atatürk orduya katıldığında rütbesi neydi / Atatürk'le Samsuna Çıkanlar

Atatürk Orduya Katıldığında Rütbesi Neydi

atatürk orduya katıldığında rütbesi neydi

İçindekiler

Atatürk orduya hangi rütbeyle katılmıştır? sorusun cevabını bu konumuzda yanıtlayacağız.

Atatürk ilk olarak teğmen rütbesi ile harp okulundan mezun olmuştur. Atatürk&#; ün sınıf numarası ise &#; tür. Harp okullarında halen numarası kimseye verilmez ve kulelide ki odası kapalı bir şekilde muhafaza edilmektedir. Atatürk daha sonra yüzbaşı rütbesiyle harp akademisini bitirmiştir. ve yılları arasında Şam 5. ordu emrinde görev yapmıştır. yılında hareket ordusunun başına geçerek Kurmay Yüzbaşı rütbesini aldı. Daha sonraları ise yılında Fransa&#; ya gönderildi ve Picardie manevrasına katıldı. yılında Genelkurmay başkanlığına atandı ve İtalyanlara karşı tomruk savaşını kazanmıştır.

Rütbe itibariyle ordular onun emrinde olsalar dahi askerleri tarafından çok sevilir ve saygı duyulurdu. Atatürk 6 Mart yılında Derne komutanlığına getirildi. yılında Binbaşı rütbesini alarak başarı basamaklarını birer birer hızlı ve kararlı adımlarla tırmanıyordu. yılın da Sofya&#;ya Ateşe olarak göreve getirildi. 16 Şubat tarihinde Atatürk Sofya da görev yaparken Yarbay rütbesine getirildi. yılında Albay, 1 Nisan yılında Tuğgeneral, 6 Mart yılında ise Tümgeneral olarak görev yaptı. Canından çok sevdiği vatanı ve ordusu için daha fazla hizmet edebilmek için 8 Eylül yılında yayınladığı bildiriler ile görevinden ve ordudaki yerinden istifa etmiştir.

Atatürk Ve Ordusu

Atatürk için ordu çok önemli bir etkendi. Düşman işgalinde bilfiil işgal altında ki toprakları alabilmek için zekice hamleler yapması gerekiyordu. Nitekim doğru hamleler ve üstün zekâsı ile savaşta ki politik konum olan orduyu eski günlerine taşımış ve halkın da desteği ile yeni bir ordu kurmuştur.

Atatürk Zekâsı

Atatürk zekâsı ve bilgisi ile orduda ve sınıfında hemen sivrilmişti. Harp okulun da dahi sınıfta ki başarılarından dolayı onu sınıf çavuşu olarak seçmişlerdi. Zekâsı onu her yerde başarıya götürüyordu. 19 Eylül yılında TBMM tarafından Gazilik ve Mareşallik unvanı verilmiştir.

Post Views

Mustafa Kemal Atatürk, yıkılmaya yüz tutan bir imparatorluğun küllerinden modern, laik bir cumhuriyet devleti kurmuş karizmatik bir liderdir. Karizma sıfatı, özellikle siyasette ‘’fikirlerine güvenilen, yanılmaz, başkalarına ilham veren’’ anlamları taşır. O, Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi ve askeri lideri, öncüsüdür. Yaptıklarıyla yalnızca memleket içinde değil, dış ülkelerde de büyük bir saygı kazanmıştır. Bağımsızlık savaşımız için giriştiği mücadelelerin fiilen belki de başlangıç noktası Samsun’a çıkışıdır. Samsun’a vardığı andan itibaren de ülkenin diğer illerindeki ordularla iletişime geçerek gerekli zemini hazırlamaya başlar. Osmanlı’nın çöktüğü o zamanda ya Amerikan ya İngiliz himayesinin yoğun bir şekilde istenildiği kalabalıkların arasından sıyrılarak şu şiarı benimser ve hayata geçirir: Ulusal egemenliğe dayalı, bağımsız bir Türk Devleti kurmak. Tüm bunları da bilimsel düşünceyi esas alarak, uygulamaları evrelere ayırarak, basamak basamak hareket ederek başarır. Bu süreçte rütbeleri sürekli değişir.

Tüm bu uzun maratonda devlet adamlığının öncesinde bir büyük askerî deha olarak da karşımıza çıkar. Hatta o dönem, Amerika’daki Mark Twain Enstitüsü Başkanı Gazi’ye, askeri dehasını ifade eden şöyle bir mektup yollar: &#;Zamanımıza, geçmiş devirlerin Büyük İskender, Jül Sezar ve Napolyon&#;undan daha şanlı bir isim bıraktınız. Askerî ve sivil dehânız bütün insanlık tarihi üzerinde derinden etkili olmuştur.&#; 10 Kasım ’de yaşamını yitirdiğindeyse ülke içi ve dışı pek çok gazete bir büyük lideri kaybettiklerini manşet atar. Ölümünün yıl dönümüne sayılı günler kala Atatürk’ün askerî rütbelerini sırasıyla derlemek istedik. İşte Atatürk&#;ün rütbeleri&#; Hepinize iyi okumalar. Işıklar içinde uyusun!

1. Teğmen (10 Şubat )


Atatürk yılında Manastır Askerî İdadisi’ni bitirdikten sonra İstanbul’da Harp Okulu’na yazılır. Buradan ’de, 21 yaşında teğmen olarak mezun olur. Bu rütbenin Osmanlı zamanındaki adı ‘’Mülâzım-ı sânî’’ olarak bilinir.

2. Üsteğmen ()


Öğrenimine Harp Akademisi’nde devam eden Mustafa Kemal yılında üsteğmen olur. O dönemin deyimiyle: ‘’Mülâzım-ı evvel’’ rütbesine ulaşır.

3. Kurmay Yüzbaşı (11 Ocak )


Harp Akademisi’nden 11 Ocak tarihinde, yani 24 yaşındayken Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun olur. ‘’Kurmay’’ sınavla bir harp akademisine girip eğitimini başarıyla bitiren tüm subaylara denir. Atatürk daha o dönem istibdat rejimine karşı olduğunu söylemekten çekinmez. Hatta bu nedenle Kurmay Yüzbaşı olarak Harp Akademisi’nden mezun olduğunda İstanbul’da birkaç ay tutuklu kalır ve bir nevi sürgün olarak da 5 Şubat ’de Suriye’deki Şam’a tayin edilir.

4. Kıdemli Yüzbaşı (20 Haziran )


Şam’a atandığı dönem görev icabı Suriye’nin pek çok yerini dolaşan Atatürk memleket içindeki aksaklıkları da yakından görme şansı yakalar. Burada yılında güvendiği bazı arkadaşlarıyla ‘’Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’’ni kurar. Hatta cemiyetin bir şubesini de gizlice Selanik’te açıp Şam’a geri döner. Hükümet Şam&#;dan kısa süreliğine ayrılışından haberdar olsa da, çevresinde sevilen biri olan Mustafa Kemal’i amirleri korur. İşte bu dönem, 20 Haziran ’de Kıdemli Yüzbaşı (Kolağası) olur ve Şam’daki ordunun Kurmay Başkanlığı’ndan bir göreve getirilir.

5. Binbaşı (27 Kasım )


– yıllarında süren ve Türk – İtalyan Savaşı olarak da bilinen Trablusgarp Savaşı sırasında Mustafa Kemal Atatürk de görev almak için Trablusgarp’a gelir. Burada çeşitli kuvvetlerin başında bulunan Gazi, 27 Kasım ’de Binbaşı olur.

6. Yarbay (1 Mart )


Mustafa Kemal Paşa Ekim ’te Bulgaristan’daki Sofya Ateşemiliterliğine atanır. Ateşemiliterlik, askerî bir uzmanın kendi devletini temsilen başka ülkelere giderek temsilci sıfatıyla görev yapmasıdır. Balkan Harbi’nden sonra Osmanlı bünyesinden çıkan dört devletten biri olan Bulgaristan da bu anlamda incelenmeye değer olduğundan Gazi’nin yolu buraya düşer. Hatta Balkan Harbi’nde Osmanlı Devleti’nin Bulgarlara yenilmesini, onların bir operaya sahip olmasıyla ilişkilendirir. İşte bu dönem, 1 Mart ’te Yarbaylığa terfi eder.

7. Albay (1 Haziran )


’in Ocak ayı sonlarına kadar Sofya’da görevini sürdüren Atatürk az zaman önce başlayan Birinci Dünya Savaşı’nın seyrini de yakından takip eder. Osmanlı’nın İttifak Devletleri’nin yanında savaşa girmesiyle üstlerinden kendisine faal bir görev verilmesini ister. Uzun ret cevaplarına rağmen ısrarı üzerine Başkumandanlık onu Tekirdağ’da oluşacak Tümen Komutanlığına tayin eder. Gelibolu’daki 5. Ordunun başına geçen Alman Generali Liman von Sanders oluşabilecek düşman taarruzuna karşı kendi kuvvetlerini üç gruba ayırır. Atatürk’ün önderlik ettiği kuvvetler de ordu ihtiyatına dahil edilir ve Mustafa Kemal bu plan üzerine 18 Nisan ’te Çanakkale’deki Bigali ilçesine geçer. Düşman birliklerinin 25 Nisan ’teki çıkarmasının ardından Gazi kuvvetlerini Conkbayırı’na sevk eder ve Atatürk’ün önderliğindeki kuvvetlerin taarruzu sayesinde İngiliz askeri geri çekilmek zorunda kalır. İşte Atatürk &#;Ben, size taarruz emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar geçebilir!&#; emrini verdiği bu tarihi dönemde, Çanakkale Cephesi’ndeki üstün başarıları sayesinde 1 Haziran ’te Albaylığa terfi eder.

8. Tümgeneral (1 Nisan )


Çanakkale’deki üstün başarılarından sonra kamuoyunda tanınan, halkın sevgisini kazanmış olan Mustafa Kemal artık ‘’Anafartalar Kahramanı’’ olarak bilinmeye başlar. Çanakkale Savaşı’nın ardından Edirne ve Diyarbakır’da görev alan Gazi 1 Nisan ’da Tümgeneral rütbesini kazanır. O devrede ayrıca Doğu Cephesi’ndeki Rus saldırılarını durdurmasını bilen Atatürk 7 Ağustos’ta Muş’u, 8 Ağustos’ta da Bitlis’i düşman işgalinden kurtarır.

9. Askerlikten istifa (8 Temmuz )


19 Mayıs ’da 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal Atatürk, diğer illerdeki ordularımızla da irtibat halindedir. Bu geniş yetkileri ona ordu müfettişi olması sağlar. Zaten Atatürk o sırada, alacağı yetkinin isminden ziyade, büyüklüğünü önemsediğinden alabileceği en geniş yetkilerin peşindedir ve ordu müfettişi olarak da bunu sağlar. Hatta ona böylesi geniş imkanlara sahip yetkiyi verenlerin birçoğu da Gazi’nin amaçlarını anlamamışlar ve tek dertleri Atatürk’ü İstanbul’dan uzaklaştırmak olmuştur. Verdiği talimatlarla ülkenin pek çok yerinde miting ve gösteriler başlatan Mustafa Kemal 22 Haziran ’da Amasya’da tam bağımsız Türkiye’nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi olarak bilinen Amasya Genelgesi’ni yayımlar. Hükümetin gittikçe daha fazla dikkatini celbeden bu önder, gerek dönemin Savunma Bakanlığı gerek padişah tarafından ısrarla İstanbul’a çağrılınca bunu reddeder ve bunun üzerine 8 Temmuz’da resmî görevine son verilir. Bunun üzerine aynı gün askerlikten de bizzat kendisi istifa eder.

9. Başkomutan (5 Ağustos )


Artık mücadeleyi sivil olarak sürdüren Gazi 23 Nisan ’de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Meclis Başkanlığına seçilir. Doğu’da, Güney’de, Batı Anadolu’da pek çok düşmana karşı bağımsızlık savaşı veren Türk ordusu milli mücadelesini sürdürür. Tam bu dönem, Atatürk TBMM tarafından 5 Ağustos ’de Başkomutan seçilir. Bu rütbe, ‘’Savaşta bir devletin ordularının tümünü komuta eden en büyük komutan’’ anlamına gelir.

Mareşal ve Gazi (19 Eylül )


Sakarya Meydan Muharebesi’ni Başkomutan olarak yürüten Atatürk kazanılan zaferin ardından 19 Eylül ’de Mareşallik rütbesi ve Gazi unvanını alır. Atatürk&#;ün rütbeleri arasında Mareşallik en büyük askerî rütbedir.

Kaynak: 1

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir