rüyada kara yılan görmek ihya / Eumovate Krem Ne Işe Yarar

Rüyada Kara Yılan Görmek Ihya

rüyada kara yılan görmek ihya

seafoodplus.info - самые дешевые авиабилеты

Удобно

Rüyada kahverengi görmek rüyayı gören kişinin hayatındaki sorunlu, sıkıntılı zamanların sona ereceğine işaret eder. Hayatına iyi kalpli kişiler gireceğine, yeni harf çikolatafimar termal otelRüyamda irice kahverengi ve beyaz renklere sahip bir fare evimin içinde aheste aheste yürüyordu, ben görünce çığlık attım. Cam boru nerede satılır Backup of son-tasarım Rüyada Rüya Tabircisi Görmek Rüyasında rüyaları tabir eden yorumlayan bir kimseyi görmek, iyi sayılır, hayra yorumlanır. Bu rüyayı sıkıntısı, üzüntü ve kederi Rüyada demir kapı ve demir kapıda geçtiğini görmek, rüya sahibinin iş hayatında olumlu gelişmelerle beraber yükseliş veya terfii olacağı anlamında gelir. Rüya tabiri, rüyada kahverengi görmek, rüyada kahverengi görmek ne anlama gelir home wb_incandescentİpuçları Nedir Nasıl Kullanılır Ne İyi Gelir Nasıl gülseren buğdaycıRüyada Kahverengi görmek: Hayatınızda birtakım karmaşıklıkların olacağı ve can sıkıntısına uğrayacağınız anlamına gelir. Mal, emlak ve topraktır. Tatlı ise hayırlı, acı ise Rüyada kahverengi pantolon giymek hayırlı ve helal kazançlar elde edeceğine, sevdiği kişiler ile büyük bir rahatlık yaşayacağına, rakiplerin üzüntü duyulacağı gelişmelerin Rüyada yatak dolabı görmek tabiri Rüyada yatak dolabı görmek kısa süre içinde büyük kazanç sahibi olunacağına, kişinin isteklerinin ve dileklerinin gerçekleşeceğine, sarsılmasına, hastalıktan vey Giriş Yap GİRİŞ YAP Şifreniz. Rüyada pirinç pilavı yiyen birini görmek zamanla kişinin hayalini bile zorlayacak kadar güzel günler geleceğine, bu durumları atlatmak için tekin olmayan bazı kişiler ile muhatap olacağına, huzurunun ve sıhhatinin yerinde 3-Rüyada Yılan Öldürmek. Düşmanınızı yeneceğinize işarettir. Rüyada yılan öldürmek düşmanı yenmek şeklinde ifade edilmiştir. Düşmana karşı zafer elde etmek Rüyada Kahverengi, Siyah, Boz, Beyaz Ayı Yavrusu Görmek ve Beslemek Anlamı Rüyada ayı görmek genel anlamda kötü bir anlama sahiptir. Ancak beyaz ayı her wow haramRüyada siyah koyun görmek, kimi yorumcular tarafından işlerin ters gitmesine, kişinin hastalanmasına neden olacak bir nazarın varlığına dikkat çekse de, çok Rüyada kahverengi ayı beklentilerinin gerçekleşeceğine, borçlarının ödeneceğine, elinin bolluğa, bedeninin ve ruhunun da şifaya kavuşacağına rivayet eder. Rüyada Rüyada renkli kıyafet giymek rüyalar renkli kıyafet görmek. Mehmeteminkirgil youtube instagram rüya rüyatabirleri rüyayorumları Rüyada gözlerini kahverengi görmek neşesini, mutluluğunu, huzurunu ve ağız tadını daima muhafaza edeceğine, kazandıklarının torunlarına dahi yeteceğine, elde Rüyada başkasının avret yerini görmek ihya Kahverengi Hangi Renklerden Oluşur. BilgiliEV Canon d d karşılaştırma Ketoral şampuan ne için Kamu Rüyada Renkli Fare Görmek İçi de dışı da çirkin bir kadınla tabir olunur. Eğer görülen farenin rengi, değişik bir renkse, kadına değil, içi ve dışı çirkin bir erkeğe delalet eder. Farelerin zararlı bir şey yaptıklarını görmek, malın eksilmesine delildir. Çok Sayıda Fare Rüyada kırmızı renk görmek, heyecan verecek, kalbin adeta yerinden çıkacakmışcasına hızlı çarpmasına neden olacak, rüya sahibinin hayatın renklerini fark Rüyada Kahverengi Görmek 24 Temmuz Çarşamba 48 Rüya yorumu Hayatınızda birtakım karmaşıklıkların olacağı ve can sıkıntısına uğrayacağınız anlamına gelir. Kahverengi haksiz bir is yaptiginiza isarettir. Eger bu rengi seviyorsaniz, yapacaginiz iyiliklerle bu söylentileri önleyebilirsiniz. Mal, emlak ve topraktır. kendi aracımla iş arıyorumRÜYADA KIRMIZI RENK GÖRMEK Mehmet Emin Kırgil K subscribers Join Subscribe 5. 6K Share Save K views 3 years ago mehmeteminkırgil gündem Rüyada Kahverengi Renk Görmek Rüyalarımızda bazen renkler oldukça ağır basmaktadır. Bazı renklerin çok olumlu yorumları mevcutken bazı renkler ise dikkat Rüyada banyoda erkek görmek tabiri Rüyada banyoda erkek görmek hayatına da değer katacak kimselerle karşılaşacağına, problemlerinin biteceğine, her koşulda allah yolundan yürüyeceğine, doğru iş orta Giriş Yap GİRİŞ YAP. Rüyada Kahverengi At Görmek Rüyada kahverengi at görmek, başarı ve zafer elde etmeye, çok çalışıp, inanıp karşılığını almaya ve hem maddi hem de manevi Rüyada banyoda erkek görmek tabiri Rüyada banyoda erkek görmek hayatına da değer katacak kimselerle karşılaşacağına, problemlerinin biteceğine, her koşulda allah yolundan yürüyeceğine, doğru iş orta Giriş Yap GİRİŞ YAP. aşırı komik videolarRüyada kahverengi yılan görmek ne anlama gelir, neye işarettir. Kahverengi bir yılanın rüyada görülmüş olması, rüyayı görmüş olan kimselerin sadece.

CRIMEAN ·  · “Preservation of the National Identity of the Tatar People (–)” Published 2 times a year Editor-in-chief R. S. Khakimov (Kazan) Deputy Editor-in-Chief

  • ISSN –X

    Крымский научный центр Института истории им. Ш. Марджани Академии наук Республики Татарстан

    К РЫМСКО ЕИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ

    C R I M E A NHISTORICAL REVIEW

    Казань – Бахчисарай

    Научный журналScientifi c journal

  • УчредительГБУ «Институт истории имени Шигабутдина Марджани

    Академии наук Республики Татарстан»

    Журнал основан в апреле г. решением Ученого Совета Института истории им. Ш. Марджани АН РТ

    Свидетельство о регистрации СМИПИ № ФС77– от 17 ноября г. выдано Роскомнадзором

    Подготовка и издание журнала осуществлены в рамках государственной программы Республики Татарстан

    «Сохранение национальной идентичности татарского народа (– годы)»

    Выходит 2 раза в год

    Главный редакторР.С. Хакимов (Казань)

    Заместитель главного редактораЭ. Х. Сейдаметов (Бахчисарай-Симферополь)

    Редактор английских текстовЛ. С. Сейтхалилова (Симферополь)

    Редактор крымскотатарских текстов Н. С. Сейдаметова (Симферополь)

    Редактор татарских текстов Л. Р. Муртазина (Казань)

    Редактор турецких текстовШ. Э. Сейт-Маметов (Симферополь)

    Редакционный совет:М. Г. Крамаровский, И. М. Миргалеев,

    И. В. Зайцев, Г. Р. Альтин

  • Редакционная коллегия: Г. Т. Бекирова (Симферополь), Г. Ф. Габдрахманова (Казань), М. М. Гибатдинов (Казань), Р. Р. Сабитов (Париж, Франция), Т. Б. Усеинов (Симферополь), А. И. Галенко (Киев, Украина),

    А. А. Непомнящий (Симферополь), Эдвард Лаззерини (Блумингтон, США), Брайан Глин Вилльямс (Дартмут, США), Элизабет Титмаер (Берлин, Германия),

    А. М. Меметов (Симферополь), И. А. Керимов (Симферополь), Ильяс Кемалоглу (Стамбул, Турция),Грета Лин Улинг (Мичиган, США), Н. С. Сейтягьяев (Симферополь),

    Ионуц Кожокару (Бухарест, Румыния), У. К. Мусаева (Симферополь), А. Н. Гаркавец (Алма-Ата),

    Н.М. Акчурина-Муфтиева (Симферополь),В. П. Кирилко (Симферополь), Р. Р. Салихов (Казань),

    Идиль Измирли (Вашингтон, США), Р. Д. Куртсеитов (Симферополь), А. М. Эмирова (Симферополь), Э. И. Сейдалиев (Симферополь), Г. Н. Кондратюк (Симферополь)

    Технический редактор Н.Ю. Сеитвелиева (Симферополь)

    Адрес редакции, Казань, ул. Батурина, 7

    Институт истории им. seafoodplus.infoни АН РТТел./факс () 84 82 (приемная)

    Журнал включен в Российский индекс научного цитирования (РИНЦ)seafoodplus.info?id=

    E-mail: [email&#;protected]://seafoodplus.info

  • FounderState Budgetary Institution «Shigabutdin Marjani Institute

    of History of Academy of Sciences of the Republic of Tatarstan»

    Journal was founded in April by the decision of the Scientifi c Council of Sh. Marjani Institute of History of AS RT

    The certifi cate of registration of mass media ПИ № ФС77– given by Roskomnadzor on 17 November

    The preparation and publication of the journal were carried out within the framework of the State program of the Republic of Tatarstan

    “Preservation of the National Identity of the Tatar People (–)”

    Published 2 times a year

    Editor-in-chief R. S. Khakimov (Kazan)

    Deputy Editor-in-Chief E. Kh. Seydametov (Bakhchisaray-Simferopol)

    English texts editor L.S. Seytkhalilova (Simferopol)

    Crimean Tatar texts editor N. S. Seydametova (Simferopol)

    Tatar texts editor L. R. Murtazina (Kazan)

    Turkish texts editorSh. E. Seyt-Mametov (Simferopol)

    Editorial council:M. G. Kramarovsky, I. M. Mirgaleev,

    I. V. Zaytsev, G. R. Altin

  • Editorial board:G. T. Bekirova (Simferopol), G. F. Gabdrakhmanova (Kazan),

    M. M. Gibatdinov (Kazan), R. R. Sabitov (Paris, France), T. B. Useinov (Simferopol), A. I. Galenko (Kiev, Ukraine),

    A. A. Nepomnyashchiy (Simferopol), Edward J. Lazzerini (Bloomington, USA), Brian Glyn Williams (Dartmouth, USA), Elisabeth Tietmeyer (Berlin, Germany),

    A. M. Memetov (Simferopol), I. A. Kerimov (Simferopol), Ilyas Kemaloğlu (Istanbul, Turkey),

    Greta Lynn Uehling (Michigan, USA), N. S. Seytyagyaev (Simferopol), Ionut Cojocaru (Bucharest, Romania),

    U. K. Musaeva (Simferopol), A. N. Garkavets (Alma-Ata),N. M. Akchurina-Muftieva (Simferopol),

    V. P. Kirilko (Simferopol), R. R. Salikhov (Kazan), Idil P. Izmirli (Washington, USA),

    R. D. Kurtseitov (Simferopol), A. M. Emirova (Simferopol), E. I. Seydaliev (Simferopol), G. N. Kondratyuk (Simferopol)

    Technical editor N. Yu. Seitvelieva (Simferopol)

    Editorial Offi ce Address, Kazan, 7, Baturin St., Sh. Marjani Institute of History of AS RT

    Tel./Fax () 84 82 (reception)

    The journal is included in the Russian Science Citation Index Databaseseafoodplus.info?id=

    E-mail: [email&#;protected]://seafoodplus.info

  • 6

    Содержание

    История и современность

    Uğur Demir. İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

    Лариса Королева. Архивные документы о сборе продовольственного налога в Симферопольском уезде в – гг.

    Андрей Непомнящий. Неизвестный Владимир Гордлевский:крымоведческие страницы деятельности

    Владимир Поляков. Гордость и боль высокой награды

    Дмитрий Урсу, Эльдар Сейдаметов. Просветительская деятельность крымскотатарской диаспоры Добруджи в конце XIX – первой половине XX вв.

    Сайде Усманова. К истории деятельности Тотайкойского педтехникума – гг.

    Михаил Якубович. Кадизаделизм в теологических взглядах крымского мыслителя Мухаммада аль-Кафауви (XVIII в.)

    Литература и языкГалиба Гаджиева. Роль Б. Чобанзаде в развитии общетюркской диалектологии

    Исмаил Керим. XX асырнынъ башындаки къырымтатарджа лугъатлар

    Олег Рустемов. Топонимы Крыма в судебных реестрах XVII – XVIII вв. и вопрос о племенном составе крымских тюрок

    КультураИсмет Заатов, Ульвие Аблаева. Крымскотатарская коллекция в фондах берлинского Музея европейских культур

  • 7

    Elisabeth Tietmeyer. Material Culture and IdentityOn the history and ethnography of the Crimean Tatars in the Museum Europäischer Kulturen – Staatliche Museen zu Berlin

    НаследиеГазиз Губайдуллин. К вопросу об идеологии Гаспринского

    Шамсиддин Камолиддин. Документ из архива Исмаила Гаспринского, относящийся к Туркестану

    Лейля Сейтхалилова. Всадники султана. Военная роль крымских татар в Османской империи (продолжение)

    Новые издания: рецензии, отзывыЭмиль Сейдалиев. Новая жизнь османских оборонительных сооружений на Керченском полуострове: Рец. на кн.: Белик Ю. Л. Османские оборонительные сооружения на Керченском полуострове (XVII–XVIII вв.). Казань: Институт истории им. Ш. Марджани АН РТ, с.

    ХроникаСобытия сентября – апреля гг.

    In memoriam…Сергей Горлянский. Урсу Дмитрий Павлович [некролог]

    Список сокращений

  • История и современность

    УДК 94(5)

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

    Uğur DEMİR(Marmara Üniversitesi, Istambul) Özet: Bu çalışma, Kırım Hanlığı tarihinin önemli, buna mukabil çoğu

    zaman ihmal edilen kaynaklarından Çelebi Akay’ın hazırladığı eser(ler)le ilgilidir. Çalışma üç bölümden ibarettir. Kısa bir girişten sonra Çelebi Akay olarak tanınan Hurremî Abdurrahman Efendi’nin hayatı; tarihinin ismi, ne zaman ve neden yazıldığı; kaç defa ve kimler için telif edildiği; Hurremî’nin tarihinin Seyyid Mehmed Rızanın Es-Seb‘ü’s-Seyyâr ile Abdulgaffar Kırımî’nin Umdetü’l-Ahbâr adlı eserleriyle münasebeti ele alınmıştır. Ayrıca Çelebi Akay Târîh’in yalnızca bir tarih kaynağı olarak değil, Yüzyıl Kırım Türkçesini yansıtan önemli eserlerden biri olduğu üzerinde durulmuştur.

    Anahtar Kelimeler: Abdurrahman Efendi, Kırım Hanlığı, Çelebi Akay Târîhi”, Hurremî Abdurrahman Efendi, Seyyid Mehmed Rıza, Abdülgaffar Kırımî, Es-Seb‘ü’s-Seyyâr, Umdetü’l-Ahbâr.

    GirişMüstakil olarak Kırım Hanlığı tarihinin genelini veya mahdut bir dönemini

    ele alaneserlerin yalnızca dokuzu günümüze ulaşabilmiştir. Bunların yanında, diğer kaynaklar vasıtasıyla haberdar olduğumuz, fakat bugüne kadar herhangi bir nüshası tespit edilemeyen tarihler de mevcuttur. Bu tarihler ve bunların birbirleriyle münasebetleri hakkında yeteri kadar araştırma yapıldığını söy-lemek ise, son zamanlardaki umut verici artışa rağmen, mümkün değildir [9; 11; 31].

    8

  • 9

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

    Günümüze ulaşan Kırım Hanlığı tarihlerinden biri de Çelebi Akay Târîhi’dir. Çelebi Akay Târîhi bugüne kadar yapılan çalışmalarda Seyyid Mehmed Rıza’nın Es-Seb‘ü’s-Seyyâr fî Ahbâri Mülûki’t-Tatar adlı tarihinin [29; s. –] sadeleştirilmiş ve muhtasar hale getirilmiş bir versiyonu olarak kabul edilmiş ve bu genel kabul dolayısıyla Kırım tarihi araştırmalarında ihmal edilmiştir [4, s. 10; 5, s. 7; 25, s. –; 28, s. 14–16; 26, s. 31–34; 27, s. –; 31, s. –; 32].

    Bu makalede Hurremî’nin hayatı, Çelebi Akay Târîhi’nin ne zaman ve neden yazıldığı, nüshaları, kaç defa telif edildiği ve bu telifl erin Mehmed Rıza’nın Es-Seb‘ü’s-Seyyâr ile Abdülgaffar Kırımî’nin Umdetü’l-Ahbâr adlı tarihleriyle münas-ebetleri meseleleri ele alınacaktır.

    Hurremî Abdurrahman Efendi ve TarihiHayatı HakkındaAbdurrahman Efendi’nin hayatına dair en önemli kaynak kendi telifi olan

    Çelebi Akay Târîhi’dir. Bu eserdeki bilgilere göre Abdurrahman Efendi’nin babasının adı Mehmed’tir. Mehmed Efendi, Karakaş Efendi namıyla meşhur Kırım ulemasından birinin talebeliğinde bulunmuş; zekası ve fazileti sayesinde hocasının mütevakkıdlığını yapmış; yirmi yıldan fazla da Salgır Nehri kenarındaki Hurrem adlı köyde1 bulunan medresede2 usta vekil olarak müderrislik vazifesini ifa etmiştir. Bu-nun yanında Halvetî şeyhi olan Mehmed Efendi, halkı irşad etmek için sık sık çevre köylere de gitmiştir. Müellifi mizin babasının vefatı münasebetiyle düşürdüğü tarihe bakılacak olursa Mehmed Efendi, (–)’da yine Hurrem köyünde vefat etmiş ve buradaki Hurrem Camii’nin kıble tarafına defnedilmiştir3.

    Müellifi miz Abdurrahman Efendi, babasının görev yaptığı ve evlerinin de bulunduğu Hurrem köyünde dünyaya gelmiş; ilim tahsilinden sonra yirmi üç

    1 Büyük oranda Kırım şer‘iyye sicillerine istinaden hazırlanan Ömer Bıyık’ın çalışmasında Salgır Nehri Kazası’na bağlı Hurrem Köyü kaydedilmemiş; fakat vakıfl ar kısmında Salgır Nehri Kazası’nda Hürrem Camii vakfının olduğu belirtilmiştir [12, s. 83, ].

    2 Medreseyi Mehmed Ârif Giray’ın yakın adamlarından Ramazan Ağa’nın üvey oğlu yaptırmıştır [nr. , vr. 82b](Çelebi Akay Târîhi, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü (=İAE), Şevket Rado Kısmı (=ŞD),).

    3 “Hakirin peder-i merhûmu Mehmed Efendi, Karakaş Efendi dimekle meşhûr birinin fâzıl ve zekî mütevakkıdi olup mûmâileyhumâ medresede yirmi (…) sene tedrîs hizmetiyle ustâ vekil olmuşdur. Ba‘dehu bu bende-i (…) ve cümleden ahkar yirmi üç yaşında medrese-i mezbûrede müderris olup ba‘dehu karye-i mezbûreye bir sâ‘at mikdârı mahalldeki medrese-i Veyrat’da târîh-i kitâba degin on üç sene mikdârı evkât-güzâr olmuşumdur. Karye-i mûmâileyhumâ Hurrem mevlüdüm olmağın Hurremî mahlası [al]mışımdır. Hâlâ hâne-i vîrânecigim ol karyededir. Ve peder-i merhûmum Halvetîden şeyh olup karyelerde irşâd ve ma‘bûda ibâdet (…) ol karyede dâr-ı âhırete intikāl edüp câmi‘-i şerîfi n kıble tarafına defn olunmuşdur. ‘Geçüp dâr-ı fânîden göçüp ola rahmetullâhialeyh’ târîh olmuşdur” [6, vr. 82b]. Bu bilgiler derkenar olarak yazılmıştır ve maalesef eser ciltlenirken derkenardaki yazıların birkısmı kesilmiştir. Bu yüzden bazı kelimeler okunamamaktadır. Müellifi n tarihinin ikinci telifi nde ise bu bilgiler yer almaz [7].

  • 10

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    yaşında iken müderris olmuş ve Hurrem köyüne bir saat mesafedeki Veyrat Medresesi’nde4 on üç sene müderrislik yapmıştır. Bu vazifesine, aşağıda ayrıntılı olarak ele alacağımız tarihini kaleme alana kadar devam etmiştir [6]. Hur-rem köyünde dünyaya gelmesi münasebetiyle şiirlerinde “Hurremî” mahlasını kullanmasına rağmen5, yine kendi ifadesine göre Kırım’da daha çok “Çelebi Akay”6 olarak tanınmıştır [6, vr. 1b; 7, vr. 1b].

    Abdurrahman Efendi hakkında önemli bilgiler ihtiva eden bir diğer kaynak da Târîh-i Sa‘id Giray’dır [21]. Mezkur tarihteki bilgilerin önemli bir kısmı Akay Târîhi’ndeki bilgilerle benzerlik arz eder. Bu minvalde“Çelebi Akay Efendi” başlığı altında Abdurrahman Efendi’nin Salgır Suyu kenarındaki Hurrem adlı köyde doğduğu, bu yüzden “Hurremî” mahlasını kullandığı, babasının adının Karakaş Mehmed Efendi7 olduğu ve müderrislik yaptığı, Hurremî’nin hayatının ilk dönemlerinde asrın ulemasından dersler aldığı ve uzun süredir de Oyrat’da8 müder-rislik yaptığı belirtilir. Yine bu anlamda şunlar kaydedilir: “… hayli zemândan beru müderris olup hâlâ Oyrat’da bâb-ı ifâde ve istifâde-yi talebe-i rûzgâra-küşâde ve her tâlibi kemâyenbagi terbiye ve ta‘lîmde kuvvet-i ameliyyelerin tarîk-i âde âmâde eyleyüp talebe-i Bucak ve Bucakların ıskāt-ı seyr-i sülûkları menba‘-ı envâr-ı ilm ü kemâl olan medreseleri olmayınca temâm olmaz. Her sâhib-i isti‘dâd-ı zânûzen istifâde-i ilmeleri ve istimâ‘-ı takrîr-i ma‘nî-i bedî‘ayelerine yol bulmayınca ke-mâl bulmaz. Hakkā ki kuvvet-i hâfızaları kuvvet-i beşeriyyelerin hâric olup Tefsîr-i Kādıyâd-ı desti ve ma‘nî beyân ve usûl-i akāîd-i îmân mahfûza-i sanduka-i sîne-sidir. Nitekim demişlerdir: ‘İlm ki hakikatet der sîne boved der sîne boved/Her ance der sîne boved/Sad hâne ez kitâb sûret nekozed//Bâyed ki kitâbhâne der sîne boved’seafoodplus.info-i rûzgârın ba‘zıları indinde bunlar Halîl Efendi’den [8, vr. 99b] müdekkik ve ba‘zıları indinde Halîl Efendi seafoodplus.info bu ki ser-amed-i ulemâ-

    4 Bugün hâlâ Akmescit’e bağlı Veyrat adında bir köy mevcuttur.5 “Karye-i mûmâileyhumâ Hurrem mevlüdüm olmağın Hurremî mahlası [al]mışımdır”

    [6, vr. 82b]. Günümüze ulaşan iki divana da sahip olan Hurremî’nin, bu eserlerindeki bazı beyitlerinden hareketle onun Kuzey Kafkasya’da görev aldığı düşünülmektedir [27, s. ]. Hurremî’nin divanları Berlin’de [8] ve Bahçesaray Hansarayı Müzesi Kütüphanesi’ndedir. [27, s. –] .

    6 Babinger, “Çelebi” kelimesini sehven “Cezmî” olarak kullanmış ve şu bilgileri vermiştir: “Kırım Hanı Selim Girây’ın isteği üzerine, Cezmî diye anılan Çelebi Efendi el-Âkî (Akkermanlı?) adlı biri bu eseri özetlemiştir” [10, s. ].

    7 Said Giray, burada bilgileri karıştırmıştır. Zira bizzat Abdurrahman Efendi, babasının adının Mehmed Efendi olduğunu ve Karakaş Efendi’den ders aldığını kaydetmiştir.

    8 Metinde kelime “Oyrat” şeklinde yazılmıştır. Buna mukabil kelimenin doğru şeklinin “Veyrat” olması icab eder. Said Giray’ın tarihi üzerine çalışan Kellner-Heinkele de kelimeyi Oyrat şeklinde okumuş ve buranın Gözleve yakınlarında bulunduğunu kaydetmiştir [20, s. ; 21, s. ]. Buna mukabil bizzat Hurremî, bu yerin adını “Veyrat” şeklinde yazmış ve buranın Salgır Nehri yakınlarındaki Hurrem Köyü’ne bir saat mesafede olduğunu belirtmiştir [6, vr. 82b]

    9 “Hakiki ilim, sinede olur; o, dersle olmaz. Yüz hane dolusu kitabın senin için faydası yoktur. Kitaphane sinede olmalıdır”.

    Uğur DEMİR

  • 11

    yı âlîşândan ma‘dûd ve şa‘ir-gûylukdan gayrı aybları yokdur (Derkenar: Mengli Giray Hân merhûmun Rızâ Efendi iştirâken telîf eyledikleri Fârisî târîhi Arslan Giray Hân monlâ-yı merhûma tercüme etdürdüp câizesine Bağçesarây kādılığını virmişdir deyu işitdik. Lâkin kitâb-ı mezbûrumüşemmi’ bi’l-ma’nevî hayrun min Allahu serâhû kıbelindendir derler). Ve Bâki dîvânın tetebbu‘ ile itmâm-i dîvân etdiler deyu mesmû‘umuz olup mükerrem ol dahi manzûr-ı fakir olmamışdır” [8, vr. 99b–a; 20, s. –; 21, s. –; 27, s. –].

    Said Giray, Seyyid Mehmed Rıza’nın Es-Seb‘ü’s-Seyyâr adlı eserini bizzat Kırım Hanı Arslan Giray’ın isteği üzerine sadeleştirip muhtasar hâle getirerek yeni bir tarih hazırladığı için de Hurremî’nin Bahçesaray kadısı tayin edildiğini rivayet olarak na-kletmektedir. Buna mukabil Hurremî’nin ’lerden sonra hangi görevlere geldiği, ne kadar yaşadığı ve ne zaman öldüğüne dair şimdilik bir bilgiye sahip değiliz.

    Abdurrahman Efendi’nin Tarihinin İsmi, Ne Zaman ve Neden Yazıldığı MeselesiBugüne kadar farklı şekillerde adlandırılmış olsa da10 bizzat Abdurrahman

    Efendi, “şöhretim Çelebi Akay olmağın Çelebi Akay Târîhi deyu nâm etdim” di-yerek tarihine “Çelebi Akay Târîhi” ismini verdiğini yazar [6, vr. 1b; 7, vr. 1b; 8, vr. 99b–a ]

    – yılları arasında Kırım hanlığı yapan Arslan Giray12, Seyyid Mehmed Rıza’nınbirçok Arapça ve Farsça kelime/tamlamayı muhtevive de dili deoldukça ağır olanEs-Seb‘ü’s-Seyyâr fî Ahbâri Mülûki’t-Tatar adlı tarihinin sadeleştirilerek muhtasar hâle getirilmesini istemiş ve bu işi de Abdurrahman Efendi’yehavale etmiştir. Abdurrahman Efendi, görevin kendisine tevdi edilmesi ile ilgili şunları kaydeder: “Ahbâr-ı mülûk-ı Tatar’da olan Seb‘-i seyyâr nâm târîh ki lügāt-ı Arabî ve ıstılâhât-ı Fârisî ve isti‘ârât ve kitâbât ve envâ‘-ı teşbîhât ve mecâzât birle müreşşah olup fehmi asîr olmağla fehmi yesîr olur vech üzere tahrîr-i cedîd emr ü fermân” eylediler [6, vr. 1b; 7, vr. 1b].

    Abdurrahman Efendi, Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ı sadeleştirip muhtasar hâle getirm-eye, Arslan Giray’ın Kırım hanı tayin edildiği tarih olması hasebiyle, en erken

    10 İAE’deki nüshada tesahüb kaydının bulunduğu sayfada eserin ismi “Târîh-i Kırım” olarak kaydedilmiştir [6]. İÜ, Nadir Eserler Kütüphanesi’ndeki nüshada ise eserin ismi “Seb-'i seyyâr tercümesi Çelebi Aki Tarihi” olarak yazılmıştır [7]. Yine aynı nüshada eserin girişinde daha sonradan “Târîh-i Seb‘-i Seyyâre Beyân-ı Âl-i Cengiziyân Tercüme-i Çelebi Akay Efendi” başlığı kaydedilmiştir. Smirnov, “Muhtasar Tarih” olarak [28, s. 14]; Ukrayna’daki nüsha “Kırım Hânân Târihi”; Bahçesaray’daki nüsha “Târîh-i Hânân-ı Kırım” olarak adlandırılmıştır. Seyit Yahya, Bahçesaray’daki nüshanın adının bizzat Hurremî tarafından verildiğini ileri sürer [27, s. ].

    11 Bu da Hurremî’nin Kırım’da daha çok Çelebi Akay olarak bilindiğini desteklemektedir.

    12 Babinger, Kahire nüshasına istinaden bu eserin sadeleştirilmesini Kırım Hanı Selim Giray’ın istediğini yazar; fakat burada kastedilen Kırım hanı değil kalgay olan Selim Giray’dır. Zira eser Kalgay Selim Giray’a ithaf edilmiştir [10, s. , dipnot1].

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 12

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    ’de başlamış olmalıdır, fakat bu hususta kesin bir hüküm vermek şimdiki bil-gilerimiz muvacehesinde mümkün değildir.

    Hurremî’nin çalışmayı bitirme tarihini de tespit etmek zordur. Zira elimiz-deki nüshalar müellif hattı olmayıp, iki tanesi sonraki tarihlerde Abdurrahman Efendi’nin nezaretinde istinsah edilmişlerdir. Elimizdeki en erken tarihli nüsha ise 22 Cemâziyelevvel /27 Mart ’te tamamlanmıştır [7, vr. a]

    Hurremî’nin hazırladığı tarih ile ilgili sıkıntı yanlızca eserin tamamlanma za-man aralığı ile ilgili değildir. Bu minvalde bir diğer önemli problem de müel-lifi n eserinin günümüze en azından iki ayrı telifi nin ulaşmış, buna mukabil bu durumun şimdiye kadar tespit edilememiş olmasıdır. Bu husus aşağıda nüshalar hakkında bilgi verilirken ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

    Hurremî, Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ı sadeleştirmeye başlarken, bunun nasıl ve ne kadar olması gerektiği hususunda biraz tereddüt yaşamıştır. Müellif, bu durumu veciz bir şekilde şöyle ifade eder: “Bilürem sade Tatar eylesem ana kaba dirler, dakik etsem bu evvelden fenâ zahmet hebâ dirler”. Ayrıca eseri ister sade bir Tatar Türkçesiyle, isterse de ağdalı bir dille Arapça ve Farsça ile süsleyerek yazsın“Bi-eyyihâl hussâdın elinden halâsa mecâl olmadığı”nı [6, vr. 2a] da kaydeder.

    Hurremî, tarihinin daha kolay anlaşılması için bazı kelimelerin Kırım Türkçesindeki karşılıklarını da metnin kenarına notlar düşerek veya bizzat me-tin içinde kelimenin üzerinde açıklayarak göstermiştir. Bu yüzden Hurremî’nin eseri, bazı araştırmacılara göre Kırım dili ve edebiyatı için önemli bir numune olup“Aşık Tarzı”nı yansıtmaktadır [27, s. ]. Buna mukabil bizzat Hurremî, ilk telifi ne yönelik kendisinin de beklediği muhtemel eleştirilerin bir sonucu olsa gerek, tarihinin ikinci telifi nde metnin bazı kısımlarını daha da muhtasar hâle getirirken, bazı kısımları ise daha ayrıntılı kaleme almıştır. Yine bu bağlamda ilk telifte Arapçasını verdiğibazı âyetler ve hadisler ile Farsçasını verdiği bazı beyitlerin ikinci telifte Türkçe anlamlarını da yazmıştır.

    Çelebi Akay Târîhi’nin Nüshaları ve ÖzellikleriÇelebi Akay Târîhi’nin bugüne kadar sekiz nüshası tespit edilmiştir; fakat

    bunların ikisi bugün mevcut değildir. Eser hakkında ilk çalışmayı yapan ve birkısmını da yayınlayan Samoyloviç, tarihin Akmescit’teki Tavrida İlmi Arşiv

    13 Bugüne kadar, İstanbul’daki nüshalar üzerinde ayrıntılı çalışılmadığından Abdurrahman Efendi’nin eserini, başka nüshaların istinsah tarihi olan ’da itmam ettiği ileri sürülmüştür. Mesela Çelebi Akay Târîhi’nin II. Dünya Savaşı’nda kaybolan ve daha önce Tavrida’da bulunan nüshanının istinsah tarihi /–’dir; fakat bu istinsah tarihi, başta Samoyloviç olmak üzere bazı araştırmacılar tarafından eserin telif edildiği tarih olarak kabul edilmiştir (bk. Seyit Yahya, “Hurremi Kırımî ve Yedisanname’si”, s. , ). Nadir Eserler Kütüphanesi’ndeki nüshanın sonuna eklenen Arapça izahatta, ikinci telifi n 22 günde hazırlandığı ifade edilir, buna mukabil muamma usulüyle düşürülen tarihte ay aralığı farklı verilir. Bu minvalde eserin hazırlanmasına 5 Cemaziyelahir /9 Nisan ’te başlandığı ve çalışmanın 26 Cemaziyelahir /30 Nisan ’te bitirildiği kaydedilir. Muamma usulüyle düşürülen bu tarihi çözme lutfunda bulunan Sayın İsmail Yakıt’a teşekkür ederim.

    Uğur DEMİR

  • 13

    Komisyonu’nda bulunan ve maalesef II. Dünya Savaşı’nda bir şekilde ortadan kaybolan nüshasını ilim âlemine tanıtmıştır. Bu nüshanın /–’de istinsah edildiği anlaşılmaktadır [26, s. 31–34; 27, s. ].

    Eserin bir diğer nüshası Bahçesaray’daki Han Sarayı Müzesi’nde muhafaza edilmektedir. Bu nüsha Akmescit’te Türkiye Konsolosluğu’nda çalışan Türkiye vatandaşı Ahmed Nureddin tarafından ’de istinsah edilmiştir. Müstensih es-erin adını “Târîh-i Hânân-ı Kırım” olarak belirtmiştir ve şöyle bir not düşmüştür: “İş bu târîh ki Kırım’da icrâ-yı saltanat eden hânların edvâr-ı hükümetlerini şâmildir. Bunun esâsı Kırım’da udebâ-yı asrdan Hurremî Çelebi Akay nâmıyla meşhûr bir zâtın kalem-i bedâatile vücûd bulan bir eserden me‘hûr ve bunun gibi birtakım tevârîh-i muhtelifelerden bi’t-tab iktibâs ile vücûda gelmiştir” [32]. Bu ifadelerden anlaşıldığına göre Kırım’daki nüsha Hurremî’nin eserini ihtiva etmekle birlikte, bunun yanında başka tarihlerden de istifade edilmek suretiyle hazırlanmıştır.

    Çelebi Akay Târîhi’nin bir diğer nüshası Ukrayna Milli Kütüphanesi’ndedir (nr. ). Buradaki nüsha “Kırım Hânân Târîhi” başlığıyla kayıtlıdır ve yapraktır [32].

    Seyit Yahya,Çelebi Akay Târîhi’nin Leningrad SSCB İlimler Akademisi’nde ve Kırım Milli Kültü İlmi Araştırma Enstitüsü’nde birer nüshanın daha tespit edildiğini; fakat Kırım’daki nüshanın II. Dünya Savaşı’nda kaybolduğunu kayd-eder [27, s. ].

    Bir diğer nüshası da Mısır Milli Kütüphanesi’nde “Târîhü’l-Kırım” adıyla kayıtlıdır. Katalog bilgilerine göre eser, Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ın muhtasarı olup “Hurremî mahlaslı Çelebi Efendi el-Âkay” tarafından kaleme alınmıştır. Bu nü-sha talik yazı ile yazılmış, yaprak ve 19 satırdan müteşekkildir (nr. TT ). Bu nüsha, tarihinikinci telifi nin istinsahı olmalıdır, zira kütüphane katalogundan anlaşıldığına göre eser Selim Giray’ın isteği üzerine hazırlanmıştır. Burada kast-edilen kişi Kalgay Selim Giray olmalıdır [24, s. , nr. ; 33]

    Çelebi Akay Târîhi’nin bir nüshası da İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’ndedir. Bu nüshada eser adı “Çelebi Akay Târîhi” olarak kaydedilmiş; fakat daha sonra “Kırım Tarihi” olarak değiştirilmiştir. 1b’de herhangi bir serlevha veya besmele bulunmayan bu nüsha, hamdele ve salvele ile başlar. yaprak olan bu nüsha, Hatib el-Hâc Bahadır Ali tarafından istinsah edilmiş veistinsah Şaban’ında (Mayıs-Haziran ) tamamlanmıştır [ Eserin fi zikî özellikleri için ayrıca bk. 19, s. –]. Bu nüsha eserin birinci telifi nden istinsah edilmiş; derkenar-

    14 Bu kütüphanede “Târîh-i Kırım” adıyla kayıtlı başka bir eser daha vardır. İstinsahı Evâsıt-ı Ramazan /14–24 Kasım ’te tamamlanan ve müstensihi Defter-i hakanî kâtiblerinden Hâfız Mehmed Emin Efendi olarak kaydedilmiş olan eser, 83 varak ve 15 satırdır (nr. TT 72) (Mısır Millî Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu, I, , nr. ). Bu eser Necatî Efendi’nin Rusya esaretnâmesidir. Aynı kütüphanede Mehmed Rıza’nın Seb‘ü’s-Seyyâr fî Ahbâr-ı Mülûk-ı Tatar adlı tarihinin de başka bir nüshası vardır (nr. TT 78) [3, s. XXXVI; 10, s. , dibnot nr. 1; 24, s. , nr. ].

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 14

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    lardaki notlara bakılırsa bizzat Hurremî tarafından tashih, tekmil ve haşiyeler yapılmıştır.

    Eserin bir diğer nüshası da İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’ndedir. Bu nüsha yaprak olup, her bir sayfa 21 satırdır ve ta-lik yazı ile kaleme alınmıştır. Ebadı x mm olan eserin cildi koyu kahve rengi meşindir. 1a’da eserin adı “Târîh-i Seb‘-i Seyyâre Beyân-ı Âl-i Cengiziyân Tercüme-i Çelebi Akay Efendi” şeklinde kaydedilmiştir. Aynı başlık 1b’de de yazılmış; fakat daha sonra silinmiştir [7]. Bu nüsha Mustafa Bin Fazlı Ağa tarafından Arslan Giray’ın kalgay olarak tayin ettiği Selim Giray’ın isteği üzeri-ne kaleme alınmıştır. Müstensih, Hurremî’nin de on üç sene görev yaptığı Veyrat Medresesi müderrislerindendir. Bu nüshanın istinsah tarihi muamma usulüyle, “fi ’s-süb‘ü’r-râbimine’s-sübu‘ü’s-sânî mine’l-öşrü’s-sâminmine’s-sülüsü’s-sâlis mine’s-sülüsü’l-evvelmine’r-rubu‘ü’s-sânîmine’l-öşrü’l-sâbi‘ mine’l-aşrü’l-sâbi‘mine’l-aşrü’s-sânî ez-zihû mine’l-elf ba‘de’l-elf” şeklinde kaydedilmiştir ki, bu da 22 Cemaziyelevvel /27 Mart ’e tekabül etmektedir

    Bugüne kadar yapılan çalışmalarda, bütün nüshaları mukayeseli olarak ele alınmadığı için, Çelebi Akay Târîhi’nin tek bir metin olduğu kabul edilmiştir. Buna mukabil İstanbul’daki nüshalar arasında yaptığımız karşılaştırma sonu-cunda iki nüshanın farklı telifl er olduğu tespit edilmiştir. Bu hususta İÜ, Nadir Eserler Ktp.’ndeki nüshanın sonuna eklenen bir sayfalık Arapça izahatta önemli bilgiler verilir. Bu minvalde Abdurrahman Efendi’nin tarihininilk telifi ni birkaç nüsha olarak çoğalttığı, sonra tarihinin yeni bir telifi ni hazırladığı ve ikinci te-lifte metni daha anlaşılır kılmak adına, önceki metinde bulunmayan, derkenarlar yazdığı; yine bu anlamda metnin başına bir fi hrist koyduğu, hadis ve âyetlerin Türkçe anlamlarını da verdiği, Farsça beyitleri Türkçe yazdığı kaydedilir [7, nr. T , vr. a.] Bu izahattan, Çelebi Akay Târîhi’nin hem birinci hem de ikinci telifi nden bugün elimize geçmemiş olan nüshaların mevcut olduğu da anlaşılmaktadır.

    Aşağıda, birinci ve ikinci telifl erden aynı konuyu anlatan örnek metinler mukayese edilerek telifl erin farklılıkları ortaya konulacaktır.

    15 Muamma usulüyle düşürülen bu tarih münasebetiyle Esad Coşan’ı rahmetle, İsmail Yakıt’ı ise minnetle yad etmem gerekir. Zira rahmetli Coşan, “Bazı Yazmalarda Görülen Bilmeceli Tarih Kayıtları” (İslam İlimleri Enstitüsü Dergisi, II (Ankara ) adlı makalesiyle araştırmacılara bu tür tarihlerin nasıl çözülmesi gerektiğini gösteren çok değerli bir rehber bıraktı. Yakıt ise, yoğun mesaisine ve meşguliyetlerlerine rağmen, bu tarihin nasıl çözülmesi gerektiğini, lutfedip bana öğretmekle kalmadı, bizzat meseleyi sahiplendi ve buradaki tarihi çözme lutfunda bulundu. Yakıt, bu tür tarihlerin halli konusunda kaleme aldığı kitabıyla da her zaman araştırmacılara rehberlik etmektedir [30].

    16 Her ne kadar müellif ikinci telifi , ilk telife nazaran daha muhtasar hazırladığını ifade etse de, ikinci telifi n bazı bölümleri ilk telife göre daha ayrıntılıdır. Ayrıca ikinci telifte olayların daha iyi anlaşılması için fazladan açıklamalar da ilave edilmiştir.

    Uğur DEMİR

  • 15

    [İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, ŞD, nr. ][vr. 98b] …bin yüz dört Safer’inin üçüncü günü Edrene kurbüne vâsıl oldukda

    alay tertîb olunup resm-i kadîm üzere istikbâl ve Kara Mustafa Paşa Sarâyı’na nüzûl eylediler. Mâh-ı mezbûrun onuncu günü pâdişâh huzûruna dâhil olup hânlık hil‘atı ilbâs olundu ve hizmetinde olan ümerâ-yı Kırım alamerâtibehim hil‘at-ı fâhire ile tekrîm olındılar ve oğullarından Devlet Giray ve Gāzî Giray ve Toktamış Giray ve Kaplan Giray ve nebîresi Husam Giray ol zamân ma‘iyyetinde olmağla mîrâhûr-ı sânî ile mahsûsan da‘vet olunup mâh-ı mezbûrun on beşinci günü cümleleri huzûr-ı pâdişâhiyye dâhil olup Devlet Giray’a fi rve-i semmûr giydirilüp, kalga ve sâir selâtîn etbâ‘a varınca alamerâtibehim hil‘at ilbâsıyla tekrîm kılındı. Hân-ı müşârunileyh birkaç gün meksi iktizâ etmekle Devlet Giray ve Gāzî Giray ve Toktamış Giray mâh-ı mezbûrun dokuzuncu [vr. 99a] günü ba‘zı maslahat içün Bucak cânibine irsâl olunup ve yirmi altıncı günü hân dahi azîmet edüp İsma‘il Geçidi nâm mahalle vâsıl oldukda sene-i mezkûrenin Rebî‘ülevveli Toktamış Giray’ın vefâtı haberin işidüp ve “Ve lev şi’tü en ebkiye demen le-bekeytühû / Aleyhi ve lâkin (ne) sâhate’s-sabri evse’” mefhûmuyla âmil oldılar. Hânın nedîmlerinden Kefevî Abdüsselâm Efendizâde Abdülhalîm Efendi latîfe-gûy olmağın müntesiblerden olmağla hânın iltimâsıyla Çelebi rütbesiyle bir mansıba nâil olup mesrûren hânın ma‘iyyetinde Bucak karyelerinden bir karyeye nüzûllerinde Kulak(?) seferesinde kulak salarak kaz ve kuzu kuzzât içündür ve nefi sde huddâmiyye olmaz diyerek ta‘âma ziyâdece girişüp aslâ illet eseri yok iken bir iki sâ‘at mürûrunda harâret istîlâ edüp feryâd ederek ademe kadem basdı. Hân-ı müşârunileyh bin yüz dört Rebî‘ülâhıri evâilinde Bağçesarây’a vâsıl olup def‘a-i evveli hânlığında kalgası olan birâderi Selâmet Giray’ın oğlu Şahin Giray’ı nureddîn eyleyüp, gâh sayd u şikâr ve gâh nüdemâ-yı ma‘ârif-âşinâlarından Buhûrîzâde Itrî ve Nazîm Çelebi ve Hâfız Postî ve Şâmî Dervîş Ali ve Tanbûrî Mehmed ve Santûrî Ali ve Kemânî Hüseyîn ve bunların emsâli zurefâyı hoş edâlarla zevk ü safâlar ederdi ve her birlerine eliyle olan kerem-i hâkānî ve atâ-yı husrevânîsinden mâ‘adâ Buhûrîzâde’ye İstanbul’da esirpazarı kethüdâlığın ve Nazîm Çelebi’ye yemişcibazarbaşılığın recâ edüp ve sâirlerini dahi ala-kadrü’l-kifâye nân-pâre ile nâil-i merâm eyledi. Ol kışı safa ile geçirüp bin yüz beş Şa‘bân’ında tîğ-i murassa‘ ve semmûr kürk ve tîrkeş bahâ ve sekban akçesiyle kapucubaşı ağa nâme-i hümâyûnile gelüp sefere da‘vet etmekle sene-i mezbûre Ramazân’ında asâkir-i Tatar-ı sabâ-reftârile azîmet ve salat-ı ıydı [vr. 99b] Akkirman’da edâdan sonra Erdel cânibine azîmet üzere iken Bacakoğlu ve Zirinoğlu nâm nâ-bekârlar yüz binden mütecâviz küffâr ile Belgrad’ı muhâsara eetdikleri ahbâr olunmağla bi’z-zarûre ol cânibe memûr olup oğlu Sa‘âdet Giray ve Devlet Girayzâde Baht Giray’ı mukaddeme-i asker edüp anların akabinden hân-ı Kırım ve asker-i Tatar ve anların akabinde sadr-ı a‘zam asker-i Osmânî ile kafadar olup ihtimâm üzere teveccüh ve ikdâm eylediler.

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 16

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    [İÜ, Nadir Eserler Ktp., nr. T ][vr. 79b]… bin yüz dört Safer’inin dördüncü günü Edrene kurbüne vâsıl olıcak

    alay tertîb olunup hassaden istikbâl olunmak üzere Kara Mustafa Paşa Sarâyı’na nüzûl eylediler. Mâh-ı mezbûrun onuncu günü huzûr-ı pâdişâha dâhil olup teşrîfât-ı hâniye ile mükerrem olarak def‘a-i sâlise el-Hâc Selîm Giray, hân olunup ve hiz-metinde olan ümerâ-yı Kırım ala-meratibehim hil‘at-ı fâhire ile muğtenim oldılar ve evlâd-ı kirâmından Devlet Giray ve Gāzî Giray ve Toktamış Giray ve Kaplan Giray ve merhûm Azamet Giray Sultânzâde Husâm Giray ma‘iyyetinde olmağla da‘vet içün mahsûs mîrâhûr-ı sânî memûr olup mâh-ı mezbûrun on beşinci günü ol dahi gelüp cümleleri pâdişâh huzûrına da‘vet olundılar. Devlet Giray Sultân’a semmûr kürk giydirülüp kalga ve sâir sultânlara ve cümle etbâ‘aına ala meratibehim hil‘at-ı fâhirelerle ikrâm olundu. Hân-ı âlîşânın birkaç gün meksi iktizâ etmekle kal-gay Devlet Giray ve Gāzî Giray ve Toktamış Giray, mâh-ı mezbûrun on dokuzuncu Pençşenbih günü ba‘zı maslahat içün Bucak tarafına irsâl olundu. Yirmi altıncı günü hân dahi azîmet edüp İsma‘îl [vr. 80a] Geçidi’ne vâsıl oldukda sene-i mezbûre Re-bîülevvelisinde Toktamış Giray’ın âhirete intikāl etdigi haberi vâsıl olıcak “Münka-libdir bu cihânın resm ü râyı tâ ezel/Hasene garalanma câna inkilâb etmek gerek” mefhûmunca hânlık sürûru hüzn ü gussaya münkalib oldu. Ancak hân-ı gayret-şi‘âr sabr u vakār sâhibi olmağın “Ve lev şi’tü en ebkiye demen le-bekeytühû / Aley-hi ve lâkin (ne) sâhate’s-sabri evse’” mefhûmunca izhâr-ı melâl etmedi. Hânın nedîmlerinden Kefevî Abdüsselâm Efendizâde Abdülhalîm sohbeti güzel ve latîfeci olmağla hânın müntesiblerinden idi ve yine hânın iltimâsıyla Çelebi rütbesinde bir mansıba nâil olup izhâr-ı sürûr ederek Bucak karyelerinden bir karyeye nüzûllerinde ta‘âm hâzır mevlânâ-yı mezbûr Kulak(?) seferesinde kulak salarak her ta‘âma bezim içre kaz ve kuzu ve … kımız gerek/Ey Müslümânlar anda bizim barcamız gerek” mefhûmunca kaz ve kuzu ve kuzzât içündür ve nefîsde huddâmiye olmaz deyu latîfe yüzünden ac göz kādı âhar-ı ta‘am olan kaz kebabı kendüsüne tahsîs edüp fevka’ş-şüyu‘ ekl etmekle bir iki sâ‘at mürûrunda mezbûrun vücûdın bir harâret-i garîbe istîlâ eder ki şiddet-i bürûdet-i şitâ iken oldığı hânenin pencerelerin açdırup “Aman yandım” deyu feryâd ederek cân-ı azîzi kaz gibi pervâz etdi. Hân-ı müşârunileyh bin yüz dört Rebî‘ülâhır evâilinde Bağçesarây’a vâsıl olup def‘a-i evveli hânlığında kalgası olan birâderi Selâmet Giray Sultân’ın oğlu Şahin Giray’ı nûreddîn eyledi. Birkaç eyyâm gâh sayd u şikâr ve gâh hoş-edâ ve ma‘ârif-âşinâ… ile evkāt-güzâr oldu. Buhûrîzâde Itrî ve Nazîm Çelebi ve Hâfız Postî ve Şâmî Dervîş Ali ve Tanbûrî Mehmed ve Santûrî Ali ve Kemânî Hüseyîn, husûsan Dervîş Kudda muhâverât ve kıssahânlıkta yektâ olmağla meclislerinde münfek olmazlardı. Her birlerine eliyle etdigi ihsân ve i‘tâdan mâ‘adâ Buhûrîzâde’ye İstanbul’da esirpazarı kethüdâlığın ve Nazîm Çelebi’ye kuruyemiş bazarbaşılığın recâ edüp ve kemânî Ali ve sâirlerinin her birlerine kifâyet mikdârı etmek etdürmekle du‘a-yı hayra mazhar oldu. Ol kış safâ ve ıyş ile geçüp bin yüz beş Şa‘bân’ında murassa‘ kılıç ve kamançe kürkü ve tîrkeş-bahâ ve sekbân akçesiyle pâdişâh kapucubaşısı nâme-i hümâyûn ile gelüp

    Uğur DEMİR

  • 17

    sefere da‘vet etmekle sene-i mezbûre Ramazân’ında asker-i Tatar-ı sabâ-reftâr ile azîmet edüp, bayrâm namâzın Akkirman’da edâ eyledi. Ba‘dehu müşâvere olunup Erdel cânibine azîmet üzere olmuşlariken Bacakoğlu ve Zirinoğlu nâm melâ‘în yüz binden ziyâde küffâr ile Belgrad’ı muhâsaraları mesmû‘ olup [vr. 80b] bi’z-zarûre ol cânibe memûr olmağla evlâd-ı kirâmından Sa‘âdet Giray ve Kalgay Devlet Girayoğlu şöhre-i âfâk Baht Giray mukaddeme-i asker olup akabinden hân-ı gayret-i şi‘âr ve asker-i Tatar-ı hüner-bâr-ı âsâr ve anların akabinde sadr-ı a‘zam kafadar olup teveccüh eylediler.

    [İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, ŞD, nr. ][vr. b]… Kalgay-ı cedîdin ricâl-i devlet ile mu‘ârefesi ziyâde olmağla az

    zamanda hânlık teşrîfâtı gelüp bin yüz elli altı Şevvâl’inin on yedinci gününde Selâmet Giray Hân azl ve Selîm Giray hân olup ammîzâdesi Şahin Giray Sultân’ı kalga ve meşhûr-ı âfâk Baht Girayzâde Selîm Giray’ı nûreddîn eyledi. Selâmet Giray Hân eyyâmında Devlet-i aliyye tarafından Acem cânibine sefer olmağın bir sultân ile asker-i Tatar irsâl etmek husûsunda hatt-ı hümâyûn sâdır olmağla on beş hâneden bir âdem ihrâc olunmak üzer müşâvereleri esnâsında hân-ı müşârunileyh azl olmağın hân-ı cedîd beş hâneden bir âdem tahrîr etdirüp, nûreddîn sultân yanına teslîm edüp Acem tarafına irsâl eyledi. Bi-hükm-i kazâ Acem askeri Tahmas ile musârefet etdiklerinde asker-i Osmânî münhezim olup, asker-i Tatar sultân-ı mez-bûr ile bir mikdâr ğayret-i Tatariye üzere girü dâr ederek [vr. a] sâlimen belki gānimen avdet edüp sefîne ile Kırım’a ubûrlarında sultân-ı mezbûr hastalanup Bağçesâray’da vefât eyleyüp ba‘dehu Safâ Giray Sultânzâde Bahâdır Giray Sultân nûreddîn oldu. Ol esnâda kalgay Şâhîn Giray Sultân’ı Kırım askeriyle üç hâneden bir âdem tahrîr etmek üzere Çerkes cânibine ihrâc edüp, altı yüz mikdârı esîr alınup avdetlerinde hân-ı mezbûr pâdişâha ve sârir ricâl-i devletin her birlerine dühter-i mânend-ahter ve ale’l-husûs gulâm-ı sîm-endâmlar irsâl etmekle ricâl-i devletin merğūb ve mahbûb olup Tuna’nın öte yakasının belki bizim dahi cümle umûrımız size müfevvazdır dimişler didiler.

    [İÜ, Nadir Eserler Ktp., nr. T ][vr. a]… Kaplan Giray Hân-ı âlîşân hazretlerinin ricâl-i devletde kerem-

    dîdesi bî-hesâb belki minelbâb ilelmihrâb çerâğ-ı efzûhateleri olmağla kalgay-ı cedîdin anlarla ma‘ârefesi ziyâde olmağın yüz elli yedi Zilhiccesi’nde hânlık menşûru gelüp mûmâileyh [vr. b] Selîm Giray hân olup ammî Âdil Giray Sultânzâde Şahin Giray’ı kalga ve meşhûr-ı âfâk Baht Giray Sultânzâde Selîm Giray’ı nûreddîn eyledi. Selâmet Giray Hân eyyâmında pâdişâh memûr olmağla on beş hâneden bir âdem tahrîr olunmak üzere müşâvere olunan Acem seferine beş hâneden bir âdem tahrîr olunup, nûreddîn sultân ve ma‘iyyetine Kasım Gi-ray dahi irsâl olundu. Tahmas… sipâs ile mukābelelerinde asker-i Osmânî karârı fi râra tebdîl edicek, nûreddîn-i şecâ‘at-beyn Tatar-ı gayret-i şi‘âr birle bir mikdâr

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 18

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    girü dâr ederek sâlimen belki gānimen avdet eyleyüp Bağçesâray’a vusûlünden çok zemân mürûr etmedin dâr-ı âhırete sefer eyledi ve kalgay Şâhîn Giray’ı üç hâneden bir âdem ihrâc edüp Çerkes tarafına irsâl eyledi. Kalgay-ı âlî-cân altı, yedi yüz mikdâr iğtinâmıyla avdet etmekle ricâl-i devlet tarafl arına dühter-i pâkî-zeler ve ale’l-husûs gulâm-ı sîm-endâmlar irsâl edüp, muhabbet-i ricâl kat kat olup hatta Tuna’nın öte tarafı umûru size müfevvezdir. Belki bizim umûrımuzu dahi murahhassız dimişlerdi deyu nakl ederler.

    Yukarıda mukayese edilen metinler Hurremî’nin eserinin Kalgay Selim Giray’ın isteği üzerine hazırlanan ve bugün İÜ, Nadir Eserler Ktp.’nde bulunan nüshasının farklı bir telif olacak şekilde inşa edildiğini ortaya koymaktadır. Çelebi Akay Târîhi’nin muhtasar ve sadeleştirilmiş hâli olan Nadir Eserler Kütüphanesi’ndeki bu nüshada metne müdahaleler yalnızca bu kadarla sınırlı değildir. Bunun yanında Hurremî’nin ilk telifi nde verdiği bazı tarih ve bilgiler de bizzat müellif tarafından değiştirilmiş veya genişletilmişseafoodplus.info Hurremî’nin ilk telifi nde el-Hâc Selim Giray’ın üçüncü defa Kırım hanı tayin edildiğinde Bahçesaray’a gitmek üzere Kadıköy’den 3 S (14 Ekim )’te ayrıldığı yazar [6, vr. 98b.]. Nadir Eserler’deki telifte ise bu tarih 4 S (15 Ekim ) olarak değiştirilmiştir17[7, vr. 79b]. Yine bu anlamda II. Selâmet Giray’ın Kırım hanlığından azledilip, yerine II. Selim Giray’ın han tayin edilme tarihinde de iki telif arasında farklılık vardır. Nitekim Çelebi Akay’ın ilk telifi nde bu azil ve tayin 17 L (4 Aralık ) olarak kaydedilmişken, Nadir Eserler’deki telifte Z (Ocak–Şubat ) şeklinde düzeltilmiştir [7, vr. a.]

    Çelebi Akay Târîhi’nin Muhtevası ve ÖnemiÇelebi Akay Târîhi, bugüne kadar yapılan çalışmalarda Seyyid Mehmed

    Rıza’nınEs-Seb‘ü’s-Seyyâr adlı tarihininsadeleştirilmiş ve muhtasar hâle getirilmiş bir versiyonu olduğu gerekçesiyle Kırım araştırmalarında maalesef ihmal edilmiştir. Buna mukabil Hurremî’nin hazırladığı eser yanlızca Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ın sadeleştirilmiş hâli değildir. Zira Es-Seb‘ü’s-Seyyâr, yılı hadiseleriyle sonra ermesine karşılık Akay Târîhi, ’lere kadar olan gelişmeleri ihtiva eder. Bunun yanındaHurremî, ’ye kadar olan hadiseleri ihtiva eden Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ı yılı hadiselerinden itibaren takip etmeyi bırakır. Müellif bu tarihten itibaren Abdulgaffar Kırımî’nin Umdetü’l-Ahbâr adlı eseri19 ile kendi müşahedelerini nakleder.

    17 Hurremî’nin bu bilgiyi naklettiği Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’da da tarih 3 S olarak kaydedilmiştir [3s. ].

    18 Nadir Eserler Ktp.’deki bu değişikliğe rağmen doğru tarih Hurremî’nin ilk telifi ndeki gibidir. Nitekim sabık Kırım hanı Selamet Giray’a azledildiğini ve yerine de II. Selim Giray’ın tayin edildiğini bildiren fermân da Evâsıt-ı L tarihlidir [1; 2, s. , hk. ]

    19 Tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde [22] bulunan bu tarih maalesef eksiktir. [Kırımî’nin eseri ve kendisi hakkında bk. 23; 15; 16, s. –].

    Uğur DEMİR

  • 19

    Hurremî, Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ın giriş kısmını atlayarak doğrudan Nuh Tufanı bahsinden itibaren eseri sadeleştirmeye başlamıştır. Müellif, Seyyid Mehmed Rıza’nın girişi yerine kendisi yeni bir dibace kaleme almıştır. Bunun bilinçli bir ter-cih olduğu açıktır; zira Mehmed Rıza, besmele ve hamdeleden sonra I. Mahmud’u ve Osmanlı iktidarını öven ifadelere yer verir. Çelebi Akay ise, eseri hazırlamasını bizzat Kırım Hanı Arslan Giray’ın istemesi ve eserini ona sunmuş olması hasebi-yle Osmanlı sultanını ve hanedanını öven bu ifadeler yerine “Âl-i Cengiz”i “Âl-i Selim” eden Hâcı Selim Giray neslini öven bir mukaddime yazmıştır.

    “Hurremî” mahlaslı Abdurrahman Efendi, Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ı sadeleştirirken, hem birinci hem de ikinci telifl erininin derkenarlarında zaman zaman kendi şiirlerine de yer vermiştir [7, vr. 13a; vr. 15b; vr. 19b]. Mesela bunlardan bir tanesi şöyledir:

    “Olmasa âlem agyârdan ahşâm olsaKapular bağlu olup yâr gül endâm olsaMumyan tâze fi dân tatlu zebân gonca-dehânLebi gül-nâr yüzü gülzâr gözü bâdem olsaÖzü bülbül saçı sünbül yanağı gül lebi mülZülfü câdû gözü âhû ne disek râm olsaBu gönül kuşcagazın sayd u şikâr etmekçünBenleri dâne iki zülfü ise dâm olsaHurremî sûfî değil şeyhi emânât-i Hakk’aTövbeler kor mu keşîde o peri nâm olsa” [7, vr. 22b].

    Çelebi Akay, Hacı Selim Giray’ın dördüncü defa hanlığa tayin edilmesinin (/) anlatıldığı bölümden itibaren Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ı takip etmeyi bırakır. Bunun yerine devam eden hadiseleri Abdulgaffar Kırımî’nin Umdetü’l-Ahbâr adlı tarihinden özetler.Müellif, neden böyle bir tercihte bulunduğuna dair herhangi bir izahatta bulunmaz. Yalnızca İstanbul Üniversitesi’ndeki telifte derkenarda: “Seb‘-i Seyyâr’dan intihâb etdiğimiz bu mahallde temâm olmuşdur. Gafl et olunmaya”[7, vr. b] notu düşülürek, bundan sonra Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ın özetlenmediği uyarısı yapılır; fakat buradan itibaren Hurremî’nin kendi müşahedelerinin mi kaleme alındığı yoksa başka bir eserin mi özetlendiğine dair bir bilgi verilmez. Yaptığımız mukayeseler sonucunda Hurremî’nin ’den iti-baren Umdetü’l-Ahbâr’ıözetlediğini tespit ettik.

    Hurremî, Umdetü’l-Ahbâr’ı da muhtasar hâle getirerek ve kısmen sadeleştirerek eserini ikmal etmiş;fakat Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’a nisbetle daha sade olduğu için Umdetü’l-Ahbâr’dan aldığı bölümlerin diline fazla müdahale etmeden metinleri kısaltmıştır. Aşağıda iki metinden bazı kısımlar mukayese edilmiştir.

    Çelebi Akay Târîhi, (ŞD, nr. , vr. ba)“bin yüz on beş târîhinde el-Hâc Selîm Giray Hân def‘a-i râbi‘a hân olup oğlu

    Gāzî Giray’ı kalga ve yine oğlu Kaplan Giray’ı nûreddîn eyledi. Devlet Giray Hân,

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 20

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    Taman’dan sefîneye binüp ve ba‘dehu Balıklava’dan çıkup karadan Âsitâne’ye azîmetinde Rodos’a nefy etdiler ve Sa‘âdet Giray Sultân, Çerkes’de kaldı. Ve el-Hâc Selîm Giray Hân iş bu hânlığında ekser evkātı alîl ve hastalık ile geçüp âkıbetü’l-emr bin yüz on altı senesinde dâr-ı âhırete intikāl etdi. Müddet-i hükü-meti üç def‘ada yedişer sene olup def‘a-i râbi‘ada bir sene mecmû‘u yirmi iki sene olmuşdur. Ba‘dehu oğlu Gāzî Giray, hân olup Kaplan Giray’ı kalga eyledi. Ol asrda İsveç kralı, Moskov vilâyetini zabt etmek üzere birkaç sene cenk ederek zabt u teshîre karîb olmuşiken bi-hükm-i kazâ bir def‘ada İsvec askeri münhezim olup İsvec kralı beş altı bin mikdârı âdemisiyle hudûd-ı İslâmiyye olan Aksu di-dikleri nehrin kenârına gelüp Çankirman paşasına pâdişâha konağım bana ubûr içün sefîne gönder deyu âdem gönderdükde paşa dahi pâdişâhdan izinsiz olmaz deyu müsâmahası esnâsında İsvec’in akıbinden Moskov taburu erişmekle bi’z-zarûret hazînelerin suya bıragup sallar bağlayorak bir mikdârı suya gark olup dört bin mikdârı âdemiyle suyu ubûr ve ba‘dehu Devlet-i Aliyye’den konaklığa kabûl olunup Bender Kal‘ası civârında iskân etmişdir”

    (Umdetü’l-Ahbâr, [vr. ba] s. )20 “işbu mâbeynde el-Hâc Selîm Giray Hân bin yüz onbeş () târîhidir hân

    olup seafoodplus.info-Hâc Halîm Giray Hân yürüyüp İsmâ‘il Geçidi kasabasına nüzûl idüp andan açıklara binüp Tuna suyuyla Kili’ye geldi. Zümre-i Tatar ahd ü peymânda bî-karâr tâife olmağla giceler ile ba‘zı ağalar ve mirzalar Hâcı Hân’a fi râr ider oldılar. Şîrînlerden ibtida‘ giden Sarı Kadirşâh Beğ ve ba‘dehu Bıyık Mehmed Şâh Beğ şemm ü şemm gitdiler ve kapu halkından ibtidâ giden Devlet Giray Hân’ın defeterdârı olan İnâyetşâh Ağazâde Er Mirza Ağa oldu ki, Hâcı Hân’ın nûreddîni olan oğlu Kaplan Giray Sultân’a gitmişdir. Hülâsa-i kelâm az vaktde cümle asker Hâcı Hân’a fi râr itdiklerinde bi’z-zarûrî Devlet ve Sa‘âdet Giray ba‘zı havâsları ile Kırım’a ve ba‘dehu Çerkes cânibine fi râr itdiler ve birâz müddetden sonra Devlet Giray Hân ibtidâen Taman’dan sefîneye binüpve ba‘dehuBalaklağu’dan çıkupkaradan devlete gitdi ve Rodos’a habse gönderildi ve Sa‘âdet Giray, Çerkes’de kaldı.Ba‘dehu Hâcı Hân, Kırım’a gelüp sâbıkü’l-beyân Rodos’da mah-bûs olan oğlu Gazi Giray’ı kalga ve Kaplan Giray’ı nûreddîn idüp kendü alîl ve nikris marazına mübtelâ ve esker evkātı hareket-i sevdâ-yı merâk[i] zahmetiyle geçüp âkıbetü’l– emr bin yüz on altı () senesinde vefât idüp kalgası olan oğlu Gazi Giray,hân nasb olunup birâderi olan Kaplan Giray’ı ikrâmen kalga itdi. İki buçuk sene mürûrunda Kaplan Giray Sultânricâl-i devletde olan dostları vâsıtasıyla ve bâ-husûs Kal‘a-i Cedîde henüz binâ olunmağla anın istihkâm umûrı içün gelen vezîr-i reviş-i zamîr Ebûkavuk Mehmed Paşa iltimâsıyla hânlık müşârunileyhe te-vcîh olunmak bâbında hayli nâzikane hareketler olunmuş dirler. Gazi Giray Hân-ı sâfî-dil Çerâkese re‘âyâsına istihkâm virmek bâbında ahvâl-i âlemden gāfi l bulu-

    20 Burada, Derya Derin’in tezinde gerekli görülen yerler tarafımızdan orijinal metne bakılarak düzeltilmiştir.

    Uğur DEMİR

  • 21

    nup ve bâ-husûs ol asrda İsveç Kralı, Moskov vilâyetini zabt itmek üzere birkaç seneden berü yürüyüp hatta meşhûr olan Riga nâm kal‘ayı ardına bıragup yedi sekiz kere Moskov taburunu bozup kırarak anı insân değil pürr-meks yerine say-mayuptâ derûn-ı vilâyet-i Moskov olan Barabaş içinde hatmanın tahtı olan Baltova nâm şehre gelüp vilâyet-i Leh’de İstanislav’ı kral nasb ve Barabaş’a Ferapa nâm Kazağı hatman nasb idüp Moskov melâ‘inini mahv itmeğe ancak bir hamlecik kalmışdı çünkü takdîr-i Rabb-ı Kadîr Moskov Devleti’nin mahv olması değil imiş. Baltova civârında bir kere daha cengleri oldu. ”

    Çelebi Akay Târîhi, (ŞD, nr. , vr. b)Mengli Giray iş bu tabur haberin işidüp Kerş semtine azîmet edüp ba‘dehu

    münhezim oldukları mesmû‘ olmağla Karagöz nâm kariyyede birkaç eyyâm ârâm etdiklerinde mizâclarına hastalık ârız olup Karasu’ya geldikde hastalıgı ziyâdelen-megle Bağçesarây’a azîmet edüp bin yüz elli iki senesinde vefât etdiler. Ümerâ-yı Kırım hânın vefâtı haberin Âsitâne’ye i‘lâm edüp âdem gönderdüklerinde sene-i mezbûrenin mâh-ı Zilhiccesi’nin ibtidâsında mirâhûr Firârî Hasan Paşazâde Abdullah Ağa hânlık teşrîfâtın getürüp Selâmet Giray hân olup Gāzî Girayhan-zâde Azamet Giray Sultân’ı kalga ve Âdil Giray Sultânzâde Şahin Giray Sultân’ı nûreddîn eyledi”.

    Umdetü’l-Ahbâr, [vr. ba] s. “Mukaddemâ Mengli Giray Hân hazretleri işbu tabur haberi ile bir mikdâr

    asker ile Kerş semtine azîmet itmiş iken ba‘dehu haber-i ferâh-eser vürûdı hase-biyle Karagöz nâm karyede Ali Paşa Çiftliği’nde birkaç eyyâm ârâm itdikler-inde mizâclarına inhirâf gelüp Karasu Kasabası’na gelüp birkaç gün ikāmet ve hastalıklarıizdiyâd bulmağla ba‘dehu Bağçesarây’ına azîmet, bin yüz elli iki senesi

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 22

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    Koyun Yılı’nda vefât itdiler, rahmetullahi aleyh. Âkıl u reşîd, ehl-i ma‘rifet ve ehl-i dirâyet ü sehâvet pâdişâh idi. Toktamış Giray nâm bir oğlu kaldı. Selâmet Giray Hân bin el-Hâc Selîm Giray Hân pes hân hazretleri vefât itdi ise işbu senenin Zilhiccesi ibtidâsında kalga-yı hân olan Selâmet Giray,hân-ı âlî-şân nasb olunup mîrâhor-ı evvel Firârî Hasan Paşa-zâde Abdullah Ağa teşrîfât-ıhâniyyeyi getürdil.

    Çelebi Akay Târîhi, (ŞD, nr. , vr. a)“Ve yine hân-ı müşârunileyh müte‘addid sarâylar ve iki aded dîvânhâne, bâ-

    husûs Sahib Giray Hân’ın binâsı olan tenkel dîvânının mekânına tertîb-i acîb olmak üzere bir tenkel dîvânı inşâ etdiler. Her gören tahsîn ederler. Ve harem-i sarâya muttasıl yine bir mescid binâ edüp, câmi‘-i şerîfi n hatîbi ve imâmı ve müezzinleri ve kayyımlarının her birlerine evkāf ve tetimmâtını tekmîl etdiler ve pâdişâh tarafından nefîs kitâblar getürüp memhûr ve mahtûm kütübhâne-i âmireye vaz‘ eylediler”.

    Umdetü’l-Ahbâr, [vr. b] s. “ve kezâlik müte‘addid sarây-ı behcet-efzâyı ve iki aded dîvân-hâne-i letâfet-

    nümây binâ‘ olunup kānûn-ı Âl-i Cengiz üzere olan Sâhib Giray bin Mengli Gi-ray Hân binâsı olan tenkel dîvânı ki anın mekânına tertîb-i acîb olmak üzere bir dîvân-ı tenkel inşâ olundı ki nâdirü’l-misl olan mesned-i dîvân-ı hânîdir ve ten-kel dedikleri mevzi‘,Karaçi ümerâsının yevm-i ma‘hûd dîvân-ı hânîde mahall-i cülûslarıdır, ol mahallde bir havz-ı kebîr yapdırup çâr-kûşesinde fevvârelerden mânend-i âb-ı hayât sular icrâ itdirdi. Zemân-ı kadîmde havz-ı mezkûra bal suyu doldurılup ümerâ ıyş [u] nûş iderlerimiş. Elhamdülillahi ala dînü’l-İslâm hâliyâ âb-ı zülâl cereyân idüp atşân olanlar reyyân ve lâzım olanlar abdest alup tahâret-mekân olmuşseafoodplus.info derûn-ı harem-i serâ[y]da hammâmlar ve ibâdet-i hass u gılmân bâhirü’l-ihtisâs içün bir mescîd-i zîbâ ve taşradaki câmi‘-i kebîrde hânân-ı me‘alî-şân edâ-i salâtü’l-Cum‘a iden mekânı tarz-ı dil-ferîb üzere binâ olmuşseafoodplus.infoü’l-insâf olanlar tahsînve âferin itdiler ve câmi‘-i şerîfe hatîb idip ve imâm-ı kırâ‘at-ı elif ve müezzinler ve kâ‘ini tertîb-i evkāf ve tetimmâtını tekmîl itdiler ve taraf-ı pâdişâh-ı Cem-câhdan kütüb-i nefîse-i bî-hemtâ getürdüp vakf-ı sultân Mahmûd hazretleri olmak üzere memhûr ve muhattem kütübhâne-i âmireye vaz‘ itdiler”.

    Hurremî, yılından itibaren hadiseleri Kırımî’nin eserinden özetlemesine rağmen metin içerisinde kendi şiirlerine de yer vermiştir. Mesela Selâmet Giray’ın Mart ’ta Kırım hanı tayin edilmesine, “Vasfıdır lâf degildir didigim Hurre-miyâ/Oldu hân oldıgı târîh-i mu‘înü’z-zü‘afâ ()” şeklinde tarih düşmüştür [6, vr. a]. Selâmet Giray’ın han olduktan sonra iki sene zarfında çifte minareli bir cami inşa ettirmesine de, “Yapup hân Selâmetzâde-i Hâc Selîm Hân kim/Yine âsâr-ı ecdâdını ihyâ kıldı hakkanî/ Ararken Hurremî feyz-i İlahîden gice gündüz çü düşdü kalbine anun bu târîh-i feyz-i Rabbânî ()” diye tarih düşmüş; fakat müel-

    Uğur DEMİR

  • 23

    lifi n bu şiirinin halk tarafından anlaşılması zor olacağı düşüncesiyle İstanbul’dan gönderilen tarih [İstanbul’dan gönderilen ve bugün de mevcut olan kitabe için bk, s. –], kitabe olarak hak edilmiştir [6, vr. a]

    Hurremî, Umdetü’l-Ahbâr’dan özetlediği metne yalnızca kendi şiirlerini değil bazı gözlemlerini de ilave etmiştir. Mesela Selâmet Giray’ın kalgay tayin ettiği Azamet Giray’ın şu sözlerini bizzat kalgayın ağzından nakletmiştir: “Ben nesl-i Cengiz’im. Mağrûr olursam bana artıklık gelmez ancak kalblerinde halkın men-fûru olurum. Ve eger mütevâzı‘ ve halîm olursam bana eksiklik gelmez ancak cemî‘ nâssın mahbûb ve mergūbu olup mevtimden sonra dahi du‘â-yı hayr ile yâd ol-urum” [6, vr. b].

    Umdetü’l-Ahbâr, ’de telif edilmesine rağmen eserin tespit edilen tek nüshası ’ye kadar olan olayları ihtiva eder ve hadiseleri anlatılırken birden kesilir. Bu da elimizdeki nüshanın eksik olduğunu gösterir [15, s. 21]. Bu durum Çelebi Akay Târîhi’nin önemini daha da arttırır. Zira günümüze ulaşmayan Umdetü’l-Ahbâr’ın eksik kısmı Hurremî tarafından görülmüş ve tari-hinde özetlenmişseafoodplus.infoü’l-Ahbâr’ın Hurremî tarafından özetlenen eksik kısmı şu şekildedir: “[vr. b]… Sultân şöyle sultân iken hân-ı âlîşân hazretleri âhır müddetine karîb cüzî husûs içün ‘ve ma tedrî nefsün mâ zâ teksibü gada vemâ tedri nefsün bi eyyi erdin temût’22 fehvâsı üzere müşârunileyh kalgay sultânı azl edüp Kaplan Girayhanzâde Selîm Giray Sultân’ı kalga eyledi. Kalgay-ı cedîdin ricâl-i devlet ile mu‘ârefesi ziyâde olmağla az zamânda hânlık teşrîfâtı gelüp bin yüz elli altı Şevvâl’inin on yedinci gününde Selâmet Giray Hân azl ve Selîm Gi-ray hân olup ammîzâdesi Şahin Giray Sultân’ı kalga ve meşhûr-ı âfâk Baht Gi-rayzâde Selîm Giray’ı nûreddîn eyledi. Selâmet Giray Hân eyyâmında Devlet-i Aliyye tarafından Acem cânibine sefer olmağın bir sultân ile asker-i Tatar irsâl etmek husûsunda hatt-ı hümâyûn sâdır olmağla on beş hâneden bir âdem ihrâc ol-unmak üzere müşâvereleri esnâsında hân-ı müşârunileyh azl olmağın hân-ı cedîd beş hâneden bir âdem tahrîr etdirüp, nûreddîn sultân yanına teslîm edüp Acem tarafına irsâl eyledi. Bi-hükm-i kazâ Acem askeri Tahmas ile musârefet etdikler-inde asker-i Osmânî münhezim olup, asker-i Tatar sultân-ı mezbûr ile bir mikdâr gayret-i Tatariye üzere girü dâr ederek [vr. a] sâlimen belki gānimen avdet edüp sefîne ile Kırım’a ubûrlarında sultân-ı mezbûr hastalanup Bağçesâray’da vefât eyleyüp ba‘dehu Safâ Giray Sultânzâde Bahâdır Giray Sultân nûreddîn oldu. Ol esnâda kalgay Şahin Giray Sultân’ı Kırım askeriyle üç hâneden bir âdem tahrîr

    21 Selamet Giray tarafından inşa edilen camiye ikinci minarenin ne zaman yapıldığı hususunda araştırmacılar farklı görüşler ileri sürmüştür. Bunlardan Ferrari, Han Camii’ne XVIII. yüzyılın ilk yarısında ikinci minarenin yapılmasının pek mümkün olmadığını, bunun ancak Rus hâkimiyeti döneminde mümkün olduğunu belirtir [17, s. –]. Hem Kırımî’nin hem de Hurremî’nin yazdıkları Han Camii’nin iki minareli olarak ’de Selâmet Giray tarafından inşa ettirildiğini ortaya koyar.

    22 “Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez” (Lokmân Suresi, âyet).

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 24

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    etmek üzere Çerkes cânibine ihrâc edüp, altı yüz mikdârı esîr alınup avdetlerinde hân-ı mezbûr pâdişâha ve sâir ricâl-i devletin her birlerine dühter-i mânend-ahter ve ale’l-husûs gulâm-ı sîm-endâmlar irsâl etmekle ricâl-i devletin merğūb ve mah-bûb olup Tuna’nın öte yakasının belki bizim dahi cümle umûrımız size müfevvazdır dimişler didiler. Ba‘dehu hân dahi mücerred ikrâmen devlet tarafına da‘vet olunup mu‘azzez ve mükerrem avdetinde Kalgay Şahin Giray Sultân’ı azl edüp çiftligine îsâl içün pâdişâh tarafından bir ağa Kırım’a gelüp hân, Bucak tarafında iken kal-gay sultânı alup gitdikden sonra hân dahi Bağçesarây’a gelüp Nûreddîn Bahâdır Giray Sultân’ı kalga ve Mehmed Giray Sultânzâde Ahmed Girây’ı nûreddîn ey-ledi. Ba‘de-zamân hükümetinden dört yıl, yedi ay mürûrunda Bağçesarây’ında hastalanup âhirü’l-emr “Vesviyü’l-mevt beyne’l-fakir ve’l-emîr ve’s-sultân” mef-hûmunun masdûku oldu. Ba‘dehu ricâl-i Kırım ta‘ziye içün Kalgay Bahâdır Giray Sultân’a geldiklerinde müşâvere edüp hânın mevti haberin pâdişâh tarafına i‘lâm etdiler”.

    Hurremî, Arslan Giray’ın Mayıs’ında han tayin edilmesinden itibaren meydana gelen hadiseleri ise bizzat kendi müşahedelerine göre kaleme almıştır. Bu dönemle ilgili olarak önce Arslan Giray’ın şeceresini vermiş, Feth Girayzâde Selim Giray’ın kalgay, Kırım Giray’ın da nureddin tayin edildiğini zikrettikten sonra gelişmeleri anlatmaya başlamıştır. Bu minvalde şunları kaydetmiştir “Ve yine Feth Giray Hân’ın oğulları ve kızları ve sâir horendelerini bi’l-cümle Kırım’a getürüp her birlerini mu‘azzez ve mükerrem eyledi. Yine Feth Giray Hânzâde Mehmed Giray Sultân’ı Or begi etmişdi. Ba‘de-zamân azl eyledikde kalgay-ı âlî-cân Sûltân Selîm Giray işitdikde, “Hân-ı âlîşân hazretleri bizleri perâkende ve perîşân iken bir yere cem‘ edüp birimizi kalga ve birimizi Or begi ve sâirlerimizi dahi ala-merâtibehim her birlerine in‘âmât ve ihsânât etmiş. Efendimiz ve velîü’n-ni‘amımızdır. Bizlere düşen azl etseler dahi medh ü senâlar ve hayr du‘âlarında olmakdır” didiklerini bu hakir yanında bulunmağın işidüp tahsîn etmişdir. Müşârunileyh hân-ı âlîşân hazretlerinin zamân-ı sa‘âdetlerinde emn ü râhat ve yümn ü bereket ve sıhhat ve âfi yet olmağla herkes köşe-i selâmetde ve birbirleriyle muhabbetde olup ehl-i insâf olanlar ömr ü devleti ed‘iyyesine iştiğāl üzere oldılar. Hân-ı müşârunileyh hazretleri “el-veledün sırru ebîh” mefhûmu üzere Devlet Giray-ı şecâ‘at-unvân gibi “eşiddâu alel kuffâri ruhamâu beynehum”24âyet-i kerîme fehvâsı üzere küffâra şedîd ise de mümîne rahîm olmağın “Kable’l-mümin arşü’r-rahmet” hadîs-i şerîf masdûkunca herkesin kulûbunu cezb ve ale’l-husûs lâzımü’l-ihtirâm olan ulemâya ziyâde i‘tibâr ederdi. Ve hizmet-i kazâyı kimseye tebîd etmeyüp bi-hasbe’l-istihkāk ala-merâtibehim nöbet ile tevcîh eyleyüp ehl-i ulemanın her birlerini tatyîb etmede olurdu. “İnnes-salâte kânet alel mü’minîne

    23 Burada Hurremî’nin ilk telifi olan İAE, ŞD, nr. esas alınmıştır. İÜ, Nadir Eserler (nr. T )’deki nüsha ise ikinci telif olup, ilk telife göre farklılıklar ihtiva eder.

    24 “Küffara karşı çok çetin, kendi aralarında gayet merhametlidirler”, Fetih Sûresi, âyet.

    Uğur DEMİR

  • 25

    kitâben mevkûtâ” âyet-i kerîme mûcebi üzere beş vakt namazâ ğāyet ihtimâm ve “men katele nefsen bi gayri nefsin [ev fesâdin fîl ardı] fe ke ennemâ katelen nâse cemîa”25 masdûku üzere Hakk Te‘âlâ Hazretleri’nin binâsını hedm etmeden ictinâb-ı tâm üzere idi. “el-müminûn ıyâlü’s-sultân” mefhûmunu cezm edüp, Or ve Ribat’da kal‘alar ve handaklar ve yine Üç Oba ve Çungar ve Çavaş nâm ma-hallerde tabyalar ve handaklar etdirüp hıfz-ı hudûd [vr. a] ve sedd-i suğūrda himmet-i şâhânesini sarf etmişdi. “Ülemâü ümmeti keenbiyâi benî İsrâile”26 hadîs-i şerîfi nin mefhûmıyla âmil olup ulema[ya] rağbetden nâşî Bağçesarâyında câmi‘-i kebîr kurbünde bir medrese-i rûh-efzâ ve bir mekteb-i dül-küşâ dahi binâ edüp “İnnema ya‘muru mesâcidAllahi men amene billahi vel ahıri”27 âyet-i kerîme masdûku üzere Gözleve’de vâkı‘ câmi‘-i hânı harâba müşrif iken ta‘mîr ve ihyâ ve evvelden dahi rûşen ve a‘lâ edüp “zikr-i ülfet ömre el-sânî” mefhûmunu teyakkun ederek cüzhânlara her gün tilâvet-i Kur’an etdirüp ve “ve nektubu mâ kaddemû ve âsârehum”28 mazmûnu üzere cârî olup Gözleve ve Akmescid ve Otar koyunda çeşmeler icrâ edüp ve iş bu hayrâtın cümlelerinin evkāf ve tetimmâtını dahi bi’l-cümle tekmîl eyledi [Arslan Giray’ın bu vakfi yeleri hakkında bk. 13, s. –]. “İnne dehran yelüffü şemlî bi-sa’dî / Le-zemânün yehümmü bi’l-ihsâni” mefhûmu üzere sâirlerde birer birer bulunan belki bulunmayan hısâl-ı hamîdelerin cümlesini câmi‘ olup “Netice eyledi intâc kazıyye şekl evvelden/Görürse şek ederdi haml ulu vaz‘-ı ahrâya” üslûbu üzere dünyevî ve uhrevî bahtına her gün her işiden reşk ü tahsîn ederlerdi”.

    Abdurrahman Efendi’nin ’den itibaren Arslan Giray’ın hanlık devri hakkında anlattıkları daha sonraki tarihçilerin en önemli müracaat kaynağı olmuştur. Nitekim Halim Giray, Gülbün-i Hânân adlı eserinde mezkur dönemi Çelebi Akay Târîhi’nden özetlemiştir [5, s. ].

    Çelebi Akay, tarihinin ilk telifi ni Arslan Giray’ı öven şu kasidesi ile bitirir: “Hurrem ü handân olaldan ol gül-i Âl-i selîmGülistâna döndü bâg-ı milket-i sahn-ı KırımBâg-ı medhinden fesâhatdan dem urdu andelîbÖte turur gûyâ ma‘nada olmuşdur NedîmEhl-i diller dilleri güller gibi açıldı hepEl-hulâsa emn ü râhat geldi gitdi havf u bîmÂl-i devlet-i sıgardı(?) Arslân Giray Hân hazretiZâde-i Devlet Giray Hân zübde-i Âl-i SelîmSöylemek anı şecâ‘at içre hiç hâcet degil

    25 “[Kim], haksız yere bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur”, Maide Sûresi, âyet.

    26 “Ümmetimin uleması, Beni İsrail’in Peygamberleri gibidir” “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe [inanan, namazı dosdoğru

    kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler] imar eder”, Tevbe Sûresi, âyet.

    28 “Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız”, Yâsin Suresi, âyet.

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 26

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    Uğur DEMİR

  • 27

    Şâ‘irâne söz gerekmez vâkı‘an yazmak yeterHer sözime ser-fürûdur hâh u nâ-hâh hasîmMedhinin pâyânı yokdur epsem ol ey HurremîBir du‘â kıl muhtasar ammâ veli kadri cesîmYayı aya hançeri mirrîhe arşa kılıcıCûdî-i bî-add ömrü bî-had ola, devletde mukim”.

    Kalgay Selim Giray’ın isteği üzerine hazırlanan ve bir nüshası da İÜ Nadir Es-erler Ktp.’de bulunan Çelebi Akay’ın eserinin ikinci telifi ise Hurremî’nin kalgayı öven şu gazeli ile biter [7, vr. a–b]:

    “Kalmaz hamd-i kerîm etmez Âl-i SelîmZîrâ kalgay-ı Kırım bir kerem-kân-ı SelîmMedh-i gülde bülbül okur hezâr dâsitânBege degmez mi şehâ bir gülistân-ı SelîmNâm-ı meydânı şehm anmaz idi kahramânGörmüş olursa eger böyle meydân-ı SelîmSelb ü îcâbı bütün geçdi şekl-i evveliAdl olupdur şimdi tahsîl-i mîzânı SelîmKıymet-i ilm ü hüner bildügüni bildilerSa‘y-ı ilme başladı şimdi yârân-ı SelîmÜtfu-ı bî-haddin gören düşdü bu ümîde kimElf ihsânı alup ola hassân-ı SelîmCûd-ı ma‘nî dime ana atal-i HusrevinZîrâ Cengiz-zâde hakan-ı zûşân-ı SelîmGörse cevrin defter-i cûdu hâtem tayy ederÇün taşar gıtmazsa(?) ummânı feyezânı SelîmZer rezmeRüstem bezme Cem cümle AfrâsyâbZâde-i Feth Giray Hân-ı Sultân-ı SelîmUyhuda rüyâda zâhir nice bilsün anıÂciz iken şimdi künhünde yakzân-ı SelîmVar kıyâs et nidügün âdını yâd edeneMantıku’t-Tayr ögredür ana mürgân-ı SelîmŞi‘rime hâsed gazel derse bilmez hikmetiSöz güherdir kıymeti katre-i seylân-ı SelîmHurremî bahr-i müeyyedde dögünmek ola mıDögünür mü vasf şeh hiç ummân-ı SelîmKaldır el ile du‘â ola makbûl-ı HudâNûr-ı na‘îme ede leme‘an-ı SelîmÖmr ü devlet-i nîk-nâmdır ziyâ-yı müstedâmBâd-pâ şahd-ı vücûd mâh-ı şâhân-ı SelîmYayın ay hançerin tuta mirrîh-i felekArş-ı a‘lâ-yı berrin-i tîg-i bürrân-ı Selîm”.

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 28

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    SONUÇ“Çelebi Akay Târîhi”, bizzat Kırım Hanı Arslan Giray’ın isteğiyle Seyyid

    Mehmed Rıza’nın Es-Seb‘ü’s-Seyyâr adlı eserinin sadeleştirilerek muhtasar hâle getirilmesi gayesiyle hazırlanmıştır. Buna mukabil Abdurrahman Efendi, ’ye kadar gelişmeleri ihtiva eden Es-Seb‘ü’s-Seyyâr’ı ’den itibaren takip etmeyi bırakmış ve bunun yerine Abdulgaffar Kırımî’nin Umdetü’l-Ahbâr adlı eserini takip etmeye başlamıştır. Ayrıca mezkur tarihten itibaren kendi müşahedelerine de yer vermiştir.

    Umdetü’l-Ahbâr’ın günümüze tek nüshası ulaşmıştır ve bu da, ’ye kadar gelmesi gerekirken hadiselerinde birden bire kesildiğinden eksiktir. Hur-remî, Abdulgaffar Kırımî’nin eserinin tam hâlini görmüş ve ile yılları arasındaki gelişmeleri Umdetü’l-Ahbâr’dan özetlemiştir. Bu bağlamda Çelebi Akay Târîhi, şimdilikUmdetü’l-Ahbâr’ın kayıp olan ve – yılları arasındaki kısmının muhtevasına dair bilgi ihtiva eden yegane kaynaktır.

    Abdurrahman Efendi, ’den ’lere kadar olan gelişmeleri ise kendi müşahedelerine göre kaleme almıştır ve mezkur döneme dair şimdilik elimizdeki tek ana kaynak da Çelebi Akay Târîhi’dir.

    Çelebi Akay Târîhi’nin ilk telifi , istendiği ölçüde sade bulunmamış ve bunun üzerine Abdurrahman Efendi, bugüne kadar tespit edilememesine rağmen, tarihini ikinci defa yeniden hazırlamıştır. Yeni telif, bir öncekine nazaran daha az Arapça ve Farsça’yı ihtiva etmekte ve yüzyıl Kırım Türkçesine dair daha fazla bilgi seafoodplus.info yüzden ikinci telif Çelebi Akay Târîhi de, tarih araştırmalarında olduğu kadar dil araştırmalarında da ihmal edilmemelidir. Bu yüzden her iki telif demüstakil olarak neşredilmelidir.

    Kırım’ın önemli şairlerinden olan ve Hurremî mahlasıyla şiirler kaleme alan Abdurrahman Efendi’nin hayatına dair en önemli kaynağın Çelebi Akay Târîhi olması da eserin değerini arttırmaktadır. Bu minvalde müellifi n hem birinci hem de ikinci telifl erinde yer verdiği ve günümüze ulaşan divanlarında mevcut olmayan şiirleri, bazı hadiselere düştüğü tarihler ve Arslan Giray’a yazdığı kaside ile Selim Giray’a yazdığı gazel Hurremî’nin biyografi sine dair, diğer kaynaklarda bulunma-yan önemli verilerdir.

    REFERENCESARŞIV KAYNAKLARI

    1. BOA, seafoodplus.info, nr. 2. BOA, Mühimme Defteri, nr. “Es-Seb‘ü’s-Seyyâr Fî Ahbâr-ı Mülûki’t-Tatar” (Tenkitli Metin Neşri, İnceleme),

    haz. Yavuz Söylemez, Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir,

    4. Halim Giray Sultan, “Gülbün-i Hânân”, haz. Sadi Çögenli-Recep Toparlı, Erzurum,

    Uğur DEMİR

  • 29

    5. Halim Giray, “Gülbün-ü Hânân (Kırım Hanları Tarihi)” Değerlendirme-Metin-Tıpkıbasım, haz. Alper Başer–Alper Günaydın, ed. Bekir Günay, İstanbul,

    6. İAE, ŞD, nr. , vr. 82b7. İÜ, Nadir Eserler Ktp, nr. T Sa‘îd Giray b. Sa‘âdet Giray Hân, “Târîh-i Sa‘îd Giray Hân”, Berlin Statsbibliotek,

    nr. YAZMALAR

    9. Afyoncu Erhan, “Tanzimat Öncesi Osmanlı Tarihi Araştırmaları Rehberi”, İstanbul,

    Babınger Franz, “Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri”, çev. Coşkun Üçok, Ankara, Başer Alper, “Kırım Hanlığı Tarihini Konu Alan Müstakil Eserler ve Yeni Bir

    Kaynak, Tarih-i Mevkûfati”,Turkish Studies, 6/1 (Kış ), s– Bıyık Ömer, “Kırım’ın İdari ve Sosyal Tarihi (–)”, İstanbul, Çınar Hüseyin, “Arslan Giray Han ve Kırım’ın Yeniden İmârında Vakıfl arın

    Rolü”,Vakıfl ar Dergisi, XXX, Ankara, , s. – Coşan Esad, “Bazı Yazmalarda Görülen Bilmeceli Tarih Kayıtları”, İslam İlimleri

    Enstitüsü Dergisi, II, Ankara, Derin Derya, “Abdülgaffar Kırımî’nin Umdet’ül-Ahbar’ına (Umdet’üt-Tevarih)

    Göre Kırım Tarihi”, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara,

    Ersoy Ersen – Öztürk, Uğur, “Umdetü’l-ahbâr’da Şair Biyografi leri”, Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 5, İstanbul, , s. –

    Ferrari Nicole Kançal, “Kırım’dan Kalan Miras,Hansaray”, İstanbul, Heywood C.J., “Review”, Bulletin of the School of Oriental and African Studies,

    39/2, Londra, , s. – “İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yazma Eserler Kataloğu”, II, haz. Günay Kut

    vd., İstanbul, Kellner-HeınkeleBarbara, “Crimean Tatar and Nogay Scholars of the 18th

    Century”, Muslim Culture in Russia and Central Asia From The 18th Century To The Early 20th Centuries, eds. Michael Kemper – Anke von Kügelgen – Dmitriy Yermakov, Berlin,

    Kellner-Heinkele Barbara, “Aus den Sa‘id Girây Sultân Eine zeitgenössiche Quelle zur Geschischte des Chanats der Krim die Mmitte des Jahrhunderts”, Hamburg,

    Kırımî el-hâc Abdulgaffar, “Umdetü’t-Tevârîh”, Esad Efendi Kısmı, nr. Kırımî Abdülgaffar, “Umdetü’t-Tevârîh”, haz. Necib Asım, İstanbul, “Mısır Millî Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu (–)”, I, Mısır, Negrı A., “İzvleçeniya iz Turetskoy Rukopisi Obşçestva, Soderjaşçey İstoriyu

    Krımskih Hanov”, Zapiski Odesskago Obşçestva, I (Odessa, ), s. – Samoylovıç A. N., “Predvaritelnoye Soobşçeniye o Novom Spiske Sokraşçeniya

    ‘Semi Planet’ Muhammeda Rizı”, İzbrannıye Trudı o Krıme, Simferopol, Seyit Yahya Nariman, “Hurremi Kırımî ve Yedisanname’si”, IV. Uluslararası

    Büyük Türk Dili Kurultayı, 26–28 Eylül , Akmescit, Smırnov V. D., “Krımskoye Hanstvo pod Verhovenstvom Ottomanskoy Portı do

    Naçala XVIII v.”, St. Petersburg,

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 30

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    Söylemez Yavuz, “Kırım Hanlığı Tarihine Müteallik Mühim Bir Kaynak: Es-Seb‘ü’s-Seyyâr fî Ahbâr-ı Mülûki’t-Tatar”, Doğu Avrupa Türk Mirasının Son Kalesi Kırım, ed. Yücel Öztürk, İstanbul, , s. –

    Yakıt İsmail, “Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme”, İstanbul Zaytsev I. V., “Krımskaya İstoriografi çeskaya Traditsiya XV–XIX Vekov”,

    Vostoçnaya Literatura, Moskova, Seytyagyayev N. S., “V. Vernadskiy adına milliy ilmiy kitaphaneniñ elyazma

    bölüginde bulunğan qırımtatar ve türk tarihları, tilleri ve edebiyatları böyünca malzemeler”. Available at: seafoodplus.info).

    Available at: seafoodplus.info?k=

    Yazar hakkında: Uğur DEMİR – Dr. Sci, Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Böl. (Göztepe Kampüsü / Kadıköy – İstanbul, Türkiye); [email&#;protected]

    Uğur DEMİR

    Не изученный источник Крымского ханстваИстория Челеби АкайУгур Демир(Университет Мармара, Стамбул)

    Аннотация.В статье рассматривается «История» Хурреми Абдурахмана Эфенди – од-

    ного из наиболее выдающихся поэтов Крыма своего времени, известного как Челеби Акай. Труд был подготовлен по просьбе крымского хана Арслан Гирая, с целью сократить и облегчить для понимания работу Сейид Мухаме-да Ризы «Ассеб о-ссейяр» или «Семь планет». В новом издании Абдурахман эфенди уменьшил содержание арабских и персидских слов, а также дал боль-ше информации о Крыме XVIII века.

    «История» Челеби Акая представляет собой уникальный труд, который содержит фрагменты из «Умдат аль-Ахбар». Произведение является важным источником по истории Крымского ханства.

    Ключевые слова: Абдурахман Эфенди, «История» Челеби Акая, Крымское ханство, Сейид Мухамед Риза, «Семь планет»: Абд аль-Гаффар Кырыми.

    Сведения об авторе: Угур Демир – доктор наук, университет Мармара, факультет искусства и литературы, кафедра истории (Кампус Гёзтепе /Кадыкёй-Стамбул, Турция); [email&#;protected]

  • 31

    “Chelebi Akay Tarihi” – neglected Crimean Khanate source

    Uğur Demir(Marmara University, Istambul)

    Abstract: This study deals with the work(s) of Çeleby Akay, they are very important , however, they are mostly neglected sources of the Crimean Khanate. This study consists of three chapters. After a short introduction, the life of Hurremî Abdurrahman Efendi who was known as Çelebi Akay; the name and the writing time of his history; the reason why he wrote his work; number of his work’s reproduction; the persons for whom the work was reproduced; Hurremî’s history’s relation with the Seyyid Mehmed Rıza’s Es-Seb ‘ü’s-Seyyâr and Abdulgaffar Kırımî’s, Umdetü’l-Ahbâr are discussed. Also, it is stressed that Çelebi Akay Târîh is not only a historical source but one of the important works that refl ects the 18th century Crimean Turks (Crimean Tatars).

    Keywords: Abdurrahman Efendi, Crimean Khanate, Çeleb Akay Târîhi” Hürremi Abdurrahman Efendi, Seyyid Mehmed Rıza, Abdülgaffar Kırımî, Es-Seb‘üs-Seyyâr, Umdet’ül-Ahbâr.

    About the author: Ugur Demir – Dr. Sci, Marmara University, Faculty of Arts and Sciences, Department of History ( Göztepe Kampüsü / Kadıköy, İstanbul, Turkey); [email&#;protected]

    İhmal edilen bir Kırım hanlığı kaynağı: Çelebi Akay Târîhi

  • 32

    КРЫМСКОЕ ИСТОРИЧЕСКОЕ ОБОЗРЕНИЕ № 1.

    УДК ()"19"

    Архивные документы о сборе продовольственного налога в Симферопольском уезде в – гг.

    Лариса Королева (Крымский инженерно-педагогический университет)

    Анн

  • RÜYADA ABI GÖRMEK

    &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; *

    &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;, &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; «Anika × » &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; Anika

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#; &#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; (&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;) &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; Anika

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; !

    &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;? &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;!))) &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;.

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;

    &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;, &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; (&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;)

    + 50 &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; !

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; *

    &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;, &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; «Anika × » &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; Anika

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#; &#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; (&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;) &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; 50 &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; Anika.

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; !

    &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;? &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;!))) &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;.

    &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;

    Feb 24, Rüyada çok uzun yılan görmek nedir ve rüyada çok sayıda ölmüş yılan görmek ne anlama geldiği araştırılıyor. Rüyada yılan görmek, düşmana işaret olduğu bilinir. Peki, Feb 24, Rüyasından kara böcek gören kimse, rüyada kara fatma böceği görmek ve rüyada büyük kara böcek görmek ne demek olduğu araştırılıyor. Rüyada kara böcek görmek ne anlama gelir ve. Rüyada abi görmek girdiği her ortamda sevilip, sayılacağına, yeni işlere atılma fırsatı elde edeceğine, yeni gayrimenkuller veya mallar alınacağına, onlarla her geçen gün daha bir Feb 24, Rüyada çok uzun yılan görmek nedir ve rüyada çok sayıda ölmüş yılan görmek ne anlama geldiği araştırılıyor. Rüyada yılan görmek, düşmana işaret olduğu bilinir. Peki, Oct 24, Rüyada abi görmek, kişinin başarılı ve maddi açıdan güçlü olacağına işarettir. Sıkıntıların son bulacağına ve umutların artacağına da işarettir. Dec 17, Rüyada abi görmek imam nablusi gördüyseniz: Duygusal açıdan ise kalbinizi açmış, ilgilendiğiniz bir insanın hayatınıza girmesini bekliyorsunuz. Rüyada imam görmek imam nablusi çevresinde art niyetli ve kem gözlü kişilerin bulunmayacağına, çok büyük bir ferahlama yaşayacağına ve bu sayede çok huzurlu bir döneme gireceğine inanılır. Rüyada Abi Görmek Tabiri ve Yorumu Upload, share, download and embed your videos. Watch premium and official videos free online. Download Millions Of Videos Online. The Feb 10, Rüyada abi görmek ihya yorumu, abinizle iyi geçinmek ve birbirinize destek olmaya yorumlanır. Gelecek günlerde plan ve projelerinizi hayat geçirmekte abinizden Psikolojik olarak Rüyada pirinç pilavı yiyen birini görmek yorumu. Psikolojik olarak rüyada pirinç pilavı yiyen birini görmek kendi işini kurup hayallerini teker teker yerine getireceğine, kardeşler arasında büyük sorunlar yaşanacağına, geçmişten gelen ve kişiye mutluluk veren bir haber sayesinde bir yolculuğa çıkılacağına, gücünü ve itibarını geri kazanacağına. kangalın ısırma gücü Feb 17, Surface Studio vs iMac Which Should You Pick. 5 Ways to Connect Wireless Headphones to TV. Design kere elhamdülillah demenin faziletitoptan ucuz fincan takımları Dec 17, Rüyada abi görmek imam nablusi sorunlarından ve sıkıntılarından bu sayede kurtulacağına, bir fitne çıkarmaya, iş hayatı ile ilgili bazı adımların atılacağına, Feb 1, Rüyada abisini gören kişi hiç yokluk ve kıtlık çekmez, kesesi her zaman para, evi de nimet dolu olur. Rüyada abi görmek zenginlik ve iyi yaşam anlamına da Feb 9, Rüyada abi görmek. Rüyada abla abi görmek zor zamanların kolay bir şekilde atlatılacağına, hayır getirecek bir konuda çalışacağına, bir durumun kişiye maddi anlamda büyük kazanç sağlayacağına, hakkı olanlara kavuşacağına, sevdiklerini koruyacağına, bedenen de ruhen de şifa bulacağına işaret etmektedir Rüya. xbox one gamepad Rüyada küs abi görmek sükûnetin ve huzurun hâkim olacağına, gam ve kasavetin de uçup gideceğine, daha sonra bu durumların kırgınlığa kadar gideceğine, zor günler geçirileceğine, sorunların günden güne artacağına, kişinin daha önce hiç yaşamadığı kadar rahat koşullarda yaşayacağına, maddi anlamda güçleneceğine, yüzünü güldürecek kısmetlerini Feb 23, Rüyasında patlama gören kişi, rüyada büyük bir patlama görmek ne demek ve rüyada denizde patlama görmek nedir sorularına yanıt arıyor. Rüyada gökyüzünde patlama görmek ne demek. Rüyada abi ile evlenmek, ailede erkeklere daha çok değer verildiğini kızların ikinci planla olduğunu ve sizin de bu durumdan çok rahatsız olduğunuzun işaretidir. Rüyada vefat Jul 27, Rüyada sevdiği kişinin abisini görmek. Abi rüyaları, kişi rüyaları İlk yorumu sen yaz. Rüyada sevdiği kişinin abisini görmek elinde bulunan imkânları çok iyi Feb 14, Surface Studio vs iMac Which Should You Pick. 5 Ways to Connect Wireless Headphones to TV. Design Feb 10, Rüyada küs abi yenge görmek yeni bir birlikteliğin can bulacağına, maddi olarak çok iyi bir duruma geleceğine, yoluna çıkan engelleri herhangi bir yardım almadan Rüyada abi ağabey görmek eğer gerçekte kardeşiniz yoksa yakında sevinçli bir haber alacağınıza; varsa; mal ve para sahibi olacağınıza ve işlerinizi daha da ileriye Feb 21, Rüyada abi görmek, tehlikelerden uzakta ve güvende olamaya işaret eder. Aynı zamanda hayatın güzel ve uzun olacağına delalet eder. Rüyasında abisini gören kişinin rüyası nüfuslu ve maddi olarak güçlü biri olacağı, hayatta sıkıntı ve zorluk çekmeyeceği anlamına gelir. Rüyada abisini gören kişi hiç yokluk ve kıtlık çekmez, kesesi her zaman Nov 18, Rüyada öz abi görmek günahtan, ayıptan, fenalıktan, kötülükten, art niyetten, haramdan ve zinadan uzak duracağına, gerçek dostluklarına odaklanacağına, istanbul haritasını göster Feb 24, RÜYADA DÜŞMAN ASKER GÖRMEK NEDİR. Rüyada düşman asker, günlük yaşamda belirli sorunları çözeceğiniz anlamına gelir. Aynı zamanda sorunu çözeceğinize veya düşmanınızla. Jun 23, Rüyada abi görmek, rüya sahibinin hayat boyunca karşılaştığı zorluklara karşı her zaman dirençli olacağına işaret eder. Uzun ve güzel bir ömre yorulur. kaymakamlık çıkmış sorular kitabı Rüyada abi görmek onlarla kavgalı dahi olsanız büyüklerinizin desteğine ihtiyacınız olduğunun göstergesidir. Rüyada abinizle kavga ettiğinizi görmek size çok.

    &#;&#;&#;&#;&#; !

    &#;&#;&#;&#;&#; «Anika x » &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; ! &#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; ! &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; «&#;&#;&#;&#;&#;&#;» &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#; !

    &#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#; e-mail &#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; «Anika.

    &#;&#;&#;&#;&#; !

    &#;&#;&#;&#;&#; «Anika x » &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; ! &#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; ! &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; «&#;&#;&#;&#;&#;&#;» &#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#;&#; !

    &#;&#;&#;&#; &#;&#; &#;&#;&#; e-mail &#;&#;&#; &#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#; «Anika.

    nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir