bursa en iyi kardiyoloji doktorları / Bursa Kardiyoloji Doktorları | Doktorumsun

Bursa En Iyi Kardiyoloji Doktorları

bursa en iyi kardiyoloji doktorları

TÜRK PEDİATRİK KARDİYOLOJİ VE KALP CERRAHİSİ DERNEĞİ

ADISOYADIUNVANIBRANŞIİŞ ADRESİ Tolga AKBAŞ Uzman Kard. Bursa Yüksek ihtisas Hastanesi Hakan ALTIN Doçent Kard. Bursa Şehir Hastanesi Aysel AYDIN KADERLİ Doçent Erş. Kard. VM Medikal Park Hastanesi Özlem Mehtap BOSTAN Profesör Kard. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ergün ÇİL Profesör Kard. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Mustafa GÜNEŞ Uzman Cerrah Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Mustafa KÖSECİK Profesör Kard. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Soner KUMTEPE Uzman Kard. Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi Hamide MELEK Uzman Kard. Bursa Yüksek İhtisas EAH Seyyit Bahettin ÖNCÜ Uzman Kard. Bursa özel medicana hastanesi Serkan SEÇİCİ Uzman Cerrah Bursa Medicana Hastanesi Evren SEMİZEL SOYER Doçent Kard. Serbest Işık ŞENKAYA SIĞNAK Profesör Cerrah Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Fahrettin UYSAL Doçent Kard. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Volkan YAZICIOĞLU Dr. Öğretim Üyesi Cerrah Yeni Yüzyıl Üniversitesi Özel Gazi Osmanpaşa Hastanesi
Tedaviler

24 Saat EKG (Tansiyon) Holteri, Aile öykusu(kardeşler, anne, baba) kalp hastalığı olması, Baypass (Bypass), Cardiac Resencronisation Therapy (CRT) İmplantasyonu, Damar Sertliği

Tedaviler

24 Saat EKG (Tansiyon) Holteri, Aort Kapağı Hastalıkları, Baypass (Bypass), Doğumsal (Konjenital) Kalp Hastalıkları, Dudakta Morarma

Tedaviler

Akciğerlerde su toplanması, Aort cerrahisi, Aort Darlığı, Aort Hastalıkları, Aort Kapağı Hastalıkları

Tedaviler

24 Saat EKG (Tansiyon) Holteri, Anjiografi (Anjio - PAH), Cardiac Resencronisation Therapy (CRT) İmplantasyonu, Damar Sertliği, Damarlarda pıhtı oluşması

Tedaviler

24 Saat EKG (Tansiyon) Holteri, Anjiografi (Anjio - PAH), Aort Kapağı Hastalıkları, Cardiac Resencronisation Therapy (CRT) İmplantasyonu, CTO Girişimleri (Tam Tıkalı Damarların Açılması)

Kardiyoloji, kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarını inceleyen bilim dalıdır.  Özel Jimer Hastanesi Kardiyoloji Kliniği’nde son teknolojik ve modern tedavi yöntemleri tecrübeli ve alanında uzman kalp takımı tarafından kullanılmaktadır.

Kalp ve Damar Hastalıkları konusunda tecrübeli kalp takımı, ekip ruhu içinde çalışarak hasta için uygulanabilecek en doğru tedaviye birlikte karar vermektedir.

Hayati hayati önem arz eden kalp anomalilerinin tedavisi ile her yaşta görülen ritim bozuklukları, modern tedavi yöntemleriyle ortadan kaldırılmaktadır. Kalp pili yerleştirilmiş hastalarda post op ilk 1 yıl içinde ve anjio sonrası enfeksiyon ve kanama gibi komplikasyon oranı %0’dır.

Kardiyoloji Kliniği

Kardiyoloji son 30-40 yıl içerisinde tahminlerin ötesinde bir gelişme kaydetmiştir ve bu gelişmeler artarak devam etmektedir.

Koroner Arter Hastalığı

Koroner arter hastalığında, kalbin yüzeyindeki kalp kasına gerekli oksijen ve besin maddelerini taşıyan damarlar (arterler) etkilenir.

Kapak Hastalıkları

Kalpte 4 adet kapak bulunur. Yaşamın herhangi bir döneminde, çeşitli sebeplere bağlı olarak, bu kapakların bir veya birden fazlasında sorun çıkabilir.

Damar Hastalıkları

Anevrizma, büyük damarların balonlaşması anlamına gelmektedir ve hayati tehdit oluşturur. Bu balonlaşma hemen kalp çıkımında (göğüs boşluğunda) olabildiği gibi, karın boşluğunda da olabilir. 4 cm.’nin üzerindeyse mutlaka ameliyat edilmelidir.

Ritim Bozuklukları

Kalbimiz dört odacığa bölünmüştür. Üstten alta doğru bölündüğünde, kalbimizin iki yarısından her birindeki odacıklar, üst ve alt odalar olacak şekilde iki bitişik pompa oluştururlar.

Doğuştan Kalp Hastalığı

Doğuştan kalp hastalıkları, hamileliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan, bebek doğduğu andan itibaren kalbinde bulunan yapısal hastalıklardır.

Kardiyoloji son 30-40 yıl içerisinde tahminlerin ötesinde bir gelişme kaydetmiştir ve bu gelişmeler artarak devam etmektedir.

  • Koroner anjiografi
  • Sağ sol kalp kateterizasyonu
  • Koroner anjioplasti ve stent işlemleri
  • İlaç kaplı stent uygulamaları
  • Mitral balon valvuloplasti
  • Pulmoner balon valvuloplasti
  • Periferik arterlere stent işlemleri
  • Böbrek damarlarına balon anjioplasti ve stent
  • Kalp pili yerleştirilmesi
  • Kalp yetersizliğinde kalp pili yerleştirilmesi
  • Aritmilerin elektrofizyoloji ve kater ablasyon
  • Atrial septal defektin perkütan (ameliyatsız)
  • Ventriküler septal defektin perkütan (ameliyatsız)
  • Patent duktus arteriosus in perkütan (ameliyatsız)
  • Vena kavaya filtre yerleştirilmesi
  • Damarlarda coil ile embolizasyon tedavisi

Koroner arter hastalığı nedir?

Koroner arter hastalığında, kalbin yüzeyindeki kalp kasına gerekli oksijen ve besin maddelerini taşıyan damarlar (arterler) etkilenir.

Yaşlılık ve diğer birçok faktör, yumuşak ve esnek olan bu damarların sertleşmesine neden olur. Bunlar zamanla damar içine doğru büyür ve “plak” adını alırlar. Yeteri kadar büyümüş olan bu plaklar zamanla koroner arter kan akımını engeller. Ayrıca plaklar düz ve pütürsüz olan damar yüzeyini bozup, pürüzlü bir hal almasına neden olurlar. Bu pürüzlü yüzeyler pıhtı oluşumuna; bu pıhtılar ise zamanla kan akımını tamamen engelleyip aniden damarın tıkanmasına neden olabilir.

Koroner arter hastalığının etkileri nelerdir?

Koroner arter hastalığında daralmış olan koroner arterlerde kalp kasına gelen kan miktarı azalır. Yorgunluk, göğüste gerginlik, bası hissi, yanma, genellikle sol kola vuran ağrı, çeneye doğru yayılan ağrı şeklinde şikayetler, azalmış olan kan akımının göstergeleridir. Egzersiz ve stres gibi kalbin kan ihtiyacını arttıran durumlar bu şikayetleri başlatabilir ve dinlenildiğinde genellikle geçer.

Eğer koroner arter aniden tıkanır ise, kalbin o bölgesine kan akımı tamamen kesilir. Bu durumda bir miktar kalp kası kalıcı olarak zarara uğrar. Bu durum çoğunlukla geçmeyip uzun süre devam eden göğüs ağrısı ile birlikte olur ve miyokard enfarktüsü veya kalp krizi olarak adlandırılır. Enfarktüste kalp kası, skar dokusu adı verilen ve kasılma kabiliyeti olmayan bir doku şeklinde iyileşir. Eğer skar dokusu küçük ise iyileşme çabuk olur; geniş ise kalbin kanı pompalama kabiliyeti etkilenir, kalbin çalışma gücü azalır.

Koroner arterlerdeki daralmayı gidermek için ne yapmak gerekir?

Koroner arterlerde daralmaya neden olan plaklar genellikle arterin belli bir bölgesinde bulunur. Daralmış kısmın ilerisinde genellikle damar çapı normaldir. Koroner arter hastalığı bir veya iki damarı kapsıyor ise, darlık cerrahi işlem gerektirmeden genişletme ile açılabilir. Bu da küçük bir balon yardımı ile gerçekleştirilir. Bu işlemin ismi balon anjioplasti (PTCA)’ dir. Eğer koroner arter hastalığı birçok damarı kapsıyor ve komplike ise, koroner arter by-pass cerrahisi gerekir. Bu ameliyatla, daralmış damarlara kan sağlayan yeni damarlar eklenir.

Kalpte 4 adet kapak bulunur. Yaşamın herhangi bir döneminde, çeşitli sebeplere bağlı olarak, bu kapakların bir veya birden fazlasında sorun çıkabilir.

Bu hastalığın sebepleri ise doğumsal veya kalıtsal olabilir. En fazla etkilenen kapaklar aort ve mitral kapaktır. Ancak üçüncü olarak triküspit kapak da etkilenerek sorun çıkarabilir. Kapakla ilgili rahatsızlık, kapağın daralması sonucu kan akımının azalması veya yetmezliği sonucu kanın geriye kaçması durumudur.

Darlık veya yetmezlik tek tek görülebileceği gibi, her ikisi birden de meydana gelebilir.

Kalp kapaklarında görülen bu rahatsızlık kalbin yükünü daha fazla arttıracağı için, uzun sürmesi halinde kalbin yapısında geri dönüşü zor bozukluklara neden olabilir.

Anevrizma

Anevrizma, büyük damarların balonlaşması anlamına gelmektedir ve hayati tehdit oluşturur. Bu balonlaşma hemen kalp çıkımında (göğüs boşluğunda) olabildiği gibi, karın boşluğunda da olabilir. 4 cm.’nin üzerindeyse mutlaka ameliyat edilmelidir.

Karotis

Beyni besleyen boyun damarlarındaki darlık anlamına gelen karotis hastalığı; kalp hastalarında sıklıkla görülmektedir. Bu damarlar elde uyuşma, baş dönmesi, felç, hatta ölüme yol açabilir. Kalp ameliyatı olacak her hasta ameliyat öncesinde bu yönden kontrol edilmekte ve gerekirse ameliyat edilmektedir.

Ateroskleroz (Bacak damarlarında tıkanıklık)

Sistemik bir hastalık olan ateroskleroz (damar tıkanıklığı), koroner damarları olduğu gibi bacak damarlarını da etkileyerek ağrı, yürüme güçlüğü gibi şikayetlere yol açabilir. Eğer hastanın yürüme mesafesi 50 metrenin altına düşmüş ise, periferik by-pass adı verilen cerrahi girişim uygulanmalıdır.

Kalbimiz dört odacığa bölünmüştür. Üstten alta doğru bölündüğünde, kalbimizin iki yarısından her birindeki odacıklar, üst (atriyum – kulakçık) ve alt odalar (ventikül – karıncık) olacak şekilde iki bitişik pompa oluştururlar. Tek bir kalp atışı sırasında pompalar iki aşamalı bir devirde işlerler. Önce, daha küçük atryumlar (kulakçıklar) kasılır ve gevşemiş ventrikülleri kanla doldurur. Yarım saniye sonra, kuvvetli ventriküller (karıncıklar) kasılır ve atriyumlar gevşeyip dolarken, kanı vücut dolaşımına verirler.

Etkili kan dolaşımı için bu çekme ve pompalama sisteminin ritmik uyum içinde çalışması gerekir. Buna ek olarak etkili bir kan dolaşımı için vücut dinlenmedeyken normal bir kalpte dakikada 60 ile 100 atış olan düzgün bir kalp hızı kontolüne ihtiyaç vardır. Bu iki faktörün düzenlenmesi kalbin elektriksel sistemi tarafından oluşturulur. Her kalp atışı normalde sinüs düğümleri denilen özelleşmiş bir grup hücreden kaynaklanır.

Üst sağ atriyumda yer alan sinüs düğümü kalbinizin doğal kalp pilidir (pacemaker). Kalp atışlarını başlatan elektriksel uyarıları kendiliğinden üretme yeteneği vardır. Normal kalp ritmi “sinüs ritmi” diye adlandırılır.

Kalp aritmileri kalbin elektriksel sisteminde kusurlar oluşmasının herhangi bir aşamasında oluşabilir. Aritmileri nereden kaynaklandıklarına (atriyumlar veya ventriküller) veya sebep oldukları kalp atış hızına bağlı olarak sınıflandırırız. Taşikardi – dakikada 100 atıştan daha fazla – hızlı kalp atışına karşılık gelir.

Barikardi yavaş – dinlenmede dakikada 60 atıştan daha az – kalp atışına karşılık gelir. Her taşikardi veya barikardi bir hastalığı belirtmez. Mesela bir egzersiz sırasında kalp dokulara oksijence zengin kan sağlamak için hızını arttırırken sinüs taşikardisi oluşturması normaldir. Atletlerin kalpleri çok verimli çalıştığından kalp atışları dinlenmede dakikada 60 atışın altındadır.

Atriyal fibrilasyon, atriyum odacıklarının hızlı ve düzensiz atışıdır ve en yaygın görülen aritmidir. Atriyal fibrilasyon oluşma riski başlıca 65’ten sonra yaşlandıkça kalbinizin işlevlerini etkileyebilecek normal aşınma ve eskimeye bağlı olarak artış gösterir. Atriyal fibrilasyon sırasında atriyumların elektriksel faaliyeti uyumsuz hale gelir. Atriyumlar o kadar süratli çarpar ki, - dakikada 300 ile 400 atışa ulaşacak kadar hızlı – titremeye başlarlar (fibrilasyon). Elektriksel dalgalarda da, sakin bir gölete bir avuç çakıl taşı attığınızda oluşan durum gibi aynı düzensiz faaliyet vardır. Kalbin kulakçıklarındaki elektrik karmaşası, karıncıkların da düzensiz çalışmasına yol açar. Bu nedenle nabız bazen hızlı, bazen yavaş, bazı atımlarda dolgun, bazı atımlarda da zayıftır.

Atriyal fibrilasyon klinikte en sık karşılaşılan ritim bozukluklarındandır. Romatizmal kalp hastalığı, hipertansiyon, kalp yetersizliği gibi yapısal kalp hastalıkları atriyal fibrilasyon gelişimi için önemli birer risk faktörüdür. Atriyal fibrilasyon yaşam kalitesini düşüren semptomlarının yanı sıra, sistemik emboli, hemodinamik bozukluk, taşikardiye bağlı miyopati gibi komplikasyonlara yol açmaktadır.

Atriyal fibrilasyonlu hastalarda sinüs ritminin sağlanmasının üç yolu vardır:

  1. İlaç tedavisiyle; Bir grup ilaçlar özellikle yeni atriyal fibrilasyona girmiş hastalarda sinüs ritminin tekrar temininde başarılıdır. Başarı oranı AF süresinin uzunluğuyla ve eşlik eden ek bir kalp rahatsızlığının varlığıyla azalır.

  2. Anjiyografik yollarla; kalpte belli ileti yollarının anjioda “kateter ablasyon” denilen bir yöntemle etkisiz hale getirilmesi ve erken yakalanmış AF olgularında özellikle eşlik eden başka bir kalp hastalığı yoksa denenebilir.

  3. Ameliyatla; ritim bozukluğuna yol açan kalp ileti sistemi etkisiz hale getirilerek normal sinüs ritmi tesis edilir.

Doğuştan kalp hastalıkları, hamileliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan, bebek doğduğu andan itibaren kalbinde bulunan yapısal hastalıklardır. Her doğan 1000 bebekten yaklaşık olarak sekizinde doğuştan kalp hastalığı görülür. Anne, baba veya yakın akrabalarda doğuştan kalp hastalığı varsa doğacak bebekte risk daha yüksektir. Çok çeşitleri olmakla birlikte büyük kısmını kalp odacıklarını ayıran duvarlardaki delikler, kalp kapaklarındaki ve damarlardaki darlıklar oluşturur. Bazı durumlarda ise kalpteki bir odacığın, kapağın, damarın hiç gelişmemiş olması gibi daha ağır hastalıklar söz konusudur. Delikler büyüklükleri, sayıları ve yerleşim yeri itibarıyla; darlıklar lokalizasyonu, hafif-orta-ağır darlık olmaları itibarıyla birbirlerinden çok farklılık gösterirler.

Doğuştan Kalp Hastalıkları Neden Oluşur?

Doğuştan kalp hastalıkları hamileliğin çok erken dönemlerinde, organların henüz oluşmaya başladığı haftalarda gelişir. Büyük kısmında neden bilinmemektedir. Bir kısmının kalıtsal olduğu bilinmekle birlikte çok az hastalıkta genlerle ilişki gösterilmiştir. Bazı genetik hastalıklarda (Down sendromu, Turner sendromu) doğuştan kalp hastalığı görülme riski yüksektir. Annenin hamileliğin ilk üç ayında bebeğe zarar verebilecek ilaçlar kullanması, infeksiyon geçirmesi (kızamıkçık gibi), radyasyona maruz kalması doğuştan kalp hastalıklarına neden olabilir. Çoğu zaman aile öyküsü araştırıldığında doğuştan kalp hastalığına yol açabilecek bir neden bulunamaz. Bu nedenle doğuştan kalp hastalıklarının kalıtsal nedenler ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıktığı genel olarak kabul edilir. Anne karnındaki bebekte kalp hastalığı olup olmadığı “Fötal Ekokardiyografi” dediğimiz ultrasonografik yöntemle araştırılabilir (bkz. Fötal Ekokardiyografi).

Doğuştan Kalp Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?

Doğuştan kalp hastalıkları çok çeşitlidir. Bir kısmında hiçbir belirti olmaz veya belirtiler çok hafiftir, bir kısmı ise çok ağır seyirli olabilir. Ağır kalp hastalıkları ilk birkaç ay içinde, hatta ilk birkaç günde belirti verirler. Bu belirtiler bebekte morarma, beslenme güçlüğü, emerken yorulma, hızlı soluk alıp verme, nefes darlığı, kilo alamama veya sık solunum yolu enfeksiyonu (zatürre, bronşit) geçirme şeklinde ortaya çıkabilir. Daha büyük çocuklarda çabuk yorulma, çarpıntı, göğüs ağrısı ve bayılma görülebilir. Bazı hastalıklarda ise hastada hiçbir belirti yoktur veya önemsizdir, yalnızca muayene sırasında üfürüm duyulması ile başvururlar.

Doğuştan Kalp Hastalıklı Çocuklar Nelere Dikkat Etmelidir?

Doğuştan kalp hastalıklarının çok çeşitli oldukları ve hastalığa yönelik özel izlem gerektirebileceği unutulmamalıdır. Bununla birlikte çoğu zaman alınan genel önlemler aynıdır. Kalbin enfeksiyondan (infektif endokardit) korunması için bazı özel durumlarda çocuğun antibiyotik kullanması gerekir. Korunma gereken bu durumlar, antibiyotik dozu ve uygulama zamanı izleyen hekim tarafından aileye anlatılarak ellerine “İnfektif Endokarditten Korunma” kılavuzu verilir (bkz. İnfektif Endokardit).

Doğuştan kalp hastalığı bulunan çocukların büyük kısmında aktivite kısıtlaması gerekmez. Aksine çocuğun psikolojik yönden desteklenmesi ve kalp performansının iyileştirilmesi için spor ve aktivite desteklenmelidir. Bazı hastalıklarda ise çocuğa “yarışma” gibi aşırı efor gerektiren aktiviteler yapması yasaklanır. Bu durumları kesinlikle çocuğu takip eden çocuk kalp hastalıkları uzmanı belirlemeli ve çocuk gereksiz yere spordan uzak tutulmamalıdır. Çünkü önlemler hastalığın türüne ve ağırlığına göre belirlenir. Bu çocuklar daha az efor gerektiren aktivitelere yönlendirilirler.

Doğuştan kalp hastalıklı çocuklar tüm sağlıklı çocuklar gibi aşılarını yaptırmalıdır, bazı durumlarda ek aşılar gerekebilir. Çocukların beslenmesi aynı sağlıklı çocuklarda olduğu gibidir ve genel beslenme kurallarını içerir. Bazı özel durumlarda diyet gerekebilir.

Çocuklar genellikle normal eğitimlerine devam ederler. Bazı hastalarda aktivite kısıtlaması gerekebilir. Okulda merdiven çıkmaması veya giriş katında eğitim yapması, beden eğitimi derslerine katılmaması gibi önlemler alınarak çocuğun okula devamı sağlanabilir.

Çocuklar düzenli olarak çocuk kardiyolojisi uzmanı tarafından izlenmelidir.

Kullanıcı Oyu: ( 0 Oylama )

Sağlık Rehberi

Kalp Sağlığını Koruyan 6 Alışkanlık

Kalp hastalıklarından korunmak için genetik, yaş ve cinsiyet gibi etmenlere müdahale etmek kişinin elinde olmasa da, yaşam tarzında yapılacak birtakım değişiklikler riskleri en aza indiriyor.

Detaylı Bilgi

Kalbimize İyi Bakalım

Günümüzde kalp hastalıkları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık karşılaşılan ölüm nedenleri arasındadır. Daha uzun ve sağlıklı bir yaşam için; yaşam tarzımızı, beslenme alışkanlıklarımızı ve yeterli egzersiz yapma hakkında daha duyarlı olmak zorundayız. Kanıtlanmış hiçbir hastalık gelişmeden sağlıklı yaşam koşullarını, zevkle ve kararlılıkla uygulayabilirsek birincil korunma (primer), belli bir hastalıkla tanıştıktan sonraki korunma yöntemlerine ise ikincil (sekender) korunma denilmektedir.

Detaylı Bilgi

Tümünü Görüntüle

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır