastalıklarının bulunması

Zedelenme olmadan oluşan çürükler

Küçük yaralanmalarda bile 5 dakikadan uzun süren kanamalar

Cerrahi işlemlerde beklenenden daha fazla kanama olması

Doğum sonrası oluşan kanamalar

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

LIPANTHYL mg 30 kapsül Klinik Özellikler

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

   Terapötik Endikasyonları

Sadece erişkinlerde kullanılır.

Diyet veya ilaç dışı diğer terapötik önlemlere (örneğin kilo verme veya artmış fiziksel aktivite) cevap vermeyen hastalarda, özellikle risk faktörleri ile ilişkili bulguların varlığında; tek başına hiperkolesterolemi ve hipertrigliseridemi, veya, kombine (tip IIa, tip IIb, tip IV dislipidemiler yanında, klinik çalışmalarda az sayıda hasta tedavi edilmiş olmakla birlikte, tip III ve tip V) dislipidemilerin tedavisi.

Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Erişkinler: Önerilen başlangıç dozu, günde bir defa, mg mikronize fenofibrat içeren bir kapsüldür. Şiddetli dislipidemi hastalarında daha yüksek doz, günde bir defa, mg fenofibrat içeren bir LIPANTHYL® M Kapsül kullanılması önerilir. LIPANTHYL® M Kapsül boş mideden daha az emildiği için yiyeceklerle birlikte alınmalıdır.

Serum lipid düzeyleri tayin edilerek tedaviye cevap izlenmeli ve doz ayarlanmalıdır.

Tedaviden önce başlatılmış olan diyet önlemlerine devam edilmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Böbrek yetmezliği: LIPANTHYL® M Kapsül kural olarak şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılmaz. Böbrek bozukluğu olan hastalarda dozun kreatinin klirensine göre azaltılması gerekebilir.

Karaciğer yetmezliği: Karaciğer hastalığı olan hastalarda kullanımına ilişkin çalışma yapılmamıştır.

Pediyatrik popülasyon: Bu ilaç çocuklarda kullanılmamalıdır.

Kontrendikasyonlar

• Karaciğer yetmezliği (biliyer siroz dahil),

• Böbrek yetmezliği

• Çocuklarda kullanımı

• Fenofibrata veya ilacın bileşiminde bulunan herhangi bir maddeye aşırı duyarlık

• Fibratlar veya ketoprofen ile tedavi sırasında fototoksik reaksiyon veya bilinen ışık alerjisi

• Şiddetli hipertrigliseridemiye bağlı pankreatit dışındaki kronik veya akut pankreatit

• Safra kesesi hastalığı

Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Karaciğer fonksiyonu:

Diğer lipid düşürücü ilaçlarla olduğu gibi, fenofibrat ile tedavi edilen bazı hastalarda, transaminaz düzeylerinde yükselmeler bildirilmiştir. Vakaların çoğunda, bu yükselmeler geçici, küçük ve belirtisizdir. Tedavinin ilk 12 ayı süresince 3 ayda bir transaminaz düzeylerinin izlenmesi tavsiye edilir. Transaminaz düzeylerinde artma görülen hastalara dikkat edilmeli ve aspartat amino-transferaz (ASAT) ve alanin amino-transferaz (ALAT) düzeyleri normal değerlerin üst sınırının 3 katından fazlasına veya lU’ya yükselirse ilaç kesilmelidir.

Pankreatit:

Fenofıbrat alan hastalarda pankreatit rapor edilmiştir. Bu durum, şiddetli hipertrigliseridemisi olan hastalarda, doğrudan bir ilaç etkisi olarak, etkinlik yetersizliğinin veya safra yolu taşından kaynaklanan sekonder bir olayı veya genel safra kanalının tıkanmasıyla çamur oluşumunun belirtisi olabilir.

Kas:

Fibratlar ve diğer lipid düşürücü ilaçlar verildiğinde, çok ender rabdomiyoliz vakaları dahil olmak üzere, kas toksisitesi bildirilmiştir. Hipoalbüminemi ve önceden görülen böbrek yetmezliği durumlarında bu hastalığın görülme sıklığı artar. Yaygın (diffuz) kas ağrısı, miyozit, kas krampları ve güçsüzlüğü ve/veya CPK (kreatin foskofinaz)da belirgin artış (normal değerin 5 katından fazla) olan hastalarda kas toksisitesinden kuşkulanılmalıdır. Böyle durumlarda fenofibrat ile tedaviye son verilmelidir.

70 yaş üzerindeki hastalar, kişinin kendinde veya ailesinde kalıtsal kas hastalığı hikayesi, böbrek bozukluğu olan hastalar, hipotiroidizm ve yüksek alkol alımı dahil miyopati ve/veya rabdomiyolize yatkınlık faktörlerine sahip hastalar rabdomiyoliz gelişmesi açısından artmış bir risk altında olabilirler. Bu hastalarda, fenofibrat tedavisinin yararları ve riskleri dikkatle değerlendirilmelidir.

İlacın bir diğer fibrat veya HMG CoA-redüktaz inhibitörü ile birlikte kullanılması durumunda, özellikle, önceden kas hastalığının varlığında, kas toksisitesi riski daha da artabilir. Bunun sonucu olarak, fenofibrat bir statinle birlikte, ancak kas hastalığı hikayesi olmayan, kardiyovasküler riski yüksek, şiddetli kombine hiperlipidemi hastaları için düşünülmelidir. Bu kombinasyon dikkatle kullanılmalı ve hastalar kas toksisitesi yönünden yakından izlenmelidir.

Estrojen veya estrojen içeren kontraseptif kullanan hiperlipidemik hastalarda hiperlipideminin primer veya sekonder (oral estrojenlerin neden olabileceği lipid değerlerinde yükselme) olduğu belirlenmelidir.

Bu ilaç laktoz içermektedir. Bu nedenle galaktozemi, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon hastalığı gibi kalıtsal problemleri veya laktaz eksikliği olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdırlar.

Renal fonksiyon:

Böbrek fonksiyon bozukluğunda kreatinin klirens hızına bağlı olarak fenofibrat dozunun azaltılması gerekebilir. Böbrek fonksiyonu yetersiz olan yaşlı hastalarda dozun azaltılması dikkate alınmalıdır.

Kreatinin düzeylerinde normal değerlerin üst sınırının %50’sinden fazla bir yükselme olduğu takdirde tedavi kesilmelidir. Tedavinin ilk 3 ayı boyunca kreatinin ölçümlerinin yapılması önerilmektedir.

   Diğer tıbbi ürünler ile etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri

Oral antikoagülanlar:

Fenofibratın oral antikoagülanlarla birlikte kullanılması önerilmemektedir. Fenofibrat oral antikoagülan etkiyi güçlendirir ve kanama riskini artırabilir. Bu kombinasyonun yine de kullanılması gerekiyorsa, tedavinin başlangıcında oral antikoagülan ilaç dozunun 1/3 oranında azaltılması ve gerekirse INR (International Normalised Ratio) takibine göre kademeli olarak ayarlanması önerilir.

Siklosporin:

Fenofibrat ve siklosporinin birlikte kullanımı sırasında, bazı şiddetli geri dönüşümlü böbrek fonksiyon bozukluğu vakaları bildirilmiştir. Bu nedenle, bu hastalarda böbrek fonksiyonu yakından izlenmeli ve laboratuvar parametrelerinde ciddi değişiklik olması durumunda, fenofibrat ile tedaviye son verilmelidir.

HMG-CoA redüktaz inhibitörleri ve diğer fibratlar:

Fibratlar HMG-CoA redüktaz inhibitörleri veya diğer fibratlarla birlikte kullanıldığı takdirde, ciddi kas toksisitesi riski artar. Bu kombinasyon ile tedavi sırasında dikkatli olunmalı ve hastalar kas toksisitesi belirtileri yönünden yakından izlenmelidir (’e bakınız).

Diğer:

Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Fenofibratın hamile kadınlarda kullanımı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Hayvan deneylerinde herhangi bir teratojenik etkisi görülmemiştir. Anne için toksik olan doz aralığında embriyotoksik etkiler görülmüştür (’e bakınız). İnsanlar için muhtemel riski bilinmemektedir.

Gebelik dönemi

LIPANTHYL®’in gebelik döneminde kullanılması önerilmemektedir.

LIPANTHYL® gebelik döneminde ancak dikkatli bir fayda/risk değerlendirmesinden sonra

kullanılmalıdır.

Laktasyon dönemi

Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

İstenmeyen etkiler

Advers olayların sıklığı aşağıdaki sıralamaya göre belirtilmiştir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (> 1/, < 1/10); yaygın olmayan (> 1/, < 1/); seyrek (> 1/ , < 1/); çok seyrek (< 1/) bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Gastrointestinal:

Yaygın: Sindirimle ilgili, orta şiddette mide veya bağırsak bozuklukları (karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve gaz); yaygın olmayan: pankreatit vakaları

Hepato-biliyer bozukluklar:

Yaygın: Serum transaminaz düzeylerinde orta derecede yükselme (’e bakınız). Yaygın olmayan: Safra taşları oluşması

Çok seyrek: Hepatit vakaları. Hepatit belirtileri (örneğin, sarılık, kaşıntı) görüldüğünde, doğrulamak için karaciğer parametreleri laboratuvar testleri ile kontrol edilmeli ve gerekirse fenofibrat kesilmelidir (’e bakınız).

Deri ve derialtı dokularda bozukluklar:

Yaygın olmayan: Döküntü, kaşıntı, ürtiker veya ışığa duyarlık reaksiyonları, Seyrek: Kellik,

Çok seyrek: Bireysel vakalarda (hiçbir sıkıntı hissedilmeksizin aylarca kullanımdan sonra bile) güneş ışığına veya yapay UV ışığına (güneş lambası) maruz kalan deri bölgelerinde eritem, vezikülasyon veya nodulasyon şeklinde kütanöz fotosensitivite görülebilir.

Kas-iskelet sitemi, bağ dokusu ve kemik bozuklukları:

Seyrek: Yaygın kas ağrısı, miyozit, kas krampları ve güçsüzlük

Çok seyrek: rabdomiyoliz. Bu etkiler genellikle ilacın kesilmesiyle geri dönüşümlüdür.
Kardiyovasküler sistem:

Yaygın olmayan: Tromboembolizm (pulmoner embolizm, derin ven trombozu).

Kan ve lenf sistemi hastalıkları:

Seyrek: Hemoglobin ve lökosit sayısında azalma.

Sinir sistemi bozuklukları:

Seyrek: Başağrısı, güçsüzlük, baş dönmesi, cinsel güçsüzlük

Solunum, göğüs ve mediastinal bozukluklar:

Çok seyrek: İnterstisiyel akciğer rahatsızlığı (pnömopatiler)

Araştırmalar:

Yaygın olmayan: Serum kreatinin ve üre düzeylerinde artış.
Doz aşımı

Aşırı doz alımı bildirilmemiştir. Spesifik bir antidot bilinmemektedir. Bir aşırı doz alımı kuşkusu olduğunda, semptomatik tedavi uygulanmalı ve gerektiği şekilde, uygun destekleyici önlemler alınmalıdır. Fenofibrat hemodiyaliz ile elimine edilemez.

Kolesterol ila&#;larına ne zaman başlamalı

Haberin Devamı

Kötü kolesterol yüksekliğinin tedavisinde ilk aşama, beslenme önlemleri almak ve hareketli bir hayat sürmektir. Bazen bu önlemler yeterli olmaz. Sadece sebze meyve yiyip, her gün bir saate yakın egzersiz de yapsanız kolesterolünüz yeteri kadar düşmez. İşte böyle durumlarda kolesterol düşürücü ilaçlardan faydalanmak gerekebiliyor.

KOLESTEROLÜ düşürmek için en çok kullanılan ilaçlar, ortak bir isimle tanımlanıyor: Statinler! Statinler son yıllarda bizde de ’çok kullanılan ilaçlar ligi’nin ilk sıralarında yer almaya başladı. Bu ilaçları da gereksiz ve dikkatsiz kullanma eğiliminde olduğumuzu düşünen hekimlerden biriyim. İflah olmaz statin karşıtlarından ne kadar uzaksam, her reçeteye statin yazma konusunda da o kadar duyarlıyım. Diğer ilaçlarda olduğu gibi kolesterolü dengeleyen ilaçları kullanmada da temel sorumluluk biz doktorlara düşüyor.

Ne var ki bu ilaçlara ne zaman başlanacağı konusunda bizim de kafamız karışık. Çünkü elimizde net bir yol haritası hálá yok! Kısacası LDL ve HDL kolesterol değerlerinin hangi noktalara ulaştığında ilaç tedavisine başlanması gerektiği konusunda doktorlar da kararsız

Faydaları da varStatinler karaciğerde kolesterol üretimini düşünerek LDL kolesterolü azaltıyor. LDL kolesterol azalınca matematiksel bir toplamdan ibaret olan total kolesterol de azalıyor. Her gün alınan 5 mg atorvastatin, 10 mg sinvastatin, 20 mg pravastatin, 40 mg fluvastatin LDL kolesterolü yüzde 30, total kolesterolü yüzde 20 civarında azaltıyor.

Statinlerden bazıları trigliserid isimli yağı da azaltabiliyor. Özellikle atorvastatin içerenler trigliserid düzeylerinde yüzde 20’leri geçen düşüşler sağlayabiliyor. Hatta günde 80 mg dozda kullanıldığında atorvastatinin (ciddi trigliserid yüksekliği olan kişilerde) yüzde 60’lara varan düşmeler sağlayabildiği görülüyor. Statinlerin HDL kolesterol düzeylerini birazcık artırabileceği biliniyor ama bu etki son derece sınırlı. Çoğu zaman yüzde oranında bir artıştan fazlası beklenmiyor.

Yan etkileri varKolesterol yüksekliği problemi olan çok sayıda hastayı izleyen ve değişik statinleri sık sık kullanan bir hekim olarak kişisel kanaatim statinlerin güvenli ilaçlar olduklarıdır. Çok endişe edilen karaciğer ve kas hasarı yaklaşık yüzde bir-iki oranında görülüyor. Çoğu zaman ilaç kesildiğinde bu yan etkiler de kendiliğinden iyileşiyor. Bana göre statinler arasında yan etki oluşturma yönünden de etkinlik potansiyeli bakımından da ciddi farklar yok. Her statini farklı hastalarda kullanmak mümkün olabiliyor.

Yeni üretilen statinlerin eskilere oranla çok önemli avantajlar sağladığı düşüncesinde değilim. Bu nedenle, özellikle patent koruma sürecinde olan statinleri kullanmak yerine jeneriklerinden de faydalanılabileceğini ve bu şekilde ciddi bir ilaç ekonomisi tasarrufu sağlanabileceğini düşünüyorum.

Ne zaman kullanmalı Statinlerin özellikle kullanılmaları gerektiği bazı durumlar var. Örneğin kalp damar hastalığı kanıtlanmış olanlar, tıbbi öyküsünde koroner by-pass operasyonu, koroner stend uygulaması gibi girişimler bulunan kişilerde LDL kolesterolün mg/dl’yi geçmemesi arzu ediliyor. Hatta bazı koşullarda 70 mg/dl civarında tutulması gerektiği belirtiliyor. İşte bu hastalarda statin tedavisine başlamak için çok fazla tutucu olmamak gerekiyor. Ayrıca HDL kolesterolü 35 mg/dl’nin altında olan hastalarda da LDL kolesterolü ’ün altına indirmek için statin kullanmayı düşünmekte fayda var. İnme geçiren, periferik damar hastalığı olanlarda da LDL kolesterol seviyelerini özellikle HDL kolesterol düşüklüğü de varsa- mg/dl’nin altında tutacak dozda statin tedavisi planlamak gerekiyor.

Koruyucu amaçla kullanılabilir mi

KOLESTEROL yüksekliği olan bir kişide sadece koruyucu amaçla statin kullanma konusunu dikkatle değerlendirmekte fayda var. Böyle bir durumda ne ’aşırı bir statin taraftarı olup ilaca başlamak’, ne de ’iflah olmaz bir statin karşıtı gibi davranmak’ hastanın lehinedir. Kalp damar hastalığı bakımından yüksek riskli biriyseniz koruyucu amaçlı statin kullanmanız mümkün ama eğer risk fazla değilse her hastaya LDL kolesterolü yüksek olduğu için koruyucu amaçlı statin başlamak doğru olmayabiliyor. Örneğin ailesinde kalp damar hastalığı erken yaşlarda görünenler, şeker hastaları, sigara içenler, HDL kolesterolü çok düşük olanlarda koruyucu tedaviyi de düşünmek gerekiyor. Doğrusu her kişide ciddi bir risk değerlendirmesi yapmak, kişisel sağlık öyküsünü incelemek.

Statinleri akşam yemeğinde alın

DÜŞÜK kolesterollü, az yağlı, doymuş yağları sınırlı beslenmeye ve aktif bir yaşam sürmeye devam edin. Doktorunuzun verdiği ilacı değiştirmeyin. Statinleri akşam saatlerinde almak daha etkili oluyor. Bunun nedeni karaciğerde kolesterol üretim hızının gece saatlerinde en yüksek düzeylerde olması. Bu nedenle statinleri akşam yemeğiyle yatma saati arasında alın. Eklem kas ağrıları, kas güçsüzlüğü, yorgunluk, genel halsizlik, iştahsızlık gibi belirtiler olursa doktorunuzla görüşmeyi ihmal etmeyin. Geçmişinizde karaciğer hastalığı kas hastalığı varsa doktorunuza hatırlatın. Cinsel güç azalması, saç dökülmesi, kabızlık, mide şikáyetler bazı hastalar tarafından belirtilse de statinlerle ilişkili bulunmuyor.

HDL kolesterolü 60’tan fazla ise

HDL kolesterolünüz, yani iyi kolesterolünüz 60’ın üzerinde ise bu durum koroner kalp hastalığı yönünden negatif bir risk faktörü olarak kabul ediliyor. Şanslı biri olduğunuzu düşünüp sevinebilirsiniz. Özellikle geçmişinizde koroner kalp hastalığı öykünüz yoksa, by-pass operasyonu, stend tatbiki gibi girişimler uygulanmamışsa, kötü kolesterol LDL’niz çok fazla yükselmediği sürece statin kullanımına başlamanız çoğu zaman gerekmez. Bu şansı yakalayanlarda ciddi LDL yükselmeleri olmadıkça koruyucu statin tedavisi ertelenebiliyor.

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Crestor alanlar dikkat

Dünyanın en çok kullanılan kolesterol ilaçlarından ’Crestor’un diyabete neden olduğu ortaya çıktı. Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankat Tulunay ise ilacın Türkiye prospektüsünde bu uyarının yer almadığını savundu


DünyanIn en prestijli tıp dergilerinden Lancet’te yayınlanan araştırmaya göre dünyanın en çok kullanılan kolesterol ilaçlarından ’Crestor’un diyabete neden olduğu ortaya çıktı. 7 ülkeden 33 bağımsız araştırmacı ve akademisyenin 90 bin kişi üzerinde yaptıkları bir yıl süren araştırmada, statin kullanımının diyabet riskini yüzde 9 artırdığı ortaya çıktı. VATAN’a konuşan Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankat Tulunay ise araştırmada statinler içerisinde en tehlikeli ilacın ’Crestor’ olduğunun vurgulandığını belirterek “İngilizce prospektüsteki ciddi yan etki bilgileri Türkçeye çevrilirken çıkarılıyor” iddiasında bulundu. İşte Prof. Dr. Tulunay’ın araştırma hakkındaki değerlendirmeleri:

“9’unda diyabet gelişiyor”

“Lipit düşürücü ilaçlar grubu olan Statinler kolesterolü düşürmek için kullanılırlar. Dünyada en çok kullanılan ilaç türlerinden birisidir. Çok geniş bir kadro ile 90 bin kişiyi kapsayan çalışmada statin kullanımının diyabete sebep olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya ABD, Norveç, İngiltere, Japonya, İtalya, Hollanda ve İrlanda’daki 17 üniversite ve 7 sağlık kurumundan 33 bağımsız araştırmacıkatıldı ve sonuçları Lancet’te yayınlandı. Yapılan analizler sonucunda statin kullanımının diyabet oluşumunu yüzde 9 oranında artırıyor. Yani statin kullanan her hastadan 9’unda diyabet gelişiyor. Dünyada en az 1 milyar insan statinleri kullanıyor.”

“Araştırmaya göre en tehlikeli statin, AstraZeneca’nın ’Crestor’ adlı ilacı. Türkiye’de ise bu ilaç halen tıp fakültelerinin ilaç listelerinde yer alıyor.” “ABD’nin en büyük tüketici hakları kurumu bu ilaç hakkında rapor yazıp ilacın kullanılmaması için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA’ye başvurdu. Crestor’un orijinal İngilizce prospektüsünde ilacın kan şekerini yükselttiği, diyabeti artırdığı ve kan şekerinin ölçümünde kullanılan enzimi de yükselttiği açıkça ifade edilirken Türkiye’deki prospektüsünde bu bilgiler yok, saklanmış. Bu İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu. İlaçtaki tüm yan etkilerin yer aldığı orijinal prospektüs olduğu gibi Türkçeye çevrilmeliydi.



Türkiye’de satılan kolesterol düşürücüleri



* Tarden 10 mg (Abdi İbrahim) - 26 TL

* Ator 10 mg (Sanovel) - 26 TL

* Lipitor 10 mg ( Pfizer - 25 TL

* Lopid mg - Pfizer) - 15 TL

* Zocor 10 mg - MSD) - 6 TL

* Inegy mg - (MSD) - TL

* Crestor 10 mg - (AstraZeneca) - 31 TL

* Lipanthyl mg - (Solvay) - 33 TL

* Lesol 40 mg - (Novartis) - 37 TL

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir